20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 24 Eylül 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 18 arih yazmak belli ki tarih atmak [email protected] kadar zevkli ve kolay. www.ahmettan.com Dün yine yazdı. Bir dönem, komünizmin kâbesi Moskova’da cami açılışı yaptı. Ayrılık sevdaya, arife günü de bayrama dahildir. Bayram dinen ne kadar mukaddes ise seçim kampanyası da siyaseten o kadar kutsal! Marifet ikisini birleştirmekte... Siyaset yetmedi, dinsel etkinliğe siyaset yetmedi, bir de uluslararası diplomasiyi ekledi. Soluna Putin’i, sağına Filistin lideri Mahmut Abbas’ı aldı; etmesi ise tam bir takdiri ilahi. Suriye’yi, Suriyelileri konuştu; iyi de Yaşasın Tolstoy! yaptı. Rusya’nın (ve Avrupa’nın) en büyük camisiBu tür itiraflara sahne olacaksa yaşasın cami açıni açtı. lışları. Elbette nutuk atmayı da ihmal etmedi. HHH Ruslara, Hz. Muhammet’i pazarlamak ayıp olaİçerideki cami sayısını Diyanet, “86 bin 106” dicaktı. Lev Tolstoy’u tercih etti. ye ilan etmişti. Daha önce Tass Ajansı’na demeç vermişti: Çoğunu hayır sahipleri yaptırıyormuş. “Gençliğimde Dostoyevski okumuştum” (22.10. Yurtdışındakilerin parası halkın vergilerinden... 2013). İlhamı ise ne yazık ki daha çok tarikatlerden, ceDün Tolstoy’u da kıraat ettiğini ilan etti: maatlerden. “Tolstoy diyor ki, hayatta en önemli uğraş iyiliktir. Bir dönem Avrupa’da “Milli Görüş”çülerin, “KapBir hikâyesinde de ‘art niyetle’ yakılan ateşin, o evle lancıların” açtığı cami bizim Diyanet’ten fazlaydı. birlikte tüm köyü de yok edebileceğini, söylüyor”. Bu yarışa daha sonra Gülen de katıldı. Helal olsun! Veee... İtibardan tasarruf olmaz, entelektüellikte tevazu Tayyip Bey, ilk kez AKP’nin bu yarıştan yenik çıhiç olmaz. kacağını Güney Afrika’da Nizamiye adlı caminin “Art niyetle yakılan ateş” alıntısı cehennemi bir açılışında, fark etti. gerçeğin itirafı gibi... Resmi ziyaret için Johannesburg’da bulunduğu Mesela “başkanlık saplantısı” da bir tür art niyet. halde açılışa gitmedi. Bu yüzden yakılacak ateşin tüm ülkeyi sarabileCuma namazını ayrı bir camide kıldı. ceği uyarısı ise tam isabet! HükümetHizmet arasındaki ölümcül rekabet ilk Bu gerçeği Moskova Merkez Camisi önünde ilan T Hâkimeye göre: ‘Kürt yok Ermeni var’ erbiyesiz, edepsiz” diye bağırmaya başladı kürsüde oturan hâkime, kendini kaybetmişti. “Kürt yok, Türksünüz. Kürtçe diye bir şey yoktur, bu devletin okullarında okuyup ekmeğini yediniz. Türkçe konuşun, devlete ihanet etmeyin. Teröristsiniz, ihanet ediyorsunuz. Ermenisiniz” diye devam etti. Onu çileden çıkaran “Kürtüm kendimi daha etkin ifade etmek için anadilim olan Kürtçe ile konuşacağım. Onun için Kürtçe tercüman talebinde bulunuyorum” diyen Hamza Bulut’tu. Sadece Hamza da değil onunla birlikte olan 25 arkadaşı daha aynı talebi dile getirmişti. Hamza Bulut, “Evet, Ermeni, Türk, Arap, Kürtüz ve buradayız. Kendimizi anadilimizde savunacağız” deyince hâkime S. A. hızını alamayıp bu kez salondaki askerlere döndü: “Atın bunları dışarı. Her gün yanınızda arkadaşlarınızı öldürüyorlar, polislerimizi öldürüyorlar, ben kadın halimle bunlarla burada mücadele ediyorum. Siz orada yayılıp seyrediyorsunuz, bunlar da Ermeniler gibidir. Önü şimdiden alınmasa kim bilir nasıl olur...” Tam üç gün boyunca karşısına çıkan Selman Gülbahçe, Sait Tiryaki, Abdurrahman Sever’in de aralarında olduğu onlarca sanığa aynı tutumunu sürdürdü... İlk gün soğukkanlılığını koruyan asker bir gün sonra hâkimenin sözleriyle tutukluların kollarını bükerek salondan çıkardı. Erzurum H Tipi Cezaevi’nde kalan 100’den fazla tutuklu 25 Temmuz’da Suruç’ta yaşanan katliamı protesto için iki günlük açlık grevi yapmaya karar vermişti. Cezaevi idaresi tutuklulara disiplin cezası olarak bir ay etkinliklerden men cezası verdi. Tutuklular cezaya itirazda bulundular. O gün o itiraz için Erzurum 1. İnfaz Hâkimliği’ne ifadeye gitmişlerdi. Bizzat adalet dağıtıcısı tarafından karşılaştıklarını iddia ettikleri bu ayrımcı ve ırkçı tavır karşısında suskun kalmadılar. Hem kendileri HSYK ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu hem de İHD Erzurum Şube Müdürlüğü’ne gönderdikleri mektuplarla hukuki ve demokratik mücadeleleri için destek istediler. Erzurum İnsan Hakları Derneği Başkanı Medeni Aygül, tutuklu ve hükümlülerin kendilerine gönderdiği mektuplarla birlikte Adalet Bakanlığı’na ve HSYK’ye başvurarak iddiaların ivedilikle ve titizlikle araştırılmasını istedi. Hükümlülere siyasi düşünceleri ve anadillerinden dolayı ayrımcılık uygulayıp hakaret ettiği iddia edilen hâkime S. A. hakkında gerekli soruşturma ve cezai işlemin başlatılmasını istedi. Mahkemelerde anadilde savunma yapılmasına olanak sağlayan yasa 24 Ocak 2013’te kavgalı bir oturumda Meclis’ten geçmişti. Yasaya göre Kürtçe savunma yapmak isteyen tercümanını seçip ücretini ödeyerek savunmasını yapabilirdi. Görünen o ki AKP hükümeti sadece çözümü buzdolabına kaldırmamış, anadilde savunma hakkı da çözümün yanına buzdolabına konmuş. Hâkimenin iddia edilen “Bunlar da Ermeniler gibi” sözlerini yakın bir zamanda Cizre’de 8 gün süren sokağa çıkma yasağı sırasında polis anonslarında da sık sık duymuştuk. “Hepiniz Ermenisiniz, hepinizi geberteceğiz” anonsları Cizre sokaklarında günlerce yankılanmıştı. Cumhurbaşkanı’nın danışmanı anayasa profesörü Burhan Kuzu’nun “Gebertilen teröristlerin muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Görülecektir ki önemli bir bölümü sünnetsiz” yaklaşımını da bunlara ekleyelim. Devletin güvenlik görevlilerine ve adalet yetkililerine göre her Kürt aslında Ermeni. Eskiden “Kürt yok, Dağ Türk’ü” vardı. Şimdi gele gele, “Her Kürt PKK’lidir, her PKK’li Kürt de Ermenidir” noktasına vardık. Eski Türkiye’nin “Komünistler Moskova’ya”sı, “Yeni Türkiye”de “Kürtler Ermenistan’a”ya dönüşürse şaşırmayın. 24 EYLÜL 2015 SAYI: 32859 Tolstoy’un ruhuna da fatiha... “T kez su yüzüne çıktı. Ama bu konuda tek satır haberyorum çıkmadı. Ayıptır söylemesi bu durum ilk kez bu naçiz köşede yazıldı. Ayakkabı kutularına uzayacak olan 1724 Aralık süreci G. Afrika’da başlamış oldu. Bayram ve Moskova Camisi vesilesiyle o yazıdan bir parça: “Başbakan’ın, 35 Ekim 2011 tarihli Güney Afrika gezisi İktidarCemaat ‘rekabeti ve garabeti’ni görünür hale getirdi. Ama Türkiye’den pek fark edilemedi. ‘Ali Bey’ diye bilinen çok zengin çok güçlü bir Cemaat ehlinin büyük katkılarıyla Selimiye Camii benzeri Nizamiye Camii açılışı yapılacaktı. Ama Erdoğan, Cemaat’e tatsız bir sürpriz yaptı. Açılışa gitmedi. Cumayı daha mütevazı bir camide kılmayı tercih etti. Etkisi hâlâ taze başka düş kırıklıkları da var... (...) Afrika ülkelerine hükümetin Büyükelçilikler ile THY’nin yeni uçuş hatları açması aslında ‘Cemaatin paralel yapılanması’nı denetlemek için. Ama tam tersi sonuç veriyor. (...) İki tarafın da tek amacı var: Daha fazla mevzi kazanmak ve güçlenmek! Gülen’in önü arkası çok sağlam! Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkma sevdasının ise tek nedeni var: ‘İktidarına Cemaati ortak etmemek!’” HHH Kurbanlıklar dışında “kurbansız” nice Kurban Bayramlarına barış ve sağlık içinde ulaşmak dileğimle... ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY Kızı ikinci kez istemek caksın! Ne oldu? Altı ay önce bizden kız isteyen o adam var ya... Elinde bir buket, bir kutu, utanmadan arlanmadan kızı yeniden istemeye gelmesin mi? Ona iyi bir ders vermeliyim! Dur Celal, önce olanları dinle. Melahat Hanım, kocasına, başına gelenleri anlattı: Peşine acayip kılıklı bir sürü adam takmış gelmiş. İçeri almadım. Kapıdan konuştum, sordum: “Bunlar kim?” Eski imparatorlukları temsil ediyorlarmış. Kendisi neyi temsil ediyormuş? Onun neyi temsil ettiğini hepimiz biliyoruz; sormam gerekmedi. Herif bizim kıza Kemal’in de talip olduğunu duymuş. “Bilmiyor musunuz? O kaçak taksi çalıştırır” dedi, sonra ekledi: “Afedersiniz hem de Ermenidir.” “Bizce Ermeni ya da Japon olması fark etmez” dedim, “Size benzemesin yeter.” Adam ne dersen de, anlamıyor, durmadan konuşuyor. TV olsa kapatacağım: “Şimdi beni iyi dinle” dedi, “Kızına som altın gerdanlık takmak isterim. Şu kutuda cevabını bekliyor. Sonra siz müstakbel kayınvalidemi Erzurum’dan, muhterem eşinizi de Edirne’den ilk sıradan aday göstereceğim.” Yanıtladım: Bunca yıllık evliliğimizde birbirimizden hiç ayrılmadık; birimiz Edirne’de diğerimiz Erzurum’da... İmkânsız olmaz. Ben eşimden uzakta kalamam. Hem bütün bunlar gereksiz: Kızım seni istemiyor; biz de istemiyoruz. Hemen buradan uzaklaş, yoksa polis çağırırım. “Bak” dedi, “evin çevresinde benimle gelmiş üç bin polis var; hangisini istersen buyur çağır!” Tepem attı, “Seni damat yaptırmayacağız!” dedim. Tehdit etti: “B, C, D hatta yumuşak g planlarım var, görürsünüz!” Celal Bey dayanamadı: Ben de ona gösteririm! HHH Melahat Hanım, gününü büyük sıkıntıyla geçirdi, akşamı güç buldu. Eşi geç geldi: Ne oldu kuzum söyle. Hallettim; bir daha bizi rahatsız etmez. Aferin, nasıl hallettin? Bana bak dedim, “bu mahallede GEZİ’den beş çocuk var. Hepsini şimdi buraya çağırırım!” Prompterini kaybetmiş spiker gibi kekelemeye başladı; “Artık yalvarsanız gelmem semtinize” dedi, sonra “Senin kızını isteyeceğime...” diye başlayan bir cümle söylemeye başladı... Devamını anlamadım. Neden? Telefonunu elinden düşürmüş olmalı. Kontrollü patlatılan boş çanta sesi gibi kof bir gürültü... Sonra başka bir şey işitilmedi. Melahat Hanım, kaç yıldır böyle sevinmemişti. “Gel” dedi kocasına, “Samatya’da kilisenin orda bir lokanta vardı. Adı neydi? Oraya gidelim, rakının en iyisini açtırıp kurtuluşumuzu bir güzel kutlayalım!” M elahat Hanım, o gün öğleden sonra eşini işyerinden aradı: Celal, şimdi duyacaklarına şaşa Kürtler Ermenistan’a! Kaçaktan vergi alınır ama gider kabul edilmez… ergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.” Vergiyle uğraşanlar bu cümleyi iyi bilirler. Vergi Usul Kanunu’nun 9. maddesi hükmüdür. Bu hüküm, üstatlar tarafından da kısaca şöyle anlatılır: Örneğin, eroin kaçakçılığından bir kazanç elde edilmiş olsun, devlet tarafından da bu kaçakçılık tespit edilmiş olsun. İşte devlet o kazancın vergisini alır. Yani kaçak faaliyetten elde edilen kazançların da vergisi alınır. Tersi durum geçerli değildir. Kaçak faaliyet bir gider ya da maliyet oluşturursa bunu elde edilen kazançtan düşmek mümkün olmuyor. Bu çerçevede verilen bir özelge ilgi çekici. Aslında vahim durumları ve sonuçları ifade eden bu olayı vergisel açıdan irdeleyelim. Taşımacılık işi ile uğraşan bir mükellef ne yazık ki motorin yerine 10 numara yağ kullanmak zorunda kalmış. Faturasını almış, defterine kaydetmiş. Mükellef o kadar zor durumda ki, ekmek teknesinde akaryakıt olarak 10 numara yağ kullanmak zorunda kalıyor. Bu durum tespit edilince kullanılan madeni yağa motorin muamelesi yapılıyor ve gerekli ÖTV tahsil ediliyor. Buraya kadar sorun yok. Mükellef, fatura ile satın alıp taşıtında kullandığı 10 numara yağın gider ya da maliyet olarak kabul edilip edilmeyeceğini Gelir İdaresi’ne soruyor. Gelir İdaresi cevabında, akaryakıt olarak kullanımı 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre kaçakçılık suçu kapsamında değerlendirilen 10 numara yağa ilişkin harcamaların, fatura karşılığı olsa dahi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesine göre ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığını söylüyor. (Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 19.12.2014 tarih ve 2695 sayılı özelgesi) Öncelikle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde, kaçakçılık suçu kapsamında değerlendirilen harcamaların gider olarak kabul edilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, bu madde, kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili tüm harcamaların gider olarak kabul edileceğini net olarak söylemektedir. Kaçaktan elde edilen kazançtan vergi alınacağını kanun söylemiş. Kaçakçılık suçu kapsamındaki harcamaların gider kabul edilmeyeceğini ise söylememiş. O halde bu özelgeye katılmak mümkün değil. Kimse, ekmek teknesinde 10 numara yağ kullanmak zorunda kalmasın. Böyle bir vergi sorunumuz da olmasın. İyi bayramlar... “V SOSYAL GÜVENLİK Yıpranmaya tabi işlerde erken emeklilik? SGK uygulamasında “yıpranmaya tabi işler” olarak tabir edilen ve fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki çalışması olan kişilere emeklilik açısından bazı avantajlar sağlanmaktadır. Bu husus, 5510 sayılı kanunun 40. maddesinde belirtilen hükümler çerçevesinde yürütülmektedir. Bu kapsamdaki işlerde çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında işin niteliğine 6090 veya 180 gün, fiili hizmet süresi zammı olarak eklenmektedir. 360 günden eksik sürelere ait fiili hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiili hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenmektedir. İşyerinin fiili hizmet zammı kapsamında olmasının yanı sıra çalışanın da fiilen bu işi yapması gerekmektedir. SGK, 17 Eylül 2015 tarihinde yaptığı duyuru ile fiili hizmet süresi zammı kapsamında çalışan ve çalışmayan sigortalıların bildirimlerinde yapılan uygulama hatalarının önüne geçilebilmesi amacıyla, ebildirge programlarında değişiklik yaparak konuya açıklık getirdi. Bu anlamda SGK’nin ebildirge programında yaptığı değişiklik ile SGK’de tescilli olan işyerlerinin iş kolu kodu tablodaki kodlara uygun olmaması halinde fiili hizmet zammı kapsamında bildirilmesi engellenmiş oldu. İşverenlerden, işyerinde fiili hizmet zammına tabi faaliyetleri olmasına rağmen iş kolu kodları fiili hizmet zammına tabi bildirge vermeye elverişli olmayanlar, öncelikle bağlı bulundukları vergi dairelerinde mevcut olan NACE kodlarını fiili hizmet zammına uygun hale gelecek şekilde düzeltmeleri ve yapılan düzeltme sonucu SGK’ye müracaat ederek NACE kodu değişikliğini yaptırmaları gerekmektedir. Bu düzeltme sonrası gerekli bildirimler yapılmaya devam edecektir. Sigortalının fiili hizmet zammı kapsamında çalışmasına rağmen, işverenlerce bu durumu kanıtlayan belge sunulamaması durumunda işverenin talebi doğrultusunda konu SGK denetim elemanlarınca incelenerek, işyerinde fiili hizmet zammına tabi çalışma olup olmadığı ve kaç gün çalışıldığına dair tespit yapılıp tespit sonucu da sisteme tanımlama yapılabilecektir. Şunu da belirtmekte yarar var ki; ağustos ayına ait bildirge verme süresi 28 Eylül 23.59’a kadar uzatılmış olmasına rağmen duyurunun 17 Eylül 2015 tarihinde yapılmış olması nedeniyle bu sorunu yaşayan işverenlerin sorunları zaman kısıdı ve idari izin nedeniyle çözüme kavuşturulamamaktadır. Gider olamıyor! İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NACE kodu! Hüküm yok! ŞANS TOPU İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.19 05.05 05.30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.46 13.03 16.25 06.30 12.48 16.10 06.54 13.10 16.33 02, 08, 22, 24, 27 + 4 5+1 BİLEN: 697 bin 888 TL (Devir) 5 bilen: 3 bin 673’er TL 4+1 bilen: 339.20’şer TL 4 bilen: 35.75’er TL 3+1 bilen:19.90’ar TL 3 bilen: 4.30’ar TL 2+1 bilen: 5.90’ar TL 1+1 bilen: 3.30’ar TL Akşam 19.09 18.53 19.15 Yatsı 20.28 20.1 1 20.31 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear