25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 8 Haziran 2015 TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 23 rtık “yeni bir Türkiye” tablosu var. Bu, AKP’nin “yeni Türkiye”si değil. Yeniden umutlanmamızı sağlayacak bir sürecin kapısı açıldı. Adaletsiz, eşitsiz koşullarda bir seçim süreci yaşandı. En başta Anayasa gereği yansız olması gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm gücüyle AKP lehine sahaya çıktı. İktidar partisi, devlet olanaklarını sonuna kadar kullandı. Devlet bürokrasisi, özellikle vali ve kaymakamlar seçim sürecinde AKP’ye çalıştı. YSK’nin tarafsızlığına, oy hırsızlığına yönelik kaygıların en üst düzeyde dile getirildiği bir süreçte, oy verme günü de bazı sandıklarda seçimin güvenliğini sarsan gelişmeler yaşandı... Bunlara karşın iktidar yıkılmıştır. AKP dönemi, RTE devri kapanmıştır. Başkanlık sistemi başlama A TSK’ye yeşil kuşak eleştirisi KP’nin yüzde 47.5 ile yeniden birinci parti olduğu, ardından Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiği sürecin öncesinde Genelkurmay sitesinden yayımlanan bir “bildiri” vardı. İşte o bildiri konusunda, Balyoz davasından cezaevinde yatan emekli generaller İsmail Hakkı Pekin ve Ahmet Yavuz’un “Asker ve Siyaset” adlı kitabında yer alan yorum: “27 Nisan 2003’te Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yer alan bildiri ne sahibi tarafından tam olarak savunulabilir ne de milletten destek görür. Aksine, hükümet büyük bir tepki ortaya koyar. Aynı hükümetin Genelkurmay Başkanı’nı bir yıl sonra madalyayla taltif etmesine, ne o gün ne bugün, düşünme becerisine sahip hiç kimse, sağlıklı, açık, anlaşılabilir bir yorum getiremez.” Laiklik olmadan demokrasiyi yaşatmanın mümkün olmadığının da altı çizilen kitapta, iki emekli general, TSK’nin “temel yanlışlar”ını iki ana başlıkta özetlemişler: “Birincisi, ABD’nin yeşil kuşak projesine göre ülkedeki Baraj sarayı yıktı dan bitmiştir. AKP’nin birinci parti olması, olsa olsa Pirus Zaferi’dir, gerçekte onca devlet gücüne karşın iktidarı yitirmiştir. Ülkenin üstündeki kara bulutlar delinmiş, gökyüzünde bir mavi delik açılmıştır artık. Ülkeyi bölen, ayrıştıran, görülmedik yolsuzluk savlarıyla bunalan AKP, iktidar değil artık, bundan sonra olsa olsa koalisyon ortağıdır. A demokratik gelişmelerin özellikle sol büyümesini önlemek ve komünizme karşı bir set oluşturmak için Türkİslam sentezini destekler; cemaat ve tarikatlarına gelişmesi ve güçlenmesine zemin hazırlar; onların birer güç merkezi haline gelmesine ve siyaseti etkilemelerine ortam sağlar. Bu bir çelişkidir. İkincisi ise, bu gelişmeyi durdurabilirim umuduyla, amacını, yetkisini aşan bir tarzda laiklik karşıtı hareketleri önlemek ister. Elbette ordu içerisinde cemaat ve tarikat mensuplarına yer yoktur ve olamaz. Bu husus, bir varlık sorunudur. Sürekli mücadeleyi gerektirir. Ancak, bunu yaparken itici ve kırıcı davrandığı olur ve halkın inanç ve değerlerini lüzumsuz bir şekilde karşısına alır. Kendisinin en önemli dayanağı olan halkın sevgisini ve desteğini eritir. Yarattığı algı öylesine istismar edilir ki, kendisini savunamaz duruma gelir. Din tacirlerinin de bu fırsatı kaçırmadıklarını, zaman zaman hayasızca saldırmaktan, yalanlar üretmekten geri kalmadıklarını kabul etmek gerekir.” AKP içinde huzursuzlukla birlikte yeni hesapların yapılması, partinin çözülmesi olasıdır. Sutre gerisinde seçim sonuçlarını bekleyen bazı grupların ortaya çıkması beklenebilir. HHH Baskı, zulüm, zorbalık, hukuksuzluk çare olmamıştır, çözüm olmayacağı bir kez daha anlaşılmıştır. Yüzde onluk baraj yıkılmıştır. Bundan sonraki seçimlerde olmayacağı açıktır. Bugüne değin görülmedik biçimde anayasayı da bir kenara koyarak, tarafsızlığı bir yana bırakıp partisi lehine sahaya çıkan RTE ve AKP, “baraj kumarını” kaybetmiştir. Bu açıdan seçimin en büyük kaybedenlerinden birisi saraydır. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Cumhurbaşkanı’nın muhalefet partilerine yönelik ağır söylemleri, özellikle HDP’ye yönelik tutumu, barajların patlatılmasına yol açmıştır. Bir başka sonuç, sarayın gölgesinin AKP’nin üstünden de kalkmasıyla yaşanabilir. RTE açıkça güç kaybına uğramıştır, bundan böyle “sarayın yanlız adamından” söz edilebilir. HHH Bağıran adamların iktidarı bitti artık. Güce tapınma devri sona erdi. Yeni bir dönem başlıyor. Seçimin en kârlısı HDP oldu. Bir bölümü CHP’den emanet oylarla, büyük bölümü önceden AKP’ye oy veren Kürt kökenlilerin desteğiyle barajı deldi. MHP, belirli ölçülerde artış sağladı. Özellikle ekonomik seçim vaatleriyle bu kez farklı görünen CHP gücünü korudu. Kıyılarda, sahillerde yine birinci parti oldu. Ancak ülke genelinde beklentileri karşılayamadı. Bence seçim sonuçlarını derinlemesine incelemesi, politikalarını değerlendirmesi gerekiyor... Sonuç olarak yeni bir döneme giriyoruz. Baskıya, zorbalığa karşı çıkanlar, adalet, hukuk isteyenler, haksızlığa boyun eğmeyenler için yeni bir dönem başlıyor... Umut ışığı doğmuştur, iyimser olmak için bir zemin var artık... İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Kılıçdaroğlu, CHP’lilere şükretsin cısı Sezgin Tanrıkulu’nun Diyarbakır’dan değil İstanbul’dan; kendisini “Dersimli Kemal” diye tanımlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Tunceli’den değil İzmir’den aday olduğunu yazdığımızda, okurumuz Mehmet Dağ şöyle bir ileti göndermişti: “Dersim’de CHP’nin ölüsü vekil çıkarır. İzmir CHP’nin kalesi değil. Kale arıyorsanız, Dersim’e bakın. Sadece yüzde 6 farkın olduğu yer mi kaledir, yüzde 40 farkın olduğu yer mi kaledir?” Dün, birçok ilde oy yitirdiği gibi, o kaleden de CHP milletvekili çıkaramadı. Dersim’den CHP’nin ölüsü çıktı... Seçim kazanamamayı artık olağanlaştıran Kemal Kılıçdaeçim öncesi, CHP’nin S birçok konuda iddialı Genel Başkan Yardımroğlu yatsın kalksın, geleneksel CHP’li seçmene şükretsin. Alıp alabildiği yüzde 25 dolaylarındaki oy, yalnızca onlarındır çünkü. Kemal Dervişçi neoliberalizm, CHP’li olmayanları CHP’den aday yapmak ya da “İmam hatipleri biz kurduk”, “Sert laiklikten uzaklaşmalıyız” gibi söylemler, İç Anadolu’da bozkurtçu, Güneydoğu’da özerklikçi, İstanbul’da liberal, İzmir’de Atatürkçü olmak gibi tutarsızlıklar ve partinin genleri ile uyuşmayan tutumlar artı oy getirmiyor! Tam tersine CHP’li seçmeni, gericilik karşısında güvensiz ve çaresiz bırakıyor. CHP, acilen özüne dönmek, her türlü dönekliğe karşın CHP’den vazgeçmeyen seçmenine layık olmak zorunda. Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. HARBİ SEMİH POROY Geri dönüş ne, hönkür hönkür hönkürmesine rağmen... Tıpkı 1989’da Turgut Özal’ın üzerinden nasıl silindir araydaki sultan zordaS dır artık. Böbür böbür böbürlenmesigeçmişse, o da dümdüz olmuştur. Seçim sonuçlarına göre, başkanlığın üzerine bir bardak su içeceği için Turgut Özal gibi partisinin başına dönmeyi düşünebilir. Koalisyon olasılıkları liyetçi Cephe (MC) koalisyonnceki günkü yazımızlarını anımsatanlara göre 3. da, kamuoyunun bilinMC olur. çaltına propaganda şırıngaAma kimilerine bakarsanız, sı ile itilmeye çalışılan senarAKPCHP yolara, egekoalisyonu men çevrekurulmalı. lerin beklenNiye? tilerine bakıİstikrar lırsa, seçimiçin. den çıkacak Kimin isya da çıkatikrarı? rılacak soDünya nucun aşağı egemenleyukarı şöyrinin istikle olacağını rarı için. belirtmiştik: Bu istik“AKP birrar arayışı, kaç puan AKPHDP ortaklığına daha sıgerileyerek birinci parti, CHP cak bakar. ikinci parti, MHP üçüncü parBir olasılık daha: ti, HDP de kılı kılına barajı aşaSaraydaki sultan, ayak direrak kilit parti.” tir, Binali Yıldırım’ın öngörüÖyle de oldu... sü çıkar: Duyum değil, bilgi: Önce azınlık hükümeti, arAKP ile MHP arasında yakdından erken seçim. laşık bir ay önce temas sağlandı. Saraydakinin sarayına kapanması koşuluyla koalisyon yapma olasılığı yüksek. erdar ostum S AKPMHP koalisyonu Değerli d an dün gecenin kurulursa ne olur? ya’d Şahinka AP lideri Süleyalkonu : özeti ğırmış. B a ç ta s u man Demirel’in MSP ve “AKP, rmış.” katacakla MHP’nin de ortaklığı ile mutfağa 1970’lerde kurduğu iki Mil Seçim sonucu ne olursa olsun... n zor köşe yazısı seçimi izleyen gün, yani bugün yayımlanacak olanıdır. Çünkü yazıyı kaleme alırken seçim sonuçlarını bilmezsiniz, oylar henüz atılıyordur. Olsa olsa tahminlerinizi ya da nasıl bir seçim yaşanarak bu sonuca gelindiğini değerlendirebilirsiniz. Evet nasıl bir seçim yaşadık? Seçimler adil ve demokratik değildi. İktidar partisi ve muhalefet partileri eşit koşulların çok uzağında kaldılar. Sadece Türk halkı değil uluslararası kuruluşlar da bu gerçeği gördüler. Raporlar yayımladılar, açıklamalar yaptılar, gözlemciler gönderdiler. Seçim sonuçları sadece “Türkiye’nin iç dengeleri ve iktidar değişimleri bakımından değil, küresel güçlerin bölgesel hesapları ve BOP bakımından da çok önemlidir.” Bu nedenle herkes, “bu seçim başka seçim, aman herkes çok dikkatli olsun” demek gereksinimini duydu. Seçim gününe kadar herkes “seçim güvenliği konusundaki kuşkularını dile getirdi.” Çünkü bütün taraflar için bu bir “olmak ya da olmamak” sorunuydu. Olasılıklar mı? Neleri tartışarak bugüne geldik? nAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03.25 05.25 13.10 17.08 20.43 22.32 Ankara 03.17 05.13 12.55 16.50 20.24 22.09 İzmir 03.33 05.41 13.21 17.16 20.42 22.32 8 HAZİRAn 2015 Ö E Çıkma AKP tek başına iktidarda kalabilecek mi? Yeterli oyu alamaz ise “koalisyon ya da azınlık hükümetleri olasılıkları nasıl oluşur?” AKP bölünür mü? Amerika ve ona yakın çevreler seçim sonrasında nasıl bir tutum alacaklar? Halkın sağ duyusu seçim sandıklarına, Türkiye’de demokrasiyi düzeltecek ve geliştirecek oranda yansıyacak mı? Tek adamlık ve parlamenter sistem arasında oylar nasıl dağılacak? Seçim sonuçları, Türkiye’nin üniter yapısı ile federatif (ve ayrılıkçı) olasılıklar arasında nasıl bölüşülecek? AKP’nin iktidarı ve Kürdistan projesi bağlamında AKPHDP koalisyonu olur mu? Bütün bunlar demokrasi, üniter yapı, küresel güçlerin bölgesel hesapları bakımından farklı sonuçlar doğuracaktır. Bugün çıkan sonuçlara göre (sonuçlar ne olursa olsun) Ne yapacağız? halkımız ve ilgili çevreler meseleye şöyle bakmak zorundayız; Türkiye “demokratik düzene yeniden dönmek zorundadır.” Bütün partilerin, sivil toplum örgütlerinin (ve halkın) bu doğrultuda hareket etmesi gerekir. “Her ne pahasına olursa olsun Ben” diye bakmak yalnız ülkeyi değil o grupları da felakete götürür. Türkiye dinler, mezhepler ve cemaatler çatışması ortamından kurtarılmalı. Tarihte en kanlı çatışmaların din ve mezhep kavgalarından kaynaklandığı açık bir gerçektir. Türkiye artık yeni bir çatışma ortamını kaldıramaz. Demokrasi ve refahtan daha da uzaklaştığımız zaman “Türkiye gemisinin” içindeki herkes, her kesim zarar görecektir. Bunun kazananı olmayacaktır. Tipik bir azgelişmiş ülke benzeri, bu kısırdöngünün içine saplanmamak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’le birlikte 20. yüzyılın ilk çeyreğinden bugüne kadar dünyaya örnek olmuştur. Bölgenin, uygarlık yolunda ilerleyen tek ülkesidir. Artık daha fazla hata yapacak lüksümüz kalmamıştır. Herkesin bunu iyi anlaması gerekir. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear