23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 11 MART 2014 SALI 16 KÜLTÜR İspanyol yazar Juan Mayorga’nın ‘Kaplumbağa’sı Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda vaşını dünyayı sarsan olayİspanyol oyun yazarı Juan lar içinden geçerek dile getiMayorga’nın “La Tortuga riyor. Nasıl bir süreçtir bu? de Darwin” adlı yapıtını Ali Dünya savaşlarının, devrimPoyrazoğlu Tiyatrosu “Kaplerin, ölümlerin, yıkımlalumbağa” adı altında oynurın ve de sanatı yönlendiren yor... Son oyunlar bunlar… akımların içinden o kendine Ali Poyrazoğlu, Darwin’in özgü küçük adımlarıyla geevrim geçirmiş kaplumbağau Oyun, sırtındaki çerken acıların, beklentilerin, çösı olarak tarihin derinliklerinde küşlerin, mutlulukların renkledolaşıyor ve de dünün ve bugükocaman kabuğuyla rini de paylaşıyor karşısındakinün haritasını çıkartıyor. Sanatçı, insani özelliklere sahip lerle... Oyun boyunca Dreyfus yazarın bir oda içinde kurguladıbir kaplumbağanın bilge, Davası’ndan Ekim Devrimi’ne, ğı diyalog örgüsünü bir sirk çadıPerestroyka’ya, I. Dünya rı etkisi uyandıran bir ortama tazeki ve esprili kişiliğini Savaşı’ndan II. Dünya Savaşı’na, şıyarak olayları çadırın zemininve bu kişilik altında Reichstag Yangını’ndan deki dünyayı simgeleyen daire yatan hüznü, özlemi Guernica’ya ya da Ruanda’ya, içinde, zaman zaman da bu dairenin dışına çıkarak işliyor. yansıtıyor. Oyun boyunca Libya’ya tarihte yaşananlarla bir hesaplaşmadır bu ve de nereÖzellikle Bülent Kayabaş’la Dreyfus Davası’ndan deyse sonu gelmeyecek bir akış... ve ardından Özdemir ÇiftçioğEkim Devrimi’ne, Ünlü bir tarihçi olan lu ve de Nur Gürkan ile kapPerestroyka’ya, I. Dünya Profesör’ün (Bülent Kayabaş) lumbağa arasında kurulan ilişçağdaş Avrupa tarihinin üçüncü ki, Poyrazoğlu’nun sirk konsepSavaşı’ndan II. Dünya cildini yazarken karşısına çıkan, ti içinde daha da anlamlı bir boSavaşı’na, Reichstag daha doğrusu onu özellikle ziyut kazanıyor. Aynı şekilde, sirk Yangını’ndan Guernica’ya yarete gelen Kaplumbağa Harry atmosferiyle örtüşen müzik, genç oyuncuların zaman zaman bütüya da Ruanda’ya, Libya’ya Robinson, Profesör’le bir pazarlığa girecek ve Galapagos’a geri ne kattıkları renkler ve de zaman tarihte yaşananlarla bir dönmesini sağlamasına karşılık zaman yaratılan bu fantezinin hesaplaşma söz konusu... Profesör’ün sahip olduğu yanlış tersine bir resim sunan, savaşa bilgileri düzeltecek, ona çalışmadair şiddeti belgeleyen filmlerin larında yardımcı olacaktır. devreye girişi tarihin, yaşamların Galapagos’tan ayrıldığı günden itibaren içindeki çelişkileri daha da belirginleştiriyor. Avrupa topraklarında oradan oraya savru“Kaplumbağa” tarihin akışında görmediklan Harry kendi gördükleri, yaşadıkları ile reslerimizin, görüp de görmezden geldiklerimimi tarih arasındaki yanlış öğretilerin altını çizin üstünde düşünmemizi sağlayan bir oyun. zerken bu yolu onunla birlikte katedenlerin de Bir tarih profesörü, eşi ve bir doktorla 200 yakendilerini sorgulamalarına, yanıtlar aramalarışında bir kaplumbağa arasındaki ilişki adena zemin hazırlayacaktır. ta bir mikroskop altına yatırılarak inceleniyor. Bu süreç de Profesör’ün gözünde “güzide Hemen belirtmek gerekir ki, Ali Poyrazoğlu, bir tarih arşivi”dir. Deneylerinde acımasız Darwin’in araştırma gemisine 1836’da GalaDoktor’un (Özdemir Çiftçioğlu) gözündeypagos adalarında 28 yaşındayken gizlice binen se “güzide bir biyolojik arşiv”dir. Bu özelve de yıllar içinde (124 yaşındayken siperdeyliğini yitirdiği noktada ne olacaktır? Yeterinken yediği gaz bombaları nedeniyle) geçirdice sömürülmüştür ve artık kaderine terk ediği evrim sonucunda bugün 200 yaşını yaşayan lecek bir malzemedir Harry Robinson. Sade“Kaplumbağa Harry Robinson” rolünde her ce Harry için mi geçerlidir bu? Tarih böylesi zamanki usta oyunculuğunu sergiliyor. örneklerle dolu değil midir? Bu durumu kaSırtındaki kocaman kabuğuyla insani özelbullenecek midir Kaplumbağa? Tabii ki haliklere sahip bir kaplumbağanın bilge, zeki ve yır... Çünkü, onları izleyerek o kadar çok şey esprili kişiliğini ve bu kişilik altında yatan hüznü, özlemi yansıtıyor. Harry, hayatta kalma sa öğrenmiştir ki insanlığa dair! Tarihe tanıklık etmek Hesaplar Sizin Olsun, Hayalleri Bize Bırakın İktidarın fırtınalı denizinde günden güne çırpınarak yalnızlaşan bir lideri izleyerek geçiyor günler. Düne kadar ona ölçüsüz övgüler düzenler aynı ölçüsüzlükle saf değiştiriyorlar. Hem de iktidarın eski ortağına yüklenirken kullandığı dili kullanıyor; geçmişteki bilinçli tercihlerine “saflık” diyerek hayal kırıklığından bahsediyorlar. Oysa bu çirkefte kimsenin hayali falan kırılmadı, basbayağı hepsinin hesabı bozuldu. Beklentileriniz umulmadık şartlar yüzünden boşa çıkarsa hayal kırılır. Beklentileriniz kendi tercihleriniz yüzünden boşa çıktığında, olsa olsa pişmanlık duyulur. O yüzden zamanında yanlış ata oynayanlar hiç hayal kırıklığından bahsetmesinler; pişmanlıklarıyla baş etmeye çalışsınlar. Başkaları için çok kıymetli olan hayal kavramını hesap kavramıyla gölgelemesinler. Hayal dediğin bazen kırılır ama bu onun değerini zerre kadar azaltmaz. Kırıkları bile işe yarar. Biz güzel şeyler hayal etmeyi ve hayallerimizin sonuna kadar arkasında durmayı kaybettiklerimizden öğrendik. Hayal kırıklıklarıyla baş etmekle terbiyelendik. Hayal bu, kurulur, kırılır ama tükenmez. Biz o kırıkları toplayıp toplayıp yeniden kurarız. Uçları sivriymiş, battığı yeri delermiş, değdiği yeri kesermiş... Hiç iplemeyiz. Kırılan hayalleri saçıldığı yerlerden parça parça toplar, kendimize onlardan yeniden kanatlar yaparız. O kanatlarla bazen uzaklara uçar, bazen olduğumuz yere yığılırız. “Merdivenimizin çengelini yıldızlara asarak” her seferinde yeniden güneşe doğru yükselmeye çalışmamız, onurlu inadımızdan. Biz uçana kadar güneş batarmış, kanat koparmış, yıldızlar sönermiş kimin umurunda? Biliriz ki güneş yeniden doğar. Kanatlar koptuğu yerden daha güçlü uzar. Bir yıldız sönse, nasılsa diğeri parlar. Bizim için kutsal olan hayallere ve kırıklarına el uzatanların hesapları küçük. Ama bizim hayallerimiz büyük. Her devir değişen o hesaplar ne kadar kıymetsizse, bizim kadim hayalimiz o kadar değerli. Biz kırılan hayallerle öğrendik; meğer o gencecik insanlar... O aydınlık insanlar... O iyi kalpli insanlar... O cesur ve inatçı insanlar ne kadar güzelmiş. O yüzden kayıplar fazla derinlere gömülemezmiş. Biz hayalleri uğruna kendi canlarını hiçe sayanların soyundan geliyoruz. Onlar hesapları uğruna başkalarının canlarını hiçe sayanların soyundan. Şimdi düne kadar baş tacı yaptıkları iktidara sırtlarını dönenler, hayal kırıklığı yaşayamazlar ama pişman olabilirler. Hatta suçluluk da duyabilirler. Bir de vicdan azabı ve utanç var. O da bir nebze vicdanı ve utanma duygusu olanlara. Bizi sorarsanız, bizim bu meselede hayallerimiz yıkılmadı sadece korktuğumuz başımıza geldi. Hayallerimiz hâlâ sapasağlam. Kırılıp kırılıp yeniden kurulmayı göze alıyoruz ve kalbimize çok iyi geliyorlar. ÖDÜ L T ÖRENİ 2 NİSAN’ D A YAPILACAK Erdal Öz ödülü küçük İskender’in Kültür Servisi Can Yayınları’nın kurucusu, yazar Erdal Öz’ün anısını yaşatmak amacıyla ailesi tarafından her yıl bir şair ya da yazara verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne bu yıl küçük İskender layık görüldü. Enis Batur, Feride Çiçekoğlu, Turgay Fişekçi, Kaya Genç, Handan İnci, Asuman Kafaoğlu Büke ve Can Yayınları adına genel yayın yönetmeni Sırma Köksal’dan oluşan seçici kurul, ödülün “Türk şiirine getirdiği özgün soluk ve şiir dilinin geliştirilmesinin yanı sıra otuz yıl boyunca tavrındaki tutarlılık” nedeniyle küçük İskender’e verildiğini açıkladı. Handan Börüteçene imzalı ödül heykelciği ile 15 bin TL değerindeki ödül, 2 Nisan’da Pera Palas’ta düzenlenecek törende sahibine sunulacak. Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne bugüne dek Gülten Akın, Nurdan Gürbilek, İhsan Oktay Anar, Şavkar Altınel, Murathan Mungan ve Cemil Kavukçu değer görüldü. Silahlı ‘Davut’ mahkemelik Kültür Servisi İtalya Kültür Bakanı Dario Franceschini, ABD’nin en eski silah yapım şirketlerinden ArmaLite’ın bir reklamında İtalyan Rönesansı’nın en büyük sanatçılarından Michelangelo’nun ünlü “Davut” heykelini kullanmasını protesto etti. İtalyan medyasının web sitelerinde de yer alan reklamda, Michelangelo’nun 1530 yılında yapmış olduğu ve bugün Floransa’daki Bargello Müzesi’nde bulunan “Davut” heykeli, elinde 3 bin dolarlık bir mekanizmalı silahla görülüyor. Bu görüntünün yanı başında da “bir sanat yapıtı” sloganı okunuyor. İtalya Kültür Bakanı Franceschini, bu reklamın, Rönesans döneminin büyük ressam, İTALYA KÜLTÜR BAKANI, AMERİKAN SİLAH ŞİRKETİNİN REKLAMINI PROTESTO ETTİ heykeltıraş, mimar ve şairi Michelangelo’yu aşağılayıcı nitelikte ve yasalara aykırı olduğunu söyledi. Şirketi söz konusu reklam kampanyasından vazgeçmeye çağıran Franceschini, Twitter’dan gönderdiği mesajında da, “Davut heykelinin silahlı görüntüsü hem hakaret içeriyor, hem de yasaları çiğniyor. Amerikan şirketi hakkında, kampanyasına hemen son vermesi için yasal işlem başlatacağız” dedi. Merkezi Illinois kentinde bulunan ArmaLite şirketinden yapılan açıklamada ise Michelangelo’nun yaşadığı dönemde pek çok silahın da yapımcısı olduğu belirtildi. AKBANK 10. KISA FİLM FESTİVALİ BAŞLADI Kültür Servisi Dün başlayan Akbank 10. Kısa Film Festivali’nde bu sene aralarında Japonya, İran, Finlandiya, Lübnan, Hindistan ve İzlanda’nın olduğu 16 ülkeden 98 filmin gösterimi yapılacak. Ayrıca söyleşi ve atölye çalışmasının düzenleneceği festival, 20 Mart’a kadar sürecek. Festival kapsamında, “Belgesel Sinema” bölümünün konuğu usta yönetmen Derviş Zaim. Zaim’in Panicos Chrysanthou ile birlikte yönettiği “Paralel Yolculuklar” filminin gösteriminin yanı sıra, yönetmenle “Belgesel Sinema” konulu bir söyleşi de yapılacak. “Kısadan Uzuna” bölümünde yönetmen Mehmet Eryılmaz’ın uzun metraj filmi “Hazan Mevsimi”, Nu ri Bilge Ceylan’ın başrol oyuncusu olarak yer aldığı “Seviyorum Ergo Sum” ve “Sessiz” isimli kısa filmleri gösterilecek. Festival’in “Uluslararası” bölümünde ise dünyanın saygın festivallerinde gösterilen ve ödül alan kısa filmler sunulacak. Ayrıca Festival boyunca, “Ümit Çırak ile Oyunculuk Atölyesi”, “Feza Çaldıran ile Görüntü Yönetmenliği Atölyesi”, “Burak Göral ile Senaryo Atölyesi”,  “Yrd. Doç. Dr. Güven Çatak ile Film Jeneriği Tasarımı Atölyesi” başlıklı 4 atölye yapılacak. 20 Mart Perşembe günü düzenlenecek ödül töreninde, “Kurmaca”, “Belgesel” ve “Canlandırma” kategorilerinde ödül alan filmler açıklanacak ve seçilen filmlere 8.000 TL değerinde ödül verilecek. ‘Sinek’ festivalde gösterilecek kısalar arasında. Şimdi film zamanı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear