26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 3 Mayıs 2016 14 yorum TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Din, devlet ve laiklik İnsanoğlu, gizemini açıklayamadığı muhteşem evrensel oluşumu Tanrı ve dinler yoluyla anlamaya çalışmış. Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık ve diğerleri insanoğlunun büyük bir kısmının inancı ve dayanağı haline gelmiş. Dinler toplumsal yaşamın bir parçası olmuşlar. Toplumsal yaşamın bir parçası olunca, “toplumlardaki siyasal, ekonomik, kültürel ve askeri olayların içine sokulmuşlar”. O zaman da Giordano Bruno’nun daha 16. yüzyılda söylediği gibi, “Tanrı yeryüzündeki iyi insanlar ile kendi iradesini egemen kılmak ister; buna karşılık dünyadaki kötü insanlar Tanrı’yı kendi çıkarları için kullanmaya kalkarlar”. Böyle dediği için de engizisyon tarafından 1600’de yakılarak ölüme mahkum edildi. Avrupa aydınlanma çağı Kilise’nin (dinin) yerini, hayatın siyasi, iktisadi, askeri boyutundan ayırarak gerçek, olması gereken yerine oturttu. “Laiklik” bu evrimde köşetaşı oldu. İnsanın (bireyin) temel hak ve özgürlükleri sıralandı. Bunlar çağdaş demokrasilerde olmazsa olmazlar içine sokuldu. Siyasetçinin, işadamının ve ordunun Bruno’nun anlattığı gibi, dini bir araç olarak kullanmasının önüne geçildi. Türkiye örneği İslam ülkelerinde bu çağdaş ve demokratik gelişmelere Atatürk devrimleri ile sadece Türkiye ayak uydurmaya çalıştı. Burgiba (Tunus) gibi öncü Arap liderleri Atatürk’ü ve devrimlerini örnek aldılar. Arap Baharı’nın (!) kirliliği içindeki tek istisna Tunus olmadı mı? Din devleti olmaya karşı direnç gösterdi. Bugün yaşamakta olduğumuz kutuplaşma ve çatışmanın iki temel faktörü vardır; 1) Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma, laiklik ve demokrasi çabalarına karşı dinci örgütlenmeleri esas alan ve laikliğe karşı oluşumlar. 2) Kimi küresel güçlerin bu “karşıdevrim” çabalarına destek vererek Türkiye’yi yeniden yapılandırma ve bölme istekleri. PKK, YPG kepazeliğinde olduğu gibi. Meclis’teki, medyadaki, iş hayatındaki kutuplaşma ve kavgaların gerisinde bu faktörler etkilidir. Bir yanda Türkiye’yi laiklikten tamamen kopararak antidemokratik, ilkel bir “Ortadoğulu dinci devlet” yapmak isteyenler; öte yanda ülkeyi çağdaş, demokratik ve laik bir yapıya kavuşturmak isteyenler. Birinciler dini, bir güç ve örgütlenme aracı olarak kullanarak ülkeyi çağdaş hukuk ve laiklik dışına çekmek istiyorlar, aynen engizisyon tarafından yakılarak öldürülen Bruno’nun söylediği gibi, bugünün engizisyonlarını yaratıyorlar. Irak’ı bölenler, Suriye’ye silah ve terörist sokanlar hepsi de radikal dincilerdir. Atatürk ve laiklik düşmanları, demokrasi düşmanları hep birlikte hareket ediyorlar. Türkiye’de IŞİD sempatizanlarının anketlerde yüzde 14 çıkması, aynı oranda, şeriat düzeni ve din devleti isteyenlerin bulunması çarpıcıdır. Dinci örgütlenmeler mi? Oranları düşük olsa da radikal dinci ve şeriatçılar “çok daha örgütlü” duruma gelmişlerdir. 1961 Anayasası’ndaki toplumsal örgütlenmelerin kaldırılması için 12 Eylül darbesi yaptırılmış ve “dinci örgütlenmelerin yolu açılmıştır”. Bugün din devleti ve şeriat düzeni içinde bir devlet yapısı isteyenlerin altyapısı böyle hazırlandı. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi girişimleri bu sürecin son noktasını oluşturmaktadır. Kıbrıs’tan ve Ege’den çekilen ülke S. Arabistan’ın Sünni ordusuna katılmakta, Katar’la üs anlaşması yapmaktadır. Türkiye bugün radikal dinciler ve PKK’nin sarmalına sokulmuştur. Her gün patlayan bombalar ve insan kayıplarımız bunun sonucudur. Her ikisinin de ortak stratejik hedefinde Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri düşmanlığı yer alıyor. Bu gidişi değiştiremez isek, sonumuz Suriye olur. Bütün partiler, sivil toplum örgütleri, iktidardakiler ve muhalefettekiler “asgari müştereklerde” birleşmek zorundayız, hâlâ göremiyor musunuz? 3 MAYIS 2016 SAYI: 33081 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.11 04.01 04.30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.53 13.08 16.58 05.39 12.53 16.41 06.05 13.15 17.02 Akşam 20.11 19.53 20.13 Yatsı 21.44 21.24 21.40 İstanbul Ataköy Mimar Sinan Camii’nde 2 bin “anaokul” öğrencisi perşembe günü “namaz şenliğine” katıldı. Başları “takkeli” erkek çocuklar önde, “türbanlı” kızlar da arka safta namaz kıldılar! HHH Türkiye’nin en önemli “bilim kurumu” TÜBİTAK, “2016 Yılı Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması”nda Siirt 14 Eylül Anadolu Lisesi öğrencilerinin “Tillo Evliyalarının Kerametleri” projesini kabul etti! Ayrıca, Isparta Şarkikaraağaç Asım ve Sıddıka Selçuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin “Cuma Namazının Sosyalleşmeye ve Toplumsallaşmaya Etkisi” projesinin de bölge sergilerine katılmaya hak kazandığı açıklandı. Trabzon Yılmaz Çebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin “EKG Önlüğü ile Mahremiyeti Korumak” ve Trabzon Yomra Fen Lisesi öğrencilerinin “Ahlaki Değerlerimizin Sistematik Gözlemlerle İncelenmesi” projeleri de aynı sergiye katılacaklar. Dikkat ederseniz, kazananlar imam hatip okulları olmayıp teknik ve fen liseleri... Ödüllendiren de TÜBİTAK! HHH İmam hatip okulları “hurafe, keramet” gibi palavralarla yetişmiş imamlar yerine, din bilgisini çağdaş kafayla öğretim gören imamların yetişmeleri için kurulmuştu. Sultan, İmam Hatipliler Derneği’nce düzenlenen “Önder İmam Hatip Gençlik Buluşması”nda konuştu. İmam hatiplilerin sayısının “60 binden 1 milyon 200 bine çıkışı” ile övündü. Anlamadığım bir nokta, bu okullara kız öğrencilerin alınmaları! Kızlar, bırakın “imam” olarak görevlendirmeyi, camilerde bile erkeklerle aynı safta değil, gerilerde “kadınlar mahfilinde” namaz kılıyorlar. Bırakın “kadın” olmayı “34 yaşındaki kızlar” bile camide arkada, dışlanıyorlar! HHH Meclisi Mebusan Reisi, anayasadan “laiklik kavramının çıkarılmasını” açıkça söylemedi mi? Söyledi! Ama siz bu sözleri söyleyene değil, söyletene bakın! Sultan’a çevresi “Fatiha” yazılı “Cumhur ÖzAgecanr Kavşak İmamistan! başkanlığı Forsu” hediye edilmedi mi? Özetle “laikliğe el Fatiha”... El Fatiha! Galatapalace! Galatasaray Basketbol takımı “Eurocup” kupa sını kazandı. Karşılaşmadaki 8 Galataraylı’dan 6’sı yabancı, 2’si Türk idi. Bu durumda “Galatasaray” yerine “Galatapalace” demek daha doğru olmaz mı? Kupanın gerçek galibi Ergin Ataman’dır. Daha önce çalıştırdığı 2 Avrupa basketbol takımıyla da 2 kez kupayı kaldırmıştı. Bu 3.’sü oldu. Kutlanacak birisi varsa, o da Ataman’dır. Osmanlı Havayolları! G Özgen Acareçen hafta THY ile İstanbul’a gidip geldim. Giderken pilot, “uçuş süresinin 1 saat olacağını” duyurdu. Uçak İstanbul’a yaklaşıp Pendik üzerine gelmişti ki birden 90 derece dönerek Karadeniz’e çıktı. Orada bir süre turladıktan sonra inişe geçti. Tekerler yere değdiğinde 1 saat 40 dakika olmuştu. Dönüşte ise pilot “uçuş süresinin 40 dakika olacağını” bildirdi. Ne var ki uçak havalanmadan önce pistte mehter takımı gibi 2 gitti 1 durdu. Pilotun duyurusundan ancak 65 dakika sonra uçak havalanabilmişti! Boşuna tüketilen akaryakıt da cabası! Sorun Atatürk Havaalanı’ndaki trafik yoğunluğu idi. Yurtdışından gelip öteki kentlerimize gideceklere de İstanbul’da aktarma yaptırılıyor. Oysa bazı uçuşların, Ankara’ya, İzmir’e, Antalya’ya yönlendirilmesi ve İstanbul’da aktarma yoğunluğunun hafifletilmesi gerekir. Örneğin Isparta’dan Ankara’ya uçmak için önce İstanbul’a gidip orada aktarma yapmak zorundasınız. Antalyalı otelciler, THY’nin Nev York’a ve bazı Avrupa kentlerine İstanbul aktarması yerine direkt uçmasını öneriyorlar. Böylece THY, Osmanlı Havayolları olmaktan kurtulur! Galatapalace!.. Teşhir cezası geliyor 1 Mayıs’ta çıplak protesto yapan anarşistler, “Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamlarında polisin bizi koruyamayacağını gördük” dedi. Polis gençlere teşhir cezası kesecek. 1Mayıs’a İzmirli anarşistlerin gerçekleştirdiği “çıplak protesto” damga vurdu. İşçi Bayramı’nın kutlanacağı Gündoğdu Meydanı’na girişte üst aramasının po lis tarafından yapılması nı reddederek soyunan anarşistler, “Biz orada sistemin bize dayattığı elbiseyi çıkardık” dedi. Eylemin basında ge niş yer alması, hatta fo HAKAN DİRİK toğrafların teşhir edilerek bazı gazetelerde he def gösterilmesi üzerine Ege Anarşi İnisayitifi, bildiri yayım ladı. Polisin değil 1 Mayıs Düzenleme Komitesi’nin üstlerini arayabileceğini daha önce ilettiklerini bildiren anar şistler, şunları kaydetti: “1 Mayıs’ ta bir araya gelen antio toriter, hayvan özgürlükçüsü ve anar şistler olarak polisin üst aramasına karşılık refleksif olarak kıyafetlerimi zi çıkarıp alana bedenimizi aratma dan girdik. Anaakım medyada mani püle edilenin aksine, tertip komitesine üstümüzü aratabileceğimizi ama poli sin aramasından geçmeyeceğimizi ilet tik. Fakat talebimiz güvenlik gerekçe si nedeniyle reddedildi. Biz bu güven lik gerekçesinin niteliksizliğine Ankara, Amed ve Suruç katliamlarında şahit olduk. Polisin bizim güvenliğimizi sağlayamayacağına inanıyoruz. Eylemin sebebi budur.” “Biz, orada yalnızca kıyafetlerimizi değil, sistemin bizi giymeye mecbur bıraktığı, etnik, dini, cinsel, biyolojik ve daha birçok kimliğimizi de çıkarttık. Medyanın bu eylemliliği kafası bozuk birkaç gencin işi olarak göstermesi bizi bu açıklamayı yapmaya itmiştir. Arkadaşlarımızın görüntülerinin teşhir edilerek hedef gösterilmesini de etik bulmuyoruz. Bundan sonra da bugünkü tavrımız değişmeyecektir.” Teşhir cezası alacaklar Anarşist gençlerin protesto ettiği polis, haklarında Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapmaya başladı. Olay anı görüntülerini inceleyen İzmir Emniyeti, 3 kadın anarşistten 2’sinin sutyenlerini de çıkararak tamamen üstsüz kaldığını, birisinin de sutyeniyle protesto yaptığını belirledi. Erkeklerin 3’ünün iç çamaşırıyla, 13’ünün de belden yukarısı çıplak şekilde protestoya katıldığını tespit etti. Üstsüz kalan iki kadın ile iç çamaşırıyla arama noktasından geçen üç erkek hakkında yasal İzmirli anarşistler, 1 Mayıs kutlama alanına böyle soyunarak girmişti. işlem başlatıldı. İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, konuyla ilgili sorulan soruya, “Kutlamalar sırasında yaşanan olayda, herhangi bir izdihama yol açılmaması ve kalabalığın içerisinde işlem yapılmasından dolayı tepki oluşmaması amacıyla kontrollü olarak geçişlerine müsade edildi. Ancak çıplak girenlerin kimliklerini görüntülerden tespit etmeye başladık. Bunun içini hem ilgili cezai kanun maddesinden hem de Kabahatler Kanunu’ndan her birisi için ayrı ayrı işlem yapılacak” sözleriyle aktardı. CHP’li Özkan’da DDT izi Karaciğer biyopsisinde DDT izi çıkan Özkan, 3 ay özel tedavi görecek CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın, vekili Tuncay Özkan’ın karaciğerine geçen günler 6 yıl kaldığı Silivri Cezae de Almanya’nın Frankfurt vi’ndeki koşullar nedeniy kentinde kök hücre teda le hasar gören karaciğerine visi uygulandı. Bu yöntem Almanya’nın Frankfurt ken Türkiye’de uygulanmadığı tinde kök hücre tedavisi uy için Almanya’ya giden ve te gulandı. Cumartesi gecesi davi olmadığı takdirde dok İzmir’e dönen Özkan, 3 ay boyunca evinden çıkamayacak, Tuncay Özkan torların iki yıl içinde hayati tehlike gördüğü Özkan, geçen maskeyle dolaşacak ve kim cumartesi gecesi İzmir’e dön seye dokunmayacak. Yakın arkadaşı dü. Özkan’ın enfeksiyon riskine karşı gazeteci Adnan Bulut, yapılan biyopsi evin içinde maskeyle dolaştığı ve kim de Özkan’ın karaciğerinde DDT (böcek seyle temas etmediği öne sürüldü. Ya ilacı) bulunduğunu öne sürdü. kın arkadaşı gazeteci Adnan Bulut, bi Ergenekon soruşturmasında 6 yıl yopside Özkan’ın karaciğerinde DDT cezaevinde kalan CHP İzmir Millet bulunduğunu söyledi ve “Silivri’de ki cezaevi koşulları nedeniyle Tuncay Özkan’ın karaciğeri 3’te 1 oranında hasar gördü. Kök hücre tedavisine karar verildi, ancak Türkiye’de uygulanmadığı için Almanya’ya gitti. Orada yapılan tahlillerde ve karaciğerinden alınan biyopside radyasyon ve yediği yiyeceklerden kaynaklı DDT (böcek ilacı) izine rastlandı. Bunda bir kasıt var mı yok mu bilmiyoruz. Bu nedenle karaciğere kök hücre yüklemeleri yapıldı. Karaciğerin temiz hücresi alındı ve kök hücre tedavisi ile karaciğere nakledildi. Bir hafta boyunca bu uygulama gerçekleşti. Üç ay sonra kök hücre yeniden yapılacak ” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Hablemitoğlu’nun mezarını parçaladılar Hablemitoğlu’nun kırılan mezar taşı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çalı ğı öğrenildi. Odatv’ye konuşan Hablemitoğlu’nun eşi Şengül şan taşeron firmanın kal Hablemitoğlu, “Kuru bir özür dırım yaparken Necip dahi dilemiyorlar. AK Partili Hablemitoğlu’nun kabri belediyeden biri olsaydım, bu ni parçaladığı öğrenildi. Necip Hablemitoğlu’nun Anka Hablemitoğlu davranışı sergilemezlerdi. Çok kızgınım ve üzgünüm” dedi. ra Karşıyaka Mezarlığı’ndaki kabri Akademisyen yazar Necip Hable parçalandı. Kabri, Ankara Büyükşe mitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde uğ hir Belediyesi’ne çalışan taşeron fir radığı suikast sonucu hayatını kay manın kaldırım yaparken parçaladı betmişti. l Haber Merkezi Orhan Pamuk: Laik arkadaşlarım için korkuyorum Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Avrupa ülkelerine, “insan hakları ihlalleri konusunda Türkiye’ye karşı daha sert tavır almaları” çağrısında bulunarak “Kendim için değil ama ülkem için, laik arkadaşlarım için korkuyorum” dedi. Hollanda Televizyonu’nda ko Orhan Pamuk nuşan Orhan Pamuk, “Hükümeti eleştirenler işten çıkarılıyor, tehdit ediliyor ve gazeteleri kapatılıyor. Son yıllarda İslamcı hükümetimiz liberal yüzünü kaybediyor” dedi. Pamuk, Avrupalı liderlerin insan hakları ve basın özgürlüğü konusunda Türkiye’yi uyarmaları gerektiğine de işaret etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve diğer Avrupalı liderlerin sadece mülteci sorununu değil, demokrasi ile ilgili sorunları da dile getirmeleri gerektiğini vurguladı. ON NUMARA 03, 06, 09, 10, 12, 13, 20, 24, 26, 27, 28, 30, 35, 38, 40, 46, 51, 56, 60, 64, 70 ve 72 10 BİLEN: 90 bin 780’er TL (3 kişi) 9 BİLEN: bin 325’er TL 8 BİLEN: 85.65’er TL 7 BİLEN:17.65’er TL 6 BİLEN: 3.35’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.20’şer TL C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear