26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 6 Şubat 2016 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 12 BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, YENİ TERÖRLE MÜCADELE EYLEM PLANINI MARDİN’DE AÇIKLADI AKP’nin Düzeyi Ayıptan da Öte... üyüklerimiz “Bilmemek değil öğrenmemek ayıp” demişler ama orada bırakıp gerisini getirmemişler. Oysa öğrendikten sonra bilmezden gelen, yok sayan ve görevdeyken devlet adamı ya da hukukçu muamelesi görenler tarafından yapılması için de bir şey söylemeliydiler. O eksiği de ben tamamlayayım. “Ayıp oğlu ayıp.” HHH Elimde, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Genel Müdürlüğü Medya Bölümü Sekreterliği tarafından hazırlanıp 2002 yılında Türkçeye çevrilmiş bir kitap var. Adı, “Avrupa’da Düşünce Özgürlüğü”, adın altında da “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesine İlişkin İçtihat” yazıyor. 2002 yılında yayımlanan kitap, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) adını 1 Kasım 1998’de alarak sürekli çalışmaya başlayan, daha önceki adları “Komisyon” ve “Divan” olan kurumun 27 Mart 1962 ile 31 Aralık 2001 arasındaki kararlarını özetliyor. HHH İşte kitaptan birkaç örnek: * “Divan, 1990 Mayıs ayında (22 Mayıs) görülmekte olan bir davaya ilişkin bilgileri bir basın konferansında açıklayarak Vavd Kantonu Ceza Usul Kanunu’yla güvence altına alınan ön soruşturmanın gizliliğini ihlalden para cezasına çarptırılan bir İsviçreli gazeteciye ilişkin Weber davasında kararını verdi. Divan bu mahkumiyetin, düşünceyi açıklama özgürlüğüne yapılan müdahaleye ilişkin olarak izlenen yasal amacın gerçekleşmesi açısından ‘demokratik bir toplumda zorunlu’ olmadığı ölçüde 10. maddeyi ihlal ettiğine karar verdi. Divan bu bilgilerin, daha önceki basın konferansında açıklandığını ve toplumun önceden bildiği olayların gizliliğini korumada artık yarar mevcut olmadığını da ortaya çıkarmıştır.” * “Bir hukuk devletinde basının oynadığı önemli rolü unutmamak gerekir. (...) Basın özgürlüğü yurttaşlara, kendilerini yönetenlerin tavır ve düşüncelerini öğrenmenin en iyi yollarından birini oluşturur. Özellikle siyasetçilere kamuoyunun endişelerini anlatmak ve yorumlamak fırsatı verir. Demokratik toplum kavramının özünde yatan özgür tartışma yöntemine herkesin katılma olanağını sağlar.” (23.4.1992 tarihli karardan) * “1995 Şubat ayında (9 Şubat) Divan (...) kararında, oybirliği ile 10. maddenin ihlaline karar verdi. İç güvenlik servislerine ilişkin gizli bir haberi yayımlama gerekçesiyle, başvuran derneğin çıkardığı bir derginin önce toplatılması ve sonra piyasada dolaşmının yasaklanması, düşünceyi açıklama özgürlüğünün kullanılması ile orantılı olmayan bir müdahale oluşturur. El koyma sonrası yeni baskı yapılmış ve 2 bin 500 nüsha dağıtılmıştır. İnsanların büyük çoğunluğu için haberlere ulaşma olanağı sağlandığından bunları devlet sırrı olarak korumanın artık 10. madde açısından haklı bir gerekçesi kalmamıştır.” Yüzlerce karar özetinin yer aldığı 100 sayfalık kitap sıradan, çarpıtılmış bir kitap değil. Çünkü Avrupa Konseyi’nin katkılarıyla BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yayımlamış. Konsey’in Fransızca yayınından Türkçeye çeviriyi de konunun yetkin uzmanlarından Prof. Dr. Durmuş Tezcan yapmış. Hem düşünce özgürlüğünün ve halkın haber alma hakkının ne olduğunu bileceksin, hem de bilmezden gelecek ya da yok sayacaksın... Hem de anayasaya, kabul edilmiş insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerin ülke yasalarından üstün olduğu kuralını 2004 yılında eklemişken. İşte size önemli bir ayıp oğlu ayıp... Bir başka deyişle AKP’nin geldiği ya da getirildiği demokratik düzey... ardin yolu üzerinde büyük bir güvenlik önlemi alınmış. Keskin nişancılar yol boyu dizilmiş. Kente giriş kimlik kontrolüyle yapılıyor. Başbakan Davutoğlu’nun “master plan”ını açıklayacağı Artuklu Üniversitesi’nin etrafı demir bariyerlerle örülmüş. Kapıda merkez medyanın “biz size biat ettik” mesajını vermek isteyen gazetecileriyle takım elbiseli adamlar Başbakan’ı bekliyor. Konuklar ve gazeteciler ise arka kapıdan girecekler. Tabii akreditasyon onayı verilen gazeteciler. Çünkü bazı gazetecilerin ismi Başbakanlık’ça çizilmişti. Çift yönlü merdivenlerle çıkılan kapıdaki izdihama anlam veremedim önce. Sonra bir erkek sesi isim okumaya başladı. Anlaşıldı ki görevlinin elinde konuk listesi vardı. O isimleri okuyor, konuk kimliğini gösteriyor ve içeriye giriyor. Her kesimden temsilciler olsun diye gruplara ayrılmışlar: “Öğrenciler gelsin...” “Yok muhtarların sırası gelmedi daha...” Önümde bekleyen üç kadından biri arkadaşının kulağına eğiliyor: “Ya niye zorluyoruz girelim diye”. Arkadaşı fısıltıyla yanıt veriyor: “Biz zorlamıyoruz onlar zorluyor gelin diye.” Başbakan Davutoğlu tam bir saat gecikmeyle geliyor salona. Maalesef sıkıcı bir ta B Kürt sorunu millete havale! etmeyin, ha 1. Özgüveninizi kayb ın. ay girmekten korkm ın da, Kürtlerin de, 2. Türkiye’de Araplar de, Alevilerin de rin ile nn Türklerin de, Sü z. temsilcisi olacaksını tişimde olacaksınız. 3. Halk ile yoğun ile muhatabınız halk. İstişare meclisleri ile kından takip edeya i ler 4. Yerel yönetim bizi bilgilendirin. ceksiniz. Yanlış varsa lerimizi faaliyetlenç ge ve 5. Kadınlarımız receksiniz.  rin öznesi olarak gö LİMAT AKP TEŞKİLATINA 5 TAlkın içine Çözüm sürecinin bittiğini, HDP’nin süreçten çıkarıldığını ilan eden Davutoğlu, istişare meclisleri kurulacağını açıkladı 2 Yeni dönemin ipuçları Davutoğlu, yeni döneme ilişkin ipuç larını ise şu ifadelerle verdi: l Birliğin başlangıcı 2016: Anadolu’yu parçalayan Sykes Picot’un 100. yılı, 2016 birliğimizin beraberliğimizin başlangıcı olsu n. Moğol, haçlı, sömürgeci zihniyetin sonu olsun. l Özerk bölgeler yok, bir vatan var: Bizim için Konya’ya hizmet etmekle Mard in’e hizmet etmek arasında fark yok. Bizd e ayrı ayrı özerk bölgeler yok. Bizde bir vatan var. l Çözüm iradesinden çok milli irad e: Biz çözüm iradesine bağlıydık. Ama daha çok bağlı olduğumuz şey milli irade. l Son kale: Bizimle konuşmak iste yenle konuşuruz. Moğol ruhu ile, sömürge ci anlayış ile son kalemizi yıkmak isteyenl ere karşı tek dil, milletin birliği, beraberliğidi r. Başbakan Davutoğlu, Mardin’in Yeşilli ilçesinde yurttaşlara seslendi. ‘Kiminle savaşıyorsan onunla barışacaksın’ aşbakan Ahmet ka ortak masada buluşmaDavutoğlu’nun bölgesı gereğine dikkat çekti. Hede çatışmalar tüm şiddetiyyette yer alan bir başka isim le sürerken açıkladığı “teeski AKP milletvekili Mazrörle mücadele eylem plalumder Başkanı Faruk Ünsal nı”, Kürt sorununda “diyada, “istişare meclisleri”nin log ve müzakere” sürecinolumlu bir adım olmakla bire Ayş den, 1990’lı yıllardakine likte, sadece sivil toplum ya Sayın benzer “güvenlikçi politida kanaat önderleri ile sorukalara dönüş”ün işareti olana çözüm bulunamayacağını rak değerlendirilirken, “muhatapbelirtiyor. Ünsal, “Esas muhataplık” tartışması da başlattı. “Çözüm lar olmadığında sadece baro ya da süreci”nde “akil insanlar” heyetin oda başkanları ya da kanaat önderde de yer alan sivil toplum ve mes leri ile ne konuşulacak?” diyor. lek örgütleri temsilcilerine göre, Çözümcü olunmalı yeni muhatapların devreye sokulması olumlu, ancak “savaşılanla Plana yöneltilen en önemli eleşbarışmadan, diyalog kurmadan”, tirilerden biri de “terörle mücadeyani HDP’siz ve Öcalansız çözüm le eylem planı” adıyla açıklanması. mümkün değil. Eylem planıyla ilTürkdoğan, terörle mücadele angili değerlendirmeler şöyle: layışından vazgeçilip, olaya “Kürt sorunu, insan hakları sorunu” Ne konuşacaklar penceresinden bakılmasını isterAkil İnsanlar Heyeti’nde ken, “AKP’nin Ortadoğu politikası yer alan İHD Başkanı Öztürk nasıl duvara çarptıysa, Kürt meseTürkdoğan’a göre, Öcalan ve lesinde uyguladığı politika da karHDP’nin muhatap alınmadığı bir şılık bulmuyor. MHP ile aynı çizsüreçten çözüm çıkması mümkün giye gelmiş parti sorunu çözemez. değil. Türkdoğan, “Kiminle savaAKP ne yazık ki güvenlik politikaşıyorsanız, onunla barışacaksınız, larına teslim oldu” diyor. onunla müzakere edeceksiniz” diDavutoğlu’nun, “Ankara’da kuryerek sorunun taraflarının mutladuğu” masaya çağırdığı sivil top Çözüm sürecinde yer alan isimler, ‘HDP ve Öcalansız çözüm olmaz’ diyor B lum/meslek örgütlerinin temsilcileri, Davutoğlu’na ilettikleri bölge halkının taleplerinin planda yer bulmadığı görüşünde. “Çankaya masası”nda yer alan isimlerden Diyarbakır Barosu Başkanvekili Ahmet Özmen, taleplerini doğrudan Davutoğlu’na ilettiklerini anımsatarak, planın “demokratikleşme” ayağının öncelenmesi gerektiğini ifade etti. Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu da dünkü açıklamada, ekonomik yükü hafifletmeye dönük önlemleri de yetersiz bulduklarını söyledi. Açıklanan plan “yeni çözüm süreci”nden ziyade, “yeni yol haritası” olarak değerlendiriliyor. Bedirhanoğlu, bu konuda “Önümüzdeki günlere dönük yeni bir siyasal çözüm projeksiyonun mutfak çalışması denilebilir” diyor. Bedirhanoğlu’na göre, çatışmaların şiddetlendiği dönemde HDP’yle yan yana görünmek istemeyen hükümet, önümüzdeki dönemde yeniden HDP ile “diyalog” masasına oturabilir. l ANKARA Ö.Türkdoğan F. Ünsal Süreç değil harita A. Özmen Ş.Bedirhanoğlu aşbakan Davutoğlu, Terörle Mücadele ve Rehabilitasyon Eylem Planı’nı Mardin Artuklu Üniversitesi’nde “Kardeşlik Buluşmaları” adlı konferansta açıkladı. Davutoğlu ilk hali 300 madde olan daha sonra sadeleştirilerek 100 maddeye indirilen planın 10 ana başlığını anlattı. Söz konusu yeni adımlar şöyle: . Millet odaklı devlet: Millet ile devlet arasındaki farklar kalkaSİNAN cak. Parçalayıcı ulusçu anTARTANOĞLU layış yerine millet odaklı devlet anlayışı yerleştirilecek. Şefkat ve kudret birleşecek. . Devlet otoritesi değil, kamu düzeni: 12 Eylül “devlet otoritesi” diyordu. Ben kamu düzeni diyorum. Birinin kurup, birinin dikte ettiği bir düzen değil, birlikte inşa ettiğimiz bir düzen. Eşit vatandaşlık ilkesi etrafında bir düzen. Halka şefkat, teröriste kudret gösteren bir devlet. 80’li, 90’lı yıllara geri dönülmesine izin vermeyiz. Ama, Stalinist mantıkla birilerinin halkı kendisine köle etmesine de izin vermeyiz. . HDP için tek yer Meclis: Başta anayasa olmak üzere kapsamlı bir reform süreci başlayacak. “Çay içeriz giderler” dediler. Yüzümdeki tebessümü yanlış anlamasınlar. Çukur kazacağınıza, anayasa komisyonu kurduk, gelin orada ne istiyorsanız söyleyin. Ne istiyorsanız Ankara’da konuşacak zemin var. . Sosyal seferberlik: Terörle mücadele sırasında çok ciddi sosyal yaralar oluştuğunu görüyoruz. Aile Sosyal Destek Programı’nı bölgeden başlatıyoruz. Her bir ailenin tüm ihtiyaçları karşılanacak. Göç eden her aileye düzenli yardım yapılacak. Öğrencilerimizin en iyi şartlarda eğitimini yaptıracağız. Okullarımızı yeniden imar edip hastaneleri tamir edeceğiz. Öğrencilere Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda ücretsiz barınma imkânı vereceğiz. Gençlik kaynaşma yılı ilan edip, gençlik kampları kuracağız. . Yangın yerinde gülistan: Yangın yerinde bir gülistan inşa edeceğiz. Prim borçları gecikme zammı ödenmeksizin ertelenecek. Esnaf ve sanatkârların Halk Bankası’na olan kredi borçları ertelenecek. Çiftçilerin ödemeleri ertelenecek. Faizsiz kredi sağlanacak. Onlar yıkmaya, biz inşa etmeye geliyoruz. . Dönüşüm değil mekanı ihya: Mekânı ihya edeceğiz. Yeni bir yasal düzenleme ile tarihi dokuya sahip olan yerlerde; İznik, Amasya, Sivas, Kırşehir, Diyarbakır, Mardin’de ihya çabaları içinde olacağız. Sur’u tarihi özellikleri ile öylesine ihya edeceğiz ki, bütün insanlık Diyarbakır’dan ilham alacak. . Algı operasyonuna karşı etkin iletişim: İllerde, ilçelerde bizzat Başbakanlığa müracaat edilebilecek mekanizmalar kurulacak. Etkin bir iletişim stratejisi ile algı operasyonlarına karşı valilikler ve kaymakamlıklarda iletişim birimleri kurulacak. Olan bitenle ilgili bilgi bütün dünyaya aktarılacak. . Belediyelere denetimli yetki: Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek. Belediyelerde yatırım yerine terör unsurlarının istihdam edilmesine izin verilmeyecek. Harcamalar denetlenecek. . İstişare meclisleri: Yeni bir milli kardeşlik dönemi başlatılacak. Artık muhatap milletin ta kendisidir. İşadamları, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ile görüşmelerimden sonra bütün illerde ve ilçelerde “istişare meclislerinin” kurulması talimatını verdim. “Devlet sizi yönetmeyecek, siz kendi aranızda örgütlenin, biz sizi muhatap alacağız” dedik. . Ruh hareketi: Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar’da kader birliği yaptığımız milletler ile birleştirici ruh hareketi başlatıyoruz. Sykes Picot’un parçalayıcı anlayışı karşısında birleştirici olacağız. Arap’a, Kürt’e, Türkmen’e sesleniyorum. Kuttül Amare’de beraberdik, bundan sonra da beraber olacağız. l MARDİN B 1 3 4 5 6 7 8 9 10 M İkisi de Mardin’deydi ama... Demirtaş sahasında Davutoğlu deplasmanda rih dersi anlatmaya başlıyor. Arada alkışlar duyuluyor ama coşku derseniz HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Kızıltepe’deki basın koplantısıyla kıyas bile kabul etmez. Davutoğlu günlerdir beklenen “master planı”nı 10 başlık altında sıralıyor. Ama namaz vakti yaklaştığı için salon yavaş yavaş boşalmaya başlayıp, kendisi de uyarılınca pek detaya girmiyor. Fakat madde başlıklarına ve Davutoğlu’nun söylemine bakınca, hükümetin psikolojik savaş harekâtına hazırlandığı ortaya çıkıyor. Zaten ilk maddenin başlığı da “Psikolojik unsur.” Yeni bir şey söylemedi Davutoğlu, “terörle mücadele” adı altında savaşı sürdürmeye kararlı oldukları mesajını yineledi. Okuduğu maddelerden çıkan bir sonuç, hükümetin süreci bundan sonra valiler ve kaymakamlar eliyle yürüteceği. Bir başka sonuç ise DBP’li yerel yönetimlere yönelik bir operasyonun kapıda olduğu. İşaretini Cumhurbaşkanı Erdoğan vermişti, Davutoğlu da dün “terörist istihdam etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi ve BDP’li belediyelerin harcama rakamlarını örnek gösterdi. Ancak daha Davutoğlu Mardin’den çıkmadan Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk rakamlarla yalanladı onu. Davutoğlu, Mardin Belediyesi’nin bütçesinin yüzde 62’sini personele harcandığını, yatırıma ise yüzde 7’lik bir pay ayrıldığını iddia etmişti. İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişlerince yapılan tespitleri de örnek olarak gösteren Ahmet Türk ise personel giderlerinin yüzde 20 olduğunu, yatırımların harcama bütçesine oranının ise yüzde 61 olduğunu söylüyordu. Belediye yetkilileri, bu konuda Başbakan’ı danışmanları aracılığıyla de falarca uyardıklarını, buna rağmen yanlış rakam vermekte ısrar etmesini anlamadıklarını anlatıyordu. Davutoğlu yeni şehirde konuşurken Demirtaş ise yukarıda eski kentteydi. Yanında Başbakan’ı karşılamaya gitmeyen Ahmet Türk vardı. Ardından Kızıltepe’ye geçen Demirtaş, belediye binasında basın toplantısı yaptı. Zorunlu değil gönüllü misafirler belediye bahçesini ve binayı hınca hınç doldurmuştu. Tezahüratlardan konuşması sık sık kesildi. Israrla “barış” diyordu Demirtaş ve halka ses çıkarın çağrısını yineliyordu. Başbakan’a “Burada bölge halkı yok. Kürt halkı var. Kürt halkını rehabilite edilmesi gereken hastalıklı ucube gibi tanımlayan anlayışınızı reddediyoruz. Rehabilite edilmesi gereken sizin zihniyetiniz” diyordu. Ardından belediye bahçesinde bekleyen kalabalığa da kısa bir konuşma yaptı Demirtaş. Kalabalık dağılırken birden patlama sesleri duyuldu. Belediyenin dışında bekleyen polis halkın üzerine gaz bombaları atmaya başladı. Olanları pencereden izleyen Demirtaş, “Bu zavallılıktır! Yenildiklerinin göstergesidir” diyordu. Davutoğlu ve Demirtaş’ı Mardin’de izleyince anlaşılıyordu ki biri misafir diğeri ev sahibiydi. l MARDİN ‘E günaydın Davutoğlu’ HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasını Twitter hesabından yaptığı paylaşımla eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Muhatabın halk değil de İmralı ve Kandil olduğu, Meclis çatısı altında olmayan çözümün bir işe yaramayacağını sürecin başında söyledik. Bunca acılar yaşandıktan sonra Davutoğlu çıkmış ‘Muhatabımız halk, çözümün adresi Meclis’tir’ diyor. E günaydın Davutoğlu!” dedi. KILIÇDAROĞLU: C C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear