25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Selçuk kardeşler anıldı Çizginin ve yazının ustalarıydılar İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen Meslekte İz Bırakanlar toplantılarının 11’incisinde Cumhuriyet’in eski imtiyaz sahibi gazeteci yazar İlhan Selçuk ve usta çizer Turhan Selçuk anıldı. Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde düzenlenen anma toplantısının açılışı TGC Başkanı Turgay Olcayto tarafından yapıldı. Olcayto, Selçuk kardeşleri saygıyla ve özlemle andıklarını söyledi. Toplantıda konuşan gazetemizin imtiyaz sahibi ve yazar Orhan Erinç, İlhan Selçuk’la ilgili bir anısını anlattı. Selçuk’un köşesinin gazetenin 2. sayfasında yer aldığını anımsatan Erinç, “İlhan Selçuk’un izinli olduğu bir gün gazetede ilan azlığı vardı. Benim bir röportajım ikinci sayfada çıktı. Böylece İlhan Selçuk’un köşesinde yazısı çıkan ilk ve tek muhabir oldum” dedi. Gazetemiz yazarı Miyase İlknur da Selçuk kardeşlerin birçok kuşağı etkilediğini belirterek Turhan (solda) ve İlhan Selçuk. Kedi köpeklerin itlafıyla ilgili haber yapalım; sen yaz, ben çizeyim dedi. Gecenin bir vakti çöp arabalarının peşine takıldık. Sonra Turhan Selçuk Osmanlı’dan günümüze hayvan itlafının tarihçesini çizdi” ifadelerini kullandı. Karikatürist Kâmil Masaracı ise Selçuk kardeşlerin kendisi için çok önemli olduğunu belirterek “Her sabah kalkar, acaba Turhan Abi ne çizdi, İlhan Abi ne yazdı diye merakla takip ederdim. İlhan Abi gizli bir çizer, Turhan Abi gizli bir yazardı. Turhan Abi kadınları en iyi çizen karikatüristti. 500 yıl yaşasalar genç kalacaklardı” diye konuştu. Toplantıya katılan Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk da anılarını anlattı. Anma toplantısına gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu da katıldı. Turhan Selçuk 11 Mart 2010’da yaşamını yitirmiş, İlhan Selçuk ise ağabeyinin ölümünden 102 gün sonra hayata gözlerini yummuştu. Yalan İktidarını korumak için yalan söylemek yaygın bir davranış şeklidir. Yalan söylemekte çok sorun yok. Alıştık. Ancak kimisi söylediği yalana inanmakta. İşte buna alışmak da zor, bununla yaşamak da. Geçenlerde bir süredir alıştığım ve görmezden geldiğim bir yalanın aslında ne kadar vahşi ve kabul edilemez olduğunu fark ettim. Sosyal medyadaki maaşlı maaşsız meczupların söylediklerine önem vermiyorum. Ancak o meczuplardan geri kalmayacak, normal şartlar altında ilkokulda kompozisyon dahi yazamayacak bazı yeni Türkiye meczuplarının da benzer şeyler yazdığını fark ettim. Gazeteye düzenli yazı yazmanın en berbat tarafı bu yayınları okumak mecburiyeti. Buna mecbur olmayanlar ne kadar şanslı. Neyse, mevzu şu. Erdoğan’ı eleştiren yazılar yazarak babamın katillerine hizmet ediyormuşum. Annem de muhalefet partisine üye olarak katillerle işbirliği içindeymiş. Bu meczupların bir kısmı bunu propaganda amacıyla yazıyor. Belli ki bir kısmı da buna inanıyor. Efendim, Erdoğan derin devlete karşı savaş açmış. Babamı da derin devlet öldürmüş. Erdoğan’a muhalefet etmek de katillerle bir arada olmak demekmiş. Bu suçlamayı sosyal medyada, istihbarat örgütlerinin kurdurduğu sitelerde ve havuz medyasının tetikçi köşelerinde okumak mümkün. 2010 senesinde Erdoğan, Ergenekon ve darbe soruşturmalarından bahsederken şunu demişti: “Ah, ah... Tarih gerçekleri ortaya koyuyor. Bugün bizim yaptığımız; Hrant Dink’in, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu’nun, diğer tüm kirli saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak, tüm bu olayları aydınlığa kavuşturmak ve gelecekte benzer melanetlerin yaşanmasını önlemeye yöneliktir.” Davaları izledik. Bu cinayetlerden birini dahi çözecek bir seyir izlemedikleri açık. Hadi beceremediler diyelim. Yakınlarını siyasi cinayetlerde yitirmiş aileler olarak bir araya gelip Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ettik. AKP hariç bütün partiler buna destek verdi. AKP defalarca böyle bir komisyon kurulmasını reddetti. İlk başta mahcup bahanelerle. Efendim Meclis tatile giriyor, canım kardeşim Borçlar Kanunu’nu görüşüyoruz. Sonra yekten, gerekçe ve mazeret göstermeden reddettiler. Kimseyi ayırmadan bütün faili meçhul cinayetleri araştırın dedik, AKP tarafından reddedildik. Katillerin ve onların derin ilişkilerinin bulunmaması yetmedi, katillerin peşine öldürülenlerin yakınları düştü. Onların da önüne AKP Meclis Grubu bir çelik duvar gibi dikildi. Peki, o Mumcu, İpekçi ve Dink cinayetlerini aydınlatacağım diyerek kendi siyasi davalarına meşruiyet devşiren Erdoğan ve dördüncü çocuğum dediği partisine ne oldu? AKP grubu, Dink’in ölüm fermanı olan Yargıtay kararının başrol oyuncularından bir hâkimi ombudsman seçmedi mi? Hem de bu şahıs altına imza attığı kararı hatırlamadığını söyleyecek kadar açıkça yalan söylemişken? Dink cinayetini kendi siyasi çıkarları için amansızca sömüren Erdoğan, işi bitince cinayetin “kişisel bir husumet” olduğunu söylemedi mi? O sis perdelerini araladığını söylediği İpekçi ve Mumcu cinayetlerinden bir daha bahsetti mi? AKP grubu cinayetler aydınlatılmasın diye araştırma komisyonu tekliflerini defalarca hiç utanmadan reddetmedi mi? İmdi beyler, paşalar, hanımlar, pek kıymetli yeni Türkiye kalemşorları. Terbiyesizliğinizi, en ufak insani duygudan mahrumiyetinizi bir kenara koyduk. O şahsiyetinizin zaafı. Ama şu sorulara verebilecek tek cevabınız var mı? İsminiz bahsetmeye değmeyecek kadar kıymetsiz. Ancak bu yalan kampanyasına devam ederseniz isimlerinizi de yazacağım. Yazacağım ki öldükten sonra çocuklarınız ve torunlarınız mezarınıza dahi gitmekten utansın. “İlhan Abi az konuşur, az yazardı. Yazısının bir mimarisinin olduğu gibi konuşmasının da bir mimarisi vardı. Herkes susardı İlhan Abi konuşurken. İnsanlara düşünmediği bir boyuttan baktırırdı” diye konuştu. Gazetemiz yazarı Şükran Soner de Turhan Selçuk’la ilgili bir anısını aktarırken “Bir gün Turhan Selçuk yanıma geldi. O zaman çömez gazeteciyim. Beykoz’da çay bahçesinde oturan kadınlar 5060 yıllık ağacın altında kaldı Ağaç faciası: 2 ölü l Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Acil Servisi’nde yatak sayısının yetersiz olması ve hasta yoğunluğu nedeniyle 1 yatakta 3 çocuk tedavi edilmeye başlandı. Başhekim Dr. Halit Demir, “Yatak sayısını artırmak istiyoruz. Çocuklar birkaç saatliğine yataklı tedavi görmek zorunda olduğu için mecburen acil servisinde tedavileri devam ediliyor. Yani şu anda acil servisteki bir yatakta bulunan 3 çocuğun hepsi acil servise gelen hastalar değil. Günlük, ve saatlik tedavi gerektiren çocuklar da var” dedi. Fotoğraf: AA Kökünden sökülen ağaç önce çay bahçesinin çatısına çarparak ikiye bölündü. Ağacın bir parçası masada sohbet eden 4 kadının üzerine düştü. Bir yatakta üç çocuk İstanbul Haber Servisi Beykoz’da bir çay bahçesindeki ağacın, devrilmesi üzerine iki kadın hayatını kaybetti, biri ağır iki kişi yaralandı. Beykoz Korusu Sosyal Tesisleri’nde bulunan, 5060 yıllık olduğu belirtilen ağaç, kökünden sökülerek önce altındaki çay bahçesinin çatısına devrildi. Devrilen ağaç ortadan bölünürken, kopan kısım masada sohbet eden 4 kadının üzerine düştü. Olayda Naime Hülya Bayrak (60) ve Ayfer Ayla Bulut (66) hayatını kaybetti, çay bahçesinin sahibi Suzan Özpeynirci ile Ülfer Özer yaralandı. Özpeynirci’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Artık yüzü gülüyor ADANA (DHA) Merkez Yüreğir ilçesinde, ayakkabısı olmadığı için okula yalınayak götürülen 1. sınıf öğrencisi Kudret Beşenk’in durumu basına yansıyınca aileye yardım yağdı. Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğü görevlileri, Beşenk ailesine kıyafet ve gıda yardımı yaptı. Yurt genelindeki pek çok hayırseverin de yardım için harekete geçtiği bildirildi. ızını ve eşini yeni kaybetmiş Yaşamını yitiren Bulut’un emekli öğretmen olduğu, kızını 23 hafta önce kanserden kaybettiği öğrenildi. Bulut’un eşinin de yaklaşık 6 ay önce vefat ettiği belirtildi. Yakınları, Bulut’un kızının ölümünden sonra içine kapandığını, uzun süre sonra ilk kez sokağa çıktığını söyledi. Olayın ardından büyük şok yaşayan çalışanlar ve müşteriler gözyaşı döktü. Polis soruşturma başlattı. K Anneye ömür boyu hapis İZMİT (DHA) Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, 2 aylık bebeğini evde bırakıp tatile giderek bebeğinin ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan öğretmen Seçil D. ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığın “iyi halini” göz önünüde bulundurarak cezayı müebbet hapse indirdi. Karara tepki gösteren Seçil D, “Hakkımı helal etmiyorum” dedi. Sanık avukatı kararı temyiz edeceklerini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear