26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 23 Mayıs 2016 haber 10 11EDİTÖR: SERKAN OZAN Kabine için 22 MAYIS 2016 12 EYLÜL 2015 Sare Davutoğlu’na Albayrak şoku Ses kısıklığına Sare Davutoğlu formülü Salonda üç dev poster Şehit hassasiyeti bu kez unutuldu gözler salıda AKP kongresine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Baş Binali Yıldırım, salonda hazırlanan özel platformda yürüdü, yürürken partililere karanfil fırlattı, partililer ile selfie çektirdi. Kongrenin yapıldığı salona; Türk Bayrağı, parti bayrağı, Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo Terörle mücadele nedeniyle her gün çok sayıda şehit verilmesine yönelik hassasiyet salona yansıtılmadı, partililer kong bakan Ahmet Davutoğlu’nun Ancak Yıldırım’ın attığı karan ğan, Ahmet Davutoğlu ve Bi re programının başlamasına ka eşi Sare Davutoğlu’nun eli fillerin partililere ulaşamaması nali Yıldırım’ın dev posterle dar neşeli şarkı türkülerle coş ni havada bıraktığı an dam üzerine görevliler, karanfillerin ri asıldı. Sahnenin bulunduğu turuldu. Tribünlerde dans eden ga vurdu. Ahmet ve Sare Da saplarını kopararak Yıldırım’a dev ekranda “Kutlu Yürüyü halaylar çeken partililerin el vutoğlu salona girdikten son yardımcı olmaya çalıştı. Kong şe Devam: Hedef 2023” yazıl lerinde ise Türk bayrakları ve ra kabine üyeleriyle selamlaş reye Binali Yıldırım’ın sesinin dığı görüldü. Salondaki diğer parti bayrakları vardı. Kongre tı ve tek tek ellerini sıktı. Bu kısılması damgasını vurdu. Yıl pankartlara ise, “Türkiye’nin de ayrıca “Kutlu Yürüyüşe De sırada Berat Albayrak’ın, Sare dırım, “sesim bana yardımcı ol partisi”, “Durmadan 100. Yıla”, vam” isimli belgesel de partilile Davutoğlu’nun elini sıkmaması mayacak” dedi. Ancak daha “Durmadan 2023’e”, “Tek Mil re izlettirildi. Belgesel daha çok dikkat çekti. Daha önce kadın sonra Ahmet Davutoğlu’nun let, Tek Bayrak, Tek Vatan, Erdoğan’ın yaşamına odaklan larla el sıkıştığı bilinen Albay eşi Sare Davutoğlu’nun ha Tek Devlet” yazıldı. Salonda, dı. Erdoğan’ın hapis cezası aldı rak, AKP’nin 12 Eylül 2015 günü zırladığı özel bir karışım kür Kayseri İl Başkanlığı’nın “Me ğı, sırada dile getirdiği, “Hiçbir yapılan AKP’nin 5. Olağan Bü süye getirildi. Yıldırım’ın sesi sele koltuk değil siz hâlâ an ceza Tayyip Erdoğan’ı bu mille Binali YıldırımCumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü. Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım’ın seçilmesi üzerine yaptığı teşekkür ko yük Kongresi’nde de Sare Da büyük oranda düzeldi ve ko Erdoğan AKP’yivutoğluiletokalaşmıştı. nuşmasına devam etti. lamadınız mı” pankartını as baştanmasıisedikkatçekti. te hizmetten yıldırmayacaktır” yarattısözleriyükseldi. nuşmasını dinlemeden Cumhurbaşkanlı ğı Sarayı’na gitti. Davutoğlu, Erdoğan’a Ba kanlar Kurulu’nun istifasını sundu. Yakla şık 40 dakika süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada ERDOĞAN’IN ‘TEK LİDER’ OLARAK İLAN EDİLDİĞİ AKP KONGRESİNDE BİNALİ YILDIRIM GEÇERLİ TÜM OYLARI ALARAK GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ, PARTİ YÖNETİMİ BÜYÜK TIRPAN YEDİistifanın kabul edildiği açıklanırken “Cumhur Bozdağ’dan tam biat:başkanımız, Bakanlar Kurulu’nun yeni hükü met kurulana kadar göreve devam etmesini Aistemiştir” ifadeleri kullanıldı. Kongre salo Mesajını bütün Tayyip’in partisiyiznundaki teşekkür konuşmasının ardından Yıl dırım, Saray’a çıktı. Cumhurbaşkanlığı’ndan salon ayakta dinledi öyle de kalacağızyapılan açıklamada, Yıldırım’a hükümeti kur ma görevi verildiği belirtildi. Yeni kabinenin Erdoğan’ın İstanbul BM Zirvesi programı nedeniyle salı günü kurulmasının ardından hü Yeni anayasa Akümet programının TBMM’de okunması ve güvenoyu süreci netleşecek. EArrdınoçğ: aFna’tauçraıkar AeyeskniiEsrisdtoeğman BAir Tayyib ayiniülent Arınç, “Geçmiş dönem milletvekil Bliyim ama aynı zamanda geçmiş dönem meclis başkanı ve geçmiş dönem başbakan yardımcısıyım. Benim yerimi iyi tayin edeme mişler. Aklıma kötü şeyler de gelmiyor de ENSAR DA SALONDAğil” dedi. Manisa’da katıldığı bir nikah sonra sı konuşan Arınç, “Davutoğlu’nun çok başa rılı olduğuna inanıyorum. Yüzde 49.5 gibi bir oyla büyük bir başarı yakala BİNALİ YILDIRIM BAĞLILIĞINI İLAN ETTİdı. Büyük bir asalet gösterdi, feragat gösterdi ve bir ola DAVUTOĞLU’NDAN SERT MESAJLARğanüstü kongre ile görevle rinden tamamen ayrıldı. Bu Türk siyaset tarihinde uzun süre konuşulacak, tartışıla İlk iş başkanlıkcak,sorgulanacakbirolay Rahatsızlığındır” dedi.Arınç,“Bugünden itibaren Cumhurbaşkanımı Aza büyük görevler düştüğü ne inanıyorum. Çünkü Bina li Yıldırım’ın hazırlanması, Gül’den hak ve farkındayımBülentArınç MKYK üyelerinin tespit edilmesi ve zannediyorum ki hü hukuk vurgusukümetin de aynı doğrultuda Cumhurbaşka Bnımızın direktifleri ile tespit edilecek olma sı ona büyük bir sorumluluk yüklüyor. Allah saklasın iç ve dış politikalar Türkiye’de ya 11şanan olaylar küçük de olsa başarısızlığı ge tirdiği takdirde bu da Cumhurbaşkanımızın hanesine yazılacaktır” dedi. Kmuinziua: nHaayzairsaanda İŞTE YENİ MKYK AYtıladmırıamy’aetvkeirsiiliyorKP milletvekili Burhan Kuzu, AKP 2. Aolağanüstü kongresinde “partili cum 2hurbaşkanlığı” için Haziran ayında yapılabi lecek bir mini anayasa değişikliği paketine işaret etti. Kuzu, “Cumhurbaşkanı’nın daha aktif, daha belirgin, daha belirleyici olduğu, başbakanın daha arkada kaldığı bir döneme doğru gidiliyor. Bir maddelik bir değişikle kurtulunabilir ama 35 maddelik bir değişiklikle bu iş çözülecektir” dedi. KP’nin 2. Olağanüstü Kongresi’nde, “tek aday” olan Bi nali Yıldırım, 1405 geçerli oyun tamamını alarak partinin 3. genel başkanı seçildi. Kongreyle ilgili olarak en fazla me rak edilen MKYK’de ise çok büyük deği şiklik yapılması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yıldırım’ın birlikte hazırladığı belirtilen 50 kişilik listede 24 isim yerini korurken, parti yö neticileri ve bakanların da aralarında bu lunduğu 25 isim ise liste dışında kaldı. Liste dışında kalan isimler şöyle: “Ahmet Kılıç, Atilla Kaya, Aziz Babuşçu, Ayhan Sefer Üstün, Bülent Gedikli, Cemil Çiçek, Faruk Çelik, Fatma Betül Sayan, Mehmet Ali Şahin, Mehmet Babaoğlu, Doğan Ku EMİNE KAPLAN bat, Mehmet Erdem, Mehmet Özhaseki, Metin Doğan, Mevlüt Çavuşoğlu, Naci Ağ bal, Nihat Zeybekci, Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik, Recep Akdağ, Selçuk Özdağ, Selçuk Öztürk, Süleyman Soylu, Yalçın Akdoğan, Zeki Aygün.” Davutoğlu’nun yetkilerinin alındığı MKYK toplantısında imza vermeyen Ce SİNAN TARTANOĞLU Binali Yıldırım, eşi Semiha Hanım ve torunlarıyla birlikte partilileri selamladı. mil Çiçek, Mehmet Babaoğlu ve Selçuk Öztürk, liste dışı kalırken; yöntemi eleş tiren Mehmet Ali Şahin ve Selçuk Özdağ da listede yer bulamadı. Davutoğlu’nun 1 Kasım seçimleri öncesinde ekonomi da nışmanlığını yapan Emine Nur Günay’ın MKYK’ye girmesi dikkat çekti. Bakanlar Faruk Çelik, Mevlüt Çavuşoğ zeMtkkE1mrlnndpndrkaddoSlvMylüeuoaoızrleaeaae3aaaaoriouyağü,KKtatLYzdklbğkrrrbynğ.ddnarkmpl0Nsni.iatAoıiYYiadliiugeeansdsilşıulau0lDyüğkadenğalirlıKKkmtamoglşre’bl,yneaecnedanaiıtdikğue’’arşrGaabelnikisımydnemidaleinşşıliylSlyieMAuuşs,eüemlmitntnııyeeeüıarkloygaioşir“rlğşiıidyla.akryKrdtyy1ı,şoepuarozl,bbitpı8ekemkeıleenlmrl2klclYnlınskraeaumrkdamru..,mlaeaamiaKkeyşileiEinuBiYEnia,lnlvflyıkkrıresbebe’aylaışkMılfaşeNmnkeiileenmazomştyikunclıtznçryeitekü”nukrııaKYSaaekıangkve.iazuspabolrmltnğdaraiYamemasDzıüiMaıemyarrbk2ırğndelbksüçkKaumreyAkaaçıui0eidıbıadKiaierenlnşnıcvdnci’anvlzl1glieeneynsn,laeYae.uunıeeüel5Kbmıni,ğtsisKA.ldvrnraCduaoBıaiSieet,kkararelieeslilıdatMytvkiFsdonmMuEbMsnoedettiiKmeYltaaeğrirl.bavkeüNmheöahhkısaziiüetlBaynursmırRdmiŞimnrumzynlYeerğeBo,Şiaamozaeyuş,üJazdoaehaıyiNzmglett,ünMlnSdnldktizea,etmRiunilSoK,,odSviiÇaukrauynMandr,AVAğbüaeereaağszimaiF.ieGgğçkCleyöğrnztüza,auckdtauadahedlü,Sat,BaarüfiiönzbeBamrnnaa,M,ysağae,kntmareHaiKM,ekaınuAıSyeraDYaOloaraiaGl,Ktrm,iaaertğvgoAEıaÖAkrştümazlraAcğrbaaulyBoazlnlCdYdşadnıilrrldaı,odrbu,baalee,euğıDuöSEKünMğKs,yıelaAvmnışesamdzalyGlbldaynnhaurulyem,ğrrııeyuraınaoaaakısş,VhrGy,a.attm,rlytaeRlaığiHakieKkuu,YdömaptESlneasln,iyFrataSuüfrdtıkPaivlı,Ba,EaaBys,.,bun,nncrimzGMM’unştbiZaaıAYlknaeŞae,damKlrsteeyeüueeseşnFoaıhiiaaKarKytldslanuhatk,n,SlYraartdyatilötzemmÖiAsıdtinöSmaaeanovuı3ni.oselerzhnzfrazaaevğeKA,eğ.YpasııeinnmkkntcktıeŞltumousnGiu,ııçn,uiAırazhaMTlelEğD,ğM,iYaık,reddub’tAaHnrrtıMalKaınEuanauÇıud,ıaişnüğysf,hHaisşrğşesC,on4eıalksınci,ıy,stomBikhnhlllea.meıMıD,aMıidketdtnevBBnÇpSyfekaiü,eıu’işadmie,ıAraıaatRnoEmhmğsEn,eYkşşallkDtnmlFçaÖtraıkbpeaeeokyka,uıelmmdam,efmlzsaak,aern,eıdavovş,t‘adksrnDeetyreumemğauTatıjıvueayısoğşğlaicknaimyat,vauklTnaaerundtdlmoeıavniyı,Aai.rjdsünlılğhıığaaınniadvl’gyezmrrHaelKaaarşuBtirala,neeku,,ri:muskkk,aördpebcPsaiibrvbbmRlrl’tnind“ydakruiaedzbn”aiauyaaüESzehalrdamiosiaemzedğhreyldsylceğrmzlüauetdal’l:aaidaeeüisınieoşıraenımpipokrıitn yım, kader arkadaşıyım, gönül arkadaşıyım’ dedik, bundan sonra da demeye aynen devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanım söz veriyoruz, sevdan sevdamız, davan davamız, yolun yolumuzdur. Başkanlığa hazır mısınız?: Köprüler, hızlı trenler tamam ama bir eksiğimiz var, yeni bir anayasaya ihtiyacı var Türkiye’nin. Yeni anayasayı, Başkanlık Sistemi’ni getirmeye hazır mısınız? Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte Türkiye’de artık herşey eskisi gibi olmayacak. Cumhurbaşkanımız milyonlarca vatandaşın oyunu almanın siyasi sorumluluğunu taşıyor, Türkiye sevdalısıdır, millet sevdalısıdır, onun sorumluluğu, milletin sevdasıdır. Onun için bugün yapmamız gereken en önemli iş fiili durumu yasal hale getirmek, anayasayı ve bu kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir anayasadır, yeni anayasada başkanlık sistemidir? Teşekkürde de unutmadı Genel başkan seçildikten sonra teşekkür konuşması yapan Yıldırım, “lidere” olan “sadakatin” ne kadar önemli olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Yolumuz milletin sesi, partimizin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yoludur” dedi. Zeynep Alkış. nayasa göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sık sık “gönlümde yatan aslan” olarak tanımladığı AKP kongresine yazılı mesaj göndererek de damgasını vurdu. Cumhurbaşkanlığı yemini ettiği gün AKP ile hukuki bağının kesildiğine dikkat çeken Erdoğan, ama gönül bağının hiçbir zaman kesilmediğini ve kesilmeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde yeni anayasa ve yeni yönetim sistemi arayışları çerçevesinde Cumhurbaşkanı ile siyasi kadrosu arasındaki işbirliğini olumsuz etkileyen bu çarpık uygulamanın giderileceğine inanıyorum” dedi. Divan Başkanı Bekir Bozdağ tarafından okunan mesajın bütün salon tarafından ayakta dinlenmesi dikkat çekti. . Cumhurbaşkaı Abdullah Gül de kongreye mesaj gönderdi. Gül, AKP’nin özgürlükler, insan hakları ve “hukuk devleti ilkelerini esas alarak”; demokrasi, adalet ve kalkınma hedefleri doğrultusunda başlattığı kapsamlı reform hareketleriyle önemli başarılara imza attığını dile getirdi. Ülkenin ve bölgenin en zorlu dönemlerinden birisini tecrübe ettiğini belirten Gül, “Ekonomik, siyasal ve sosyal sorunlar ile başta terör belası olmak üzere güvenlik sıkıntıları karşısında Türkiye’nin daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yoktur. İnanıyorum ki bu kongre, Ak Parti’nin kuruluşundaki kimliği ve idealleriyle, hak ve hukuktan uzaklaşmadan, kardeşlik ve istişare kültürü temelinde başlattğıı kutlu yürüyüşe yeni bir ivme kazandıracak, yeniden milletimizin asli sorunlarına odaklanmasına ve çözüm üretmesine yol açacaktır” dedi. Eski Başbakan Davutoğlu ve yeni Başbakan Yıldırım kongrede bir araya geldi. aşbakan Ahmet Davutoğlu, dünkü AKP kongresinde sert mesajlarla veda etti. Davutoğlu şu mesajları verdi: Sadece makamlara veda: Nasıl 1. Olağanüstü kongreye ‘vefa’ dediysek, ikinci olağanüstü kongrenin de ‘vefa’ kongresi olmasını diliyorum. Makamlara mevkilere koltuklara veda ederiz kardeşlerim. Ama ilkelerimize davalarıma asla veda etmeyiz, asla dönmeyiz, asla bırakmayız. Biz geçici gündemlerin değil, kalıcı erdemlerin peşindeyiz. Başkanlık demedi: Milletin vicdanına dayamayan hiçbir hareketin yaşama şansı yoktur. Esas olan millet vicdanı ile ortak aklın birleşmesi ve bir devlet ahlakına dönüşmesidir. Çalışmalarını başlattığımız yeni anayasa yazımı önümüzdeki dönem tamamlanacak ve milletimiz ruhu adalet olan özgürlükçü ve demokratik bir anayasaya kavuşacaktır. Maşeri vicdanlardaki rahatsızlık: Daha önce 2 kez sizlerle birlikte olduğum bu salonda zaferle sonuçlanmış bir seçimden kısa bir süre sonra yeni bir kongre için karşınıza çıkmak benim arzu ettiğim bir şey değildi. Bu durumun sizin ve milletimizin maşeri vicdanında oluşturduğu rahatsızlığın da farkındayım. 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49.5 oy ve 24 milyon seçmenin desteğini aldıktan 6 ay sonra Olağanüstü Kongre kararı alıp görevi devretme kararımın arkasındaki yegâne gerekçe partimizin birlik ve bütünlüğüne verdiğim değer ve AK Parti hareketinin zarar görmesinden duyduğum endişedir. Hiçbir şey AK Parti’nin birliğinden beraberliğinde daha önemli değildir. l Birlik Vakfı, Önder Vakfı’nın yanı sıra, Ensar Vakfı Genel Başkaın Cenk Dilberoğlu, TÜRGEV Genel Başkanı Arzu Akalın da kongre salonunda yer aldı. Konuşmalardan önce gençlik kollarının bir gösterisi de oldu. l 17 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında adı geçen 3 eski bakan Muammer Güler, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan da kongre salonunda yer aldı. l Yıldırım, olağanüstü kongredeki oylama sonucunda Genel Başkan olarak seçilir seçilmez AKP’nin resmi internet sitesinde “Genel Başkan” sayfasında Davutoğlu silindi. Binali Yıldırım’ın ismi, fotoğrafı ve özgeçmişi eklendi. dalet Bakanı Bekir Bozdağ, kongrenin divan başkanı olarak yaptığı konuşmalarla kongreye damgasını vurdu. Bozdağ’ın, Erdoğan’a övgüyle dolu konuşması şöyle: Ustaların ustası: AK Parti’yi dünyanın en büyük siyasi markalarından biri haline getiren hiç şüphesiz ustaların ustası büyük usta Cumhurbaşkanımız, liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. AK Parti’yi Türkiye, dünya markası yapan AK Parti’nin ve Türkiye’nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı şahsım, divan, delegelerimiz salonda olan ve olmayan bütün gönüldaşlarım adına sevgi, saygı, şükran ve minnet, dua ile anıyor ve Yüce Allah’ın selamı ile selamlıyoruz. Selamünaleyküm. AKP Tayyip’in partisidir: Halkımızın bize tanıttığı adıyla ‘AK Parti, Tayyip’in partisidir’ kurumsal olarak var oldukça da Tayyip’in partisi olmaya devam edecektir. AK Parti’nin tek bir lideri vardır o da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da AK Parti’nin lideri seçilmiş Cumhurbaşkanı ile AK Parti Hükümeti’nin uyum içinde, el ele çalışması, Türkiye’nin gücüne güç katacaktır. Sayın Cumhurbaşkanım, yolun, yolumuzdur, davan, davamızdır, hedeflerin, hedeflerimizdir. Sadakatle devam: Sayın Cumhurbaşkanım, AK Parti ve AK Parti Hükümeti, size ve AK Parti’nin kuruluş ilkelerine sadakatle açtığınız yolda ve gösterdiğiniz istikamette yürümeye, hedeflerinizi bir bir gerçekleştirmeye, aziz milletimize ve ülkemize durmaksızın hizmet etmeye ve bu kutlu yolculuğa devam edecektir. l Davutoğlu’nun resmi twitter sayfasında da kendisi için “62., 63., 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Başbakanı, AK Parti Konya Milletvekili” tanımlaması yapıldı. l Binali Yıldırım’ın twitter tarafıdan onaylanmamış hesabında ise unvan değişikliği yapılırken Davutoğlu’nu da etiketleyerek “Sayın Başbakanım, devraldığım bu bayrağı mümkün olan en üst mertebeye çıkaracağıma milletimizin huzurunda söz veriyorum” ifadeleri paylaşıldı. 9 Nisan’daki MKYK toplantısında Davutoğlu’ndan alınan il ve ilçe başkanlarını atama yetkisinin Binali Yıldırım’a verilip verilmeyeceği sorusu üzerine AKP MKYK üyesi Fatih Şahin, “Ben muhtemel görüyorum. İlk toplantıda yetki devri yaşanacaktır. Oradaki nüans, bu yetki devrinin kötüye kullanıldığı veya özensiz davranıldığı gerekçesiyle bu yetkiyi MKYK’nin kendi uhdesine alması düşüncesiydi” dedi. KP’yi yöneten asıl karar veri A Davutoğlu artık mağdur A ‘Tek adam’ kongresiciler, kendi ifadesiyle 20 aylık “kısa süreli” genel başkan ve başbakan olarak Ahmet Davutoğlu’nun gelişini, mesaisini ve tarzını sevmedi. AKP muktedirlerinin Davutoğlu’nda en çok sevdikleri, gidişi oldu. Bunun nedeni dünkü kongrede çok iyi görüldü. AKP kongresinde Divan Başkanı Bekir Bozdağ’dan sade üyeye kadar hiç saklamadılar zaten. Açık açık ilan ettiler: “Bu partinin tek lideri Erdoğan’dır.” Aslında bu, partide dün ortaya çıkan bir gerçek değil. Sadece artık fiili durumun zamanı geldiği için bile isteye görünür hale getirilmesi, o kadar. Çünkü partide bu tablo 2011 seçimlerinden sonra oluştu. O dönem AKP’de hâlâ bakan olan Ertuğrul Günay çok iyi anlatmıştı bu fotoğrafı: “Bu partinin 20 milyon seçmeni milyonlarca üyesi var. Bir etkinlik ya da kongre oluyor. Saatler boyunca attıkları tek slogan, ‘Recep...Tayyip...Erdoğan...’ Başka tek bir slogan atmıyorlar. Ne adalet, ne kalkınma, ne özgürlük, ne başka. Böyle bir kadroyla diktatörlüğü çok rahat getirebilirsiniz.” Günay, bu fotoğrafı çektiğinde Davutoğlu’nun ge lişine daha yıllar vardı. Evet partide EGrüdlem durum buydu ama Davutoğlu’nun varlığı, ilan edilmesini geciktirdi. Bu nedenle Davutoğlu’nu, bırakın bir başbakanı, hatta üst düzey bir bürok ratı, neredeyse örneğin Karayolları ya da DSİ’nin alt düzey şube başkanı muame lesi yaparak göndermeye kalktılar. Kongrede yalnızca Davutoğlu’nu göndermediler. Davutoğlu’nun gönde rilme tarzına itiraz eden ya da en azın dan “usul, hukuk” diyen partinin son kurucu kurmaylarını da tasfiye ettiler. MKYK’ye almadılar. Onların isimlerini haberlerden okuyacaksınız. Ama sade ce onlar mı? Artık bu partide Abdullah Gül yok, Bülent Arınç yok, Abdüllatif Şener zaten yok, Hüseyin Çelik yok, Nihat Ergün yok, Sadullah Ergin yok, Nimet Baş yok. İşte zaten Davutoğlu’nun bu kadar “ya sev ya terk et” üslubuyla gönderilmesinin, tasfiye edilen isimlerin bu kadar çoğalmasıyla ilgisi var. Arınç da Çelik de bir süredir itiraz ve eleştirilerini açıkça ifade ediyorlar. “AKP bu değildi, başka bir şeydi ve biz bunu istiyoruz” diyorlar. Gül, rahatsızlıklarını daha dar çevrede paylaşıyor. Gül ile Davutoğlu arasında Erdoğan’ın cumhurbaşkanı oluş sürecinde yaşananlarla ilgili bir mesafe vardı. Daha Gül’ün görev süresi bitmeden kongre yapılıp AKP Genel Başkanı seçildiği için Gül, Davutoğlu’na kırgındı. Ancak daha sonraki süreçte tüm rahatsızlar gibi Gül de mesafeyi azaltarak, Erdoğan yerine Davutoğlu’na yaklaştı. Şimdi “küskün” olarak saydığımız bu isimler arasında bir kalkışma ya da yeni bir oluşum gibi bir birliktelikten söz etmiyoruz. Bu aşamada bir organizasyon yok. Ancak dünkü kongreden sonra küskünlerin buluşmalarının gündemli ve sayısal olarak artacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zaten AKP kulislerinde Davutoğlu’nun, çekilme kararından sonraki konuşmalarında verdiği mesajlara dikkat çekiliyor. Deniliyor ki, “Davutoğlu şu ana kadar ‘akademiye döneceğim, yurtdışına gideceğim, köşeme çekileceğim, torun seveceğim’ demedi. Hep siyasete devam edeceğini söyledi. Bu önemli. Davutoğlu, siyasette kalacağını vurgulayarak parti içine ileriye dönük işaret veriyor.” Davutoğlu’nun dünkü konuşmasında, Erdoğan’dan yalnızca bir kez söz etmesi, başkanlık sistemine hiç değinmemesinin altı da aynı doğrultuda çiziliyor. Gönderilmesine ilişkin, “AKP’lilerin ve milletin maşeri vicdanında oluşturduğu rahatsızlığın farkındayım” sözleri çok önemli. Ama, “20 aydır davaya hizmet için önünüzdeydim. Artık yine davaya hizmet için aranızda ve içinizde olacağım” sözleri belki de aranacak yeni yollar açısından daha da önemli. O yüzden AKP yönetiminde Davutoğlu’nun gidişinden ne kadar hoşnut olunduysa, bu sözlerinden de o kadar rahatsız olundu. Ve bir de son dakikada Davutoğlu için artı puan taşıyacak bir değerlendirme duyduk. “Üstelik o artık bir mağdur.” Başbakan Davutoğlu, platformda partilileri selamlarken bazı kadınların ağladıkları gözlendi. Davutoğlu da partililerle selamlaşırken, gözyaşlarını tutamadı. KP’nin 2. Olağanüstü kongresini izleyenler dün önemli tanıklıklar yaşadı. En iddialı olması gerekenin “ses ve profil” sorununa, erken “jübilesi”ni yapan Başbakan’ın “en iyi çıkışı”na, “partili cumhurbaşkanlığı da olur, ama mutlaka başkanlık” mesajlarının bombardımanı altında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kutsal” bir varlık gibi sunuluşuna tanıklık ediş... Az şey değil. AKP kongrelerinin deneyimlileri zaten yorumu yaptılar: En renkli kongreydi... Renkli kongrenin eksiğiyse “demokrasi”ydi. “Tek adam” buyurmuş, genel başkan, hatta başbakan henüz delege sandık başına gitmeden ilan edilmişti. Geçmişte ANAP, DYP ve sonraki yıllarda MHP, BDP, çokça da CHP kongresini izleyen bir gazeteciyseniz, AKP kongrelerinde önce bir şaşkınlık yaşamanız doğal. Her şey çokça düzenli. Delegenin partiliyle, gazetecinin delege ve milletvekilleriyle “temas” etmesi diye bir seçeneğin olmadığını görürüyorsunuz örneğin. Yani öyle, “gideyim delegelerle sohbet edeyim, iki kulis alayım, adaylarlara soru sorayım” diye bir şey yok. Onları ancak dev erkandan izleyebiliyorsu nuz. TV başındakiler bu anlamda daha şanslı. Twitter’da ASayyşıen açılacak “hashtag (etiket)” bile salonda anons ediliyor. Kongrenin ana slo ganı olan “kutlu yü rüyüşe devam”, önceden kararlaştırıldığı üzere, her sözcüğü ayrı bir tribünden söylenecek şekilde haykırılıyor. Ancak, adı 3 başbakan adayı arasında geçen ve bu uğurda bıraktığı bıyıkla da “gündem” olan Divan Başkanı Bekir Bozdağ’ın, “liderlik” açıklaması, yeni genel başkanı ve başbakanı sıfırlarken, ülkenin cum hurbaşkanını AKP’nin “lideri”, AKP’yi “Tayyip’in partisi” ilan ediverdi. Ama asıl damgasını vuran sahneler arkasından yaşandı. Erdoğan’ın mesajını okurken, önce divan üyeleri ayağa kalktı. Sonra, adeta “askeri disiplin” içinde salonun ortasına yerleştirilmiş delegeler, ardın dan da tribünlerdeki partililer... Türk tipi “başkanlık” sisteminin küçük bir provası niteliğindeki bu tablonun yarattığı hissiyatı şöyle özetlemek mümkün: Erdoğan’ın kongre mesajını okuyan Bozdağ ve divan üyeleri ayağa kalkarak, adeta “kutsal bir ayin” algısı yaratmış, tribünlerdeki binler de bu “ayine” iştirak etmişti! Erken jübile kırgınlığı Ahmet Davutoğlu, “Genel başkan ve başbakan” olarak girdiği salondan, “Konya Milletvekili” sıfatıyla ayrılan isimdi. Ancak “erken jübilesi”nin hakkını verdi ve en parlak konuşmalarından birini yaptı. Mesajları “tek adam”a sitem, teşkilata “sevgi ve muhabbetini” içeriyordu. Partililerle “helalleşirken” de, başbakan olarak yaptığı icraatlarına şahitlik ettirirken de, “haksızlığa uğradım” tavrını gizlemiyordu. Genel olarak sadece Erdoğan ismi anons edildiğinde, mesajı okunduğunda ya da ekrana görüntüsü yansıtıldığında, coşan/coşturulan salondan Davutoğlu, yine de “muzaffer” edayla ayrıldı. Binali Yıldı rım, Erdoğan için uyarlanan “Dombra” ile salona girerken, Davutoğlu kendisi için uyarlanan “Davutoğlu Ahmet Hoca” şarkısı ile son kez salonda boy gösterdi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililer illeri adına “burada” olduklarını haykırırken, Davutoğlu’nun hemşehrilerinin; Konyalıların, ne pankartı görüldü, ne de sloganı duyuldu. Düşük hançere Yeni Genel Başkan Binali Yıldırım, aslında uzun yıllar süren bakanlığı boyunca öyle “silik” ya da “düşük profilli” bir isim değildi. Ama genel başkan ve başbakan olarak, durum tam tersinin olacağını gösteriyordu. Bozdağ’ın “proje adamı” diye sunduğu Yıldırım, başkanlık sistemi ve Erdoğan önderliği vurgulu sözleriyle bu kez “başkanlık sistemi”nin projecisi olacağının işareti gibiydi. Kongre konuşmasında talihsiz bir şekilde sesinin kısılması da bu yorumların “tuzu biberi” oldu. Partililer ise Bozdağ’ın sandığa gitmeden açıkladığı genel başkanın “adaylık” konuşmasını bile dinlemeye gerek duymadı. Yıldırım konuşmasını tamamlayabildiğinde, salonun yarıdan fazlası boşalmıştı.. slında bu izlenim yazısı için kafamda şekillenen başlık, başlangıçta farklıydı. “Kareografik bir kongre” demeyi düşünmekteydim. Sunucu Muhammed Alpaslan o kadar çok “kareografi” sözcüğünü kullandı ki sayamadım. Salonu dolduran gençlerle bir sunucu olmaktan çok amigo gibi etkileşime girerken, onlara müsamere öğrencisiymişçesine pratik yaptırırken kullanıyordu bu sözcüğü bol bol... Misal: “İstanbul ekibi hazır mı? Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu salona girdiğinde onlarla başlayıp KUTLU YÜRÜYÜŞE DEVAM diye kareografiyi seslendiriyoruz, tamam mı?!” Sonra Divan Kurulu Başkanlığı’na seçilen Bekir Bozdağ da AKP gençlik kollarının hazırladığı “kareografi”yi izlemeye davet etti bizi!.. Diriliş (“Recep Tayyip Erdoğan”) şarkısı eşliğinde tribünde aşağıdan yukarıya doğru açılan, ortada Erdoğan, solda Yıldırım, sağda da Davutoğlu olmak üzere yükselen üç file poster sökün etti o “kareografi”de. Tabii bu şarkı etkinliğin en merkezi simgesiydi ve bu simgenin ürettiği anlam, beni başka bir başlık arayışına sevk etmeye başladı ama yine de yukarıdaki başlığı icat etmeme zaman vardı. Erdoğan’a “tazim” mahiyetli bu şarkı, Binali Yıldırım salonu turlarken de hayli volümlüce dolaşımda oldu. Sunucu, “Genel Başkan adayımız sayın Binali Yıldırım ve eşi Hanımefendi sizleri selâmlıyor” derken bu “Reeeceeep Tayyiiiip Erdoğann” terennümünü dinledik. Platforma da aynı şarkı eşliğinde çıktı ve inip yerine otuırdu Yıldırım... Anladım ki bu da şahane bir “RecepTayyipErdoğan kareografisi” idi ve Yıldırım bunun sadece bir aksesuarıydı!.. Tüm bunlar, kalabalığı çokcoşkusu yok salonla birleşti ve AKP’nin artık dinamizmini yitirmiş statik, bürokratik ve işte “kareografik” bir parti haline geldiği fikrine kendimi kaptırmama neden oldu. ‘Dava’ydı, ‘Marka’ oldu! Bu çerçeveyi iki etken üzerinden revizyona tâbi tutmak durumunda kaldım. Birincisi, bana yazımın başlığını verdi. Divan Kurulu Başkanlığı’na oturan Bozdağ, yaptığı konuşmada AKP’nin bir “marka” olduğunu söyleyip (demek ki aslında “Dava” gitmiş “Marka” gelmiş!) bu “dünya markası”nı yaratan “Ustaların Ustası”na “Selamünaleyküm” dedi ve ekledi: “Ak Parti, Tayyib’in partisidir!.. Ve varoldukça da ‘Tayyib’in Partisi’ olacaktır.” Ardından (hani şu Atatürk için okullarda okutulan “And”ı çağrıştırırcasına) Erdoğan’a yönelik olarak “Size sadakatle, açtığınız yolda, gösterdiğiniz istikamette bu kutlu yolda, yolculukta yürümeye azimle devam” edeceklerini “and olsun” dercesine ifade etti. Bu da “son vuruş” değildi! Esas bomba, Bozdağ “Ustaların Ustası”ndan gelen mesajı okurken patladı. Önce Bozdağ, sonra divan kurulu, ardından salonun ortasındaki delegeler, nihayet tüm salon ayağa kalktı ve gelen mesajı adeta ilahi katlardan gelen vahiy gibi dinlediler. Kongrede herkes İstiklal Marşı okunurken ayağa kalktı. Ve Kongre’de herkes “Reis’in Mesajı” okunurken de ayağa kalktı!.. Ama bu durumda “Reis” tabiri de kifayetsiz. Artık karşımızda bir “Kült”, bir “Tapınç Makamı” var. Yazımızın başlığını bize veren bu oldu: Kongre, esasen bir “Tayyip ayini” idi. ‘Mâşeri vicdan’a havale Ancak harmoniyi bozan bir mütevazı “anomali” de yok değildi. Görevi devreden genel başkan ve başbakan Davutoğlu... Hepimizi en çok şaşırtan, ona yönelik ilgi ve sempatinin yüksekliği idi. Çok sönük bir karşılama beklerken o salona girdiğinde ve tur atarken ortalık inim inim inledi. Özellikle Binali Yıldırım’ın salon turu ile kıyaslandığında inanılmaz bir tezahürat asimetrisi söz konusuydu. Bu talimatla mı böyleydi kimilerimizin öne sürdüğü gibi?.. Ya da partililer “Davutoğlu Ahmet Hoca”larına, “Bir Bilge Adam”a içten ve duygusal bir veda performansı mı sergilediler samimiyetle?.. Yoksa bu, AKP’nin hâlâ bir “parti hüviyeti” taşıdığına ilişkin son noktayı temsil eden Davutoğlu dolayımıyla partililerin içe dönük ve müeddep bir itirazının dışavurumu muydu?! Türkiye’nin AKP’ye bir parti olarak elveda, bir “aygıt” olarak merhaba dediği “ayinsel” buluşmada o “tapınç makamı” karşısında ancak bu kadar mı olabiliyordu hoşnutsuzluğun ve endişenin ifadesi?.. Kim bilir, ama bu yönde spekülasyonu daha da kışkırtır bir başka “asimetri” daha müteakiben karşımıza çıkacaktı: Davutoğlu, o son derece etkili ve satır aralarında nüanslıca “çakma”lar ihtiva eden konuşmasını (“Bu durumun [ayrılış biçimini kastediyor] sizin ve milletimizin mâşeri vicdanında yaratttığı rahatsızlığın farkındayım”; “İktidar bir emanettir, kimse o emanete ihanet etmemeli, iktidar sarhoşluğuna, güç yozlaşmasına kapılmamalı”) tıklım tıklım dolu bir salona yaptı. Yıldırım ise neredeyse yarı yarıya boşalmış bir salona konuştu.. bile diyemiyoruz, konuşamadı! İlk kitlesel performansta dökülüşünü izledik onun; sesi de yetmedi, “sentaks”ı da yetiremedi... İnce ayrıntıdır, ihmal edilir. Siyasi partiler, “politik toplum”un değil, sivil toplumun parçalarıdır; sendikalar, dernekler gibi... Bel ki de Davutoğlu, her şeye ama her şeye karşın AKP’nin hâlâ bir sivil toplum kuruluşu anlamında “parti” olduğunun son resmi ve sesiydi. Şimdi bir “resmi ibadetgâh”a dönüşmüş bu oluşumun başında ise sesi çık(a)mayan bir biri var ve bu performansla olsa olsa Başkanlık sürecine giden yolda beklenenden daha hızlı bir seyrin oluşmasına sebep olacaktır. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear