26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 15 Ocak 2016 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Bowie’ye sessiz sedasız veda 10 Ocak’ta hayata veda eden İngiliz rock, moda ve kültür ikonu David Bowie’nin cenazesinin ölümünden hemen sonra New York’ta ‘sessiz sedasız’ biçimde yakıldığı ortaya çıktı. Bowie, Blackstar adlı albümünü ölümünden birkaç gün önce paylaşmıştı. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ECE KURTULUŞ Banksy’nin global piyasa ile imtihanı Yüzü ve kimliğini gizlediği için dünyaca ‘tanınmamış’ ama şöhreti yakalamış çağdaş İngiliz sanatçı Banksy’nin son 15 yıla uzanan 85 özgün çalışması, ilk kez bir arada Karaköy’deki Global Holding binasında 28 ve 35 liralık biletler ile gezilecek sergi, sadece çeşitli koleksiyonlardan derlendiği için sosyal medyanın da hedefinde Sergide sanatçı imzasını taşıyan eserler tekrar ‘canlandırıldı’. stanbul Karaköy Rıhtım Caddesi üzerinde yer alan Global Yatırım Holding binası, önceki akşam IEG Productions imzasıyla düzenlenen ve Türkiye’de ilk olduğu söylenen Banksy’nin Sanatı sergisine kapılarını İM EVR açtı. Ğ ALTU Girişin ücretli olacağı ve ‘Banksy dükkânı’yla nihayetlenen bir alanda oluşturulan 800 metrekarelik serginin en önemli yönü, sanatçının çeşitli koleksiyonlardan ödünç alımış 85 orijinal eserinin dünyada aynı anda bu sergide bir araya getirilmiş olması. Serginin küratörü ve teşhirdeki kimi eserlere sahip de olan Steve Lazarides, etkinlik için sanatçı ile bir ilişkiye geçmemiş. Bu nedenle Türkiye’de, şu anda bu serginin ne kadar orijinal olduğu da sorgulanmaya başlanmış bulunuyor. Halihazırda sosyal medyada da sanatçının ve serginin ruhunun bir biçimde pazarlamaya kurban edildiğine yönelik mesajlar dolaşmaya 15 İ Açılışa Sümeyye Erdoğan da geldi. başlamış görünüyor. Bu mesajlar arasında, Banksy’nin İstanbul’a uğrayarak, eski dostu ve küratörünün, eserleri üzerinden gıyaben açtığı bu mevcut sergiyi ‘içeriden’, yine sanatıyla eleştirmesini, deyim yerinde olacaksa ‘hack’lemesini arzu eder yönde olanları dahi mevcut... Keza bu mesajları da farkında olmadan doğrularcasına, İngiliz galerici ve küratör Lazarides bugünün sanat dünyasına hükmeden en önemli ve bir numa ralı unsurun, para olduğuna inanıyor! Çünkü ona kalırsa, bugün birçok genç sanatçı, iyi bir sergi açma derdine bile düşmeksizin, doğrudan nasıl daha iyi para kazanabileceğinin çaresine bakmaya çalışıyor. Dahası, Banksy’nin İstanbul sergisi öğrencilere 28, yetişkinlere 35 lira karşılığı izlettirilecek. Yine küratör için, kendisi de çok kazanan bir sanatçı olan Banksy’nin, “dünya müzayedelerinde maruz kaldığı yüksek fiyatların da kendisiyle doğrudan bir ilgisi yok. Her şey, onun dışında, popülaritesi ile gelişmiş.” Sürpriz bir ziyaretçi İstanbul’daki ilk Banksy sergisinde yer alan işlere refakat etmek adına, besteci Fahir Atakoğlu, 25 dakikalık bir füzyon müzi ğin kompozisyonuna imzasını bırakmış. Açılışında sanatçının bildik işlerini üçüncü boyuta taşıyan kostümlü figürlerin boy gösterdiği sergide, Banksy’nin son 15 yıllık işleri bir araya getirilmiş. Sergiye destek veren IEG ve Global Holding, etkinliği yurtdışında da gezdirmeyi umuyor. Açılışına Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye’nin de katıldığı, kendisinin özellikle sanatçıyı mülteciler gibi dünya meselelerini ele aldığı için övdüğü ve sergi dükkânına da uğramadan edemediği etkinliğin Steve Lazarides’e göre en önemli yanı ise, konumu: İstanbul. Anlatıyor küratör: “Bana göre bu serginin konumu ve içerdiği işlerinin yanı sıra sahip olduğu en önemli öğe, taşıdığı eğlence duygusu. Bu, ak duvarlar ve cilalı beton zeminlerde gezdiğiniz türden bir müze sergisi değil. Bu türden bir sunum, eserlerin taşıdığı mesajın ulaşılabilirliğini daha da rahatlatıyor.” Halen genç sanatı desteklemeye devam eden Lazarides, Türkiye’de ve dünyada son gün lerde yaşanan şiddet dalgasına da referansla, şöyle sürdürüyor sözlerini: “Bugünlerin zor günler olduğunun farkındayız. Bu koşullarda biraz eğlenmek yoluyla, olabilecek tüm mesajlarımızı ulaştırabilmek en iyisiydi.” Umudu bekleyenler Lazarides, günümüz sanatında politik tavrın taşıdığı gücün ne anlama geldiği yönündeki sorumuza ise şu yanıtı veriyor: “Politik sanat son derece önemli. Bugün bu alanda çok az emek veriliyor. Bu türde emek veren sanatçılara bir diğer örnek ise, bence Jr. isimli, Fransız sokak sanatçısı... Onun gibiler üzerinden dünya ve özellikle de Ortadoğu, özgür mesajlar verebilmenin öne minin farkına varıyor.” Peki, Banksy hangi yönden bir rol model teşkil ediyor sanat dünyası için? Bu soruya da şöyle karşılık veriyor Lazarides: “Onun rol model olduğundan emin değilim. Bu birdenbire yaşandı. Genel kamuoyu tarafından yeniden üretiliverdi, ama asimile de edildi. Bu daha çok, kamuoyunun gücüyle açıklanabilir. Buradan şu söylenebilir. Tüm bu olanlar çok da onun eseri, ‘patlaması’ vb. sayılmamalı. Bugün sanatı ‘var eden’, yıllar dahilinde kamuoyudur. İnsanlar bugün mesaj, direkt politika, umut beklentisi içindeler. Banksy onlara bunu verdi.” 12 yıllık ortaklıktan sonra, ‘zamanı geldiği için’ yollarını ayırdıklarını söyleyen Lazarides, Banksy’nin dünyaya işleriyle bulaştırdığı ‘cesaret’i ise yalanlamıyor: “Evet, umarım bu serginin buraya getirilmesi insanları yeni cesur eylemlere zorlar.” Bilgi için: www.banksy.co.uk / Sergi için: www.artofbanksy.com Aktör Alan Rickman hayata veda etti 2015 Berlin Film Festivali’nde jüri büyük ödülüne layık bulunan, Şili yapımı ‘El Club’ bugün gösterimde, film, karamsar bir dram. ayo adını taktıkları ve düzenli koşma antrenmanı yaptırdıkları, sokakta bulunmuş, sevimli bir tazının, bölgesel köpek yarışmasında birinci gelerek onlara 470 bin peso kazandırdığı, Vidal (Alfredo Castro), Ortega (Alejandro Goic), Silva (Jaime Vadell), Ramirez (Alejandro Sieveking) adlarındaki Şilili 4 yaşlı rahip, karanlık arzu, sır ve sapkınlıklarla dolu, günahkâr geçmişlerinden ötürü, Katolik kilise tarafından La Boca denen, ülkenin gözden ırak, okyanus kıyısındaki ücra bir balıkçılık ve sörf kasabasında kiralanmış, adeta emekliler pansiyonu ya da gözaltı hapishanesi gibi bir evde, zorunlu bir inziva ya da tecrit yaşamını sürdürmektedirler, evi çekip çeviren bekçi ya da bakıcı rahibe Hermano Monica’nın (Antonia Zegers) gözetiminde. Günahkâr rahiplerin sırları R pek yarışına götürüp daha çok para kazanmayı konuşurlarken evin dışına gelip deli gibi bağıra çağıra, geçmişlerinde nasıl küçük çocuklara cinsel tacizde bulunduklarını, yaptıkları oralanal tecavüzlerini, mastürbasyon âlemlerini anlatan, kendine Sandokan diyen, yersiz yurtsuz, hırpani biri (Roberto Farias) musallat olur. Bu bela kasabada duyulup rezalete yol açmasın diye eline bir tabanca tutuşturdukları Matias’ı, illa ki beni dinleyin diye yırtınan Sandokan’ı korkutması için dışarıya gönderirler. Meğerse çocukken Sandokan’ı becermiş ama aynı zamanda onu bakıp büyütmüş de olan Matias ansızın kendi başına sıkar tabancayı. Kilisenin bu skandal olayı soruşturmaktan çok aslında örtbas etmesi için gönderdiği, burası kefaret, dua ve tövbe etme evidir diyen genç ruhani rehber Garcia’da (Francisco Reyes), her biri olayı farklı anlatan rahipler hakkındaki dosyalar devreye girer derken. Eşitlik ve oy hakkı mücadelesi: ‘Diren!’ Evli, bir çocuk annesi, ağır emekçi Maud (Carey Mulligan), hayatta her şeyi erkeklerin yönettiği ve denetlediği 1912’nin Londra’sında, Süfrajetlerce düzenlenmiş, iş arkadaşı Violet’in (AnneMarie Duff), Doktor Edith’in (Helena Bonham Carter) de katıldığı bir sokak eylemine tanık olunca (ve direnişçi Doktor Edith’inHelena Bonham Carter de etkisiyle) kadınların eşitlikoy hakkı isteme mücadelesinden yana tavır alıyor, hep maço çevresinin baskısı altındaki kocasının muhalefetine karşın. Feminizm daha ortada yokken, oy vermek, seçmekseçilmek hakkını kazanmak için uğraş veren kadınlara yakıştırılan bir ad Süfrajet hareketi. Maruz kaldıkları onca polis baskısı ve şiddetine gitgide şiddetle karşılık vermeyi benimseyen, 20. yüzyıl başındaki feminizm öncesi Süfrajet hareketini İngiltere’deki emekçi kadın dayanışması eksenindeki perdeye taşıyan “SuffragetteDiren!”, Abi Morgan’ın tarihsel gerçeklere bağlı kalan, İngiliz yönetmen Sarah Gavron’un çektiği, konusu kadar oyuncu kadrosuyla da ilgi çekecek, haftanın bir başka seyredilesi filmi. AFTA, Altın Küre ve Emmy ödülü sahibi İngiliz oyuncu Alan Rickman, Londra’da hayatını kaybetti. İngiliz Guardian gazetesinin web sitesinde yer alan habere göre kanser hastası olduğu bilinen Rickman’ın ölümü ailesince doğrulandı. Zor Ölüm serisinin ilk filmindeki Hans Gru B ber rolüyle de tanınan Rickman 1991 tarihli Robin Hood: Hırsızların Prensi filmindeki Nottingham Şerifi rolüyle öne çıkmıştı. Harry Potter serilerinde canlandırdığı Severus Snape rolüyle ise genç kuşak tarafından da tanınmıştı. l Kültür Servisi Vidal’sa Rayo’yu besleyip yetiştiren, hayvansever bir rahiptir. Evin önüne kamp kuran Sandokan’ın sürekli izleyip rahatsız ettiği rahiplerin ifadelerini teybine kaydedip hepiniz suçlusunuz, bu evi kapattıracağım diyen Garcia’yla günahkâr rahiplerin hikâyesini sürpriz bir finale bağlandığı “El Club”, birkaç yıl öncesinde, başrolde sevdiğim oyuncu Gael Garcia Bernal’ı yönettiği “No”yla gözdelerim arasına kattığım Şilili sinemacı Pablo Larrain’in bugün gösterime giren yeni filmi. Tiyatro gündemi Twitter’da 2016 tiyatro sezonu oyunseverlere kış günlerinde tadını çıkarabilecekleri oyun seçenekleri sunarak edebi havayı ısıtıyor. Twitter’da bulunan pek çok tiyatro hesabından nerede ne zaman hangi eser sergilenecek haberdar olmak mümkün. Geniş tiyatro oyunu yelpazesinde herkes için bir seçenek var. Bu seçeneklere ise şu tiyatro hesaplarından ulaşılabilir: @sehirtiyatrosu, @sakmtiyatro, @oyunatolyesi, @ikincikat, @CRAFTTiyatro, @TiyatroPera. ‘Sırça Fanusta Bir Parça Sanat’ Kırkyama (patchwork) çalışmalarını sanata dönüştüren Günsu Güngör ve ekibinin sergisi 1428 Ocak tarihlerinde Next Level NexArt Sanat Galerisi’nde “Sırça Fanusta Bir Parça Sanat” adıyla sanatseverlerle buluşuyor. Yurtdışındaki yarışmalarda ödüller kazanan örneklerin de yer alacağı serginin açılışını 16 Ocak Cumartesi günü saat 16.00’da LÖSEV Başkanı Üstün Ezer gerçekleştirecek. l Kültür Servisi Kilise eleştirisi Şili’nin bu yılki en iyi yabancı film Oscar’ı adayı olup son Berlin festivalinde de jüri büyük ödülünü kazanan “El Club”, yönetmen Larrain’in yoğun ve sert bir kilise eleştirisine giriştiği, sonuçta Vatikan’ı hop oturtup hop kaldıracak cinsten, Bunuel’vari, karamsar bir dram. İyi çekilmiş ve oynanmış, zaman içinde bir yedinci sanat klasiğine de dönüşeceğini sandığım, beylik deyişle kuşkusuz kaçırılmayacak cinsten bu pedofili düşkünü, münzevi rahipler kulübü hikâyesi çeşitlemesi, bence haftanın filmi olarak sinemaseverlerin ilgisini bekliyor Başka Sinema salonlarında. Hepiniz suçlusunuz Kasabada dolaşmanın, insan içine çıkmanın ve her türlü zevk (ya da acı) verici eylemlerde bulunmanın yasaklandığı kumarcı rahiplere bir beşinci rahip daha katılır: onlardan daha yaşlı ve mutsuzluğu yüzünden okunan rahip Matias (Marvelo Alonso). Onlar aralarında şampiyon Rayo’yu Santiago’daki büyük kö C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear