25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 20 Mart 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 11 Kozmik savcısına cemaat suçlaması HSYK şu soruya yanıt arıyor: Devletin sırlarının ‘paralel yapıya’ sızmasına mı neden oldu? ABD Merkez Bankası Başkanı Yellen, geçen aralık ayından beri kullandığı faiz artışında “sabırlı” olacağı ifadesini resmi açıklamalarından kaldırarak faiz artışı için hazır olduğunu açıklamış oldu. Fed açıklaması, ABD’nin sadık dostu Türk halkının bir bölümünün Tanrı’dan sonra tanıdığı en büyük kuvvet sözde evrensel lider Bay RTE’nin ekonomik dehasına müthiş bir darbe!.. Şimdi Kaçak Saray’dan ABD Merkez Bankası Başkanı’na ya Allah bismillah diyerek salvo atışları beklemez misiniz? İçimizdeki safdillerin, faizi indir diyen liderlerine Amerikan’ın faizleri yükseltmeyi içeren kazığını RTE’nin nasıl yorumlayacağını düşünmeye de gerek yok. HHH Sanki bu ülkede yaşamıyoruz: Bay RTE’nin bu ülkede toplumu sarsıcı ne olursa ya Allah bismillah diyerek, üstelik elinde tek bir delil, belge olmadığı halde Pensilvanya’daki bir zaman ne istediyse verdik dediği muhterem hoca efendisini suçlamıyor mu? Şimdi komik bir sahne izlemeye hazır olun. Kaçak Saray; Amerika’nın Pensilvanya eyaletindeki hocanın; faizlerin indirilmesi için çırpınan RTE’yi ve ekonomik dehasını; en azından Türk halkı önünde hadi efendilik bizde kalsın rezil etmek amacıyla demeyelim de, küçük düşürmek için… …. Fed’i ve başkanı Yellen’ni ikna ederek faizleri yükselme kararı almalarını sağladı diyebilir miyiz? Tereddüt etmeden evet, diyebilirsiniz! HHH ABD’ye resmi bir ziyaret yapan Cumhurbaşkanı Sunay ile bir gece Beyaz Saray’ın konuğu olduk. Küçük bir sahne. Kısıtlı izleyicinin konuk olduğu küçük bir salonda Sunay’a Amerikan halkının komik bulup güldüğü bir oyun izlettiler. Ha Beyaz Saray ha Kaçak Saray! Şimdi düşünüyorum da at meraklısı kızına manej yaptıran RTE, Kaçak Saray’da siyasal ve ekonomik alanda uygulamaya koyduğu, örneğin büyümemizi, gelişmemizi kıskanıyorlar dediği için Avrupa devletlerini bıyık altından güldürdüğü gibi, Saray’da bir salonu sonradan komik sonuçlar veren başrolünü oynadığı nice siyasal oyunların sergileneceği küçük bir tiyatroyu neden inşa ettirmesin? HHH HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, seçim öncesi son grup toplantısındaki kısa konuşması, AKP’de tsunami yarattı. “HDP var oldukça, HDP’liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe, RTE, seni başkan yaptırmayacağız” diyen iki üç cümle üstelik… Tabii AKP klasik saldırısını yineledi. Birbirinden farklı partilerin örneğin İç Güvenlik Yasası’na, örneğin RTE’nin başkanlığına karşı aynı düşüncede olabileceklerini bir türlü sindiremeyen AKP, HDP ile CHP’yi ruh ikizleri diye aynı kefeye koyuverdi. Peki ama HDP’nin barajı aşamayacağını neden yalakalarına söyletip duruyorlar? HHH AKP’deki bu telaş neden? Bu telaş, korku yüzde 11 oyla barajı aşması olası HDP’nin Meclis’e 58 vekille gelmesi olasılığından kaynaklanıyor. Demirtaş’ın son, RTE’yi asla başkan yaptırmayacağız, diyen kısa demeci, AKP’nin seçim öncesi seçmen üzerinde çeşitli oyunlarla HDP’nin yüzde 10’u aşmasını engellemeye çalışması olasılığını güçlendiriyor ve bu hırsla AKP, HDP’nin olası yeni seçmenlerine, oylarına ve partiyi giderek daha sempatik yapan davranışlarıyla önem kazanan Demirtaş’a yeni uygulamalarla saldırmaya yöneliyor. AKP’den de, başkanlık sevdasına tutulandan da kurtulmanın anahtarı konumuna gelen HDP, mutlaka barajı aşmalı! Anahtar… Zamanaşımı yarın Öldürülüşünün 21. yılında Hasan Ocak’ın annesi haykırıyor: Oğlumun dosyası kapatılmasın! vcılar’daki evine giderken gözaltına alınan öğretmen Hasan Ocak’ın işkenceyle öldürülüşünün yarın 21. yıldönümü. Soruşturma ise zamanaşımı tehdidi altında. 79 yaşındaki anne Emine Ocak, oğlunun dosyasının kapatılmaması için yardım istiyor. Galatasaray’daki arkadaşlarının, kardeşlerinin, bir mezara hasret, ölüp gittiklerini söyleyerek, “Benim bir mezarım var. Mutluyum, ama kemiklerini arayan arkadaşlarım için mutsuzum. HİLAL KÖSE Mezarları göstersinler, kemikleri versinler, bu hasreti dindirsinler. Artık, kimseye işkence yapılmasın” diyor. 20 yıllık mücadelenin yorgunluğu yüzünden okunuyor Emine Ocak’ın. SYK 3. Dairesi, Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla Kozmik Oda soruşturmasını başlatan savcı Mustafa Bilgili ile Seferberlik Tetkik Kurulu’na girilmesi kararı veren hâkimler hakkında inceleme başlattı. Savcı Mustafa Bilgili hakkında inceleme başlatılmasının gerekçeleri arasında, “devletin gizli bilgi ve belgelerinin cemaatin merkez üssü olan TÜBİTAK içerisindeki ‘paralel yapı’ tarafından ele geçirilmesine neden olmak” suçlaması da yer aldı. Daire, Kozmik Oda’da 26 gün arama yapan dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hâkim Kadir Kayan’ın dosyasını ise Yargıtay üyesi olması nedeniyle gereği için Yargıtay Başkanlığı’na gönderdi. İnceleme kapsamında HSYK müfettişleri, görevlendirildi. Müfettişlerin hazırlayacağı rapor sonrasında soruşturma kararı çıkarsa dosya HSYK 2. Dairesi’ne gidecek. Cumhuriyet’in ulaştığı HSYK gündemine göre, Bilgili hakkında müfettiş tarafından araştırı H ALİCAN ULUDAĞ lacak bazı iddialar şöyle: 4 Kayan tarafından el konularak, özel olarak muhafaza altına alınan bir kısım bilgi ve belgeleri yetkisi olmadığı halde incelemek. 4 Kozmik Oda’ya girebilmek için sahte bir ihbar telefonu ile soyut gerekçelerle Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla soruşturma başlatmak. 4 G.Kurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse’nin de TÜBİTAK’a gönderilmemesi gereken hard disk içinde yer alan bilgi ve belgelerin içeriğini kontrol etmek amacıyla 17 Aralık döneminde cemaatin merkez üssü olan TÜBİTAK’a inceletmesi sonucunda gizlilik derecesi önem arz eden Kozmik Oda’da yer alan bilgi ve belgelerin TÜBİTAK’ta görev yapan paraleller tarafından ele geçirilerek kullanılmasına ve başka yerlere transfer edilmesi ne neden olmak. Hâkimler hakkındaki iddialar da şöyle: 4 Kozmik Oda’da arama yapılması kararına, devlet sırrı gerekçesiyle Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı itirazları haksız şekilde reddedip, aramanın devamına karar vererek, Kayan’n 420 Ocak 2010 tarihleri arasında Kozmik Oda’da arama yapmasına neden olmak. 4 Kozmik Odadaki bazı dokümanların teslimine Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı Tümgeneral Selahattin Kısacık tarafından izin verilmemesi üzerine, Kayan’ın hard diskleri demir kasaya koyarak odayı mühürlemesi üzerine, G. Kurmay’ın el koyma tutanağına yaptığı itirazını kabul etmelerine rağmen, bu imajların mahkemece kovuşturmanın derinleştirilmesi kapsamında başvurulacak kaynak olduğu iddiasıyla Adli Müşavirliğin uygun göreceği bir yerde muhafazasına karar vermek. l ANKARA Yargıda kopya skandalına inceleme Ankara Başsavcılığı, 2012’de Avukatlıktan Hâkimliğe Geçiş Sınavında kopya çekilmesine ilişkin soruşturma dosyasını, “Şüphelilerin bir kısmının halen görevde olan hâkim ve savcıdır” diyerek görevsizlik kararı ile HSYK’ye göndermişti. Savcılığın görevsizlik kararını değerlendiren HSYK 3. Dairesi dün sürpriz bir karara imza attı. HSYK, kopya iddialarının incelenmesine karar verdi. Daire, kopya iddialarını araştırması için bir müfettiş de görevlendirdi. Müfettiş sınavda kopya çektiği belirtilen ve bir kısımı halen hâkim olan şüphelilerin kopya çekip çekmediğini araştıracak. A Fotoğrafını çöpe attılar Emine Ocak (ortada) evinde arkadaşımız Hilal Köse’ye oğlu Hasan’ı anlattı. Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak (solda) ‘Hükümet direnci olmasa arşivler açılır, kemikler bulunur’ diyor. Yandaki fotoğrafta ise Emine Ocak yıllar önce çocukları ile aynı karede. Eli çenesinde olan Hasan Ocak. Hasan, ‘Fazla hazırlık yapma, bir şeyler getireceğim’ dedi. Akşam oldu, herkes geldi ama o gelmedi... Karakollar, cezaevleri, hastaneler, kapı kapı aradık. Gözaltında olduğunu iki gün sonra bir polisten öğrendik. ‘Çok ağır işkence görmüş, pazartesi giysi getirin’ dedi. Gittiğimizde, ‘gözaltında yok’ dediler. Bağırdım, ağladım, Ankara’ya da gittim, hapse de girdim. Oğlumu topraktan çıkarabildim.” Hatırladıkça üzülmesini istemesem de soruyorum, nasıl bir çocuktu Hasan Ocak diye. Gözleri ışıldayarak yanıtlıyor Emine anne: “9 çocuğumun beşincisiydi. Çok başkaydı, sevgi doluydu. Bir sürü civcivimiz vardı, içlerinden birini kedi kapmıştı. Çok ağlamıştı, avutamamıştım... Çocukları çok sevdiği için ilkokul öğretmeni oldu. Şimdi ilkokul çağındaki her çocuğa, Hasan’ın öğrencisiymiş gibi bakıyorum.” Herkesten, özellikle gazetecilerden yardım istiyor, oğlunun dosyasının kapatılmaması için. Galatasaray’daki buluşmalara, sağlık sorunları nedeniyle gidemediğini anlatıyor. Aklı ve gönlü Cumartesi Anneleri’nde. Galatasaray’daki çığlığın artık duyulmasını isteyerek, “Galatasaray’a giderken, Hasan’ı geri getiremeyeceğimi biliyordum. Oraya, işkencede öldürülen, kaybedilen herkes için, bir mezarı bile olmayan kayıplar için gittim. Arkadaşlarımın mezar hasreti bitsin artık” diyor. 21 Mart Salı günü, kahvaltısını yapıp evden çıkan oğlunun cenazesini, yaklaşık iki ay sonra, kimsesizler mezarlığında buldu. Bugüne dek dayak, gözaltı, tutuklama, polis ablukası dahil çok şey yaşadı. Oğlunu sormaya gittiği karakolda, fotoğrafının elinden alınıp, çöpe atılması yüreğine işlemiş. Anlatırken gözleri doluyor. Karakoldan, “dağa çıkmıştır” denilip, geri gönderildiğini söyleyerek, şöyle devam ediyor: “Büyük kızım Aysel’in yaş günüydü. O polise müebbet hapis istemi Soldaki fotoğrafta elinde silah olan Korkmaz olay anında görüntülendi. Diğer fotoğrafta olaydan iki saat sonra Korkmaz olay yeri incelemesinde göründü. Polisten yalan beyan CANAN COŞKUN kmeydanı’nda 22 Mayıs 2014’te bir cenaze törenine katılmak üzere cemevinde beklerken polis Sezgin Korkmaz tarafından silahla öldürülen Uğur Kurt soruşturmasında polis Korkmaz’ın yalan ifade verdiği ortaya çıktı. Korkmaz, savcılık ifadesinde Kurt’un ölüm saati olan 11.38’den 12 dakika sonra Okmeydanı’ndan ayrılarak hastaneye gittiğini söyledi ancak kayda devam eden Akrep aracının kamerasını unuttu. Korkmaz, gerçek zamana göre bir saat geri olan kamera kaydına göre saat 12.26’da (yani 13.26) olay yeri inceleme ekibinin Cemal Kamacı Spor Kompleksi önünde kendisinin de karışmış olduğu olayın incelemesinde yer aldı. Uğur Kurt duruşmasına bugün devam edilecek. Uğur Kurt’u silahıyla öldüren ve hakkında “olası kastla adam öldürmek” suçundan dava açılan Korkmaz ile ilgili soruşturmada tartışma yara Lice davasında yetkisizlik Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve 20 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili Yargıtay’ın bozma kararının ardından Mehmet Emin Özkan’ın yargılanmasına Adana 7, Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Ancak duruşma sadece 3 dakika sürdü. Mahkeme olayın Diyarbakır’ın Lice ilçesinde meydana geldiğini belirterek, yetkisizlik kararı verdi. Özkan’ın oğulları Murat ve Vedat Özkan, karara tepki göstererek, babalarının ağır hasta olmasına ve olaya ilişkin somut delil bulunmamasına karşın 18 yıldır tutuklu olduğunu vurguladı. Oğlu Avukat Vedat Özkan, “Dosya oradan oraya gönderiliyor. Neredeyse 3 yıl bitti. Babam hasta, bize ölüsünü mü verecekler?” diye konuştu. Murat Özkan ise, “Babam 78 yaşında ve 18 yıldır cezaevinde. Yargıtay Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili bir kanıt bulunmadığına hükmetmesine karşın babamız halen cezaevinde.” dedi. SAVAŞ KÜRKLÜ/ ADANA O tacak bir detay ortaya çıktı. 21 Ağustos 2014’te savcılıkta ifade veren Korkmaz, cemevinde birinin vurulduğu söylentisini duyduğunu, 1.52 dakika kadar olay yerinde durduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki yaralı polis arkadaşının yanına gittiğini söyledi. Korkmaz, o gün daha sonrasında yaşanan olaylara katılmadığını belirtti. Havaya ateş etmiş Cinayet Büro Amirliği’nin talebiyle saat 13.2017.00 saatleri arasında Cemal Kamacı Spor Kompleksi otoparkı içerisinde olay yeri incelemesi yapıldı. Bu sırada Korkmaz’ın da aralarında bulunduğu toplamda 5 polisin el svabı alındı. Olay yeri inceleme tutanağına göre görevlilere olaya ilişkin bilgi veren Korkmaz, uyarı amaçlı havaya ateş ettiklerini, daha sonra araca binerek güvenli alan olan Spor Kompleksi otoparkına geldiklerini söyledi. Ancak Akrep aracının görüntülerinde Korkmaz saat 13.26’da hâlâ kompleksin otoparkında görüldü. ırnak’ın Cizre ilçesinde ne gelmesi durumunda öldüre14 Ocak’ta 12 yaşındaki bileceğinin objektif olarak da Nihat Kazanhan’ın polis taratahmin edilebileceği vurgulafından başından vurularak ölnan iddianamede polis memudürülmesiyle ilgili soruşturru M.N.G’nin Kazanhan’ı kasıtmada tutuklu polis memuru lı olarak vurduğu belirtildi. Kazanhan ailesinin avukatı Filiz M.N.G. hakkında “Olası kast Ölmez, dava açılmasını olumile nitelikli öldürme” suçun Kazanhan lu bulduklarını ama iddianamedan müebbet hapis cezası isde birçok eksiklik bulunduğunu betemiyle, 1 amir ve 3 özel harekât polilirterek “Diğer 4 polise sadece susine ise M.N.G’nin olay yerinden topladığı fişekleri karakol bahçesine göm çu bildirmeme gerekçesiyle değil bu maddelerden de dava açılmalıydı. İtidüğünü gördükleri halde bunu bildirrazlarımız olacak. Ayrıca suçun işmedikleri için “Kamu görevlisinin sulenmesinin ardından polislerin diğer çu bildirmemesi” suçundan 2 yıla kapolislerle ve amirleriyle telefon ve dar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Nihat’ın ölümüne neden olan mütelsiz konuşmaları yaparak suçu gizhimmatın ise Mossberg marka pomlediği de kayıtların getirilmesiyle orpalı av tüfeğine ait kapalı yer opetaya çıkacak. Suçu üstlenen ancak rasyonlarında kapı açma ve cam del tutuklanmasının ardından cezaevinmek için kullanılan 12 kalibrelik de ifade değiştiren H.V. adlı polisin gaz fişekleri olduğu ortaya çıktı. Side tutuklu yargılanması gerekirdi” lahın bir şahsın öldürücü bölgesidedi. l Yurt Haberleri Servisi Ş Biber gazı zararlı değilmiş! alova’da 27 Mayıs 2012’de “sıkmayın astım hastasıyım” demesine karşın polisin sıktığı biber gazıyla yaşamını yitiren Çayan Birben ile ilgili davaya Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 4 polisin “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlamasından yargılandıkları davada Birben’in sığındığı ve internet cafedeki kamera görüntülerinin kay Y bolduğu ortaya çıktı. Birben’in ailesi internet cafe sahibinin yargılanmasını istedi. Sanık polislerden İbrahim Baltacı “Biber gazı öldürücü bir silah değil, çaydırıcı bir sarf malzemesidir” dedi. Sanık polislerin avukatı Ali Çelik, “Birben kalp krizi geçirdiği şüphesiyle verilen kan sulandırıcı ilaçlar nedeniyle beyin kanamasından öldü” dedi. l YALOVA/Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear