28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Salı 19 Nisan 2016 kultur@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Prensler Yıldız Savaşları’na misafirliğe gidiyor İngiltere tahtının varisleri Prens Willi am ve Harry’nin, ülkedeki Pinewood Film Stüdyoları’nda bu hafta “Yıldız Savaşları” film serisinin ‘Jedi Şövalyesi’ Luke Skywalker (Mark Hamill) ve filmin diğer kadrosu ile bir araya geleceği ve çekilen sahneleri izleyeceği bildirildi. William Hamill Mensch: YouTube bir ‘şeytan’ Dünyaca tanınmış Metallica, Red Hot Chili Peppers ve Muse gibi rock ve metal gruplarının menajerliğini üstlenen Peter Mensch, internetin en kapsamlı görsel ve işitsel yayın organları arasında gelen YouTube’un kayıt endüstrisini ‘katlettiğini’ ve bir ‘şeytan’dan farksız olduğunu söyledi. 17 Muhteşem İdil Biret! Muhteşem Fazıl Say! DMarin Festivali biletleri bugün satışa çıkıyor Efsane animasyona Johansson damgası Johansson Yakın geçmişin efsane ‘anime’ çalışması “Kabuktaki Hayalet” (Ghost in the Shell), Paramount ve Dreamworks etiketiyle Yeni Zelanda’da filme çekiliyor. Yapımda başrolü, aktris Scarlett Johansson üstleniyor. 31 Mart 2017’de izlenecek film, 9. Birlik özel görev gücünün başında yer alan, özel operasyonlardan sorumlu benzersiz insansaybörg hibritin hikâyesini konu alıyor. Festivale sonsuz destek veren İdil Biret bugün 75 yaşında. 75. yaş kutlamalarını dünya merkezlerinde konserlerle ve yeni kayıtlarla sürdürüyor. Biret, 21 Nisan’da New York’taki Carnegie Salonu’nda konser verecek. Turgut reis’teki DMarin Uluslararası Klasik Müzik Festivali benim için yeryüzü mucizelerinden biri. Olağanüstü konumu ve coğrafyasıyla, bu coğrafyanın tarihi ve kültürel birikimiyle, nitelikli seçimleriyle bir mucize... (Magandalığa, yozluğa karşı bir mucize...) Bu yıl 12’nci kez 20 27 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Biletler bugün satışa çıkıyor. Bu yılın programı açıklandığında, kendimi “Yaşasın İdil Biret, Yaşasın Fazıl Say!” diye haykırırken buldum. Tamam programın tümü muhteşem ama beni en çok heyecanlandıran bu iki isim! Nedenini açıklayayım: güçler yarışı başladı. Ama Fazıl yılmadı kendi korosunu, “Nâzım Hikmet Korosu”nu 2015’te kurdu. DMarin Festivali’nde İbrahim Yazıcı yönetiminde Bilkent Senfoni Orkestrası ve Nâzım Hikmet Korosu, solistler Genco Erkal, Serenad Bağcan, Arda Aktar ve çocuk solistlerle sunulacak Nâzım Hikmet Oratoryosu. Ege’nin her yanından duyulacağından hiç kuşkum yok! Kültürlerin buluşması amkrtrllOyçllngsnnsKÖmçşLSÖdıaıaüauueaoeyüaaeeaaüeşrddrmiFoıkmurkkmmzznğnygarnBnlşıüükMllalmıltiiııeaafşuesüydkyll.eoleptzoİodkrüülrhüildöelıİş,enıarabişnanlafuü.Sdle’erysntyeizverasnvirkiölyiNkdnağiSytnaıosieelprele(edrnOgcBlüüaedatnsâeftr2ltokrğBidiuaerıicyiyruiKhirzciinv1ansmairnasairrüaçyyslkld’ıle’,aüareoleaıuikecnm.natineonNyeçküen.öeinkltrcnire.’lluncyiİııd,omsitnzn.dııdieenm7kdçSmea’HyksutdruiOvkViüdkyımbe5rmiaokizuanOlraeemilizdaanra,reae(runvlnmklmkzreyüyne.kBteaasnbfueurikm’moadkoeişa!oHıyruddsaiiardysonirscâyirşkCiomeaaearaenenuennıtuaıbnerşrltkuirnlteeyNn’iğasmlr.uvlkle,y,amddaiyseekFadgeeEğltra,roeeartüaleüwzöihıiidniiegfrm.mnznşs.lçremuoagdöve7.üiteiıvYdret.şeirnzr.ea5)inoevaeoibiaSrynrr.nnrrnüarl!aoadGdyS)çilkdınşnş.iemaiaarv.e’nkğ.tkşikeaieasBkagpkıgnsyouCçöyıuo’elnıioaıntnnğrSiı e‘NGOrtnirrrlBLrydFOâeaşaaiuiauieermnrrtyanmFzkinecBOknniaadeni,i,izpıikuedneszgessrmatbusaceıntBdatvukyAatlgioçndseanDeirvıeOoyoeielsılanmSrealmeaHktrnrnrhrefsllmnnaBkiiyRIaaç.dıknGayEnve.rAk,diiep.meeıenaöeaüdyeakyogisyrBrAnnnvylczrıimaöıtdobrğmkly’ueaıeaşaKreskyrdıııgYiaocüuzrtPcşknprsarhgsıdcruiıesıryaışdzuaıemaeaalşeanövıkclldliatmhrbm’,ınypür,roanaarilikıtlitayâkböenrlçirknzeltkBcgholeıinroklioi,dvrâ,eirkEaü.g,oVnlniçeogFaee.!kakrnn.irdknektineoaaAnğoakKeiZeGdlDrlnüuvkrszmlanlimmntuüüayoieiösıuçomşuinsvskldmlYn.irpirrardaz.tştnieaüsesilkS.iüüuaülakabahadelrofıGdeÖysyByDaüKtzUryertK,akrntlrukel.tceergeaıeaTaayyüroi.lrobühaaillmmoh.dsrtMrürsikşknuslulduornLilcü:niamtieLieiieıaneonsanstramsşsle,oanVanrsyoöiiisesKupluıçlmedrvphnkmoleresyizlbsatıilçemkansmsmDalainpnerea’bakdreıraoaanrneairotelrutlklieiaa’oaCitldksuteçrlel.tnzneılzijezaiiıia,şaekr!n., Arda Aktar ve çocuk solistlerle Müzik Festivali!!! sunulacak. İyi ki doğdun Duygu Asena! Asena’nın 70. doğum günü birçok etkinlikle kutlanacak Gazeteci, kadın hakları savunucusu ve yazar Duygu Asena (19462006), 70’inci doğum günü olan bugün ve önümüzdeki gün lerde çeşitli etkinliklerle anılacak. Bu kapsamda Doğan Kitap etike lu Aksanat’ta düzenlenecek etkin tiyle, Şadan Maraş Öymen tara likte, Asena’nın en çok bilinen ve fından derlenen bir kitap da raf okunan eserleri ile bu kez erkekle lardaki yerini alıyor. Asena’yı rin ses vereceği “Kadının Adı Yok” belki sadece isim olarak bilen, yapıtı yeniden ses bulacak. Çalış ama tanımayan gençleri öncelik maya Can Bonomo, Metin Akdül le hedefleyen kitapta, Asena’nın ger ve Emre Buga da katkıda bu 19782004 döneminde Kadın lunacak. 2 Mayıs’ta ise Beyoğlu ca, Kim, Cumhuriyet ve Vatan’da Sineması Fuayesi’nde Asena’nın yazdığı makalelerinden 150’si kız kardeşi İnci Asena’nın hazır bir araya getiriliyor. layıp Emre Senan’ın tasarladığı Dostları buluşuyor ‘Bu Kadının Adı Duygu’ fotoğraf sergisi açılacak. Diğer taraftan, çevrimiçi sanat İnci Asena, 9 Mayıs’a dek süre portalı sanatatak.com’un Genel Ya cek sergi için “Duygu Asena’nın yın Yönetmeni, Duygu Asena’nın ışığında, kadınlara ilişkin sorun yakın dostu, çalışma arkada larda farkındalığı diri tutmak şı ve sanat eleştirmeni Ayşegül için buluşmalar...” diyor. Duygu Sönmez’in, Asena’nın 70. yaş gü Asena’nın dostları serginin ilk beş nü nedeniyle örgütlediği bir pro günü, 15.30 18.30 saatleri ara je kapsamında da, oyun yazarı ve sında sergide buluşacak. ‘Graffiti’ oyuncu Kemal Hamamcıoğlu’nun sanatçısı Hazel Koyuncuoğlu ise imzası bulunuyor. 26 Nisan Sa İstanbul’daki ‘şanslı’ bir duvarda lı günü 18.30’da İstanbul Beyoğ Asena için üretimde bulunacak. Guggenheim ipleri kopardı New York’taki müzede yapılan eylem. Halen Abu Dabi’de yeni müze projesini yürüten Guggenheim Mütevelli Heyeti, bölgedeki ulusaşırı işçi hakları ve emek sömürüsünün giderilmesi uğruna sanatçı ve aydınlarla çalışan Gulf of Labor Koalisyonu inisiyatifiyle, “koalisyonun taleplerini sürekli artırdığını ve kasıtlı yalanlara başvurduğunu” ileri sürerek, görüşmelerini tek taraflı sonlandırdı. Gulf of Labor, geçen yıl içinde Guggenheim’in New York’taki müzesi (1 Mayıs) ve Venedik’teki Guggenheim Müzesi (8 Mayıs, Venedik Bienali) gibi mekânlarında söz konusu sorunları eleştiren müdahale ve eylemler yapmıştı. ‘Game of Thrones’ sergisine davet var Ünlü dizinin ‘Art of The Thrones’ adıyla sergisi de açılacak ABD’li medya devi HBO’nun Türkiye’de de tutkuyla izlenen fantastiktarihsel TV dizisi ‘Game of Thrones’un 24 Nisan’da gösterime girecek yeni sezon ilk bölümü vesilesiyle, New York’ta etkileşimli bir sanat yerleştirmesi de meraklıların ilgisine sunulacak. Meraklılar böylece, dizinin epik coğrafyası Westeros’a sanal da olsa bir yolculuğa çıkmanın fırsatını yakalayacak. İlk şov 21 Nisan’da ‘Art of The Thrones’ isimli sergide seçilen beş ayrı sanatçının eseri, dizinin öne çıkan karakter ve olaylarından esinlenen yapıtları sergileyecek. Etkinlik 20 Nisan’da New York’ta ‘seçkin’ bir grup izleyiciyle buluşturulurken, projeyle ilgili bir internet sitesi de çalışmayı tüm arka planıyla dünyaya eriştirecek. Sergiye kırmızı cam üzerine devasa ebatlarda, aydınlatılmış bir metin çalışmasıyla Pop Chart Lab isimli sanatçı topluluğunun yanı sıra, dizinin üçüncü sezonunda yer Hayranları Mona Lisa’ya atıfla Khaalesi karakterini resmetmişti. alan ‘Kızıl Düğün’ sahnesine gönderme yapan, Stark ailesine dair bir ‘katliam’ sahnesi de eşlik edecek. Bu eserde ise Lord Walder Frey, Roose Bolton ve Tywin Lannister’ın imzası bulunacak. Etkinlikte ayrıca modacı Cyrcle çiftinin, Los Angeleslı sokak sanatçısı Tristan Eaton’ın, illüstratör Marcos Chin’in, kâğıttan heykelleriyle bilinen Jeff Nishinaka’nın eserleri yer alacak. Serginin videoları, internet üzerinde Vibe ve HBO resmî sitelerinde de izlenebilecek. Etkinlikle ilgili ilk özel video şovu ise yine aynı kanallardan HBO Now’da, 21 Nisan’da yer alacak. lKültür Servisi ‘Fahrenheit 451’ TV filmi oluyor Ray Bradbury’nin distopya romanı ‘Fahrenheit 451’, 50 yıl sonra bir kez daha sinemaya uyarlanacak. Indiewire’ın haberine göre Fahrenheit 451’in yeni uyarlaması HBO adlı televizyon kanalında yayımlanacak. Filmin uyarlamasını ise ‘99 Homes’ ve ‘At Any Price’ filmlerinin yönetmeni Ramin Bahrani yapacak. Daha önce ünlü Fransız yönetmen François Truffaut’nun 1966 yılında beyazperdeye uyarladığı ‘Fahrenheit 451’, kitapları yakmakla görevlendirilmiş Guy Montag adlı bir itfaiyecinin vicdan muhasebesini konu alıyor. Sansüre, totaliter rejimlere, kültür endüstrisine yönelik en keskin eleştirilerden biri kabul edilen kitap, edebiyat tarihinin en distopik romanlarından biri olarak gösteriliyor. İnsandan canavar yaratmak Çolpan İlhan Sadri Alışık Tiyatrosu ‘Frankenstein’ı sahneliyor Mary Shelley’in ünlü romanı ‘Frankenstein’, sinemaya ve müzikal tiyatroya pek çok kez uyarlanmış, bu nedenle de ‘popüler kültür’ içinde yeri olan bir yapıttır. Nick Dear’in özgün romandan uyarladığı oyun, dünya prömiyerini 2011’de Danny Boyle’un rejisiyle Londra’daki Royal National Theatre’da yapmıştı. Aynı metin, Selen Korad Birkiye’nin Türkçesiyle Çolpan İlhan Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından sahnelendi. Şakir Gürzumar’ın rejisiyle sunulan oyunun dekorgiysi tasarımı Şirin Dağtekin Yenen, ışık tasarımı Yakup Çartık imzasını taşıyor. Fantastiğin öncülerinden ‘Frankenstein’ın yayımlandığı 1818 yılında İngiltere’de Endüstri Devrimi rüzgârları esiyordu. İnsanın, beyin gücüyle yüceldiği ve Rönesans döneminde olduğu gibi ‘tanrı’ olgusuyla yarışa çıktığı bir çağ ya şanmaktaydı. ‘Tanrı’nın gizi’ne ulaşmak için ruhunu Şeytan’a satan Dr. Faustus öyküsü Christopher Marlowe tarafından 16. yüzyılda İngiliz Rönesansı aşamasında sahneye çıkartılmıştı. 19. yüzyılın başında, pek çok icat yoluyla yaşamın değişeceğini muştulayan Endüsri Devrimi sürecinde de insanoğlunun Tanrı’nın yaptığı gibi ‘insan’ yaratıp yaratamayacağını merak etmesi pek rastlantı sayılmaz. Fantastik edebiyatın öncü ürünlerinden ‘Frankenstein’ işte bu aşamada oluşmuştur. Çarpıcılık azalmış Aynı dönem Romantizm çağıdır. İnsanın ‘kötücüllük’ karşısında yalnızlığı, haksızlığa duyduğu öfke, onursuz bir varoluşu reddetmesi, bireysel düzlemde ‘romantik başkaldırı’nın ateşleyicisidir. Parlak bilim adamı Dr. Frankenstein’ın yarattığı ‘insan’ın öyküsü işte bu çizgide gelişir. Uyarlamacı Nick Dear’in odak noktasının ‘yaratık’ olduğu görülüyor. ‘Yaratık’tan nasıl bir ‘insan’ oluştuğu, okumayı öğrenerek erdemli bir kişilik kazanan ‘insan’ın, yine insanlar tarafından nasıl ‘ötekileştirilip’ ‘canavar’a dönüştürüldüğü, tipik bir ‘melodram’ örüntüsü içinde anlatılıyor. İngiliz yapımındaki ‘internetten gözlemleyebildiğimiz’ ‘fantastik’ atmosfer, belki de teknik olanaksızlıklar nedeniyle Gürzumar sahnelemesinde oluşmamış. Böyle olunca, ‘yaratık’ dışındaki karakterlerin derinliği ve görselişitsel çarpıcılığı azalmış, karakterler öykünün akışı içindeki işlevlerine indirgenmiş. Sonuç olarak, belki de Gürzumar sahnelemesinde yapılan kısaltmalar nedeniyle, sahne metni neredeyse bir çocuk oyunu düzeyinde yalınlaştırılmış. Sahne olayı da müziği henüz bestelenmemiş, fon müziğiyle yetinen bir ‘opera’ gösterisine dönüşmüş. Oysa, vuruculuğu bu iki nedenle kısıtlanan sahne olayına epeyce emek verildiği görülüyor. Kerem Alışık, ‘yaratık’ta hem görüntüsü hem de oyunculuğuyla disiplinli ve özenli bir yorum sunuyor. Yılmaz Gruda, yaratığa okuma ve konuşma öğreten yaşlı körü ustalıkla canlandırıyor. Frankenstein’ın babasını oynayan Engin Gürmen de öne çıkan bir oyunculuk sunuyor. Dr. Frankenstein’ı oynayan Cansel Elçin ve öteki sanatçılar (Deniz Uğur’un rolünü Merve Erdoğan’dan izledim) görevlerini yerine getiriyorlar. Dekor önce göz alıyor, sonra anlamsızlaşıyor. Topluluk, ‘Frankenstein’ı, çeşitli kentlerde sunmayı sürdürüyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear