22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 18 Eylül 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 4 Terörün altından halıyı çekmek 1 Temmuz 1959’da kurulmuş olan ETA için söylenen şu söz çok ünlüdür: ETA’yı kuran Franco’dur. Gerçekten de, ETA’nın can bulmasına neden olan, İspanyol diktatörü Franco’nun özellikle Bask ülkesi üzerinde daha da yoğunlaşan zulmüdür. Franco’nun zulmü sayesindedir ki, ETA İspanya içinde olduğu gibi, bütün dünyada destek bulmuş, kuruluşun cinayet işleyen bir terör örgütü olduğu bile neredeyse unutulmuştur. Ama ne zaman ki, Franco’nun baskısı yok olmuş, Baskların talepleri demokratik ortamda dile getirilip tartışılmaya koyulunmuş, ETA da içeride ve dışarıdaki desteğini yitirip gerçek yüzüyle algılanmaya başlanmıştır. Örgütün militanlarından, Franco rejimi tarafından idama mahkum edilip son anda kurtulan, ama daha sonra teröre karşı tavır aldığı için bu defa ETA tarafından ölüm cezasına çarptırılan Mario Onaindia, ilk kez cezaevinde, demokratik yollarla bir şeyler elde edilme olanağını gördüğünde şiddeti sorgulamaya başladığını anlatıyordu. HHH 1974’te, Öcalan tarafından kurulan ve sesini on yıl sonra duyuran PKK için de şunları söylemek yanlış olmasa gerek: PKK’nin gelişmesini, yandaş bulmasını sağlayan 12 Eylül ve Evren olmuştur. Gerçekten de, Evren patronajındaki 12 Eylül’ün zulmü ve ünlü Diyarbakır Cezaevi, PKK’ye katılımları sağlayan baş etkenlerdir. PKK’nin düpedüz bir terör örgütü olmasına ve kanlı cinayetlerine karşın, kimi çevrelerde destek bulması, bir anlamda neredeyse meşru görülmesinin nedeni, Kürtlerin kabul görmeyen ve dile getirilmesi hoş görülmeyen, hele hele 12 Eylül ile tümden baskı altına alınan kimlik taleplerinin ve kültürel isteklerinin gündeme getirilmesini sağlamış olmasıdır. PKK’nin terör örgütü olduğunu ileri sürünce kimilerinden şu yanıtı alıyordunuz: Evet, ama yadsınan Kürt sorunu da gündeme ancak onun sayesinde gelebildi. Çok basit bir mantık bile, teröre kimi çevrelerden yönelen hoşgörünün önlenmesinin bu olgunun ortadan kaldırılmasıyla sağlanacağını anlamaya yeterliydi. Kürt kimliğinin demokratik biçimde kabulü, Kürt sorununun ve taleplerinin demokratik ortamlarda tartışılması, tıpkı ETA örneğinde görülen gelişmeyi sağlayacak, terörün ayağının altından halıyı çekme sonucunu doğuracaktır. HHH Şimdi şöyle bir soru geliyor akla: Peki, bu durum terörün tümüyle durmasını sağlar mı? Bilmeliyiz ki, bu sorunun yanıtı hayırdır. Terör yine sürer. Çünkü terör bir kez başladı mı, kendisini doğurduğunu ileri sürdüğü nedenlerden bağımsız olarak sürer gider. Ama bir kez terörü ortaya çıkaran ve desteklenmesine neden olan nedenlere demokratik yöntemlerle, eğilmeye başladınız mı, artık terör toplumsal desteğini, kimileri nezdinde var olan, bir anlamdaki meşruiyetini kaybeder, izole olur, marjinalleşir ve sonra yavaş yavaş söner. İşte yapılması gereken budur. Bunun için de her şeyden önce demokrasi gerekir. Herhalde, terörün ayağının altından halıyı çekmek, bugünkü iktidarın benimsediği yöntemlerle olmaz. Tayyip Bey’in bir türlü anlamadığı da budur. Bunu anlamayınca da, kendisini terörle mücadele ettiği için değil, bunu doğru ve etkin demokratik yöntemlerle yapmadığı için eleştirdiğimizi tabii ki hiç anlamıyor. ABD’de 14 yaşındaki Müslüman öğrencinin ders için yaptığı dijital saatin bomba sanılarak gözaltına alınması ve ardından ABD Başka Dersimiz demokrasi nı Barack Obama tarafından Beyaz Saray’a davet edilmesi, katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan ve 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılan lise öğrencisi 17 yaşındaki M.E.A’yı akıllara getirdi. 3 İ Kİ İŞTE İN C GEN YESİ HİK ABD’de yaptığı saat bomba sanılınca gözaltına alınan 14 yaşındaki genci Obama Beyaz Saray’a çağırdı BD’nin lise öğrencisi 14 yaşındaki Ahmed Muhammed, evde yaptığı alarmlı saati öğretmenine göstermek için okula getirdi, saat bomba sanılınca polis tarafından gözaltına alındı. Kelepçelenen, çocuk cezaevine götürülen, sabıka fotoğrafı çekilen ve sorgulanan Mohammed kendini bir anda İslam, göçmenlik ve etnik köken tartışmalarının arasında buldu. Kelepçeliyken çekilen fotoğrafta üzerinde NASA yazan tişörtüyle dikkat çe Türkiye’de Erdoğan’a hakaret ettiği öne sürülen 17 yaşındaki gence 11 ay 20 gün hapis cezası verildi onya’da 23 Aralık 2014’te “Kubilay ve Devrim Şehitleri”ni anma töreninde yaptığı konuşmada, gündemdeki yolsuzluk olaylarından bahsederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği ileri sürülen lise öğrencisi M.E.A, okulundan alınarak çıkarıldığı mahkemede tutuklanmıştı. Mahkeme, M.E.A’nın avukatının “adli kontrole alınsın, tutuklamasın” yönündeki itirazını, “Suça sürüklenen çocuğun kurallara riayet edeceği yönünde vicdani ka A ken Mohammed’e sosyal medyada büyük destek verildi. En büyük destek ise ABD Başkanı Barack Obama’dan geldi. Twitter’dan “Güzel saat Ahmed, onu Beyaz Saray’a getirmek ister misin? Senin bilimi sevdiğin gibi daha çok çocuğa bu konuda ilham vermeliyiz” diye mesaj atan Obama, Mohammed’i Beyaz Saray’da yapılacak Astronomi Gecesi’ne davet etti. 19 Ekim’deki etkinlikte bilim insanları, mühendisler, öğretmenler ve öğrenciler yıldız gözlemi yapacak. K naatin oluşmaması nedeniyle” reddetmişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu kararı “Kim olursa olsun, cumhurbaşkanının makamına saygı göstermesi gerekir” diye değerlendirmişti. Cezaevinde iki gün kaldıktan sonra serbest kalan M.A.E, yargılama sonunda 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, M.E.A. ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ayrıca 3 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi. l Haber Merkezi ‘Erdoğan’ı aldattılar’ özüm sürecinde “sonun başlangıcı”nı hazırlayan Dolmabahçe zirvesi sonrası “masanın dağılmasıyla” ilgili HDP’li üst düzey bir yetkilinin verdiği bilgi, sürece tartışma yaratacak yeni bir boyut kazandırdı. HDP’li kaynağın verdiği bilgiye göre, DolAYŞE mabahçe zirvesiSAYIN nin “her aşaması hakkında bilgi verilen” Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzakere süreciyle ilgili yakın kurmayları tarafından yanıltıldı. HDP’li kaynağa göre Erdoğan Dolmabahçe Zirvesi’nden net bir “PKK’ye silah bıraktırma” çağrısı bekliyordu. Dolmabahçe’den takvime bağlanmış bir silah bırakma süreci çıkınca Erdoğan, 7 Haziran seçimlerine “PKK’ye silah bıraktırma”nın avantajıyla girme ve AKP’nin kendisine “başkanlık” yolunu açacak sandalye sayısıyla çıkması üzerine kuran Erdoğan, “müzakere süreci”nin kendisinden gizlenmesine sinirlenip, Dolmabahçe’yi “yok saydı.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat en güvendiği isimler, Efkan Ala, Mahir Ünal, Yalçın Akdoğan’ın yer aldığı 28 Şubat 2015 tarihli Dolmabahçe zirvesinden, 10 maddelik “mutabakat” metni çerçevesinde, Abdul Ç HDP’de üst düzey bir kaynağa göre Dolmabahçe zirvesinde üzerinde uzlaşılan ‘müzakere’ süreci Erdoğan’a eksik ya da yanlış anlatıldı. Erdoğan sinirlenerek Dolmabahçe’yi yok saydı Matti Ahtisaari Rıza Türmen HDP ‘3. göz’ arıyor Dolmabahçe görüşmesine AKP’den Efkan Ala, Mahir Ünal ve Yalçın Akdoğan katılmıştı. Sevan Nişanyan adaylık için LDP’ye başvurdu zmir’in Şirince ilçesindeki arazisine 2008 yılında yaptığı binadan dolayı 2014’ten beri cezaevinde bulunan Sevan Nişanyan milletvekilliği adaylığı için Liberal Demokrat Parti’ye (LDP) başvurdu. LDP Genel Sekreter Yardımcısı Tarık Beyhan Agos Gazetesi’ne “Nişanyan’ın şu anda hapiste olmasının sebebi, ifade özgürlüğünün ihlalinden de kaynaklanıyor. Liberalizmin önemli iki kriteri de ifade özgürlüğü ve hoşgörü. Nişanyan’da da her ikisi mevcut” dedi. Nişanyan’ın Aydın’dan aday gösterileceği öğrenildi. l Haber Merkezi lah Öcalan’ın PKK’ye kongresini toplayıp, “silah bırakma” çağrısını içeren bir “müzakere süreci” karara bağlandı. Ancak Erdoğan kısa süre sonra, hem Dolmabahçe’de verilen görüntüyü, hem de o toplantıda karara bağlanan 10 maddelik mutabakat metnini “Başbakan Yardımcısı ile şu an parlamento içinde olan bir grubun yan yana o resmi vermesini doğru bulmuyorum. Açıklanan 10 maddelik metne gelince, o metinde bir demokrasi çağrısı yok” diye eleştirdi. Erdoğan, sonraki açıklamalarında da zirveyi “ısrarla” reddetti ve “varılan uzlaşmadan haberdar olmadığını” ifade etti. Ancak daha önce Cumhuriyet’in de kamuoyuna duyurduğu gibi, AKP HDP heyetleri arasındaki görüşmenin “her aşaması Erdoğan’a adeta canlı yayın gibi” anlatıldı. HDP’li üst düzey bir yetkili ise Erdoğan’ın, “çözüm sürecini bitirme” pahasına, Dolmabahçe’yi “yok sayması”nın en önemli nedenlerinden birinin Dolmabahçe’deki görüşmelerin “müzakere” ayağının Erdoğan’a yanlış ya da eksik anlatılması olduğunu bildirdi. Kaynağın verdiği bilgiler şöyle: “Zirvede, 10 maddelik Dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde, PKK’nin silah bırakmasına dönük bir müzakere takvimi öngörüldü. Bu yaklaşık 10 günlük bir süreçti. Zirveden yaklaşık 1 hafta sonra İzleme Kurulu ile birlikte ve hatta gazetecilerin de katı lımıyla Öcalan, PKK’ye, silahları bırakması için ‘kongreyi topla’ çağrısı yapacaktı. Ve bir kaç gün içinde PKK kongreyi toplayacaktı. Varılan anlaşma bu yöndeydi. Ancak, bana göre Erdoğan’a bu müzakere süreciyle ilgili yakın çevresi tarafından eksik bilgi aktarıldı. Çünkü Erdoğan, Dolmabahçe’den PKK’ye yönelik net bir ‘silah bırak’ çağrısı bekliyordu. Çünkü 7 Haziran seçimlerine dönük ‘başkanlık’ hayalini gerçekleştirmesi için bu yeterliydi. Erdoğan o zaman 7 Haziran seçimlerine PKK’ye silah bıraktırmış olarak gidecek olan AKP’nin, kendisine başkanlık yolunu açacak sandalye sayısını çıkaracağı hesabını yapıyordu.” l ANKARA HDP yönetimi “çözüm süreci” şu anda “buzdolabına kaldırılmış” olsa da tamamen umutsuz değil. Hükümetle şu anda “sıfır ilişki” olmasına karşın, özellikle Avrupa’dan gelen “çözüm masası”na yeniden dönülmesi konusunda yoğun telkinler nedeniyle, seçim sonrasını bekliyor... HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a Avrupa’daki temasları sırasında en çok iletilen talep ise çözüm sürecini bir anlamda “kurumsallaştıracak” ve “hakem” rolü üstlenecek olan tarafsız bir “üçüncü göz”ün devreye sokulması. İşte bunun için HDP’de bir süredir “üçüncü göz” olacak isimler konusunda kafa yoruluyor. Bu konuda özellikle seslendirilen ilk isim Avrupa’da benzer süreçlerde “arabuluculuk” yapan ve bu nedenle Nobel Barış Ödülü kazanan eski Finlandiya Başbakanı Matti Ahtisaari. Türkiye’den ise CHP Milletvekili Rıza Türmen var. İ HDP’de hedef 110 vekil MAHMUT LICALI Hüda Par seçimde yok Hüda Par oylarının AKP’ye gideceği düşünülürken, Diyarbakır, Bingöl ve Batman gibi illerde sonuçların nasıl etkileneceği tartışma konusu oldu. izbullah’a yakınlığıyla bilinen Hür Dava Partisi (Hüda Par) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 1 Kasım seçimlerine katılmayacaklarını açıkladı. Seçimi boykot etmeyeceklerini, seçmenin istediği partiye oy verebileceğini ifade eden Yapıcıoğlu, “AKP’den seçim için ittifak teklifi aldınız mı?” sorusu üzerine, “ittifak ön görüşmeleri şeklinde bazı partilerden bize teklifler geldi. Bunları değerlendirdik o defterleri kapattık” dedi. 7 Haziran seçimlerinde Diyarbakır’dan bağımsız aday olan HüdaPar Genel Başkanı Yapıcıoğlu yüzde 3.2 oy alırken, Bingöl’den aday olan parti sözcüsü Sait Şahin yüzde 1 Kasım’da yüzde 1517 oy bekleyen HDP’de Dicle ve Özel aday olmayacak HDP seçim koordinasyon kurulu dün geç saatlere kadar bugün YSK’ye sunulacak aday listesi üzerinde çalıştı. HDP yönetimi ve parti tabanının Hatip Dicle’nin aday olması konusunda yürüttüğü ikna çalışmalarından sonuç çıkmadı. Dicle’nin 1 Kasım’da aday olmayacağı kesinleşti. HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in HDP MYK kararına karşı çıkarak geçici seçim hükümetinde bakanlığı kabul etmemesinin ardından yapılan değerlendirmede EMEP ile seçim ittifakı yapılmaması kararlaştırıldı. 7 Haziran’da yüzde 10 barajını aşma hedefiyle seçim kampanya sürecini yürüten HDP’de SLOGAN VE ŞARKI İÇİN ÇALIŞMA HDP, “Seni başkan yaptırmayacağız” söyleminin yarattığı etkiyi yaratacak ve pozitif anlam taşıyacak bir slogan üzerinde çalışılıyor. 1 Kasım için üzerinde çalışılan seçim kampanyasının Türkiye partisi ve barış vurgusu üzerine olacağı belirtiliyor. Çatışmaların yaşandığı bir dönemde yürütülecek seçim kampanyası boyunca gergin bir dil kullanılmayacak. HDP’nin 1 Kasım seçim kampanyasında kullanacağı seçim şarkısına yönelik hazırlıkların da sürdüğü öğrenilirken, 7 Haziran’da olduğu gibi seçim şarkısı yine gönüllüler tarafından hazırlanıyor. Yeni seçim şarkısının hazırlanmasına bazı milletvekilleri de katkı sundu. Seçim şarkısının “barış” ve “kardeşlik” temasına sahip olduğu belirtildi. H HP Milletvekili Barış Yarkadaş, TRT Haber’in AKP kongresini aralıksız 9 saat boyunca yayımlamasını TBMM’ye taşıdı. Yarkadaş, verdiği soru önergesinde “TRT Haber’in ülkede başka hiçbir gelişme yokmuş gibi 9 saat aralıksız yayın yapmasının sebebi nedir? TRT’nin bir siyasi partiye 9 saat ekranlarını açması tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmakta mıdır?” sorularına yanıt istedi. l ANKARA / Cumhuriyet 9 saatlik kongre yayını Meclis gündeminde C 1 Kasım’da partinin oy oranı hedefi daha da yükseldi. HDP erken seçimde yüzde 15 ile yüzde 17 arasında bir oy oranı elde etmeyi amaçlıyor. Buna göre HDP 110 milletvekili sandalyesine sahip olmayı amaçlıyor. HDP, 110 vekil hedefi için 35 seçim bölgesinden milletvekili çıkarmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda 7 Haziran’da milletvekili çıkarılamayan Elazığ, Muğla gibi illere özel önem verilecek. l ANKARA 3.49 oy aldı. Batman’da ise Hüda Par’ın desteklediği bağımsız aday Aydın Gök, oyların yüzde 5.44’ünü aldı. Şırnak, Bitlis Adana, Mardin, Şanlıurfa ve Van’da ise Hüda Par’ın bağımsız adayları yüzde 0.24 ile 1.28 arasında oy aldı. HDP Merkezi Seçim ve Örgütlenme Komisyonu Üyesi Cemal Coşkun Hüda Par’ın bu tutumunun MHP’yi zora sokacağını söyledi. Coşkun “Batı’da MHP, son milletvekilliklerinden birçoğunu 300 ile 2 bin ya da 3 bin oyla AKP’den aldı. MHP’nin 20 kadar milletvekilliği AKP’ye kayabilir” dedi. l MAHMUT ORAL / Diyarbakır C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear