Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye’den kadın milletvekilleri, STK’lerin kadın temsilcileri Irak’taki Ezidi kamplarını ziyaret etti 7 Sınırda kadın dayanışması misyon, IŞİD’in elindeki rakamlara dair net bir bilgi edindiklerinde soykırım suçlamasıyla Lahey Mahkemesi’ne başvuracaklar. Esprilerle başlıyor toplantı. “IŞİD bizim otobüsleri durdurunca bizleri hiç indirmeden direkt şoföre pazara çek diyecek” diyor Ayla Akat Ata. Biri atılıyor “Ya pazara ya mezara diyorsun yani”. Gülünmese gidilemeyecek. Çünkü iktidarının “büyüklüğünü” kanıtlamak için insanların kafasını kesen, “ganimet”ini satılığa çıkardığı kadınlar üzerinden kuran bir vahşetin hâlâ varlığını sürdürdüğü topraklara yolculuk etmek başka türlü mümkün değil. Birkaç hafta öncesine kadar IŞİD’in insanlara kurşun sıktığı, yıktığı bölgelerden geçeceğiz çünkü. Hatta 40 kilometre ötesinde çatışmaya devam ettiği Mahmur Kampı’nda, direnişin sürdüğü Rojava’da misafir olacağız. Irak’taki Ezidi kamplarını ziyaret edeceğiz. Bu geziden kalanlar bir raporda birikerek, kamuoyuna ve Avrupa ülkelerinin elçiliklerine iletilecek. Kadın milletvekilleri, gazeteciler, STK ve meslek odalarının kadın temsilcilerinden oluşan 25 kişilik bir ekibiz. Heyette İstanbul HDP Milletvekili Sabahat Tuncel, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Mardin Belediyesi Eşbaşkanı Februniye Akyol, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, TTB Yönetim Kurulu üyesi Filiz Ünal İncekara, İHD MYK üyesi Şener Karataş, Diyarbakır Barosu’ndan Kezban Yılmaz da var. Ata, Türkiye’ye giren Ezidilerin 20 bini geçtiğini söylüyor. Ağırlıklı olarak Batman, Şırnak, Diyarbakır, Mardin ve Urfa’da misafir ediliyorlar. Batman’da tarihi eskilere dayanan 10 Ezidi köyü olduğunu hatırlatıyor; “Gelen Ezidileri oralara yerleştiriyoruz, ama güven sorunu var. Çünkü, 40 yıl önce o evleri de Sünni Kürtlerin kendilerine yaşattıkları katliamlar yüzünden bırakmışlar. Güven duygusu yaratabilmemiz için Avrupa’da yaşayan diyasporadan bir heyet oluşturmala Kurnazlık Kutsanınca... Türkiye bugün ne çekiyorsa, akıl ve kurallar yerine kurnazlığın yeğlenmesinden, hatta kutsanmasından çekiyor. Kurnazlığın yöntem olarak benimsenmesi, anayasa değişiklikleri dahil yasaların yapılmasından başlıyor, uygulanması ile sürüyor. “İyi şeyler yapılıyor” kanısı yaygınlaştırıldıktan sonra araya tuzak değişiklikler ekleniyor ve iktidarın canı istediği gibi uygulamalarının önü açılıyor. Bir sorun yumağı olarak gündemde bulunan işçi ölümleri, liselere öğrenci yerleştirme yöntemi, sağlığa yönelik değişiklikler ve aile hekimliği uygulamalarında varılan sonucun nedeni, “Ben istediğimi yapayım. Zarar görenler düzeltmek için uğraşıp dursunlar” anlayışı. HHH Acısı henüz küllenmeyen Soma’da 301 cana mal olan cinayetin ardından İstanbul’daki asansör kazasında 10 işçinin daha cinayete kurban gitmesi hep bu yüzden yaşandı. Maden işçilerinin çalışma koşulları ile sosyal güvenliklerini düzeltmek gibi bir gerekçeyle hazırlanan tasarının, iktidarın kimi alanlarda istediğini yapabilmesine olanak sağlayan 148 maddelik bir torba yasaya dönüştürülmesi, kurnazlığın son somut örneğini oluşturdu. Anayasaya aykırı olduğu açık seçik bilinen yasa değişiklikleri de giderek artıyor. “Anayasayı bilmiyorlar” demek yanlış olur. Biliyorlar ama şunu da çok iyi biliyorlar: “Anayasa Mahkemesi’nin kararına kadar ben istediğimi yaparım. Mahkeme kararı geriye uygulanmayacağı için yaptığım yanıma kâr kalır.” HHH Asansör cinayeti sonrasında dikkatimi çekmişti. Herkes oradaydı ama en yetkili olması gereken Şişli Belediye Başkanı ile Büyükşehir Belediye Başkanı yoktu. Sonradan öğrendik ki yetkileri yokmuş. İnşaatın kapalı alanının genişliğini ve kat yüksekliğini belirleme yetkisinin TOKİ’de olduğunu ve bu yetkinin uygulanması ile önceki başbakanın yakından ilgili olduğunu biliyorduk. Ama eksik biliyormuşuz. Denetleme yetkisi de TOKİ’nin sorumluluğundaymış. Televizyon ekranlarına yansıyan kule inşaatlarının görüntülerinde “Önce iş güvenliği” yazılı levhalar var ama katlarda gerilmesi gereken ağlar, emniyet kemerlerinin iliştirileceği teller yok. Sade özelde değil, devlet inşaatlarında da görüntü aynı. İnşaatı az masrafla ve az zamanda bitirmenin kaynaklandığı para hırsı ve kurnazlık kutsanmaya devam edilirse yeni cinayetlerin de önü açık demektir. HHH İmam hatip okullarının artırılması ve öğrencilerin kendi tercihleri olmadan oralara kaydedilmesindeki kurnazlığı da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “zorunlu din dersi” ile ilgili kararı sayesinde çözdüğümü sanıyorum. AİHM’nin önceki kararları nedeniyle müfredata getirilen Alevilikle ilgili küçük eklemeleri mahkemenin yemediğini göstermesi ve zorunlu din dersinin hukuka aykırı olduğunu vurgulaması, ülkenin önünde önemli bir uluslararası sorun oluşturuyor. Bunu çözmenin tek yolu var. Bütün okulları imam hatibe dönüştürmek. Yanıtı ise kurnazlığın bir başka yansıması olacak: “Dinsel eğitim yapılan okullarda din dersinin zorunlu olmaması olacak şey mi?” HHH Okullar açıldı. Bakan dahil tüm yetkililer okuldaydı ama birkaç kez verdikleri nakil dilekçelerine yanıt alamayan velilerin öğrencileri evlerindeydi. “Ben yapayım, sen uğraş” mantığının yarattığı aksaklık ve işkence sadece TEOG’la ilgili değil. Aile hekimliği uygulamasında da aynı yöntem geçerli. Başımdan geçtiği için biliyorum. 1973’ten beri Suadiye’de oturuyorum. Şeytan dürtmüş olmalı ki “Bizim ailenin hekimi kim?” diye internete girdim ve gördüm ki “Benimki Beyoğlu’nda Sarayardı Sokağı’nda”... Yanlışlığı düzeltmek için verilen telefonu aradım ama çıkan yetkili akıl vermeye “Önce yakınınızdaki aile hekimine gidip, boş kontenjan olup olmadığını öğreneceksiniz” diye başlayınca cayıverdim. Bana günler önce öğütleneni şimdi binlerce veli yaşıyor. Boş kontenjan yakalamak için dolanıp duruyorlar. Bilgisayarı da kurnazlığa alet etmeyi başaran bir ülke olarak ne kadar övünsek azdır. u kadınlar kimlere satılıyor? Sorun sadece IŞİD’in vahşeti değil, madalyonun diğer yüzü de var, köle pazarlarındaki kadınları satın alanlar! Hadi, “Aşiret reislerinin satın aldığını biliyoruz” diyor, “Yoğunlukla Suriye’de on dinar gibi rakamlara IŞİD’in kendi içinde yaptığı bir satış var. Katar ve diğer ülkelerden de geldikleri söyleniyor. 600 kadının satıldığı söyleniyor. Kadınlar sadece pazarda satılmıyor, boş okullarda tutsak edilen, cezaevi şartlarında yaşayan kadınlar da var.” Ata, hedefin IŞİD’in Şengal’den çıkarılarak Ezidilerin evlerine dönmelerini sağlamak olması gerektiğini vurguluyor. Şengal’e özel statü verilmesi de önerileri arasında. “Kendi kararlarını alacak bir yapıya sahip olmalı. Zaten Irak anayasasında bölge hakkı var. IŞİD’in çıkarılması için uluslararası işbirliğini desteklemeliyiz. HDP adına peşmergeyle YPG güçlerinin IŞİD’e karşı olan işbirliğini, dayanışmasını önemsiyoruz”. B Melda Onur, Ezidi kadınların durumlarını ve IŞİD’in vahşetini partisindeki kadınlara ileteceğini söylüyor. “Keşke daha mutlu bir şey için gelseydik. Ancak acılar dayanışmaları birleştirir. Aslında IŞİD’i hep toplu katliamlarla gördük. Göz ardı edilen bir kadın kaçırma durumu var. Ağır bir travma söz konusu. Çünkü ölüm bir şekilde kabul edilebilir, ancak eşlerinin, kızlarının, gelinlerinin kaçırılması, satılması kabul edilebilir değil. Bu uluslararası kadın ticareti içine sokulmalı”. Onur, CHP Genel Başkanı’na iletmek üzere bir rapor da yazacak. rını istedik”. Çoğunun kaydı yok. Bu da yardımlara erişilmesini yavaşlatıyor. Ata, “Pasaportu olmadığı için bebeğini bırakmak zorunda kalanlar için çözüm getirilmedi. Uluslararası anlaşmalara göre savaş zamanı sınırlarınıza dayanan insanları almak zorundasınız” diyor. Dışişleri Bakanlığı’yla Ezidilere geçici vatandaşlık verilmesi için görüşüyorlar şu anda. Bu önemli çünkü sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Üstelik kış yaklaşıyor. Ancak Ezidilere sahip çıkmakta kararlı DBP belediyeleri. Aslında bu sorunlar Türkiye’ye özgü değil. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin parlamentosundaki görüşmelerden anlıyoruz ki, merkezi hükümet her iki tarafta da Ezidileri görmezden geliyor. Bunun en önemli nedeni Ezidilerin dinleri. Erbil’de insanlara IŞİD’in yaptığı vahşet anlatıldığında “Ama onlar zaten Ezidi” cümleleriyle karşılaşılması bundan. 250 bin Ezidi, Duhok ve Zaho’daki kamplarda, inşaatlarda, köprü altlarında hayatta kalma savaşı veriyor. Türkiye’nin de Duhok’ta açtığı bir kamp var, ancak faaliyete geçmemiş. Kendi ülkesindeki Ezi dilere yardım etmeyen hükümetin yardımları olmuş. Kızılay 30 ton Duhok’ta kamp kurması Ezidileri kuru gıda yollamış. Türkiye’den uzak tutma yönteminahey Mahkemesi’ne den başka bir şey değil kuşkusuz. Irak Kürdistan Bölgesel başvurulacak Yönetimi’nin parlamentosunda, Komisyon IŞİD’in elinde kaç bizi farklı partilerden kadın parlamenterler bekliyor. Farklı ürkiye IŞİD’in dinlerden, pargeçiş noktası’ tilerden kadınTürkiye’nin IŞİD’e karlar ortak çalışşı tavrı sorulduğunda, ma yürütebi “Türkiye’nin IŞİD’in liyor. Kadın geçiş noktası olduğuparlamenter nu biliyoruz” diyor Halerin komis di, “Türkiye ile ilişkileyon sorumlusu ve Yekür Türkiye’den kadınların oluşturduğu 25 kişilik heyet, Irak Kürdistan rimizin sadece ekonodi İslami Par Bölgesel Yönetimi’nin parlamentosunda kadın parlamenterlerle mik anlamda değil, siyasi anlamda da olmatisi Milletveki görüştü. sını istiyoruz”. AKP’nin li Kazhal Hakadın kolları, Aile ve Sosyal Podi, “Defalarca Ezidi kamplarını kadın olduğuna dair çalışmalar da ziyaret ettik. Ezidi göçlerinden yürütüyor. Kamplar ziyaret edile litikalar Bakanlığı’yla görüşeönce Suriye’den gelen göç dalga rek, ailelere kızınız IŞİD’in elin ceklerini vurgulan Ata, Kürsı vardı, üstüne Şengal’den ge de mi, diye soruluyor. Görüşme distan Bölgesel Yönetimi’nin len de eklenince ciddi sıkıntılar ler sonucunda rapor hazırlanacak. kadın komisyonundaki kadınyaşıyoruz” diyor. Parlamento, ka “IŞİD’in elinde sadece Ezidi ka ları da davet ediyor. Bir önerisi dınların durumunu düzeltebilmek dınlar yok, Şii Türkmen kadınlar daha var: “Dört parçadan temiçin kadın komisyonunun kullanı da var” diyor Keldani KDP Parla silcilerin Ezidilerin durumunu mına 100 milyon dinar ayırmış. menteri Waheeda Xaqw Hormez, anlatmak için AB’ye bir ziyaDevamı da gelecek. Türkiye’de “BM’yi ziyaret ederek, ortak ça ret gerçekleştirmesi bir baskı ki sivil toplum kuruluşlarının da lışma yürütmeyi önerdik.” Ko gücü oluşturacaktır.” L ‘T PROF. HAKAN YILMAZ’IN ‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ ARAŞTIRMASI ERdOğAN’dAN ALO FATİH’E GwYNETH PALTROw FIRÇASI: Sen o frikiğe az diyorsan! Kürtler ve laiklerin derdi aynı: Ayrımcılık İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniön planda yer aldığını kaydetti. Görüşülen versitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan kişiler arasında Kürtçenin anadili olduğunu Yılmaz ve ekibinin yaptığı “Çözüm Süreci: söyleyenlerin oranı da yüzde 15 çıktı. Kim Ne İstiyor?” başlıklı araştırmaya göre, halkın yüzde 57’sinin çözüm sürecini desözüm sürecine destek teklediği ortaya çıktı. Kendini Kürt olarak tanımlayanların çöKürtlerin yaklaşık yüzde 2030’unun hazüm sürecine desteği yüzde 83 olurken, yatın çeşitli alanlarında ayrımcı davranışlaBDP’ye oy verenlerde bu oran yüzde 91’e ra maruz kaldığı belirtilen araştırmada, ayulaştı. Katılımcılara hastane, üniversite, rımcılıktan en yüksek şikâyeti olan ikindevlet kurumu, lüks mağaza, iş başvurusu ci grubun ise yüzde 1020 ile Atatürkçülagibi alanlarda kimlikleri nedeniyle ayrımcılık ik kesimin geldiği gögörüp görmedikleri sorüldü. Çözüm süreruldu. Kürtlerin yaklaşık cinin sorunları bitireayal kırıklığı yaşanabilir yüzde 2030’u, hayaceğine ilişkin beklentın çeşitli alanlarında ayAraştırmanın sonuçlarını değerlen ti ise Kürtlerde yüzde rımcı davranışlara madire n Prof . Yılm az, “Her ne kadar 61 iken, Türkiye generuz kaldıklarını dile getirçözüm sürecinin başarılı sonuç linde yüzde 47 olarak di. Ayrımcılıktan en yükvere ceğ ine belirtildi. ilişkin umutlar süresek şikâyeti olan ikince destek oranının bir hayli altın Açık Toplum ci grup ise yüzde 1020 Vakfı ve Boğaziçi da olsa da özellikle Kürt nüfusun ile Atatürkçülaik kesim Üniversitesi’nin desbu çabaya büyük bir duygusal olurken, grup aidiyetini ve teğiyle Boğaziçi Ünisiyasi yatırım yaptığı görülmekte “dindarmuhafazakâr versitesi Siyaset Bilive Türk” olarak seçenler dir. Süreç başarısız sonuçlanırs a mi ve Uluslararası İlişyüzde 010 oranı ile aybu nüfusun çok büyük hayal kırık kiler Bölümü’nden rımcı muamele gördüklığı yaşaması, umutsuzluğa kap Prof. Yılmaz’ın yöıllerini ifade ederek en az mas ı ve ayrı lıkçılık gibi çok daha netiminde, Doç. Dr. şikâyetçi kesim olarak radikal seçeneklere meyletmesi Emre Erdoğan, araştırmadaki yerini aldı. mümkündür” dedi. Güçlü Atılgan, Merve İnce ve Murat ürt değil, terör Can tarafından yürüsorunu tülen araştırmanın saha çalışması 2014 NiKürt sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin sanTemmuz aylarında, Türkiye çapında 2 seçeneklerin başında “Kürt sorunu yoktur, bin 300 kişiyle görüşülerek gerçekleştirilterör sorunu vardır; çözüm de terörle di. 100 kişi ile görüşüldü, Kürt yurttaşların mücadeledir” görüşü destek gördü. Türkieğilimlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için örye nüfusunun yüzde 30’unun, Kürtlerin de neklem içerisindeki ağırlıkları artırıldı. yüzde 20’sinin kendisine yakın gördüğü bu Araştırmada, Türk ve Kürt kimliklerinin seçeneğin hemen ardından, ülke genelinde nasıl belirlendiği, ayrımcılık ve ayrıcalık algılamaları, Kürt sorununun toplumsalsiyasi yüzde 23’lük bir kesimin desteklediği “ekonomik kalkınma çözümdür” görüşü geldi. nedenlerine ve sorunun nasıl çözüleceğine Üçüncü sırada ise “bağımsızlık, özerklik, ilişkin düşünceler, Türkiye’nin önemli günfederasyon” talep eden, Türkiye genelinde dem konularından biri olan çözüm süreciyüzde 22’lik grup görüldü. Kürtler arasınne dair beklentiler ölçüldü. Araştırmaya kada ayrışmacıayrılıkçı pozisyonu destekletılanların yüzde 30’u bir etnik dil ve kültürü yenlerin oranı yaklaşık yüzde 30 olarak beolduğunu beyan etti ve bu grubun da yaklirlendi. En az destek bulan çözüm yolu ise laşık yarısı, yani Türkiye nüfusunun yaklayüzde 13’lük oranla “kültürel hakların yaşık yüzde 16’sına işaret eden kesimi, etnik salarca tanınması” oldu. dil ve kültürünün Türk dil ve kültürüne göre Ç H K Haber Merkezi Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nden Kadıköy vapurundan inenlere bakarak ‘kadınların giyimlerini eleştiren’ dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gazetelerde yer alan kadın fotoğraflarından da rahatsız olduğu ortaya çıktı. Kamuoyunda “Alo Fatih” olarak bilinen Mehmet Fatih Saraç’la bir konuşması dinlemeye takılan Erdoğan, Habertürk gazetesinin birinci sayfasında (13 Nisan 2013) yer alan ABD’li ünlü oyuncu Gwyneth Paltrow’un fotoğrafını eleştiriyor. Konuşmada Erdoğan, “Frikik vardı orada bilmiyorum o frikik” diyor, Saraç, “Az frikik olmazsa yani az frikik olmazsa” diye yanıt veriyor. Erdoğan, Saraç’ın bu sözlerine, “Sen ona az diyorsan yandık biz” diye itiraz ediyor. Savcı İsmail Uçar 1725 Aralık operasyonunu yapan polislere yönelik soruşturma dosyasına Saraç ile ilgili dinleme kararı sonrası Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmeleri delil olarak ekledi. www.grihat.com’da yer alan haberde kayıtlardan bir tanesi daha yayımlandı. Erdoğan ve Saraç görüşmesinin bir bölümü şöyle: R.T.E: Ya mesajların çok güzel geliyor bana yazılı mesajların hele fakat uygulamada hâlâ çarpıklık var. Bu sabah spor baya şeyinde programında bi bayan vardı felaket. M.F.S: Abi yayınladık diyorlar yayınladık efendim. R.T.E: Onu yayınladın ama uygulaması önemli bak başarı çok önemli. M.F.S: Efendim takip ediyorum. R.T.E: Takip takip bunların takip edecek ekibin olmazsa bunlarla hâlâ oralara aynı şekilde ya spor programında affedersin aynı şekilde ya spor programı ya. M.F.S: Anladım anladım teker teker yapıyoruz teker teker. R.T.E: Bugünün gazetesinin de ön sayfası gayet hoştu yani frikik vardı orada bilmiyorum o frikik… M.F.S: Az frikik olmazsa yani az frikik olmazsa. R.T.E: Yok canım nereden az kısmında yapma Fatih. M.F.S: İnşallah toparlarız biz orda vallahi yani şimdi mesela Erhan’ı aldım. R.T.E: Sen ona az diyorsan yandık biz. M.F.S: Yok Efendim yok, yavaş yavaş Erhan’ı aldım şimdilik onunla 17 diye program yaptıracam tamamen siyasi içerikli Kanal 7’den aldım, inşallah gazeteye de bir iki tane insan istiyorum ama kardeşlerim gelsin. R.T.E: Onu Erhan’ı da ben anlayamadım kim olduğunu tanımıyorum. M.F.S: Ana haberi sunuyor ya ana haberi Kanal 7’ de ana haberi sunan çocuk. R.T.E: Neyse hayır inşallah hayırlısı.