26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 8 Mayıs 2016 4 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Muharrem Erkek haber Korku ve ölüm imparatorluğu Cuma akşamüstü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararlarını beklerken umutlu değildim. Çünkü yargının tarafsız olduğuna güvenim yok. “Yargı bağımsız değil ki, tarafsız olsun. Bağımsız olmayan yargı, Cumhurbaşkanı’nın bedelini ödeyecekler dediği ve tavır alıp, taraflığını ilan ettiği bir davada nasıl adil karar versin” diye düşünmemek kolay mı? Birden ulaşan bir haber, kararı ikinci plana itiverdi. Can Dündar kendisine “Vatan hainisin!” diye haykıran, sonradan adının Murat Şahin olduğu öğrenilen 40 yaşındaki işsiz birinin silahlı saldırısına uğramıştı. Saldırgan, Can Dündar’ın açıkça ayaklarına doğru ateş ettiğine göre, öldürme kastı gütmüyor görünüyordu. Amaç, susturmak ve sindirmek olduğuna göre, neden “susmazsan sinmezsen neler olur gör” yöntemiyle işe başlanmasındı ki?? .. En az maliyetlisinden başlayarak, derece derece tırmanmak her zaman mümkündü. Can Dündar saldırıdan sonra şunları söylüyordu: Saldırganı tanımıyorum, ama saldıranı kimin cesaretlendirdiği ve beni hedef haline getirdiğini, asıl onların suçlanması gerektiğini de biliyorum. HHH Can Dündar’ın bu sözleri ilk anda akla yaptıkları haberi vatana ihanet, casusluk suçu olarak niteleyen ve bedelini ağır ödeyecek uyarısını yapan, “Reis”i getiriyorsa da, ben “öyle demek isteseydi, açıkça söylerdi yok canım onu kastetmemiştir” derim. Hem, Reis’in Murat Şahin’e, “Sık şunun ayağına aklı başına gelsin, sesini kessin!” türünden haber gönderdiği veya herhangi bir ilişki içinde olduğu kanıtlanmadan böyle bir iddiada bulunulamayacağına göre... Gerçi, devletin bir numarasının, vatandaşları kolaylıkla vatan ihanetiyle suçlayabildiği, insanların kendileri yandaşları, büyükleri gibi düşünmeyenleri, hele hele onlara muhalif olanları düşman gördükleri, düşman ile hainin katlinin vacip olduğunu kabul ettikleri bir toplumda, sabıka kaydı kabarık, işsiz, kişiliksiz kimselerin önde gelen büyüklerin, kanaat önderlerinin sözlerinden hareketle, durumdan vazife çıkarıp silaha davranmaları mümkündür. Bu denli gergin toplumlarda insanlar konuşurken, suçlarken kolayca azmettirici durumuna düşebileceklerinin bilincinde olmalıdırlar. Türkiye bundan dolayı bir korku toplumu oldu. Korku toplumlarında, ifade ve basın özgürlüğünün önünde büyük engeller vardır. Özgürlükleri kullanmak isteyen sindirilir, sinmeyenler cezalandırılır. Bunun için çeşitli araçlar ve yöntemler vardır. Hoşa gitmeyen basın organlarının yaşam damarlarını kesmek için yapılan ekonomik baskı yöntemlerini saymıyorum bile. Ama bunların yanı sıra, tutuklatıp içeri tıkarak, infaz, bağımlı yargıya mahkum ettirerek sözde yargılı infaz, o da yetmez ise ayağına sıktırarak sindirmek, başına sıktırarak susturmak yöntemleri uygulanır ve bunların tümü birleşir devlet terörünü oluşturur. İşsiz bırakmak gibi, “hafif” yöntemlere değinmedik dahi. HHH Böyle böyle Türkiye bütün vatandaşların, titreyerek kendine gelmesinin istendiği korku imparatorluğu haline getirilmeye çalışılıyor. Üstüne üstlük, korku egemen kılınırken ölüm de kutsanarak, korku ve ölüm imparatorluğu oluşturuluyor. Mersin’in Yenişehir ilçesinde anne E.K.’nin beş yaşındaki oğlu, Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin sürdüğü sırada Milli Eğitim’e bağlı yuvadan eve döndüğünde şunları söylüyor: Bugün okulda ilahiler, dualar okundu, insanlar günah işlemeden ölürlerse cennete giderlermiş, cennet çok güzel bir yermiş, ben ölmek istiyorum anne! Bu Mersin’in Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Müftülüğü’nün Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde, birlikte düzenledikleri programda devlet tarafından körpe dimağlara kazınan öğretilmiş, kutsanmış ölüm tutkusudur. İşte “korku ve ölüm imparatorluğu”ndan insan manzaraları. Yoksa dönülmez akşamın ufkunda mıyız? Can Dündar’a SİLAHLI saldırı Meclis’te ‘İstihbarat veya ihbar geldi mi?’ CHP’li Sezgin Tanrıkulu gazetemizin Genel Ya neden Can Dündar’ın eşinin ve Muharrem Erkek’in saldırga yın Yönetmeni Can Dündar’a nı etkisiz hale getirmesi beklen yapılan silahlı saldırıyı Mec miştir? Yaşanan saldırıda Hükü lis gündemine taşıdı. Tan metin Can Dündar’ı rıkulu, Başbakan Ahmet hedef göstermesinin Davutoğlu’na “Bu saldır siyasi sorumluluğu ganın bağlantılı olduğu bulunmakta mıdır? kişiler var mıdır? Saldır Bu saldırganın bağ ganın herhangi bir siyasi lantılı olduğu kişi partiye ya da sivil toplum ler var mıdır? Varsa kuruluşuna üyeliği bulun kimlerdir? Saldırga makta mıdır? Emniyet ve nın herhangi bir si istihbarat birimlerine da Tanrıkulu yasi partiye ya da si ha önceden ihbar ya da is vil toplum kuruluşu tihbarat gelmiş midir” sorusu na üyeliği bulunmakta mıdır? nu yöneltti. Emniyet ve istihbarat birimle Tanrıkulu, Başbakan Ahmet rine Can Dündar’a suikast dü Davutoğlu’nun yanıtlaması iste zenleneceğine ilişkin daha ön miyle verdiği soru önergesinde, ceden ihbar ya da istihbarat eli silahlı şahsın elini kolunu gelmiş midir? Geldiysen ne sallayarak adliyeye nasıl girdi den gerekli önlemler alınma ğini, girişine kimlerin yardımcı mıştır? Can Dündar tehdit edil olduğunu sordu. Tanrıkulu, ay diği ve can güvenliği olmadı rıca şu soruları yöneltti: ğı gerekçesiyle Valilikten şim “Gazeteci Can Dündar’ı sürek diye kadar koruma talebinde li hedef gösteren kimlerdi? Sal bulunmuş mudur? Bulunduy dırgan Dündar’ı hedef alıp ateş sa Valilikçe verilen yanıt ne ol ederken neden hiçbir müdaha muştur.” le olmamıştır? Müdahale için l ANKARA/Cumhuriyet Murat Şahin Dilek Dündar SOĞUKKANLI TUTUM Sivas nüfusuna kayıtlı 40 yaşındaki Murat Şahin, önceki gün Çağlayan Adliyesi’nin önünde saat 17.35’te Can Dündar’a 23 met el ateş etmişti. Saldırgana ilk olarak Dündar’ın eşi Dilek Dündar, CHP’li Muharrem Erkek ardından da sivil polisler müdahale ederek etkisiz ha nı sıyıran kurşunla yaralanmıştı. Silahını yere bırakan takım elbiseli saldırgan daha sonra polisin verdiği talimatlara uyarak yüzüstü yere uzana Dündar’a saldırıdareyaklaşmış,‘Vatanhainisin’diyerekenaziki le getirmişti. NTV muhabiri Yağız Şenkal, bacağı rak teslim oldu. organize şüphesi Saldırgan Şahin’le birlikte gözaltına alınan iki kişiden birinin gözcülük yaptığı, diğerinin de silah temin ettiği ileri sürüldü Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a önceki gün İstanbul Adalet Sarayı önünde yapılan silahlı saldırıyla ilgili 2 kişi daha gözaltına alındı. 2 kişiden birinin olay yerinde gözcülük yaptığı diğerinin ise silah temin ettiği ileri sürüldü. Soruşturma kapsamında olayın organize bir saldırı olma ihtimalinin güçlendiği belirtildi. Şüpheli Murat Şahin, ilk yakalandığında olayı tek başına yaptığını kimsenin kendisine yardımcı olmadığını söylemişti. Şahin’in yaşananlardan önce yeraltı dünyasının ünlü ismi Sedat Peker’e mesaj bıraktığı ve iş talep ettiği iddialar arasında. 100 kişiden bilgi... Olayı tüm yönleriyle soruşturmak ve aydınlatmak için Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekiplerine bağlı polislerden özel ekip kurulduğu öğrenildi. Saldırıya ilişkin soruşturmayı derinleştiren polis, Murat Şahin’in Gaziosmanpaşa’daki evinden olayı gerçekleştirdiği ana kadar neler yaptığını belirlemek için güzergâhtaki bütün güvenlik kamerası kayıtlarını toplamaya başladı. Ayrıca Şahin’in cep telefonu kayıtlarının da incelemeye alındığı belirtildi. Şu ana kadar polisin saldırganın profilini ortaya çıkarabilmek için eşi ve çocuğunun da aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişinin bilgisine başvurduğu öğrenildi. Saldırı girişimine ilişkin dün 2 kişi daha gözaltına alındı. Saldırgan ile birlikte gözaltındaki şüpheli sayısı 3 oldu. Murat Şahin ve 2 arkadaşı için 24 saat ek gözaltı süresi verildi. Cinayet Büro Amirliği tarafından olayla ilgili yapılan soruşturmada gözaltına alınan şüphelilerden birinin Murat Şahin’in arkadaşı olduğu ve olayın olduğu saatte Çağlayan meydanında dolaştığı tespit edildiği öğrenildi. Bu kişinin Murat Şahin’e gözcülük yapmış olabileceği ileri sürüldü. Diğer kişinin ise olayda kullanılan sila Tahir Özyurtseven Murat Sabuncu Can Dündar Sedat Ergin ERGİN’DEN ZİYARET Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Can Dündar’a geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Gazetemiz yöneticileri Tahir Özyurtseven ve Murat Sabuncu’nun da bulunduğu ziyarette Ergin, Hürriyet gazetesi ve yazarı Ahmet Hakan’a yapılan sadırılara da dikkat çekerek Dündar’a yapılan saldırıyı kınadığını söyledi. l Fotoğraf: VEDAT ARIK NTV MUHABİRİ O ANI ANLATTI Can Dündar’a siper olan ve bacağından yaralanan NTV muhabiri Yağız Şenkal, “Yaralandığımı canlı yayına hazırlanırken fark ettim” dedi. Gazeteci Şenkal, NTV ana haber canlı yayınında yaşananları anlattı: “Saldırı bilgisini NTV’ye haber vermek için telefona sarıldım. Yayına çıkmak için beklerken pantolonumdaki deliği fark ettim. Pantolonu sıyırdığımda bacağımın kanadığını gördüm. Yayına bağlandım. Vurulduğumu da o anda söyledim.” ‘Verilmiş sadakamız varmış’ diyen Şenkal, saldırı anını ise şöyle anlattı: “Merdivenlerde Dündar ve eşini gördüm. ‘NTV muhabiriyim’ diye kendimi tanıttım. Yürümeye başladık. ‘Bir çay içeceğim’ diyordu. Bir anda şarjör sesi duydum. ‘Vatan haini’ diye bağırdı, tak tak ateş etti. Sonrasında olanlar refleks. Can Dündar’ın benim arkama gelmesi, benim onu kolluyor gibi görünmem, tutup itmem. Ama hedefin Can Dündar olduğunun farkındaydım.” hı Murat Şahin’e temin ettiği iddiasıyla gözaltına alındığı belirtildi. Bu iki kişinin ilk sorgularında suçlamaları kabul etmediği öğrenildi. Gözcülük yaptığı iddia edilen kişinin tamamen tesadüfi olarak olay anında Çağlayan meydanında bulunduğunu, diğerinin ise Can Dündar’a saldırı yapılacağını bilmediğini söylediği belirtildi. Polis, bu kişilerin ortaya çıkarılmasıyla güçlenen, “organize saldırı” ihtimali üzerinde duruyor. Şüpheli Şahin ilk yakalandığında olayı tek başına Can Dündar’a kızdığı için yaptığını, kimsenin kendisine yardım etmediğini söylemişti. Gözaltındaki şüphelilerin cep telefonu kayıtlarının ve kimlerle bağlantılı olduğuklarının araştırıldığı önümüzdeki saatlerde yeni gözaltıların olabileceği belirtildi. Şüphelinin sorgusunda “Kimseden emir almadığını, olayı kendi gerçekleştirdiğini ve Can Dündar’ın adliyede olacağını medyadan öğrendiğini” söylediği, “Dündar’ı sevmediğini, sadece bireysel olarak ders vermek amaçlı böyle bir eylem gerçekleştirdiğini” tekrarladığı öğrenildi. Soruşturma sonucu Murat Şahin’in ifadesinde belirttiği gibi olayı tek başına mı gerçekleştirdiği yoksa azmettiricisi olup olmadığının ortaya çıkması bekleniyor. ‘Peker’e iş başvurusu’ Şahin’in, yaşananlardan önce organize suç örgütü lideri Sedat Peker’e mesaj bıraktığı iddia edildi. Sosyal medyada yer alan iddialarda, Murat Şahin isimli bir şahsın Sedat Peker’in sitesine girerek ziyaretçi defterine mesaj bıraktığı aktarıldı ancak ismi geçen kişinin saldırıyı düzenleyen Murat Şahin olup olmadığı kesinleşmedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Mahkeme çapraz etkideHUKUKÇULARDAN DÜNDAR VE GÜL’E HAPİS CEZASINA BÜYÜK TEPKİ ‘Kötü bir siyasi gelenek oldu’ Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu /Anayasa Hukukçusu Anayasanın 138. mad mez. Çünkü son zamanlardesi gereği kovuştur da hedef göstermek, çok ma sürecine yasama ve yü kötü bir siyasi gelenek ha rütme organlarının müda line getirilmiştir. Saldırı, hil olmaması gerektiğini suça dahil olmak, suçluları belirten Kaboğlu “Mahke özendirmek gibi demokra me, çapraz baskı al si ile bağdaşmayan, tında kalmıştır. Ana hukukla ilgisi olma yasa Mahkemesi’nin yan ve ahlaken sa kararına uyması ge vunulamayan hedef rekirdi. Kısmen uy gösterme sürecinin du ama fiili durum bir parçasıdır. Hukuk dedikleri siyasile devletini inşa etme rin müdahale süreci söz konusuydu. Kaboğlu de bir irademiz varsa, anayasal kuruluş İkincisi ağır gelmiştir di ların güvenceli işleyişini ye düşünüyorum. Lanetle aksatan müdahalelerden diğim silahlı saldırı da bu kaçınmamız gerekir. Başta dava bağlamından bağım Cumhurbaşkanı’nın bun sız olarak değerlendirile dan kaçınması gerekir.” Prof. Dr. Yaman Akdeniz: YARGILAMA OLMAMALIYDI Prof Dr. Yaman Akdeniz, mahke menin, Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğüne de vurgu yaptığı Dündar/Gül kararını gör mezden geldiğini söyledi. Akdeniz şöyle konuştu: “Daha önceden başka bir gazete tarafından da yayımlanmış ve ya yımlanmasında kamu yararı olan belgelerin ‘resmi devlet sırrı’ ola Akdeniz rak değerlendirilmesi ve cezalandırılmaları ifade özgürlüğünün ağır ihlali nite liğindedir. Olmaması gereken bir yargılama ve verilmemesi gereken bir karardı. Demokratikleşme sürecinde de bizi ileri değil daha da geriye götürecektir.” ‘Bu karar bozma gerektirir’ CELAL ÜLGEN /Avukat Anayasa Mahkemesi (AYM) salt deyi yayma özgürlüğünün özüne dokunmuş tutuklaman değil sor tur. Bu nedenle ilk sü gulaman, dava açman reç kararın temyiz edil da ihlaldir demişti” di mesi olacaktır. Yargıtay yen Ülgen, şöyle 1 yıl süren bir sü konuştu: “AYM reçten sonra AYM kararında, esasa kararını da dikka da değinen bir te alarak bir karar usul ihlali vardı. verecektir. Burada Mahkeme tutuk ters bir karar çıka lulukla ilgili kıs cağını düşünmüyo ma saygılı dav rum bile. Bana göre ranmış ama yar Ülgen bu karar şimdiden gılamayı sürdürmekle genel bir konsensüs ile ve mahkumiyet hükmü bozmayı gerektirecek kurmakla hem AYM tir. Bu nedenle kimi ar kararına ve hem de kadaşların, ‘ehveni şer anayasanın 19. madde bir karar’ yorumlaması sindeki düşünce ve ifa na katılmıyorum... ” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear