Catalog

KULTUR Mimar Sinan Büyük Ödülü, Cengiz Bektaş’ın Mimarlar Odası’nın her iki yılda bir düzenlediği ve bu yıl 15’inci dönemi gerçekleştirilen Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri yüksek bir katılımla gerçekleşti. Acar Avunduk başkanlığında, Ercan Ağırbaş, Arman Akdoğan, Pelin Derviş ve Cem Sorguç’tan oluşan Seçici Kurul, 2016 dönemi Mimar Sinan Büyük Ödülü’nü Cengiz Bektaş’a verdi. Cumartesi 30 Nisan 2016 EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN kultur@cumhuriyet.com.tr 17 Dünyanınen‘caz’gırgünü Bugün Dünya Caz Günü. Pek çok girişimle Türkiye’de de etkisini hissettiren bu günde yerliyabancı isimlerin konserleri, İstanbul’dan Ankara’ya dek uzanıyor Her yıl 30 Nisan’da çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Caz Günü, Türkiye’de de ilginç konser ve buluşmalara sahne olacak. Başkent Ankara’da, Çankaya Beledi yesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin (ÇSM) ev sahipliği yaptığı “D52 Davul Per küsyon Festivali” bu kapsamda başla mış bulunurken, Okay Temiz de An karalılarla buluşuyor. 13.00’te ÇSM’de başlayacak programda ayrıca, sırasıy la Ömer Uyanık, Özgür Can Öney, Soner Özer, Senem Diyici, Gerçek Dorman, Jo se Mantana, Tolga Ünaldı ve Nedim Rua can da alkışlanacak. 4 Quincy Jones’un müzik dünyasına sunduğu Alfredo Rodríguez Trio, Garan ti Caz Yeşili konserleri kapsamında bu akşam Babylon’da. Trio’nun ardından, Mid night Session’da Kor han Futacı ve Kara Or kestra dinlenebi lecek. 4 “Caz Ağacı” ise, bir diğer gi tar ustası, Djan go Reinhardt’ı anmak için, bu akşam 22.30’da tüm caz severleri Salon İKSV’ye Wassy bekliyor. Vedat Özdemiroğlu’nun sunacağı gecede sanatçının eserlerini, gitarlarda Bilal Karaman, Mehmet Mutlu, vokallerde Şirin Soysal, Ülkü Aybala Sunat, Başak Yavuz ve kontrbasta Baran Say’dan dinlemek mümkün olacak, 4 Başka bir konser de, MOBO ödülleri sahibi Sons of Kemet’ten gelecek. Ekip, “Burn” albümleri ile sayısız adaylık ve ödül kazanmıştı. 2011 yılında saksafoncu, klarnetçi, besteci ve BBC Yeni Nesil Sanatçı’sı olan Shabaka Hutchings tarafından kurulan grup, tuba sanatçısı Theon Cross, davullarda Seb Rochford ve Tom Skinner ile garajistanbul’da. 4 İstanbul Swissotel The Bosphorus da, Les Ambassadeurs’da hazırladığı özel geceyi ünlü Fransız caz piyanisti Manuel Rocheman, Manuel Rocheman Trio ve solist Charlotte Wassy ile karşılarken, caz piyanisti ‘Bill Evans’a saygı’ performansına ev sahipliği yapacak. 4 ‘Caz Bayramı’nı karşılayan bir diğer kurum, Akbank Sanat ise saksofoncu Chico Freeman ve Avrupa’nın en iyi kontrbasçılarından İsviçreli Heiri Känzig’i buluştururken, ikili Beyoğlu’ndaki merkezde 20.00’de izlenecek. 4 Şişli Belediyesi’nin Julius Mehnl işbirliğiyle düzenlediği “Kahve ve Caz Festivali” de bugünkü ücretsiz Uninvited Jazz Band (19.00, Abdi İpekçi Cad.) ve Funk Efendi (15.3018.30, Mıstık Par kı) konserleriyle tamamlanacak. 4 1996’dan bu yana başkentin kül türsanat hayatına değer katmaya devam eden Caz Derneği ise 20. yaşını, 20. Uluslararası Ankara Caz Festivali ile kutlamaya hazırlanıyor. Girişim 3 Mayıs Salı akşamı JW Marriott Otel’de yapılacak MONO Ege Dai DJ Performansı ardından, plaket takdim töreni ve açılış konseri ile 20. yılını kutlayacak. Festivalin açılış konseri, Aşkın Arsunan Jazzino Band ile gerçekleşecek. Bilgi: www.ankaracazfestivali.com l Kültür Servisi Chico Freeman Korhan Futacı ve Kara Orkestra. Heiri Känzig Yılmaz Erdoğan ve Türkan Şoray Festivalde de ‘laiklik’ vurgusu SELDA GÜNEYSU Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı (Dünya KİV) tarafından bu yıl 27.’si düzenlenen Ankara Uluslararası Film Festivali, “yıldızları” ağırladı. Festivalde, “Kitle İletişim Ödülü”ne değer görülen Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) adına ödülünü “Türk sinemasının sultanı” Türkan Şoray’ın elinden alan Yılmaz Erdoğan, Şoray’ın gözlerinin içine bakarak, “Bugün sinema yapıyorsak, bu bir çift göz sayesinde” dedi. Festivalde “laiklik” vurgusu da yapıldı. Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars’ın konseri sırasında, Sicimoğlu, sahneden, “Türkiye laik olacak” dedi. Festivalin MEB Şura Salonu’ndaki açılışına Türkan Şoray, Yılmaz Erdoğan, Turan Erol, Beren Saat gibi ünlü isimler de katıldı. Gecede, “Festival Onur Ödülleri” de sahiplerini buldu. Bu yıl “Sanat Çınarı” ödülünü alan akademisyenressam Turan Erol’a ise ödülünü, yapımcı Elif Dağdeviren verdi. Sahneye yavaş adımlarla gelen ve “Sanat çınarı sallanıyor” esprisi yapan Erol, salondan büyük alkış aldı. Yönetmen ve yapımcı Tomris Giritlioğlu ise, “Aziz Nesin Emek Ödülü”nü, filmlerinde rol alan Beren Saat’in elinden alırken, taşıdığı sorumluluğun büyük olduğunu belirterek, “Sansürsüz, korkusuz hikâyelerde buluşmak dileğiyle...” dedi. Festival, 8 Mayıs’a dek Büyülüfener Sineması ve Goethe Enstitüsü’nde yer alacak. Sesli kültür abidesi: Meredith Monk 50 yılı aşkın süredir sahada top çeviren 73 yaşındaki tuhaf ve sempatik Amerikalı çok yönlü sanatçı Meredith Monk, Zorlu Drama Sahnesi’ndeydi. Monk, sahnenin çıplaklığını bilgeliği ve tevazusu ile doldururken Türkçe ninniyle hepimizi evlerimize uğurladı MURAT BEŞER Alın size kelimenin tam anlamıyla sıra dışı bir etkinlik. 50 yılı aşkın süredir sahada top çeviren 73 yaşında tuhaf ve sempatik bir kadın. Amerikalı (besteci, şarkıcı, yönetmen, film yapımcısı) multidisipliner sanatçı, hali hazırda çağdaş Amerikan müziği ve performansının en saygın isimlerinden biri; Meredith Monk. Zorlu’nun Drama Sahnesi’nde elinde bir bardak suyla yapayalnız gülümsüyor bize. Az önce öğrenmiş: Türkçe “merhaba” diyor. Önünde kuru bir mikrofon, koca sahnenin kalanı çıplak, alabildiğine yalnız, Meredith’in kendisi gibi. Grand Wood’un Amerikan Gotik resmindeki çiftçi kadının ta kendisi. Dünyanın belki de en sade sahnesinde boy gösteriyor. Boy dediysek, aslında miniminnacık bir kadın Meredith. İki yanı örülü liseli kız saçıyla, 13 çengelli mavi elbisesi ve kahverengi eteğiyle olduğundan daha da küçük görünüyor. “Porch” ile kolları sıvarken “Insect”den “Hungry Ghost”a; frekanslar arasında gezinen “genişletilmiş vokal teknikleri” ile tanıştırıyor bizi. Olmayan kelimeler ve alışıldık kompozisyon anlayışının sınırlarını genişleten ses manzaraları üretiyor. Parça aralarında geçmişi ve müziği hakkında ufak malumatlar aktarıyor. İşine yoğunlaşırken izleyiciyi gözle meyi de ihmal etmiyor; üçüncü parçanın sonunda salona giren bir çifte “Welco me” diyor. Meredith’in melodik malzemesi ağırlıklı olarak folklorik temalar ve ortaçağ ilahileri. Cümle, kelime, hece, hatta bir harf; onun elinde tükenmesi olanaksız bir zenginliğe dönüşüyor. Bu malzemenin tekrarından oluşan bir minimalizm sergiliyor. Vücut dilini, tiyatral mimiklerini de dahil ederek tek başına kalabalık yapıyor. Görselsiz, refakatsız; kendi sesiyle düet yapıyor, eşzamanlı olarak çıkardığı seslerle simbiyotik bir ilişki kuruyor. Jaw harp ile söylediği şarkının ardından Türkçe “Teşekkürler” diyerek ilk yarıyı sonlandırıyor. İkinci bölümde piyanonun başına geçiyor. Biraz daha karamsar bir görüntü veriyor bu kez. Arada bir izleyiciyi süzüyor, elinden cep telefonunu burada bile düşürmeyenler için şarkı arasına Türkçe satırlar sıkıştırıyor: “Halen telefonum var.” Sadece konser değil Buna sadece bir konser demek yetmez; aynı zamanda tiyatro gösterisi, vokalle yapılan bir standup, bir meditasyon seansı, avangard bir happening... Bazen komik, bazen dramatik; Tim Burton karakterlerinin seslendirmelerini aratmayan ifadeler yaratıyor; çocuksu sesler, sayıklar gibi mırıldanmalar gibi... Son olarak Suri adını verdiği, dikiş makinesi gibi bir masanın üzerine oturtulmuş, akordeona benzer körüklü bir çalgıyı kullanıyor. Yoğun alkış üzerine yeniden gelerek yine Türkçe teşekkür ediyor ve memleketin gerçeklerini güzel yansıtan bir ninni ile bitiriyor: “Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana...Kov bostancı danayı, yemesin lahanayı... Huuu huuu huuu...” Murat Beşer (muratbeser@muratbeser.com) C MY B