23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2014 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... vurmaya başlamasına katkı sağlamayı, Cumhurbaşbakanı ile emrindeki hükümetin karşı çıkmasını dik duran Türkiye başlığı altında günlerce övdüler. Dahası var. RTE gerine gerine örgüte müdahaleye rehine mazereti ortadan kalktıktan sonra Türkiye’nin katkısının ne olacağını ağırdan alıyor. Türkiye’nin kararının ne olacağı sorularına yan çizen yanıtlar veriyordu. Bu davranışa Dışişleri Bakanı Kerry’den hemen yanıt geldi. Türkiye, müdahaleye rehine sorunu kapandığına göre katılım konusunda artık yan çizemez dedi. Ama burnundan kıl aldırmayan Ankara; RTE’yi New York’a uğurlarken ne yapacağı bilinmeyen ama yalaka yandaş medyanın iktidar çevrelerinden aldığı telkinlerle hâlâ Cumhurbaşbakan’ın katılım konusundaki dik duruşunu işte şahsiyetli dış politika izleyen Türkiye, öyle ABD’nin isteklerine göre değil, kendi kararını kendi verir diyen yayınlar yapıyordu. HHH Lakin şahsiyetli, dik duran politikanın temsilcisi Cumhurbaşbakanı RTE, New York’ta sağdan soldan, üstelik rehine mazereti ortadan kalktıktan sonra Türkiye’nin IŞİD’e müdahalelere dik durarak yan çizeceğini savunan yandaş, hatta bilumum medyayla ters düşen bir açıklama yapıverdi: “Türkiye IŞİD’e siyasi, askeri müdahale dahil her türlü katkıyı sağlayacağını” söyledi. Hatta “havadan bombalamayla sonuç alınamayacağını” sözlerine ekleyerek müdahaleleri yeterli bulmuyordu. Üstelik Türkiye’de iken onca eleştiriye karşın IŞİD’i bir türlü terör örgütü diye tanımlamayan RTE, aaa bir de baktık ki bir Amerikan TV’sinde IŞİD’den terör örgütü diye söz ediyor. Irak ve Suriye’deki bataklık kurutulmalı diye komşu terör örgütüne ve diğerlerine karşı vaziyet alıyor. Ne oldu da RTE de bu değişim birden gerçekleşiverdi. Uluslararası diplomaside Türkiye cart curtlarının geçerli olmadığını, dik duran, kafa tutan izlenimi veren politikaların sökmeyeceği kendisine anımsatıldı. Hiç kuşku yok müdahaleye katılımdan yan çizerse önüne konulacak faturaları görünce ülkesindeki davranışlarından New York’taki ikinci gününde 180 derece dönüverdi. RTE’nin önceki kuşku uyandıran davranışlarından kıvrak biçimde dönüvermesini Kerry’nin “Türkiye IŞİD’e müdahalede ön safta katılacaktır” açıklaması izledi. HHH Bu gelişmelere bakılırsa Türkiye’nin el altından ABD’ye medyamızdaki yorum ve haberlere bakmayın. Türkiye’de müdahalenin önderliğini yapan ABD’ye operasyonlarına “siyasi, askeri, lojistik katkı yapacağı” güvencesi verdiği anlaşılıyor. Öyleki RTE’nin, Başkan Obama ile bir öğle yemeğinde ayaküstü yaptığı üç beş dakikalık görüşmesinde bizim medyaya genelde mutabakattan söz edildiği sızdırılırken Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü iki başkanın “IŞİD’in ortaya koyduğu tehdit dahil bölgesel ve küresel zorlukları ele almada beraber çalışmaya devam etme konusunda mutabık kaldıklarını” açıkladı. HHH Ve... Başkan Obama, Türkiye’nin müdahaleye siyasi ve askeri katılımın içeriğini saptamayı Başkan Yardımcısı Biden ile RTE’nin yapacağı görüşmeye bıraktı. ABD’nin, İncirlik’i Amerikan uçaklarına lojistik destek dahil her açıdan açmamızı istediğinden söz ediliyor. Müdahalenin “havadan bombalamayla olmaz” diyen RTE’nin, Biden’le yapacağı pazarlıklarda, ABD’ye hangi askeri yardımı yapmayı önereceği doğrusu merak konusu… HHH Tabii güncelleşen bu merak konusu dünün sorusu. RTE dün geride kaldı deyip bugün yeni şeyler söylemek lazım der, yan çizer. Medyası aracılığıyla yaydığı dik duran lider kanısından, dışarıda sıkıyı görünce tornistan etmeyi herhalde dünya lideri olmanın gereği görüyor olmalı! HABERLER 8 maden işçisinin öldüğü TTK’deki iş kazasıyla ilgili bilirkişi raporundan: Metan gazını ölçmemişler! Ocak 2013’te özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kodunda metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçi yaşamını yitirmişti. Zonguldak 2. İş Mahkemesi’nin talebi doğrultusunda yüksek maden mühendisleri İsmail Cem Solmaz ve Muharrem Tepe ile elektrik mühendisi Kamil Ateş’in hazırladığı raporda, işverenin çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu vurgulanarak işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınmasının işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağına dikkat çekildi. Patlamanın meydana geldiği ocağın “birinci sınıf gazlı” ocak olduğu belirtilerek “Olayın meydana geldiği yerde gaz de Din Dersi Boykotuna! Önceki gün Küçükçekmece’deki Garip Dede Türbesi’nde bir Alevi dedesi ile görüştüm. Çocuğunu ilk gün okula yollamış. Din dersinde hoca sınıfa girer girmez, “İyi günler öğretmenim” diyen çocukların sözünü düzeltmiş: Bundan böyle “Hayırlı günler” demelerini tembihlemiş. Sonra da Sübhaneke duasını öğretmeye girişmiş. “İlk derse girdi ama bundan sonra hiçbir din dersine girmeyecek” dedi dede… Kişisel bir tasarruf mu? Değil, kitlesel bir karar bu… Aleviler, Sünnilik eğitimine karşı demokratik mücadeleye hazırlanıyor. “Bedeli ne olursa olsun”, dayatmaya direnecek, zorunlu din derslerine girmeyecekler. HHH Haksızlar mı? Kesinlikle haklılar. Daha geçen hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’den 14 başvuruyu karara bağladı ve istemeyen öğrencilerin zorunlu din dersinden muaf tutulması gerektiğine hükmetti. “Devlet dini konularda yansız ve tarafsız olmalıdır. Zaman geçirmeden zorunluluk kaldırılmalıdır” dedi. Başbakan ne cevap verdi: “Ben Marksist olmadığım halde, iktisat eğitimi alırken Marx’ı okudum. Bir ateist dahi bilgi sahibi olmak için din dersi almalı.” Bu cevap üzerine Twitter’da “Marksizm zorunlu ders olsun” kampanyası başladı. HHH Şaka bir yana bu cevap devletin, ders kitaplarının içeriğini de Alevilerin şikâyetini de umursamadığını gösteriyor. Oysa ulusal içtihadın üstünde olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının, devletler için bağlayıcı olduğunu biliyoruz. Hükümet, evrensel hukuku hiçe sayma pahasına Sünnilik eğitimine devam etmeyi düşünüyor anlaşılan... O zaman geriye bir tek yol kalıyor: Sivil itaatsizlik. Çocuklarımızı “sorunlu” din dersine yollamak zorunda değiliz. Size “hayırlı günler” öğretmenim! ZONGULDAK (AA) Kozlu’da geçen yıl madende metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğü kazayla ilgili hazırlanan yeni bilirkişi raporunda alt işveren Star İnşaat yüzde 70, asıl işveren TTK yüzde 30 kusurlu bulundu. Raporda, gaz degajının önlenmesi için sondaj çalışılması dışında uygulama yapılmadığına dikkat çekilerek “Eğer sondaj çalışmasına ek metan drenajı gibi çalışmalar yapılsaydı, arındaki tehlikebasınç giderilmiş olur ve patlamapüskürme olayı meydana gelmezdi” denildi. Raporda işverenin, iş güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu, hizmet alınmasının işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı vurgulandı. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bağlı ocakta 7 Denetim yapılmamış gajının önlenmesi için sondaj çalışılması dışında uygulama yapılmamıştır. Eğer sondaj çalışmasına ek metan drenajı gibi çalışmalar yapılsaydı, arındaki tehlikebasınç giderilmiş olur ve patlamapüskürme olayı meydana gelmezdi. Olayda denetim ve gözetim faaliyetleri yapılmamış, kesene ücretle yapılan çalışmalar sonucu işçiler daha fazla çalışmaya zorlanmış ve bu durum dolaylı olarak iş güvenliği tedbirlerine uymamayı getirmiş. Eksi 630 kodu ve üzerlerinde gaz içerikleri uzun süre ölçülmemiş, kömür damarının gaz içeriği saptanmamış ve sondajların sayısı ve niteliği yetersiz kalmış. Dört lağım (galeri) için 1 sondaj ustası ekibi ve bir sondaj makinesi yetersiz kalmış, kaza meydana gelmiştir” denildi. VEKİLLERDEN VIP ZİYARET Bu nasıl inceleme? EMRE DÖKER Eylemciler polislere el sallayarak veda etti Okmeydanı’nda dün gece, yüzleri maskeli grup ile polis arasındaki çatışma yaşandı. Gerginlik gece yarısına kadar devam ederken, eylemciler ile polisler birbirlerine el sallayarak dağıldı. Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde toplanan yüzleri maskeli bir grup, caddeye barikat kurarak yolu trafiğe kapattı. Polis, gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ederken ara sokaklara kaçan grup ile polisler arasında uzun süre çatışma yaşandı. Yüzleri maskeli bazı kişiler, ara sokaklardan çıkarak polise taş ve şişe attı. Çevik kuvvet ekibinin grubu dağıtmak için biber gazı ve plastik mermi kullanması ise dikkat çekti. TOMA’nın da tazyikli suyla müdahale ettiği olaylar esnasında polisin kullandığı biber gazından mahalledeki yurttaşlar da olumsuz etkilendi. Gezi’ye eleştiri sayfalık gerekçeli kararında öncelikle Gezi eylemlerine değinANKARA Ankara di. Sarısülük ailesinin 6. Ağır Ceza Mahkeavukatlarının eylemleri mesi, Gezi eyleminsavunup polisin tavrıde Ethem Sarısülük’ü nı eleştirmesine yanıt vuran polis Ahmet veren mahkeme, Gezi Şahbaz ’a, “haksız eylemlerini şöyle eleştahrik altında olası tirdi: “Burada eylemkastla adam öldürmek” suçundan ver Ethem Sarısülük lerin hukuk çerçevesinde gerçekleşmiş diği 7 yıl 9 ay 10 günolması halinde herhangi bir lük hapis cezasının gerekçesişekilde müdahale olmayacani açıkladı. Gezi eylemlerini huğı açıktır. Eylemlere katılankuka aykırı olarak nitelendiren ların eylemlerinin hukuka uymahkeme, polislerin müdahagun olduğu, güvenlik güçlelesi ise “Anayasal bir düzen rinin eylemlerinin ise hukuka içerisinde demokratik yapıaykırı olduğunu iddia etmek ya sahip devletlerin, kurallahukuk kurallarını ihlal etmek rın uygulanmasında, devletin anlamındadır. Bu şekilde bir devamı için birtakım tedbirler anlayış, demokrasiyle yönealması da demokrasinin geretilen ülkelerin işleyiş ve kuğidir” ifadesiyle savundu. Burallarına ters düşmektedir.” na karşılık sanık Şahbaz’ın olay Mahkeme, gerekçeli kararınanında çekilme imkânı varken da sanık Şahbaz’ın Sarısülük’ü geri çekilmeyerek silahı çekvurma eyleminin değerlendirtiğine işaret eden mahkeme, mesini de yaptı. Sanığın, gö“Sanık Ahmet Şahbaz’ın olay revli diğer polis memurları ile anında bulunduğu alanda, taolaylara müdahale etmek amabanca ile ateş etmesini gerekcıyla tedbir alınması sırasında tirecek düzeyde bir tehlike söz hazır bulunduğu anlatılan kakonusu değildir” değerlendirrarda, sanığın eylemini şöyle mesinde bulundu. yorumladı: “Görüntülerde izBuna karşılık sanık Şahbaz’ın lendiği şekliyle atılan taşlaolay anında çekilme imkânı varrın nitelikleri ve direnişin küken geri çekilmeyerek silahı çekçümsenmeyecek boyutta oltiğine işaret etti. Mahkeme, 143 ALİCAN ULUDAĞ duğu, her bir taşın isabet etmesi halinde öldürücü bir darbe etkisi meydana getirebileceği ancak sanığın da çekilme imkânı varken geri çekilmeyerek silahı çektiği açıktır. Sanık, ateş etmesi neticesinde orada bulunanların isabet alarak yararlanabileceklerini veya ölebileceklerini öngörebilecek bir durumdadır. Üçüncü atış sonucunda da ölümün meydana gelmiş olması göz önüne alındığında, sanık Şahbaz’ın olay anında bulunduğu alanda, tabanca ile ateş etmesini gerektirecek düzeyde bir tehlike söz konusu değildir. Olay anında aynı şartlar altında bulunan diğer görevli polis memurları böyle bir eyleme kalkışmadılar. Sanığın kendisinin de daha sonra duruşmadaki ifadesinde de kabul ettiği gibi olaydan hemen sonra polis arkadaşlarına ‘çektim sıktım üç tane’ demesi, sanığın suçunun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemiş olması sebebiyle eylemin olası kastla adam öldürme olduğu mahkemece kabul edilmiştir.” GEREKÇELİ KARAR: SARISÜLÜK’Ü VURAN POLİSİN SİLAH ÇEKMESİNE GEREK YOKTU İtiraf gibi SOMA Soma Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu, 301 madenciye mezar olan Eynes Maden Ocağı’nda, özel olarak hazırlanmış oksijen maskeleri, asansörler ve yoğun güvenlik önlemleri altında inceleme yaptı. İşçiler ise ne vekillere verilen maskeleri kullanabiliyor ne de maden sahasına onlar gibi taşınıyorlar. Komisyon üyeleri, madene inmeden önce Ege Linyit İşletmeleri’nde üstlerini değiştirdiler. Burada Soma Kömürleri AŞ. yazılı tulumları giymeyi reddeden milletvekilleri için, üzerinde yazı bulunmayan baret ve tulumlar getirildi. Daha sonra şirketin Genel Müdürü Haluk Evinç’ten madenin son durumuyla ilgili bilgi alan milletvekilleri, 301 kişinin yaşamını yitirdiği Eynes Ocağı’na indiler. İnmeden önce milletvekillerine oksijen maskeleri dağıtıldı ve bunları nasıl kullanacakları anlatıldı. Daha sonra milletvekilleri vagonlara binerek madene indi. 2 saat süren incelemenin ardından konuşan CHP Manisa Milletvekili ve komisyon üyesi Özgür Özel, kendilerine dağıtılan oksijen maskelerinin “VIP” olduğunu işçilerin hiçbirine bu maskelerin verilmediğini söyledi. Kendilerini aşağıya indiren forkliftin de milletvekilleri için getirildiğini bunun da mevzuata aykırı olduğunu belirtti. Komisyon Başkanı AKP milletvekili Ali Rıza Alaboyun da, kazanın olduğu yerin 175 metre kadar yakınına indiklerini, o bölgenin şu anda tahta bariyerlerle örülmüş olduğunu söyledi. 2 aya kadar kazanın olduğu galerinin tamamen onarılmış olacağını belirten Alaboyun, “Şu an itibarıyla galeri temiz hava girişi tamir olmuş. 30 yıldır süren özelleştirme politikalarının etkisiyle madencilik büyük oranda ihmal edilmiş. Kömürle ilgili özel bir kanun çıkartılması gerekiyor” dedi. Her yönden sıkıştılar Cumhurbaşkanı’nın BM Genel Kurulu’nda, seyircisiz maça çıkmış takım gibi boş sıralara konuşması, içerde onu “dünya lideri” diye pazarlayanların yelkenlerini suya indirmiş olmalı. Bu Türkiye’nin, Ortadoğu politikasıyla hem Batı’da, hem bölgesinde, hem İslam dünyasında yalnız kaldığının resmidir. Peşi peşine feci hatalar yaptı Türkiye… İkisini, dün Yeni Şafak’ta Ali Bayramoğlu yazdı: Esad’ın hemen yıkılacağını zannetti. Ve IŞİD’i destekledi. IŞİD dünyanın ve kendisinin başına bela olunca da arada kaldı. Belayı görmezden geldikçe Batı’da “terör destekçisi” sayıldı; geri adım atıp IŞİD’i kınamaya kalktığında ise hem Batı’da ciddiye alınmadı, hem de IŞİD’in tepkisiyle karşılaştı. Şimdi ABD’nin IŞİD saldırılarının Esad’ın elini daha da güçlendirmesi, Ankara’da hepten uykuları kaçırıyor. Kürt cephesine gelince… Şu anda Türkiye’nin güney sınırını Kürtler koruyor. Buna rağmen Türkiye, IŞİD’e verdiği destek nedeniyle onlarla da arayı açmış durumda… Ve bu durum, içeride barış sürecini de tehdit eder hale geldi. Karayılan, üç gün önce “Kobane saldırısıyla süreç bitmiştir” dedi. İmralı’ya gidecek heyet de bakanları ziyaretinde, “Süreci zorlayacak bir aşamaya gelindiğini” söyledi. “Paralel mücadele”de de hükümetin durumu iyi görünmüyor: HSYK için Yargıtay’da yapılan seçimi kaybettikten sonra HSYK seçimini de kaybedeceklerini anladılar. Utku Çakırözer’in, dünkü Cumhuriyet’te Yalçın Akdoğan ziyaretinden aktardığı bilgiler, orada da telaş yaşandığını, daha şimdiden seçimi tanımama bahanelerinin, referanduma sığınma çarelerinin arandığını gösteriyor. Sizce bu kadar köşeye sıkışmış bir iktidarı,10 yaşında bir kız çocuğunun örtüsü kurtarabilir mi? Özelleştirme itirafı İstanbul Tabip Odası açılan davaları eleştirdi n İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası (İTO), Gezi Olayları sürecinde yaralıları tedavi ettikleri için Ankara ve Hatay tabip odalarına dava açılmasını gerçekleştirdikleri basın toplantısıyla eleştirdi. İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu’nda bulunan binasındaki basın toplantısına, İstanbul Tabip Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, Genel Sekreter Samet Mengüç ve önceki dönem genel sekreteri Ali Çerkezoğlu katıldı. Prof. Dr. Erez, “Önce insan sağlığı” ilkesiyle hareket etmeye devam edeceklerini söyledi. Dr. Ali Çerkezoğlu da siyasi iktidarın ele geçiremediği yönetimleri davalarla düşürmek istediğini belirterek bunun demokrasi yoksunu zihniyetin göstergesi olduğunu söyledi. Madenİş’ten ‘fon’ önerisi ÜLKÜCÜLERİN SALDIRISINA UĞRAMIŞTI ‘ÖLÜMLERDEN HERKES SORUMLU’ n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Madenİş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, “torba yasanın” ardından başlayan işçi çıkarmalara engel olmak için “fon” önerisinde bulundu. Akçul, “Öncelikle büyük kârlar edilen ve cari açığın nedenlerinden birisi olan kömür ithalatından yerli kaynağı teşvik kesintisi yapılarak yeraltı kömür ocakları için fon oluşturulmalı, bu fondan torba yasa ile sıkıntı yaşayan yeraltı kömür ocaklarına kaynak aktarılmalıdır. Ayrıca, bu işletmelerin sosyal güvenlik ödemelerine de kolaylık getirilmelidir. Bu işletmelerin ürettikleri kömürlere hem pazar olması, hem de yerli kömürün değerlendirilmesi açısından termik santrallarda kullanımı devlet desteği/fonuyla teşvik edilmelidir. Bu önlemler zaman geçirilmeden bir yasal düzenleme ile yapılmalıdır” dedi. Üniversiteli Metehan AHMET ŞEFİK TRABZON Trabzon’da geçen pazar günü ülkücü bir grubun saldırısı sonucu beyin kanaması geçiren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Metalurji ve Malzeme Mühendis Göre liği 4. sınıf öğrencisi Metehan Tuna Göre’nin (24) durumu ciddiyetini koruyor. İşçi emeklisi babası Emin Göre ve öğretmen annesi Aliye Göre ile kardeşi üniversite öğrencisi Berki Göre KTÜ Farabi Hastanesi yoğun bakım servisinin önünden ayrılmazken Metehan’ın arkadaş ölüme direniyor ları da aileyi yalnız bırakmadı. Öğrenci Kollektifleri üyeleri ise dün KTÜ Makine Bölümü önünde bir açıklama yaptı. Açıklamada. “Buradan üniversitemiz yönetimine sesleniyoruz. Bu eli kanlı saldırganlar hakkında derhal soruşturma başlatılsın ve bu tür saldırıları organize ettikleri Öğrenci Derneği kapatılsın. Bu dernek kapatılmadığı sürece saldırılar devam edecek ve can güvenliğimiz tehlikede olmaya devam edecektir” dedi. Metehan için birçok ilde eylemler yapıldı. Çelik sendikalar ve basına yüklendi Yurt Haberleri Servisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkİş tarafından Bursa’da bir otelde düzenlenen “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitim Semineri”nde yaptığı konuşmada işçi ölümleriyle ilgili basın ve sendikaları suçladı. Çelik’in döneminde 5 bine yakın işci ölürken, Çelik, sendikaların 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak için gösterdiği ısrarı iş güvenliğiyle ilgilli göstermediğini savunarak, “Bu sadece bir bakanın, başbakanın, hükümetin çözebileceği bir iş değil ki. Bunun tarafları var, yönetim var, işveren var, işçi var. Herkes sorumluğunun bilincinde hareket ederse bunların üstesinden gelebiliriz. 2012 yılına kadar bir tek iş güvenliği uzmanı yoktu biliyor musunuz. Birçok iş yerinde biliyoruz ki kaza geliyorum diyor. Kimse işin kolayına kaçmasın. Çalışma Bakanı’nın omzuna bir davul asarız, vururuz aman vururuz. İstanbul’daki kazadan sonra Konya’dan İzmir’e varıncaya kadar 8 kardeşimiz daha hayatını kaybetti. Siz bunlarla ilgili manşet gördünüz mü? Arkadaş 300 can da 100 can da bir can da candır. Hepsini manşet yapın, hepsini. Atın manşetleri, kimin nerede ne sorumluluğu varsa ortaya çıksın” diye konuştu. İBB’den ‘simitçi’ açıklaması n İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bazı anacadde ve meydanlardaki simit tezgâhlarının kaldırıldığı iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Cadde ve meydanlardaki temizlik çalışmaları ve simitçilerin bilgilerinin güncellenmesi nedeniyle geçici olarak kaldırılmış olan 85 adet tezgâh, 29 Eylül 2014 tarihinden itibaren eski yerlerine konulacaktır” ifadesine yer verildi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kurban Bayramı dolayısıyla 3 Ekim Cuma günü tüm kamu görevlilerinin izinli sayılması kararlaştırdı. Başbakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla kamu kurumlarına yazı gönderildi. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar, Kurban Bayramı’nın arifesi 3 Ekim 2014 Cuma günü idari izinli sayılacak. Bu durumda da bayram tatili 4 günden 5 günü çıkmış olacak. Bayram tatili, 8 Ekim Çarşamba günü sona erecek. Bayram tatili 5 güne çıktı n ANKARA (AA) Süper Loto’da 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 224 bin 33 lira 37 kuruş haftaya devretti. Kazandıran numaraların 8, 11, 12, 39, 40 ve 45 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 5 bin 81’er lira, 4 bilenler 75 lira 50’şer kuruş, 3 bilenler 7 lira 90’ar kuruş ikramiye alacak. Süper Loto devretti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear