24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 22 Ocak 2016 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Gözüm tutmuyor’ Öcalan’ın, izleme heyeti için adı geçen Nihal Bengisu Karaca’ya soğuk baktığı ortaya çıktı NF, HDP heyetinin notları üzerinden İmralı görüşmelerini yayımlamaya devam ediyor. Ocak 2013’te başlayan 5 Nisan 2015’e kadar süren İzleme Heyeti’yle ilgili görüşmelerde HDP’nin Hilal Kaplan’ın heyette yer almasına karşı çıkması ve Nihal Bengisu Karaca’nın ismi üzerinde devlet heyetiyle anlaştıklarını kaydetmesi üzerine PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Nihal Bengisu Karaca’yı çok gözüm tutmuyor. Ona söyleyin, gazetedeki gibi yaparsa ya ben çıkarım ya da onu kovarım” dediği belirtiliyor. ANF’den Amed Dicle, “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa” kitabında yer alan HDP İmralı Heyeti’nin görüşme notlarını yazmaya devam 6 A Öcalan Karaca ediyor. Görüşmelerde 28 Şubat 2015’te açıklanan “Dolmabahçe Mutabakatı” tartışılmış. Bu görüşmelerde Öcalan’ın “Ben her şeyi okuyarak imzaladım. Asıl çağrıyı hükümetin tutumuna göre yapacağım. Meclis bünyesinde komisyon kurulması gerektiğini, İzleme Heyeti’nden insanların olması gerektiğini ifade etmiştim. Bunlar yapılırsa Newroz bildirisini aşacak olan bir çağrı yapacağım” sözleri aktarılıyor. Sadık olmayabilir 14 Mart 2015’te yapılan görüşmede Kamu Güvenliği Müsteşarı (KGM) Muhammed Dervişoğlu, İzleme Heyeti’yle ilgili Deniz Ülke Arıboğan, Avni Özgürel, Kadir İnanır, Ahmet Taşgetiren, Hilal Kaplan, Öztürk Türkdoğan, Şahismail Bedirhanoğlu’nun isimleri önerirken HDP heyetinin Kaplan ve Bedirhanoğlu’yla ilgili çekinceleri olduğu belirtilmiş. Öcalan, “Burada Diyarbakır’da sivil toplumu, sanayi, ticaret ve benzeri çevrelerini temsil edecek, toplumca kanaat önderi olarak kabul edilen birine ihtiyaç var” ifadesini kullanmış. Bunun üzerine HDP heyeti “Hilal Kaplan da bize neredeyse küfür derecesine ulaşan yazıları yazdı. Onun yerine Nihal Bengisu Karaca da ortaklaştık” deyince Öcalan, “Kişiliğini bilmiyorum. Sadık olmayabilir” demiş. Görüşmede Sibel Eraslan’ın da isminin geçmesi üzerine KGM yetkilileri, Karaca ve Eraslan’ın yedeğe yazılmasını önerirken Öcalan, “Karaca olsa bile o muhtevasını dayatma ması lazım” demiş. Dervişoğlu da, İzleme Heyeti için Ali Bayramoğlu ve Beril Dedeoğlu’nun da yedekte tutulduğunu aktarırken Öcalan, Nazan Üstündağ’ı önererek “İşin uzmanıdır, dünya deneyimlerini biliyor” demiş. İzleme Heyeti için ismi geçen, Celalettin Can ve Mithat Sancar’ın devlet tarafından veto edildikleri belirtilirken İbrahim Sinemillioğlu, Ali Kenanoğlu, Arif Sağ’ın de isminin geçtiği aktarılıyor. Hele Cumhurbaşkanı bana bir hakaret etsin... eğer Cumhurbaşkanı hukuk karşısında o kadar da dokunulmaz değilmiş. Biz de ona bal gibi dava açabilir; biz de onu istersek ve gayret edersek mahkemelerde süründürebilirmişiz. Kafadan suç işlemeyecekleri varsayıldığı için cumhurbaşkanları aslen yargılanamıyor. Bir vatandaş cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunsa bile savcılık dilekçeyi almakla yetiniyor ama işleme koymuyor. Anayasa Mahkemesi yolu da kapalı. Dolayısıyla mesele Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de götürülemiyor. Yani ceza davası açmaya uğraşmak hayal. Ama avukat Ergin Cinmen ve avukat Fikret İlkiz, Bianet’e açıklamışlar. Asliye mahkemeleri, şikâyet olursa cumhurbaşkanına dava açabiliyormuş. Yapmamız gereken tek şey bağlı olduğumuz asliye mahkemelerine gitmek; “Cumhurbaşkanı bana hakaret etti” demek; bunun için manevi tazminat davası açılmasını istemekmiş. Eğer onun sözleri, ithamları yüzünden başınıza herhangi bir şey gelmişse... İfadeye çağrılmış, gözaltına alınmış, idari soruşturmaya uğramış ya da tutuklanmışsanız... İşinizden gücünüzden olmuş, boyalı kuş gibi toplumun ortasında bir başınıza kalmışsanız... (Bence eşe dosta rezil olmak bile yeterli bahane...) Hiç düşünmeden açın manevi tazminat davasını. Açın ki, bu ülkede diktatörlüğe hevesli bir cumhurbaşkanının asliye mahkemelerinde manevi tazminat istemiyle sıradan bir vatandaş gibi yargılanabildiği kayıtlara geçsin. Kazanamasanız bile şanınız yürür. Cumhurbaşkanı bütün gün çevremdeki herkese sayıp yağdırıyor. Bir sürü akademisyen ve aydın arkadaşım var benim. Bazen ben de onlardan bazılarına sayıp saydırıyorum ama çok kibarım, “Hata yapıyorsunuz” diyorum; “Bir de olaya şuradan baksanız” diyorum... Onlara asla Cumhurbaşkanı gibi, “Müsvedde, alçak, yarım porsiyon aydın” falan gibi çirkin şeyler söylemiyorum. Bir keresinde onlardan biri HDP’ye oy vermeyeceğim için çok kızıp beni faşistlikle suçladıydı da ona bile anca, “Ama teessüf ederim, ağzından çıkanı kulağın duymuyor senin galiba” diyebilmiş, çayın şekerini asabi asabi karıştırmış ama tek kelime hakaret etmemiştim. Ama Cumhurbaşkanı durmuyor... Çoluk çocukla başlayıp ilim irfan sahibi insanlara kadar o uzun dilini hiç sakınmadan her yerlere uzatıyor. Hem de bunu kapalı kapılar ardında, dedikodu mahiyetinde yapmıyor. Çıkıyor ekrana, geçiyor mikrofona, başlıyor önüne gelene saydırmaya. Galiba saydırmadığı bir ben kaldım. Tüm konuşmalarını can kulağıyla dinliyorum. Aportta bekliyorum. Hele bir saçlarımla alay etsin, “Gelmiş geçmiş rastaların en lümpeni” desin... Romanlarıma laf atsın, “Şahtı şahbaz oldu, çeyrek porsiyon yazar müsveddesi” diye beni küçümsesin... Bana, “Deli kadın” diye bir höykürsün... “Kerameti kendinden menkul kindar köşe yazarı” diye bir dil uzatsın... Hemen nasıl harekete geçeceğim... Önce bir bakacağım... Vatanı kurtarmak uğruna bile olsa gözden çıkaramayacağım bir kadro beklentim ve tehlikeye atamayacağım mesleki kariyerim var mı? Yok... “Ülkeyi bir ben mi kurtaracağım” demeyi akıl edebilir miyim? Edemem. “Yalnız olsam neyse, geleceğini düşünmek zorunda olduğum çocuklarım var benim” diyebilir miyim? Hiç diyemem! “Ben de salak gibi gaza geldim; şimdi nasıl toparlasam da meseleden hasarsız sıyırsam” diye bir gayrete düşer miyim. Yok, düşmem. Ben hemen koşarım mahkemeye, açarım davayı. Mucize olur kazanırsam Ergin Cinmen’le Fikret İlkiz’e bir büyük ısmarlarım. Kaybedersem, herhalde artık onlar bana bir küçük ısmarlarlar. M PKK’yi dönüştürmek Öcalan, devamında “Meclis Komisyonu ve İzleme Heyeti kurulursa çatışmasızlıktan barış, demokrasi ve kardeşlik temelinde PKK’nin dönüşümüne hazırım. Tarihi uzlaşmaya da hazırım” diye konuşmuş. ‘Talimatı ben verdim’ DİYEN NEREDE Ali İsmail Korkmaz temyiz duruşmasında polis avukatı emri alanların cezalandırılmasına karşı çıktı Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan Dilek Doğan’ı vuran polis aile hastanedeyken eve girmiş stanbul’da Dilek Doğan’ı geçen yıl ekim ayında evine yapılan operasyon sırasında ateş ederek öldüren polis Y.M. ve ekibinin, ailenin yaralı vaziyetteki kızlarını hastaneye götürmek üzere evden ayrılmasından sonra içeriye girerek arama işlemi yaptıkları belirtildi. Radikal’in haberine göre, arama tutanağına Doğan’ı vuran polis Y.M.’nin ilk sırada imza attığı belirlendi. Üstelik Y.M. ve ekibinin, Doğan’ın yaralanmasına ilişkin evi incelemek üzere gelen Olay Yeri İnceleme Şubesi’yle birlikte eve girdikleri, birlikte çıktıkları anlaşıldı. Aile üyelerinin Dilek Doğan’ı hastaneye götürdüğü belirtilerek “can güvenliğimizin tehlikeye düşmesi sebebiyle şahısların uzaklaşmaları engellenememiştir” denildi. Doğan Ailesi’nin akrabalarından Mehmet Ali Doğan’ın refakatinde 05.15’te evin tekrar arandığı vurgulandı. Arama sırasında “herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmadığı” ve aramanın 06.20’de bittiği kaydedildi. Tutanağın Fatih Polis Merkezi’nde tutulmasına karar verilmiş. ‘Olaylı Arama Tutanağı’ başlıklı evrakta ise, aramada ağabey Mehmet’in görevli polislere bağırdığı iddia edildi. Dilek ile annesi Aysel, babası Metin ve ağabeyi Mehmet’in “Y.M.’ye fiili olarak saldırdıkları” savunuldu. “İtiş kakış sırasında” ağabey Doğan’ın Y.M.’nin silahını kendisine çektiği ve silahın ateş aldığı ileri sürüldü. Tutanakta, “Şahsın hastaneye intikaline bir süre izin vermemişler” denilirken, üç polisin yaralandığı kaydedildi. İ Hakkari vilayet merkezinin Yüksekova ilçesine taşınma çalışmasına tepki gösteren STK temsilcileri, kanaat önderleri ve esnaf, dün eylem yaptı. Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odası’nda bir araya gelen yaklaşık 500 kişi, karara karşı bir dizi eylem yapma kararı aldı. Şehrin birçok noktasına “Satılık şehir Hakkari” pankartları asılıldı. Akşam saatlerinde ise polis pankartları söktü. ESNAF EYLEMDE Aile izin vermemiş! izre’de yaralıları almak için giden gruba ateş açılmasıyla vurulan ödüllü İMC TV kameramanı Refik Tekin’in, polisler tarafından yaralı halde darp edildiMAHMUT ği ortaya çıktı. ORAL Mardin Devlet Hastanesi’nde ameliyat edilerek ayağına platin takılan Tekin’i ziyaret et AA gazeteciyi de terörist ilan etti C Tekin, “Canlı yayında IŞİD’in sınır ihlali” görüntüleriyle Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü’nü kazanmıştı. mek isteyenlere polis tarafından hakkında gözaltı kararı olduğu gerekçesiyle izin verilmiyor. Polisler tarafından açılan ateşte yaralanan Belediye Meclis Üyesi Abdulhamit Poçal ile Selman Erdoğan yaşamını yitirirken yaralılardan Zinar Demir’in tedavisi bitmeden gözaltına alındığı belirtildi. Anadolu Ajansı (AA), HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Belediye Başkanı Kadir Konur’un da aralarında bulunduğu grup için “terörist” ifadesini kullanırken basın örgütleri bugün Diyarbakır’a gidecek. AİHM’DEN HÜKÜMETE TEDBİR UYARISI vrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sokağa çıkma yasakları uygulanan yerlerde “yaşam haklarının korunması” için tedbir kararı verdiği başvurucuların hayatlarını kaybetmesi üzerine hükümeti uyardı ve tedbir kararlarının neden uygulanmadığı konusunda bilgi istedi. Avukat Ramazan Demir tarafından AİHM’ye gönderilen dilekçede, Cizre’de ya A ralı olarak bekletilen Orhan Tunç için kardeşi Mehmet Tunç adına “geçici tedbir” talepli başvurunun ardından yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi verildi. Ardından AİHM, hükümete bir yazı göndererek tedbir kararlarına uyması için uyardı ve ayrıca hükümetten bu konuda daha fazla açıklama istemeye karar verdi. AİHM, hükümete açıklama yapması için bugün öğle saatine kadar süre verdi. skişehir’de düzenlenen Gezi eyleminde dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz davasının temyiz duruşması Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde yapıldı. Ali İsmail Kormaz’a son tekmeyi atarak ölümüne neden olmaktan 10 yıl 10 ay hapis cezası alan polis Mevlüt Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “emri ben verdim” dediğine dikkati çekerek “Ama ne hikmetse görevi verenler değil sadece görevi alanALİCAN lar, müvekkil koULUDAĞ nu mankeni olarak bu suçu işlediği yönünde algı oluşturulmuştur. Yargılamanın selameti açısından eğer yargılama olacaksa bahsettiğimiz kişiler de yargılamaya dahil edilmelidir” dedi. Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin geçen yıl 21 Ocak’ta karar verdiği Ali İsmail Kormaz davasının temyiz duruşması tam bir yıl sonra Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde dün görüldü. Sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan savunmasını olaya ilişkin görüntülerdeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı, Korkmaz’ın kullandığı kalp ilaçları nedeniyle beyin kanaması geçirdiği, hastane enfeksiyonu nedeniyle yaşamını yitirdiği tezi üzerinde kurdu. Saldoğan’ın amirlerinin emriyle çalıştığını savunan Karayılan, “Bizzat dönemin Başbakanı talimatı ben verdim demiştir. İçişleri Bakanı ve Vali de emri ben verdim dedi. Bahsettiğimiz kişiler de yargılamaya dahil edilmelidir” dedi. Sanık Yalçın Akbulut’un avukatı Selim Karakoyun, görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığını iddia etti. Başkan, “Kim olduğunu ortaya çıkarabilir misiniz” diye sordu. Karakoyun, bir resmi gösterip tekmenin geldiği yönde Ali İsmail’in yüzünde iz olmadığını söylemesi üzerine Şahap Korkmaz, “Allah’tan korkun” dedi. Duruşma 4 Şubat’a erteledi. E IŞİD ve El Nusra’ya darbe Tutuklanmamız tüm yargıya gözdağıdır idayet Karaca ve 62 polisi tahliye ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan hâkimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in yargılanmasına Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde başlandı. Duruşmaya daire başkanı ile sanık hâkimler arasındaki “usul” gerginliği damgasını vurdu. Sanık hâkim Metin Özçelik, davanın siyasi bir dava olduğunu belirterek “Bu karar Hâkim Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in yargılanmasına Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde başlandı H gelecekte yürütmenin hoşuna gitmeyecek kararları imza atanlara gözdağıdır” dedi. Duruşmanın sürdüğü saatlerde HSYK 2. Dairesi, iki hakimi meslekten ihraç etti. Avrupa Yargıçlar Birliği temsilcilerinin de izlediği duruşmada söz alan sanık avukatları, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen son soruşturma kararının kendilerine tebliğ edilmediği, bu mahkemenin de yetkisiz olduğu gerekçesiyle iadesini istedi. Heyet Başkanı Eyüp Yeşil, usule ilişkin itirazları reddetti. Buna itiraz eden sanık Özçelik’in avukatı Önder Durdu, “Ya bu yargılamayı yapacak kadar bilgili ve deneyimli değilsiniz, ya da tarafsız de ‘Tarafsız değilsiniz’ ğilsiniz” dedi. Yeşil, “Tarafsızlık asıldır, iddia edenler ispat eder” dedi. Heyet, reddi hâkim talebini de oybirliğiyle reddetti. Öğleden sonraki bölümde de usul tartışması yaşandı. İzleyiciler arasında bulunan açığa alınan eski özel yetkili hâkim Mehmet Karababa kimliğini ibraz etmemesi üzerine salondan çıkartıldı. Gerginliğin sürmesi üzerine izleyiciler arasındaki sanık Özçelik’in eşi Hatice Özçelik, “Hepiniz satılmışsınız” diye bağırarak fenalık geçirdi. Özçelik, 9 aydan beri tutuklu olduğuna, Gülen grubuyla bağlantısının olmadığına dikkat çekerek “Yargısal bir karar verdiğim için tutuklanmam hukuka aykırıdır. Yetkisiz ve görevsiz bir mahkeme tarafından tutuklandım. Siyasi bir dava var” dedi. Malatya’da 18 Ocak’ta El Nusra’ya yönelik operasyonda gözaltına alınan 6 kişiden 5’i tutuklandı. Gaziantep’te IŞİD’e yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 kişi tutuklandı. Antalya polisinin Antalya merkezli Adana ve Osmaniye’de IŞİD’e yönelik yaptığı operasyonda gözaltına alınan 8 kişiden 7’si tutuklandı. Afyonkarahisar’daki IŞİD operasyonunda gözaltına alınan 6 kişiden Suriyeli uyruklu 3 kişi tutuklandı. Diğer şüpheliler ise yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Terör operasyonu: 30 gözaltı Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri yaptıkları faaliyetlerle PKK’ye finansal destek sağladıkları öne sürülen şüphelilerin yakalanması için özel harekât, çevik kuvvet ve polis helikopteri desteği ile eşzamanlı operasyon düzenledi. Başta Kâğıthane ve Esenyurt olmak üzere 22 ilçede 36 adrese düzenlenen operasyonda, 29 kişi gözaltına alındı. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear