26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA 10 umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye müdahalede baş müttefik haline getirdiği ve sık sık ziyaret edip ittifakına asker vermeyi, stratejik işbirliği konseyi kurmayı kararlaştırdığı Suudi Krallığı, Şiilerin önde gelen din âlimini idam etti. Riyad: Ateşkese uymayacağız Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon, marttan beri hava saldırısı düzenlediği Yemen’de yine ateşkese uymayacağını açıkladı. 6 bin kişinin öldüğü Yemen’de BM’nin 15 Aralık’ta ilan ettiği ateşkese uymama gerekçesi, Şii Husilerin Suudi Arabistan sınırında düzenlediği saldırılar. dishab@cumhuriyet.com.tr Suudilerin kafa kesme rekoru Suudi Arabistan’da ocakta Kral Abdullah’ın ölmesi ve yerine Salman’ın geçmesinden beri idamlar ikiye katlandı. 2015’te en az 157 kişi idam edildi. İnsan hakları örgütlerine göre Suudi Arabistan’da kafa kesmeyle infazlar son 20 yıldaki en yüksek düzeye ulaştı. Pazar 3 Ocak 2016 Suudi hava saldırıları inekleri bile vuruyor. Suud’un idamına Şii öfkesi Suudi Kralı’nın muhalif Şii lider Nemr dahil 47 kişiyi idam ettirmesi Şii âleminde infial yarattı. İran ‘Suud ağır bedel ödeyecek’ derken, Irak ve Lübnan’dan da tepki yağdı nilgun@cumhuriyet.com.tr w nilgun@ C Erdoğan 2016’ya hızlı girdi ir yılı daha geride bıraktık. Türkiye’nin Erdoğan’lı yıllarına bir yıl daha eklendi. Yıllar geçiyor ve Erdoğan hiç değişmiyor… Yolun başlangıcında, daha başbakan değilken, İstanbul belediye başkanlığı döneminde yaptığımız bir söyleşide, ortada AKP yokken bana bizzat kendisi “Demokrasi amaç değil araçtır!” demişti. O zaman da şimdi olduğu gibi Erdoğan’ın çevresi tarafından tevil üzerine tevil gelmişti. Anlamı çok açık, seçik ortada olan sözler için; “Erdoğan araçtır derken esasen demokrasinin mutluluğa giden bir araç olduğunu söylemek istedi” diyen absürd açıklamalar gelmişti. Liberaller bunları kabullendi. Kabullenmeyenler de sonra çıkıp “Erdoğan değişti!” dediler: “O Erdoğan bu Erdoğan değil. Bu artık reformcu Erdoğan!” Yola çıkarken “demokrasi amaç değil araçtır” diyen biriyle, “Türkiye’ye demokrasi” vaat ettiler. Yaşayarak sonra “Erdoğan demokrasisinin” ve “Erdoğan reformlarının” ne manaya geldiğini, nasıl bir mutluluk iksiri olduğunu gördük… B Kafaları kesildi 56 yaşındaki Şii Ayetullah Nemr el Nemr, 3 Şii aktivist ve Kaide militanı Sünnilerden oluşan 47 kişi, “terörizm ve kamu güvenliğini tehlikeye atmaktan” başları kesilerek ya da kurşuna dizilerek infaz edildi. Muhalifliği terörizm addederek idamla cezalandıran Suudi Arabistan’ın, Nemr’i infaz etmesi, Tahran’a karşı nüfuz savaşının parçası olarak yorumlanırken Şii âleminde infial yarattı. Suriye’de protestocuların öldürülmesini de kınamış Nemr için dün Suudi Arabistan’ın doğusunda Şii kadınlar sokağa döküldü. Uzmanlar Meclisi üyesi, cuma hutbecisi Ayetullah Ahmed Hatemi “Döktükleri bu masum kan hain Suud’u gırtlağına dek lekeleyecek ve tarihin sayfalarından silecek” diye çıkıştı. Protestolarda önce Suudilerin Meşhed konsolosluğu ardından Tahran’daki büyükelçiliği ateşe verildi. İran Dışişleri’nin Suudi Maslahatgüzarı’nı bakanlığa çağırıp nota vermesinin ardından, Suudi Dışişleri de “düşmanca açıklamalar yapmakla” suçladığı İran’ın elçisini bakanlığa çağırdı. Suudi hükümeti “İdam İslam hukukuna uygun. Başkalarının ne düşündüğü umurumuzda değil. İçişlerimize karışmaları kabul edilemez” dedi. Ama Irak’ta Başbakan Haydar İbadi “Tarih bize zulmün uzun sürmeyeceğini kanıtladı” tepkisini gösterdi. İbadi ile selefi Maliki’nin partisi Dava, 25 yıl aradan sonra önceki gün açılan Suudi Büyükelçiliği’nin kapatılmasını ve Irak hapishanelerindeki Suudi “teröristlerin” idamını istedi. Radikal Şii lider Mukteda Sadr, Suudi elçiliğinin kapatılması talebinin yanısıra Körfez çapında Şiileri barışçı direnişe çağırdı. Şii milislerin kınamaları eşliğinde protestolar düzenlendi. Lübnan’da Hizbullah “Nemr suikastında ABD’nin Suud’la müttefikliğinden ötürü suç ortağı olduğunu” belirtti. Bahreyn Şiileri sokağa döküldü. Suriye hükümeti “özgürlüklere yönelik suikastla korkunç suç işleyen” Suud’dan uluslararası toplumun hesap sormasını istedi. AB “Mezhep gerginliğini artırabilir, ciddi sonuçları olabilir” uyarısı yaptı. 2009’da Şii kentlerinin Bahreyn’e bağlanmasını savunan, 2011 Arap isyanlarında doğudaki protestoların başını çeken Nemr, 2012’de ölen veliaht prens için “Solucanlar yesin” demesinin ardından yakalandı, 2014’te “devleti yıkma çağrısı, hükümete biat etmemek, fitne, silahlı saldırıdan” ölüm cezası aldı. Geçen yıl “Nemr’i idam ederse Suudi Arabistan ağır bedel öder” uyarısı yapmış İran Dışişleri, dün Nemr’in ne şiddete başvurduğu ne de şiddet çağrısı yaptığına dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: “Suudi hükümeti dışarıda terörist hareketleri ve aşırılıkçıları desteklerken içeride kendisini eleştirenlere zulüm ve idamla karşılık veriyor. Bu politikaları izlediği için ağır bedel ödeyecek.” Dini lider Ayetullah Ali Hamaney Twitter’de Nemr’in fotoğrafını “şehit” olarak paylaşıp “Uyanış bastırılamaz” dedi. Suudi elçiliği yakıldı ‘Fren tutmuyor’ AB’den uyarı Rus ulusal güvenlik belgesinde ABD tehdidi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı 2016 Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nde NATO’nun yanısıra ABD’nin de “ulusal güvenliğe tehdit” olarak tanımlandığı ortaya çıktı. Reuters’e göre ABD’nin ilk kez “tehdit” diye nitelendiği strateji belgesinde diğer tehditler “renkli devrimler”, milliyetçi ve dinci ideolojileri kullanan radikal gruplar, bazı yabancı ve uluslararası sivil toplum kuruluşları ve özel kişilikler, yabancı istihbarat servisleri, terörist ve aşırıcı gruplar, suç örgütleri, yolsuzluk, kimyasalbiyolojiknükleer silahlar tehdit olarak gösteriliyor. Beli silahlı Teksas, Vahşi Batı’ya geri döndü Son 10 yılda 300 bin kişinin ateşli silahlarla öldürüldüğü ABD’de Başkan Barack Obama silah kontrolüne yönelik adımlar atmaya çalışadursun, Teksas eyaleti silah yasalarını iyice gevşetti. Önceki gün yürürlüğe giren yeni yasaya göre silah sahipleri, Vahşi Batı günlerinden beri ilk kez silahlarını bellerindeki kılıflarda taşıyabilecek. 826 bin kişinin ruhsatlı silah sahibi olduğu Teksas’ta silahların açıkta taşınabilmesine yönelik yasa geçen yıl eyalet kongresinde kabul edilmişti. Şebab Trump’la adam topluyor Somali’de Kaideci örgüt Eş Şebab Trump’ın Müslümanların ABD’ye sokulmaması konuşmasını kullandığı bir videoyla militan topluyor BD’de 2016 başkanlık yarışının favori Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump’ın “Müslümanların ülkeye alınmaması” çağrısı, Afrikalı cihatçı Eş Şebab örgütüne propaganda malzemesi oldu. Somali’ye şeriat getirmek adına Kenya ve Etiyopya’da da kanlı eylemler düzenleyen Kaide bağlantılı örgüt, Kaliforniya’daki bir geçit töreninde Cumhuriyetçi başkan adayı hakkında gökyüzüne “Trump iğrenç” yazıldı. 20 yıl arayla aynı lider bu kez “İsteseniz de istemeseniz de Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir” sözleriyle ilan ettiği metazori “başkanlık sistemini”, kendince karşılaştırmalı gerekçelendirirken; “Üniter sistemde başkanlık sistemi yoktur diye bir şey yok. Örneği dünyada var. Geçmişten bu yana var. Hitler Almanyası’na baktığınızda orada da bunu görürsünüz. Sonra değişik ülkelerde bunun örneklerini görürsünüz” diye konuştu. Erdoğan demokrasisinin mutluluk iksirinden yıllar içinde başı dönen basın artık şimdi öyle memnun ve mesut ki bu grotesk sözleri müzminlik kertesinde mutsuz olan birkaç muhalif yayın organı dışında kimse görmedi. Dünya basınının dile doladığı haberi, iki gün geçtikten sonra bile bakıyorum sadece iki bedbaht gazete; Yurt (“Başkanlık Modeli Hitler Almanyası”) ile BirGün (“O Filmin Sonu Kötü”) diye manşete taşımış. Türkiye’deki derin sessizlikle, dış basının çok çarpıcı haber başlıkları arasındaki tezat bile başlı başına nerede, nasıl bir sistemde yaşadığımızı kanıtlamaya yeter. Time örneğin “Türkiye Cumhurbaşkanı Adolf Hitler’e benzemek istiyor” demiş. Daily Telegraph; Erdoğan’ın “anayasal reformları için Hitler Almanyası’nı dünyada ilk kez pozitif rol modeli olarak kullanan” lider olduğunu yazmış. Huffington Post, “Erdoğan 2016’ya iyi başladı. Hitler Almanyası’nı başkanlık sistemine iyi örnek olarak gösterdi” tespitini yapmış. Berlusconi’nin gazetesi Il Giornale haberi “Erdoğan’ı artık fren tutmuyor. Başkanlık modeli Hitler” diye duyurmuş. Corriere della Sera konuyu “Neden Hitler Almanyası Erdoğan’ın hoşuna gidiyor?” başlıklı köşeyazısında masaya yatırmış. Çizmenin etkili gazetesi “Führer, Sultan’ın hoşuna gidiyor. O bundan hicap duymuyor” diyerek ekliyor: “Doğal olarak sözleri çarpıtılmış. Yanlış yorumlanmış. İçeriğinden çıkarılmış. Sözcüsü hemen düzeltti: ‘Sultan başka bir şey söylüyordu. Siz ne anladınız ki?’ dedi.” Vaktiyle “Demokrasi araçtır” sözleri üzerine olduğu gibi tıpkı Saray’dan şimdi tevil yağıyor. RTE’nin sözleri açık ortada dururken, açıklanamaz… açıklanmaya çalışılıyor. Meğer “ister parlamenter, ister başkanlık modeli olsun; kötüye kullanıldığında, Hitler Almanyası gibi felaketler ortaya çıkabilirmiş. Ne parlamenter sistem, ne başkanlık sistemi bu felaketlerin ortaya çıkmasına tek başına engel olabilirmiş!” Mademki böyle… felakete karşı garantisi olmayan bir sistem niye örnek gösteriliyor? Bu mantığın iler tutar yanı var mı? Ama burası Türkiye. Mantık aramayacaksınız. Eğer “muktedir”, “kara”ya “ak” diyorsa; o “ak”tır. “İleri RTE demokrasisine” böyle, böyle girdik. “Üniter başkanlık sistemine” de sırf kem gözlere şiş olsun diye söylenmiş “führer sistemini” göstere göstere girebiliriz. ‘Siz ne anladınız ki?’ A Afrika asıllı Amerikalıları İslama ve cihada çağıran 51 dakikalık bir video yayımladı. ABD’deki ırkçılık, polis şiddeti ve Müslüman karşıtlığına vurgu yapılan videoda, Trump’ın geçen ay San Bernardino’da Müslüman bir çiftin 14 kişiyi katlettiği silahlı saldırı sonrası sarfettiği skandal sözler de yer aldı. Trump’ın ABD’ye Müs lümanların alınmaması yönündeki sözleri tüm dünyadan tepki çekmiş, Demokrat rakibi Hillary Clinton, “Trump IŞİD’in en iyi personel alıcısı” demişti. Milyarder işadamının seçim kampanyasını yürüten ekip video hakkında henüz yorumda bulunmadı. Öte yandan ABD’nin Kaliforniya eyaleti Trump aley hine renkli bir protestoya sahne oldu. Pasadena kentinde her yıl düzenlenen Gül Geçidi esnasında 6 uçak havaya Trump karşıtı sloganlar yazdı. “Herkes olur, Trump olmaz”, “Amerika harika! Trump iğrenç”, “Trump nefret etmeyi sever” gibi ağır mesajların yer aldığı eylemi kimin düzenlediği ise bilinmiyor. Somali’de Türk STK çalışanları hedef alındı TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu’nun eski Eşbaşkanı Joost Lagendijk eşi Nevin Sungur’un babasının cenaze namazında saf tuttu. Yalova’da 12 Eylül öncesi Belediye Başkan Yardımcılığı ve CHP İlçe Başkanlığı yapan Nusret Sungur, perşembe günü 87 yaşında yaşamını yitirmişti. Dün Sungur için Güneyköy’de cenaze töreni düzenlendi. Eşini acılı gününde yalnız bırakmayan Hollandalı Joost Lagendijk, kayınpederinin cenaze namazında saf tutup taziyeleri kabul etti. Lagendijk kayınpederi için namazda saf tuttu Somali’de Türkiye ile ilgili kurum ve kişiler sık sık hedef olurken, bu kez başkent Mogadişu’daki İmam Şafii Okulu’nda bulunan mescitten çıkan bir Türk STK çalışanına uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıda, sokakta bulunan bir Somalili çocuk hayatını kaybederken aralarında Temel Mandıralı isimli Türk vatandaşının da bulunduğu dört kişi yaralandı. Somali Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi’ne kaldırılan Mandıralı’nın hayati tehlikeyi atlattığı, tedavisinin ardından Türkiye’ye nakledileceği belirtildi. rap isyanları döneminde hem koltuğundan hem canından olan Libya lideri Muammer Kaddafi’nin, vârisi olarak belirlediği ikinci oğlu Seyfülislam’ı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kızlarından biriyle evlendirmek istediği ortaya çıktı. Kaddafi’nin danışmanlarından olan Muhammed Abdülmüttalib el Huni, Kaddafi’nin Rusya ile bu “si Meğer Kaddafi Putin’le dünür olmak istemiş A yasi evlilik” üzerinden ilişkilerini geliştirmeye çalıştığını söyledi. El Arabiya’ya konuşan El Huni, Libya liderinin bu düşüncesini Putin’e de açtığını söyledi. Eski danışmanı “Kaddafi bu konu hakkında Putin’le konuştu. Ama Rusya lideri bu teklife şaşırdı ve kızının Seyfülislam’ı tanımadığını söyledi” dedi. Kaddafi, 2011’deki Arap isyan Putin ‘Kızım Seyfülislam’ı tanımıyor’ tepkisini vermiş. larında koltuğundan olmuş, daha sonra yakalanarak öldürülmüştü. Seyfülislam ise Kaddafi öldürüldükten sonra Zintan’da yakalanıp tutuklanmıştı. Uluslararası toplumun tanımadığı Trablus’taki hükümete bağlı bir mahkeme tarafından gıyabında idam cezasına çarptırılan Seyfülislam hâlâ Zintan’daki milislerin elinde bulunuyor. Boko Haram saldırılarıyla boğuşan Nijerya’nın bir köyüne 9 metrelik İsa heykeli dikildi. Beyaz mermerden 40 ton ağırlığındaki heykeli Çinli bir firmaya yaptıran petrol zengini işadamı Obinna Onuoha, köyündeki kiliseyi hastalanan annesinin iyileşmesi için adak olarak yaptırdığını, heykeli de 20 yıl önce rüyasında gördüğünü söyledi. Afrika’da dev İsa heykeli C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear