21 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Eylül 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Kur herkesi yaktı Dolar kurunun 3 TL’yi aşması yurttaştan sanayiciye, yalı sahibinden ihracatçıya herkesi etkiliyor. Dolarda 1 kuruşluk artış sanayi için 1 milyar liralık zarar yaratıyor öviz kurunun yükselmesi yurttaşın tükettiği her ürüne zam olarak yansırken sanayici de borç yükünün artmasından şikayetçi. Makina Mühendisleri Odası (MMO) sanayinin borç yükünün 375 milyar lirayı aştığına ve borçların yüzde 30’unun da döviz borcu olduğuna dikkat çekti. Sanayide iflas ve el değiştirmeler kapıda. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Paritenin etkisiyle baktığımızda yılın 8 ayında ihracatımız yüzde 8 düşmüş gözüküyor” dedi. “Ekonominin lokomotifi” konumunda bulunan ve ihracatının yüzde 85’ini Avro ile yapan otomotiv endüstrisinin, OcakAğustos 2015 dönemindeki ‘parite’ kaynaklı kaybı 2.1 milyar doları buldu. Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, son dönemde döviz kurlarında yaşanan artışın bütün sektörleri etkilediğini söyledi. Konut yatırımı düşünenlerin özellikle gelecek planlarını daha iyi yapabilmek için bir bekleme dönemine girdiğine işaret eden Yazıcı, yalılarda ise farklı bir durumun söz konusu olduğunu kaydetti. Yazıcı, “Yalı satın almaya karar vermiş biri taleplerine karşılık verecek bir yalı satışa çıktığında hemen alması gerektiğinin bilincinde olmalı. Çünkü ekonomi 9 D Bekleme dönemi elinden kaçırdığı takdirde kendi gereklerine uygun başka bir yalı bulmak için uzun yıllar beklemesi gerekecektir” dedi. Yazıcı, ancak döviz kurundaki son haftalarda yaşanan ani artış sebebiyle yatırım için yalı satın alacak olanların bir süre piyasaları gözlemlemeye yı aşması sanayicinin borç yükünü artırdı. Makina Mühendisleri Odası (MMO) sanayinin borç yükünün 375 milyar lirayı aştığına ve borçların yüzde 30’unun da döviz borcu olduğuna dikkat çekti. Sanayide iflas ve el değiştirmeler kapıda. TMMOB MMO her ay hazırladığı sanayinin sorunları araştırmasının sonuncusunu “Sanayinin borç yükü”ne ayırdı. Araştırmada, sanayi firmalarının özkaynaklarına göre aşırı ölçüde krediborç kullandıkları ve artan faiz ile döviz kuru nedeniyle kırılganlıklarının hızla arttığı belirtildi. Araştırmada yer alan bulgular şöyle: 4 Sanayi firmaları brüt satış kârlılığını düşürmemek için çabalasalar da, üretilen değerin önemli bir kısmını “faiz” olarak bankafinans sektö S DE İFLASLAR K İ Y AP A Do rüyle N A ların 3 lira paylaşmak Parite darbesi ürkiye ihracatının yüzde 85’ini Avro ile yapan otomotiv endüstrisinin, OcakAğustos 2015 dönemindeki ‘parite’ kaynaklı kaybı 2.1 milyarı aştı. Bu kayıp birçok sektörün yıllık ihracatının üzerinde. Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, yıla başlarken otomotiv sektörünün 2015 ihracat hedefini 23 milyar dolar olarak belirlediklerini hatırlattı. Sabuncu, paritenin 2014 yılına göre bir miktar gerileyeceğini ve buradan kayıp yaşanacağını tahmin ettiklerini ancak beklentilerin çok üzerinde bir düşüş olduğunu belirterek bu durumun sadece otomotiv dışsatımını değil, Türkiye’nin toplam ihracatını da olumsuz etkilediğine dikkati çekti. Sabuncu, “2015 verilerini parite kaynaklı yaşanan ihracat kaybı doğrultusunda değerlendirmek ve okumak gerekiyor. Buna göre otomotiv ihracatımız OcakAğustos 2015 döneminde gerileyerek 13.5 milyar dolar oldu. Parite geçen yıl ile aynı seyretseydi otomotiv ihracatımız ocakağustos döneminde 15.6 milyar dolara ulaşacaktı” dedi. Nihayet iyi bir haber edya Jeremy Corbyn için “aşırı solcu” diyordu. Margaret Thatcher’in “en büyük başarım” dediği Tony Blair’e göre, Corbyn taraftarları “Alis’in harikalar diyarında yaşıyordu”, “Kalbi Corbyn’den yana olanların kalp nakli yaptırması gerekiyordu”. Partinin Blair’ci sözde, “reformcu” kanadına göre, Corbyn partiyi bölecek hatta yıkacaktı. Bu karalamalar işe yaramadı. Corbyn, 450.000 parti üyesinin katıldığı seçimlerde, ilk turda oyların yüzde 60’ını alarak başkan seçildi. Böylece Muhafazakâr Parti’nin maliye bakanı Osborn’un ifadesiyle “bir kuşağın emekleri 12 ayda yok oldu”. Peki, aslında ne oldu? T M zorunda kaldı. İlk 1.000 sanayi şirketinin özkaynakları 226 milyar TL’yi, borçları 306 milyar TL’yi buluyor. 4 Birçok büyük firmanın borçluluk oranının bu ortalamayı çok aşarak yüzde 1000’leri bile bulması, sanayinin önemli bir borç yükü altında olduğunu gösteriyor. Firmaların bu kur ve borç baskısının önümüzdeki aylarda hızlı bir daralmaya neden olması ve beraberinde sanayi içinde önemli bir iflas, el değiştirme, kapanma gibi yaprak dökümü yaşatması muhtemeldir. 4 En büyük 1000 sanayi firmasının 2014 itibariyle 306 milyar TL’yi bulan borçlarının, bu firmaların özkaynaklarının yüzde 135 üstünde olduğu ve normali yüzde 70 kabul edilen oranı katladığı görülüyor. için fırsat kolladığını kaydetti. Yalısını gerçekten satmak isteyenlerin fiyatlarını kırdığını bildiren Yılmaz, “Yani fiyatı 35 milyon dolar olan bir yalı şu anda 30 geçtiğinin altını çizdi. Ayıkcan Emlak yetkilisi Sinem Ayıkcan milyon dolara indi” dedi. Yılmaz, piyasada çok ciddi alıcıYılmaz ise yalı piyasasında bu nın olmadığının da altını çizdi. yıl durgunluk yaşandığını belirterek, insanların yalı almak l Ekonomi Servisi Mali disiplini sürdüremeyiz Bakan Şimşek siyasi belirsizliğe dikkat çekti, reform uyarısı yaptı A ID ‘Bankacıları suçlayın’ Yurttaş en çok gıdaya harcadı urtiçi tüketim, yılın ilk 6 ayında enflasyonun üzerinde bir artış göstererek 673 milyar 363 milyon 820 bin lira oldu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ocakhaziran döneminde cari fiyatlarla ulaşılan 926 milyar 22 milyon 237 bin liralık harcamalar yöntemiyle Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 72.7’si yurtiçi tüketimden kaynaklandı. Yerli ve yabancıların Türkiye’de yaptığı harcamaların dağılımına bakıldığında, en yüksek payı yüzde 26.9’la gıda, içki ve tütün harcamaları aldı. Bu dönemde söz konusu ürünler için yapılan harcamalar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.5’lik artışla 180 milyar 914 milyon 220 bin lira oldu. Y Mehmet Şimşek aliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini biz mevcut kazanımları koruyamayız” diyerek, Türkiye’de siyasi belirsizlik uzun süre devam ederse mali disiplinin buna dayanamayacağını savundu. Bakan Şimşek, katıldığı bir TV programında, “Bu ortamda mali disiplini sürdüremeyiz. Anayasa hükmü çok açık, ‘17 Ekim’e kadar bütçeyi M Meclis’e sunarsınız’ diyor ama bu bütçenin de kadük kalacağı, Meclis’ten de geçmeyeceğini herkes biliyor. Bütçeyi şeklen yapacağız fakat bunu görüşecek bir Meclis yok. Bu sene Türkiye normal süreçte bütçesini yapamayacak. Yılın sonuna doğru artık kim sorumluysa bir geçici bütçe kanunu gönderecek. O kanun hızlı bir şekilde geçecek ve ‘2015’in bütçesinin belirli bir oranı ilk 6 ay, ilk 3 ay için uygulanır’ diye bir bütçe kanunu geçecek” diye konuştu . Gelişmekte olan ülkelerin sıkıntıda olduğunu ve bu sıkıntıların azalmayacağını anlatan Şimşek, “Fed eninde sonunda para politikasını normalleştirecek, faizi artıracak. Türkiye olarak kararın ne zaman verileceğinden bağımsız, şoklara karşı dayanıklılığımızı artırmamız lazım” dedi. l Ekonomi Servisi Sıkıntılar sürecek Hükümet Zarrab hakkındaki suçlama raporunu doğruladı CHP’li Levent Gök’ün soru önergesini cevaplayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşçı, İran asıllı işadamı Reza Zarrab’la ilgili raporun Hazine, Maliye ve Ekonomi bakanlıkları tarafından incelendiğini açıkladı. ümrük ve Ticaret Bakanlığı, 1725 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında adı geçen İran asıllı işadamı Reza Zarrab’la ilgili raporu doğruladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Levent Gök’ün soru önergesine cevap veren Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşcı, Zarrab ile bağlantılı şirketlerin 20112013 yılları arasında gerçekleştirdiği ihracat, ithalat ve para transferleriyle ilgili Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz tarafından hazırlanan raporun değerlendirilmek üzere Hazine, Maliye ve Ekonomi Bakanlıkları’na gönderildiğini açıkladı. Aşcı, bir yıldan uzun bir süredir söz konusu raporla ilgili olarak gerek kendi bakanlığı gerekse diğer bakanlıklarda ne tür bir Gelin bu sorunun cevabını, sol yazından değil, en olmadık yerden, Financial Times’ın politika editörü Philip Stephens’in “Corbyn seçilirse bankacıları suçlayın” başlıklı yazısından izleyelim. Stephens’e göre Corbyn’in yükselişinin arkasında “2008 mali krizinden sonra olanlar değil olmayanlar yatıyor”... “Kriz liberal kapitalizmin mercek altına alınmasına yol açacak yerde, krizin sorumlusu seçkinler, hiçbir bedel ödemediler, krizin yükünü halkın sırtına, sonu gelmez kemer sıkma politikalarıyla yüklediler”... “Kapitalizmin tüm diğer seçeneklerden daha iyi olduğunu vurgulamak yeterli değildir. Tüm denetimlerden kurtulmuş bir kapitalizmin serbest piyasanın tüm kazanımlarını seçkinlere verirken, durgunluk krizinin yükünü ‘yüzde bir’in sırtına yüklenmesi sürdürebilir bir durum değildi”... Stephens, “Aslında başka bir dönemde, 2008 krizinden sonra yaşananlar devrimlere yol açabilirdi...” diyor ve ekliyor, “Kitlelerin ruh hali, yalnızca İngiltere’de değil, Avrupa’da serbest piyasaya, kemer sıkma politikalarına, bankacılara, küreselleşmeye, Avrupa Birliği’ne, bu arada göçmenlere, uluslararası mali piyasalara tepkili... Bu kez tepki, sağ ve sol popülizmin yükselmesiyle kaldı”... Stephens, Corbyn’in nasıl bir değişimin ifadesi olduğunu hem maddi temeli hem de psikolojik, kültürel etkileri açısından sergiliyor. Corbyn olmasaydı, Financial Times’da, neoliberal modele ve mali oligarşiye yönelik bu kadar açık eleştirilere rastlayabilir miydik? Aslında, Corbyn, aday olmayı bile düşünmüyordu. Partinin öne çıkan üç adayı renksiz, sıkıcıydı, 35 milletvekili yarışmaya renk katması için Corbyn’i aday gösterdiler. İşte ondan sonra “adeta Pandora’nın kutusu açıldı”. Mali sermayeye, kemer sıkma politikalarına, NATO’ya karşı, stratejik sektörlerin kamulaştırılmasından yana, göçmenlerin haklarını savunan, savaşa karşı bir platformla kampanya yapmaya başlayan Corbyn bu havanın üzerinde yükseldi. Bu havada, Corbyn’in klasik sosyalist politikalara yakın platformu yeni, umut verici, Blair ve çevresi, eskimiş çürümüş, renksiz görünüyordu. “Unite” sendikasının lideri Len McCluskey, “Bu üç adayı dinlerken içimden bileklerimi kesmek geliyordu. Sonra Corbyn konuşmaya başladı, atmosfer birden elektriklendi yepyeni bir enerji, umut yayıldı” diyordu. Bu nedenle önde gelen tüm sendikalar Corbyn’i desteklediler Başkanlık konuşmasında Corbyn İşçi Partisi’nin sendika bağlarını ve bunun güçlendirilmesinin gereğini vurguladı. Corbyn’in yükselmesi, daha kazanmadan havayı değiştirdi. Muhafazakâr kesimlerde büyük bir korku, panik yarattı. Ama Philip Stephens’in vurguladığı gibi, Corbyn’in “ekonomik politikaları o kadar da saçma değil”, “Gerçekten de” diyor, Stephens, “sürekli kemer sıkmaya, denk bütçe fetişine karşı, tekellerin denetlenmesine, vergi kaçırmaya önlem almaya ilişkin söylenecek şeyler var.” Diğer taraftan Stephens’in Corbyn’in politikalarının sosyalist içgüdülerden kaynaklanan refleksler olduğuna, henüz bütünsel bir program oluşturmadığına ilişkin saptaması da bence doğru. Sonuç olarak, neoliberalizme, militarizme karşı, hakları ve özgürlükleri geliştirmek, başka bir dünya düşünmek için çabalayanlar açısından, Corbyn iyi haber. Ancak SYRİZA deneyimini de düşünerek, fazla hayale kapılmamak, Corbyn’le birlikte gelecek olan olanaklardan yararlanmaya çalışmak gerekiyor. Süreç devam ediyor... ‘O kadar da saçma değil’ Harcamaların yüzde 20’sine denk gelen 135 milyar 335 milyon 542 bin liralık kısmını ulaştırma ve haberleşme grubu oluşturdu. Bu gruptaki tüketim artışı yüzde 15.6 oldu. Konut, su, elektrik gaz ve diğer yakıt ürünleri, 127 milyar 425 milyon lirayla yurtiçi tüketimde üçüncü sırada yer aldı. Bu gruptaki harcamalardaki artış oranı yüzde 11.3’ü buldu. En fazla artış ise sağlıkta yaşandı. Bu gruptaki tüketim yüzde 17.1 artarak 23 milyar 443 milyon 625 bin liraya yükseldi. Eğitim de yüzde 17’yle ana harcama grupları arasında en fazla artışın görüldüğü bir diğer tüketim alanı oldu. l Ekonomi Servisi Sağlık ilk sırada G işlem yapıldığına ilişkin soruları yanıtsız bırakırken, Levent Gök, raporla ilgili bugüne kadar ne gibi işlemler yapıldığına ilişkin yeni bir soru önergesi verdi. Söz konusu raporda, Zarrab ile bağlantılı şirketlerin Türkiye, İran, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya arasında gerçekleştirdiği ithalat, ihracat ve para transferlerinin incelendiği ve Zarrab ile İran’da devleti dolandırmaktan tutuklu bulunan işadamı Babek Zencani’nin şirketleri arasında ticari işbirliği tespit edildiği belirtiliyor. Raporda, “Zarrab’ın şirketlerinin, ikisi Dubai’de, üçü de Çin’de olan toplam beş şirketle iki yıl içinde yaptığı 100 tondan fazla transit külçe altın ticareti işleminde çok ciddi şüphelerin bulunduğu” tespitinin de yer aldığı öne Reza Zarrab Babek Zencani 1725 Aralık’ta gözaltına alınan Zarrab’ın, İran’da tutuklu Zencani ile işbirliği müfettiş raporuna yansıdı. sürülüyor. Zarrab, 17 Aralık 2013’te üç bakanın oğluyla birlikte rüşvet ve kaçakçılık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Ambargo altındaki İran’ın para trafiğini yönettiği belirtilen Zencani hakkında ise çeşitli yolsuzluk suçlamaları bulunuyor. Zencani’nin, Zarrab aracılığıyla Gana’dan 1.5 ton altını hiçbir kayıt altına alınmadan Türkiye’ye sokmakla da suçlanıyor. l Ekonomi Servisi İndirim günleri başladı Kıyafetten kozmetiğe, hediyelik eşyadan kırtasiye ürünlerinin indirimli satışa sunulduğu ‘Bayram ve Okul Alışveriş Günleri’ CNR EXPO Yeşilköy’de başladı. Organizasyonda 1 deri ayakkabı alana 2 deri ayakkabı hediye ediliyor, 50 liralık tişört 5 liraya satılıyor. İndirimli ürünleri satılan markalar arasında, D’S Damat, Karaca Home, Theorie, JFC Store, Viza Deri, Aşkım Kids, Kent Şekerleme yer alıyor. l Ekonomi Servisi C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear