21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 6 Eylül 2015 haber TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Türkeş’e babasının partisinden ihraç Başesgioğlu: 1 Kasım’da aday değilim HP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, sürpBaşesgioğlu riz bir kararla 1 Kasım’da yapılacak milletvekilliği seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı. Başesgioğlu’nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştüğü, Bahçeli’nin de kararı kendisine bıraktığı öğrenildi. Başesgioğlu Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “7 Haziran öncesinde de parti yetkilileriyle görüşmüş ve ‘Bu seçimlerde son kez aday olacağım’ demiştim. Bazı görevlerin de sonu vardır. Ama siyasete devam etmemek mümkün değil” dedi. Parti kulislerinde Başesgioğlu ile İstanbul İl Başkanlığı arasında 7 Haziran seçimleri öncesinden bu yana “soğuk rüzgarlar” estiği, bu nedenle Başesgioğlu’nun seçimlerde Genel Merkez tarafından yeniden aday yapılmayacağı ileri sürüldü. l SELDA GÜNEYSU 6 ‘Kimse beni MHP’den atamaz’ diyen Tuğrul Türkeş ihraç edildi. MHP, Türkeş’in ihracıyla 79 milletvekiline düştü ve parlamento temsilinde son sırada yer aldı. eçim hükümetinde Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenen, “Kimse beSELDA ni MHP’den ataGÜNEYSU maz. MHP benim babamın partisidir” diyen Tuğrul Türkeş, “babasının partisinden” ihraç edildi. MHP Merkez Disiplin Kurulu’nun (MDK) Türkeş’in ihracı ile ilgili gerekçeli kararında “Türkeş’in partiyi şahsi menfaatlerine alet etmesinin (Başbakan Yardımcılığı görevi üstlenmesinin)” yanı sıra 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra “parti yetkililerinin bilgisi olmadan” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme de yer aldı. Türkeş’in ihracıyla birlikte MHP’nin Meclis’teki milletvekili sayısı 79’a inerken, MHP böylece, HDP’nin gerisine düşerek, parlamentodaki 4. parti oldu. . “Ben partimi iktidar yaptım” diyen Türkeş’in ihracı ayrıca MHP’yi de “iktidardan etti.” Türkeş, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, “Bana laf edenler 2 sarhoş, 35 çakal. Kimse beni partimden atamaz. Ey bre gafiller, devlet düşmanları cirit atarken namlularını bana yöneltmeniz hangi terbiyeye sığar...” demişti. Türkeş, kendisiyle ilgili ihraç istemi için de Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye 4 Ekim’de olağanüstü kurultay çağrısında Bırakın şu İslami tutucuların oyunu alma masalını... aşından beri CHP’ye iteklenen bir politika var: “İslamcıların oyunu nasıl alacaksınız? Mutlaka o kesime de yönelmelisiniz, onlara mesaj vermelisiniz, yoksa CHP ağzıyla kuş tutsa iktidar olamaz” falan filan... Artık şu ünlü İhsan Özkes olayından sonra şimdi kesin konuşacağım: Bırakın bu masalları, bu politika önerisi hem siyasi öngörüsüzlüğün hem de CHP’ye karşı arsızlığın, üstten bakışın bir dışavurumu, dayatmasıdır. İhsan Özkes makul siyasi duruşuyla ilginçti. CHP’ye siyasete davet edilişi de destek gördü. CHP’nin “İslami kesime”, daha doğrusu yeri yurdu belli siyasal dinci kesimlerden oy beklentisi politikasına hep karşı çıktım. Bir boş hayalin partiye satılması ve bunun getirdiği erime olayı! Kimler bu amaçla partinin vitrinine, Meclis koltuklarına konmadı ki.. Hepsi rüzgâr gibi geçti! İşte şimdi de İhsan Özkes’le, politik olarak tam 180 derece farklılaşmış bir kimlikle karşı karşıyayız. Üstelik CHP’ye karşı siyasi kullanıma açık bir yapı! Özkes’in partiye eleştirileri olabilir. Kimin yok ki! Dün “Saray”a, hem de “Peygamber olsaydı..” diyerek demediğini bırakmayan bir karakter, bugün “Peygamber olsaydı” diye koşa koşa gidiyor. Tümünün, eylemlerinde Allah’ı ve Peygamber’i kullanmak kemiklerine işlemiş. Dün İstanbul Validebağ korusundaki inşaata “Maalesef koruya göz diktiler, bu gibi yerleri betonlaştırmak için cami kartını kullanıyorlar” diyen bir kimlik, bugün “Validebağ korusuna camiye ihtiyaç var” diyebilmektedir. İktidar mı ona kancayı taktı ve onu siyasi kimlik değişimine uğrattı veya o mu iktidarın trenine atladı bilemem. Bu yazdıklarım olayın, insan karakterine ilişkin lafügüzafı. Biraz daha nesnel ve politik olacağım şimdi.. İhsan Özkes dersleri S M bulunmuş ve “Benim hakkımda ihracı, partililerim, ülküdaşlarım ve delegeler versin” ifadelerini kullanmıştı. Türkeş’in açıklamalarının üzerinden 24 saat geçmeden Merkez Disiplin Kurulu, dün sabah saatlerinde kararını verdi. Türkeş’i partiden ihraç etti. Türkeş’in ihracı ile ilgili partiden yapılan yazılı açıklamada, “MHP Tüzüğü’nün 79. ve 81. maddeleri uyarınca tedbirli olarak kesin çıkarma cezası ile cezalandırılması istemiyle MDK’ye sevk edilmiş bulunan Tuğrul liğinden ‘kesin çıkarma’ cezası ile cezalandırılmasına, oybirliği ile karar verilmiştir” denildi. MHP yönetimi, hakkındaki ihraç istemi sonrasında “Kimse beni MHP’den atamaz. MHP benim babamın partisidir” diyen Türkeş’e bu kararla “babanın partisinden ihraç ettik” mesajını da vermiş oldu. l ANKARA B cılık karakterine oy veriyor. Yarın yüzde 30’a inerse, yarısı da yüzde 15 edecek. Hırsızlık, yolsuzluk, kayırma, para transferleri, lüks, saray müthiş harcamalar, özgürlük, ateş ve kan politikaları... Hiçbiri onlar için önemli değil... Bu 20’lik kesim, İslamcılığın ve din kaynaklı muhafazakârlığın ana tabanı. CHP’nin bu kesimin oyunu çekebilmek için yapacağı hiçbir şey yoktur. Bugüne kadar da, abartarak yazayım, tek bir oy almamıştır. CHP kitle partisidir, evet ama her partinin durduğu bir siyasal ve sosyal bir zemin vardır. CHP bir kent partisidir, özgürlükleri genişletecek, dini siyaset için kullanmayacak bir ileri demokrasi partisi, Türkiye’nin muhafazakâr yapısını çözecek ekonomik ve sosyal politikalar uygulayarak, bu dinci partilerin de seçmen üzerinde etkisini azaltmalı. CHP bu açıdan topluma öncülük yapmak zorunda. 5 milyon lira tazminat istedi alyoz davası kapsamında tutuklanan en yüksek rütbeli asker olan Balanlı ve 3 yıl cezaevinde kalan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, 5 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Avukat İlkay Sezer mahkemeye verdiği dilekçede, “Müvekkilim Hava Kuvvetleri Komutanı olmasına 3 gün kala tutuklanmıştır. Hava Kuvvetleri Komutanı olması engellenmiştir” dedi. Türkeş hakkında düzenlenen disiplin soruşturması dosyası 05.09.2015 tarihinde münderecatı müzakere edilmiş, yapılan müzakereler sonucunda gizli oylamaaçık tasnif usulü ile oylama ve sayım yapılarak; Çankaya İlçe Teşkilatı üyesi Türkeş’in parti üye B ugün gazetesi yazarı Yavuz Baydar hakkında Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle kamu davası açıldı. Baydar’a, Bugün gazetesinde 14 Ağustos’ta, “Tek hedef var artık; Sorunlu İktidarı Uzattıkça Uzatmak”  ve 17 Ağustos’ta “Değişmiştir derken sistemi çö Baydar’a Saray’a hakaret davası B kertmek ancak böyle olur” başlıklı iki yazısı nedeniyle dava açıldı.  Söz konusu yazılarında Baydar’ın Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi kapsamında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu işlediği ileri sürülüyor. Baydar, “hakaret” suçlamasını kabul etmeyerek, “Nefret söylemiyle mü cadele adına sayısız yazı yazdım. İşim gereği eleştiri ve hakaret arasındaki sınırı gayet iyi bilirim. Dolayısıyla, içinde Cumhurbaşkanı’ndan ‘Sayın’ sıfatıyla söz edilen ve eleştirel görüşlerden bir alıntının yer aldığı bu iki yazıda hangi mantığa göre hakaret bulunmuş, anlamakta güçlük çekiyorum” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Geçen gün bir toplantıda, yine konu gündeme geldi ve CHP’nin “İslamimuhafazakâr kesime açılmasının zorunlu olduğu” öne sürüldü. Çünkü AKP seçmeninin yüzde 50’si, “dini muhafazakâr” parti olmasını oyuna neden gösteriyor. AKP’nin oyu yüzde 40, demek ki bunun yüzde 20’si İslam Yüzde 20’ye göz dikmenin politik hafifliği Bakın şimdi, Amerikan Protestanlarının “zeki yaratıcılık” dini akımının da uluslararası destekçilerinden, “bağımsız Müslüman” Mustafa Akyol attığı tweet’te ne diyor (yazdığı gibi alıyorum): “CHP’nin önündeki ASIL mesele MUHAFAZAKÂR DİNDARLIK ile barışıp barışamayacağıdır.” CHP’ye işi gücü, siyaseti, seçmeni falan bıraktırıp önüne “muhafazakâr dindarlık” gibi çözmesi gereken temel bir sorun koyuyor. Bu bir yönüyle de CHP’yi eritme politikası. Dinci siyaset şöyle bir söylemle ortaya çıkmaya başladı, özetle: Burası Müslüman bir ülkedir. Bütün partiler Müslümandır, İslami politikalar izlemek zorundadır. Allah din temelinde politika yapmalıdır. Bu önkabul ilkeden sonra, partiler arasında sosyal, ekonomik politikalar konusunda ayrım başlayabilir. İran tam böyledir. Rejime iman etmeyen hiçbir parti seçime giremez. Önce “iman et” sonra siyaset yap... Bunlara “kardeşim bırak CHP’nin yakasını, sen git AKP’yi adam etmeye çalış” diyesi geliyor. Ülkeye daha hayırlı bir iş yapar. CHP kendi işine, kitlesine, topluma baksın. Vitrini de buna göre yeniden düzenlesin. Asıl mesele muhafazakâr dindarlıkmış! C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear