26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 26 Aralık 2016 4 haber EDİTÖR: alper izbul TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Çok partili sistemin mimarı İnönü anıldı Milli Mücadele’de Atatürk’ün silah arkadaşı ve Türkiye’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ölümünün 43. yıldönümünde birçok merkezde törenle anıldı CHP İstanbul İl Başkanlığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın silah ve çalışma arkadaşı, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün vefatının 43’üncü yıldönümü nedeniyle, Beşiktaş Maçka’daki İnönü Anıtı önünde anma töreni düzenledi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törende CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve İnönü ailesi anıta çelenk bıraktı. Canpolat, İnönü’nün Kurtuluş Savaşı ve sonrası milli mücadeleye vermiş olduğu katkılara değinerek, Türkiye’de çok partili sisteme geçilmesindeki rolünü anlattı. Canpolat, “Kendisinin çok önemsediği çok partili döneme geçilmemesini ısrarla söyleyenlere rağmen, çok partili siste Anıtkabir’de tören İsmet İnönü, 43. ölüm yıldönümünde Anıtkabir’deki mezarı başında da törenle anıldı. Törene, İnönü ailesinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, Cumhurbaşkanı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alpaslan ve askeri erkân ile vatandaşlar katıldı. Törende, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Alpaslan tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kabrine çelenk konul masının ardından saygı duruşun da bulunuldu. Heyet daha son ra İnönü’nün kabrinin bulundu ğu alana geçti. Saygı duruşu ve İnönü’nün özgeçmişinin okunma sının ardından katılımcılar İnönü ailesine taziyelerini iletti. İnönü, Malatya ve Zonguldak’ta da törenlerle anıldı. Zonguldak’ta ki törende CHP İl Başkanı Ahmet Altun, İnönü’nün koltuk sevdası na düşmediğini, çok partili düzen le ülkeyi demokrasiye taşıdığını söyledi. l ANKARA Kılıçdaroğlu törenden ayrılırken, gençlerle fotoğraf çektirdi. min ülkemiz için çok önemli olduğunu vurgulayarak 53 İslam ülkesi içerisinde çok partili sisteme geçilmesini sağlamıştır” dedi. İnönü’nün tek başına iktidar olmasına rağmen seçimlere giderek demokra si ve cumhuriyete olan inancını gösterdiğini belirten Canpolat, seçimi kaybettiğinde herkesin ne diyeceğini merak ettiği İnönü’nün “Seçimi kaybettik ama demokrasi kazandı” dediğini ifade etti. Canpolat, “Diz çöktürülmeye çalışılan ülkemizi yeniden ayağa kaldırıp cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği ve parlamenter düzeni sonuna kadar savunacağımıza onun huzurunda bir kez daha söz veriyoruz” diye konuştu. Töre ne CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal ile Şişli Belediye Başkanı ve İsmet İnönü’nün torunu Hayri İnönü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran da katıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Öksüz’ün kuzeni tutuklandı 15Temmuz kanlı darbe girişiminin ‘kilit ismi’ olan ve İzmir’de hazırlanan FETÖ iddianamesinde ‘TSK imamı’ olduğu öne sürülen firari Adil Öksüz’ün kuzeni Zübeyir Öksüz yurtdışına kaçmak isterken İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda yakalandı. Öksüz tutuklandı. l İZMİR/DHA Soylu’dan PKK’ye mart ayı mesajı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin, Diyarbakır ve Siirt ziyaretlerinin ardından gittiği Bitlis’te konuştu. Soylu, “PKK mart ayının başından itibaren bu ülke ile oyun olmayacağını bir daha görecek” dedi. Almanya’ya rekor iltica başvurusuTürkiye’den gelen iltica başvurularındaki artış dikkat çekiyor Alman hükümeti, 2016 yılının ocakkasım ayları arasında Türkiye’den Almanya’ya 5 bin 166 iltica başvurusunun yapıldığını açıkladı. Başvuruların yüzde 80’ini Kürtler oluşturuyor. Deutsche Welle’nin haberine göre Alman hükümetinin Funke medya grubu gazetelerinin sorusu üzerine verdiği yanıtta, ocakkasım ayları arasında Türkiye’den Almanya’ya 5 bin 166 iltica başvurusu geldiği belirtildi. İçişleri Bakanlığı’nın verileri paylaşılan haberde, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından Türkiye’den ya pılan iltica başvurularında büyük artış yaşandığı kaydedildi. Habere göre kasım ayında 702 Türk pasaportu sahibi Almanya’ya iltica başvurusunda bulundu. Ocak ayında bu sayı 109’du. Alman hükümeti artan iltica başvuruları ve darbe girişimi arasında doğrudan bir bağlantı kurmaktan kaçındı. Yapılan açıklamada “Alman hükümeti rakamlardaki artışın olası nedenlerine ilişkin spekülasyonlara itibar etmiyor” denildi. Sol Parti ise açıklamasında iltica başvurularındaki artışa Alman hükümetinin Türkiye politikasını eleştirerek tep ki gösterdi. Alman hükümetini Türkiye’deki mültecilerin durumunu olduğundan daha iyi göstermekle suçladı. Sol Parti’nin iç politika sözcüsü Ulla Jelpke, “Türkiye’den iltica başvurularının sayısı 2014’ten bu yana neredeyse beş katına çıktı. Türkiye, mültecilerin güvenle kalabilecekleri bir yer ya da güvenli bir ülkeden başka her şeydir” diye konuştu. Ayrıca “Ankara Kürt halkına karşı acımasız bir savaş yürütüyor” diyen Jelpke, “Erdoğan rejimine silah ihracatının durdurulmasını ve ABTürkiye mülteci anlaşmasının feshedilmesini” istedi. VİZE SERBESTİSİ MASADA BEKLİYOR Deutsche Welle’nin haberine göre Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz kısa bir süre zarfında Türk vatandaşlarına AB’ye vizesiz seyahat uygulaması getirilmesine karşı çıktı. Türkiye’nin bu konuda gereken reformları yapmadığını söyledi. Schulz, “AB Komisyonu’nun vize serbestisi başvurusunu ilgili parlamento komisyonlarına iletmedim, halen masamda duruyor” dedi. Katili kim azmettirdi?.. Bu soruyu artık kimse sormuyor. Çünkü, gördüklerim bu sorunun yanıtını veriyor. Şöyle ki; Bu görevli çevik kuvvet polisi, aktif çalışan bir devlet görevlisi. Mevlüt Mert Altıntaş 1994 doğumlu. Dindar bir ailenin oğlu. 78 yaşlarında iken yazları Kuran kurslarına gitmiştir. Eğer daha küçük yaşlarında din eğitimli bir yuvaya gitmişse daha da önce “biat” ile “şeriat” ile tanışmış olabilir. Mevlüt Mert 8 yaşında iken, 2002 yılında AKP iktidara geldi. Ak Parti’nin eğitim politikası din temellidir. Çocuklukta zihine kazınan öğretinin yaşam boyu etkisi bilinir. Gençliğin “dindar” ve “kindar” olması gene AKP liderlerinin gençlik politikası olmuştur. 2013 yılında polis olan genç Mevlüt Mert de işte bu programla yetişen binlerce gençten birisidir. Böyle yetişen bir genç için her şey kesindir ve mutlaktır. İnanç her şeydir. Cihada biat etmek her Müslümanın vazifesidir. Cihat; malıyla, kanıyla, canıyla İslama hizmet için cehd etmektir. Cihad sözcüğü oradan gelir. Allah adına verilen emir sorgulanmaz, savsaklanmaz, karşı çıkılmaz. Bu dünya geçicidir, aslı dünya öteki dünyadır. Mümin öteki dünyaya hazır olmaya bu dünyadaki hayatıyla hak kazanır. İnananlar dosttur, kardeştir, ihvandır. İnanmayanlar kâfirdir, düşmandır, ya gelir katılır ya da cezasını görür. Mevlüt Mert, bunu öğrenmiş, bunu bilmiştir. Şimdi Mevlüt Mert’i kim yetiştirmiştir? Mevlüt Mert ölümü neden göze almıştır? Daha kaç Mevlüt Mert aramızdadır? Daha kaç Mevlüt Mert kimin emrini beklemektedir? FETÖ’nün mü? El Nusra’nın mı? El Kaide’nin mi? IŞİD’in mi? Acaba bir şey fark eder mi? Filanca Şeyh’in ya da öteki emirin, beriki imamın emri fark eder mi? Hayır fark etmez. Sonuçta hepsi aynı amaca yönelmiş kesin ve mutlak kurallar koyan inanç gruplarıdır. Mevlüt Mert’leri yetiştiren zihniyet, şu anda iktidarda olan “Siyasal İslam İdeolojisi”dir. FETÖ grubu dahil, bütün inanç grupları AKP’nin siyasal koruması altında gelişmiştir, gelişmeyi de sürdürmektedir. FETÖ grubu, iktidara gelmek istediği için düşman ilan edilmiştir. Bu gerçekleri bu toplum biliyor. Bilmediğini sanmayın. HHH Peki, biz ne demiştik? Gelin, laik toplum yaşamını değiştirmeye kalkmayın. İnsanları dinlerine, mezheplerine, inançlarına göre bölmeyin. Gelin, laik eğitim yapısını bozmayın, inanç militanları yetiştirmeyin, sonra toplumun parçalanmasına yol açarsınız. Gelin, bu toplumu “bizden olanlar” ile “ötekiler” diye ayırmayın. Yandaş yaratmayın. Vatan ve millet bütünlüğünü iktidar olma hırsınıza kurban etmeyin. Gelin, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı demokratik iktidar sistemini bozmayın. Her gücü kendisinde toplayan “Tek Adam” sistemini yaratmayın. “Güçlü Tek Kişi” ve “Emrindekiler” sistemi herkese zarar verir. Gelin, sınırlarımız içinde ve dışında barışı sağlamaya ve refahı artırmaya dayalı bir yol izleyin. İçerde kargaşa, dışarda tehlikeli maceralar yaratmayın. Ne oldu? Biz dediğimizle kaldık, siz bildiğinizi okudunuz. Bu sonuçtan memnun musunuz? Olmadı, olmuyor, bu gidişle de olmayacak. Atatürk’e kızıyorsunuz, boşuna. İnönü’ye çatıyorsunuz, nafile. Öyle göz belertmekle, parmak sallamakla olmuyor. Sonuçta, yetiştirdiğiniz genç silahını çekip ortalığı toz duman ediyor. Size de bahanesini bulmak kalıyor. Rüzgâr ektiniz, kasırga biçiyorsunuz. Budur... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear