25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2014 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr ABD ve Türkiye Suriyeli muhalifleri eğitecek Tahran’dan bir uyarı Dış Haberler Servisi İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Türkiye’yi tampon bölge ve her türlü kara harekâtı konusunda uyardıklarını, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın düşmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Abdullahiyan, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde düzenlenen, “Irak ve IŞİD’e Karşı Uluslararası İttifak” konulu etkinlikte yaptığı konuşmada, “ABD, IŞİD’e saldırmadan önce bize, Esad hükümetinin merkezlerine saldırı planları olmadığına ilişkin bilgi verdi. Benzer bilgiyi Şam hükümetine de verdi ancak buna rağmen bu konuda onlara güvenmiyoruz. Bu yüzden gelişmeleri yakından izliyoruz. ABD ya da başka bir ülke tarafından Suriye’nin egemenliğine karşı, uçuşa yasak bölge ya da askeri birliklerin Suriye topraklarına girmesi gibi her türlü hatalı girişim kötü sonuçlar doğuracaktır. Bu konuda Türkiye’yi uyardık” dedi. Abdullahiyan, Suriye rejimine yaptıkları yardımlar çerçevesinde Kobani Kürtlerine yardım için de gerekli girişimlerde bulunduklarını bildirdi. Yardımların türü hakkında bilgi vermeyen Abdullahiyan, “Kobani’deki krizi sona erdirmek için bölge ülkeleriyle görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye ile de görüşmelerimiz sürüyor. Türkiye’nin, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerinde önemli rol oynayabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Abdullahiyan, “Türkiye ile ilk görüşmelerimiz sırasında, Ankara’nın bölgede krizin tırmanması peşinde olmadığını anladık. Türkiye’nin olumlu bir rol oynamasını umuyoruz” dedi. BARKIN ŞIK Kobani ve ‘Çözüm Süreci’ Gaziantep olaylarını gördünüz… Pompalı tüfekler, tabancalar yetmemiş… Kılıçlar, satırlar çekilmiş… Kan dondurucu bir manzara. Irak, Suriye gibi neredeyse üç günde 30’u aşkın kişinin yaşamını yitirdiği, onlarcasının yaralandığı Kobani protestolarını herkes gibi dehşet içinde izledikçe; durumun yalnız trajik değil aynı zamanda Türkiye’ye özgü bir “gerçeküstülük” taşıdığını düşünüyorum. Sonuçta “barış süreci/çözüm süreci” adına birkaç yıldır mangalda kül bırakılmayan bir ülke burası… Erdoğan’ın IŞİD’le PKK’yi aynı kefeye koyup, “Bizim için IŞİD neyse PKK de odur” demesiyle bir anda ipler koptu ve Türkiye’nin batısında, doğusunda zincirinden boşalan eylemlerle “barış/çözüm süreci” berhava oldu. İnsan ister istemez Erdoğan’ın oy makinesi için dilinden düşürmediği “çözüm süreci” denen şeyin gerçekte sadece bu topraklara mahsus bir göz boyamadan ibaret olduğunu düşünüyor. Böyle bir olgu hiç var mıydı, yaşandı mı diye düşünmekten kendini alıkoyamıyor. Bu satırları yazdığım sırada bile Trabzon’da bir törende konuşan Cumhurbaşkanı büyük retoriklerle bahsettiği “çözüm süreci” için, “Bu meseleye çözüm sürecine elimi, bedenimi, canımı koydum. Her ne pahasına olursa olsun 77 milyonun kardeşliğini tesis etmek için son nefesime kadar da mücadele etmeye devam edeceğim” diyordu. “Sürece elimi, bedenimi koydum…”, “Analar ağlamasın…”, “Kardeşlik” vs.. Hamasi laflar bunlar… daha ANKARA Türkiye ile ABD arasında süren görüşmelerde, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Amerikan ordusunun ortaklaşa olarak IŞİD’e karşı savaşacak ılımlı muhaliflerin eğitilmesi ve askeri techizat ile donatılması (eğit donat) konusunda prensip anlaşmasına varıldığı öğrenildi. Önümüzdeki hafta Ankara’ya gelecek ABD askeri heyetiyle eğitimin kimlere verileceği, bütçesinin nasıl karşılanacağı ve bu özel birliğin komutasının kimde olacağı konusunda detaylı görüşmeler yapılacak. Askeri kaynaklar, Fransa ile İngiltere’nin de “eğit donat” içinde yer almasının gündemde olduğunu kaydetti. ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’e karşı küresel koalisyon için atadığı özel temsilcisi emekli General John Allen ile ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk’in Ankara’da yaptığı görüşmeler ilk meyvesini verdi. ABD ile Türkiye, IŞİD’e karşı kara gü T ürkiye ile ABD ‘eğit donat’ formülünde anlaştı. İlk aşamada 2 Ekim tezkeresindeki ‘yabancı silahlı kuvvetler’ yetkisi kullanılacak. Hagel, İncirlik Üssü için açıkça onay istedi. programının bütçesinin ise ortaklaşa karşılanmasının öngörüldüğü ifade edildi. Kaynaklar, oluşturulacak bu özel eğit donat birliğinin komutasının Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olması gerektiğini söyledi. Eğitimin kimlere verileceği, bütçesinin ne olacağı, Suriyeli muhaliflere hangi silahların tahsis edileceği gibi ayrıntıların ise önümüzdeki hafta Ankara’ya gelecek olan ABD’li askeri heyetle müzakere edileceği ve buna göre bir “memorandum of understanding (MOU) mutabakat muhtırası” imzalanacağı belirtildi. ABD’li askerlerin Türkiye’de hangi kurallara tabi olacağı da MOU ile belirlenecek. Allen’ın Ankara’da yaptığı görüşmelerde, Türk hava sahasının koalisyon güçlerine açılması ve İncirlik Üssü’nün tahsisi konularının da gündeme geldiği öğrenildi. Kaynaklar, bu iki konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü ve önümüzdeki günlerde netlik kazanacağını belirtti. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, Ankara’dan İncirlik Üssü’nü kullanmak için açıkça onay istedi. Türkiye’den talep ettikleri başlıca askeri yardımın İncirlik Üssü’nü kullanma izni olduğunu söyleyen Hagel, Türk yetkililerle bu hafta yaptıkları görüşmelerde isteklerin iletildiğini, Ankara’nın Suriye sınırında bir tampon bölge oluşturulması talebini ise görüşmeye açık olduklarını ancak konunun henüz masada olmadığını belirtti. ABD uçakları Kobani’de IŞİD hedeflerini vurmaya devam ediyor. IŞİD karşıtı koalisyona katılan ülkelerin savaş uçakları, geçen pazartesi gününden beri Kobani’de 30’dan fazla hedefi vurdu. cünü oluşturması planlanan Suriyeli ılımlı muhaliflere silah sağlanması ve askeri eğitim verilmesi konusunda anlaştı. ABD ve Türk askerleri tarafından ilk aşamada 5 bin Suriyeli ılımlı muhalife eğitim verilmesi planlanıyor. Eğitimin nerede verileceği konusunda müzakereler yapılacağı belirtilirken Türkiye’nin bu eğitim için askeri üslerini açabileceği dile getiriliyor. Eğitimin toplam 15 bin Suriyeli muhalifi kapsamasının beklendiği dile getirilirken, İngiltere ve Fransa ordusunun da bu oluşumun içinde yer alabileceği kaydedildi. Eğit donat İlk aşamada 5 bin Komuta TSK’de olsun ‘Elimi, bedenimi, canımı koydum!’ BM: Türkiye acilen açsın İncirlik talebi de masada (AFP) BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Kobani’de her an katliam yaşanabileceğini söyleyerek, Türkiye’ye, IŞİD’e karşı savaşacak Kürt gönüllülere sınırdan geçiş izni vermesi çağrısı yaptı. Cenevre’de dün düzenlediği basın toplantısında Mistura, Kobani’de çoğu yaşlı 500 ile 700 arasında kişi olduğunu, çevre bölgelerle birlikte bu sayının 1013 bine çıktığını söyledi. IŞİD katliamını engellemek için herkesin elinden ne geliyorsa yapması gerektiğini söyleyen Mistura, “Umarım insanların kafalarının kesildiğini görmeyiz” dedi. Mistura, Kobani’de 1995’teki Srebrenitsa katliamının benzerinin yaşanabileceği uyarısını yaptı. Meksika’da yeni toplu mezarlar Kayıp öğrenciler için umutlar azalıyor Dış Haberler Servisi Meksika’da geçen ay sonunda bir protesto sonrasında “kaybolan” 43 öğrencinin bulunması için kitlesel gösteriler sürerken dün yeni toplu mezarların bulunduğu haberi gündeme düştü. Yetkililer, Iguala kenti yakınlarında 4 toplu mezarın ortaya çıkarıldığını, cesetlerin çoğunun yanmış halde olduğunu belirtti. Kimi kaynaklar, ilk verilerin cesetlerin kayıp gençlere ait olduğunu gösterdiğini savundu. Geçen hafta da bölgede içinde 28 cesedin bulunduğu toplu mezar bulunmuş, polisle bağlantılı silahlı gruplardan bir kişinin protesto sırasında öğrencileri hedef aldıklarını itiraf ettiği, ardından katlettikleri gençleri gömdükleri yönündeki haberler basına yansımıştı. Toplu mezarlardaki cesetlerin kimlik tespitlerinin en az 10 gün süreceği belirtiliyor. Adalet Bakanlığı, öğrencilerin bulunması için düzenlenen operasyonlarda 26’sı polis 34 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Olayların ardından bölgeden ayrılan belediye başkanı, eşi ve emniyet müdürü için de tutuklama emri çıkarıldığı duyuruldu. Öğrencilerin kaçırılmasında uyuşturucu kartelleri ya da onlarla işbirliği yapan güvenlik güçlerinin rolü olabileceği yorumları yapılıyor. Ankara ve Washington askeri pazarlığa oturuyor DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD’nin IŞİD’e karşı oluşturulmasını istediği koalisyonun Suriye rejimini de hedeflemesinde ısrarcı olan Ankara ile Washington arasındaki görüşmeler bundan böyle askeri planlama düzeyinde sürecek. ABD Başkanı Barack Obama’nın Özel Temsilcisi General John Allen ve Başkan Özel Temsilci Yardımcısı Brett McGurk, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve aralarında Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun da bulunduğu yetkililerle görüşmelerinin ardından dün öğle saatlerinde Türkiye’den ayrıldı. Türkiye, görüşmelerde güvenli bölge, uçuşa yasak bölge ve Suriye’de Beşşar Esad yönetiminin devrilmesi ısrarını sürdürdü. Görüşmelerle ilgili açıklamada, bir ABD askeri planlama ekibinin gelecek hafta başında askeri kanallar arasındaki görüşmeleri sürdürmek amacıyla Ankara’yı ziyaret edeceği duyuruldu. Türkiye ve ABD’nin, IŞİD’e karşı askeri planlama ekipleri bundan sonraki süreçte sürekli temas halinde olacak. Görüşmelerin, Dışişleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğün Obama’nın özel temsilcisi Allen, dünkü temasları çerçevesinde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’yla da bira araya geldi. (AA) “Çözüm süreci”… “Barış süreci”… “Açılım süreci” de gerçekte neyin açılımı? Neyin çözümü? Kiminle barış? Diyeceksiniz ki aslında herkes neden bahsedildiğini biliyor. Ama kazın ayağı öyle değil. “Süreç” diye ortadan öyle anılan siyasi başlığın kendisi bire bir, başlı başına bir hamaset örneği…. Dünyada benzer süreçlere verilen isimlere açıp bakın, bizdeki gibi böyle tam adı konmayan, neyi tarif ettiği tam bilinmeyen genel geçer bir “süreç” markasına rastlayamazsınız. Bu oranda ciddi, köklü, tarihi bir sorunu çözmek iradesi ortaya konduğunda; önce adıyla sanıyla tam adres betimlenmesi yapılır. “Kuzey İrlanda Barış Süreci” örneğin… Veya… “Bask Barış Süreci/İspanyaBask Barış Süreci” İnternette araştırın… Kilometre taşı tüm çözüm/barış süreçlerini içeren siyasi başlıkların; hep üzerine basa basa konunun muhataplarını açıkça zikrettiğini göreceksiniz. Afaki “çözüm süreci” ile yalnız Türkiye’den söz ediliyor. Vikipedi’ye bu kaydı düştüğünüzde karşınıza sade bize mahsus Türk örneği geliyor. Hiçbir spesifik çözüm sürecine bu şekilde başka nereye çekerseniz oraya gidecek bir genel başlıkla atıf yapılmıyor. “AKP hükümeti tarafından başlatılan ve halen devam eden sürecin adıdır” diyor örneğin “Vikipedi” “çözüm süreci” için ve sürecin “başlangıcını” şöyle tanımlıyor: “2009 Oslo görüşmeleri olarak adlandırılan MİTPKK görüşmelerinin muhtemel başlangıç tarihi addedilir…” Adı harbiden baştan “TürkKürt Barış Süreci” olarak bile konmamış; tam nerede, ne zaman başladığı bilinmeyen; her yönüne “muğlaklık” sinmiş, sis perdesi altında götürülen bir süreç bu sonuçta… Resmi çevreler ve o çevrelerin yandaşlığını yapan medya tarafından bol bol yalnız propagandası yapılıyor… Ortaoyununa dönüşen “akil adamlar” egzersizi ötesinde, sivil toplum düzeyine doğru dürüst indirilemiyor. “Kurumsal içeriği” ise tam bilinmiyor ve açılmıyor… Temcit pilavı gibi bir “çözüm sürecinden” hep bahsediliyor ama bu “Kürt” sözcüğü, resmi ağızlara “kardeşler” retoriği ötesinde!bodoslamadan kolayına hâlâ alınmıyor. Bilinmezliklerle kuşatılan ve bir gizem perdesi ardındaki “çözüm süreci”, konjonktür bağlamında böylece değişen koşullara göre, değişik içeriklerde değerlendiriliyor ve kullanılıyor. “Süreç”in arkasında, “Bask/Kuzey İrlanda barış süreci” örneklerinde gördüğümüz koordinatları önden tespit edilen uzun soluklu “strateji”ler yerine yalnız “taktik” bulunuyor. Bunların hepsi, dünya basınında artık doğrudan “Sultan” sıfatıyla adlandırılan Erdoğan’ın kişisel projelerine yarayan taktikler… Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turu bertaraf etmek ya da anayasayı değiştirecek oy çoğunluğuna erişmek için devreye sokulan birtakım taktik adımlar… “Çözüm süreci” ile yatıp çözüm süreci ile kalkan bir ülkede bu yüzden şimdi böylesine kontrolden çıkan bir Kobani kâbusuna uyanıyoruz. ‘Çözüm… kiminle?’ Sivil topluma inmeyen ‘süreç’ de Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nın katılımıyla gerçekleşmesi planlanıyor. Ankara, başta ABD olmak üzere koalisyon güçleriyle görüşmelerin ‘ilerlediği’ görüşünde. Diplomatik kaynaklar, Allen’ın koalisyona yönelik atılması gereken adımlar konusunda görüşlerini aktardığını söylediler ve “Koalisyon için ihtiyacımız olan daha geniş kapsamlı bir strateji. Hava saldırıları devam etmeli ama hava saldırıları tek başına yeterli değil. Geçmişte IŞİD’in ilerlemesine yol açan, Suriye’nin hava kuvvetleriydi. Onların bombalayarak aç tığı yerde IŞİD ilerledi. Bunun için de Esad rejiminin de gitmesi ve stratejinin rejimi de kapsaması lazım” görüşünü savundu. Kaynaklar, PKK ve IŞİD’in terör örgütü olduğu konusunda Türkiye’nin pozisyon değiştirmeyeceğinin altını çizdi. Görüşmelerde Allen, “bölgedeki güvenlik tehditlerinin ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak her ülkenin farklı şekilde katkı sunacağını” belirtirken Çavuşoğlu Suriye’den ve Irak’tan gelenler için Türkiye’nin harcamalarının 10 milyon doları aştığını aktardı. Ailelerin endişeli bekleyişi sürüyor. (Fotoğraf: REUTERS) Ankara (Cumhuriyet Bürosu) Kobani’ye IŞİD saldırısı, Ankara’nın Suriye’de “güvenli bölge” oluşturulması ısrarı, Türkiye’ye yönelik uluslararası diplomatik trafiğini de hızlandırdı. ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD konusundaki özel temsilcisi emekli General John Allen’ın Ankara’da olduğu saatlerde Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun sürpriz bir görüşme daha yaptığı ortaya çıktı. Sinirlioğlu’nun önceki gün makamında önce Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov ve beraberindeki heyeti ağırladığı, ardından da ABD heyetiyle bir araya geldiği Dışişleri Bakanlığı inter Ruslarla da IŞİD teması net sitesinde duyuruldu. Bakanlık, görüşmelerde Ortadoğu konusunda istişarelerde bulunulduğunu, Suriye, Irak, Filistin, Libya ve Yemen başta olmak üzere bölgedeki durum ve gelişmelerin ele alındığını açıkladı. Bu arada DHA’nın haberinde Irak Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari ve Irak Meclis Başkanı Selim el Cuburi’nin dün İstanbul’a geldiği belirtildi. Irak Genelkurmay Başkanı’nın İstanbul’da kalacağı, Meclis Başkanı’nın ise THY uçağıyla Cenevre’ye geçeceği kaydedildi. Irak Genelkurmay Başkanı geldi Mikhail Bogdanov.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear