24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Y ASAM 2 ürk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD), Dr. M. Canan Karatay’ın gebelikte uygulanmakta olan bir tetkik türü konusundaki görüşünü kamuoyuyla doğrudan paylaşarak, halk sağlığı konusunda kaotik bir ortam yaşanmasına yol açtığı gerekçesiyle “Geçici Olarak Meslekten Riski yüzde 90 düşürecek HIV hapı piyasaya çıkıyor Britanya’da AİDS virüsünün bulaşmasını engelleyecek hapların yakında piyasaya sürülmesi gündemde. Birkaç yıl içinde binlerce erkeğin virüsü kapmasına engel olacağı belirtilen Truvada adlı ilacın hastalığa yakalanma oranını yüzde 90 düşürecegi ifade ediliyor. İlacın günlük hayatta kullanımına ilişkin bir makale de Lancet Tıp Dergisi’nde yayımlandı. Makaleye göre risk faktörü taşıyan herkes Truvada kullanırsa HIV’e yakalanma oranı yüzde 59 düşecek. l Dış Haberler Cuma 15 Ocak 2016 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Karatay’a meslekten uzaklaştırma cezası alıkoyma cezasıyla cezalandırılmasına’ karar verdi Türkiye Cumhuriyeti, TJOD, Dr. Canan Karatay’ın ‘15 gün süreyle meslekten PKK ve bildiriler T Alıkoyma Cezasıyla Cezalandırılmasına” ve “Ceza Süresinin 15 Gün Olarak Belirlenmesine” karar verildiğini duyurdu. Konuyla ilgili TJOD adına açıklama yapan Av. Tahir Yahya İlhan şu ifadeleri kullandı: “Sayın Dr. M. Canan Efendigil Karatay’ın geçen günlerde basın açıklamaları yaparak, ‘Kimse beni meslekten men edemez ve men edilmedim’ açıklamaları yapmıştır. Bu açıklama gerçek durumla bağdaşmadığı gibi, afallatıcıdır. Türk Tabipleri Birliği Disip Karatay’ı yalanladı Canan Karatay lin Yönetmeliği gereğince herhangi bir disiplin cezası işlemi tesis edilmediği şeklinde beyanda bulunması üzerine, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi bakımından, Müvekkil müşteki Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) adına açıklama yapma gereği doğmuştur. İstanbul Tabip Odası’na 5 Ocak 2015 tarihli başvurumuz üzerine yürütülen soruşturma sonunda, Karatay’ın ‘Geçici Olarak Meslekten Alıkoyma Cezasıy’la Cezalandırılmasına’ ve ‘Ceza Süresinin 15 Gün Olarak Belirlenmesine’ karar verilmiştir. Bu karar taraflara tebliğ edilmiştir.” KK, bir terör örgütüdür: Terörle sadece belli hedeflere yönelmez, rastlantısal olarak herkesin canına kasteder... Bizim muhatabımız değildir! HHH Türkiye Cumhuriyeti, bizim de vatandaşı olduğumuz bir devlettir. İdam cezasını kaldırmıştır... Binlerce insanın canını almış olan terör örgütünün liderini bile yargılamış, idam etmemiş, hapisle cezalandırmıştır... Bizim vergilerimizle beslenmekte, bizim sayemizde var olmaktadır... Bizim ve ailelerimizin can ve mal güvenliğini, temel hak ve özgürlüklerimizi korumakla yükümlüdür... Bizim muhatabımızdır! HHH Türkiye Cumhuriyeti, “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir”... Çağdaş insanlık, demokrasi ve insan hakları yolunda idam cezasını bile kaldırmış olan, “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”nin vatandaşı olmaktan onur duyulmalıdır. Ama halkın en az yarısı, şu anda iktidar olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin bu işi iyi yapamadıklarını düşünüyor: Çünkü: “Kürt sorunu” diye ifade edebileceğimiz sorunu ele alış tarzlarının tutarsız ve yanlış olduğunu... Olup bitenleri toplumdan sakladıklarını... Gerçekleri haber yapanları, sorgulayanları suçladıklarını... Çok sık fikir, eylem ve söylem değiştirdiklerini... P Savundukları fikirleri eleştirenlere “hain” damgası vurduklarını... Çok sık fikir değiştirdikleri için, bu konuda tutarlı olarak yazıp çizenlerin hepsinin sırasıyla iktidar gözünde hain durumuna düştüklerini görüyorlar. HHH Ülkemizin Güneydoğusundaki “Düşük yoğunluklu savaş” artık ciddi bir “Sıcak savaşa” dönüşmüştür. Bunun önlenmesinin yolu, sorunun, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açık ve şeffaf müzakerelerle tartışılması ve çözüme bağlanmasıdır. Vatandaşlar olarak elbette muhatabımız, arkasında kanlı bir tarih olan, bizim de canımızı tehlikeye atan PKK terör örgütü değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten ve bize karşı sorumlu olan siyasal iktidardır. Bu bağlamda, ister katılalım, ister katılmayalım, siyasal iktidara yönelik her eleştiri, öneri ve bunları içeren bildiri, “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” sınırları içinde kaldığı, şiddeti ve terörü özendirmediği sürece, ihanetle filan suçlanmadan, soğukkanlı bir biçimde değerlendirilmek zorundadır. Çünkü bu siyasal iktidar, bu bildirileri kaleme alanlara ve imzalayanlara karşı, onların da can ve mal güvenliklerini, haklarını ve özgürlüklerini korumakla yükümlü ve sorumludur. Ayrıca unutmayalım ki, hiçbir siyasal iktidar, muhaliflerini suçlayarak kendi başarısızlıklarını örtemez. Batı Afrika’nın 3 ülkesi Ebola virüsüyle mücadeleyi kazandı. DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AÇIKLADI ünya Sağlık Örgütü (WHO) Ebola virüsünden etkilenen üç Batı Afrika ülkesinde salgının resmen sona erdiğini açıkladı. Ebola salgını Liberya, Sierra Leone ve Gine’de binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Liberya’nın başkenti Monrovya’da bulunan Ebola Tedavi Merkezi 42 gündür Batı Afrika ülkelerinde herhangi bir vakanın rapor edilmediğini belirtti. Salgının bitmesi D Ebola salgını bitti nin ardından netleşen tablo ise korkunç. WHO’nun raporuna göre 2013’ten bu yana salgın 11 bin kişinin ölümüne neden oldu. Uzmanlar Ebola virüsünün vücutta 21 günlük bir kuluçka dönemi geçirdiğini, 42 gün boyunca yeni bir vaka rapor edilmemesinin salgının bittiğine işaret ettiğini belirtiyor. l Dış Haberler İki yılda 11 bin ölüm Putin: Ebola aşısı yaptık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin önceki gün Ebola virüsüne karşı etkili bir aşı geliştirdiklerini iddia etti. Rusya Sağlık Bakanı Veronika Skvortsova da Rusya’nın ayda 10 bin aşı üretmeye hazır olduğunu açıkladı. Skvortsova, aşının mart ayında Gine’de kullanılmaya başlanacağını açıkladı. Buzul çağına küresel ısınma rötarı lmanya’nın Potsdam A Enstitüsü’nde iklim uzmanı Andrey Ganopolski, Dünya’nın bulunduğu yörüngeden sapmasının Dünya yüzeyine düşen solar radyasyon miktarının artmasına neden olarak Kuzey Yarımküre’nin orta enlemlerinde yeni bir buzul dönemi açabileceğini aktardı. Ancak endüstri devriminden bu yana atmosfere yaklaşık 500 milyar ton karbon salındığını hatırlatarak bu ihtimalin artık daha düşük olduğunu, yeni buzul çağının en az 50 bin yıl daha geç yaşanacağını ifade etti. Ganapolski “Ölçümler normal şartlarda bir buzul çağının habercisi olarak yorumlanabilir. Ancak atmosferdeki karbon miktarı astronomik ölçümlerin yarattığı riski azaltıyor” dedi. l Dış Haberler C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear