14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 8 Nisan 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: EBRU ADALI ekonomi 19 30 bin kişi daha takipte Türkiye’de bireysel kredi ve kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe giren yurttaş sayısı şubatta 30 bin kişi arttı. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi; aylık, yıllık ve tüm dönem verilerini kişi bazında tekilleştirme yaparak, Negatif Nitelikli Bireysel Kredi ve Kredi Kartı Raporu’nu yayımlandı. Rapora göre, bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibi devam eden kişilerin sayısı, 2.98 milyon kişiye yükseldi. Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe düşmüş kişi sayısı geçen yılın ilk iki ayına göre yüzde 2 oranında artarak119 bin oldu. l Ekonomi Servisi Bu elektrik, siyasi iradeyi de çarpar Karanlığın faturasının çıkarılmak istendiği ‘işletme hatası’nın, siyasi irade baskısı olmaksızın yapılamayacağını savunan EMO’dan Yıldız’a ‘koltuğunu bırak’ çağrısı geldi. lkeyi 31 Mart günü karanlıkta bırakan elektrik kesintisi nedeniyle istifası istenen Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Kemal Yıldır’ın istifası, konuya ilişkin tartışmaları bitirmezken, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), TEAİŞ’ın işletim hatasından önce politik bir hataya işaret ettiğine dikkat çekti. EMO tarafından yapılan değerlendirmede, karanlık gündeki tesadüfleri sorgulayan enerji sisteminin bütüne yönelik sorunların ortaya koyulduğu ve yeniden kamulaştırma talep edilen açıklamada, elektrik hizmetinin siyasal ya da ticari çıkarların ötesinde kamu yararını gözeten yapılanmaların olduğu özerk bir işleyişe teslim edilmesi istendi. EMO ve diğer sektör uzmanlarının verdiği bilgiye göre durum özetle şöyle: l Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın kendisi yerine bürokratını istifa ettirdiği 31 35 30 25 20 15 10 5 0 Durgunluk Biçim Değiştirerek Sürüyor ÜİK tarafından geçen hafta yayımlanan milli gelir istatistikleri, ekonomide durgunluk sürecinin biçim değiştirerek sürmekte olduğunu belgeliyor. Verilere göre 2014’ün bütününde milli gelir büyümesi yüzde 2.9 düzeyinde kaldı. Nüfus artışını göz önüne alırsanız, bu rakam fert başına yaklaşık yüzde 1.1’lik artış anlamına geliyor. Hele bir de döviz cinsinden ifade ederseniz, 10 bin 400 dolarlık düzeyi ile Türkiye’de fert başına gelirin 2008’in gerisine düşmüş olduğu belgeleniyor. Anlaşılan, AKP ekonomi idaresinin dövizin ucuzluğuna dayandırılarak elde edilen hormonlu büyüme süreci şimdi tersine dönmüş, döviz kurundaki artışlar bu sahte cennetin ardındaki gerçekleri açığa çıkarmıştır. Milli gelirde 2014’te gözlenen yüzde 2.9’luk büyümenin ardında iki etken öne çıkıyor: devletin tüketim harcamalarındaki artış (yüzde 4.6) ve ihracattaki artış (yüzde 6.8). Devlet harcamaları 2013’te de yüzde 6.5 artmış; ihracat ise geçen sene daralma göstermiş idi. 2014’te ihracat artışını çoğunlukla döviz kurundaki aşınmaya ve yurtiçinde daralan tüketim talebine bağlamak yerinde olabilir. Öte yandan sabit sermaye yatırımlarında dört çeyrek dönem boyunca üst üste küçülme var ve yıl ortalaması yüzde 1.3’lük daralmaya işaret ediyor. Özel tüketim harcamalarındaki yüzde1.3’lük durgunlukla birlikte Türkiye’nin özel sektör iç talebinde sert bir durgunluk olduğunu, büyümenin de iç talebin baskılandırıldığı klasik ihracata yönelik büyüme ile açıklanabildiğini söyleyebiliriz. Kısaca özetlemek gerekirse, iç tüketimin baskılandırılmasıyla elde edilen iktisadi artık, pahalılaşan dövizin verdiği uyarıcı etkiyle birlikte ihracat pazarlarına yöneltilmiş gözüküyor. Bu biçimiyle 2014 Türkiyesi, 12 Eylül darbesi sonrasında ücretlerin baskılandırılmasıyla elde edilen iktisadi artığın olağandışı ihracat teşvikleriyle birlikte dış pazarlara aktarılmasına dayanan 1980’ler konjonktürünü andırıyor. Sonucunu biliyoruz: 1988 krizi ve ANAP’ın tasfiyesi. HHH Sektörler arasında ise geçen sene ekonominin büyümesinin ivmelendirildiği sektör olan inşaat sektörünün 2014’te durgunluğa girdiğini, dördüncü çeyrekte de yüzde 2 daralma gösterdiğini görüyoruz. Bu da hükümetin dayandığı en önemli sektörel kaynağın gücünü kaybetmekte olduğunu dile getiriyor. 2013’te inşaat sektörü yüzde 6.5 büyüyerek milli gelirin sürükleyicisi konumunda idi. 2014’te inşaat sektöründeki çöküşü, ihracat karşılamış gözükmekte. Ancak 2015’in ilk çeyreğine TİM tarafından yapılan değerlendirmeler ihracatın 2015’te ivmesini kaybettiğini ve yüzde 15’lik bir küçülme gösterdiğini belgeliyor. Sanayi sektörlerindeki durgunluk ve daralma ile birlikte 2015’te artık ne inşaat ne de ihracatın itici olamayacağı; geriye tek bir çare kaldığı gözleniyor: Devlet harcamaları. Yeni teşvik sistemini biraz da bu gözle değerlendirmek gerekli. 2014 verileri bir yandan da “Türkiye’nin potansiyel büyüme hızı yüzde 5’tir” saptamasının artık tarihe karıştığını gösteriyor. 20032014 AKP döneminin ortalama büyüme hızının yüzde 4.4 ile tüm Cumhuriyet dönemi ortalama büyüme hızı olan yüzde 4.9’un gerisine düşmüş olduğu görülmekte. AKP döneminin söz konusu büyüme performansı aslında IMF ile Yakın İzleme Anlaşması’nın imzalandığı yıl olan 1998 sonrası spekülatifyönlü neoliberal büyüme döneminin ortalamasına giderek yaklaşıyor (yüzde 4). Bütün bunlar AKP ekonomi idaresinin sıkça başvurduğu “büyüme mucizesi” masalının da sonuna gelindiğini bir kere daha anımsatıyor. HHH 1998 sonrasında genel hatları IMFDünya Bankası tarafından çizilen ve uluslararası finans sermayesinin gereksinimlerine göre şekillendirilen spekülatifyönlü büyüme modelinin sürdürülemez nitelikte olduğunu ve gerek para, gerekse de maliye politikalarını aşırı biçimde daraltıcı uygulamalara mahkum ettiğini birçok kez vurgulamış idik. Şimdi geldiğimiz nokta, 2003’ün hemen ardından tüm dünyada yaşanan sıcak paraucuz döviz coşkusunun sona erdiğini ve finans ve imar rantlarına dayalı spekülasyon balonunun sönmüş olduğunu belgelemektedir. Ü Mart “elektrik krizi”ndeki sırlar saklanıyor. l İstifa ettirilen TEİAŞ Genel Müdürü Kemal Yıldır’ın açıklamaları, TEİAŞ’ın işletim hatasından önce politik bir hataya işaret ediyor. l Kamu ya da özel mülkiyet ayrımı olmaksızın düşük maliyetli üretim yapan HES’lerden alım yapılarak enerji maliyetlerinin düşürülmeye çalışılması kamu açısından yararlı olmakla birlikte, bu dengeyi riske atacak biçimde yapıldı. l Böylesi bir riski, TEİAŞ, ne de TEİAŞ’ta çalışan personel inisiyatifiyle almaz. l Ancak siyasi iradenin seçimler öncesinde yoğun bir baskısı olabilir. l İletim sistemi yetersizliğinden dolayı 2013’te 1 milyar 200 milyon lira, 2014’te de 1 milyar 300 milyon liralık kısıt talimatı verildi. Yani iletim sistemi çalışanları “kısıt talimatları” ile “sistem güvenliği” arasında sıkıştırıldı. l Ekonomi Servisi T Bile bile risk FedEx’ten TNT’ye 4.8 milyar dolar ABD merkezli kargo şirketi FedEx, Hollandalı rakibi TNT Express’i 4.8 milyar dolara almaya hazırlanıyor. Ortak açıklamaya göre, FedEx’in sunduğu teklif, TNT hisselerinin borsada son 3 ayda ortalama fiyatı 5,63 Avro’nun, yüzde 42 üzerinde olan 8 Avro’ya denk geliyor. Açıklamada, TNT Express’te çalışanların haklarının korunacağı ifade edildi. Öte yandan, UPS’in, 2013’te TNT Express’i 6,9 milyar dolara alma girişimi, tekel oluşabileceğine yönelik kaygılarından dolayı başarısızlıkla sonuçlanmıştı. l Ekonomi Servisi Kamunun sesi kısıldı l Yine TEİAŞ Genel Müdürü ve Bakan’ın açıklamaları; Türkiye’nin kurulu güç dengesini, özellikle 2002’den sonra EPDK tarafından verilen lisanslarla birlikte masaya yatırmayı gerektiriyor. l 2002’den itibaren kamunun yatırımlardan çekilmesi ve son olarak yapılan büyük termik santral özelleştirmelerinin ardından 2014 sonunda 21 bin 879 MW ile kamunun Tür kiye’deki toplam kurulu güçteki payı 2003’teki yüzde 62’lik düzeyinden yüzde 31.5’e geriledi. l Piyasa yapısı içinde sesi kısılan kamunun, fiyatları dengelemek ya da dengesizlikleri önlemek için müdahale olanağı kalmadı. Denge bozuldu Dolar yeniden dalgalandı Paskalya tatilinin sona ermesiyle birlikte piyasada işlem hacimlerinde artış beklenirken, küresel piyasalarda doların değer kazancı ile birlikte dolar/TL de sert yükseldi. Ancak, ABD faiz artırımlarının öteleneceği beklentisi kurdaki yukarı yönü sınırladı. Dolar, gün içinde 2.56 57 seviyelerine gerilerken, BİST’de de düşüler görüldü. ABD hisse senedi piyasaları yüzde 0.7’ye yakın yükselişle kapanırken Asya borsaları dün yüzde 0.4 artıda seyretti.l Ekonomi Servisi l Konun bir başka boyutu da kurulu güçteki kaynak dengesi. l Kurulu güç içerisinde Lisanslar, TEİAŞ’ı zorladı l EPDK’nin özel sektörün ve siyasi iradenin baskısı altında verdiği lisanslarla yapılan santrallara TEİAŞ’ın iletim hattı planlamasını denk düşürmek için çabaladığı, bunun da sistemi riske atan unsurlardan biri olduğunu görmek gerekiyor. l Önce üretim tesisi yapılıp arkasından iletim sistemi buna uydurulmaya çalışılmaz. l Bir kez daha elektrik sisteminde planlamanın ne denli önemli olduğu, bir kamu hizmeti olan elektrik sisteminin özel sektöre emanet edilmesinin tüm halkın zararına olduğu 10 saat süren karanlık ile ispatlandı. l Tartışmalarda, bu işin tek elden yönetilmesi gerektiği ortaya çıktı. l Bunun için zamanında TEK kurulmuştu. Ülkenin daha büyük açmazlarda kalmaması için, üretimiletimdağıtım ve yeni piyasa literatürüne göre perakende satış hizmetlerinin tek elde kamuya bırakılması gerekiyor. l Acilen yeniden kamulaştırmalar yapılmalı, elektrik hizmeti siyasal ya da ticari çıkarların ötesinde kamu yararını gözeten yapılanmaların olduğu özerk bir işleyişe teslim edilmeli. bambaşka bir kulvar. Yüksek teknoloji içerikli ürün ihracatının toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payı incelendiğinde Türkiye’nin henüz yüzde 2 eşiğini aşamadığı görülüyor. Eşiyok, “Oysa söz konusu oran Türkiye ile aynı kategoride yer alan (gelişmekte olan büyük ekonomiler) ülkelerden Çin’de yüzde 26.3 gibi yüksek bir oranda gerçekleşirken Kore’de yüzde 26.2, Hindistan’da ise yüzde 7.3” diyor. Nitelikli insan kaynağına odaklanan ve bu doğrultudan eğitim politikalarını şekillendiren, örneğin öğrencilerin matematik, fen ve okuma becerilerini uluslararası kulvarda değerlendiren PISA sonuçlarını utanç kaynağı olmaktan çıkaran; kamunun teknoloji alımlarında yerli şartını uygulanabilir hale getiren bir planlama ve zihniyet değişikliğini beraberinde zorunlu kılıyor. Sonuçta; ucuz emek rezervlerinin kullanımına ve düşükorta teknolojilere dayalı bir ihracat yapısı ile ihracatın sürdürülebilir olması mümkün gözükmüyor. HES’lerin payında 2003’ten itibaren önemli bir değişiklik olmazken, toplam HES’ler içinde kamunun payı yaklaşık yüzde 90 iken, 2014 yılında yüzde 55’e düştü. Yani kamunun ucuz hidrolik üretimiyle de piyasayı dengeleme şansı kalmadı. l Yedek kurulu güç tartışmasına bakıldığında; TEİAŞ tarafından yayımlanan Kapasite Projeksiyonu, geçen yılsonu itibarıyla kurulu güç yedeğinin yüzde 75’ler civarında oluştuğunu gösteriyor. l Yani ülkenin kurulu güç yedeği var. Ancak bu üretim yedeği anlamına gelmediği gibi, bu yedeğin özel santral ağırlığı nedeniyle istenildiğinde devreye sokulmasında güçlük yaşanmayacağının garantisi yok. l TEİAŞ, sistemde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artmasıyla yedek kapasite tutulmasına ilişkin kaygı duyuyor. l Bakan Yıldız, yeni kurulan bir santrala iletim hattı yapabilmek için güvenlik açısından mevcut iletim hattının devre dışı bırakılması, bir hattın arıza yapması gibi birkaç iletim hattı sıkıntısının üst üste gelmesinden söz ediyor. l Ekonomi Servisi Yedek de var sıkıntı da hracat bir süredir düşüş eğiliminde. Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 oranında geriledi, ocak ayında da ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.8 oranında gerilemişti. 2015 yılı ihracat hedefi 173 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Ama bu yılın ilk iki ayının ihracat rakamlarını görünce bu hedefin tutmayacağını şimdiden söylemek mümkün. Gerilemenin nedenleri arasında döviz kuru paritelerinin dolar lehine gelişmesi, kötü hava koşulları ve Merkez Bankası’nın faizleri bir puan indirmemesi gibi olgular sıralanıyor... Ancak Türkiye’nin uzun bir süredir uyguladığı büyüme modelinin yanlışları nedense dile getirilmiyor. Kalkınma Bankası Uzmanı Bayram Ali Eşiyok, Türkiye’nin ihracatında son aylarda giderek belirginleşen aşınmanın esas nedenini mevcut büyüme modelinin yüksek teknolojilere dayalı değil, düşük ve orta teknolojilere dayalı dinamiğinde aramak İhracat Kulvarında Neden Çuvallıyoruz? İ Yüksek teknoloji üretemiyoruz TÜİK’e göre Türkiye’nin OcakHaziran 2014 yılı ihracatının teknolojik yapısı tabloda gösteriliyor. Devlet Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracat payının yüzde 3.2 ile sınırlı kaldığını itiraf ediyor. Dünya Bankası ile TÜİK’in oranları arasındaki fark ise kullanılan sınıflandırmadan kaynaklanıyor. Ancak her iki durumda da Türkiye’nin yüksek teknoloji başarımının son derece yetersiz kaldığı anlaşılıyor. gerektiğini vurguluyor. Eşiyok, “Ucuz emek rezervlerinin kullanımına dayalı bu büyüme modeli teknolojik gelişmeyi özendirmiyor. Oysa ihracatın kalıcı bir platoya yerleşmesinin olmazsa olmaz koşulu yüksek teknolojilere dayalı verimlilik artışlarına bağlı. Düşük reel ücretler ve reel kura dayalı bir rekabet gücünün (ihracat artışının) önünde önemli açmazlar bulunuyor. Başka bir ifadeyle, verimlilik artışları ile desteklenmeyen ihracat artışlarının sürdürülebilir olmasının önünde önemli engeller bulunuyor” diyor. Benzer saptamaları TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça’nın da “orta gelir tuzağı”na dikkat çekerek yaptığını anımsatalım. Eşiyok, Türkiye’nin spekülatif yönlü büyüme modelinde ısrar etmesi halinde önemli yapısal sorunlarla karşılaşacağı uyarısını da yapıyor, “düşük ve orta teknolojilere dayalı bir ihracat yapısı ile ihracatın sürdürülebilir olması mümkün gözükmüyor. Son aylarda ihracatta meydana gelen tıkanmaları da bu perspektifte incelemenin sayısız faydaları bulunuyor” diyerek. İleri teknoloji üretimi ise Büyüme modeli değişmeli Dümene Selim Yaşar geçti İzmir merkezli Yaşar Holding, hâkim ortakları genel kurullarını gerçekleştirdi. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’na oybirliğiyle Selim Yaşar, başkan vekilliklerine Feyhan Yaşar ve İdil Yiğitbaşı seçildi. Selim Yaşar, “Ana işkollarımız proteinli gıdalar, tarım, boya ve kimya sektörlerinde yeni atılımlar yapacağız” dedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear