26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 10 Ocak 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ ‘Görün, duyun artık’ Diyarbakır’dan telefonla bağlanan Ayşe Çelik’in çığlığı Beyaz Show’da yankılandı. Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri, Çelik’i hedef gösterdi anal D’de önceki gece yayımlanan Beyazıt Öztürk’ün sunduğu “Beyaz Show” programına Diyarbakır’dan telefonla bağlanan ve öğretmen olduğunu söyleyen Ayşe Çelik, abluka altındaki bölgede yaşananlara dikkat çekti. Çelik, “Sessiz kalmayın, insanlar, çocuklar ölüyor” dedi. “Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız” sorusuyla konuşmasına başlayan Çelik, “Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık, insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” şeklinde konuştu. Öğrencilerini terk eden öğretmenlere de seslenen Ayşe Çelik, “Bir daha orala haber 7 K niz bize ders oldu. Daha da fazla yapmaya devam edeceğiz. İnşallah o söylediğiniz barış dilekleri en kısa zamanda gerçekleşir” dedi. Kanal D’den yaşananlara ilişkin yapılan açıklamada, “Terörün her türlüsüne karşı Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü ilke edinmiş Kanal D olarak hem böylesi bir provokasyonun hedefi olmanın hem de akla hayale gelmeyecek senaryolarla yıpratılma gayretinin üzülerek farkındayız. Doğan TV ve Kanal D ilk günden bugüne devletin yanında yer almıştır” denildi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, programa bağlanan kişinin bakanlıklarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığını açıkladı. l Yurt Haberler MEDYA YANDAŞ ADI! M BOŞ DUR KP’ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak ve Sabah gazetesinin internet siteleri ise Ayşe öğretmeni “terör propagandası” yapmakla suçladı. l SABAH gazetesİ: Öğretmenin sözlerini “Beyaz Show’da PKK propagandası” başlığıyla haberleştirdi. l YENİ ŞAFAK GAZETESİ: “Pervin Buldan’ın sözleriyle terör propagandası” başlığını kullanan site, “Bölgedeki terör olayları nedeniyle okullarını terk etmek zorunda kalan öğretmenleri de suçlayan kadın, HDP’li Pervin Buldan’ın ağzıyla konuştu” diye yazdı. Kanal D: Provokasyon A Beyazıt Öztürk, Ayşe Çelik’in sözlerinden sonra alkış istedi. ra nasıl dönecekler ve o çocukların gözlerinin içine nasıl bakacaklar” diye sordu. Sesinin titrediğini belirten Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Bomba seslerinden, kurşun seslerinden... İnsanlar susuzluk ve açlıkla mücadele ediyor; özellikle de be bekler ve çocuklar. Lütfen duyarlı olun ve sessiz kalmayın.” Öztürk de teşekkür ederek “Elimizden geldiğince duyurabileceğimiz yerlerden duyurmaya çalışıyoruz. Bu söyledikleri ‘Bize ders oldu’ l DANIŞTAY’DAN Sürgün ‘oyunu’ tutmadı MUSTAFA ÇAKIR EMSAL KARAR şveren sendika temsilcilerinin görev yerlerini değiştirebilmek için bulduğu gerekçelere bir yenisi daha eklendi. Türkiye Elektrik İletim AŞ’de (TEİAŞ) sendika işyeri temsilcisi İmdat Acar’ın görev yeri “hizmette verimlilik” gerekçesiyle değiştirildi. Ancak uygulama yargıdan döndü. İşyeri temsilcisinin görev yerinin değiştirilmesini hukuka aykırı bulan Danıştay, işverenin işyeri sendika temsilcisi, sendika ve sendika şube yöneticilerinin işyerlerini, sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremeyeceğine vurgu yaptı. Uygulamanın Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’na aykırı olduğuna dikkat çeken Danıştay 5. Dairesi, görev yeri değişikliğini hukuka aykırı buldu. Oybirliğiyle yerel mahkemenin kararını bozan daire, yeniden karar verilmesi için dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. l ANKARA İ Vedat ARIK Katliamcılar hesap versin özaltında kaybedilen yakınlarının akıbetiG ni her hafta yaptıkları oturma eylemiyle soran Cumartesi Anneleri 563. haftada, 1996 yılında gerçekleşen 11 kişinin yaşamını yitirdiği Güçlükonak Katliamı’na dikkat çekerek “Faili devlet olan tüm katliamların sorumluları hesap versin... Güçlükonak’tan Sur’a tüm katliamların sorumluları hesap versin” çağrısı yaptı. Eylemde Güçlükonak Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin yanı sıra 20 yıl önce gözaltında öldü rülen gazeteci Metin Göktepe de anıldı. Yapılan konuşmalarda “Metin Göktepe bizler için, gerçekler için mücadele ederken öldürüldü. Kendisini sevgi ve saygı ile anıyoruz” denildi. Gözaltında yitirilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır ise şunları söyledi: “35 yıldır insanlar ölmesin, öldürülmesin diye feryat ederken ölümler bugün çoğalmaya başladı. Aynı zihniyet katlamalı olarak insanların evlerini hapishaneye çevirdi” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Sağlıkçılar yine hedefte BÖLGEDEKİ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA SOSYAL MEDYADAN SALDIRI MAHMUT ORAL l İHD: HAK İHLALİ Suçlar insanlığa karşı İ 90’LARIN ÜSTÜNDE nsan Hakları Derneği (İHD) İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar konusu kapsamında seminer düzenledi. Avukat Ercan Kanar’ın dağıtan konuşmacı olarak katıldığı orba Ç n dua konferansta geçmişten günüpta u gr ’li P müze Doğu Anadolu ve GüAK : evsizlere n neydoğu Anadolu Bölgesinde etmeye yaşanan sorunlara, yaşanan hak ihlallerine değinildi. Kanar, 90’lı yıllarda o coğrafyadaki çatışmaların canlı tanığı olduklarını belirterek ntalya’da Yoksullarla Da“Tankla evin içine girip, su yanışma Grubu’nun önvanalarının patlatılması, ilecülüğünde evsizlere dağıtılan tişimin engellenmesi, besçorba yardımına katılan AKP’li lenme, sağlık imkânlarının grup, iddiaya göre dua etmeortadan kaldırılması gibi yen evsizlere “Siz kâfir misiuygulamalar 90’lı yıllarda niz?” diye tepki gösterince evolmadı diyemeyiz. Aradaki sizlerden bazıları AKP’lilere bıfark o süreçte minimal düçak çekti ve iki grup arasınzeydeydi. Şu an ise maksida tartışma çıktı. Bunun üzerimum. 90’ların çok daha üsne AKP’li Büyükşehir Beleditünde. Şu an 7 il 18 ilçede yesi çorba yardımını durdurdu. 56 kez tekrarlanan sokağa Yoksullarla Dayanışma Grubu, çıkma yasakları var. Gidişat fotoğraf ve kamera çekimi ile giderek kötüye gidiyor” diyardımın siyaset malzemesi ya pılmak istendiğini söyledi. Büye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet yükşehir Belediyesi’nden Sos osyal medyada “polis dayanışma grubu” adlı hesapta Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu ve Türkiye’nin pek çok yerinde görev yapan başta sağlık emekçileri olmak üzere, öğretmenler ve kamu görevlileri hedef gösteriliyor. İddialar o kadar ileri götürüldü ki Dicle Üniversitesi’ne giden yaralı güvenlik görevlilerinin, dok S torlar ve sağlık çalışanları tarafından bilinçli olarak yanlış müdahale edilerek, ölümlerine neden olunduğu ileri sürüldü. Hastanede görevli olduğu iddia edilen bazı sağlık çalışanlarının isimleri de verilerek haklarında ağır ithamlarda bulunuluyor. SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Selma Atabey “Sağlık emekçileri hedef gös SES yalanladı teriliyor. Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde 5 Haziran 5 Ocak arasında hastaneye başvuran kolluk kuvveti sayısı 176’dır. Bu 176 kişinin 15’i olay yerinde hayatını kaybetmiş, 3 kişi yaralı olarak hastaneye getirilmiş ve hastanenin yoğun bakımında tedavileri esnasında hayatını kaybetmiştir. Yani hastaneye tedavi için getirilen 158 kolluk görevlisi hastanedeki tedavileri yapılarak taburcu edilmişlerdir. Bu bilgi lerin kendisi bile, haberlerde iddia edilenlerin tamamen asılsız olduğunu göstermeye yetmektedir” dedi. Sokağa çıkma yasakları sırasında Şırnak’ta SES üyesi 3 sağlık çalışanının öldürüldüğüne dikkat çeken Atabey “Sağlık çalışanlarının başına bir şey gelirse, sorumlu Sağlık Bakanı ve AKP hükümetidir” diye konuştu. l DİYARBAKIR ‘Öldürülüyorlar’ ktidarın laikliği tümüyle geçersiz kılacak adımlarını alttan yukarıya her düzeyde uygulamalar, “inisiyatifler” tamamlıyor. Diyanet’in sitesinde uzun bir süredir “iş gören” bölümdeki, “dinin Kur’an lafzına, Hadislere uygun yaşanmasını amaçlayan” fetvaların evrensel insan hakları açısından kabul edilemez, savunulamaz noktalara ilk kez geldiğini sananlar yanılıyorlar. DİB epeydir Sünniliğin gittikçe daralan yorumları ile işbaşındadır. “Beyaz Türkler”den geldiği iddia edilen “mahalle baskısını” tersine çeviren “Cuma baskısı” da Suudilerdeki “Namaz Polisi”ne doğru yumuşak bir geçişin işareti olabilir. Doğal karşılanması doğal değildir; ancak bu konudaki teolojik tartışmayı, köktencilerle inançlarını evrensel insan hakları kazanımlarının ışığında yorumlayarak yaşamak isteyenlere bırakmak işin doğrusudur. HHH Bizim yapmamız gereken ise işi kan davasına çevirmeden AKP’ye bu konuyu da kapsayan destek konusunda tutum belirlemek, ortak mücadele kapısı açmaktır. Bir durum saptaması gerekiyor. Kuşkusuz AKP’ye desteği bırakıp mücadeleye girişen arkadaşların tümünü aynı şekilde değerlendiremeyiz. Kimileri var ki, şimdi mangalda kül bırakmasalar da kriminal bir projenin parçasıydılar. Devam ediyorlar. Ama gerçekten yanılmış olanları ayırmakta yarar var. Onlar da zaten AKP’ye desteklerini farklı bir şekilde açıklıyorlar. HHH Örneğin o çevrelerde yer almış bir yazarımız, gerçekten sert bir şekilde eleştirdiği Erdoğan’ı geçmişte neden savunduğunu şöyle açıklıyor: “Bilemezdik, insana değer veren kimse bilemezdi.” Hayır, doğru değil, insana değer veren bazı kimseler bilebiliyorlardı. O “kimseler” bizler; solcular, sosyalistler, Marksistler oluyoruz. İtirazlarımız konusunda epeyce bir külliyat da birikti. Ama cümlenin devamı vahim. “İnanmasaydınız diye kimse üste çıkmaya çalışmasın, onların da ne olduğunu biliyoruz.” İşte bu olmadı; şimdi bizim değerli yazara “söyleyin bakalım ne olduğumuzu” deme hakkımız yok mu? HHH Konunun “insana değer vermekle” ilgisi yoktur. “İnsana değer vermeyenlere karşı çıkmakla” ilgisi vardır. AKP’nin iktidar öncesinin de sonraki yıllarının da “günah kazanı” ağzına kadar doludur. Kimileri şimdi artık gereksizleştiği için bırakılmış takıyyeyi o zaman gördüler; siz ise “muhafazakâr demokrat” olunup olunamayacağını bile tartışmadınız. Hâlâ tartışmıyorsunuz. “İslamda muhafazakârlığın” ne anlama geldiğini düşünmek bile istemiyorsunuz. Oysa Orta ve Uzakdoğu’nun, Afrika’nın Müslüman ülkeleri size çok bilgi belge sunabilirdi. Batı literatürü de zengindir. Olmadı, bakamadınız, zaman bulamadınız belki. HHH AKP’ye “en büyük düşman kendinizsiniz” diyorsunuz ya, işte ona katılıyorum; gerçekten AKP kendi kurduğu “yalnızlık stratejisi” ile kötü durumdaymış gibi görünüyor. Ama ben yine de kuşkudayım. Aklıma kalıcı bir baskı rejimi isteyenlerin “yalnızlaşmayı” bilerek seçtikleri örnekler geliyor. Herkesi siyaset dışına sürerek yalnız kalırlar, tekleşirler ve baskıyla, zorbalıkla “yalnızlıklarını” kelimenin gerçek anlamıyla “ortadan kaldırır”; kitleselleşirler. Mücadele edenlerin ise, sosyalist, Kemalist, liberal, demokrat ya da genel söyleyelim muhalif, birlikte çaba göstermesi gerekir. AKP’nin zayıflıkları sonraki meseledir. AKP’nin Yalnızlaşma Stratejisi İ ESKİ HDP’Lİ VEKİL KENANOĞLU niz? misi fir â k Siz A ‘Amin’ demeyince çorbadan da oldular yal Hizmet Uzmanı Ethem Sardoğan ise çorba dağıtımına yakında başlayacaklarını söyledi. Konu, Antalya Kent Konseyi Toplum Çalışma Grubu’nun, kentteki evsizlerin durumunu görüşmek üzere yaptığı toplantıda da gündeme geldi. Toplantıya katılan Yoksullarla Dayanışma Grubu üyeleri, “O evsizler arasında kendisinin sokakta olduğunu gizleyenler var. Töreden kaçan var. Uyardık ama kameralarla geldiler. 10 kişi olarak toplanıp geldiler, evsizler de onlara saldırdı” dedi. l ANTALYA/Cumhuriyet ‘Özyönetim suçsa başkanlık da suç’ MEHMET MENEKŞE SURUÇ ANISINA KÜTÜPHANE obane’nin inşa çalışmalarına katkıda bulunmak için gittikleri Urfa’nın Suruç ilçesinde uğradıkları bombalı saldırıda yaşamını yitiren Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerinin (SGDF) anısını yaşatmak için Özgür Düşler Girişimi tarafından hayatını kaybedenlerin memleketlerine kütüphane kurma çalışmaları devam ediyor. Girişim adına konuşan Ensari Buksel, “Kütüphane için çok sayıda kitaba ihtiyacımız var. Des K l İSTANBUL/Cumhuriyet teklerinizi bekliyoruz” dedi. “Karanlığa ışık olmak vaktidir” sloganıyla başlatılan kampanya için ilk kütüphane, patlamada hayatını kaybeden Evrim Deniz Erol, Serhat Devrim ve Med Ali Barutçu anısına Muş Bulanık’ta açıldı. Toplanan binlerce kitabın raflara dizildiği kütüphanede ölen 33 gencin fotoğraflarının yer aldığı anma köşesi, Muşlu 3 gencin özel eşyaları, kitap ve giysileri yer aldı. ski Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı ve eski HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, 1 Kasım seçimleri, yeni anayasa tartışmaları, çözüm süreci ve özyönetim talebiyle ilgili gazetemize konuştu. “1 Kasım’da kötülük kazandı” diyen Kenanoğlu, AKP’nin başkanlık sistemini getirmek için kaosu sürdürdüğünü ileri sürdü. “Özerklik talebi suçsa başkanlık talebi de suç. Demirtaş’a soruşturma açılacaksa Erdoğan’a da açılmalı” diyen Kenanoğlu, Kürt sorununun çözümü için silahların susması ve masaya dönülmesi gerektiğini vurguladı. Kenanoğlu “1 Kasım öncesinde Türkiye normalleşme sürecinden çıkıp tekrar kaos, kargaşa, çatışma sürecine girdi. Çünkü devleti yönetenler ülke normalleştiği zaman despotik, baskıcı yönetimlerinin karşılık bulmadığını gördüler” dedi. Ali Kenanoğlu l AMASYA E C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear