26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 6 Aralık 2016 2 Daha çok ve kaliteli eğitim eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Otizm Spectrum Bozukluğu olan bireylere yönelik ulusal eylem planı sonunda yürürlüğe giriyor. Aileler, çocuklarına ücretsiz, uzun süreli ve kaliteli eğitim verilmesini istiyor Otizm, dünya çapında her 68 çocuktan birini etkiliyor. Erkek ço cuklarda kızlara oranla beş kat fazla görülen otizm, kız larda daha ağır seyrediyor. Türkiye’de 018 yaş grubun da 352 bin otizmli ço cuk ve gen cin bulun duğu tah FAigtaelany min ediliyor. Eğitim, otizmin bi linen tek çaresi. Ancak Tohum Otizm Vakfı verilerine göre bunlar dan sadece 29 bin 782’si eğiti me erişebiliyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sa yan Kaya’nın Dünya Engel liler Günü’nde açıkladığı 20162019 yıllarını kapsayan ‘Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı’nda altı öncelikli alan belirlendi. Tanıtım ve farkındalık Otizmi olan bireylerin diğer bireylerle eşit haklara sahip olduğu bilincinin geliştirilmesi ve duyarlılığın oluşturulması için kamu spotu ve kısa filmler hazırlanacak, bunların zorunlu yayınına ilişkin düzenlemeler yapılacak. Başta kamu kurumları, üniversiteler ve yerel yönetimlerde görev yapan personel olmak üzere anneçocuk takibi yapılan aile sağlığı merkezlerinde görev yapanlar, örgün eğitim kurumlarında ve kaynaştırma sınıflarında görev yapan öğretmenler, yöneticiler ile öğrenciler ve aileleri, sağlık personeli ile kreş ve Otizm nedir? l Bebeklikten itibaren karşısındakinin gözüne bakamamaya neden olan, l Ortak dikkat ve işaret etme davranışlarındaki yetersizlik ve isteksizlikle kendini belli eden, l Üç yaşından önce ortaya çıkan, l Ciddi sosyal etlkileşim ve iletişim bozukluğuna neden olan, l Sosyal davranış, dil, algısal fonksiyonlar, tekrarlayan davranışlar ve ilgilerle kendini gösteren, l Yaşam boyu süren, lBelirtilerin görünümünde ve şiddetinde bireyden bireye farklılık gösteren, l Hafiften ağıra kadar değişen çeşitli özellikleri olan gelişimsel nörobiyolojik bir bozukluk.. Eylem planı: l Farkındalık çalışmaları ve kurumlar arası işbirliği, l Erken tanı, tedavi ve müdahale zincirinin kurulması, l Ailelere yönelik hizmetlerin geliştirilmesi, l Eğitsel değerlendirme, özel eğitim, destek eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin geliştirilmesi, l İstihdam süreçleri ve çalışma hayatı, l Sosyal hizmet, sosyal yardım ve toplumsal yaşama katılım. gündüz bakımevlerinde görev yapan personele yönelik seminer, sempozyum, kongre, hizmet içi eğitim vb. etkinlikler düzenlenecek. Erken tanı ve tedavi Otizmle ilgili tarama ve izleme çalışmaları zorunlu hale getirilecek. Otizm tanı, tedavi ve araştırma merkezlerinin sayı ve kapasiteleri artırılacak. Ailelere destek Otizmli çocuğu olan ailelerin çocuklarının takibi, bakımı ve sağlığı konusunda bilgilendirilmesine yönelik olarak birinci basamak sağlık kuruluşlarında “Aile Destek Birimleri” kurulacak. Rehberlik ve araştırma merkezleri ile tüm özel eğitim kurumlarında ailelere yönelik eğitsel rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin niteliği artırılacak. Nasıl bir eğitim? Otizmi olan bireylerin özelliklerine ve gereksinimlerine özgü eğitim programları geliştirilecek ve uygulanacak. Kaynaştırma yoluyla eğitim gören otizmli öğrencilere gereksinimlerine uygun destek hizmetleri ile bu uygulamaların başarılı yürütülebilme si için makul uyarlamalar ve eğitim ortamları düzenlemeleri yapılacak. Otizmli çocukların eğitimini sağlamaya yönelik olarak erken çocukluk dönemi eğitimcisi yetiştirilecek. Otizmli öğrencilere yönelik sınıf geçme ve genel değerlendirme sistemi kaynaştırma uygulamalarına uygun olarak yürütülecek, bu konuda alternatif değerlendirme sistemleri hayata geçirilecek. Otizmi olan öğrencilere yönelik eğitim hizmetlerinde pozitif ayrımcılık uygulamasının hayata geçirilmesi için sınıf geçme ve genel değerlendirme sistemi kaynaştırma uygulamalarına uygun olarak yürütülecek ve müfredata dayalı değerlendirme, portfolyo değerlendirme gibi alternatif değerlendirme sistemleri uygulanacak. Otizmli öğrencilerden uygun olanların güzel sanatlar ve spor liselerinde kaynaştırma uygulamasından yararlanması sağlanacak, yetenek sınavları, otizmli bireylerin özelliklerine uygun hale getirilecek ve bu okulların müfredatları geliştirilecek. Çeşitli sanat ve spor dallarında yetenekli olan ve yükseköğrenim görebilecek otizmli bireylerin yükseköğrenim kurumlarına kabulü konusunda tabi oldukları değerlendirme sistemine ilişkin yasal düzenlemeler yapılacak. Çalışma hayatı Otizmli bireylerin çalışabilecekleri korumalı işyeri kurulması için işverenlere verilecek teknik desteğe ilişkin olarak ikincil mevzuat çalışmaları tamamlanacak. İŞKUR bünyesinde istihdam edilen “iş ve meslek danışmanları”nın kuruma kayıtlı iş arayan otizmli bireylere sistemli olarak yardımcı olunması sağlanacak. Erken emeklilik hakkı Otizmli bireyler için gündüzlü ve kısa süreli bakım ve rehabilitasyon hizmetleri geliştirilecek ve yaygınlaştırılacak. Otizmli bireylerden evde bakılan ve ihtiyaç duyanlara günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için evlerinde temizlik, otizmi olan ve sürekli bakıma muhtaç çocuğu olan anne veya baba ile bakmakla yükümlü olan kişilerin erken emeklilikten yararlandırılması sağlanacak. ‘Çığlığımız duyulsun’ Lösemili çocuklara sürpriz Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV), lösemi tedavisi devam eden ve tedavisi tamamlanan çocuklar için her ay doğum günü partisi geleneğini başlattı. Etkinliğin ilki, Milli Takım ve Fenerbahçe futbolcusu Mehmet Topal ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kutlamaya komedyen Yavuz Seçkin, eski milli basketbolcu ve Türkiye Basketbol Federasyonu menajeri Kerem Tunçeri, Emine Ün ve eşi Tolga Karakaş da katıldı. Partide Topal ailesinin 5 yaşına basan oğlu Mehmethan için de sevdiği karakterden yapılmış pasta ile sürpriz yapıldı. l İSTANBUL/DHA Eğitimde Chromebook MEF Üniversitesi, Google crome işletim sistemi kullanılarak üretilen Chromebook bilgisayarları derslerde kullanmaya başladı. MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, “Dünya ile aynı anda öğrencilerimizle Chromebook’u buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Üç aya yakın deneyimlerimiz sonucunda Chromebook’un ne kadar eğitime uygun bir teknoloji olduğunu bir kez daha anladık” dedi. Google Türkiye Eğitim Direktörü Ali Ertem ise teknolojinin sınıflarda kullanımının eğitime katkısını anlattı. Cam kemik hastası Elif Gamze Bozo yerel yönetimlere tepki göstererek engellilerin sadece bir gün hatırlanmasına isyan etti ZEHRA ÖZDİLEK 3Aralık Dünya Engelliler Günü’nün kutlama günü gibi geçiştirilip, yaşadıkları sıkıntılara kulak verilmediğini belirten cam kemik hastası Elif Gamze Bozo ve Engelsiz Sanat Derneği Başkanı Gülçin Kaya kendileri için gerçekleştirilen hiçbir programa katılmadı. Bozo, “3 Araklık’ta eğlence programı yapıp daha sonra da sorunlarımıza kulak asmayan yerel yönetimlerle karşı karşıyayız. Biz bunu istemiyoruz. Belediyeler gerekeni yapsa engelliler işine de, konserine de gider. Sadece 3 Aralık’ta var olmak istemiyoruz” dedi. Aileler sindiriliyor 3 Aralık’ta ve mayısın ikinci haftası olan engelliler haftasında hiçbir şekilde programlara katılmadığını belirten cam kemik hastası Elif Gamze Bozo, ulaşılabilirlik, eğitim, istihdam sorunlarının tartışılmadığından yakındı. Her şeyin 3 Aralık’a sıkıştırılmak istendiğini dile getiren Bozo, “Gerek devlet yönetimi gerek yerel yönetimler sadece bir güne bırakıyor. Rampalardan tutun engelli asansörlerine kadar, yürüyen merdivenlerinden tutun herşey engelliye uygun değil. Engelliler bu yüzden dışarıya çıkamıyor. Bunları konuşmadığımız içinde göz ardı ediliyor. Engelli aileleri de sesini yeterince çıkarmıyor. Çünkü bizde sindirme politikası var. Sesimi yükseltirsem birşeyler elimden alınır korkusu var” diye konuştu. Okula gitme dönemi geldiğinde okul müdürü, öğrenciler ve veliler tarafından istenmediğini belirten Bozo, “Annem, babam büyük bir direniş göster Cam kemik hastası Elif Gamze Bozo tekerlekli sandalyesiyle Afrika’ya bile gitti. di. Direnmezsen eğer kimsenin umrunda olmuyorsun. Diğer konularda da böyledir. Kimse kimsenin çığlığını duymayınca umursamaz bir toplum haline geldik. Herkes ‘empati kuralım’ diyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Başına gelmeden de anlayabilirsin. Ben Afrika’ya gittim geldim oradaki sorunları gözümle gördüm. Onları anlamak için Afrikalı mı olmak lazım. Önemli olan kalben hissetmek? Anlamak için başımıza gelmesine gerek yok” dedi. Emniyet sistemi yok Belediyelerin engelli araçlarının çoğunda emniyet sisteminin olmadığından yakınan Bozo bu durumun kazaya sebebiyet verip düzeltilemeyecek hasarlara neden olduğunu belirtti. Bozo kendisinin en büyük sıkıntısının ulaşılabilirlik olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Yerel yönetimlerden üzerine düşen görevleri yerine getirmesini bekliyoruz. Torba yasası çıktığında erişebilirlik yasası 10 yıldan 15 yıla çıktı. Hâlâ hiçbir şey düzeltilmedi. İnsanlar engelliyi gördüğü zaman hep bir şey isteyen modunda algılıyorlar. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ modunda yaşıyoruz. Yerel yönetimleri duyarsızlaştıran bizleriz. Engelli asansörüne binerken herkes benden önce biniyor, ben sıramı bekliyorum. Rampayı kullanırken araçlar park ediyor. Ben büyük bir çabayla kaldırıma çıkmaya çalışıyorum. İnsani görevlerimizi yerine getirmeliyiz” Engelsiz Sanat Derneği Başkanı Gülçin Kaya 10 yıldır 3 Aralık’ı bir kere bile kutlamadığını belirterek, şunları söyledi: “10 yıldır bu alanda çalışıyorum, bir kere kutlamadım, kutlamam da. Düğün dernek havasında vur patlasın, çal oynasın kıvamında bir ayıbın içinde olamayız. Özellikle kurum/kuruluşlar son dakika ararlar; ‘3 Aralık’ta birlikte bir şeyler yapalım mı, ne isterseniz yapabiliriz’ diye, ‘O hafta doluyuz, bir sonraki hafta yapalım’ derim, ses yok. Yapmak isteyen zaten istediği her zaman arayabilir, kapımız açık. Ancak sırf etkinlik olsun diye, gösteriş için farkındalık yaratmadan, saçma sapan programların içinde asla olmayacağız.” Anayasal diktatörlük Türkiye, demokratik rejimi yerleştirmeye çalışırken, bir ara “Anayasal Vatandaşlık” kavramı gündeme gelmişti: “Anayasal vatandaşlık” kavramı, aslında zaten anayasada güvenceye alınmış haklara gönderme yaparak, “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” kimliğinin, bütün öteki dinsel ve etnik kimliklerin üzerinde olduğunu vurgulamak için kullanılıyordu... Böylece, etnik ya da dinsel kimlik farklılıklarından doğan sorunların önüne geçileceği umut ediliyordu. Ayrıca Avrupa Birliği yolundaki ülkede, ilerisi için de bir “Avrupa Vatandaşlığı” hedefi vurgulanıyordu. HHH Ne yazık ki bugün bu “Anayasal Vatandaşlık” anlayışının üç ayağı da sakatlandı ve elbette kavram da tedavülden kalktı: Etnik kimliğin aşılması umudu, Kürt kökenli politikacıların terörle suçlanması sonucunda bitti... Dinsel kimliğin aşılması umudu, Fethullah Gülen Cemaati mensup ve sempatizanlarının terör örgütü üyesi sayılmalarıyla ve iktidarın, Ateist, Zerdüşt, Gâvur gibi sıfatları, siyasal eleştiri olarak kullanmasıyla son buldu... Avrupa Vatandaşlığı beklentisi ise AB ile köprülerin atılması sonucunda, en azından şimdilik, hayal oldu! HHH “Anayasal Vatandaşlık” kavramı rafa kalkınca, “Tuvalet kâğıdımız kalmadı, zımpara kâğıdı verelim mi” diyen bakkal öyküsündeki gibi, “Anayasal Diktatörlük” kavramı gündeme geldi: Şimdi yasama, yürütme ve yargı erklerine egemen olan bir başkanlık yönetimi, yani açıkça diktatörlük kuran bir “Cumhurbaşkanlığı Rejimi”, “Türk Usulü Başkanlık Rejimi” olarak önümüze getiriliyor. AKP/Erdoğan iktidarının söylediklerine bakılırsa, rejim zaten fiilen böyle işliyor, yaptıkları sadece bunu anayasal hale getirmek... Burada yine kendilerinin belirttiği küçük ama önemli bir ayrıntı var: Bugünkü rejim, anayasanın öngördüğü “Parlamenter Demokrasi” değil, yani aslında bir “Sivil Darbe” yaşanıyor; yapılacak değişiklikle bu “Sivil Darbe” “Anayasal Diktatörlük” haline getirilecek ve meşrulaştırılacak! HHH AKP/Erdoğan iktidarını bugünkü gücüne beşli bir ittifak taşımıştı: AKP/Cemaat/ABD/AB/Kendilerine “Liberalsol” diyen enteller. Oysa, iktidar bu dört müttefikini de artık yitirmiş durumda... Onların yerini MHP ve Vatan Partisi almış görünüyor; ama gerek MHP gerekse Vatan Partisi bu ittifak sonunda kan kaybediyor! Bütün medya, üniversiteler, haber ve bilgi kaynakları sansür ve baskı altında olduğu için toplumun gerçek eğilimleri şu sırada pek fark edilemiyor... MHP’yi ve Vatan Partisi’ni eriten bu yeni ittifak, acaba “Anayasal Diktatörlük” rejimini getirmeye yetecek mi, bilemiyoruz! Çocuklara kütüphane Şişli Belediyesi, çocukların kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmek amacıyla Feriköy Sosyal Tesisi bünyesinde “Kitap Okuyan Çocuklar Oyun Kitaplığı” açtı. Kitaplıkla özellikle okulöncesi çocukların keşfederek öğrenmeleri hedefleniyor. Kütüphanede, gönüllü veliler tarafından düzenli kitap okuma saatleri yer alacak. Hazırlık sınıfı tartışıldı Milli Eğitim Bakanlığı’nın pilot uygulama olarak başlattığı ve önümüzdeki yıl tüm Türkiye’de uygulamaya geçecek “5. Sınıfta İngilizce Hazırlık Programı”nın önemi ve yapılması gerekenler Bahçeşehir Okulları tarafından Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen panelde tartışıldı. Panelde, 5. sınıflarda İngilizce hazırlık programının başarılı bir şekilde uygulanması için müfredat, içerik ve eğitimcilerin kalitesinin yanı sıra, dil saatlerinde sürekliliğin sağlanması ve öğrencinin yeni bir dil öğrenmeye yönelik motivasyonunun sürdürülmesinin önemi üzerinde duruldu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear