26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 23 Şubat 2016 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 4 DAN IN ARDIN N A V A D 67 DETTİĞİ D E R E D ETTİ AYM’NİN M KABUL İH A I DOSYAY Hüsran OZAN ÇEPNİ Saray AİHM’LİK kuk mücadelesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. Atatürk’ün mirası olarak görülen araziye ilişkin Türkiye’de açılan 67 davanın ardından, Anayasa Mahkemesi’nin de reddettiği dosyayı AİHM, esastan görüşmek üzere kabul etti. Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetiyle Türkiye halkına miras bırakılan AOÇ arazilerine kaçak olarak inşa edilen yapılara ilişkin hukuki süreç ülke sınırlarını aştı. TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası, Türkiye’de “mahkeme kararlarının yerine getirilmediği” gerekçesiyle verilen hukuk mü ürkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kalbinden vuran terör eylemi sonrasında yapılan açıklamalar, özellikle de Ankara’ın eylemin sorumlularıyla ilgili olarak sunduğu bilgi ve “deliller” karşısında ABD’nin tutumu, iki ülke arasında ciddi bir güven bunalımının varlığı yolundaki görüşleri bir kez daha su yüzüne çıkardı. Obama ile Erdoğan arasındaki uzun telefon konuşmasının ardından Washington ve Ankara’dan yapılan açıklamalardaki farklılıklar ise güven bunalımının tırmanacağını gösteriyor. Birbirini izleyen eylemlerin sonucunda, içinde bulunduğu bölgenin yanı sıra, devletin erklerindeki keyfiliğin ürünü istihbarat zaafıyla, gırtlağına kadar battığı etnik iç savaşın da etkisiyle, Türkiye artık terör açısından büyük risk taşıyan ülkelerin başında yer alıyor. Çok kaygı uyandırıcı olan bu durumdan daha kötüsü de, Türkiye’nin artık güvenilemez bir ülke haline gelmesidir ki, bu da terörle mücadeleyi de olumsuz etkilemektedir. Aslında Türkiye ile ABD arasındaki güven bunalımı yeni değil. Washington çeşitli vesilelerle, çeşitli mevkideki yetkilileri aracığıyla kâh örtülü kâh açık bir şekilde Tayyip Bey’in güvenilirliği konusundaki kuşkularını dile getirmişti. HHH Oysa bir zamanlar, Başkan Bush Irak’a müdahale etmeden önce, Ankara’da iktidarda Ecevit’in bulunmaması için yapılan alan temizliği harekâtının baş aktörü olan Tayyip Bey “en güvenilir kişi” konumundaydı. O kadar ki, geçmesini taahhüt ettiği 1 Mart tezkeresinin nitelikli çoğunluk barajına takılmasının faturasını bile Amerikalılar ona kesmediler. Tezkerede çuvallamasına rağmen büyük bir afiyle “BOP’un eşbaşkanı” olduğunu ilan edebilen Erdoğan’a duyulan güven önemliydi. Çünkü Tayyip Bey’in merkezinde olduğu model, küreselleşme döneminin evrensel çaplı, çok boyutlu yeni planıydı. Tayyip Bey ile birlikte artık uluslararası alanda “ılımlı İslam” etiketi ile piyasaya sürülen hareket, İslami muhafazakârlığı ideolojik alanda kapitalizmin gerekleriyle bağdaştırırken, İslami muhafazakâr değerleri piyasa ekonomisinin aksaksız çalışmasını sağlayacak düzeyde bir demokrasi ile nikâhlayacak, bölgenin ABD çıkarlarına uygun yeni oluşumuna ayak uyduracak, yeni oluşun dengelerini aksatmayacak ve o dengeler içinde sırıtmayacak bir tavır alabilecek, Avrupa ile tam kaynaşamamış ama kopuk da olmayan ilişkileri başarı ile sürdürecek, küreselleşmenin istemlerine yanıt verebilecek bir yapıya kavuşturacaktı. Belirli bir ekonomik gelişmişlik düzeyinin üstyapısını oluşturan bu “ılımlı İslam” sayesinde bir taşla birkaç kuş birden vurulacak, bir yandan İslam uysallaştırılır, böylelikle primitif ve terörist antiemperyalizmi törpülenirken, küreselleşmenin önünde büyük engel olark gördüğü ulusalcılık, (Türkiye bağlamında Kemalizm) saf dışı edilecekti. HHH Bu çok iddialı proje başta başarı ile yürür görünüyordu. Ama zamanla aksamaya başladı. Tayyip Bey’in başlangıçta dikkat çekildiğinde, reddedilen gizli gündemi yavaş yavaş beliriyor, içeride demokrasinin “d”si kalmıyor, Avrupa ile ilişkiler istenen raya oturmuyor; bölgedeki değişim ve gelişmeleri, mezhepsel takıntıları yüzünden iyi okuyamayan Tayyip Bey’in politikaları zaman içinde, “ılımlı İslam”ın bütün vaatlerini boşa çıkarıyor, sorunlarının çözümünde yardımcı olacağı yerde, kendi bir sorun olarak ortaya çıkıyordu. Şimdi, Washington’dan bakıldığında Tayyip Bey ne yapacağı belli olmayan bir serseri mayın izlenimi uyandıran, güvenilmez bir kişi olarak görülmektedir. Tayyip Bey uygulaması, kendisiyle birlikte, “ılımlı İslam”ın da iflasını ilan etmiş bulunmaktadır. Başlangıçta, başarıyla yürümüş görünen Tayyip Bey, modeli dizayn edenler için artık tam hüsrandır. Bu hüsranın acısını kim çekecek dersiniz? Sakın alavere dalavere Türk Mehmet nöbete olmasın? Malum, değişen zaman içinde, Kürt Mehmet’in yerini artık Türk Mehmet aldı. T tatürk Orman Çiftliği arazisiA ne “kaçak” olarak inşa edilen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da “Güçleri yetiyorsa gelip yıksınlar” diyerek savunduğu Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na karşı verilen hu cadelesini AİHM gündemine taşıdı. 15 Eylül 2015’te mimarlar tarafından yapılan başvuruyu inceleyen AİHM, 9 Şubat’ta meslek odasının kurumsal başvurusunu ve Başkan Candan’ın bireysel başvurusunu esastan görüşmek üzere kabul ettiğini Avukat Gökçe Bolat’a yazılı olarak duyurdu. Candan: İlk kez kurumsal başvuruyu kabul ettiler imarlar Odası Ankara Şubesi M Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Gücümüz haklılığımızdır, başvurumuzu reddeden Anayasa Mahkemesi umarız ders çıkartır. AİHM tarihinde ilk kez kurumsal başvuru da kabul edilmiş oluyor. AOÇ mücadelesinde pek çok kez yeni bir hukuk sürecinin mücadele ile elde edilmesi gerektiğini vurgulamış, hu kukun da bir mücadele alanı olduğunu belirtmiştik. AİHM bu kabulle bunun önünü açtı. Kent hakkı açısından önemli bir karar sürecidir” dedi. l ANKARA Kurultay tartışmalarının yaşandığı MHP’de 8 il başkanlığı daha kapatıldı İmzacılara baly z AYDIN: KAHROLUYORUM ÇETİN: TEDAVİ METODU l teşkilatlarının kapatılması üzerine bir açıklama yapan MHP Genel Başkan adayı Koray Aydın, yaklaşık 40 yıldır ülkenin dört bir yanına teşkilat açmak için koşturan bir ülkücü olarak şu manzara karşısında kahrolduğunu ifade etti. Bu yaklaşımın partinin tarihi ve kurumsal kimliğine zarar Koray Aydın verdiğini dile getiren Aydın, yapılan işlemlerin parti içi demokrasiye darbe vurduğunu kaydetti. İ eşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ise görevden almalara ilişkin twitter adresinden ilginç bir yorum yaptı. Çetin, “Algı operasyonunun etkisinde kalarak kendi evini taşlayıp camını kırmaya çalışanlara... Algı RüzgarınŞefkat Çetin dan Etkilenip Hapşıranların..! Fitne Virüsü Bulaştırmaması İçin..! Dinlenmeleri de Tedavi Metodudur..” ifadelerini kullandı. T Ç a çalışma Mısır, Liby olmalı grubunda , Denizli, Aksaray, Uşak, Kilis ve İstanbul’un Fatih ilçe teşkilatının ardından muhaliflerin olağanüstü kurultayın toplanması için Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davada “davacı” görünen 16 il başkanlığından 8’ini daha kapattı, il yöneticileri hakkında da “tedbirli” ihraç istemiyle disiplin süreci başlatıldı. Kapatılan il başkanlıklarının yerine de yeni yönetimler atadı. Böylece kapatılan il başkanlıklarındaki delegeler, partinin olağanüstü kuSELDA rultaya gitmesi durumunda oy GÜNEYSU kullanamayacak. MHP PAOLO GENTİLONİ MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU BAKANI DIŞİŞLERİĞLU: ÇAVUŞO AKP milletvekili İslamın şartlarını 7’ye çıkardı KP Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman, Gebze ilçesinde yayımlanan bir dergiye röportaj verdi. “İlçe kongrelerine müdahale eden bir vekil mi olacaksınız?” Cemil Yaman sorusu üzerine Yaman, “Ben hep şunu dedim; ‘İslamın şartı 5 değil, 7’dir. İnsanın haddini bilmesi çok önemlidir. O yüzden haddini bilmek ve haddini bilmeyene bildirmek şarttır. ‘Ben tek başına kararını veririm, tek başına müdahale ederim’ diyenler daima kaybederler” dedi. l DHA A ışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin PYD için kendisine “güvenilmez” dediği iddiasını sürdürdü ve ABD içerisinde kurumlar arasında görüş ayrılığının “kendilerini bağlamayacağını” belirtti. Çavuşoğlu’nun Kerry’e atfen yaptığı açıklamanın hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, PKK ve YPG ile ilgili politikalarında değişiklik olmadığını belirterek “PKK’yi yabancı bir terör örgütü olarak görüyoruz.YPG’yi farklı görüyoruz” demişti. İtalyan Dışişleri Bakanı Paolo Gen D Kara operasyonu gündemde değil tiloni ile yaptığı görüşmenin ardından basının sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Suriye’de ateşkes için 11 Şubat’ta Münih’te mutabakat sağlandığına işaret etti. Çavuşoğlu, Rusya’nın ve rejimin hava saldırılarının ateşkese engel olduğunu anımsatarak, “Rusya ile kendi aralarında vardıkları taslak anlaşma konusunda bilgimiz var. Bu sabah, dostum John Kerry ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Ve söz verdiği gibi bu taslak metnini ve yapacakları ortak açıklama metnini bize gönderdi” dedi. İtalyan Bakan Gentiloni de “DAEŞ tehdidine karşı olmalıyız, bazı mutabakatlar öngörüler var. ABD ve Rusya’ın adımlarına destek verilmesi gerektiğini söylemeliyim” dedi. Çavuşoğlu, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye bir kara operasyonu yapacağı iddialarına da yanıt verdi: “Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’ye kara operasyonu gündemde değildir... Bir kara operasyonu olacaksa bunu hep birlikte, tüm ülkelerle yapmalıyız. Bu, Türkiye’nin tek başına Suudi Arabistan ile yapacağı bir şey değil. Ama ortada bir gerçek var. DAEŞ’le mücadelede başarısızız.” l ANKARA avuşoğlu, Türkiye’nin Libya konusunda bir çalışma grubu önerisinde bulunduğunu ve Mısır’ın da bu grubun üyesi olması gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, “İki meclisin başkanlarının da sürece katılımlarını sağlamamız gerekiyor. Hükümetin bir an önce Trablus’a taşınması gerekiyor bunun için de buradaki çatışmaların durması gerekiyor. Oradaki milislerle görüşüyoruz. Bu süreçte İtalyan General Serra’nın çabalarını takdir ediyoruz. Libya’da 4500 civarında DEAŞ unsuru var. Bununla mücadeleyi Libya’nın yerel güçlerine mi bırakacağız, biz operasyonlara destek mi vereceğiz bunların tartışılması gerekiyor” dedi. Kapatılan ve görevden el çektirilen il başkanlarının yerine de yeni yönetim belirlendi. Oğuzhan Demir Elazığ İl Başkanlığı’na, Taner Tekin Samsun İl Başkanlığı’na, Onur Çalışkan Tokat İl Başkanlığı’na, Hakan Akten Kırklareli İl Başkanlığı’na, Bekir Kasap Bayburt İl Başkanlığı’na, Nedim Aydın Gümüşhane İl Başkanlığı’na, Muhterem Kuruçay Uşak İl Başkanlığı’na, Niyazi Rıdvan Kaya Elazığ Merkez İlçe Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Hüseyin Yıldırım Bayburt Merkez İlçe Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Mahmut Bilal Özdener Gümüşhane Merkez İlçe Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Çetin Tuncer de Uşak Merkez İlçe Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atandı. Genel Merkez, bu 16 il başkanlığından şimdiye dek Trabzon, Bilecik, Nevşehir, Sivas ve Ardahan’la ilgili işlem yapmazken, kapatma ve disipline sevk etme işlemlerinden il başkanlarıyla birlikte delege sıfatı taşıyan isimlerin de etkilendiği belirtildi. Böylece, MHP, mahkemeden “Olağanüstü kurultaya gidilsin” kararı çıkması halinde ve karar doğrultusunda olağanüstü kurultaya gidilmesi durumunda Genel Başkan Devlet Bahçeli aleyhine oy kullanacak delegelerin de önünü kesmiş oldu. Söz konusu görevden almalar ve disiplin işlemleri mahkemeye sunulan imza sayısını, 543 delegenin imzasını etkilemeyecek. Ancak görevden alınan il başkanları ve imzacı delegeler bu yöntemle olağanüstü kurultayda oy kullanamayacaklar. MHP’nin herhangi bir faaliyetine katılamayacaklar. MHP’li Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan’ın avukatları olağanüstü kurultay çağrısına yanıt vermeyen MHP Genel Merkezi hakkında dava açmışlardı. Dava dilekçesinde ise 16 il başkanı, imza veren 543 delege adına “davacı” olarak yer almıştı. l ANKARA Yeni yönetim atadı Muhaliflerin umudunu çökertti Atamalarda kriz geri adımla ötelendi MUSTAFA ÇAKIR E Bülent Arınç ağabeyini kaybetti ski Meclis Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ağabeyi Yıldıray Arınç (78), Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Uzun süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Yıldıray Arınç bugün Manisa’da toprağa verilecek. amudaki üst düzey atamalarda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan anlaşmazlıkta yeni bir gelişme yaşandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu 21 genelgeyi yürürlükten kaldırdı. Kaldırılanlar arasındaki “personel işlemleriyle ilgili” genelge, atamalarla ilgili düzenlemeleri içeriyordu. Bu genelge, bazı istisnalar hariç olmak üze K re tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı atamaları Başbakanlık iznine bağlıyordu. Ayrıca genelge müşterek kararla atama gerektiren boş kadrolara yapılacak vekâleten atamaları 3 ay ile sınırlandırıyordu. Kamuda müşterek kararla atama, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanın imzası ile atama anlamına geliyor. Vekâleten atamada ise Cumhurbaşkanı’nın imzası gerekmiyor. Genelgeye göre vekaleten atamalarda sü re 2 Mart’ta sona erecekti. Ayrıca genelge öncesinde vekâleten görev yapanlar için de süre, 2 Mart’ta dolacaktı. Aynı kadroya 3 ay sonunda yapılacak yeni görevlendirmeler için de Başbakanlık’tan izin alma şartı getiriliyordu. Üst düzey atamalar konusunda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında anlaşmazlık yaşandığı ifade ediliyordu. Genelgenin kaldırılması ile vekâleten görevlendirmeler için 2 Mart’a kadar veri len süre de ortadan kalkmış oldu. Böylece şu anda vekaleten görev yapan isimler, görevlerine yine devam edecek. Ayrıca Bakanlıklar’ın da eli rahatladı. Bundan böyle Bakanlıklar üst kadrolara yapacakları atamalarda Başbakanlık’tan izin almak zorunda olmayacak. Parti kulislerinde, genelgenin kaldırılması “Başbakan geri adım attı, vekâlet formülüyle kararnamelerde kriz ötelendi” yorumu yapıldı. l ANKARA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear