04 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 8 Kasım 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ 8 savcılık mağdura daha ağır ceza verilsin diye temyize gitti Büyük Reisler Küçük Troller İŞKENCEYİ LER GÖRÜNTÜ I KANITLAD zmir Karabağlar Polis Merkezi’nde polisler tarafından dakikalarca feci şekilde dövüldüğü kamera kayıtları ile ortaya çıkan Fevziye Cengiz’in davasında savcılıktan çok tartışılacak bir temyiz istemi geldi. Mahkemenin mağdurla işkenceden KEMAL yargılanan polisGÖKTAŞ lere aynı cezayı vermesine itiraz eden savcılık, polislerin cezalarını düşürecek, mağdurun ise daha ağır cezaya mahkum edilmesini sağlayacak bir temyiz başvurusu yaptı. Temyiz başvurusunda polise hakaretten ceza alan ancak “direnme” suçundan beraat eden mağdura, eliyle polisi ittiği gerekçesiyle 7.5 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapis cezası verilmesi istendi. Mağdurun eliyle polisi itmesini “cebir kullanarak direnme” sayan savcılık, mağduru dakikalarca döven ve işledikleri suçu, işkence yerine basit yaralama sayarak polislere verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasını da çok gördü. Polislerin “kızgınlıkla” ve “haksız tahrik” altında Fevziye Cengiz’i dövdüklerini ileri süren savcılık, cezanın 4 aya kadar düşürülmesini istedi. Fevziye Cengiz, Karabağlar’daki müzikhollere yönelik 17 Temmuz 2011’de yapılan denetimde, kimliği olmadığı gerekçesiyle eşinin yanından alınarak merkeze götürüldü. Cengiz’in karakolda dayak yediğine ilişkin güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüler ise olaydan 5 ay sonra ortaya çıktı. Görüntülerde, polisler Hakan Y. ve Beyit S, genç kadını bir masanın arkasına götürerek tekKarakolda dame yak diyen Fevziye Cengiz, yaşadığı şiddetin izlerini böyle göstermişti. Karakolda kadına işkence davasında yargının bitmeyen ‘işkencesi’. Eliyle polisi iten mağdura 7.5 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapis istendi, işkence suçundan yargılanan polislere verilen 1 yıl 3 ay çok görülerek 49 ay arası hapse düşürülmesi istendi. İ Türk yargısının Fevziye dramı ve tokat atıyor, saçını çekiyordu. Genç kadını kameranın görmediği kapı eşiğine götüren polislerin inip kalkan kolları görülüyordu. Kadının özellikle yüzüne vurmaya devam eden iki polisin ağız hareketlerinden küfür ettikleri ve bağırdıkları anlaşılıyordu. Bu sırada odaya bazı polisler girip çıkıyor, ancak dayağa müdâhele eden olmuyordu. Dayağı baştan beri seyreden polis Nevzat A. ise perdeyi çekerek dayağın dışarıdan görünmesini engellemeye çalışıyordu. MUZAFFER İLHAN ERDOST, KARDEŞİ ANISINA YAZDIĞI ŞİİRİ OKUDU Tekme, tokat, küfür Mahkeme, polisler Beyit S. ve Hakan Y’nin, Cengiz’i feci şekilde dövmelerini işkence değil “basit yaralama” kapsamında gördü. İyi hal indirimi de yapan mahkeme iki polisi 1 yıl 3’er ay hapse mahkum etti. Mahkeme cezaları ertelemese de denetimli serbestlik hükümlerine göre iki polis cezaevine girmeyecek. Bu karara karşı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz talebinde bulundu. Başsavcılık Cengiz’e verilen “görevi yaptırmamak için direnme” suçundan verilen beraat kararının bozulmasını talep etti. Cengiz’in “polis arabasına binmemek için eli kolu ile itekleyerek polislere direndiği, ayrıca eliyle polis memurlarına vurduğu” ileri sürüldü ve bunun karşılığında 7.5 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Ayrıca “basit yaralama” suçundan ceza alan polislerin lehine de temyize gidildi. Polislerin Cengiz’e “kendilerine hakaret etmesinden dolayı duydukları kızgınlıktan ve ani olarak gelişen kararla vurdukları” ileri sürülen başvuruda bu nedenle cezadan haksız tahrik indirimi yapılmasını istendi. Yargıtay’ın temyiz başvurusunu kabul etmesi halinde polislerin 1 yıl 3 aylık hapis cezası 4 9 ay arasında olacak. l ANKARA İyi hal indirimi NECATİ SAVAŞ Karşıyaka Mezarlığı’ndaki anma törenine İlhan Erdost’un ailesi ve sevdikleri katıldı. İlhan Erdost’suz 35 yıl Eylül askeri darbesi sonrası “yasak yayın basmak ve bulundurmak” iddiasıyla gözaltına alınan ve 7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’ndeki görevli erler tarafından dövülerek katledilen yayıncı İlhan Erdost, gömütü başında anıldı. Erdost’un katledilişinin 35. yıldönümü nedeniyle Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlenen törene, Erdost’un eşi Gül Erdost, kızları Türküler ve Alaz Erdost, ağabeyi Muzaffer İlhan Erdost, tiyatro sanatçıları Şebnem Gürsoy ve Tuncer Yığcı, şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan ile eski TMMOB Başkanı Kaya Güvenç de katıldı. Anmada, İlhan Erdost’un ağabeyi Muzaffer İlhan Erdost, kardeşi 12 lerini okudu. Erdost daha sonra kardeşinin katledildiği gün yaşananları anlattı. İlhan Erdost’un yaşamını yitirmesinden kısa bir süre sonra, koğuşta onu görüp, yardım etmeye çalışan tutuklulardan Ali Cemal Türkmen’in konuşması katılanları gözyaşına boğdu. Türkmen, “İlhan’ın yüzü kanlıydı. Kafasını dizime yatırdım. İlhan bir ara midesinin bulandığını söyledi. Nöbetçi askerle haber gönderdik, nice sonra doktor geldi. Ancak o arada Sevgili İlhan’ı kaybettiğimizi anladık... Bir subayın her şey olduktan sonra bize dönüp, ‘Bu bir savaştır, savaşta da ölenler olur’ sözlerini...” l ANKARA/Cumhuriyet ‘Bu bir savaş dediler’ 1 yıl 3 ay çok... İlhan Erdost, eşi Gül Erdost’la. anısına kaleme aldığı “Yokluğunun Şiiri” başlıklı şiirinden “Ne çok buluşmuştuk seninle/ Görüş yerinde/Mahkeme kapısında/Nezaretin parmaklığında/Ne çok koşmuştuk seninle/Düşüncelerin akıp çoğaldığı sayfalarda/Kaygıyla kolkola ve umutla da/Hüzünle kolkola ve sevinçle de/Çarpan bir yürekle ve soluk soluğa...” dize ir önceki seçimin sonuçlarını iktidar partisi beğenmedi. Muhalefet partileri direnmediği, “sonuçlar ehveni şerdir işte çoğunluğu kaybettiniz” diyemedikleri için yenilenen seçimlerde AKP yüzde 41’i yüzde 49 yapmayı başardı. Yandaşlarda ise kabına sığmayan bir şımarıklık gözleniyor. Üsttekilerle sıkı ilişki içinde oldukları anlaşılan, hem “ürkütmekorkutma” alanında iş gören, hem de söyledikleri pratikte işe yarayan “küçük” elemanlardan konuşuyoruz. Bu etkili zevatın “emirlerinin” uyulması zorunlu emir sayılmasının nedeni emrin yukarılardan geldiğine inanılmasıdır. HHH Öyledir de herhalde. Örneğin medya patronları bu emirlere itiraz edemiyor, “bundan sonra bu gazeteyi biz yöneteceğiz” diyen densizlere “höt kerata, sen de kim oluyorsun” demekte zorlanıyorsa kuşkusuz bunun bir sebebi vardır ve lakin bu sebep ne olursa olsun ecele faydası yoktur. Barselona’ya gitsen, Londra’yı mekân tutsan, ABD’nin en uzak kentlerini gösterirler sana. Fizan’a gitsen ne çare; celladın atı tez, sabrı çok olurmuş. O nedenle eski ustaların, bilmem öyle mi yapmışlardır ama “kırıl fakat eğilme” lafında hikmet vardır. HHH Şaka bir yana, iktidar partisi yandaşlarındaki şımarıklığın yukarıdan aşağıya pompalandığı, bir strateji olarak uygulamaya konulduğu anlaşılıyor. Bu nedenle de bir yandan bu hukuksuzlukla yukarıda mücadele ederken aşağıdaki şımarıklığa da yüz vermemek, nerede karşımıza çıkarsa orada hakları, özgürlükleri teslim etmemek, yasal ve hukuki meşru müdafaa hakkını kullanmak yerinde olacaktır. Yasaların yerine zorlama bir seçimle iktidar olmayı başaran ve daha ötesini isteyenlerin hukuk dışılıkları egemen olacaksa bunun da artık adını koyma, ona göre davranma zamanı gelmiş demektir. HHH Şimdi kimilerinin seçim sonuçları ile “kim ne kadar oy aldı, yüzdesi kaçtır” hesabı ile zaman harcadığına tanık oluyoruz. Oysa insanın evrensel hakları, düşündüğünü söyleme, örgütlenme, gösteri yapma, toplanma hakkı oyla, seçim sonuçlarıyla elinden alınamaz. Bu bapta yüzdeler, oranlar işe yaramaz. “Çoğunluk bizde, sizin de çoğunluğun isteklerine uymaktan başka çareniz yoktur” diyenler, bunu denemeye girişenler sıkı, etkili bir yanıtı hak ederler. Meydanı boş bırakırsanız, o meydan kısa sürede kara ya da kahverenginin hâkim olduğu bir meydana dönüşür. HHH Eski zamanlarda dünya şimdikinden daha büyüktü; bir yerden bir yere gitmek için haftalar gerekiyordu. O yıllarda da insanlar haksızlıklara, sömürüye karşı söz ve eylem hakkı için savaşıyor, ulusların sınırlarını geçersiz kılıyorlardı. Adını “Enternasyonal” koydukları bir de marşları vardı. Kocaman bir dünyada seslerini duyurmaya, uzaktaki yakındaki arkadaşlarını desteğe, dayanışmaya çağırıyor ya da desteğe koşuyorlardı. Şimdi dünya daha küçüktür, her şey daha hızlıdır. Dayanışmanın çapı da eskiye göre daha genişlemiştir. Karaların, kahverengi gömleklilerin bu dünyada fazla şansları olduğunu sanmıyorum. Büyük patronların, onların siyasetçilerinin gizli diplomasileri de bu dayanışma karşısında pek işe yaramaz. Yalnız değiliz demek istedim, irili ufaklı, küçüklü büyüklü troller bilsin istedim. İyidir çünkü gerçeği bilmek... B Mitinge katılmak isterken gözaltına alınan ve 4 ay tutuklu kalan Bozkurt, beraat etmişti. Mahkeme gerekçeli kararda ‘Polis tutanağı tek başına mahkumiyete yeterli delil olamaz’ dedi HİLAL KÖSE Tutanak delil olmaz tutanağının delil olduğu dosyalarda, “terör örgütü propagandası yapmak”, “izinsiz gösteri”, “polise direnme” gibi suçlardan yargılanıyor. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) üyesi İpek Bozkurt hakkındaki iddianamede suç delilleri şöyle sıralanmıştı: “Yakalama tutanağı, 1 Mayıs 2015 gününe ait sosyal medya haberleri, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün BDSP’ye ilişkin yazısı ve ekleri.” Bozkurt’un çantasından da sarı renkli baret, iki adet gözlük, iki adet DevTeks yazılı pankart, beyaz gaz maskesi, bir BDSP yazılı pankart ve yirmi altı adet bez maske bulunduğu kayıtlara geçirilmişti. Bozkurt, “terör örgütü propagandası yapmak” ve izinsiz gösteriye katılmak suçlarından 8 yıl hapis cezası istemiyle 4 ay tutuklu yargılandı ve beraat etti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 25 Haziran 2015 tarihli yazısında, BDSP isimli yapılanmanın, açıkça ve iddianamede belirtildiği şekilde TKİP terör örgütünün açık alan yapılanması olduğuna dair bir tespite yer verilmediği kaydedildi. Sanığın çantasındaki pankartla, örgüt propagandası suçunu işlediğinden söz edilemeyeceği vurgulandı. Tutanağın sanığın savunmasının aksini ortaya koyacak nitelikte olmadığı vurgulanarak, “Sanığın yasadışı gösteride ısrar eden grup içerisinde bulunduğuna ve atılı suçu işlediğine dair, belirsiz olan yakalama tutanağı haricinde mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin, inandırıcı, hukuka uygun ve vicdani kanaat elde edilemediği anlaşılmakla, iki suçtan da beraatine karar verilmiştir” denildi. l İSTANBUL Açığa alınan müdür vekili tutuklandı anlıurfa Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde müdür vekili olarak görev yaparken, istihbarat bilgilerini gizlediği gerekçesiyle açığa alınan Mustafa B., hakkındaki soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. Ş Mayıs 2015’te sendikaların çağrısıyla mitinge katılmak isterken Beşiktaş’ta gözaltına alınan ve 4 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden İpek Bozkurt’un yargılandığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, polis tutanağının tek başına mahkumiyete yeterli delil olmadığına hükmetti. Bu, 1 Mayıs, 8 Mart gibi günlerde yürüyüşe ve basın açıklamasına katılanlar için önemli bir karar. Siyasi parti üyeleri, sendikacılar dahil bir çok kişi, yakalama 1 Tutanak yetersiz Öğrencilere tutanakla dava DP üyesi 5 öğrenciye, 17 Aralık 2014’te İstiklal Caddesi’nde “1725 Aralık Hırsızlık Haftası Kutlu Olsun Hırsız Vaaaaaar” pankartı açtıkları, cadde üzerindeki bankanın camına, “Sağlam Hırsız” yazan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını yapıştırdıkları gerekçesiyle dava açıldı. İddianameye, yakalama tutanağı delil oldu. Savcı, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve yasadışı gösteri yaptıkları gerekçesiyle 1 yıl 11 ay’dan, 9’ar yıl 2’şer ay hapis cezası istiyor. İlk duruşma Ocak 2016’da. S Suruç’u sakladı iddiası Geçen yılın Ekim ayında IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısı sırasında sınır hattındaki Suruç İlçesi’ndeki gelişmeleri üstlerine bildirmediği iddia edilen İstihbarat Şube Müdür Vekili Emniyet Amiri Mustafa B., açığa alındı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin bu konuda başlattığı soruşturma kapsamında B., hakkında istihbarat bilgilerini gizlediği gerekçesiyle dava açıldı. Dava kapsamında hafta içerisinde gözaltına alınan Mustafa B., sevk edildiği mahkeme tarafından ‘Fethullahçı terör örgütü üyesi olmak ve bu örgüt adına faaliyet göstermek’ suçundan tutuklandı. l ŞANLIURFA/DHA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear