Catalog

Pazar 28 Haziran 2015 Şimdilik ‘Adios’! Buena Vista Social Club, Harbiye’deki konseriyle İstanbul’a ‘Elveda’ dedi fsane Küba müziği grubu Orquesta Buena Vista Social Club, önceki akşam verdiği konserle İstanbul’a “elveda” dedi. Final turneleri “Adios Tour” kapsamında sahneye çıkan grup, bilindik birçok şarkısını İstanbullu müzikseverler için seslendirdi. Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki konser sırasınMEHMET da, geçen süreçte haKESKİN yatını kaybeden grup üyelerinin fotoğrafları da barkovizyona yansıtılarak anıldı. Konserde grubun efsane solisti Omara Portuonda ilerlemiş yaşına rağmen kaybetmediği enerjisiyle müzikseverleri keyiflendirdi. Omara Portuonda, Eliades Ochoa, Guarjio Mirabal, Barbarito Torres, Jesus ‘Aguaje’ Ramos’ en bilinen “Como Siento Yo”, “Dodas de Oro”, “El Carretero”, “Chan Chan”, “Dos Gardenias” gibi şarkıları yorumlarken grubun en eski üyelerinden, yerel Küba enstrü KULTUR Köy Enstitülü ozan Mehmet Başaran hayatını kaybetti Köy Enstitülü ozan, yazar Mehmet Başaran 89 yaşında hayatını kaybetti. Başaran’ın evinde hayatını kaybettiği öğrenilirken usta EDİTÖR: MEHMET KESKİN yazarın cenazesi yarın Karacaahmet Şakirin Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından memleketi Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Ceylanköy’de toprağa verilecek. Köy edebiyatı hareketinin şiirdeki önde gelen temsilcilerinden birisi olan Başaran’ın birçok eseri bulunuyordu. TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 21 E Nükleere inat yaşasın hayat Kazım Koyuncu, ölümünün 10. yılında İstanbul’da anıldı enç yaşta kanser hastalığına yakalanarak aramızdan ayrılan ünlü müzisyen Kazım Koyuncu, ölümünün 10. yılında İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle anıldı. Halkevleri tarafından düzenlenen etkinlikte şarkılar “nükleer santrallere, doğanın talanına” karşı seslendirildi. “Çevre mücadeleleri” teması etrafında düzenlenen Küçükçiftlik G Gecede sahneye davet edilen Halit Ergenç, Portounda ile ‘Akdeniz Akşamları’nı seslendirdi manı “laúd” üstadı Barbarito Torres sık sık yaptığı sololarla müzikseverlerle buluştu. Gecenin sürprizi ise biste grubun gitaristi ve solisti Eliades Ochoa tarafından sahneye “İşte tüm dünyanın tanıdığı Muhteşem Süleyman!” anonsuyla davet edilen Halit Ergenç oldu. Ha İşte Muhteşem Süleyman! lit Ergenç, rol aldığı “Binbir Gece” ve “Muhteşem Yüzyıl” dizileri Küba’da da yayınlandığı için burada da tanınıyor. Sahneye çıktıktan sonra Omara Portuonda’nın önünde diz çöküp elini öpen Ergenç daha sonra Portuonda ile birlikte “Akdeniz Akşamları” şarkısını seslendirdi. Portuonda ve Ergenç bir süre birlikte şarkı söyleyip dans ettikten sonra geceyi sonlandırdı. Park’taki etkinlikte Kardeş Türküler, Bulutsuzluk Özlemi, İlkay Akkaya, Marsis, Burcu Yeşilbaş, Bayar Şahin, Pilli Bebek sahneye çıktı. “Yaşamı ve Doğayı Savunmak İçin Yeryüzüne Şarkılar Söylüyoruz, Kazım Koyuncu Anısına” çağrısıyla düzenlenen etkinliğe sanatçı Nejat İşler de bir mesajla destek verdi. Grup Yorum ‘Dünden Yarına Ustalarımız Ruhi Su’ (Kalan) 0 yıldır şarkılarıkonserleri yasaklanan, üyeleri tutuklanıp işkence gören, evleri basılıp çalgıları kırılan, albümleri toplatılan Grup Yorum. 30 yıldır azaltılmaya çalışıldıkça çoğalan, bastırıldıkça sesi yükselen, mücadeleyi bir gelenek olarak sürdüren Grup Yorum... Son albümleri Grup Yorum’un başlattığını duyurduğu “Dünden Yarına Ustalarımız” adlı serinin ilk çalışması. Seriye “öğretmenimiz, ustamız” dedikleri Ruhi Su ile başlamalarının nedeni, Ruhi Su’nun sadece türküleri yorumlamakla yetinmeyip, kendi sözleri ve besteleriyle bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm kavgası hesabına zengin bir hazine bırakmış olması. Projeyi nostalji için değil, unutturulmaya çalışılan bir geçmiş ve gelenekler için yaptıklarını ifade eden bu devrimci kolektif, 19 güzel türküyü özünü bertaraf etmeden bilinen ezgilerinden farklı düzenlemiş, kısa kısa çalarak yorumlamış. İtiraf etmeli, Grup Yorum’un son periyodu şüphesiz anlaşılabilir nedenlerle müzikal açıdan eskiyi aratıyordu. Ancak “Ruhi Su” albümü, bir büyük ustayı yeni kuşaklarla tanıştıracak ya da balık hafızalarımıza hatırlatacak olması bir yana eski güzel günlere dönüşün müjdecisi olarak görülebilir. Demek ki, türküler susmamış, halaylar durmamış... Tanju Eren Orkestrası ‘TEO’ vazı çıktığı kadar bağıran, yırtınan insanların uzağında, yalnız bir müzisyen; has rock gitarcısı, yapımcı, besteci Tanju Eren. Kırk yaşına bastığında hayatında yeri olan müzisyenleri toplamış ve “40” adında bir albüm çıkarmıştı. Sekiz yılın ardında gelen ikinci albümü “TEO”da, iki albüm arasındaki inişliçıkışlı dönemin geniş özeti var. Haliyle fikirlerinin özeti, yanı sıra ciddi bir özeleştiri var. Daha gönlünce bir albüm yapmış Tanju; çok daha özgürce... Kadrodaki bir müzisyen solist Serkan Oganer yeni, diğerleri ise davulcu Nedim Tanyolaç, basçı Cenk Tarhan, klavyeci Güven İlter eski dost. Kimyaları iyi, birbirleriyle uyumları yüksek; çalarken eğlendikleri ve mutlu oldukları belli. Sound Amerikan Rock tarzına yakın; bolca yetmişlerin klavyeleri, Hammond tınıları ve hardrock gitar soloları... Şarkıların içeriği yoğun; albüm kayıtlarının öncesinde yaşadığı maddimanevi çöküşün, dibe vuruşun sonrasındaki toparlanma dönemine denk geliyor bu şarkılar. O nedenle ziyadesiyle toparlanma, hayata yeniden bağlanma, evlilik ve umut temaları içeriyor. Dinleyince anlıyoruz ki, kapaktaki Yves Klein fotoğrafındaki adam düşmüyor, uçuyor... “TEO” sistemin dışında var olmaya çalışan bir müzisyenin ürünü... muratbeser@muratbeser.com İki ayrı konser, iki ayrı şölen Deutsche Kammerphilharmonie Bremen, Aya İrini ve Lütfi Kırdar’da ayakta alkışlandı EGEMEN BERKÖZ 3 A eutsche Kammerphilharmonie Bremen (DKB) şef Paavo Jarvi yönetiminde 24 Haziran akşamı Aya İrini ve 25 Haziran akşamı Lütfi Kırdar konserlerinde İstanbullu müzikseverleri çoksesli klasik müziğe doyurdu. “Brahms Aydınlanması” başlıklı bu konserlerde ünlü Estonyalı şef Paavo Jarvi’nin 2004’de sanat yönetmenliğini üstlenmesinden bu yana adeta kimlik değiştiren ve dünyanın en iyi orkestraları arasına giren, özellikle Beethoven ve Schumann konser ve kayıtlarıyla büyük övgü alan ve ödüller kazanan orkestra Brahms’ın Op.68 Do minör 1.Senfoni ‘si ile Op.98 Mi minör 4.Senfoni’sini seslendirirken adları dünyanın en iyileri arasında anılan iki soliste eşlik etti: Op.77 Re Majör Keman Konçertosu’nda Christian Tetzlaff’a, Op.83 Si bemol Majör 2.Piyano Konçertosu’nda da Lars Vogt’a. Orkestra da, solistler de olağanüstüydü bence, öyle ki Brahm’sın hepsi de başyapıt olarak nitelenen bu D Şef Paavo Jarvi yönetimindeki DKB, İstanbullu müzikseverleri klasik müziğe doyurdu. yapıtlarının bugüne kadar dinlediğim (elbette büyük çoğunluğu kayıtlardan) en iyi çalınışlarını dinlediğimi düşünüyorum. Gerçekten şölendi bu iki konser çoksesli klasik müziğin tutkunları için. 25 Haziran akşamı Barış için Müzik Orkestrası’nın ana konserden önce verdiği küçük konser ise güzel bir sürpriz oldu. Borusan Filarmoni’nin şefi Sascha Goetzel’in sırtında “Barış için müzik” yazılı bir tişörtle yönet Barış için müzik tiği, Barış İçin Müzik Orkestrası’nın çocukları rengarenk giyimleri ve dinamik çalışlarıyla büyük alkış aldı. Grieg, Çaykovski, Strauss ve Piazzolla’dan sonra başlarına taktıkları renkli peruklarla ve dans ederek çaldıkları “West Side Story”nin “Mambo”su ise salonu iyice coşturdu. Bu orkestra ve çizdiği yol Türkiye için bir umut. Onları izleyen hangi çocuk yerinde oturabilir, sahneye fırlayıp onlara katılmak istemez? Bence, Türkiye’nin bütün çocukları izlemeli Barış İçin Müzik Orkestrası’nı. C M Y B