23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 9 Ağustos 2015 20 hurium açıklarında, Sibalis ırmağının kıyılarına yerleşen köleler, hayallerindeki “Güneş Ülkesi”ni yavaş yavaş kurmaya başlamışlardı. Her ırk, kültürel özelliğini, yaptığı inşaatlara ya da yaşam biçimine yansıtıyordu. Afrikalılar daha çok kulübelerde barınıyor, Yunanlılar ve Trakyalılar kerpiç evler kuruyor, Germenler ise taşları kullanıyordu. Bazı yasalar yürürlüğe konulmuştu. Bunlardan en önemlisi; hiçbir grubun diğerinin toprağına tecavüz etmesine, parayla da olsa başka gruplardan insan çalıştırmasına izin vermeyeniydi. “Spartacus Yasaları” üç dilde yayımlanıyordu. Kil ve gümüş tabakalar üzerine yazılan yasalar, Germen, Trakya ve Yunanların ortak dilinde, bir de Latince olarak yeni kurulan kent meydanındaki büyük bir taş sütuna asılıyordu. “Güneş Ülkesi”nin temel taşını oluşturan anayasa ise en başından altın tabakalara yazılmış ve aynı sütuna mıhlanmıştı. Anayasanın birinci maddesi köleliği ve köle ticaretini kesin olarak yasaklıyordu. Diğer maddeler ise para yerine mal değiştokuşu, toprak hakkı gibi konuları kapsıyordu. Önceleri her gün değişen yasalar, giderek yerleşmeye başlamıştı. Günlük yazışmalarda, papirüs kullanılıyordu. En ayrıntılı yasalar, kentin güzelleşmesi ve gelişmesi için ayrılan vergilere ilişkindi. Bütün gruplar, yetiştirdikleri hayvanların ve ürünlerinin bir bölümünü merkezi yönetime aktarıyordu. HHH Merkezi yönetimin lideri, Spartacus’tu. Altın yorum TASARIM: İLKNUR FİLİZ T zafere odaklı “Mucizeler, ölüm ya daratılır!” iradeler için ya Bernard Joseph Saurin rde) , 3. pe (17061781/Spartacus *MÜMTAZ İDİL’in İsyancı Köle Spartacus başlıklı biyografik romanından alıntıdır (Etkin Yayınevi, 2013 Ankara) HHH Antik Roma’da ezilenlerin özgürlük savaşçısı olarak tanıdığımız Spartaküs’ün, kendisinden yüzyıllar sonra Thomas Moore’un yazıp 1516’da yayımladığı Ütopya’sı gibi bir ülke kurmaya çalıştığını bilir miydiniz? Spartaküs’ün böyle bir ülkeyi hayal etmekle yetinmeyip gerçekleştirmeye çalışması, onu tarihte öne çıkan diğer isyancı köle liderlerinden ayırıyor. Mümtaz İdil’in, Spartaküs’ün yaşamını ve devrimci mücadelesini çok ciddi bir araştırma altyapısına rağmen, adeta soluk soluğa okunan bir macera romanı gibi kaleme aldığı kitabı, çok, çok beğendim! Rus edebiyatının önemli eserlerini, başarılı çevirileriyle Türkçeye kazandıran yazar ve gazeteci Mümtaz İdil, bu ülkenin yetiştirdiği en bilgin aydınlardan biridir. Satranç oyununun dâhilerine takar, 100 Soruda Satranç ve Atak Oyunun İki Dehası: AlyehinTal kitaplarını yazar. Rus ve Roma tarihi tutkunudur. Rasputin ve Caligula’nın yaşamını konu alan romanları da vardır. Mümtaz İdil, yaşamını Türkiye’ye kültürün uygarlık olduğunu kanıtlamaya adamıştır ve insanlara bilgi “aşılamaya” çalışır... ‘Affet beni oğlum 18 bin liram yoktu!’ cılı anne, tabuta sarılmış oğlundan özür diliyordu, “Affet beni oğlum, 18 bin liram yoktu!” Türkiye’de her erkek çocuk eğer fakir bir ailede doğmuşsa, asker doğmuştur. Onu ailesi ve komşuları şenliklerle uğurlar ve hep birlikte bağırırlar, “En büyük asker bizim asker!” diye. Oysa oğlu her asker olan annenin yüreğine işte tam da o şenlikte ateş düşer. Her nişanlı kız kimselere görünmeden gözyaşlarına boğulur. Çünkü bütün tantanaya, havalara kaldırıp omuzlarda taşınmaya rağmen, canlarını ölüme yolladıklarını bilirler. Sonra o canlardan birinin cenazesi gelir ve kalabalık gene bağırır: “Şehitler ölmez vatan bölünmez!” Anneler babalar sessizce, “Vatan sağolsun” der. SormazAffet beni oğlum. lar neden benim oğlum öldü? Neden başkalarının çocuğu 18 bin lira ödeyip bir gün bile askerlik yapmadan tezkere aldı? Sormazlar, tıpkı madenlerde neden kaza olduğunu ve yüzlerce insanın öldüğünü sormadıkları gibi. Neden çocuklarının pahalı okullara gidemeyip, “imam hatip”e mecbur kaldığını sormadıkları gibi. Yoksul bir Kürtle yoksul bir Türk’ün neden daha doğuştan kaybedenler olduğunu sormadıkları gibi. Sabahtan akşama kadar öldürücü sıcakta meyve toplayıp neden 30 lira aldıklarını sormadıkları gibi. Neden evlerinin bir göz oda olduğunu sormadıkları gibi. 18 bin lirası olanların neden iki çocuktan fazla yapmadıklarını sormadıkları gibi. Neden evde sadece bulgur ve yoğurt yediklerini sormadıkları gibi. Onların adı yoksullardır ve ne yazık ki, öğrenilmiş bir çaresizlikle sadece Tanrı’nın bütün bu adaletsizliği göreceğini ve onları cennetiyle ödüllendireceğine inanırlar. Ama Tanrı onları görmez. Tanrı zenginleri sever! Onların çocukları sınır boylarında ölmez! Onların çocukları şehit olmaz! Onların çocukları sokaklarda dilenmez! Onların çocukları sokak köşelerinde tiner koklamaz! Onların çocuklarının karanlık sinemalarda ırzına geçilmez! Karıları E5 yolunda müşteri beklemeye çıkmaz! Kızları seks işçisi olmaz! Tanrı onlara iyi okullar sunar, Tanrı onlara iyi kariyerler sunar, Tanrı onlara yatlar, katlar sunar. Tanrı onlara dünyada bir cennet sunar. Onlar öbür dünyayı beklemezler! Cennette ödüllendirileceklerini düşünenler, zenginlerin kestiği ama esaslı parçalarını kendilerine ayırdıkları kurbanın üç kuruşluk eti kendilerine de düştüğünde bir sevinirler bir sevinirler. Kurbanı kesene kurban olurlar. Mitinglerde dağıtılan üç kuruşluk yemeği nimetten sayarlar ve sahibine oylarını teslim ederler. Bir gün olsun şu soruyu sormazlar: “Neden ben böyle yoksulum?” Çünkü Tanrı’nın kendisini böyle yarattığına inanırlar. “Beş parmağın beşi bir olmaz” sözünü pek severler. 1 Mayıs’ta işler tatil olduğu ve sahil kıyısındaki mesire yerlerine gidecekleri için çok sevinirler. “Şu gençler de hiçbir şeyden memnun olmuyorlar, ne var şimdi olay çıkaracak” diye Taksim’e çıkanlara karanlık gözlerle bakarlar. Ama mangalda neden kuzu pirzola değil, ancak tavuk kanadı çevirebildiklerini hiç sormazlar. Asgari ücretli işlerine sımsıkı yapışırlar, onlar için sendikacılar, solcular uzak durulması gereken tehlikeli tiplerdir. Tersanelerde, inşaatlarda ölen arkadaşları için üzülürler ama “kader” deyip geçerler. Evet, büyük vatansever ve şair Nâzım Hikmet’in dediği gibi “Kabahat senin demeğe de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim”... A Spartaküs’ün güneş ülkesi da, bir temsilciler meclisi vardı. Bu meclisi, Capua’dan birlikte kaçtığı ve tüm savaş boyunca diğer gruplara liderlik eden Hermios, Mosar, Norde, David, Polemus, Phraxus gibi arkadaşlarından oluşuyordu. Dokuz kişilik temsilciler meclisi, tüm yaşam gruplarına müdahale hakkına sahipti. Herkes kendi işini yapmakla yükümlüydü. Kent ortaya çıkıncaya kadar da bu kural bozulmayacaktı. Ortak imar çalışmalarında ise her gruptan eşit sayıda insan görev alıyordu. Güneş Ülkesi’nde, kadınlar erkeklerle eşit haklara sahipti. Spartacus, kadınların da yönetime girmesine ve bağımsız hareket etmesine çok önem veriyordu. Bu kararı almasında, Varinya’nın etkisi büyüktü…* behicak@yahoo.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘Mavi Bilye’nin hastalığı... ki gezegen evrende karşılaşmışlar. İlki “Neyin var kardeş, çok kötü görünüyorsun. Hasta mısın yoksa?” diye sormuş. “Sorma” demiş diğeri, “Homo sapiensim var.” “Amaaan! Üzülme!” diye teselli etmiş ilki: “Bende de vardı. Merak etme çabuk geçiyor.” HHH Çabuk geçer mi? Alman Ekolog Vetters, kendisiyle yapılan bir söyleşide, insanoğluna ilişkin şöyle bir benzetme yapıyordu: “Bir kanser hücresine, gerçekleştirdiği eylemin aslında kendi sonunu hazırladığını anlatamazsınız.” Okuduğumda “Ne kadar karamsar bir yaklaşım” diye düşünmüştüm, “İnsanoğlu bu kadar akılsız mı?” HHH “Mavi Bilye” gezegenimizin en ünlü fotoğrafı. 7 Aralık 1972’de Apollo 17 ekibinde yer alan Harrison Hagan (Jack) Schmitt tarafından çekildi. Schmitt, çekim için Haseblad makine ve 80 milimetrelik Zeiss objektif kullandı. Pek çoğumuz aya ayak basan ilk insanın adını biliriz: Neil Armstrong. Hatta ünlü sözünü de biliriz: “İnsan için küçük, insanlık için dev bir adım.” Schmitt, aya ayak basan “sonuncu” insandı. Onun da “küçük” bir hareketi, yani parmağının denklanşöre küçük bir dokunuşu, dünyada büyük bir etki yarattı. “Mavi Bilye” insanları derinden etkiledi. Çevre hareketinin sembolüne dönüştü. Afişlerde, giysilerde, bildirilerde, duvarlarda kullanıldı, çevre hareketinin ivme kazanmasını sağlayan önemli gelişmeden biri olarak gösterildi. Aynı yıl (1972) Donella and Dennis Meadows’un “Büyümenin Sınırları” raporu da yayımlandı. Çevre hareketi hızla yayıldı. HHH Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) önceki hafta ikinci “Mavi Bilye” fotoğrafını yayımladı. Bu seferki, “Deep Space Climate Observatory” adlı uzay aracıyla, 1.6 milyon kilometre uzaktan çekilmişti. Fotoğraf bugün dünyanın “en uzak mesafeden çekilmiş portresi” olma özelliğine sahip. ABD Başkanı Barack Obama fotoğrafı sosyal medyada paylaştı ve “Bu sahip olduğumuz tek gezegeni korumamız gerektiği konusunda çok güzel bir hatırlatma” dedi. Fakat bu seferki “Mavi Bilye” 1972’deki fotoğrafla karşılaştırdığımızda neredeyse hiç etki yaratmadı. Neden? Sanırım, bugüne kadar yeryüzünün pek çok fotoğrafını gördük. Alıştık. Çünkü artık çok şey biliyoruz. Çevre sorunlarını, kirliliği, iklimin değiştiğini biliyoruz mesela. Bilmeyen var mı? Fakat anlıyoruz ki, bilmek tek başına yetmiyor. Çözümün parçası olabiliyor muyuz? HHH G20’nin “liderleri” 1516 Kasım 2015’te, Türkiye’nin başkanlığında Antalya’da toplanıyorlar. Bu ülkeler ve onların iç içe oldukları küresel şirketler, bugün dünyada yaşadığımız eşitsizlik ve adaletsizliklerin sorumlusu değiller mi? Çevreciler G20 zirvesi öncesi “İklim forumu” düzenliyorlar. Şöyle diyorlar açıklamalarında: “Onlar, bütün bu ağır krizleri görmezden gelecekler. Bize, halklara sormadan, bizim geleceğimize dair, kendi çıkarları doğrultusunda kararlar alacaklar. Kalkınma politikaları adına sınırlı bir dünyada sınırsız ekonomik büyümeyi hedeflemeye devam edecekler. Eğer dur demezsek, eşitsizlik üzerine kurdukları sistem doğayı, insan emeğini, canlıları, havayı, suyu, toprağı sömürüp yok etmeye devam edecek (iklimicin.org)”. Artık biliyoruz. İ ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY 9 AĞUSTOS 2015 SAYI: 32813 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: T.C. DENİZLİ 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/2485 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAPU KAYDI: Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Çukurköy köyü, köyiçi mevkii, M22D10A2D Pafta, 6816 ada, 13 parselde kayıtlı 601,00 m2 alanlı arsa vasıflı taşınmazın tamamı İsmail KARA adına kayıtlıdır. İMAR DURUMU: Satışa konu 6816 ada 13 parsel No’lu taşınmaz konut alanında, ayrık nizamlı, 3 kat müsadelidir. HALİHAZIR DURUMU; Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Çukurköy Köyü, Köyiçi Mevkii, M22D10A2D Pafta, 6816 ada, 13 parselde kayıtlı 601,00 m2 alanlı arsa vasıflı taşınmazın üzerinde her hangi bir yapı ve bina bulunmamaktadır. Sadece birkaç meyve ağacı bulunmaktadır. Kademeli eğimli bir yapısı mevcuttur. Taşınmazın cepheli olduğu 2027 sokak yerinde açılmış halde olup taşınmazın bulunduğu alanda altyapı çalışmaları tamamlanmıştır. Taşınmaz Cankurtaran Mah. 2027 sok. No: 16 kapı No’lu evin güneyindeki kapı No 19 olan borçlunun oturduğu evin önündeki boş arsadır. Tam karşısında Belediyenin su deposu vardır. Adnan Menderes Caddesi’ne, DenizliAntalya yoluna yakın konumdadır. Ulaşımı kolaydır. Kıymeti: 90.150,00 TL KDV Oranı: % 18 1. Satış Günü: 15/09/2015 günü 15.00 15.05 arası 2. Satış Günü: 12/10/2015 günü 15.00 15.05 arası Satış Yeri: Adalet Mah. Kazımkarabekir Cad. NO:23 Merkezefendi Belediyesi mezat salonu Denizli Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/2485 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 29/07/2015 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:126655) Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.18 04.07 04.37 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.00 13.1 7 17.07 05.47 13.01 16.50 06.09 13.24 17.12 Akşam 20.21 20.03 20.27 Yatsı 21.54 21.34 21.56 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear