28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Olaylar ve GOrUSler 16 posta@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA Deniz’ler ve Halit Ağabey KÜLTÜR SANAT Cuma 6 Mayıs 2016 AHMET SAY Yazar “Deniz”lerin 44 yıl önce 6 Mayıs sabahı, gün henüz ağarmadan Ankara’da idam sehpasında katledilmesi olayı, bütün zamanlar için geçerli bir hatırlamayı içerdiği için, varsın benim bu yazım da 2016 yılının 6 Mayıs günü yayımlanmasın! Bu gözü kara yurtsever gençleri “Denizler” diye çoğul olarak nitelemek yerindedir. Çünkü davaya olan inançları, bu yolda bedensel ve ruhsal bütün yaratıcı güçlerini seferber etmeleri, gösterdikleri dayanışma, özveri, yüreklilik ve mertlik, onları bir bütün olarak görmemizi getirir: Bu yurtsever gençlerin tarihteki adları, artık “Denizler”dir. Onların her birinin doğaldır ki kendine özgü insanî vasıfları vardı. Deniz Gezmiş’in ise ayırt edici niteliklerinden biri, yılmaz karakterinin yanı sıra, düşünceli ve incelikli olmasıydı. Tarihten silinenler... 12 Mart 1971 darbesinin kültürsüz, tutarsız, kişiliksiz kadroları, devrimci ve yurtsever 68 Kuşağı’nı ezip geçerek tarihten silmeyi tasarlamışlardı. Ne oldu? Bugün kim hatırlıyor o generallerin adını? Kimler silindi tarihten? Tam bir doğallıkla Deniz’lerin avukatlığını üstlenen Halit Ağabey, cuntanın çağdışı niyetlerini sezinlediği için, duruşmalar sürecin 12 Mart 1971 darbesinin kültürsüz, tutarsız, kişiliksiz kadroları, devrimci ve yurtsever 68 Kuşağı’nı ezip geçerek tarihten silmeyi tasarlamışlardı. Ne oldu? Bugün kim hatırlıyor o generallerin adını? Kimler silindi tarihten? HALİT ÇELENK de hukuk çerçevesini belirginleştirerek siyasî bir savunma yapmayı yeğlemişti. Bu tür savunmanın içeriği, Deniz’lerin ortak görüşüyle örtüşen, ileri insanlıktan ödün vermez bir çizgideydi. Ancak, “o sanıklar” ile “o avukat” ara sındaki ilişkilerin bir de insanî boyutu vardı ki, bunu Halit Ağabey’den daha iyi başarabilecek başka bir insan düşünemiyorum. tHeaklitdeArğdai bey’in Halit Ağabey’i gözümün önüne getirdikçe engellenemez bir şekilde, birbiri ardı sıra, yüzlerce niteliği aklıma geliyor: İşlek zekâlı, duyarlı, uygar, iyiliksever, erdemli, kararlı, yürekli, güvenilir, sırdaş, onurlu, düşünceye kendi öznel boyutlarını da katan bir “ağabey”di. Aslına bakarsanız, bütün derdi “insanoğlu”ydu onun. Acaba insanoğlunu kurtaracak yolun sonuna kadar gitse, insanlık adına kendi payına düşen değerlere ulaşabilir miydi? “Evet!” diyordu Halit Ağabey bu soruya. Böyle düşünmeseydi, Deniz’lerin idamını, dünyanın bu en zor, en korkunç, en insanlık dışı sahnesini yaşamaya katlanabilir miydi? Bu nasıl bir görev bilinci, nasıl bir insanlık dayanışması, yoldaşlık, babalık, şefkat duygusu, nasıl kocaman bir yürekti ki, Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi’nin bir avlusuna kurulan o idam sehpasının karşısında dimdik durabilmişti? Yukarıdaki soruları cevaplamak zordur. Böyle bir adımı atabilmek için, örtüşen ileri insancıl değerlerin dayanışma gücüne inanmak gerekir. Halit Ağabey işte böyle bir inançla yaşadı ve yaşamının sonuna gelip defnedildiği gün, Deniz’lerin idam edildiği “6 Mayıs” günüydü. Deniz’ler vakıfla yaşayacak! Av. İBRAHİM EKDİAL Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı Genel Sekreteri 12Mart 1971 Askeri Darbesi, 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ruhunu, hukukunu adeta boğmak için pek çok ilerici aydın, öğrenci, sendikacı ve devrimcileri tutuklayarak; dernekleri, sendikaları kapatmış, gazete ve kitapları yasaklamıştır. Darbenin tek amacı vardır: Bağımsızlığa ve özgürlüğe düşkün insanları ezip, yok etmek. Bunun en somutlaşmış hali Deniz’lerin, hukuk dışı biçimde adeta önceden belirlenmiş idamları olmuştur. Özlemle anıyoruz İdama bile; hiç korkmadan, başı dik, onurlu ve yiğitçe giden bu üç gencin son sözleri, özgürlük ve kardeşlik adınadır. Daha hayatlarının baharında hiçbir korku, baskı onları esir alamamıştır. “Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...” (2) duygusunun bir yansıması olarak, kalplerde yer tutan bu yiğit insanları, aradan 44 yıl geçmiş olmasına rağmen her 6 Mayıs’ta sevenleri özlemle anmaktadır. Deniz Gezmiş, 28 Şubat 1947 yılında Ankara’nın Ayaş ilçesinde Cumhuriyet kuşağının yetiştirdiği öğretmen anne ve babanın çocuğu olarak doğmuş; 1965’ten sonra Türkiye’de gelişen gençlik hareketinin önderlerinden birisi olarak devrimci mücadelenin önemli bir sembolü olmuştur. Kitaplara, filmlere, dizilere, belgesellere, tiyatro ve müzik eserlerine ilham kaynağı olan Deniz Gezmiş, ölümünden sonra, herkesin ortak kabul ettiği bir değer olarak insanların anılarında ve kalplerinde yaşamaya devam etmektedir. Gezmiş ailesi... 6 Mayıs 1972 tarihinden sonra yaşadıkları acıya rağmen, Gezmiş Ailesi, ülkemize, insanlarımıza hiçbir zaman küsmemiş, kinlenmemiştir. 44 yıldır kendilerinde saklı kalan anı ve gerçekleri halkımıza anlatmak amacıyla vakur bir sessizlik içinde beklemişlerdir. Bu bekleyiş, “Abim DENİZ” ki 44 yıl önce, 6 Mayıs 1972’de bir hıdrellez sabahında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nin verdiği kararın, Meclis’in onaylamasıyla(1) idam edilmişlerdir. İdam kararını veren hâkimleri bugün hiç kimse hatırlamazken Deniz’ler, milletin vicdanında, yüreğinde adeta parlayan birer yıldıza dönüşmüşlerdir. Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı, Deniz Gezmiş’in mirasını korumak, yaşatmak ve insanların onu daha iyi anlamasını sağlamak adına, aile üyeleri tarafından kurulmuştur. tabının okurlara ulaşması ile sona ermiştir. Bu kitapta, usta gazeteci Can Dündar, Hamdi Gezmiş’in anılarını, hiç yayımlanmamış mektup ve fotoğraflarla birlikte kaleme almıştır. “Abim Deniz” kitabı, Deniz Gezmiş’in, ailesinin gözünden nasıl bir kişilik olduğunun topluma, sevenlerine aktarılması açısından inanılmaz etki bırakan bir eser olmuştur. Kitabın telif haklarından aileye düşen kısmının Deniz Gezmiş adına kurulacak olan vakıf için kullanılması da, kitap çalışmasına başlanılmadan önce kararlaştırılan bir olguydu. Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı Vakfın kuruluş çalışmalarına 2015 yılında başlanıldı ve “Abim DENİZ” kitabının telif gelirlerinden sağlanan kaynak ile çalışmalara hız verildi. 11 Mart 2015 tarihinde yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine başvuruda bulunarak, vakfın resmi kuruluş işlemleri başlatıldı. Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı, mahkemenin verdiği kararla resmi kuruluş işlemlerini tamamlayarak, kuruluş kararı 27 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Güzel ülkemizin insanlarının mutluluğu için mücadele veren Deniz Gezmiş’in mirasını korumak, yaşatmak ve insanların onu daha iyi anlamasını sağlamak adına, aile üyeleri tarafından bu vakıf kurulmuştur. “Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı” ismini Deniz Gezmiş’in hayatı boyunca inandığı ve uğruna mücadele ettiği antiemperyalist değerlerden almıştır. Biz, ülkemizde yaşayan herkesin temel insan haklarına sahip olduğunu biliyoruz; bilinçli ve sorumlu yurttaş kimliğiyle, hukukun egemenliği altında, demokratik ilkeler ışığında, her türlü ayrımcılığın giderilmesi ile insanların eşitlik hakkını savunuyoruz. İnsanlarımız arasındaki hiddeti, nefreti ortadan kaldırabilmek adına duygumuzla, özümüzle, sözümüzle, düşüncemizle örnek olarak her türlü hukuksuzluğa, ayrımcılığa karşı bir sivil toplum örgütü olarak mücadele edeceğiz. Deniz’leri unutmayacağız. Dipnotlar: (1) 24.04.1972 günü yapılan oylamaya 450 milletvekilinden 323 milletvekili oy vermiş olup; kabul edenler 273, reddedenler 48, Çekimserler 2, oylamaya katılmayanlar ise 118 kişidir. Oylamaya katılanların ve oylama sonucunun açık dağılımı hakkında bkz. “Abim Deniz”, Can Yayınları, 1. Basım, 2014, s. 465 474 (2) Uğur Mumcu’nun, 25.08.1975 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı “Sesleniş” yazısından. Hamdi Gezmiş’in ağabeyini anlattığı kitabın özel baskısı okuyucuyla buluştu. Kitapta Deniz’in daha önce yayımlanmamış mektubu var. Deniz’in yayımlanmamış mektubu Parkamı getirirseniz memnun olurum 1968kuşağının devrimci hareketinin simge isimlerinden Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş’in, ağabeyini anlattığı ve Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın kaleme aldığı “Abim Deniz” isimli kitabı hiç yayımlanmamış mektup ve fotoğraflarla “Abim Deniz” özel baskısıyla yeniden okuyucuyla buluştu. Kitapta Deniz Gezmiş’in hiç yayımlanmamış bir mektubu bulunuyor. Deniz Gezmiş “Baba” diyerek başladığı mektubunda şunlar yazıyor: “Mektubunuzu aldım çok teşekkür ederim. Size dün mektup yazmıştım. Moralim, rahatım ve sıhhatim iyidir. Benim askeri parkamı, kalın yün askeri gömleğimi, pantolonumu, iç çamaşırlarımı ve kazaklarımla gömleklerimi getirirseniz memnun olurum. Sizin, annemin ellerinden kardeşlerimin gözlerinden öperim. Deniz Gezmiş” diyor. Gezmiş, yine bir başka mektubunda ise cezaevinde yaşanan bir olaydan bahsediyor: “Mektubunu aldım sevindim. Benim için burada endişelenecek bir durum yok. Her ne kadar kavga olduysa da bizim onlarla bir ilişkimiz yok. Kavga hükümlüde oldu. Ben ise müşahedede yatıyorum. Burada rahatım yerinde. Canım da sıkılmıyor. Bol bol kitap okuyorum. Tahliyeyi falan da düşündüğüm yok. Nasıl olsa bir gün tahliye olacağım. Benim için önemli olan sizin durumunuz. Siz iyiyseniz ben de iyiyim demektir. Sen de çok iyi bilirsin ki fedakârlık olmazsa devrim de olmaz. Şairin dediği gibi. Sen yanmazsan/Ben yanmazsam/nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Anneme Bora’ya Hamdi’ye selamlar. Ya vatan ya ölüm. Deniz Gezmiş.” Acı küllenmedi Hamdi Gezmiş kitap için kaleme aldığı önsözde özetle şunları yazdı: “Baharın en güzel ayı benim için de mayıs olabilirdi, eğer abim Deniz ve iki yiğit arkadaşı 72’nin 6 Mayıs’ında, kin ve intikam duygularıyla idam edilmeseydi. İzleyen yıllarda da içimizdeki acı küllenmedi, canlı kaldı hep ama geçen zaman içinde yaşadığımız olumsuzluklara karşınher kesimden pek çok insanın abimlere daha çok sahip çıkması bizlere gurur verdi. İnfazdan sonra abimin üstünden çıkan parka, postal ve diğer giysiler ile hücresinde bulunan eşyalar babama teslim edilmişti. Yine çeşitli yıllara ait abimle ilgili birçok fotoğrafı da albümler içinde dağıtmadan günümüze kadar korudum. Yakın zamanda annemin evinde sandık odasında bulduğumuz mektup, arkadaşlarından gelen kartpostal ve mektuplar ile bazı belgeleri de bu arşive dahil ettik.” l İSTANBUL 3 FİDAN ANILIYOR 1968öğrenci gençlik hareketinin liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 44. yılında düzenlenecek çeşitli etkinliklerle anılacak. l ANKARA 6 Mayıs 1972 yılında idam edilen “Üç fidan” Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak amacıyla bugün Ankara’daki Emek ve Demokrasi güçleri mezar başında anma töreni yapılacak. Saat 12.00’de Karşıyaka mezarlığı 2 No’lu kapı önünde toplanacak grup, daha sonra Deniz’lerin mezarına yürüyecek. l İSTANBUL İstanbul’da ise ilk tören 68’liler Birliği Vakfı’nın öncülüğünde CHP, Vatan Partisi, TGB, ADD, CKO, Eğitimİş ve CUMOK’lular tarafından gerçekleştirilecek. Saat 11.00’de Gümüşsuyu İTÜ önünde toplanacak olan grup, Dolmabahçe’ye yürüyecek. Burada yapılacak açıklamanın ardından Amerikan 6. Filo askerlerinin denize döküldüğü yere karanfil bırakılacak. Saat 17.00’de ise DevLis üyeleri, Taksim Atatürk Kültür Merkezi önünde toplanarak Dolmabahçe’ye yürüyecek. Yine aynı saatte çeşitli öğrenci grupları, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anmak için Çapa’ya çağrı yaptı. Mücadele Birliği Platformu üyeleri de saat 19.30’da Kadıköy Boğa heykeli önünde toplanarak Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürüyecek. CHP Kartal İlçe Başkanlığı önünde de partililer “Laiklik özgürlüktür, Yaşasın tam bağımsız Türkiye” başlıklı yürüyüş gerçekleştirilecek. Basın açıklamasının ardından gençlik kollarının tiyatro gösterimi olacak. Bakırköy Belediyesi tarafından da Yunus Emre Kültür Merkezi Turhan Tuzcu Sahnesi’nde “Deniz Gezmiş’in Günlüğü” kitabının yazarı Ali Yıldırım söyleşide bulunacak. Cadde Bostan Kültür Merkezi’nde akşam saat 21.00’da “Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde 68 hareketinin yeri” başlıklı toplantı gerçekleştirilecek. Gazeteci Mustafa Mutlu’nun yöneteceği toplantıda gazetemiz yazarı Şükran Soner ile birlikte Bozkurt Nuhoğlu, Kamil Dede, Gökalp Eren, Namık Kemal Boya ve Rahmi Ofluoğlu konuşmacı olarak yer alacak. l BURSA Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anmak amacıyla Bursa Nilüfer Belediyesi ve 68’liler Vakfı 3 Fidan Anıtı önünde şafak nöbeti tutacak. Saat 19.30’da düzenlenecek foruma ise gazetemiz yazarı Işıl Özgentürk, gazeteci Enver Aysever, Tuncer Sümer ve 68 kuşağından Hacı Tonak konuşmacı olarak katılacak. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear