26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ 8 luslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Kıdemli Daimi temsilcisi Srikant Seshadri, küresel finansal koşulların Türkiye’ye oldukça faydalı olacağını söylese de ülkede enflasyonist baskıların arttığı uyarısında bulundu. Seshadri, İstanbul’da yaptığı açıklamada, Türkiye’de enflasyonist baskıların gelişmekte olduğuna ve Türk Lirası seviyesinin çekirdek enflasyonu derinden etkilediğine dikkat çekti. Enflasyonu bu yıl yüzde 9 seviyesinin biraz üzerine olacağını tahmin eden Seshadri, “Türk Lirası’nın seviyesi Türkiye’de çekirdek enflasyonu derin bir şekilde etkiliyor” dedi. Seshadri, gelişmekte olan ülkelerin ise ekono DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.9620 0.3 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.2820 1 kuruş 11.19 0.02 puan 73.446 641 puan 771.80 3.63 lira 115.25 55 kuruş EDİTÖR: PELİN ÜNKER Cuma 19 Şubat 2016 Bu yılı enflasyon yakacak Merkez, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 8.48’e yükseltirken IMF, kur seviyesinin derin etkilerine dikkat çekerek Türkiye’de enflasyonist baskıların arttığını vurguladı U mik büyümelerinde gözlenen düşüşün endişe verici olduğunu belirtti. Emtia fiyatlarındaki düşüşün gelişen ekonomilerin borç ödemeleri üzerinde baskı oluşturduğunu ifade etti. Seshadri, Türkiye’de dirençli büyümenin bu yıl da devam etmesini beklediğini belirtirken, Avro bölgesi ve ABD büyümelerinin Türkiye’yi teselli eden gelişmeler olduğunu söyledi. Küresel çapta faiz oranlarının uzun süre düşük kalabileceği ve bu durumun da stagflasyona (enflasyon içinde durgunluk) neden olabileceğine işaret eden IMF temsilcisi, Avro bölgesinde parasal genişlemenin amaçlandığı yönde ilerlediği izlenimini aktardı. IMF, Türkiye ekonomisinin Sıcak para bağımlılığı Srikant Seshadri 2016’da yüzde 3.8 büyüyeceği tahmininde bulunurken Seshadri, Türkiye’de yatırım ve tasarruflar arasındaki farkın derin bir yapısal problem olduğunu belirtti ve Türkiye’nin sermaye akımlarına olan bağımlılığının azalması için tasarrufların artırılması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin cari açığın finansmanında kaliteyi artırması gerektiğine işaret etti. Türkiye’nin Çin’in dış ticaretindeki düşüşten göreceli olarak korumalı durumda olduğunu aktaran Seshadri, Çin nedeniyle riskten kaçış durumunda Türkiye’nin de bu gelişmeden etkileneceğini belirtti. Çin ekonomisindeki yavaşlamanın beklenenden daha sert olması durumunda küresel büyümenin de etkileneceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Merkez, tahmini yükseltti Merkez Bankası’nın (TCMB) sektör uzmanları ve profesyonellerin katılımıyla düzenlenen Beklenti Anketi sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi, geçen aya göre 0.29 puan artışla yüzde 8.48’e yükseldi. Merkez, yüzde 5 hedefiyle girdiği yılın ilk ayında açıkladığı Enflasyon Raporu’nda 2016 yılı için öngördüğü enflasyon oranını, yüzde 6.5’ten, 1 puan artışla yüzde 7.5’e yükseltmişti. Ankette yıl sonu dolar kuru beklentisi ise 3.17’den 3.15 liraya indi. Her tercih bir vazgeçiştir... ercihi yıllar önce yaptı Türkiye. Kendi coğrafyasındaki hemen hemen bütün ülkeler gibi karanlık, kan ve savaş kokan, akıl ve bilimin değil de cehaletin, din simsarlığının, kimlik ve mezhep üzerinden yapılan ideolojinin egemen olduğu yolu seçti. Öfke ve nefret tohumlarını ekti; “bölyönet” mantığı iktidarı sürdürmenin başatı oldu; özellikle son 10 yıl boyunca. Ülkeyi geleceğe taşıyacak vizyoner bakış açısı yerine, “günü kurtarma” politikalarını benimsedi. Bugün yaşadıklarımız, o ekilen tohumların hasadı.. Diyarbakır, Ankara, Sur, Sultanahmet, Cizre... İlk değil, son da olmayacak ne yazık... Ne var ki terörle, savaşla, bu mantıkla çağ atlanmıyor. Atlanamaz... Oysa fırsat vardı; bundan 90 yıl önce bir önder ortaya çıkıp bu makus coğrafyanın ezeli kaderine inat, laikliğin, demokrasinin, kadın erkek eşitliğinin, kısacası çağdaş dünyanın kapılarını aralamıştı.. Geçen hafta bugün Ankara’daydım... Türkiye’nin en köklü, en başarılı üniversitelerinden biri, belki de birincisi olan ODTÜ’de, bozkırın içinde fışkıran “bilim ve teknoloji” vahasını geziyordum. O yüzden bazı tercihler yaparken, nelerden vazgeçmekte olduğumuzu yazmak istiyorum. HHH ODTÜ bünyesinde faaliyet gösteren MEMS (Mikro Elektro Mekanik Sistemler Merkezi) örneğin. Türkiye’nin ilk ve tek çip üretim merkezi. Termal kameralar, gece görüş dedektörleri geliştirmiş. Kamera teknolojisini dünyada sadece 4 ülke yaparken ODTÜ’nün tamamen yerli teknoloji ve tasarımla bu ürünü geliştirmesi ile Türkiye 5. ülke olmuş. MEMS Başkanı Prof. Tayfun Akın bu ileri teknolojilerin savunma sanayi dışında, sağlık, tıp ve inşaat sektöründe de kullanıldığını söylüyor. BİOMATEN örneğin.. Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Mükemmeliyet Merkezi. Türkiye diş dolgusundan, kontak lenslere, kalp kapaklarından, stendlere, protezlere kadar birçok biyomalzeme ve biyomedikal cihazı yurtdışından ithal ediyor. İthalat oranı yüzde 85) Oysa BİOMATEN Başkanı Prof. Vasıf Hasırcı, biyomedikal mühendisliğinde kendilerinin Avrupa’dan daha ileri bir noktada olduklarında iddialı. Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi GÜNAM ve Rüzgâr Enerjisi Araştırma Merkezi RÜZGEM örneğin.. Her iki merkezde de yenilenebilir enerjide ulusal teknoloji geliştirme konusunda çok başarılı çalışmalar sürdürülüyor. GÜNAM Başkanı Prof. Raşit Turan “AlmanyaHindistan arası gibi geniş bir coğrafyada, hiçbir şirket ya da kurum güneş enerjisi hücreleri konusunda GÜNAM kadar uzman değil” diyor.. Peki, bunları ne kadar kullanıyor Türkiye? Merkezlerden çıkıyor, ODTÜ Teknoparkı geziyoruz. Arı gibi çalışan genç insanlar, araştırmacılar, girişimciler... Pırıl pırıl beyinler.. Açık olan şu ki, “istenirse” büyük başarıların da elde edilebileceği bir potansiyel var. Ama kullanıyor muyuz? Bu değerlerin ne kadar farkındayız? Hadi sıradan vatandaşı bırakın ülkenin karar vericileri ve sanayicileri ne kadar farkında? Ya da belki de soru şu neden farkında değil? Güvenmiyor mu? Önemsemiyor mu? Bilineni ithal etmek kolaycılık değil de nedir? Böyle olduğu için yaratılan teknolojilerin ürüne dönüşmesi, ticarileşmesi, pazar bulması, sanayi tarafından kullanılması boyutundaki “tıkanma” aşılamıyor. Bu bir ekosistem. Kaliteli eğitim, araştırma kültürünün özümsenmesi, sermaye desteği, yerli üretimin desteklenmesi, girişimciliğin özendirilmesi, ihale kanunun düzenlenmesi, üniversitesanayi işbirliği bu ekosistemin bileşenleri. Biri olmazsa diğerleri büyük resmi ortaya çıkarmaya yetmiyor. Ve geliyoruz yazının başında bahsettiğimiz her tercih, bir vazgeçiştir konusuna.. Acı, hem de çok acı değil mi? T KDV düşerse et 6 TL ucuzlar TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, tavan fiyat uygulamasının et fiyatlarını düşürmeyeceğini belirterek bunun yerine ette KDV’nin yüzde 15’ten 1’e indirilmesini önerdi. ürkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, hükümetin kırmızı ette tavan fiyat uygulamasını bir iradeninin ortaya konması açısından olumlu bulduklarını, ancak bunun et fiyatlarını düşüreceğine inanmadıklarını söyledi. TGDF’nin değerlendirme toplantısında konuşan Kopuz, bunun yerine vergisel düzenlemelerin hayata geçirilmesini önerdi. Kopuz, “Ette KDV oranının ve besicilik hayvan ithalatında alınan yüzde 15 verginin yüzde 1’e düşürülmesinin başta tüketici ihtiyacını karşılayabilmek adına elzem olduğunu söyleyebiliriz. Temel beslenme ihtiyacımız olan etin fiyatını böylece 6 lira aşağı çekebiliriz. Piyasa böylece regüle edilmiş olur” dedi. Mevcut durumda kırmızı ette KDV oranı yüzde 8 seviyesinde bulunuyor. Kopuz ayrıca işletmelerin en önemli girdilerinden biri olan yem ve yem hammadde fiyatlarının istikrarı için Toprak Mahsülleri Ofisi’ne (TMO) daha etkin T rol verilebileceğini belirterek, böylece fiyatların dar bir bant içinde tutulabileceğini, bunun da fiyat istikrarına katkısı olacağını söyledi. Kopuz, gıdada spekülatif fiyatların önlenmesi için hal yasasının da acilen ele alınması gerektiğini belirtti. Sektörün 2015 yılında yüzde 9 artışla yaklaşık 360 milyar liralık büyüklüğe ulaştığını, 2016 yılında ise yüzde 5 büyüme öngördüklerini söyleyen Kopuz, ihracatta ise öncelikli beklentilerinin geçen yılın altına düşmemek olduğunu ifade etti. Kopuz, “İhracatımızdaki 1 milyar dolarlık düşüş ağırlıklı olarak Suriye ve Irak pazarlarındaki düşüşten kaynaklanıyor. İlk beş ihracat pazarımız arasında yer alan bu ülkelerdeki kaos ve petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı ekonomik gelir kaybı ihracatımızı ciddi şekilde düşürdü” dedi. Kopuz, İran pazarına yönelik ihracatın artırılması için de çalışmalara başladıklarını söyledi. l Ekonomi Servisi Pınar Abay Toplantıda anısını paylaşan Abay, ING’de işe başladıktan kısa süre sonra çağrı merkezinin kontrolü için gece vakti çağrı merkezi binasına gittiğini ancak kapıdaki görevlilerin onun genel müdür olduğuna inanmayıp içeri almadığını aktardı. Suriye etkisi Yüzde 15 vergi var ING’de Askerin izi tamamen silindi ollanda merAbay, bankakezli ING nın şube sayısıBank’ın Türkiye nın 314’ten 296’ya düşmesine rağmen Genel Müdürü Pıhedefledikleri alannar Abay, bankanın larda müşteri sayıüst yönetim ekibisını 2 kat artırdıknin yanı sıra müştelarına dikkat çekeri portföyü ve şubeOlcay rek “Hissedar biler açısından da dönüşümü tam olarak Büyüktaş ze belli bir sermaye verse bunu bangerçekleştirerek, ka yerine startup Oyakbank’tan çok şirketlerine yatırmayı terfarklı bir banka haline geldiğini ifade etti. Abay, “Hem cih ederim. Çünkü bize ölyönetim hem müşteriler açı çek değil, yenilikçi fikirler sından Oyak etkisi tamamen lazım” dedi Abay, 20112015 arasınortadan kalktı” dedi. da bireysel müşteri sayısını Harvard’da ders oldu 1.5 milyondan 2.2 milyonun Abay, gazetecilerle gerçek üzerine, 66 bin civarındaki KOBİ müşteri sayısını da leştirdiği sohbet toplantısın116 binin üzerine çıkardıkda, ING Bank Türkiye’nin larını kaydederek şöyle de2011’den bu yana yaşadığı dönüşümün dünyanın çeşitli vam etti: “Bu dönemde şube sayımız 314’ten 296’ya yerlerinden başarı öykülerini ders konusu olarak işleyen Harvard Business School’un da dikkatini çektiğini söyledi. Abay, “ING Türkiye’nin asker geçmişli bir bankadan, ING Türkiye’nin OYAK taülkenin en inovatif en yenirafından kurulan ve dolayılikçi bankalarından biri olsıyla Doğu ve Güneydoğu mayı nasıl başardığı, dijiAnadolu Bölgesi’nde cidtal bankacılıkta nasıl bir dödi bir şube ağının olduğunu nüşüm ve atak gerçekleştirhatırlatan Pınar Abay, böldiği gelecek yıldan itibaren gede yaşanan terör olayHarvard’da ders konusu olalarına ilişkin şunları söylerak işlenecek. Harvard Ünidi: “Gelişmeler son derece versitesi akademisyenleri üzücü. Bunu herkes zaten ING Türkiye için yaptıkları dile getiriyor. Ama sadearaştırmada bankadaki külce üzülmeyi tercih edebitürel dönüşüme odaklandıliriz ya da ‘Bu şartlarda üllar” diye konuştu. ING’nin askeri geçmişli bir bankadan dijital odaklı bir bankaya dönüştüğünü söyleyen ING Türkiye Genel Müdürü Abay, geçmişten kalan müşterinin yok denecek kadar az olduğunu belirtti. H Pegasus’un başına Mehmet Nane getirildi egasus Hava Yolları Genel Müdürlüğü’ne Carrefoursa Genel Müdürlüğü görevinden ayrılan Mehmet Nane getirildi. Mehmet Nane’nin 18 Mart’ta yeni görevine başlayacağı öğrenildi. Nane, 2013’te Teknosa’daki görevinden ayrılarak Carrefoursa Genel Müdürlüğü’ne getirilmişti. Sabancı Holding’in Fransız ortağı Carrefour’dan yüzde 12 Carrefoursa hissesi alarak hâkim ortak olmasının ardından Nane, “Beşte Beş” stratejisini oluşturarak şirketi 2014’te kâra geçirmişti. Mehmet Nane’nin göreve başladığı 2013 yılında Car gelirken, ticari müşteri sayımızı 9 bin 695’ten 12 bin 373’e çıkardık. Biz elbette Türkiye’deki satın alma fırsatlarını değerlendirdik, değerlendireceğiz. Ama şube açmadan bu kadar büyüyebildiğimiz için şu sıralar organik büyümeyi tercih ediyoruz.” Çıkış planı yok P refoursa 38 ilde 244 mağaza ile hizmet veriyordu. Şirketin mağaza sayısı 2015’te 779’a ulaştı. Nane döneminde Carrefoursa Antalyalı Genpa ve 1E1 marketleri, İsmar ve Kiler’i bünyesine kattı. Mehmet Nane, geçen yaz Türkiye’de perakende sektörünün önemli 2 ismi ile Marmaris Bozburun’da turizm yatırımına imza atmıştı. Dönemin Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane, Kiler Holding Perakende Genel Müdürü Nihat Özdemir ve perakende danışmanı Avi Alkaş ortaklığında gerçekleştirilen MiaMai Otel, 9 milyon liralık yatırım ile hayata geçmişti. Abay, ING’nin diğer Avrupa bankalarında olduğu gibi Türkiye’den çıkıp çıkmayacağına yönelik soru üzerine, “Bizim hissettiğimiz planlar çerçevesinde ING’nin Türkiye’den çıkış gibi bir düşüncesi yok. ING bu kadar karmaşık bir ortamda Türkiye’ye bu kadar finansman sağlıyorsa buradan çıkma diye bir düşüncesinin olduğunu sanmıyorum” dedi. Hurok Marble 35 yaşında Doğal taş sektöründe faaliyet gösteren Hurok Marble 35. yıl kutlamaları çerçevesinde 150 çalışanını Antalya’ya tatile götürecek. Kütahya’da ürettiği mermerin yüzde 95’ini başta ABD, 43 ülkeye ihraç eden şirket, 2016 itibarıyla iç piyasaya da ağırlık verecek. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Olçar, “35 yılımızı çalışanlarımızla kutlayacağız. Çünkü bu başarının gizli kahramanları onlar” dedi. Cizre’de şubesi olan bir bankayız keye nasıl katkı sağlamaya devam edebiliriz’ diye de düşünebiliriz. Biz bu süreçte ekonomiye katkımızı devam ettirmeyi hedefledik. Bölgedeki çalışanlarımızın güvenliğini önceliğimize aldık. Bölgedeki kredi müşterilerimize her türlü kolaylığı sağladık. Bölgedeki durumun ciddiyetinin farkındayız. Biz Cizre’de şubesi olan bir bankayız.” Teknoloji liderleri buluşuyor 31 Mayıs 1 Haziran arasında düzenlenecek Büyük Veri, Nesnelerin Interneti, gelişen teknolojiler ve bunların iş uygulamaları ile bu eksende yer alan girişimcilik konularının öne çıktığı smartcon2016 İstanbul Zirvesi, iş ve teknoloji dünyasının önde gelen isimlerini ağırlayacak. ABD Merkez Bankası, DataSpark, Teradata, Barclays, Tmobile ve Yahoo gibi kuruluşlarda çalışmış üst düzey isimlerin katılacağı etkinlikte, erken kayıt yaptıran katılımcılardan on kişi, özel bir yemekte smartcon konuşmacıları ile bir araya gelebilecek. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear