29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Başbakan küstah ALMAN BASININDA TEPKİ SÜRÜYOR: ITUC’nin Berlin’deki kongresine Soma acısı ve Erdoğan eleştirileri damga vurdu: Gönüllü Köleliğin Sefaleti Neoliberalizmin derin koruması altında eski vahşi günlerini yeniden yaşayan kapitalizmin Soma’da can yakan eylemi, bir kusur olarak değil gerçekten kanlı bir eylem olarak cezalandırılmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesi bu türden eylemlerin cezalandırılmasını öngörür. Kanunun lafzında bu eylem “kasten adam öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” olarak tanımlanmıştır. Cezası müebbet hapistir. Ama öyle olmayacağı şimdiden bellidir. “Kusurdur, sıradan ihmaldir vesairedir...” denileceğini tahmin etmek zor değil. Kapitalizmde işler böyle yürür. Patronları suçlamak ve siyasi sorumluluğu üstlenmek işin “fıtratında” yoktur. HHH Böyle zamanlarda neoliberalizmin akıllı savunucularının incelikle kendilerini ortaya koymaları ve koşarak Türkiye’ye gelmeleri de artık alıştığımız bir şey. Ne demek istediğimi daha açık yazayım da, hem benim her zaman dikkatli okuyucularım, hem de arif olan, olmayan anlasın. Bildiğiniz gibi Soma’da vahşi kapitalizmin kurbanları işçilerdi. İşçi sınıfının en ağır koşullarda çalışan kesimindendiler; maden işçileriydiler. “Proletarya” tabir ediliyor literatürde. Modası geçmiş sayılıyor. İşte Gezi Direnişi’nin, benzeri hareketlerin çok katmanlı, çok anlamlı, yığınsal ve yaygın eylemlerin teorilerini doğruladığını, artık işçi sınıfından söz etmenin anlamlı olmadığını onun yerine “çokluk” denilmesinin pek yararlı ve pek “âlimane” olduğunu savunan Michael Hardt da koşmuş gelmiş İstanbul’a. Hoş gelmiş tabii, sefalar getirmiş. HHH Ama gariplik şuradadır ki, Soma katliamı, ne idiğü belirsiz “çokluk” kavramını pratik olarak devre dışı bırakan işçi sınıfının ağır varlığına ve çok yakında görüleceği gibi toplumsal muhalefetin de teorik pratik hamurunu yoğuracak olana işaret etmektedir. Bu çıkarsamamın liberal, neoliberal kardeşlerimin hoşuna gitmeyeceğini biliyorum, lakin gerçek budur. Soma’dan “çokluk” çıkmaz; toplumsal muhalefete, işçi sınıfının renginin belirgin, belirleyici katkısı çıkar. Hardt’a gerçekten ne olup bittiğini anlamadığı Türkiye’den yararlı malzeme ile dönmesi dileğimizi iletelim de şu vahşi kapitalizmin siyasetine dönelim bir an önce. HHH Siyaset sahnesinin böyle zamanlardaki görevi, işi örtbas etmektir. Bunu yaparken de öyle büyük bir gürültü çıkarırlar ki insanlar suçun gerçekten kovuşturulduğuna, devletin asli görevinin gerçekten insanı korumak kollamak olduğuna candan, gönülden inansınlar. İnanırız biz de. Bu şekilde kolayca kandırılabilir oluşumuzun temel nedenlerinden birisi, muktedirlerin köleleştirdiklerinin piyasayı sarmasıdır. Böyle zamanlarda kendilerine daha çok iş düştüğünün bilinciyle sokaklara çıkarlar, kapı kapı gezer, söyleşi söyleşi dolaşır, kanal kanal ter dökerler. Bunları ve benzerlerini yüz yıllar önce açığa çıkaran ve onlar hakkında müthiş bir manifesto yazmış olan Étienne de la Boétie’yi anmanın tam zamanıdır bu nedenle. HHH “Gönüllü Kölelik Üzerine Söylev”inde “Zorbalıktan ve halkın köleliğinden yararlanmak için yaltaklanan insanları düşündüğümde bunların kötülüklerine şaşırdığım kadar aptallıklarına da acıyorum” der üstat. Muktedire yakın olmak için özgürlükten uzaklaşanlara acıyarak seslenir; “Bir an için hırslarını bir yana bıraksınlar, açgözlülükten biraz kurtulsunlar ve kendileri hakkında biraz düşünsünler; ezdikleri ve kürek mahkumu yaptıkları kasabalıların, köylülerin kendilerinden daha mutlu ve bir bakıma daha özgür olduklarını göreceklerdir” diye yazar. Şimdi bu manifestoyu bir yerlerden bulup okumanın tam zamanıdır. Zamanıdır çünkü ortalıkta hem alçaldıkça daha çok alçalmak isteyen köleler dolaşıyor, hem de neoliberalizmin uslanmaz arlanmaz “devrimcileri”. Küçümsemeye gelmez, çokturlar, çokluktur. ‘Sultan çıplak’ Dış Haberler Servisi Alman basınında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Mayıs’taki yapacağı Köln ziyareti öncesi sert eleştiriler sürüyor. Deutsche Welle Türkçe tarafından yansıtılan yorumlarda, Erdoğan’ın Soma faciası sonrası ziyareti ile Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un kısa süre önceki Türkiye ziyareti arasındaki karşılaştırmalar dikkat çekti. “Erdoğan gittikça daha az, demokratik ve belli bir dönem seçilmiş bir hükümet başkanı gibi davranıyor” diyen Der Tagesspiegel şu ifadeleri kullandı: “Acaba kendisi Köln’de memnuniyetle karşılanmalı mı? Hayır. Köln’de konuşmasına izin verilmeli mi? Evet. Erdoğan’ı, Alman hükümeti davet etmedi ve bu nedenle de daveti geri çekemez.” Nürnberger Nachrichten de şu yorumlar dikkat çekti: “Erdoğan’ın Almanya’da kendi ülke insanında seçim mücadelesi atmosferi yaratmasına tahammül etmek çok zor. Bununla birlikte Gauck’un son Türkiye ziyaretinde görüldüğü üzere, kendisi hiçbir surette eleştiri kabul etmiyor.” Kieler Nachrichten gazetesi de “Erdoğan’ın ağzını kapatarak, fikrini söylemesini engellemek, Almanların demokrasi anlayışına uygun değil. Bu, Alman toplumuna uyum gösterme isteği olmayan katı dindar Türklerin değirmenine su taşımak olacaktır” dedi. GeneralAnzeiger gazetesi de Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili şu görüşlere yer verdi: “Erdoğan’ın, Soma’daki faciadan henüz birkaç gün sonra ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için yurtdışındaki Türklerin oylarını toplamaya çıkması, bir bumerang gibi ters etkiye yol açabilir. Erdoğan’ın maskesi düşüyor: Sultan çıplak.” İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, Soma’da bir protestocuyu tekmelerken görülen Erdoğan’ın danışmanı Yusuf Yerkel’in, yedi günlük darp raporu almasına yer verdi. Yerkel’in doktorlara “düştüğünü” söylediğini yazan gazete olayın hemen ardından “hakarete uğradığı ve provokasyon yapıldığı için” önce özür dilemeyi reddeden Yerkel’in, fotoğrafın sosyal medyada yayılmaya başlamasıyla özür dilediğini de hatırlattı. Kongresi’ne de Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği facia damgasını vurdu. Türkiye’den katılan konfederasyonlar kongreye, “Türkiye’de Endüstriyel Cinayet ve Hükümetin Kayıtsızlığı” başlıklı karar tasarısı sundu. Tasarı cuma günü oylanacak. ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow da konuşmasında Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterirken davranışlarının “küstahça” olduğunu söyledi. ITUC’nin 3. Kongresi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 160 ülkeden yaklaşık 1500 delegenin katılımıyla Almanya’nın Berlin kentinde toplandı. Kongreye Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciası damgasını vurdu. Açılışta madenciler için saygı duruşu düzenlenirken ITUC Genel Sekrete u ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow da kürsüye Soma’dan getirilen madenci baretiyle çıktı. Burrow, yaşamını yitiren ANKARA Almanya’da madencilerin “yetersiz önlemlerin ve yetersiz mevzuatın” toplanan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) kurbanı olduklarını vurguladı. MUSTAFA ÇAKIR ri Sharan Burrow da kürsüye Soma’dan getirilen madenci baretiyle çıktı. Burrow, yaşamını yitiren madencilerin “yetersiz önlemlerin ve yetersiz mevzuatın” kurbanı olduklarını vurguladı. Madencilerin ve geride bıraktıkları ailelerinin yanında olacaklarını söyleyen Burrow, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davranışlarının ise “küstahça” olduğunu ifade etti. Burrow, “ILO Sözleşmesi’ni imzalamamış bir ülkenin başbakanı olarak ölümlerin ardından daha saygılı olmanız beklenirdi” dedi. ILO Genel Direktörü Guy Ryder da yaşamını yitiren madenciler için ILO’nun acilen harekete geçeceğini, kaydetti. ITUC Genel Başkan adayı Brezilyalı sendikacı Joao Felicio da, Soma’nın “kaza de ğil cinayet” olduğunu vurguladı. Felicio, polisin sıktığı tazyikli su ve gazdan yaralanan DİSK Genel Başkanı Kani Beko’ya yönelik saldırıyı da kınadı. Cuma günü oylanacak olan karar tasarısında, şu değerlendirmeler yer aldı: “Madende işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadı. Denetimler yeterli değil. Özelleştirme, taşeronlaştırma ile birlikte önemli bir güvenlik sorunu yaşandı. Başbakan kazaları olağan görerek halkı öfke patlamasına sürükledi. Polis, plastik mermi, gaz ve tazyikli su ile protestocularla çatıştı. DİSK Genel Başkanı Beko, Soma mitingi sırasında polis şiddeti ile yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. Hükümet sendikalara karşı yürüttüğü savaştan bir an önce vazgeçmeli. ” KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da Soma’daki faciaya dikkat çekerek hükümeti eleştirdi. Erdoğan’ın özel kalem müdürü yardımcısının yeni görüntüleri çıktı AKP’nin savunması çöktü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’in, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında Soma’da bir yurttaşı tekmelediğini gösteren fotoğrafın ortaya çıkmasının ardından AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik’in, “Bir tek fotoğraf karesinden yola çıkıldığı, yerde tekmelediği kimsenin kendisine saldırdığı, kendisini yaraladığı için 7 günlük rapor aldığı” yolundaki savunmasını çürüten yeni görüntüler ortaya çıktı. Görün tülerde Yerkel, kendisine yönelik bir saldırı olmadığı halde ve zaten polisler tarafın dan etkisiz hale getiri len yurttaşa 3 kez tekme atıyor. Özel Kalem Mü dür Yardımcısı Yusuf Yerkel’in bir yurttaşı yerde tekmelediğinin görüldüğü fotoğraf karesinin ardından olaya ilişkin görüntü de yayınlandı. Tekmenin öncesinde ve sonrasında neler yaşandığının ortaya çıktığı görüntülere göre bir yurttaş, Erdoğan’ın konvoyu ilerlerken bir araca tekme atıyor. Yurttaş önce bir sivil polis tarafından kolundan tutularak geri çekiliyor. Ardından üniformalı iki özel harekât polisi yurttaşı yere yatırarak etkisiz hale getiriyor. Tam bu sırada Yerkel araya girerek yere yatırılan yurttaşa 3 tekme atıyor. Yerkel’e herhangi bir saldırısı görülmüyor. Bu yüzden, 7 gün işgöremez raporu da daha kuşkulu hale geliyor. Yerkel’e veriler raporun ortaya çıkmasının ardından Ankara Tabip Odası, Doç. Dr. Şervan Gökhan hakkında soruşturma başlatılmıştı. Yeni görüntülerle birlikte Yerkel’e herhangi bir saldırıda bulunulmadığının ortaya çıkmasının ardından Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, “Gerçeğe aykırı rapor düzenlemek suçtur. Ankara Tabip Odası yönetim kurulu ve onur kurulunun soruşturması sonucu karar verilecektir” açıklamasını yaptı. “Yerkel’in tekmesi” ve darp raporu Meclis gündemine de taşındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, “Doktor Gökhan raporunu vermeden önce detaylı tetkikleri istemiş midir? Bakanlık Gökhan hakkında inceleme başlatmış mıdır?” sorularını iletti. ‘İktidar azgınlaştı’ ADANA (Cumhuriyet) Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Soma’da yaşanan maden faciasının ardından bölgeye giden ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve dernek üyelesi avukatların dövülerek gözaltına alınmasını kınadı. Adana Adliyesi önünde toplanan ÇHD üyeleri, “Kaza değil katliam, Soma için adalet istiyoruz” yazılı pankart açarak, Adana Barosu Yönetimi ve Demokratik Avukatlar Grubu ile birlikte basın açıklaması yaptı. ÇHD Adana Şube Başkanı Sefa Aydoğan, “AKP iktidarı Soma’da yaşamını yitiren madencilerin yakınlarının feryadına dahi tahammül etmemektedir. Polis ise temel hak ve hürriyetlerin ihlalinde yeni bir ‘destan!’ yazmıştır. Soma’da meslektaşlarımıza, sendika ve demokratik kitle örgütü yöneticilerine hukuksuz ve vahşi bir saldırıda bulunulmuştur. Bu vahşi saldırıyı kınıyoruz” dedi. Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık da Soma’da ilan edilmemiş bir sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulandığını vurguladı. Çıtırık, “Siyasi iktidar iyice azgınlaşmıştır. Yardım amacıyla gidenlere ve avukatlara saldırılarda bulunulmuş, açık bir faşizm göstergesi ortaya çıkmıştır” dedi. Der Spiegel ölüm tehdidi alan muhabirini geri çekti Haber Merkezi Alman Spiegel dergisi muhabiri Hasnain Kazim, Soma’daki maden faciası ile ilgili yaptığı haberler nedeniyle ölüm tehditleri aldığını açıkladı. Spiegel, muhabirini güvenlik gerekçesiyle Hamburg’a çektiğini duyurdu. Çocuklardan bile korkuyorlar Hem polis tarafından şiddet gören ve gözaltına alınmak istenen hem de ifadeye çağrılan 13 yaşındaki A.K. serbest bırakıldı HAKAN DİRİK ABD sözcüsü: Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Başbakan Erdoğan’ın Soma’da bir kişiye tokat attığı iddia edilen görüntülerin yer aldığı videonun sorulması üzerine, “Birçok video izledik. Gereksiz yere göstericilere uygulanan şiddeti reddediyoruz ve Türkiye’deki hukukun üstünlüğü gereğince hesap verilmesinde ısrar ediyoruz” dedi. Psaki, günlük basın toplantısında Başbakan’ın protestoculara yönelik sözlü çıkışlarının yer aldığı diğer video kayıtlarına ilişkin sorulara, “Bu haberleri gördük, ancak spesifik olarak neler söylediğini bilmiyoruz. Bildiğim kadarıyla orada bazı karışıklıklar var. Eğer hakaret içeren sözler (antisemitik) söylenmişse, tabii ki bunları kınıyoruz” yanıtını verdi. Soma faciası sonrasında tüm Türkiye genelinde protestoların yaşandığının hatırlatılması üzerine Psaki, “Biz, barışçıl protesto da dahil, ifade özgürlüğü hakları her demokrasinin temel unsurları olarak destekliyoruz. Bu bağlamda bu durumu takip etmeye devam edeceğiz” dedi. Bir gazetecinin, göstericilere karşı aşırı güç kullanılıp kullanılmadığını sorması üzerine Psaki, “Olan bazı olaylardan kesinlikle endişeliyiz” cevabını verdi. Türkiye’nin Soma için herhangi bir uluslararası yardım talebinde bulunmadığını da dile getiren Psaki, talep olursa yardıma hazır olduklarını söylerken, yaşanan trajik maden kazasında yakınlarını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı dilediklerini belirtti. Şiddeti kınıyoruz İZMİR İzmir Barosu Başkanı Ercan Demir, polisin gözaltına almak istediği 13 yaşındaki A.K’ye yapılan uygulamanın sokaktaki herhangi bir çocuğun başına gelebileceğini belirterek olaydaki polislerin yargılanması için başvuracaklarını açıkladı. “O çocuklardan hepimiz sorumluyuz. Polisin yaptığının cezasız kalmaması için olayın takipçisi olacağız” diye konuştu. Hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istenen H.K. ise dün ailesiyle birlikte geldiği adliyede, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. İzmir Barosu Başkanı Demir, “Demek ki istedikleri zaman istedikleri kişiyi kolayca bula biliyorlarmış” dedi. Demir, “O çocuğu gösterici olarak tanımlamak bile abes. Hem gösterilere katılsa ne olur? ” diye konuştu. Öte yandan A.K., dün adliyeyle tanıştı.Konak Çocuk Bürosu ekiplerince ailesi eşliğinde adliyeye getirilen A.K’nin çocuk suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadesi alındı. A.K’nin ifadesinde kalabalığı görüp oraya gittiğini, taş atmadığını ve bir suça karışmadığını söylediği öğrenildi. Baskıcı ülkelere teknoloji verilmez BERLİN (ANKA) Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye dahil birçok ülkeye gözetleme teknolojileri alanında ihracatın durdurulacağını açıkladı. İhracatın yasaklanmasının baskıcı rejimleri kapsadığını belirten Gabriel, bu ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunduğunu söyledi. Gabriel, bu ürünlerin ihracatının daha sıkı denetlenmesi yönünde bakanlığın gümrüğe talimat verdiğini belirterek, “Artık izin vermeyeceğiz” dedi. Alman hükümeti tarafından bu araçları üreten Alman firmalarına baskıcı rejimlerle ticaret yapmama konusunda nisanda uyarı yapıldığını belirten Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Gabriel, otoriter rejimlerin halka sadece silahla değil aynı zamanda internet gözetleme teknolojileriyle de baskı uyguladığını ifade etti. Gabriel, “İnternetin özgürlüğünü savunmak isteyenler, internet kullanıcılarını gözetleyen ve böylece en temel insan haklarını çiğneyen bu tarz rejimlerin eline teknoloji veremez” dedi. Niye rahatsızlar anlamadık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Almanya kamuoyundan ve basınından Başbakan Erdoğan’ın gelecek hafta gerçekleştireceği Köln ziyareti öncesinde peşpeşe tepkiler gelirken, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bizi Alman hükümetinin açıklaması bağlar. O nedenle bazı medyanın ve siyasilerin, özellikle Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesindeki bu retorik ve popülizm içindeki söylemlerini biz doğru da bulmuyoruz, ciddiye de almıyoruz. Niye rahatsızlar anlamadık” dedi. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Stefano Manservisi, dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Çavuşoğlu, Erdoğan’ın 24 Mayıs’ta yapacağı Almanya ziyareti öncesinde bu ülkenin siyasileri arasında ve medyasındaki eleştiriler için şunları söyledi: “Alman medyası AB Bakanı Çavuşoğlu Almanya’dan gelen tepkileri ‘retorik’ diye değerlendirdi: nın ve bazı siyasetçilerin buna karşı çıkmasını anlamış değiliz. Neticede bunlar Alman vatandaşı da olsa bizim vatandaşlarımız ve soydaşlarımız. Almanya çifte vatandaşlık konusunda önemli bir adım attı ama hâlâ kısıtlıdır. Bu kısıtlamaların da kalkacağını düşünüyoruz”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear