23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Almanya’da madende çalışan Yağıcı: HABERLER İşçileri ölüme götürdüler: 18 ölü, 27 yaralı 7 Fotoğraflar: AA Türkiye’de SİBEL BAHÇETEPE madene inmem! Almanya’nın Saarland eyaletinde 24.5 yıl maden ocağında çalışan İsmail Yağıcı, çalıştığı yıllar boyunca bir kez dahi maden kazası ile karşı karşıya kalmadığını söylüyor. Almanya’da tüm işkollarında olduğu gibi madenlerde de “önce iş sağlığı ve güvenliği” maddesinin ilk sırada geldiğini anlatan Yağıcı, 3 ay eğitimin ardından madende çalışmaya başladıklarını anlatıyor. “Türkiye’de olsaydım, bu koşullarda madenlerde çalışmazdım. Ama Almanya’da genç olsam, yine işe girsem maden ocağına giderim” diyen Yağıcı, Türkiye’deki madenlerin çok güvensiz olduğunu vurguluyor. Yağıcı, Türkiye’de maden kazaları sonrası kurtarma çalışmalarının da yetersiz olduğunu vurguluyor. Soma’da 301 maden işçisinin yaşamını yitirmesinin ardından Karaman Ermenek’te yaşanan maden faciasına dikkat çeken Yağıcı, “Bu kadar büyük kazalar Almanya’da yaşanmaz. Çünkü orada önce işçi sağlığı ve güvenliği gelir” diyor. Ermenek’te madenin sular altında kalmasına anlam veremediğini söyleyen Yağıcı, “Bu imkânsız. Kömürü alınan, terk edilen yerin hem suyu, hem gazı tahliye edilmelidir. Benim çalıştığım ve 1998 yılında faaliyetine son veren madende halen su ve gaz tahliyesi yapılmaktadır. Ama maalesef bizim ülkemizde insana değer verilmediğinden, her şeye kâr bazında bakıldığından insanlar diri diri toprağa, çamura gömülüyor” diyerek, yaşananlara tepki gösteriyor. Dünya kömür üretiminde Almanya 1. sırada gelirken; Türkiye 28. sırada yer alıyor. Son 40 yılda Almanya’da madenlerde meydana gelen kazalarda ölüm neredeyse yok gibi. Ve buralarda çalışan işçilerin kaderinde ölmek yok. Hatta, işçiler madenlerde çalışmaktan şikâyetçi de değil. Türkiye’de maden işçisinin aldığı aylık maaş asgari ücret ya da biraz fazlası bir rakamla ifade edilirken; Almanya’da bu raİsmail Yağıcı kamın 2 bin ile 3 bin Avro arasında değişmesi çarpıklığı bir kez daha ortaya koyuyor. Uzun yıllar inşaatlarda çalıştıktan sonra Almanya’ya göç eden Yağıcı, 1974 yılının Aralık ayında madene giriyor ve 1998 Ağustos ayında emekli oluyor. İsmail Yağıcı, “Almanya ile Türkiye’deki koşullar arasında çok çok fark var” diyor. Çalıştığı yıllar boyunca ufak tefek kazaların yaşandığını ancak bu denli büyük bir kazaya hiç rastlamadığını, gaz maskelerini bile kullanmak zorunda kalmadıklarını anlatan Yağıcı “Bu devirde hiç 301 kişi madende ölür mü?” diye soruyor. Yağıcı, şöyle devam ediyor: “Türkiye, insan haklarında en sonda, insana ve işçiye değer vermeme konusunda ise ne yazık ki ilk sırada. Türkiye’de olsaydım kesinlikle buradaki madenlerde çalışmazdım. Almanya’da madende çalıştığıma pişman değilim. Her işkolunda mutlaka kazalar olur, olmaz değil ama Türkiye’deki gibi felaketler kesinlikle Almanya’da olmaz. Emniyet hep birinci derece olduğu için bu kazalar hiç yaşanmadı. Madene inmeden yerüstünde 1 ay, yeraltında ise 2 ay eğitimler aldık.” Türkiye’de yaşanan maden kazaları sonrası kurtarma çalışmalarının da yetersiz olduğunu savunan Yağıcı, “Ermenek’te kaza oldu, başka illerden oraya iş makinesi gitti. Bu olacak iş değil” diyor. Yurttaşlar, dayıbaşıların 20 kişilik minibüse 45 kişiyi bindirdiğini vurgulayarak sisteme isyan etti Yurt Haberleri Servisi Karaman’ın Ermenek ilçesinde su dolan madende mahsur kalan 18 işçiyi kurtarma çalışmaları sürerken bir acı haber de Isparta’nın Yalvaç ilçesinden geldi. Kadın ve çocuklardan oluşan 45 tarım işçisi, 20 kişiyi ancak alabilecek büyüklükte eski tip bir midibüse doldurularak elma toplamaya götürüldü. Aşırı yük nedeniyle frenleri patlayınca istinat duvarına çarpan midibüsteki işçiler yola savruldu. İşçilerden 18’i yaşamını yitirdi, 27’si yaralandı. Isparta’nın Yalvaç ilçesinden Gelendost ilçesine elma toplamaya giden işçileri taşıyan midibüs, dün saat 07.15 sıralarında Yalvaç’ın Balkonak köyüne 2 kilometre uzaklıkta rampa çıktıktan sonra inişe geçtiği sırada haddinden fazla yolcu aldığı için freni patladı. Kontrolden çıkan midibüs virajlı yolda istinat duvarına çarparak şarampole yuvarlandı. Midibüsün önce yolun sağ tarafındaki toprak tepeye doğru tırmandığı, ardından da yan devrilerek 100 metre sürüklendiği kaydedildi. Kazanın duyulması üzerine Yalvaç ve Isparta’dan kaza yerine sağlık ekipleri ve ambulanslar sevk edildi. Yalvaç Kaymakamı Ahmet Altıntaş, olay yerine giderek incelemelerde bulundu. Yaralılar Konya’nın Akşehir ilçesindeki hastanelere sevk edildi. Isparta’dan gelen bir ekip, 1999 model midibüsün durumuyla ilgili kapasitesinin üzerinde yolcu alınması nedeniyle yaklaşık 1200 kilogram fazla ağırlık tespit edildi. Aracın freninin patlamasına bu aşırı ağırlığın neden olduğunu belirten yetkililer, incelemelerin bu doğrultuda sürdürüldüğünü açıkladı. Kazada sürücü Metin Arslanalp ile tarım işçileri Havva Ceran (20), Arife Aktaş, Ceylan Aksoy, Reyhan Ceran, Veli Can Çelik (15), Gülseren Yayla, Maksude Ünsal (54), Havva Yiğit, Ayşegül Karataş, Mihri Kale, Ayşe Kale, Şerife Aksoy (58), Muazzez Balık, Elmas Çelik, Emel Arslanalp, Esme Altunbay (38) ve Buket Keskin (26) yaşamını yitirdi. Yaralıların isimleri ise şöyle: Nezahat Çakır, Serap Aksoy ve Sevgi Ürkmez (34), Mevlüt Çeliker (65), Yaren Bozoğlu, Mevlüt Akkuş, Neşe Çoban, Gülşen Turgut, Çağlayan Turgut, Vesile Turgut, Elif Ceran, Süleyman Turgut, Nadi Turgut, Songül Arslanalp, Leyla Çelik (44), Şerife Özkan (46), Fatma Önay (31), Esme Altunbay (16), Meral Arslanalp (24), Erkan Arslanalp (16), Buket Keskin (26), Nermin Ölçer (33), Sultan Bozdağ (66), Ömer Akdeniz (31), Rabiya Ceran (19), Ömer Samur (47), Sibel Arslanalp (12), Durmuş Ali İlboğa (25), Umut Samur (23). Kazadan kurtulan 16 yaşındaki Erkan Aslanalp ile 12 yaşındaki kardeşi Sibel Aslanalp kaza anında yaşadıklarını anlattı. Erkan Aslanalp, “Sabah erken saatlerde elma toplamak için yola çıkmıştık. Aile bütçesine katkıda bulunmak için kardeşimle beraber bugün okula gitmeyip elma toplamaya gidecektik. Günlük 35 lira alıyorduk. Kaza anında minibüste uyuyorduk, kaza olunca camı kırarak dışarı çıktık” dedi. Kazadan yara almadan kurtulan tek kişi ise dedesi Mevlüt Çeliker’in kucağında oturan 4.5 yaşındaki Nebi Ürkmez oldu. Dedesi küçük Nebi’yi üzerine kapanarak kurtardı. Nebi, evde yalnız kalamadığı için annesi Sevgi Ürkmez ile Gelendost’a her sabah elma toplamaya gidiyor. Ölen işçilerin yakınları, her sabah Akşehir’den gelen ve işçileri taşıyan midibüslerin ayakta yolcu götürdüğünü anlattı. Morgda cenazesini teşhis eden bir kadın,“Olmaz olsun fakirlik. Nasıl dayanayım ben bu acıya, ciğerim yanıyor” diye feryat ederken bir başka kadının, “Gitme anam dedim. Çalışma dedim. Yine gitti. Oysa ölüme gitmiş” sözleri yürekleri burktu. Bahçelerdeki elma toplama işinde çalışan işçilere, bahçe sahibi tarafından kişi başı 5055 lira ödendiği, bu paranın 2025 lirasının işçileri bulan “dayıbaşı” adı verilen organizatörler ve ulaşım için kesildiği belirtildi. Böylece işçilerin eline günlük 3035 lira geçtiği öğrenildi. Yenice Köyü Muhtarı Mehmet Akıncı, köy ekonomisinin elmaya dayalı olduğunu, 3 bin civarında işçinin köylerinde iki ay boyunca çalıştığını söyledi. İşçilere 50 ile 60 lira arasında yevmiye ödendiğini söyleyen muhtar Akıncı, “20 kişilik araçlara 40 kişi bindiriyorlar. Gizli yollardan getiriyorlar. Tabii ki fazla kazanç için. Çavuşlar 15 ile 25 lira arasında komisyon alıyorlar. İşçiler sigortasız” dedi. Elma üreticisi Mehmet Demiray da işçileri “dayıbaşı” veya “çavuş” denen aracılar yardımıyla bulmak zorunda olduklarını savunarak, “Hasat 1 ay, yemekli 45, yemeksiz 60 liradan anlaşıyor ve günlük terleri soğumadan veriyoruz” derken; konaklamalı ve sigortalı işçinin kendilerine maliyetli olduğunu söyledi. Bölgeye 8 yıldır Şarkikarağaç ilçesinin Köprü Köyü’nden işçi taşıyan işçi çavuşu Ramazan Tokgöz, her sabah 05.00’te yola çıktıklarını, 150 kilometre yol yaptıklarını anlattı. Sağlık Enstitüsü Derneği (SED) Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, yaptığı yazılı açıklamada, Isparta’daki kazaya dikkati çekerek acil eylem planlarını oluşturmak için derneğin ev sahipliğinde sivil toplum kuruluşlarının 910 Kasım’da İstanbul’da “Yol Güvenliği Sivil Toplum Buluşması” gerçekleştireceğini bildirdi. Adana’da termik santralda çalışan mühendis ve işçileri Kahramaraş’ın Göksun ilçesine taşıyan Şükrü Parlak (56) yönetimindeki midibüs, önceki gece yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Midibüste bulunan 23 mühendis ve işçi yaralandı. Denizli’de dün sabah, , içinde iki kişinin bulunduğu tekstil işçilerini taşıyan servis minibüsüne yandan çarptı. Savrulan araç devrildi. Kazada devrilen minibüste, işçilerin de aralarında bulunduğu 7 kişi yaralandı. Gazintep’te ise dün sabah çalıştığı fabrikaya gitmek için yolun karşısına geçmeye çalışan 18 yaşındaki Mustafa Baydemir isimli işçi hafif ticari aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. ‘Olmaz olsun fakirlik’ İNŞAATTA 10 İŞÇİ ÖLMÜŞTÜ Kadın ve çocuklar öldü Torunlar takipsizliğine itiraz ‘Gitme anam dedim’ Dayıbaşı sömürüsü Okul yerine işe Sıra Amasra’da mı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bartın Platformu, iş güvenliğinin yetersiz olduğu gerekçesiyle mühürlenen Amasra maden ocağında çalışmaların sürdüğüne dikkat çekerken “Soma ve Ermenek’teki acıların Amasra’da da yaşanması mı isteniyor? Burada da yeni bir Ermenek olabilir” uyarısında bulundu. “Amasra’da Termik Santral İstemiyoruz” diye mücadele sürdüren Bartın Platformu, “Hattat Holding’e bağlı Hema şirketinin Amasra Maden Ocağı’nda iş güvenliğinin yetersiz olduğu gerekçesiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince haziran ayında yapılan mühürleme işlemine uyulmadığını” bildirdi. Platform açıklamasında “Bu işleme rağmen ocaktaki çalışmalar neden devam ediyor?” diye sordu. Açıklamada şirketin daha önce defalarca reddedilen “termik santral” başvuruları kabul edilinceye kadar kömür çıkarmaya niyeti olmadığı ifade edilirken “Taahhüdüne göre 6 yıldır kömür çıkarması gereken şirket özrü kabahatinden büyük bir iddia ile kömür üretmediği için çalışanlarına madencilik faaliyeti gereği ödemesi gereken ücretleri kısmakta ve bu usulsüz uygulamaya kamu yetkilileri tarafından göz yumulduğu kanaati kamuoyunda hızla güçlenmeye devam etmektedir” denildi. Şirketin “yeraltında çalışan işçilere ödenecek ücret miktarı asgari ücretin iki katından az olamaz” düzenlemesini “üretim dönemine geçilmediği, taşkömürü çıkarılmadığı” gerekçesiyle uygulamadığı aktarıldı. Can yakan kazalar İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy’de Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na (GYO) ait Torun Center inşaatında 10 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan asansör faciasına ilişkin Torunlar GYO Yönetim Kurulu üyeleri hakkındaki takipsizlik kararına itiraz edildi. İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği’ne verilen dilekçede Torunlar GYO’nun ortaklarından Aziz Torun’un da arasında bulunduğu 8 kişi hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak kamu davası açılması talep edildi. Avukat Erkan Ünüvar, olayda olası kastla ölüme sebebiyet verme fiilinin gerçekleştiğini belirterek, “Torunlar GYO işvereni konumundaki şüpheliler, 10 işçinin ölümünün failidirler” dedi. Mağdur aileleri avukatları dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde takipsizlik kararına itiraz etmeden önce açıklamada bulundular. Torunlar GYO’da daha önce asansör operatörü olarak çalışan işçi Ercan Kılaguz, inşaatta yaşanan olumsuzlukları şeflerine, proje müdürüne ve Geda Majör firmasına bildirmelerine rağmen hiçbir tedbir alınmadığını belirtti. Kılaguz, “Günü kurtarma adına yapılan tamiratlarla ‘herhangi problem yoktur’ diye bize telkinde bulundular. Biz bu şekilde can güvenliğimiz olmadığını bilerek çalışmaya devam ediyorduk. Çünkü bize orada baskı uygulanıyordu. ‘Ya çalışacaksınız, ya çıkarılacaksınız’, ikisinden birini kabul etmek zorundasınız. Biz de çalışmak zorunda olduğumuz için işsiz kalmayı göze alamadık” dedi. Kılaguz, Torunlar GYO Yönetim Kurulu üyesi Yunus Emre Torun’un inşaata daha önce geldiği, ALİMAK denen asansörü kullandığı yönündeki açıklamalarını anımsatarak, “Böyle bir durum söz konusu değildir. Geldiğinde ALİMAK’lar bozuktu. Defalarca merdivenleri kullanarak yukarı çıkılmıştır. Oradaki mevcut olumsuz durumun hepsinin farkında ve bunu bizzat proje müdürüne de kendisi sormuştur” diye konuştu. Karadon Maden Ocağı’nda 2010’daki patlamada 30 işçi yaşamını yitirmişti 11. CUMHURBAŞKANI GÜL: Otuz canın bedeli en fazla 10 yıl ZONGULDAK (DHA) Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesi’nde 17 Mayıs 2010’da 30 madencinin yaşamını yitirdiği grizu faciasıyla ilgili davada 4.5 yıl sonra karar çıktı. Tutuksuz yargılanan 28 sanıktan taşeron firma ortaklarından Halim Köse ve proje sorumlusu Kadir İpek 10’ar yıl, dönemin müessese müdürü olan ve daha sonra TTK Genel Müdür Yardımcısı olan İsmail Güner 6 yıl 3 ay, Müdür Yardımcısı Yusuf Ünlütürk ile İnşaat Emlak Daire Başkanı Mustafa Küçük ise 5’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 23 sanık ise beraat etti. Taşeron firma YapıTek’te çalışan 30 işçinin ölmesiyle ilgili ceza davasının 16. duruşmasında karar çıktı. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, “Birden çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan sanıklardan İsmail Güner, Halim Köse, Kadir İpek, Yusuf Ünlütürk, Vedat Küçükbükücü, Ertekin Sayın, Mustafa Küçük ve Murat Taşcı hazır bulundu, diğerleri katılmadı. Ölen madencilerin yakınlarının avukatlarından Ünal Demirtaş, “İş kazaları toplumun kanayan yarası oldu. Büyük maden kazaları gündemde. Sanıkların tutuklu yargılanmasını talep etmiştik ama olmadı. Yargılama bu şekilde olsaydı bu tür iş kazalarında caydırıcı olurdu. Cezanın üst sınırdan verilmesi, yine bu tür iş kazalarının caydırıcı olması açısından önemli” dedi. Son sözleri sorulan sanıklardan YapıTek ortağı Halim Köse, “Her şey TTK’nin kontrolü altındadır. On dört aylıkken babası 38 yaşında ölen madencinin oğluyum. Çok üzgünüm” dedi. YapıTek Proje Sorumlusu Kadir İpek ise işyerinin TTK’nin ruhsat sahası içinde yer aldığını ifade ederek “Bu konuda çok kusurlu olduğumu düşünmüyorum” dedi. Ölen madencilerin yakınları İpek’e tepki gösterdi. Dönemin Karadon Müessese Müdürü olan TTK Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner ise kazada sorumluluğun taşeron firmada olduğunu savunarak kusuru olmadığını söyledi ve beraatını talep etti. Diğer sanıklar da beraatlarını istedi. Mahkeme, hapis cezası alan 5 sanığa yurtdışına çıkma yasağı getirirken adli kontrol şartı uygulanmasını kararlaştırdı. Diğer sanıkların ise beraatlarına karar verildi. Bütün acıları paylaşıyoruz İstanbul Haber Servisi Yeniköy’de cuma namazı çıkışı gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenek’te 18 işçinin madende göçük altında kalmasından dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. Gül, “Bütün acıları paylaşıyoruz. Daha önce de Soma’da daha büyük bir acıyı yaşamıştık. Bütün bunlardan ders alıp, bunların tekrar olmaması için ne gerekiyorsa o düzenlemelerin yapılması, tedbirlerin alınması, kontrollerin yapılması gerekir. Gelişmiş ülkelerde bu olaylar nasıl nadiren oluyorsa bizde de öyle olması lazım. Ayrıca bugün trafik kazasında da bir o kadar insan hayatını kaybetti. Bunlar gerçekten çok üzücü. Hepimizin ve herkesin daha dikkatli olması gerekiyor” dedi. Peşmergenin Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmesiyle ilgili bir soru üzerine Gül, “Seyrediyorum. Hepsine şimdilik bakıyorum” diye yanıt verdi. 1413 işçinin 289’u trafik kazası kurbanı Yurt Haberler İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, Türkiye’de 9 ayda en az 1413 işçi yaşamını kaybetti. İşçi ölüm nedenlerinin başında zehirlenme ve boğulma gelirken bunu “yollarda ölüm” izledi. 2013’te 1235 işçiden 433’ü trafik ve servis kazasında yaşamını yitirdi. 2014 verilerine göre ise 1 Ocak30 Eylül tarihleri arasında hayatını kaybeden 1413 işçiden 289’u trafik ve servis kazasında öldü. Yılın ilkyarısında 180 işçi trafik/servis kazasında yaşamını yitirirken bu sayı temmuzda 33, ağustosta 48, eylülde 28 oldu. Eylülde yaşamını yitiren 11 kadın işçiden 4’ü çiftçi, 4’ü de mevsimlik tarım işçisiydi. 11 yaşındaki mevsimlik fındık işçisi Dijle Karakaş da Karadeniz’den fındık toplamadan dönerken minibüsün Diyarbakır’da devrilmesi sonucu can verenlerden biriydi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear