25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 30 Haziran 2015 yorum TASARIM: YALÇIN ERZAN 20 ar c A n e g z Ö Kavşak Bellek kayması! eçim sonrasında Sultan sustuğunda “Oh be…” demiştik. Ama yine başladı konuşmaya… Dünyada hiçbir “devlet başkanının” ağzından duyulmayan, “namert”, “alçak” gibi sözleri bağırmaya başladı. Bir hastalığı daha ortaya çıktı… “Bellek” kaybı gözleniyor. “Alzheimer’a”, “bunamaya” giden konuşmalar yapıyor. S Bahçeli Urumçi’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,“Doğu Türkistan’a gözünü kapatıp yönünü dönenler, emperyalizme kule nöbetçiliği yapan Kobani çığırtkanlarını, PKK maşalarını el üstünde tuttu!” sözlerine Sultan şu tepkiyi gösterdi: “Bazı siyasetçiler çıkıyor şunu söylüyor; güya şahsıma atıfta bulunuyor. Sadece Araplarla, Kobani’dekilerle uğraşanlar Uygur Türklerini unutuyor, diyor. O zata ben söylüyorum: Ya sen o Uygur Türklerinin yaşadığı yere bir kere gittin mi? Ama Erdoğan gitti.” Aynı sözleri Ağustos 2014’te İzmir’de ilk kez söylediğinde Bahçeli, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye yaptığı ziyaretin dört resmini “Kapak olsun” sözleriyle anımsattı. Sultandaki bir yıl sonraki bellek kayması düşündürüyor. Bahçeli 2001’de başbakan yardımcısı olarak Doğu Türkistan’a gitmişti. “İlk ben gittim!” diyen Sultan ise o günlerde “siyasal yasaklı” idi… imisi unutmuş görünse de zaten tattılar da... AKP’nin ve Tayyip Bey’in kökü Erbakan’a ve liderlik yaptığı partilere dayanıyor. Erbakan Hoca’nın (CHP, AP ve MHP ile) koalisyon ortağı olduğu 1970’li yıllarda siyasete girmişti. (MSP Beyoğlu ve İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olarak!) 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanı seçildiğinde de ülkede koalisyon vardı. Ertesi yıl da RefahYol Koalisyonu’nun belediye başkanı idi! Siz bakmayın, son seçimde meydan meydan, ekran ekran koalisyonlara lanet okuduğuna... Hayat gibi, siyaset de aslında bir haşin ve hazin bir burun sürtme sürttürme sürecidir. Erdoğan’n kendisi de bizzat bir koalisyon ürünüdür! Yıllarca takıyye yapması, Atatürk’ün huzurunda hâlâ “sap gibi durması”, Cumhuriyet değerleri, hâlâ yürütmek zorunda kaldığı koalisyonun gereğidir. Özet mi? Koalisyonlar, iddia ettiği gibi “Eski Türkiye”nin değil “Demokratik Siyaset”in kaçınılmaz bir gerçeğidir. K Her lider koalisyonu tadacak “Milletvekili de yaptığı damadının gazetesi bile, daha geçen gün Avrupa’nın 22 ülkesini halen koalisyonlarla yönetildiğini ilan ediyordu! (Sabah 13.06.2015) HHH Evet, her lider koalisyonu tadacak! Bu “tadımda”, 13 rakamının uğursuz bir işlevi var gibi.. Tayyip Bey hötzötü ile, ancak 13 yıl koalisyonsuz iktidarda tutunabildi. Milli Şef İsmet Paşa da, (19381961) Cumhurbaşkanlığını izleyen 13. yılda CHP’yi ülkemizin ilk koalis yon ortağı yapmak zorunda kalmıştı. HHH MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli de tıpkı, partisinin kurucu lideri Alpaslan Türkeş gibi uzun yıllar koalisyonlarda yer aldı. (Türkeş: Demirel’li MC Koalisyonları Bahçeli: Azınlık desteği verdiği dahil Ecevit’li Koalisyon Hükümetleri!) HHH Selahattin Demirtaş’ın kendisi gibi partisi HDP de çok yeni. KCK, Kandil, PKK vs. gibi “odaklar” zikredilmese de , Halkların Demokratik Partisi’nin adı dahi, “koalisyon partisi” olduklarının bir kanıtı. (Şimdilik harici bir koalisyona yakın durmamaları da bir tür tutarlılık). HHH Bugün TBMM açılıyor. Başkanlık Divanı’nın oluşmasından sonra, Cumhurbaşkanı, en fazla milletvekiline sahip partinin liderine hükümeti kurma görevi verecek.. TBMM Geçici Başkanı Deniz Baykal’ın hiç zorunlu olmadığı halde HARBİ SEMİH POROY izim “Gezi Parkı” olayının benzeri Nev York’ta 28 Haziran 1969’da “Christopher Park” yakınındaki “Stonevall Inn (Taşduvar Hanı)” adlı barda yaşandı. Polis, eşcinsellerin barını basınca, direniş başladı. Çevreden katılanlarla olay büyüdü, polis baskısını yitirdi. Sonrasında eşcinseller ABD’de örgütlenip “Christopher Park’ta” gösteriler düzenlediler. Bu olay dünyada eşcinsellerin özgürlüklerinin başlangıcıydı. Türkiye’deki eşcinseller de öteki ülkelerde olduğu gibi, 28 Haziran’da İstanbul’da “gökkuşağı” simgeleriyle “onur yürüyüşü” yapar oldular. Ne ilgisi varsa, valiliğin “ramazan” gerekçesi ile bu yılki yürüyüş yasaklanıp TOMA’larla püskürtüldü. Bir Türk eşcinsel ile bu yıl evlenen ABD’nin İstanbul Başkonsolosu ve eşi ile İstanbul’daki bir İngiliz diplomatı, korumaları olmaksı Sultan’ın emir kulu oldular. Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nun, bir AKP adayının aracına ceza kesmek isteyen trafik polisine “…orospu çocuğu” dediği basına yansıdı. Patlayan cephanelikte şehit olan 25 askerin cenaze törenine giden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e kilim, sucuk, lokum hediye etmesi alay konusu oldu. Atatürk’ü anma töreninde bazı vatandaşlar hükümet aleyhinde gösteri yaparken, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da istifasını istediler. Bir vatandaşı parmağıyla işaret ederek “Seninle konuşacağım!” diyen vali “Buyurun şimdi konuşalım” yanıtını alınca “Allah belanı versin, diyen o gavatı bana getirin!” diye hakaret etmişti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Yozgat Valisi Abdülkadir Yazıcı’nın seçim öncesinde AKP adayları ile 600’e yakın köyü ziyaret ettiğini öne sürdü! Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Akçakele sınır kapısındaki olaylar hakkında bilgi soran gazeteciler hakkında “Tehdit IŞİD değil, bu gazeteciler!” diyerek, aralarında muhabirimiz Özlem Topçu ile birlikte bazı meslektaşları gözaltına aldırdı. Ağrı’da kent ormanının temel atılışında belediyeJoan Baez 1970’te: (Foto: Ö.A) nin “logosuzın yürüyüşe katıldılar. na” yer verilmeyişini eleşÜnlü şarkıcı Lady Gatiren DBP’li Başkan Sırga “Kim bu liderler? Kutları Sakık’a Vali Musa Işın, ma yapan masum insanlara “Vücut kimyam bozuldu. saldırıyı bırakın. Bu insanTitriyorum şu anda… Gerek lık dışıdır!” sözleriyle, taa yok!” dedi. ABD’den tepki gösterdi. Karadeniz’de 8 ilin yayİstanbul Valisi, her lalarını birleştiren karayolukimse, kalktı “Grup nun doğayı tahribine karşı Yorum’un” konserini yaçıkanlara Rize Valisi Ersin sakladı. Bereket İstanbul Yazıcı, “Tepkiyi anlamıyoBölge İdare Mahkemerum!” yorumunu yaptı. si bu keyfi kararı iptal etti. Edirne Valisi Dursun Ali Konser Bakırköy’de coşŞahin, onarılan Yahudilerin kuyla yapıldı. Temmuz 1970’te sinagogu için, İsrail’in MesABD’deki ünlü Monterey cidi Aksa baskınını anımJazz Festivali’nde dinledisatarak “O eşkıyalar Müsğim 68 kuşağının öncülelümanları katlederken, biz rinden, ünlü şarkıcı Joan burada onlara sinagog yaBaez de sahne aldı. Baez, pıyoruz. İçimdeki büyük “Müziğin yasaklanması bir kinle konuşuyorum!” dedi. acz, zavallılık belirtisi!” deAma ne oldu 17 yaşındi. Lady Gaga ve Baez’in daki Dilan Alp eski İstantepkilerinin dünyada nasıl bul Valisi Hüseyin Avni dalgalandığını düşünün! Mutlu’nun “marjinal, örgüt Ne demişler? “Balık başüyesi” sözlerine açtığı taztan kokar…” Valiler ve büminat davasında, 10 bin liyükelçiler “hükümetin” değil, “devletin” temsilcilera kazandı…Tuz değil, artık ridir! Günümüzde valiler Sultan’ın devleti kokuyor… Devletin Valileri! B koalisyonu sevmediniz, biliyorum, ama... Sevmediniz, çünkü sizin daha demokrat, daha devrimci, daha emekten ve özgürlükten yana hedefleriniz var. Bir Türkiye sevdalısı olarak tam demokratlaik bir hukuk devletinin yaşama geçtiğini görmek istiyorsunuz. Ve öte yandan biliyoruz ki ortaya konan alternatiflerden hiçbiri sizi tatmin edemeyecek. Dudak bükecek, hatta belki yüksek sesle “İşte bu en kötüsü oldu!” diyeceksiniz. İçinde yüzdüğümüz tablo bu! isteyecek kadar uyanık olabilir. Özellikle CHP’nin isteyeceği, Milli Eğitim, Adalet, Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarını vermeye yanaşmaz; yobaz Türkiye yolunda attığı adımların silinmesini kabul edemez. Ayrıca Kaçak Saray’ın boşaltılması, 17/25 dosyalarının ödünsüz takibi de alabileceği riskler arasında bulunamaz. Yani çıkaracağımız sonuç şudur: Evet, CHP’nin her görüşmeye açık olması medeni ve doğru duruştur. Ama Davutoğlu ile pazarlıkların CHP açısından “değecek” bir noktaya taşınması olanaksızdır. Bence bu aşamada CHP, her şeye rağmen tabanının ağır basan sesini dinleyerek topu taca atıp, bir AKPMHP koalisyonunun oluşmasına teorik bir olanak sağlayarak kendini beklemeye alabilir. Bu alternatif oluşursa, CHP, MHP’ye muhalefetteykenki söylemlerini hatırlatarak ana muhalefet görevini üstlenebilir. Türkiye’yi bekleyen tehlikeler arasında, kurulamayan bir hükümetin halkta yaratacağı bezginlik, “AKP’siz işler yürümüyor” havasıdır. Zaten muhalif halk için en kötü şey, bu sahte özlemin itici gücüyle AKP diktatoryasının geri geleceği senaryosudur. Buna Güneydoğu’da bekleyen IŞİD ve Kürt devleti baskıları gibi bizi doğrudan ilgilendiren uluslararası sorunlar ve Erdoğan’ın savaş çığırtkanlığı da eklendiğinde, hükümetsiz kalarak kaos yaşayan bir Türkiye tablosunun hangi tehlikelerle karşılaşacağını net görebiliyoruz. Devlet sorumluluğu taşıyan her siyasi parti ve vatandaş, bu karanlık tablolara rağmen, ortaya kimseyi tatmin edemese de bir sonuç çıkarmaya mecbur olduğumuzu unutmamalıdır. İşte şimdi bu yazıyı, başa dönüp tekrar okuyabilirsiniz! Ne yazık ki, döngü kısır, tablo ağırdır! oy kullanmaycağını açıklaması gibi, Tayyip Bey’in de “45 gün baskısından uzak bir koolisyon kurma ortamı hazırlaması” demokratik siyasetin adabı edebi gereğidir. Siyasi sözlüğe soktuğu bu kavramlara olan saygısını göreceğiz.. HHH Refah Partisi de bugünkü AKP gibi 1995 seçimlerinden 1. parti çıkmış ama tek başına hükumet kuramamıştı. Meclis 8 Ocak 1996 günü çalışmaya başlamıştı. Ertesi gün de Cumhurbaşkanı Demirel, Erbakan’a hükümeti kurma görevi verdi. Ancak 10 gün süren pazarlıkları sonuçsuz kalınca bu defa görev önce 19 Ocak 1996’da DYP lideri Tansu Çiller’e... O da 14 gün uğraşıp kuramayınca... Bu kez görev, ANAP lideri Mesut Yılmaz’a verildi. (3 Şubat 1996) Ve 45 gün süreci işlemeye başladı. Ve 7 Mart 1996 günü kurduğu hükümet güvenoyu alınca ANASOLD koalisyonu işbaşı yaptı. HHH Burada çok kritik bir nokta var. 40 yıl TBMM’de görev yapmış Kanunlar Kararlar Daire Başkanı ve Genel Sekreteri İbrahim Araç bu noktaya şöyle dikkat çekiyor: “Kurulan hükümet güvenoyu alamaz ise takvim çalışmaya başlar ve sonraki 45 günde de kurulacak hükümete güvenoyu verilmezse Cumhurbaşkanı TBMM Başkanı’a danışarak erken seçim kararı alabiliyor!” Bu noktada, teamüller Cumhurbaşkanı’na genişçe bir oyun alanı tanıyor. Yeni bir görevlendirme yapmayarak seçime gitme yetkisini (kozunu) elinde tutabiliyor. Bu da liderleri açıkça baskı altına alarak yeni koalisyon formüllerine olanak tanıması demek. Ama görünen o ki AKPCHP’den başka formül yok!! ali nesin’in gönlü.. “AKPCHP koalisyonu ülkeye müthiş dış kaynak sağlar. (..) Bilime ve araştırmaya kaynak aktarılırsa Türkiye bir yerlere gelebilir.” Evet, aynen böyle söyledim. Bu sözlerimi ülke yararına yormuşsunuz. Bu da doğru. Bu senaryo kapitalistler için yararlıdır. Emekçilere, yoksul halka da bir pay düşer. Ama iki ayrıntı var: 1) Bu gönlümdeki senaryo değildir. Ben en olası senaryonun sonuçlarını belirttim. 2) Elde edilecek refahın bilimearaştırmaya yöneleceğine dair ise haklı kuşkularım var. ALİ NESİN Şimdi bunu kabul ettikten sonra, belki stresiniz biraz daha azalır. Çünkü baştan işin “fena” olacağını bildikten sonra hayal kırıklıklarınıza katlanabilirsiniz. Bakın muhalefetin “sözde” yüzde 60’lık blokunu, Bahçeli en baştan yaktı, imza kalemini de denize attı. Demek ki geriye ne kaldı elimizde? AKPMHP veya AKPCHP alternatifleri. MHP sorumluluk almadan muhalefette büyümek veya son ana kadar yapacağı nazla, AKP’ye karşı pazarlık gücünü artırmak istiyor. Biliyorum ki birçok demokrat insanın AKPMHP olasılığına karşı tüyleri şimdiden diken diken. “Bu en kötüsü” diyorlar. AKPCHP ise solun büyük kısmı için gaflet, hıyanet ve hatta intihar seçeneği. Yani her “kötü” olasılığın önceden üzeri çizili. Neyi istemediğimiz söylemek şu günlerde çok daha kolay. “Peki sizce ne olmalı” sorusuna ise pek cevap veren yok. Herkes hemen kıvırıp neyi istemediğine getiriyor lafı. Demek ki önce bu acı gerçekle yüzleşmemiz lazım: Biz bu koalisyonu şimdiden sevmedik ama alternatif de üretemeyip kaçıyoruz. İşte durumun pek de şık olmayan özeti bu! Her olasılık, iç karartıcı! tı? Gayet pratik bir yöntemle, o da her kapıyı kapatıp “istemezük, ne haliniz varsa görün” diyebilirdi. Ama açık konuşmak gerekirse, Cumhuriyeti kuran parti, soğukkanlılıkla davranıp herkesle diyaloğa açık bir tablo çizdi. Aslında demokratik açıdan olması gereken de öncelikle buydu. Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye sunduğu “Sen başbakan ol” teklifi bile “koltuk tedarikçiliği” sözleriyle affedilmez bir kabalıkla reddedildikten sonra, CHP liderinin hâlâ beyefendiliğini bozmadan sükunetle MHP ilişkisini nadasa bırakması, siyasi arenamızda ender görülür bir düzeydir. Çünkü agresif şekilde bir başka liderin özverili çabalarını aşağılamak, üst düzey siyasette bir meziyet olamaz. CHP, koalisyon hazırlıkları safhasında, en yapıcı, en olgun parti olarak dikkat çekmiştir. Kılıçdaroğlu, “rövanşist olmayacağız” derken, ince bir uçurum çizgisinde yürüdüğünü umarım biliyordur. Çünkü yolsuzluk dosyalarının üzerine gitmek, halkımızın “olmazsa olmaz” beklentisidir. ON NUMARA 03, 05, 10, 12, 14, 19, 20, 22, 24, 28, 30, 35, 40, 41, 44, 50, 52, 53, 67, 69, 75 ve 76 10 BİLEN: 127 bin 826’şar TL (2 kişi) 9 BİLEN: bin 704’er TL 8 BİLEN: 78.25’şer TL 7 BİLEN:16.65’er TL 6 BİLEN: 3.15’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.45’er TL 30 HaZİRan 2015 SaYı: 32773 Kapıdaki tehlikeler AKP, mesut edemez İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına CHP, olgun davranıyor Peki, CHP bu süreçte ne yap Bunları beklemeye almak bile, toplumun geneli açısından kabul edilemez olduğu kadar, özellikle de CHP’ye yıkım getirir. Halbuki biliyoruz ki oluşabilecek bir koalisyon ihtimalinde bu konuların dondurucuya kaldırılması en beklenen olasılıktır. AKP, teori olarak olası partnerine, ekonomi ile ilgili bakanlıkları vererek, kriz faturasından kurtulmak ORHan ERİnç İcra Kurulu Başkanı akın atalaY Genel Yayın Yönetmeni Can DünDaR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı TEKZİP METNİ Cumhuriyet Gazetesi’nin 10/04/2015 tarihli nüshasının 20. sayfasında Serdar KlZIK’ın kaleme aldığı “İzmirlik Aday!..” başlıklı haberin tekzibidir. 2007 yılından beri Orman ve Su İşleri (OSİB) Bakanı olarak görevini yürüten Prof. Dr.Veysel EROĞLU içmekullanma suyu temini, orman yangınları, erozyonla mücadele, tabiatın korunması gibi görev alanına giren konularda vazifesini başarıyla yürütmekledir. Son 12 yılda OSİB tarafından 78 milyar TL yatırımla, 278’i baraj toplam 2.361 tesis açılmıştır. Ülkemize her 3 ampulden birinin elektriği tabiata zarar vermeyen temiz enerji üretim tesisleri olan HES’lerden karşılanmaktadır. Ormanların yüzde 60’ının madencilere peşkeş çekildiği ithamı mesnetsizdir. Maden sahalarının rehabilitasyonu için eylem planı hazırlanarak, ocakların tabiata verebilecekleri zarar en aza indirilmiş, maden sahalarının tekrar orman olarak tesis edilmeleri sağlanmıştır, Çaldağındaki nikel madeniyle alakalı süreç, müvekkilimin Bakanlık döneminden önce başlamıştır. İzne konu faaliyet hakkındaki ÇED Olumlu Kararı’nın iptali talebiyle açılan dava reddedilmiştir. Bilirkişi Raporunda, inşa edilecek sülfürik asit tesisi projeye entegre olarak değerlendirilmiş, ÇED raporu olumlu, yeterli bulunmuş; Anayasa Mahkeme’siyle Yerel Mahkeme kararları çerçevesinde, hukuka uygun işlem yapılarak ilgili şirkete belirli şartlarla izin verilmiş izin bitiminde sahada ağaçlandırma, rehabilitasyon, izin sahası ve bitişiğinde doğacak zarardan mesul olma taahhüdü alınmıştır. 2008’de hayata geçirilen “Gediz Havzası Koruma Eylem Planı”nda ilgili kuruluşların vazifeleriyle iş takvimi belirlenmiş olup, müvekkilim tarafından titizlikle takip edilmektedir. Akhisar, Saruhanlı, Kula, Ahmetli, Gölmarmara, Kemalpaşa, Aşarlık, Foça Belediyelerinin atıksu arıtma tesisleri işletmeye alınmıştır. OSİB tarafından son 12 yılda STK’ler, çeşitli kurum, kuruluşların da işbirliğiyle 3 milyar 250 milyon fidan toprakla buluşturularak orman varlığı artırılmıştır, 2008’de OECD Genel Sekreteri Angel GURRIA Türkiye’nin erozyonla mücadelede Dünya lideri olduğunu açıklamıştır. BM “Türkiye’deki Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi” çerçevesindeki başarılı çalışmalar dolayısıyla ülkemizi kutlamıştır. Avrupa Çevre Ajansının 7.Çevre Eylem Programı’na yönelik raporunda ülkemizdeki ağaçlandırma, çölleşmeyle mücadeledeki çalışmalarının başarısından bahsedilmiştir. Paşa Ilıcası Kaplıcası, tamamen koruma altına alınmış, su tutulmadan önce tarihi eserler kurtarılmıştır. Burada yapılan Yortanlı Barajı’yla 70 bin dekar alan sulamaya açılmış, yöredeki çiftçilerimize 60 milyon TL yıllık gelir artışı sağlanmıştır. Çamlı Barajı’nın inşaat işlerinin İZSU tarafından yapılması öngörülmesine rağmen İZSU Çamlı Barajı’nın DSİ’ce uygulama programlarına konmasını istemiştir. Ancak yıllık veriminin düşük olması sebebiyle İzmir’e su OSİB’ce Gördes Barajı’ndan sağlanmıştır. 2008’de barajı yapmak üzere yeniden müracaat eden İZSU’dan; 1997’e yaptırılan Planlama Raporunun üzerinden 10 yıllık süre geçtiğinden, uygulama projeleri olmadığından, Raporun revize edilmesi istenmiş; İZSU tarafından bugüne kadar OSİB’e herhangi bir çalışma sunulmamıştır. Barajın mevcut durumunun Efemçukurundaki altın işletmesiyle alakası bulunmamaktadır. Belirtilen gerekçelerle gerçeğe aykırı ve yalan işbu haber sebebiyle yasal yollara başvurulacağını kamuoyunun bilgisine sunarız. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Vekili Av. Muhammet AKSAN l Haber Merkezi Müdürü: aykut küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim altuğ l Spor: arif kızılyalın l Grafik: ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa çolak l Gece: ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt arcayürek, ali Sirmen, Hikmet çetinkaya, Emre kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 03.26 Ankara 03.19 İzmir 03.35 naMaZ VakİtlERİ Güneş Öğle İkindi 05.28 13.1 5 17.13 05.16 12.59 16.55 05.44 13.26 17.21 Akşam 20.49 20.30 20.48 Yatsı 22.40 22.17 22.39 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear