25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 16 Mart 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: BARIŞ AKTAŞ haber 5 Saray’daki kamu bankasından maaş alanların sayısı açığa çıktı 1165 oda 2700 çalışan ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrasındaki başkanERDEM lık hedefi için GÜL oluşturduğu Ak Saray, dudak uçuklatan yapım maliyeti, ısınma harcamaları, klozet ve kadeh fiyatlarının ardından çalışan personeliyle de rekor kırdı. Erdoğan, cumhurbaşkanlığındaki 7. ayı dolarken, kendinden önceki cumhurbaşkanları döneminde çalışan personel sayısını tam 4 katına çıkardı. Halen Saray’dan 2 bin 700 personel maaş alıyor. Erdoğan’dan önce 11 cumhurbaşkanı görev yaptı. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı koltuğuna oturduğu 28 Ağustos tarihi itibarıyla Çankaya Köşkü’nde 718 personel görev yapıyordu. Abdullah Gül döneminde önceki cumhurbaşkanlarına göre daha fazla personel alımına gidilmiş olmasına karşın Erdoğan, topu topu 718 personelle göreve başladı. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, aralık ayında Meclis’teki bütçe görüşmelerinde Saray’daki personel sayasında yüzde 30 artış öngördüklerini, bununla 718 olan personel sayısını 941’e yükselteceklerini açıkladı. Genel Sekreter, personelde yüzde 100 artış yapacaklarına ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını da söyledi. Çankaya Köşkü’ndeki personel sayısı hep 1000’in çok altında kaldı. Ancak Ak Saray’da durum farklı. Saray’ın farklılıklarına, rekor kıran personel sayısı da eklendi. 1150 küsür odası olduğunu bizzat Erdoğan’ın açıkladığı Saray’daki personel sayısı 2 bin 700 rakamına ulaştı. Saray’da sadece Erdoğan’a 2 bin 700 personel hizmet verirken, 550 kişilik Meclis’te ise 5 bin personel bulunuyor. Saray’da Başkanlık konutuyla birlikte 1165 oda olduğu sanılıyor. Erdoğan, Bakanlar Kurulu’na Saray’da başkanlık yapacağını açıkladı. Bunun, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun çok içine sindiremediği bir karar olduğu tartışmaları arasında Erdoğan, geçen günlerde Bakanlar Kurulu’na ikinci kez başkanlık etti. Buna paralel olarak da Saray’da hem hükümetin çalışmalarını takip hem de aslında seçim sonrası başkanlık sistemine geçiş amacıyla 12 yeni başkanlık oluşturuldu. Sadece isimlerini sayarsak, bu başkanlıklar, Güvenlik Politikaları, Uluslararası İlişkiler, Strateji, Sosyal ve Kültürel İşler, Ekonomi İzleme ve Koordinasyon, Bilgi Teknolojileri, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler ve Saray’daki iç işleyişe yönelik olarak da İdari ve Mali İşler, İnsan Kaynakları, Hukuk Hizmetleri, Kanun ve Kararlar Başkanlığı olarak faaliyete başladı. Her bir başkanlığın yatırımcı olmayan bir bakanlık kadar personel çalıştırdığı belirtiliyor. Saray’ın ocak ayından itibaren giriştiği bu devasa örgütlenme, personel sayısına da yansıdı. Edinilen bilgiye göre Saray’da görev yapan personel sayısı geçen günlerde 2 bin 700’e ulaştı. Saray’ın içindeki kamu bankasından maaş alanların sayısı, Saray’daki personel sayısını verdi. Buna göre Saray için özel olarak oluşturulan kamu bankasının şubesinden maaş alanların sayısı tam 2 bin 700 kişi oldu. Bunun tamamının Saray’ın kadrolu çalışanı olmayacağı, ancak Saray’ın işlerinin çokluğu nedeniyle kamudaki personelin geçici de olsa burada çalıştırılmaya başlanmış olabileceği belirtiliyor. Bir süredir kamuda rutin uygulama olan sözleşmeli ve 4C’li personelin de Saray’da hizmet veren 2 bin 700 çalışanın içinde olduğu belirtiliyor. Saray’da yalnızca Erdoğan’a 2 bin 700 personel hizmet verirken, 550 milletvekilinin bulunduğu TBMM’deki personel sayısı durumun çarpıcılığını daha iyi anlatıyor. Milletvekillerinin soru önergeleri üzerine TBMM yönetiminden yapılan son açıklamaya göre Meclis’te 5 bin 12 personel görev yapıyor. Bu personelin 1998’i kadrolu, 1416’sı 4C’li, 1560’ı geçici görevlendirmeyle gelen ve 38’i de geçici görevli konumunda bulunuyor. Başkanlık personeli 550 kişiye 5 bin Ancak Genel Sekreter Kasırga’nın bu açıklamalarından sonra başkanlık sistemi provaları olarak yorumlanan gelişmeler yaşandı. Önce Saray’a 12 yeni başkanlık hiç konuşmayan vekilleriBMM 7 Haziran’daki ni; Sait Açba, Fatma Salgenel seçimler nedeniyle yaklaşık 3 hafta sonra man, Reha Denemeç, Haluk İpek, Zelkif Kazçalışmalarına son vererek dal, Abdulkadir Aksu, Nitatile girecek. Başka bir deyişle 24. dö met Baş, Ekrem Erdem, nemin son haftaları yaşanı Ahmet Kutalmış Türkeş, yor. TBMM’nin kapanması Seyit Eyüpoğlu ve Faruk nın ardından seçim atmos Nafiz Özak oluşturdu. Milletvekili yemini ettikferine girecek Türkiye’de aylardır süregelen HDP ba ten sonra 4 yıl boyunca toplamda bir kez daha kürrajı aşacak mı aşmayacak süden konuşan AKP’li milmı tartışmalarının yanı sıra letvekili sayıdört yıldır “sessı ise 11 oldu. siz” bir şekilAKP’li 10 milde büyüyen bir letvekili ise kürgrup da barajı süde toplamzorluyor! da 2 kez konuşTBMM’de tu. AKP’de 4 yıl 24. dönemde boyunca 3 kere dört yıl boyunkonuşan milletca milletvekilvekili sayısı da leri toplamda 14 oldu. yüzlerce saat Görev yaptığı konuşma yapdört yıl boyuntı. Ancak gelin biz TBMM’nin AKP’nin hiç konuşma ca her yıl bir koverilerinden yo yan vekillerinden biri nuşma bile yapmayan milletvela çıkarak; 24. de Fatma Salman. kili sayısı topdönemde Genel Kurul’da pek konuşma lamda 46 olarak hesaplanıyor. Yılda ortalama bir kez yan AKP’li milletvekillerini bile konuşmayan milletveele alalım... killeri TBMM’de rahatlıkla TBMM’nin Genel Kurul iki farklı siyasi parti grubu konuşma verilerine göre, oluşturacak sayıya sahip. AKP’de toplam 11 milletBu sayıyı oy oranı olavekili 24. dönemde hiç korak ifade edersek, yüzde nuşma yapmadı. Araların9’la “ülke barajını” da zorda eski bakanların da buluyorlar. Yurttaşların, kenlunduğu milletvekilleri, 8 di sorunlarının çözümü için Temmuz 2011 tarihinde“vekâlet” verdiği bu isimki yemin töreninden sonler Meclis’in “Suskunlar ra 4 yıl boyunca kürsüye Partisi”ni oluşturuyor. bir daha çıkmadı. AKP’nin Suskunlar Barajı Zorluyor! T esbelli ki karar en tepede alınmış. Bir süre önce Amerika’nın Ulusal İstihbarat (DNI) şefi James Clapper konuştu: “Biz de, Rusya da, IŞİD’e karşı uluslararası koalisyona katılan ülkeler de, bölge devletleri de Şam’daki hükümetin ve siyasi kurumların çökmesini istemiyoruz.” Ardından CIA şefi John Brennan New York’ta Dış İlişkiler Konseyi’nde konuştu: “Washington, Şam rejiminin yıkılmasından yana değil. Rejimin çökmesi halinde IŞİD gibi örgütlerin Suriye’ye hâkim olması tehlikesi var ve bu meşru bir endişedir.” Sonuncusu daha yukarıdan geldi. Dışişleri Bakanı John Kerry, CBS televizyonunun çok izlenen bir programında konuştu: “Eninde sonunda Şam rejimi ile müzakere etmek zorunda kalacağız. Ben 1. Cenevre Konferansı kapsamında müzakere etmeyi her zaman savundum.” Geriye bir tek Obama kaldı. O da aynı paralelde konuşursa, ki pek sürpriz olmaz, Beşşar Esad yönetimindeki Baas iktidarı, en azından bir süreliğine rahat bir nefes alabilir. ABD yönetimini böyle bir karar almaya iten Irak’ın işgali ve Saddam önderliğindeki Irak Baas yönetiminin yıkılmasından sonra ortaya çıkan karanlık, hatta zifiri karanlık tablo olabilir mi? Sorunun cevabını dış politi ka uzmanlarına ( mesela bizim Cumhuriyet’te Ceyda Karan’a ) bırakacağım. B Ama en azından yanlış bir soru olmadığı kanısındayım. Irak’ta iktidarın neredeyse mutlak sahibi Saddam bir Sünni Arap’tı. Baas’ın tepe kadroları da ağırlıklı olarak Sünni Araplardaydı. Ve Sünni Araplar Irak’ta azınlıktaydı. Toplam nüfusun yüzde 21’i kadar. Gerisi yüzde 53’lük Şii Araplar, yüzde 18’lik Kürtler, yüzde 8’lik Türkmenler ve azınlığın azınlığı olarak da Süryani, Kerdani, Nasturi, Asuriler… Azınlıktaki Sünni Araplara dayanan rejim, iktidarı paylaşmaya yanaşmıyordu. Korkuya ve baskıya dayanan bir iktidardı. ABD Irak’ı işgal etti ve Sünni Araplar iktidarı kaybetti, ardından da ülkede kavranması güç, kanlı ve çözülebilirlik sınırını artık çok gerilerde bırakmış bir kaos patladı. IŞİD de bu kaos ortamında iktidarı yitirmenin acısını hayatın her alanında yaşayan Sünni Arapların içinden doğdu. Şimdi ABD ve onun eteğine yapışıp Irak işgaline katılan uluslararası koalisyon, genel olarak Irak kaosu, IŞİD’den Korkup Baas’a Razı Olmak özel olarak o kaostan fışkıran ve o kaostan beslenen IŞİD karşısında, ustası ders anlatırken pencereden bakan büyücü çırağının durumuna düştüler. HHH Şimdi de çok daha zorlu ve çok daha karmaşık Suriye sorunu ile karşı karşıyalar... Suriye’de de Baas iktidarı var. Suriye’deki Baas iktidarı da bir azınlık yönetimi. Sünni olmayan, kimilerinin “Arap Aleviliği” diye tanımladığı “Nusayri Araplar”dan oluşan bir azınlık yönetimi. Nüfusun ezici çoğunluğu Araplar: Yüzde 79. Onları yüzde 8 ile Kürtler, yüzde 5 ile Türkmenler, yüzde 2 ile Ermeniler izliyor. Ancak Suriye’de etnik dağılımdan çok dinsel dağılım önemli. Yüzde 79’luk Arapların büyük çoğunluğu yüzde 74 ile Sün ni Araplar. İktidardaki Nusayri Araplar nüfusun sadece yüzde 12’sini oluşturuyor. Suriye Baas’ı, toplumun sadece yüzde 12’sini oluşturan Nusayri Araplara daya nıyor. Suriye Baas’ı da tıpkı Irak Baas’ı gibi ülkeyi demir yumrukla yönetiyor. Siyasetin, ekonominin, hele hele ordunun tepelerinde ne Sünni Araplara, ne Kürtlere, ne Ermenilere yer var. Suriye’de Baas’a başkaldıranlar, “Suriye’nin Arap baharını” yaşamak için ayaklananlar Sünni Araplardı. O başkaldırıya Baas şiddet kullanarak cevap verince meydana El Kaide, El Nusra ve IŞİD gibi uluslararası İslamcı teröristler çıktı ve kısa sürede Suriye Arap baharını kanla boğdular, boğuyorlar… HHH Bağlayalım. ABD’nin başını çektiği emperyalist güçler şimdi Baas rejimine fit oluyorlar diye, bir başka uca savrulmuş ve İslamcı teröristleri arkaladığını ne kadar inkâr etse inandırıcı olamayan AKP iktidarının boş havuza atlamasıyla dalga geçmek anlamsız. Keza Baas rejimine destek turları düzenleyenleri alkışlamak ya da yuhalamak da çok anlamlı değil. Başka türlü söylersek Baas’tan nefret edip İslamcı teröristleri desteklemek de, IŞİD’den korkup Suriye’nin çürümüş Baas rejimine fit olmak da Suriye’ye ve dolayısıyla bölgeye barış getirmez. Tersine kan derelerini, kan ırmaklarına dönüştürür. Unutmayalım, masaldaki büyücü çırağı da çağırdığı ama geri yollamayı beceremediği ırmağın sularında boğulmuştu. Başbakan Davutoğlu ile aynı kareye girenler ç Güvenlik Paketi kısmen komisyona geri çeİ kilmeden kısa bir süre önmet Kastal, vekillere takılmadan edemedi: “Başbakan’la aynı kareye ce Başbakan Ahmet Dagiren milletvekilleri bir dövutoğlu Meclis’e geldi. Ku nem sonra olmayabilir.” lisler birden doldu, milletDavutoğlu, Meclis’ten vekilleri Davutoğlu’nun gel ayrılırken milletvekillediğini duyunca koşarak ri de güruh halinde uğurlageldiler. Mamak için peşinlum, 7 Nisan’da den gitti. O sırasiyasi partida TBMM Geler milletvekili nel Kurulu’nda aday listelerini görüşmeleri süYSK’ye bildireren İç Güvenlik cek. Kendilerini Paketi’nin madgöstermek için delerinin oylaDavutoğlu’nun ması sırasında çevresinde topmuhalefet kalanan milletverar yeter sayıkilleri, hal hatır sı istedi. Milsordu, elini sıkletvekillerinin mak için kuyruk Osmaniye Milletvekili Davutoğlu’nun Mehmet Kastal oluşturdu, aypeşinden gittiğinı fotoğraf kani gören Isparresine girebilmek için epey ta Milletvekili Recep Özel, gayret ettiler. esprili bir dille arkadaşlarıDavutoğlu, milletvekillenı uyardı: riyle fotoğraf çektirirken, “Arkadaşlar nereye gidi3 dönem kuralına takıldığı yorsunuz, karar yeter sayısı için oldukça rahat olan Os istenecek. Geri dönün, oymaniye Milletvekili Mehlamaya katılın.” Emine KAPLAN, Mahmut LICALI, Fırat KOZOK, Selda GÜNEYSU C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear