Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cuma 23 Aralık 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Yedek’ formül aranıyor haber 5 AKP yönetimi, yoğun itirazlar üzerine ‘yedek milletvekilliği’ konusunu değerlendiriyor AKP yönetimi, milletvekillerinden ‘yedek milletvekilliği’ konusunda yoğun eleştiri ve iti razlar gelmesi üzerine formül arayışı na girdi. Yedek milletve killiğinin uygulandığı ül kelerdeki sistemle ilgi li ayrıntılı inceleme ya pılırken, sistemin adının değiştirilmesi ya da il EMİNE KAPLAN yedek listesi yerine ülke geneli için bir yedek milletvekili listesini öngö ren bir düzenleme üze rinde duruluyor. Değişiklik yapılma sına karar verilmesi durumunda MHP ile yeniden uzlaşma aranacak. Başbakan Binali Yıldırım’ın anaya sa önerisi konusunda milletvekilleriy le yaptığı toplantıda, çok sayıda mil letvekili ‘yedek milletvekilliği’ düzen lemesini eleştirmiş, öneri metninden çıkarılması gerektiğini dile getirmişti. Başbakan Yıldırım başkanlığında önceki gün toplanan MKYK’de de benzer eleştirilerin geldiği öğrenildi. Başbakan Yıldırım’ın konuyla ilgili olarak çalışma yapılması talimatını verdiği hukukçu kurmaylar, nasıl bir bir değişiklik yapılabileceği konusunda formül arıyor. Adalet Bakanlığı, konuyla ilgili olarak yedek milletvekilliği sisteminin uygulandığı ülkelerdeki işleyişle ilgili olarak ayrıntılı bir çalışma yapıyor. Yapılan ilk değerlendirmelerde, ‘yedek’ ifadesinin hem anayasada yeni bir statü getirmesi hem de rencide edici bir ifade olduğu eleştirileri doğrultusunda öneride geçen “yedek milletvekilliği” ifadesinin yerine başka bir ifadenin getirilebileceği, uygulamanın adının değiştirilebi leceği kaydediliyor. Ancak ifade ya da isim değişikliğinin sorunu çözmeyeceği, sistemle ilgili sıkıntıları gidermeyeceği değerlendirmesi yapılıyor. Üzerinde durulan diğer bir formül ise milletvekillerinin seçim bölgelerinde yedek milletvekilleriyle sıkıntı yaşamaması için partilerin ‘iller için yedek vekil listesi’ yerine belli bir sayıda ‘ülke geneli yedek milletvekili listesi” oluşturulması. Ancak bu formülün de herhangi bir ilde boşalma olması durumunda yerine gelecek yedek milletvekilinin o ille ilgisinin olmaması nedeniyle sıkıntı yaratacağı değerlendirmesi yapılıyor. Öneride, yedek milletveklliği tanımında yer alan ‘ölümü halinde” ifadesinin de çıkarılabileceği kaydediliyor. Bu ifadenin yerine boşalmayı anlatacak daha genel bir ifade getirilebileceği ifade ediliyor. AKP, bu konuda bir değişiklik yapılmasına karar verilmesi durumunda MHP ile uzlaşma arayacak. MHP kaynakları, AKP’den şu ana kadar kendilerine değişiklik yapılması konusunda bir öneri gelmediğini belirtti. ‘Madde ya düşerse’ kaygısı AKP içinde, yedek milletvekilliğiyle ilgili maddenin TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamada düşmesi durumunda anayasa önerisinin tümünün Meclis’ten geçmesinin riske girebileceği endişesi de dile getiriliyor. Parti kulislerinde, “Eğer anayasa önerisinin bir maddesi paketten düşerse MHP, uzlaşmayı bozabilir ve anayasa önerisinin diğer maddelerinde ve tümünün oylamasında desteğini çekebilir” değerlendirmesi yapılıyor. l ANKARA CHP’den anayasa taktikleri Anayasa değişikliği teklifinin Meclis Anayasa Komisyonu’nda görüşülme ye başlanmasının ardından partiler ara sındaki görüşmeler de sıklaştı. CHP’li mil letvekillerinin MHP’li milletvekilleriyle biz zat temasa geçerek, “Meclis Genel Kuru lu’ndaki oylamada MHP’lilerin ‘hayır’ oyu kullanmaları yönünde ik naya çalıştıkları” kayde dilirken, CHP’nin bire bir yapılan bu görüşmelerde özellikle MHP’lilere, “bu anayasa değişikliğinin re SELDA GÜNEYSU ferandumdan geçmesi halinde Türkiye’nin bölünmeye doğru gideceği vurgu sunun yapıldığı” belirtildi. Teklifin genel kuruldaki oylaması sırasında AKP’nin “fire çıkmaması için milletvekillerinden kulla nılmayan oyları” toplayacakları belirtilir ken, CHP’nin karşı hamlesi ise oy kabin leri önünde “etten duvar” örmek olacak. CHP harekete geçti CHP geçen hafta gerçekleştiridiği parti meclisi (PM) ile kapalı grup toplantısında, komisyon ve sonrasında genel kurulda görüşülecek anayasa değişikliği teklifine ilişkin yol haritasını belirlemişti. Buna göre CHP’liler, AKP ve MHP milletvekillerini başkanlık sistemine karşı parlamenter demokratik sistem konusunda iknaya çalışacak, barışçıl bir dil kullanacak, gerginlikten uzak duracaktı. Ayrıca toplantıda alınan kararla CHP, teklifin genel kurulda oylama aşamasına gelmesi durumunda oylamanın kapalı yapılması, hiçbir vekilin oyunun diğer tarafından görülememesi için önlem alma kararı vermişti. Teklifin Meclis Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlanmasının ardından CHP de PM’de aldığı karar üzerine harekete geçti. Vekillere ziyaret Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, CHP’li milletvekilleri, MHP’li milletvekillerini Meclis’teki odalarında bire bir ziyaret ederek, “hayır oyu” kullanmaları yönünde ikna etmeye çalışıyor. CHP’li milletvekillerinin, ikili görüşmelerde, MHP’li milletvekillerine, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin önceki yıllarda başkanlık sistemine karşı yaptığı açıklamaları anımsatıyorlar. CHP’lilerin, “Bu teklif Türkiye Cumhuriyeti’ni bölünmeye götürür. Tek adam sistemi doğurur” diyerek, MHP’lileri “hayır oyu vermeye ikna etmeye çalıştığı” dile getirildi. Ancak, CHP’li milletvekillerinin bu görüşleri karşısında ise MHP’li milletvekilleri, oylamada ne yönde oy kullanacaklarına yönelik “renk vermiyor.” MHP’lilerin görüşmelerde CHP’lilere, Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı’nın mevcut anayasadaki sınırları dışına çıkarak, fiili bir durum yarattığına” ilişkin sözlerine atıfla, “Fiili durum devam mı etmeli” sorusunu sordukları, CHP’lilerin ise “Meclis’teki oylamada eğer referandum için hayır kararı çıkarsa, o zaman Bahçeli’nin dediği olur, Erdoğan mevcut anayasadaki sınırlarına çekilir. Parlamenter sistemin de böylece devamı sağlanır” yanıtını verdikleri dile getirildi. Etten duvar örecekler Genel kuruldaki oylaması sırasında AKP’nin “fire çıkmaması için milletvekillerinden pul toplayacakları” ileri sürülürken, CHP’nin ise AKP’lilerin bu hamlesine karşı hamlesi ise oy kabinleri önünde etten duvar örmek olacak. MHP’lilerin teklife “hayır” diyebilmesinin ise tek bir yolunun bulunduğu, bunun da oylamada boş zarf atmak olduğu ileri sürülüyor. Yıldırım, milletvekillerinin anayasa eleştirisine karşılık verdi: ‘Mahzurlu şeyinGKAENBUELLİGİTÖİBRADRÜIYALAMA üzerinde inat etmeyiz’ Başbakan Binali Yıldırım, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuştu. Yıldırım, anayasa değişikliği ile ilgili milletvekillerinin itirazlarına “Bir iki arkadaşımızın kafasını karıştıran husus var. Bunlara da dikkat edeceğiz. Mahzurlu olan şeyin üzerinde inat etmemizin bir anlamı yok” karşılığını verdi ama, “Ama geneli itibarıyla toplumda kabul gördü” ifadelerini de kullandı. Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliği ile rejimin değiştirildiği tezi için de “Anlata anlata sağır sultan duydu. Herkes anladı, Kılıçdaroğlu anlamak istemiyor” dedi. CHP liderine “Sayın Kılıçdaroğlu, Kemal Bey” sözleri ile seslenen Yıldırım, “Türkiye’nin rejimi belli Cumhuriyet. Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemi” dedi. Yıldırım’ın partisinin il başkanlarına verdiği mesajlar şöyle: Terör vesayetine izin vermeyeceğiz: (El Bab’da verilen şehitler) Fırat Kalkanı harekâtı çerçevesinde, El Bab’ı kuşatan ve hakim yerlerini ele geçiren silahlı kuvvetlerimizin kahraman askerlerine alçak terör örgütünün pususu ve intihar saldırısı neticesinde 14 (daha sonra sayı şehit sayısı 16’ya çıktı) yiğit evladımızı şehit verdik. Dünyanın baş belası terör, insanlığa karşı işlenen bir suçtur, terörle mücadele Türkiye’nin beka mücadelesidir, varlık mücadelesidir. Terörün Türkiye’yi vesayet altına almasına asla izin vermeyeceğiz. Asimetrik eylemler: Son dönemde terör örgütleri canları yandıkça asimetrik eylemlere başladılar. İstanbul ve Kayseri’nin ardından son olarak Rusya’nın Ankara büyükelçisine yapılan alçakça suikast ve eş zamanlı Almanya Berlin’de yaşanan terör saldırıları; tüm dünya ülkeleri olarak bu terörü, bu saldırıları doğru zeminde değerlendirme ihtiyacını ortaya koyuyor. Bu saldırılar göstermektedir ki; hiçbir ülke ‘biz güvendeyiz’ diyemez. Mosmor, tuş oldular (Anayasa teklifi): 10 Aralık’ta teklifi verdik. AK Parti olarak 316 imza ile ‘filan imzalayacak filan imzalamayacak diye tezviratlar çıkardılar, tuş oldular. Ak Parti üzerine hesap yapanlar kendileri mosmor oldu. Kılıçdaroğlu anlamak istemiyor: Rejim değiştiriyor diyorlar. Anlata anlata sağır sultan duydu. Herkes anladı Kılıçdaroğlu bir türlü anlamak istemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Kemal Bey, Türkiye’nin rejimi belli; Cumhuriyet. Artık yönetim ihtiyacını karşılayacak sistemden bahsediyoruz. Vay! Diktatörlük geldi: Bizimki Cumhurbaşkanlığı sistemidir, nokta. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok; ‘Vay diktatörlük geldi’ diye. Meclis ile Cumhurbaşkanı anlaşamıyor diyelim. Partilerin oluşumu ile Cumhurbaşkanı parti çoğunluğu değişir. Eyaletler, federasyonlar, abuk subuk şeyler: Kararname çıkarabilir, istisnası var. Kararname ile kanun arasında uyumsuzluk varsa kanun esastır. ‘Kararname ile eyaletler federasyonlar kurabilir’ diye abuk sabuk şeyler söyleniyor. Anayasa ba şında yazıyor; üniter devlet var. Bayrağı tek, başkenti tek, bütün toprak bütünlüğü ülkesiyle milletiyle bağımsız. İnat etmeyeceğiz: Komisyonlarda konuşuluyor. Genel kurula gelecek. 12 tane arkadaşlarımızın kafasını karıştıran husus var. Bunlara da dikkat edeceğiz. Mahsurlu olan şeyin üzerinde inat etmemizin de anlamı yok. Görüyorum ki, geneli itibarıyla toplumda ciddi bir kabul gördü. Onlar da düzelecek maddeler, üzerinde çalışacağız. Tek başımıza hazırlamadık: Şunu da bilin; bu tek başımıza hazırladığımız metin değil. Bir uzlaşma. Uzlaşmanın esası nedir; peki demektir. Onlar bize peki biz onlara peki diyoruz. Bizi mutlu eden bir şey uzlaştığımız MHP’yi mutlu etmediyse uzlaşma olmaz. Bu işten hayır gelmez. Hiçbir zaman mükemmele erişmeyi düşünmedik. Biliyoruz ki; mükemmel, iyinin düşmanınıdır. İyiyi yapmaya hedefledik. ‘2015 ufak bir yol kazası’ Bu anayasa koalisyon dönemini kapatıyor. 60’lardan bu yana 60’tan di mi, direksiyona geçtik mi, 2007’ye geldik iyi araba kullanıyorsun dedi mi. bu tarafa 45 hükümet kurulmuş. 15 hükü 2011’de çok geliştirdin dedi, biraz met kurulması gerek. Ortalaması 16 ay, daha artırdı tekrar direksiyo ne yaparsınız; tebrikleri kabul eder bri na geçirdi. 2015’e geldik, ufak fingleri alır, sonra da valizinizi toplarsınız. bir yol kazası. Ondan sonra Bütçede konuşmacılar ‘Ehliyet yok’ di 5.5 ay sonra ‘aman aman’ de yordu. Orada vakit yoktu içimde kalma di millet, kaptandan memnu sın. 2002’de seçime gittik. Ehliyeti ver nuz, direksiyona millet. Binali Yıldırım ‘Babanın çiftliği’ tartışması Anayasa önerisinin 3. gününde geneli üzerindeki görüşmelere devam edildi TBMM Anayasa Komisyonu’nda, anayasa önerisi üzerindeki görüşmeler sırasında CHP ve AKP’liler arasında “Babanın çiftliği” tartışması yaşandı. TBMM Anayasa Komisyonu’nda, AKP’nin anayasa önerisi üzerindeki görüşmelere dün devam edildi. Görüşmelerin 3. gününde önerinin geneli üzerinde milletvekilleri görüşlerini dile getirdi. CHP’li Aytun Çıray, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin anayasa değişikliği için “Defakto bir durum oluştu, bu defakto duruma şimdi uydurun bakalım anayasayı” dediğini kaydederek, “Defakto durum ‘anayasanın dışına çıktın, o anayasayı değiştirin, bana uydurun ve aynı zamanda bir dönemi beyazlayın, aklayın’. Bu bir dönemi temiz deftere çekme anayasasıdır aynı zamanda” dedi. Çıray, “Bu bir tek adam devletidir, adını koyuyoruz. Bir zafer mi kazandık Atatürk ve arkadaşları gibi? Bütün bunlar yoksa anayasal kurumları göreve davet ediyorum” diye konuştu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Darbeciler yapar da Meclis yapamaz mı?” diye laf attı. CHP’li Muharrem İnce, anayasa önerisiyle Meclis’in güvenoyu, gensoru, sözlü soru ve bütçe yetkisinin kaldırıldığını belirterek, “Kendi ayağına kurşun sıkan Binali Yıldırım gibi bir başbakan, ken ‘1 milyon yurtdışı seçmen hazırlığı var’ CHP’li Bülent Tezcan, hükümetin Nüfus Yasası’nı değiştirerek yurtdışında bulunan ve konsolosluklarda adres kaydı olmayanların seçmen kütüklerine yazılmasına yönelik bir hazırlık içinde olduğu bilgisinin geldiğini vurgulayarak, “Bunun bir torba kanuna monte etme girişimi olduğu haberini alıyoruz. Türkiye’de adres kaydı olmayanların kütüğe yazımı mümkün değilken yurtdışındakileri bu şekilde kütüğe yazılması anlamına geliyor. Anayasanın 67. maddesi açısından muvazaalı bir yöntemle bu tip seçim kanunlarını etkileyecek durumları uygun bulmayız” dedi. Başbakan Yıldırım’ın milletvekillerinin anayasa önerisiyle ilgili itirazları üzerine “Bunu MHP ile yapıyoruz” dediği şeklinde haberler olduğunu anımsatan Tezcan, “MHP dayatması olduğu gibi bir anlam çıkıyor. Yarın acaba AKP, yeni bir aldatılmışlık hikâyesinin altyapısını mı hazırlıyor” diye konuştu. di ayağına kurşun sıkan böyle milletvekilliği de dünya siyaset tarihinde yoktur” dedi. İnce’nin “Türkiye Cumhuriyeti’ni belirsizliğe itersiniz, bir enkaz yaratırsınız buradan. Belki bir daha milletvekili olamayabilirsiniz hiç önemli değil olmasak da olur problem değil” sözleri tartışma yarattı. AKP’li İbrahim Halil Fırat, “Sen benim milletvekili olmama ne karışıyorsun” diye tepki gösterdi. İnce’nin, “Ben karışmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti babanın çiftliği değildir senin” demesi üzerine Fırat, “Senin de babanın çiftliği değildir” karşılığını verdi. İnce de, “Bir insan bu metni okuyup da hâlâ daha bunu savunuyor sa bence okuma kabiliyetiyle ilgili bir sıkıntısı var demektir, yazık” dedi. Bunun üzerine AKP ve CHP’li milletvekilleri arasında karşılıklı atışma yaşandı.. ‘Cumhurbaşkanı’na kaftan’ HDP’li Burcu Özkan Çelik, anayasa önerisiyle parlamentonun denetim yetkisinin elinden alınacağına dikkat çekerek, Kenen Evren için dikilmiş elbisenin yamalarla seçilecek olan Cumhurbaşkanı için dikilmiş kaftana dönüştürülmek istendiğini söyledi. İlk iki gün çok fazla söz almayan AKP’li üyeler, dün saatler süren konuşmalarıyla dikkat çekti. TürkRus imparatorlukları mefkuresi Suriye olayı o denli karmaşık, Türkiye’nin dış politikası öyle çetrefil bir hal almış vaziyette ki, her ne kadar Türkiye için olağan şüpheli FETÖ, Rusya için Nusra ise de Rusya Büyükelçisi suikastı “Şark Ekspresi’nde cinayet”e dönmüş durumda. Nitekim Rusya, olayı aydınlatmak için “daha çok erken” dedi, biz fani vatandaşlar zaten bu işleri çözmeyiz, o nedenle en iyisi sonuçlarına bakmak. Sonuçta hedeflenen TürkiyeRusya yakınlaşması ise, bu gerçekleşmedi, tam tersine Moskova Deklarasyonu ile “yakınlaşma” perçinlendi. Asıl önemli olan ise “yakınlaşma”dan ne anlamamız gerektiği; sonuçta Suriye konusunda Türkiye ve Rusya birbirinin tezlerine yakınlaşmadı, Türkiye Rusya’nın tezine ve çözüm önerisine yakınlaşmış oldu, Moskova Deklarasyonu’nun özeti bu. Aslında Halep toplantısı öncesi de durum bu idi, ama suikast sonrası Türkiye tüm kozlarını yitirmiş oldu. Aslında Türkiye’nin elinde ne koz vardı, onu da pek bilmiyoruz. Anladığımız kadarıyla Rusya’nın Türkiye’den beklediği, önce tahliye, sonra ise rejim ve muhalifler arasında kotarılacak bir çözüm konusunda “yapıcı” davranması, belki Türkiye de, “yapıcı” davranma karşılığı muhalifler adına bazı kazanımlar koparmayı umuyordu. Bu arada Rusya’nın yani Putin’in “ılımlı muhalif” diye bir ayırım yapmadığını biliyoruz, zaten işin başında bunu açıkça söyledi. Yine de, belli ki “siyasi çözüm” adına, bazı “muhalifler” muhatap sayılacak, diplomasi gereği işler bu yolda ilerleyecek. İşlerin böyle yürümesine karar vermek, Rusya’nın, Suriye’de Esad rejimin meşruiyetini sorgulamaya ve sorgulatmaya niyetli olduğu, muhaliflere bakışını Türkiye’ye yakınlaşacağı anlamı taşımıyor. Bu arada, Moskova Toplantı ve Deklarasyonu’nun üçüncü ortağı, İran da Suriye konusunda Rusya ile hemfikir, zaten Suriye’de kıyamet bu eksene karşı Batı ittifakı arasındaki çatışma ve didişmeden koptu. Gerçi ben, nihayet Türkiye’nin Suriye’de siyasal çözümün tarafı olmaya karar vermesinden son derece memnunum, ama bu üçlü nasıl bir iş çıkaracak merak ediyorum. Türkiye’nin son zamanlarda Batı ittifakından koptuğu, alternatif arayışında olduğu doğru, ayrıca Suriye’deki çıkarları açısından siyaset değişikliğine gitmesi “anlaşılır” bir şey ama, daha düne kadar iktidar çevresinin Suriye konusunda tavrı Batı dünyasının tıpkısının aynısı ve Türkiye’de medyanın Suriye resmi Batı ana akım medyasından farksız idi. Rusya, İran ve Suriye’nin “düzmece” haber dediği fotoğraf ve hikâyeler dolaşımda idi. TürkRus İmparatorluğu hayali kuran Cumhurbaşkanı danışmanı farkında mı bilmiyorum, ama Çifte İmparatorluk ortağı, bizim kurban dediklerimize “Batı’nın medya kurmacaları, sahte trajedi kahramanları” gözüyle bakıyor, her gün bu haberleri yayımlıyor. Bu arada, “TürkRus İmparatorluğu mefkuresi” çerçevesinde Pers İmparatorluğu’na da yer olacak mı bilemiyorum, ama suikast öncesi iktidar yanlısı medya İran’a ateş püskürüyor, Halep’te ölenlerin katili diye manşet atıyordu. İmparatorluk sistemi kurmak, biz fanilerin akıl erdirebileceği kolay iş değil ama, sanki yol başından pürüzlü gibi görünüyor. Hem bu arada, Batı çökerken yükselen güç Rusya’nın Batı ve münhasıran ABD ile ilişkisinin uyum mu, çatışma mı olacağı da belli değil, Hillary Clinton seçimi kazansa idi, çatışma riski artacaktı ama malum olmadı. İran ise Batı dünyası ile ilişkilerini düzeltme sürecinde, seçim öncesi atıp tutan Trump, sonradan pek bu konuya girmedi farkındaysanız. Hepsini uzun vadede göreceğiz. Kısa vadede, Türkiye’nin Suriye konusunda Rusya ile yakınlaşmasının, iktidar siyaseti açısından tek “kazancı” Kürt koridorunu önlemek konusunda destek bulmak gibi. İktidar bu konuyu Türkiye’nin güvenliği açısından en önemli sırada görüyor ve diğer ihtilaflar bu uğurda rafa kaldırılmış olabilir. Nitekim, Moskova Deklarasyonu, “Suriye Arap Cumhuriyeti”nin bütünlüğünü garanti ediyor. Ancak, Rusya henüz Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesi konusunda açıkça tavır göstermiş değil. Diğer taraftan, El Bab çevresinde Türkiye’nin kayıpları arttı, şehit sayısı bir günde on dördü buldu. En tuhafı, Türkiye’nin operasyon amacı, Kuzey Suriye’de Kürt koridorunu önlemek, ama savaş IŞİD ile yapılıyor, zira uluslararası koalisyon sadece IŞİD’i meşru hedef olarak kabul ediyor. Bu şartlar altında, “İkinci Kurtuluş Savaşı”nın neden Suriye’de IŞİD’e karşı yapıldığını izah etmek de zorlaşıyor. En kolay olan ise askerliği bedelli yapanların savaş çığlıkları eşliğinde, bu ülkenin gencecik çocuklarının ölüme gönderilmesi. C MY B