23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2014 CUMA 4 HABERLER Seçim çalışmalarına Karadeniz turuyla devam eden Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yüklendi Ukrayna ve AB Kiev “Meydan”ındaki gösterilerle kendi sınırları dışına taşıp, dünyanın bir numaralı siyasi krizi haline gelen Ukrayna’yı iflasın eşiğine getirmiş bulunan ekonomik krize çare bulunması için dün toplanan AB zirvesinde, AB bütçesi ile AB temelli uluslararası kuruluşlardan Kiev’e 15 milyar dolar sağlanacağı belirtildi. Bilindiği gibi Ukrayna’daki siyasal krizin nedeni de Yakunoviç’in AB’nin sunduğu yedi yıllık 26 milyar dolarlık paketi reddetmiş olmasıydı. Yankoviç’in gitmesine AB karşıtı ve Rus yanlısı politikası neden olmuştu. Öyle midir değil midir tartışmasına girmeden söyleyebiliriz ki, olgu öyle olmasa bile algı öyledir ve Yanukoviç diğer nedenlerin yanı sıra AB karşıtı damgası yediği için devrilmiştir. Dünyada Putin’in dışında kimse Yanukoviç için gözyaşı dökmüyor. Herkes de Putin’e döktüğü gözyaşını kana tebdil etmesin diye korkuyla bakıyor. Yanukoviç rejimine gözyaşı dökülmemesi doğal. Kimse bu kadar kokuşmuş bir rejimin arkasından ağlamaz. Ne var ki Ukrayna Yanukoviç’ten önce de gırtlağına kadar pisliğe batmıştı. Ama tepki bugünkü kadar büyük olmuyordu. Neden artık kanıksanmış gibi görünen kokuşmuşluğun ufuneti birden insanları rahatsız etti? HHH Bunun nedenini tam bir hafta önce bu sütunda yazmaya çalıştım. Bozuk düzenlerde, özellikle rant ve yağma ekonomilerinde, insanlar zaman içinde kanıksayıp, tepki göstermedikleri yolsuzluklara, kendi canlarını da yakan ekonomik bunalım dönemlerinde duyarlılık kazanmaya başlıyorlar. Değerli yazar Yalçın Doğan çarşamba günkü köşesinde Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin İsveç ve Moldova örneklerini baz alarak yaptığı bir araştırmadan söz ederek ekonomik bunalım dönemlerinde toplumlarda yolsuzluğa tepkinin arttığını vurguluyordu. Ukrayna’da da aynı olay yaşandı ve benzer durumda olan her ülkede de yaşanması doğal. Halk Ukrayna’da kendi yoksulluğu ile lüks içinde yüzen ve kokuşmuşluk simgelerinden biri olan oligark Yanukoviç’in yolsuzluğunu irtibatlandırıverdi. Bu husus, ekonomik krizin eşiğinden içeri girmekte olan başka ülkelerin de yolsuzluk timsali olmuş olan yöneticilerinin dikkatine sunulur. Tabii arada sırada dile getirdiğimiz bir husus, Ukrayna konusunda da geçerli. O da ülkenin müstebit ve yolsuz yöneticisi Yanukoviç’in sebep mi sonuç mu olduğu sorusu. Yanukoviç’in rakibi muhalif Timoşenko da aynı vasıflara sahip olunca, kişilerin sonuç olduğu, Ukrayna’nın yapısının başka sistem üretmediği düşüncesi insanın aklını ciddi biçimde kurcalamaya başlıyor. HHH Batı ve Avrupa tutkunu Ukraynalılar, AB’ye girerek bu sorunlarının üstesinden gelmeyi kuruyorlar. Avrupa’nın Ukrayna’ya kaynak akıtması bu bakımdan da önemli ve umut verici. Yanukoviç’in Kiev’den kaçmasının ertesi günü, AB’nin başkenti Brüksel’e trenle 75 dakika uzaklıktaki Paris’te gazeteci, siyasetçi ve akademisyenlerden oluşan konuşmacıların katıldığı bir açık oturumu televizyonda izleyince, Ukraynalıların nasıl bir boş hayal peşinde olduklarını görüp, bizimle olan benzerliklerini de fark edip fena halde hüzünlendim. Ukraynalıları yalanlarla avutmayıp, artık doğruyu söyleyelim, diyordu biri. Ve ardından ekliyordu: Avrupalı olarak sorunlarını çözmek, illa AB üyesi olmaları demek değil. Ukraynalılar da, Türkler gibi, yolsuzluk ve despotluk batağında debeleniyorlar. Türkler Ukraynalılardan farklı olarak henüz ekonomik bunalımın doruğuna ulaşmadılar. Bu, yakında ulaşmayacakları anlamına gelmiyor. Ama hem Türkler hem de Ukraynalılar, sorunlarının AB’ye üye olmakla çözüleceğini sanıyorlar. Ne hata! Aslında arabayı öküzün önüne koşmak dedikleri bu olsa gerek. Çünkü üye olarak sorunları çözemezler, ama sorunları çözerlerse üye olurlar. O da Türkiye için “belki bir gün” kaydıyla söylenebilecek bir şey ancak. ‘Hırsızı dünya biliyor’ ARTVİN/GİRESUN/TRABZON (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın yaptığı konuşmaların montaj olmadığını bütün dünya biliyor. Nedeni de şu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın ses kayıtlarını ya da telefon kayıtlarını yayımlamasını istedik. Bu yayımlandığı zaman göreceksiniz ki Erdoğan’ın oğluyla yaptığı bütün görüşmeler doğru” dedi. Kılıçdaroğlu, “Hırsız artık devlet sırrı olmaktan çıktı. Onun kim olduğunu artık Türkiye ve bütün dünya biliyor. Hırsızdan başbakan olmaz. Yalancıdan başbakan olmaz. Namuslu adamdan, halka hesap veren adamdan, kul hakkı yemeyen adamdan, ar damarı olan adamdan başbakan olur ” diye konuştu. Seçim çalışmalarını Karadeniz turuyla sürdüren ve geceyi CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın evinde geçiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, partisinin Rize mitinginde önceki gün yaşanan protestolara değinerek “Protesto olabilir, ben bunu yadırgamıyorum. Gencecik çocuklar provokasyona alet olmuş olabilir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ortaya çıkan ses kayıtlarına ilişkin bir soru üzerine, “Bizimle ilgili ses kaydı oluşturabileceğini söylüyor. Oluştursun, ben oğluma telefon ederken ‘oğlum, evdeki paraları sıfırlayın mı’ diyeceğim. Bunu söylediğim zaman kargalar bile güler. Ev orada, gelsin ispat etsin, ispat etmeyen namerttir ama o kenKılıçdaroğlu dün Artvin Hopa, Giresun ve Trabzon’da halka seslendi. CHP lideri Hopa’da Kazım Koyuncu Anıtı’nın açılışını da yaptı. (Fotoğraflar:DHA) di ağzıyla, kendi sözüyle 2 günde 5 kez konuşarak paraları sıfırlamak istiyor. Bunlar bir gerçek. ‘Oğlum evde ne var, ne yok’ diye sorarken herhalde bu bir montaj değildir.” Daha sonra Hopa ilçesine geçen Kılıçdaroğlu, bir iş merkezi, Kazım Koyuncu Anıtı ve belediyenin yaptırdığı bazı tesislerin açılışını yaptı. Kılıçdaroğlu, daha sonra Hopa’daki festival alanından vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011’de Hopa mitingi öncesi ve sonrası yaşanan olaylara değinerek, “31 Mayıs 2011’de buraya bir ki şi gelmişti. Bir öğretmen, Metin Lokumcu hayatını kaybetti. Olaylardan hemen sonra geldim, ailesini ziyaret edip başsağlığı diledim. Onlar hırsızı daha önce görmüşlerdi, şimdi Türkiye ve dünya görüyor” diye konuştu. Daha sonra Giresun’a geçen Kılıçdaroğlu, Keşap Durağı mevkisinde düzenlenen mitingde yine hükümete yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Hırsızlar aranızda geziyor, ceplerinize dikkat edin. O cep sizin helal paranızı sakladığınız cep. O cebe haram el ulaşabilir, ona engel olun. Sadece ceplerinize değil, ayın 30’unda sandığa gide ceğiz, sandığa da el uzatabilirler. Sandıklara da sahip çıkacağız” dedi. Trabzon mitinginde de Erdoğan’a sert eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, vaatlerini de sıraladı. Kılıçdaroğlu, “CHP iktidarında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Dicle’nin kenarında iki koyun kaybolursa onların derdi benim derdim olacak” dedi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın şöyle bir işareti var biliyorsunuz (Rabia işareti); ‘hayır’ Rabia işareti değil, 4 bakan bir başçalan demek bu” diye konuştu. ‘4 bakan, 1 başçalan’ ‘Sosyal medyayı kapatabiliriz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ulusal güvenliğimiz tehdit altındadır. 30 Mart’tan sonra ulusal güvenlik adına paralel yapıya adımlar atacağız. İlk etapta hedefimiz karar mekanizmalarını temizleyeceğiz. Sonra aşağı doğru” dedi. Hürriyet Gazetesi için “paralel yapının yayın organı” tanımlamasını kullanan Erdoğan, kriptolu telefonları antık kullanmadığını belirterek, “Normal hat kullanıyorum, ‘Dinlerseniz dinleyin’ diyorum” diye konuştu. Erdoğan sosyal medyanın kapatılacağının sinyalini de verdi. Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında soruları yanıtladı. Yargıda düzenlemenin şart olduğunu belirten Erdoğan, “Bir kısım yargı, adil karar verecek durumda değil. Yargıyı da dizayn etmişler. Bunun belli bir düzene sokulması lazım. Bilirkişi denilen bir bela var” dedi. YouTube, Facebook gibi sosyal medya siteleri için ise Erdoğan, “Dünya ne der? Kararlıyız. Bu milleti Youtube’a yediremeyiz. Atılması gereken adım neyse atacağız. Kapatılmaları dahil. Böyle özgürlük anlayışı olamaz. ” ifadelerini kullandı. “TÜBİTAK’ta kararlı adımlar attık. Temizleyeceğiz” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Lami cimi yok. Hesabını kararlı şekilde soracağız. İnlerine gireceğiz derken millet adına söylüyorum. Ana muhalefet de bizimle mücadele içine girmiyor. Onlar da hesabını verecek” diye konuştu. Erdoğan, Mustafa ve Ali Koç’la buluşmasına ilişkin, “Mustafa Koç, benimle görüşmek istedi randevu istedi ama vermedim, görüşebilmek için araya Barzani’yi soktu. Sayın Barzani evet beni aradı” dedi. Aydın Doğan’ın kendisinden randevu istemesi durumunda yanıtının ne olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, “Aydın Doğan’ın zorlaştı iş. Daha farklı yerleri sokması lazım. Yayın politikaları ile çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar. Köşe yazarları ile. Ahlak yok. Paralel yapının yayın organı gibi bir çalışmanın içinde” diye konuştu. ‘Bu sesler aynı sesler’ KIRKLARELİ (AA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet söylentilerini hiçbir şeyin arkasına saklanmadan açığa çıkarması gerektiğini belirterek “Bana komplo yapıyorlar, şudur budur’ diye laf dolaştırıyor. İki gün önce de Adalet Bakanı ile görüşmesi basında yayımlandı. En sonunda sayın Başbakan, ‘Konuşmayı ben yaptım’ dedi. Yani kabullendi. Peki öbürlerini kim yaptı. Bu sesler aynı sesler. İhaleler, rüşvetler konuşuluyor, basın sektörlerinin bazısının ele geçirilmesi konuşuluyor. Bunların bazısını kabul edip, bazısına montaj dersen bu millet bunu nasıl ayırt edecek” diye konuştu. Kırklareli Cumhuriyet Meydanı’nda partililere hitap eden Bahçeli, AKP iktidarıyla bazı konularda “kışkırtıcı, yoldan çıkarıcı, birlik ve dirliği bozucu” olayların yaşandığını, Cumhuriyetin kazanımlarının ortadan kalktığını savundu. MHP lideri Bahçeli Erdoğan, cemaat yurtlarında kendisine karşı toplantılar yapıldığını söyledi ‘Bana beddua ettiriyorlar’ ELAZIĞ / MALATYA (Cumhuriyet) AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cemaatin yurtlarında beddua seansları düzenlendiğini, beddua etmeyip itiraz edenlerin de yurttan atıldığını savunarak “Yurtlarda, gece seanslarında abiler, ablalar Başbakan’a beddua ettiriyorlar. ‘Ya olur mu böyle şey’ diyenleri de yurtlarından dışarı atıyorlar. Sivas’ta, Düzce’de aynı şeyi yaptılar. Biz de şu anda tedbirleri alıyoruz. Kredi Yurtlar Kurumu’na talimatı verdim, atılan yavrularımızı yurtlara alacaksınız. Hesabını soracağız bunlardan” dedi. Seçim çalışmalarını Elazığ mitingi ile sürdüren Erdoğan’ın hedefinde paralel yapı olarak nitelendirdiği Gülen cemaati, muhalefet partileri ve medya vardı. Yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’ye tepki gösteren Erdoğan, “Hâlâ kalkıyor yalan yanlış ifadelerle bizi karalamaya. Yok yolsuzluk diyor yok şu. İsim vermeyecektim ama ey Bahçeli sizin takımınız yolsuzluklarla yargılandı. Sakarya, Düzce depremi vs. bunlardan dolayı yargılandı. Aynı şeyi Kılıçdaroğlu için söylüyorum. Senin SSK’ye genel müdür olduğun zamanlarda hastanelerin kapısında çok çileler çektik. İşçi memur kardeşim, senden 13.5 katrilyon zorunlu tasarruf adı altında para kesmediler mi?” dedi. Erdoğan konuşmasında “çete” olarak nitelendirdiği cemaate sert ifadelerle yüklenerek, “Yalan takıyye, fesat fitne bunlarda meşru. Yurtlarda beddua ettiriyorlar. Bu nasıl Müslümanlık? Siz bu evlerde hem para alıp hem de kendinize kurşun asker mi yetiştireceksiniz?” diye konuştu. Erdoğan, yurttaşlardan çocuklarını cemaat dershanelerine göndermemelerini istedi. Miting görüntülerinin montaj olduğu yönündeki iddialara tepki gösteren Başbakan “Akıl erdiremiyorlar. Burada Başbakan ve onu bağrına basan millet var” dedi. Erdoğan, daha sonra Malatya’da partililere hitap etti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin, Pensilvanya ile birlikte “boğazından haram geçmemiş yavrularına iftira etme yarışına girdiğini” ileri sürdü. Başbakan, 4 Mart’ta Tenzile Erdoğan’ı yolsuzlukla suçlayan, ama yaptığı gafı farkedip hemen düzelten Kılıçdaroğlu için “Rahmetli anneme hakaret edecek kadar adisin, seviyesizsin. Terbiyesiz herif; hakareti yapıyor, sonra da ‘a unuttum ya o rahmetli olmuş’ diyor” ifadesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu düzeltti, ama... ‘Memur, emekli, esnaf unutuldu’ Bahçeli, son aylarda Türkiye’nin gündeminde “yolsuzluk ve rüşvet” tartışmaları olduğunu belirterek “Tam 80 güne yaklaştı, Türkiye rüşvet ve yolsuzluğu konuşuyor. Esnafın, orman işçilerinin, köylünün sıkıntıları konuşulmuyor. Memur ve emeklinin durumu aklımıza gelmez oldu. Varsa yoksa rüşvet ve yolsuzluk. Yolsuzluk var veya yok, bunu kim açığa çıkaracak. Tabii iktidarın başkanı, Sayın Başbakan ortaya çıkarmalıdır” dedi. Bozdağ, Gülen’le ilgili olarak ABD makamlarına bir başvuruda bulunulmadığını söyledi Demirtaş: Ayakkabı kutularında boğulsunlar DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir halkın anavatanında onurluca, başı dik yaşamak için, insan onuruna yakışır biçimde kendi sokaklarında dolaşmak için partilerinin kurulduğunu ifade ederek, “Koltuk için halkının bütün değerlerini satanlar bu partiyi anlamaz. Bırakın anlamasınlar, onlar çelik kasalarında, ayakkabı kutularında boğulsunlar” dedi. Demirtaş, seçim mitinglerine Diyarbakır’ın Hazro, Silvan ve Bismil ilçelerinde sürdürdü. Aksaray’da HDP’ye yönelik saldırıya tepki gösteren Demirtaş, “Bize seçim çalışması yaptırmayanlar seçim sandığını bile göremez. Bize yönelik saldırılara meşru savunma temelinde cevabını veririz. Herkes bunu böyle bilsin” dedi. Demirtaş, bu topraklarda barış içinde yaşamanın fırsatını hep birlikte yakaladıklarını belirterek, “Seçimler bunun fırsatı olacak. Kalıcı barışın gerçekleşmesi seçimlerle daha güçlenecek. 1 yıldır cenazeler gelmiyor. Gençlerin tabutlarının altına girip onların tabutlarını taşımak dünyanın en büyük yüküydü... ” dedi. ‘Kırmızı bülten talebi yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fethullah Gülen için “Ortaya çıkan, hukuksuzluklar, ahlaksızlıklar, birtakım kanunlarımız karşısında suç olan eylemler nedeniyle kırmızı bültenle aranması yönünde birtakım değerlendirmeler çerçevesinde bizim Adalet Bakanlığı olarak yapacağımız bir şey yok. Yargı böyle bir karar verdiği zaman idari makamlar üzerinden mektuplarla ilgili yerlere iletilir. Benim bildiğim böyle bir talep yok” derken Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ise Erdoğan’ın Gülen’e ilişkin açıklamalarını “itibar suikastı” olarak değerlendirdi. Bozdağ, HaberTürk televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu. Gülen’in Türkiye’ye gelmesi için Adalet Bakanlığı’nın bir girişimde bulunmasının gerekip gerekmediği yönündeki sorusuna Bozdağ, “Adalet Bakanlığı’nın böyle bir yetkisi yok. Bu tamamıyla soruşturma kapsamında olacak bir iş” yanıtını verdi. “Kırmızı bültenle böyle bir işlem gerçekleştirilebilir diyorsunuz” denilmesi üzerine Bozdağ, “Bu tamamen yargının yapacağı bir iş. Yargı böyle bir karar verdiği zaman bu idari makamlar üzerinden muhataplara, ilgili yerlere iletilir” ifadesini kullandı. Bozdağ, “Amerikan makamlarına böyle bir talepte bulunuldu mu” sorusuna, “Benim bildiğim böyle bir talep yok” karşılığını verdi. Erdoğan’ın “normal” değerlendirmesi kabul ettiği eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile arasında geçen telefon görüşmesiyle ilgili soru karşısında cevap veremeyeceğini belirten Bozdağ, konuşmalardaki “Alevi hâkim” konusu için de “Bunlara prim vermek istemiyorum” dedi. Cemaat vakfından Erdoğan’a tepki: Kin ve nefret tohumları Gülen’in onursal başkanlığını yürüttüğü Gazeteciler Yazarlar Vakfı da ocak ayının başından bu yana ilk kez açıklama yaptı. Açıklamada, “Sayın Başbakan’ın kullandığı bu argümanların ve ayrıştırıcı dilin; insanımızın ruh sağlığını bozduğunu, toplumsal barışı dinamitlediğini, kin ve nefret tohumları saçarak bir şiddet altyapısı oluşturduğunu üzüntü ve endişeyle izlemekteyiz” ifadeleri kullanıldı. Gülen’e yapılanın “itibar suikastı” olduğunun ve vicdanları derinden yaraladığının belirtildiği açıklamada, “Hiçbir demokratik ülkede yaşanması mümkün olmayacak şekilde siyasi iktidar, devletin bütün imkânları ile millete ait sivil kuruluşları hedef alma ve bu kuruluşları ‘düşmanlaştırma’ çabası içindedir. Siyaset meydanlarında insafsızca tekrar edilen; ‘şantaj, tehdit, komplo ve kumpas’ iftiraları kabul edilemez” denildi. Başbakan Erdoğan’ın cemaat üyeleri tarafından dershanelerle ilgili olarak tehdit edildiği iddialarına ise açıklamada, “Bu kabul edilemez iddianın sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Aksi halde müfteridir” yanıtı verildi. Prim vermem
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear