14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA 10 dishab@cumhuriyet.com.tr Resmi heyette Rolex kavgası İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin kasımdaki Suudi Arabistan ziyaretinde Rolex izdihamı yaşandı. BBC’nin haberine göre Suudiler üst düzey yetkililere Rolex saatler verirken, diğerlerine Dubai yapımı saatler verince heyet birbirine girdi. Kavgayı başbakanın korumaları yatıştırdı. TASARIM: ZARİFE SELÇUK Matteo Renzi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni yıl tatilinde yine judo yaparken görüntülendi. Siyah kuşak sahibi Putin önce antrenörüyle, ardından milli sporcularla karşılaştı. Putin’in rakiplerini sık sık yere serdiği görüldü. Pazar 10 Ocak 2016 Putin yine devirdi Erkeklere değil sığınmacıya öfke Almanya’da yılbaşı gecesi bir grup sığınmacının kadınları taciz etmesinin ardından sığınmacı karşıtı cepheye gün doğdu vrupa’da kadınlara yılbaşında düzenlenen cinsel saldırıların faillerinin sığınmacılar olduğunun ortaya çıkması, sığınmacı karşıtlığına yeni bir tavan yaptırdı. Almanya’nın Köln kentinde ikisi tecavüz olan 121 cinsel saldırıya karışan 32 zanlıdan 22’si sığınmacı, üstelik ikisi tecavüz vakası olan çıkarken, Hamburg ve Finlandiya’nın başkenti Helsinki’deki saldırılar da farklı değil. nilgun@cumhuriyet.com.tr nilgun@ ‘Türkiye’yi 50 yıl Batı’ya bağlarız’ BD’nin eski başkanı Bill Clinton’ın o dönemdeki Britanya Başbakanı Tony Blair ile yaptığı telefon görüşmelerinin yeni yayımlanan kayıtları eski ABD Başkanı’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği için çabalarını ortaya koydu. Clinton, 18 Haziran 1999’da Blair ile yaptığı konuşmada Avrupa ve Balkanlar’daki problemleri ele alırken AB’nin Türkiye ile süreci hızlandırmayı düşünmesi gerektiğini söylüyor. Clinton “Bence bunu zorlamalıyız. Sen de öyle düşünüyorsan Schröder, Chirac ve D’alema’yı zorlayalım” diyor. Blair olumlu yanıt veriyor. Bu konuşmadan birkaç ay sonra 13 Ekim 1999’da iki lider AB ve Türkiye konusunu tekrar ele alıyor. Clinton “Türkiye’yi AB’ye kabul etmek (onları) gelecek 50 yıl için Batı’ya bağlayacak ve özellikle oranın doğusunda meydana gelebilecek sorunları çözmekte bize yardımcı olacak” diyor. Bir başka konuşmalarında, “Türkiye ile ilgili tabii başka sorunlar var, insan hakları gibi” ifadesini kullanıyor. Clinton, Türkiye’nin AB adaylığının resmen onaylandığı Helsinki Zirvesi’nden yalnızca 5 gün sonra, 16 Aralık 1999’da yaptıkları konuşmada ise “Helsinki kararları nedeniyle çok mutluyum. ABTürkiye işi çok büyük. (Bize) çok yardımı olacak. Başka konuların da çözülmesini sağlayacak” diyor. Konuşmalarda Clinton’ın TürkiyeYunanistan arasındaki gerginliği ve Kıbrıs sorununu çözmek için büyük çaba harcadığı da görülüyor. Diyanet’in itibar suikastı A Avrupa medyasının manşetlerinden alarm çaldıran ve Slovakya’ya olağanüstü AB zirvesi toplanması çağrısı yaptıran krize, sığınmacılara açık kapı politikasının savunucusu Almanya Başbakanı Angela Merkel sert yanıt verdi. Sığınmacı yasalarının sertleştirilmesine razı gelen Merkel, suça karışmış tüm göçmenleri Almanya’dan sınır dışı etmekle tehdit etti. Bu ortamı fırsat bilen İslam karşıtı Batının İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketinin Köln’de düzenlediği gösteri hem sığınmacıları hem Merkel’i hedef alınca polisle şiddetli çatışma çıktı. Merkel, kendi partisi CDU’nun suç işleyen sığınmacıların ülkeden sınır dışı edilmesine yönelik karar almasının ardından konuştu. “Göçmenlerin kurallara uymamasının sonuçları olacağını, hapis değil de gözetim ya da şartlı tahliye almış göçmenlerin bile ikamet haklarını kaybedebileceklerini” söyleyen şansölye, “yasalar buna el vermiyorsa yasaların değişeceğini” belirtti. CDU’nun önde gelen isimlerinden Volker Bouffier “Köln her şeyi değiştirdi” derken, kamuoyu baskısı koalisyon hükümeti nin ortağı SPD’yi bu değişiklikleri kabul etmek zorunda bırakabilir. Bild gazetesi Köln’de tutuklanan bir sığınmacının üzerinden çıkan, Arapçadan Almancaya çevrilmiş el yazısı notları yayımladı. Notlarda kadın kurbanlara söylenmek üzere “Seni öldürürüm”, “Koca memeler”, ”Seni s.kmek istiyorum” yazıyordu. Düsseldorf’da kadınları saldırılardan korumak için kurulan devriye gezme grubuna Facebook’tan 8 bin kişi katılım başvurusu yaptı. Almanya’da biber spreyleri ve kurusıkı tabancaların satışı ikiye katlandı. A Helsinki çok mutlu etti Olaylı gösteri Dün Köln’de meşhur gotik katedralin önünde toplanan 500 kadın “Kadınlara şiddete hayır” yazılı pankartlarla tencere çalıp düdük üfleyerek gösteri yaptı. Erkekler “Kadın ve çocuklarımızı koruyun” sloganıyla destek verdi. Ardından PEGIDA saldırıların merkezindeki garın önünde toplandı. Nasyonal Demokrat Parti (NPD) sempatizanlarının da aralarında olduğu eylemciler “Tecavüzcü mülteciler (Rapefugees) istenmiyor” pankartlarıyla hükümetin sığınmacı politikasını protesto etti. ekir Bozdağ böyle buyurdu. Diyanet’in önce sayfadan kaldırdığı, bununla yetinmeyip hokus pokus fetvanın yayımlandığı tüm internet sayfasını sonra yok ettiği ve bu “sıfırlama” işlemlerinin ardından komple inkâr ettiği, “Öz kıza şehvet haram mıdır, değil midir?” fetvası için Adalet Bakanı, bula bula “Bu Diyanet’e bir itibar suikastıdır” dedi. Kadın hakları savunucularını delirten, kız çocuğu ana babalarını inciten, kızları potansiyel “ensest kurbanı” haline getiren fetvanın, hukuki yaptırım doğurabilecek içeriği; Adalet Bakanı’nı hiç ilgilendirmiyor. O sade “Diyanet’in itibarı” ile meşgul. Derdi, “Diyanet”i kurtarmak. “Paralelcilerle dinsizler” ki bakan bunları “alçaklar” diye tanımlamış özetle el ele verip, “Diyanet’e itibar suikastı yapıyorlar”mış. Bakan konuyla bunca yakından ilgileniyorsa, birinci ilgi alanının yasa açısından bir değerlendirme yapmak olması gerekmez miydi? “Çocuğun cinsel istismarı” ve “ensest” suç! Bildiğim kadarıyla “cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması” dahi suç... Bunlar suç da bu suçların “normalleştirilmesi” laik hukuk açısından suç değil mi? Hal böyleyken laik T.C.’nin Adalet Bakanı, “Diyanet’in itibarının” peşinde koşuyor. Bu öncelik bile, Türkiye’nin laik devlet olmaktan giderek ne denli uzaklaştığının kanıtı. B Mısır ve ABD’de IŞİD saldırıları Mısır’ın başkenti Kahire yakınlarında Gize kentinde dün trafik bölge amiri ve koruması olan asker IŞİD’in üstlendiği silahlı saldırıda öldürüldü. Saldırı, ülkenin Kızıldeniz kıyısındaki turistik merkezi Hurgada’da iki saldırganın ellerinde IŞİD bayraklarıyla üç turisti yaralamasının ardından geldi. ABD’nin Philadelphia kentinde ise bir polis memurunu ağır yaralayan saldırgan, eylemi IŞİD adına yaptığını söyledi. Polisin içinde bulunduğu otomobile 11 kurşun isabet etti. TSK’nın Başika’da IŞİD ile karşılaştığı iddialarına yalanlama geldi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Irak’ın Musul kenti yakınlarındaki Başika’dan çekmemekte direttiği Türk askerlerine IŞİD’in saldırdığı, Türk askerlerinin saldırıyı geri püskürttüğü ve 18 militanı öldürdüğü açıklamasına yalanlama üzerine yalanlama geldi. Son olarak Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nın devlet televizyonundan yayımlanan açıklamasında şöyle denildi: “Son dönemde Başika’da Türk güçlerine IŞİD’in saldırdığını yalanlıyoruz. Irak toprakları üze 18 IŞID’liyi kim öldürdü? C rinde Başika’da ya da başka yerde Türk güçleri ile IŞİD arasında çatışma çıktığına dair Türk medya organlarında yer alan Türkiye Cumhurbaşkanı’nın sözlerini yalanlıyoruz.” AFP’ye konuşan bölgedeki bir peşmerge albayı, IŞİD’in ateş açtığını ama doğrudan Türk kampını hedef almadığını ve peşmerge tarafından püskürtüldüğünü söyledi. Türk askerlerinin konuşlandığı kampın koordinatörlüğünü yapan eski Musul Valisi Asil Nuceyfi de ilkin “IŞİD saldırmadı, Irak ve ABD güçleri IŞİD’e saldırdı” demişti. Erdoğan Başika’dan çekilmemeyi IŞİD saldırısı üzerinden “Ne kadar isabetli bir karar olduğunu ortaya koyuyor” diye savunurken, Irak Başbakanı Haydar İbadi bir kez daha sert çıktı. İbadi “Buradan Türkiye’ye sesleniyorum. Güçlerinizi Irak’tan çekin. Gelişleri bizim iznimizle olmamıştır, kalışları Irak’ın egemenliğinin ihlalidir. Türkiye’nin çekilmesi için hukuk ve uluslararası yasalar çerçevesinde çaba sarf edeceğiz” dedi. “Diyanet İslamın, huzurumuzun, birliğimizin, kardeşliğimizin, maneviyatımızın hizmetindedir!” diyerek kurumun tartışma üstü “kutsallığını” öne çıkaran Bakan, “şok fetva”ya hiç girmemiş... Sosyal medyadan saati saatine ayrıntılarıyla izlediğimiz bu fetva o zaman nedir? Kimin eseridir? “Bir babanın öz kızına öperken duyduğu şehvet, karısıyla nikâhını düşürür mü?” sorusuna kısaca, “Bazı mezheplerde bunun nikâha bir etkisi yoktur... Hanefilerde kızın annesi babaya haram olur. Ama kız 9 yaşından büyükse...” cevabı verildiyse bu yanıtı kim vermiş ve sonra da yok etmiştir? Yok böyle bir yanıt verilmediyse, Diyanet sitesinden hızla yok edilen o metin nedir? Bu korkunçluğun bir sorumlusu yok mu? Bozdağ sorumluluğu “alçaklar”a yıkmış ve Twitter güzellemesi ile Diyanet’i aklamış... Buna tam işte “kültürel dokunulmazlık/ cultural impunity” diyorlar. Köln’deki yılbaşı tacizi tsunamisini anlattığım dünkü yazımın devamı olarak bugün tam bu “cultural impunity” konusunu yazacaktım ki eşzamanlı olarak Diyanet’in “fetva bombası” patladı. “Skandal fetva” da aslında “kültürel dokunulmazlığa” bir örnek... Kültürel dokunulmazlık, ilk defa Amnesty International (AI Uluslararası Af Örgütü) tarafından “taciz” bağlamında Tahrir’de irdelenmiş. Tahrir gösterilerinde hatırlayacaksınız, çok sayıda kadın “örgütlü toplu tacize” uğramıştı... Köln’de toplu tacizin nasıl olup da şimdi böyle gerçekleştirilebildiğini araştıranlar, Tahrir dinamiğini hatırlatıyorlar. Göçmen statüsündeki insanların Almanya gibi bir ülkede nasıl olup da böyle bir işe cüret ettiklerini açıklarken, olayın kahramanlarının Tahrir örneklemesindeki gibi bir “kültürel dokunulmazlık” evreninden geldiklerini anımsatıyor, AI’a atfen şu tespiti yapıyorlar: “Saldırılar; yasalar ve pratikte kadınlara karşı ağır ayrımcılığın olduğu, bu ayrımcılığın kurumsallaştığı; yetkililerin ayrımcılık ve kadına karşı şiddeti önlemek, cezalandırmak, şiddetle mücadele etmek ve kadın hakları aktivistlerince önerilen taciz karşıtı mevzuatı yaşama geçirmek adına sergiledikleri eksiklikten kaynaklanmakta.” Buna “kültürel dokunulmazlık” altında korunan kadın düşmanlığı deniyor. Bu çok köklü bir zihniyet. Önüne gelen kadını av olarak gören Köln’deki “toplu taciz” zihniyeti ile Diyanet fetvasına damga vuran zihniyetin ne farkı var? İkisi de kadına, her kim olursa olsun, yalnız “cinsel nesne” olarak bakmıyor mu? Fetvadan kim sorumlu? ‘Kültürel dokunulmazlık’ Madaya’ya yardım nihayet gidiyor Suriye’de 40 bin kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığı Madaya kasabası ile Fua ve Kefreya köylerine Kızılhaç yardımının bugün ya da hafta başında ulaşması bekleniyor. Yardım paketi yiyecek, ilaç, battaniye içeriyor. Şam’dan Cenevre için şartlı evet Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Cenevre’deki barış görüşmelerine katılmaya hazır olduklarını ancak görüşmelere katılacak grupların listesini istediklerini açıkladı. İsyancılar uluslararası toplumu Şam’a taviz vermekle suçluyor. Türkiye’ye sığınmacılar için bir eleştiri daha Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye 3 milyar Avro’luk anlaşmaya uymama eleştirisini Avrupa Komisyonu’nun ardından bu kez Avrupa Parlamentosu’nda merkez sağ partilerin yer aldığı Avrupa Halk Partisi Birliği (EPP) dile getirdi. EPP Grubu Başkanı Manfred Weber, Türkiye’nin AB ile imzaladığı sığınmacı anlaşması kapsamında üzerine düşenleri yapmadığını söyledi. Alman basınına konuşan Weber, “Eğer gelecek haftalar içerisinde Türkiye’nin herhangi bir adım attığını ve sığınmacı sayısında kayda değer bir düşüş yaşandığını görmezsek, söz konusu anlaşmayı teste tabi tutmalıyız. Zira sonuçlar umut kırıcı” dedi. Weber, Türkiye kadar sınırlarını kontrol etmekte başarısız olan AB ülkelerinin de eleştirilmesi gerektiğini savunup “Bizlerin de bir örnek teşkil etmemiz lazım” görüşünü dile getirdi. Avrupa Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da, hafta içinde yaptığı açıklamada, Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen sığınmacı sayısının halen çok yüksek olduğunu söyleyip “Yapılacak çok şey var” demişti. Kosova’da hükümet binasını yaktılar Kosova’nın başkenti Priştine’de Sırbistan’la yapılan ve Kosova’da Sırp Belediyeler Birliği kurulmasını öngören anlaşmayı protesto etmek için göstericiler sokağa çıktı. Göstericilerin molotof kokteylleri attıkları hükümet binasında yangın çıktı, polis biber gazı ve tazyikli su kullandı. Otoriterliğe öfke sokağa taştı olonya’da son seçimlerde tek başına iktidara gelen muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) Anayasa Mahkemesi reformunuyla yargı bağımsızlığını kısıtladıktan sonra kamu televizyonlarının yönetimlerini hükümete bağlayan yasayı meclisten geçirmesi halkta öfkeye dönüştü. Başkent Varşova ve ülke genelindeki 16 kentte Demokrasiyi Savunma Komitesi’nin (KOD) çağrısıyla protesto gösterileri düzenlendi. Binlerce kişinin katılımıyla yapılan gösterilerde “özgür medya” sloganları atılırken, bazı göstericiler eyleme VEFAT Canımız P İran’da muhalif şair tutuklandı İran muhalif şair Hila Sedighi’yi BAE seyahati sonrasında tutukladı. İktidarı eleştirmeye cesaret eden yazarlara verilen Hellman/Hammett ödülü sahibi şair, muhalif Yeşil Hareket’e destek verdiği için dört ay hapis cezası almıştı. ağızlarını bantlayarak katıldı. Öte yandan Avrupa Birliği, Polonya halkını yalnız bırakmış gibi gözüküyor. Avrupa Komisyonu’dan PiS’in icraatlarıyla ilgili dün “Konuyu fazla büyütmeyelim” tepkisi geldi. Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, Polonya’nın birlik içindeki oy verme yetkisinin askıya alınması önerisini “gerçekleşmesinin olasılık dışı” diye reddedip “Polonya ile dostane ve iyi ilişkilere sahip olmamız gerek. Bu nedenle yaklaşımımız yapıcı olacaktır, Polonya’yı bu konuda hırpalamayacağız” dedi. AYKA SUNKAR ebediyete intikal etmiştir. Cenazesi 10.01.2016 Pazar günü (bugün) öğle namazını müteakip Kuzguncuk Camii’nden kalkacak ve Anadolu Hisarı Göksu Mezarlığı’nda defnedilecektir. AİLESİ C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear