25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 3 Haziran 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 10 Nâzım Kültür Merkezi AVM olacak Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Merkezi’nin içinde bulunduğu 116 yıllık tarihi bina, kira sözleşmesi bitmeden 49 yıllığına kiralandı. Bina otel ve alışveriş merkezi yapılacak aklaşık 10 yıl önce başlayan kentsel dönüşüm süreci son olarak da HAZAL Beyoğlu’ndaOCAK ki Taksim Sıraselviler Caddesi üzerindeki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın olduğu 116 yıllık tarihi binayı vurdu. Tarihi binadaki vakıf AVM olacağı gerekçesiyle boşaltılmak isteniyor. Laterna Kafe’nin ve Nâzım Demokrasiyi sıçratacaktı... İlk hecede bıraktı! rdoğan artık AKP’nin sorunudur. Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkmıştır. 7 Haziran seçimleri sürecinde tarafsızlığını tümüyle yitiren, devlet olanaklarını sadece partisi için kullanan, devletin tüm kurumlarının AKP’ye çalışması için baskı yapan, basını susturmada kamuoyunu yönlendirmede Hitler yöntemlerini bile sollayan bir kişinin tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı olması artık olanaksız. Bu anlamda, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan bitmiştir. AKP’nin cumhurbaşkanı Erdoğan vardır. Bunu ne kadar sürdürebilir? Bu sorunun yanıtını vermeden önce bu köşede yeri geldikçe vurguladığımız diktatör tarifini yineleyelim: Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir, milyonlarca insanın bir kişinin zulmünü kabul etmesidir. 7 Haziran seçimlerini bu diktatörlük tarifine göre de okumak gerekiyor. Tablo gösteriyor ki, toplumun ciddi bir kesimi Erdoğan’ın başkanlığına karşı olduğu gibi bugünkü yöntemle Cumhurbaşkanlığı’na da karşı. HHH Erdoğan’a karşı olanlar arasına AKP’nin de önemli bir dilimi koyabiliriz. Buna Davutoğlu da dahil... Biraz siyasi kulis yapmak gerekirse; Davutoğlu şöyle düşünüyorsa haksız sayılmaz: “Bana 290300 milletvekilliği yeter. Bu durumda Erdoğan’a, ortak, halk bu kadar oy verdi, bizi iktidarda tuttu, seni koyverdi. Bu milletvekili sayısıyla başkanlık diye tutturmak olanaksız. Anayasayı değiştiremeyiz. Ben başbakanlık yapayım, sen de mevcut yasalar çerçevesinde orada kal...” Seçildikten sonra anayasayı, yasaları hiçe sayıp her şey benim diyen Erdoğan’ı bu olasılık çılgına çeviriyor olmalı. Kaldı ki, seçimden Davutoğlu’nun hayal ettiği tablonun çıkma olasılığı da düşük. Seçim sürecinin başında açılışı 400’le başlattılar, sonra “330 da olur” dediler. Ardından “azınlık da kurar, hükümeti vermeyiz” demeye başladılar. Çok partili yaşamla birlikte kurdukları partileri iktidara taşıyan liderler, çoğunlukla kendilerini partilerinden üstün görmüşlerdir. Bu durum başlangıçta parti için “güç” olmuştur, zamanla “yük”e dönüşmüştür. AKP’yi de bu kader bekliyor. HHH Erdoğan nasıl partisinin gücü iken yükü haline geldi? Bunun için uzun uzun analizler yapmaya gerek yok, birkaç kesit aktaralım, yeter... Parti kurulurken “milletvekilleri sadece parmak kaldırıp indiren olmayacak” demişti. Şimdi parlamentoyu tümüyle gereksiz hale getirecek bir sistem istiyor. Hükümet olduktan hemen sonra, “hedef AB” demiş, Brüksel’den gelmez olmuştu. En geç 2013’e kadar Türkiye’yi AB’ye sokacaktı. Türkiye’yi AB’ye değil, birbirine soktu. Başlangıçta insan hakları temel kriter olacaktı. Şimdi bunu insan haklamalarına çevirdi. Başlangıçta Yüksek Askeri Şura kararları dahil devletin her adımının hukuka açık olmasını istiyordu, şimdi hukuku herkese kapattı. Başlangıçta, devlet halkın hizmetinde olacaktı. Şimdi halkı, kendi devletine kul etti. Başlangıçta demokrasiyi sınıf atlatmayı hedeflemişti, Türkiye sıçrayacaktı. Sıçradı mı? İlk hecesinde bıraktı. O yüzden aklı fikri tuvalette! Y Hikmet Vakfı’nın yer aldığı tarihi binanın da sahibi olan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı, Şeker Teyzeye uyguladığı sürecin benzerini tarihi bina için de uyguladı. Vakıf Nâzım Hikmet Vakfı’nın kira sözleşmesi bitmeden AKKA İnşaat’a AVM yapılmak üzere 49 yıllığına kiraladı. Nâzım Hikmet Vakfı Başkanı Rutkay Aziz, “Her türlü olumsuz koşullara, baskıya, tehdide, yıldırmalara karşı vakfı sonsuza dek inatla yaşatmaya kararlıyız” de di. Vakıf yöneticileri, usta şair Nâzım Hikmet’in 52. ölüm yıldönümü olan bugün saat 11.00’de vakıfın bulunduğu binadaki eyleme tüm yurttaşları çağırdı. Nâzım Hikmet Vakfı tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada da “116 yıllık bir tarihi olan binamız, yığma tarzda inşa edilmiş korunması gerekli tescilli eski eserdir ve binada risk olduğuna ilişkin herhangi bir yetkili Koruma Kurulu kararı, onaylanmış bir proje bulunmamaktadır” de nildi. Beyoğlu Belediyesi’nin bina sahibi vakfın temsilcisi bir inşaat firmasının isteği üzerine binayı diğer kiracılarla birlikte, boş ve eksiksiz olarak teslim edilmesinin ihtar edildiği belirtilen açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi: “Binayı boşaltmamamız halinde Beyoğlu Belediyesi tarafından tahliye ve faaliyetlerimize son verme işleminin yapılacağı bildirilerek bizleri, hiçbir anlaşmaya yanaşmadan kayıtsız şartsız kapı önüne koymaya hazırlandıkları nı açıklamışlardır. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı olarak, kiracısı olduğumuz bu binada 20 yıldır faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Binamız, kira sözleşmelerimiz devam ederken, kanunları zorlayarak, sözde tadilat amaçlı, ama gerçekte otel ve alışveriş merkezi yapılmak üzere bir inşaat şirketine 49 yıllığına kiralandı. Hrisovergi apartmanı 116 yıllık tarihiyle, İstanbul ve Beyoğlu’nun depreme en dayanıklı belli başlı binalarından biridir.” E ALİ İSMAİL KORKMAZ VE MEHMET AYVALITAŞ GÖZYAŞLARIYLA ANILDI ‘Esnaf korur dedim... Bilemedim’ G ezi direnişi sırasında polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz, dövüldüğü Harman Sokak’ta anıldı. Ağabey Gürkan Korkmaz, “O gün Ali İsmail ile internetten konuşuyorduk. Annem dedi ki ‘Bak oğlum kardeşini uyar’. Ben de dedim ki ‘Eskişehirin halkı esnafı Ali İsmail’i korur, bir şey olmaz’. Eskişehir’e gelen öğrenci buradan diplomayla gider. Cübbesiyle avukat olur, burda avukat olur, burda kalır evlenir baba olur burada çocuklarına Eskişehir anılarını anlatır. Ama Eskişehir’e gelen bir öğrenci cübbe yerine kefenle, diploma yerine ölüm belgesiyle, tabutla evine gönderilmez. Eskişehir halkı Eskişehir esnafı buna izin vermez dedim. Bilemedim böyle olacağını” dedi. l CAN HACIOĞLU / ESKİŞEHİR lar yürekleri dağladı. Saatlerce, “Fadime derdini kusamadı! Vay bizim ezi Direnişi’nin ilk hafhalimize vay! Kurban olutasında Ümraniye’de rum sana ben yavrum oğeylem yapan grubun içine lum, kızım nasıl aldılar sizdalan arabanın çarpmasıyleri elimizden. Kefen yakışla hayatını kaybeden Mehtı mı oğlum sana? Annen de met Ayvalıtaş’ın ölümüdayanabilir miydi bu acıya? nün 2. yılında, Çekmeköy Yıkıldı yuvamız” sözleriyle Mezarlığı’nda acılar ağıt olağıtlar yakan acılı anneanne du. Önce torununun ardınmezar taşına sarılarak öptü dan, Mehmet’in acısına dayanamayıp ölen kızının acı ve güçlükle ayakta durabildi. sını yaşayan anneanne Nesli Anmaya Berkin Elvan’ın anhan Karagöz’ün yaktığı ağıt nesi Gülsüm Elvan da katılDAMLA YUR ACISI HİÇ DİNMEDİ G dı. Anneanne Karagöz’e destek olan Gülsüm Elvan ayakta durmakta zorlandı. Bir yanda Mehmet Ayvalıtaş’ın anneannesi Karagöz, bir yanda ablası Gül Ayvalıtaş, bir diğer yanda ise Gülsüm Elvan yere çöküp gözyaşları ve ağıtlarıyla “Acımız dün gibi” mesajı verdi. Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ise “Oğlumun katledilmesi ile büyük bir acı yaşadık. Eşim Fadime Ayvalıtaş da bu acıya dayanamayarak hayatını kaybetti. Ailemize çok büyük acılar yaşattılar. Önce oğlumu, sonra eşimi aldılar. Oğlunun ölümünden AKP iktidarı sorumludur. Çocuklarımızın ölümünden sonra iktidar ülkeyi daha da büyük bir karanlığa doğru sürükledi. Kimse için istemem ama bizim çocuklarımız ne çektiyse onlar da, çocukları da aynı acıları çeksin” dedi. l İSTANBUL ‘Allah için, çocuğumu al da git’ Tel Abyad bölgesinde PYD ile IŞİD arasında artan çatışmalardan kaçan bini aşkın kişi 4 gündür AkçakaleKepezli sınırında bekliyor mutanının müdahale için izin vermediğini belirten muhtar Akburan, çok sayıda mülteci arasınir yandan Halep’ten bir yandan da Tel Abyad bölge da Kürtlerin ve Arapların yanı sısinden PYD ile IŞİD arasın ra Türklerin de olduğunu söyleda artan çatışmalardan kaçan bini di. Köyün muhtarı, “Ben o 7 günlük çocuğu alırdım ama asker bıaşkın kişi 4 gündür AkçakaleKepezli sınırında “aç susuz” bekleti rakmazdı. Ben bakar büyütürdüm liyor. Akçakale’nin Kepezli köyün onu. Ağlayarak geri verdim” diyede yaşanan dramı köyün muhtarı rek yardım istedi. Akburan, “OnlaTalib Akburan, “Allah için yardım rın hepsi bizim akrabamız. Biz onedin. Ben su götürdüm ve gözüm lara bakarız” diyerek sınırın açılle gördüm. Bir kadın binlerce insa masını istedi. HDP’nin milletvekili adaylarınnın gözünün önünde doğum yaptı. Bir başka kadın yalvardı, ‘Allah dan Ali Eroğlu da dün bölgeye giderek incelemelerde bulundu. için şu 7 günlük çocuğumu al da Eroğlu, şu bilgileri aktardı: git’ diye” sözleriyle aktardı. “Onları sınırdan almamalarının Doğum yapan kadına tabur koen büyük sebebi AKP. Çünkü seçim öncesinde tepki almak istemiyorlar.” DUYGU GÜVENÇ Çatışmalar sınıra dayandı B IŞİD, Kilis’in karşısında bulunan Suriye’nin Halep kentinin Azez ilçesi ve bu ülkenin Türkiye’ye açılan en büyük kapılarından birisi olan Öncüpınar Sınır Kapısı’nın karşısındaki EsSelame Sınır Kapısı’nı ele geçirmek için saldırı başlattı. Daha önce birkaç kez yaptığı denemelere rağmen başarılı olamayan IŞİD militanları, son günlerde sınır hattına yakın noktalardaki köylere yönelik saldırıya geçti. Halep ve Carablus yönlerinden Türkiye sınırındaki Azez’e ilerleyen IŞİD militanları güzergâh üzerinde bulunan Özgür Suriye Ordusu ve El Nusra denetimindeki köylerin kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor. erör örgütü IŞİD, Türkiye’deki propagandasına hız vererek Türkçe dergi çıkarmaya başladı. İlk sayısı İstanbul’un Fethi’nin gerçekleştiği mayıs ayında çıkan derginin ismi ise Konstantiniyye. IŞİD’in resmi medya kuruluşu olarak geçen AlHayat’ın Türkçe masası tarafından hazırlanan dergi, yayınlanan ilk sayısında açık açık IŞİD propagandası yapıyor. Terör örgütü olduğu dünya çapında kabul edilen IŞİD’in Türkçe olarak yayınladığı derginin PDF’lerinin bulunduğu internet sitelerine ise herhangi bir ulaşım engeli yok. Derginin dikkat çıkan bir başlığı ise Türkiye’den getirilen etlerin güveni Basın yasakları IŞİD’in dergisini pas geçti T lirliğini sorgulayan ‘Türkiye’den Getirilen Etlerin Hükmü’. “İslam Devleti”ne bağlı “İslam Devleti Araştırma ve Fetva Kurulu” tarafından hazırlanan bu yazıda ise, Türkiye’deki halkın çoğunun mürted (kafir) olmasından ötürü kesilen etlerin de haram olacağı öne sürülüyor. l Dış Haberler Vatan’ın adayı ilgi az diye HDP’ye geçti! atan Partisi’nden Hakkâri 1. sıra milletvekili adayı olan Namık Ereli, dün Yüksekova’daki mitingin ardından partisinden istifa ederek HDP’ye katıldı. Abdullan Öcalan’ın posteri önünde rozet takan Ereli, istifa gerekçesi olarak mitinge olan ilginin azlığını gösterdi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde “Edirne’den Hakkâri’ye kardeşlik ve kucaklaşma” mitingi düzenledi. Yaklaşık 100 kişiye hitap eden Perinçek’in konuşması sırasında sık sık, ‘Birlik barış kardeşlik’ ve ‘Türk, Kürt kardeştir, Amerika kalleştir’ sloganları atıldı. Mitingin ardından Namık Ereli istifa dilekçesini İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na verdikten sonra HDP ilçe binasına gidip HDP’ye katıldı. l HAKKARİ / DHA V C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear