Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 OCAK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Siyasi endişeler nedeniyle dolar yeni haftaya da zirveyle başladı, tarihinde ilk kez 2.2515’i aştı R Dizginlenemiyor üşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlayan operasyonların piyasalar üzerinde oluşturduğu baskı kurlara rekor üstüne rekor kırdırmaya devam ediyor. Cebimizdeki her 100 liranın 3.75 lirası sadece kur yüzünden uçup gidecek. seviyesine ulaştı. PELİN ÜNKER C HP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, kurda yaşanan fırtınayı devalüasyona benzeterek “Frensiz gidiyoruz. Dolardaki 1 kuruşluk oynamanın şirketlere faturası 1.7 milyar lira. Yurttaş zam ve vergilerin altında ezilecek” dedi. Dolar kuru yeni haftaya da rekorla başladı. Kur 2.25 seviyesini aşarak tarihi zirve yaparken, sepet bazında TL de 2.6482 seviyesine çıkarak rekor tazeledi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun başladığı 17 Aralık’tan bu yana TL’nin dolar karşısındaki kaybı yüzde 10’u aştı. Avro da 3.0465 TL ile yeni rekorunu kırdı. Kurlardaki yükselişte ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını azaltmaya başlamasının gelişmekte olan ülke piyasalarına etkisinin yanı sıra Türkiye’ye özgü siyasi tansiyon ve enflasyona karşılık Merkez Bankası’nın faiz yükseltmeyeceği endişesi etkili oluyor. Fed’in tahvil alım programını kısacağını açıkladığı 22 Mayıs 2013’ten bu yana dolar kuru yüzde 25, Avro kuru ise yüzde 28 arttı. Merkez Bankası kurun ateşini, mayıs sonundan bu yana tam olarak 19 milyar dolar satarak söndürmeye çalışsa da etkili olamadı. cil tedbirler alınmalı Borsa Yatırımcıla rı Derneği (BORYAD) Başkanı Ali Bahçuvan son dönemde döviz fiyatlarında yaşanan büyük artışın yatırımcılar tarafından kaygıyla izlendiğini ifade etti. Türkiye ekonomisi geçmişte yaşanan birçok krize oranla daha sağlam bir durumda iken uygulanan yanlış politikaların, yatırımcıların büyük zararlara uğramasına yol açtığını söyleyen Bahçuvan şöyle konuştu: “Öncelikle dalgalı kur politikası uygulandığı iddia edilen bir ülkede faiz oranının sabit tutulmaya çalışılması mantık dışı. Bu politika dalgalı kur değil düşük faiz, yüksek kur politikası haline geldi. Türkiye 1994’te bu politikanın ne kadar ağır bir krize yol açtığını gördü. Faiz lobisi, faizleri arttırmaya çalışıyor gibi bir iddiayı ortaya atarak Merkez Bankası’nı tek kolu bağlı savaşmaya mecbur bırakmış durumdayız. Kur için gereken tedbirleri almayanlara 1994 krizini yakından incelemelerini tavsiye ederiz. Acil tedbirler alınması şart.” A ‘Bu bal gibi devalüasyon’ MUSTAFA ÇAKIR P iyasa uzmanları kurda seviyelerin artık reel sektörde de sıkıntılara yol açtığının gözlemlendiğini belirtiyor. Oyak Yatırım Başekonomisti Besimoğlu “Döviz açığı nedeniyle şirketlerden iflas haberleri gelmeye başladı”dedi. Hrant Dink’ten Gezi’ye İktidarları Sorumlu... Medyamız eski yıllardan kalan alışkanlıkla sansür etmeden, ancak içeriğini teğet geçerek, olabildiğince değerinden az yer vererek haberleştirdiler... Gündem yoğunluğunda öldürülüşünün 7. yılındaki anma önemli haber değildirle açıklanamaz... Katılan kalabalıklar, hele de 7 yılın içinde yaşananların birikimleri ile öldürülüşünden, tetikçilerinin yargılanışına, İktidarlarının sorumluluğunda olup bitenlerin, gerçeklerin doğru okunabilmesine ilişkin... Yüklenen anlamlar, katılımcıların temsilcilik nitelikleri, on binler üzerinden atılan sloganlar, pankartlarla sorgulananlar, protesto edilen olgular, gerçekliğe ilişkin varılan yargılarıyla.. sayısız derslerin çıkarılabileceği içeriklerle dopdoluydu... Kuşkusuz kuru haber diliyle, aktarılmış birkaç bildik sloganla özetlenmiş haberlere bakıp, katıldığınız ya da katılmadığınız pek çok slogan, içerik sonuca varmış olabilirsiniz... Medyatik algılama çarpıklığından etkilenmemeniz için, öncelikle Cumhuriyet okurlarının çok farklı kimlik ve renkleri ile önemseyeceklerini umduğum kimi öze ilişkin satır aralarını günlük haber değeri kalmasa da sizlerle paylaşmak istiyorum... Öncelikle bütün faili meçhul katliamlarda olduğu üzere, yakın tarihimizdeki toplumsal birikimlerimiz, örgütlülüklerimizle almakta olduğumuz demokratikleşme, çağdaşlaşma, laiklik, insan hakları, barış içinde özgürlükçü, birlikte yaşama kararlılığımızı kıran Hrant Dink cinayetinde kirli büyük oyunu kırmaya yönelik alınmış bir sonuç olmadığı inancı egemendi... Dink’in cenazesinin yüz binlerle kaldırıldığı günden bugüne bu inancı paylaşanların olup bitenlere, gerçeklere ilişkin algılamaları, doğal olarak umutlu bir geleceğe yönelik toplumsal ittifaklar, cephelerde ise 7 yıl gibi kısa bir sürecin deneyimleri, yaşanmışlıkları ile çok büyük bir değişim yaşanmıştı... Hrant’ın öldürüldüğü tarihte kanka olanlar, İktidarı paylaşanlar, şimdi kan davası boyutunda aralarında çatışanlar toptan Hrant Dink’in katledilişine karşı duruşlarından, siyasal çıkışlarından vazgeçmiş gibiydiler. Katliamı protesto etmek üzere ilk yıllar çok yoğun katılımlar, sloganlarla çocuk tetikçinin arkasındaki gücün İktidar ortaklıklarından önceki Cumhuriyetin damgasını taşıyan “derin devlet” olduğunun etkin kampanyalarını yapmışlardı... HHH Kaderin cilvesi mi denebilir?.. Bu yıl da on binler tetikçilerin arkasındaki gücün “derin devlet” olduğu algılaması, protestosunu öne çıkardılar... Ancak bu kez Hrant Dink cinayeti açısından en azından derin devlet, tetikçilerin arkalarındaki güç algılamasında öne çıkarılan adres, şimdilerde aralarında hesaplaşan ortakların “ikisi birden”di... Sayısız pankart ve sloganda hem polis, hem yargılama, hem de İktidarlarının doğrudan sorumluluğuna ilişkin “ikisi birden” vurgulaması yerleşik yargı olarak baskındı... Siyasal İslamcı cephe adına toptan ortalıktan yok olmaları, on binlerin içinde simgesel bile gelmeyişleri yetmezmiş gibi, görevli polislere cinayeti işlemiş tetikçinin uzunca yıllar kafatasçılıkta simge gibi kullanılmış beyaz beresini taktırmak gibi bir siyasi şov da yaşandı. İçimden cemaat cephesinin Erdoğan cephesinden yeni bir intikam atağı diye düşünmüştüm ki... Birinci ağızdan valinin açıklamasını bir yerlere oturtamadım... Bu arada izni alınmış, Hrant’ın Arkadaşları örgütlülüğünün sorumluluğunda her yıl yapılan yürüyüş için, metronun, Gezi Parkı’nın kapatılması niye? Yanıtı, yok sayma, unutturma çabalarına karşın, toplumsal dinamiklerin, yaşanmışlıkların, alınan derslerin kaçınılmaz sonucu yeni toplumsal cephede, bu yılki anmaya katılan çoğunluk temsil yeteneği olanların ortak duruşlarında. İktidarları, kirli çıkar düzeninin tetikçi kullanan ittifakları, bu yeni ortak cepheden ne kadar da çok korkuyorlar? Evet bu ülkede yaşamak isteyen, yaşananlardan da kaygılı ne kadar çok kardeşlik, barış içinde birlikte olma özlemi içinde Ermeni vardı? Hiç tanımadıklarımın gözlerinden okuduğum, “iyi ki siz de geldiniz” diyen bakışlardan çok etkilendim, mutlu oldum... Beni her toplumsal etkinlikte en çok büyüleyen “Ne kadar çok genç ve kadın vardı” gerçeği, bir o kadar güzel bir gelecek anlamı kazandırıyor... En umut vericisi, on binlerin ortak dilinde yerleşik, “Gezi ruhu” ile gelmiş taze güç, değerlerin katkısı sayılabilir mi? Ortak bir gelecek yaratma özleminin ağır bastığı bu havada... Hayır, şenlik hiç yoktu... Oyunun bozulabilmesinde en zor olanın, oyun kuruculara karşı savaşım vermek olduğunun bilinciyle, Hrant cinayetinde anlamlı hiç yol alınamamış olunmasının baskısı, alınacak yolun zorluğunun algılanmasının ağırlığı vardı... Eşlik eden “Sarı Gelin” türküsündeki özgün kadın sesi, müzik... Ortak duygular için ne güzel bir payda, paylaşım aracıydı? ANKARA Dolardaki fırlama dün de devam ederken, CHP’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yaşanan fırtınayı “devalüasyon” olarak nitelendirdi. Öztrak, yaşananların sorumlusunun “kibriyle” Başbakan Tayyip Erdoğan olduğunu belirtti. Öztrak’ın değerlendirmeleri şöyle: Bal gibi devalüasyon: Eğer Türk Lirası dolar karşısında 22 Mayıs’tan bu yana, Bernanke’nin (ABD Merkez Bankası Fed Başkanı) açıklamasından bu yana yüzde 25 değer kaybettiyse bunun adı ne? Bal gibi devalüasyondur. Dalgalı kur içinde dolar devalüe de olabilir, revalüe de olabilir. Hukuk tepeleniyor: Bu cari açıkla, bu rezervlerle ABD’deki her iyileşmenin bize yansıması kötüleşme şeklinde oluyor. Bu da yet Merkez Bankası, “Para politikamı başbakanın da baskısı ile sürdürmeye devam edeceğim, seçimlere kadar faizleri yerinden oynatmayacağım” diyor. “Faizlerin artmasını biz de istemiyoruz ama ne olursa olsun ben hiçbir şekilde faiz silahını çekmem” dediğiniz andan itibaren piyasalar sizi test etmeye başlıyor. 17 Aralık’tan bu yana Türkiye 5 milyar dolar döviz satmış. Dolar hâlâ daha yukarıya gidiyor. miyor. Hükümet yolsuzluk iddialarının üstünü hukuku tepeleyerek, hukuk devletini yıkarak örtmeye çalışıyor. Frensiz gidiyoruz: Başbakan yolsuzluk iddialarının üstünü hukuk devletini ortadan kaldırarak örtmeye çalışırsa dolar daha çok gider. Dolar 2.40 olacak diyenler var, 2.60, 2.70 olacak diyenler var. Frensiz gidiyoruz. Yurttaş ezilir: Dolardaki yükselişin faturası yurttaşa ve şirketlere çıkacak. Şirketlerin 167 milyar dolarlık açık pozisyonu var. Her bir kuruşluk oynama yaklaşık 1.7 milyar TL kur farkı zararı yansıtır şirketlere. İğneden ipliğe her şeye zam demektir. Ya bunun maliyeti bütçeye gider vergiler şeklinde vatandaşa döner ya da zam yapmak zorunda kalırlar. Yurttaş ister istemez ya vergilerin ya zamların altında ezilecek. Borç taksitlerini ödemekte zorlanacak. Nereden nereye?: Türkiye’nin güya dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesini tartışıyorduk. Şimdi dünyanın en kırılgan 8 ekonomisi arasına girdik. Hem de birinci sıradayız. Yurttaş TL’ye güvenmiyor: Faizi artırmaları gerekenden çok daha fazla artırmak zorunda kalacaklar bu işin sonunda. Ayrıca sıkıntılı bir büyüme ve yavaşlama dönemine girdik. Ekonominin istihdam yaratma kapasitesi düşüyor. Borsaya bakıyorsunuz dünyadaki en çok kaybettiren borsa oluyor. TL en çok değer kaybettiren para oluyor. Son bir yıldır yurttaşların açtırdıkları döviz hesapları aldı başını gidiyor. Yurttaş artık TL’ye güvenmemeye başladı. 5 milyarlık döviz satıldı ammın üçte ikisi eridi Kurdaki yüzde 10 artış enflasyonu 1.5 puan yükseltiyor. Dolar kuru 22 Mayıs 2013’ten beri yüzde 25 yükseldi. Bu da enflasyonu ekstradan yüzde 3.75 artırıyor. Yani cebimizdeki her 100 liranın 3.75 lirası sadece kur yüzünden uçup gidecek. Yılın ilk altı ayı için asgari ücrete yüzde 5 zam yapıldı, net asgari ücret 42 lira artışla 846 liraya yükseltildi. Ancak kur nedeniyle 846 liranın 32 lirası eriyor. Buna göre zammın üçte ikisinden fazlası kur farkına gidiyor. Z akan konuştu dolar fırladı Öte yandan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Merkez Bankası’nın faiz artırımına gitmemesi gerektiğine inanmadığını belirtti. Zeybekci, “Nasıl ki kurun bu şekilde hareketlenmesinin ekonomi için herhangi bir tehlikesini, riskini görmüyorsam, TCMB’nin de faizle ilgili bir artırıma gitmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Zeybekci yükselen kurun ekonomiye kalıcı bir fatura yaratmayacağını da söyledi. Sabah saatlerinde rekor kırdıktan sonra 2.2365 TL’ye kadar gerilen dolar, Zeybekci’nin açıklamasıyla 2.2465’e kadar yükseldi. Serbest piyasada dolar 2.2400 TL’den kapandı. B Satışlar ertelendi Dolar kurundaki yükseliş özelleştirme ihalelerini de etkiledi. Yeniköy, Kemerköy, Yatağan ve Çatalağzı termik santrallarının özelleştirmelerinin nisana ertelendiği öğrenildi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın ihale ilanına göre, Kemerköy ve Yeniköy termik santralları ile Kemerköy Liman Sahası’nın özelleştirmesinde son teklif verme tarihi 24 Ocak’tı. Çatalağzı Termik Santralı’nın özelleştirmesinde son teklifler 5 Şubat’ta, Yatağan Termik Santralı’nda da 10 Şubat’ta verilecekti. İflaslar gelmeye başladı Ekonomi Servisi Dolar rekor üstüne rekor kırarken dış borç yükü ağır olan reel sektörden iflas haberleri gelmeye başladı. Oyak Yatırım Başekonomis ti Mehmet Besimoğlu “Merkez Bankası’nın geçen sene kur seviyesi telaffuz etmesi kurun yükselmesi karşısında şirket kararlarını geciktirdi. Döviz açığı olanlar da pozisyonlarını pek kapatabilmiş gözükmüyor. Şirket iflas haberleri de gelmeye başladı. Bundan sonra faiz kararı alınsa da geç kalınmış durumda. Bu olumsuz trend maalesef çok kısa sürmeyecek gibi. Faiz artır Reel sektörde kur faturası kabarıyor. Döviz borçları katlanan şirketler kepenk indirmeye başladı bile. ma ve siyasetin yumuşatılması trendi engelleyebilir. Ancak özellikle siyaset giderek sertleşiyor” diye konuştu Uzmanlar yüksek kurun KOBİ’leri de olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, “Dövizdeki bu denli yükseliş, ekonominin büyüklüğü konusunda insanı düşündürüyor ve endişelendiriyor. Her ne kadar, ‘sübvanse ediyo iskler tavan yaptı Türkiye’nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti de rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlayan operasyonların piyasalar üzerinde oluşturduğu baskı ve Türk Lirası’nın yeni rekor seviyeleri görmesinin ardından 18 ayın en yüksek R ruz’ dense de, doğalgaza, benzine zam gelecek. Bu durumda dolaylı vergiler artacak, faturalar kabaracak” dedi. İstanbul İhracatçılar Birliği ve Şekerleme ve Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Zekeriya Mete de kur artışı ile ihracatın artacağı ve ihracatçının çok para kazanacağı inancının doğru olmadığını söyledi. Süt, Et ve Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Murat Yörük kur artışının özellikle yatırımların durması açısından sektörü negatif etkileyeceğini söyledi. 5 Temmuz 2013’te 1.9675 TL olan dolar, 17 Ocak 2014’te 2.2230 oldu. Bir kere bu artışa kur artışı demeyelim; devalüasyon oldu diyelim. Yüzde 13 artış bunu gösteriyor. Güvendiğimiz Merkez Bankası rezervlerimize ve övündüğümüz ekonomimize rağmen doların fiyatındaki artış nereden kaynaklanıyor? Dolardaki Kanama Durmuyor! çevrelerde dillendirilen kırılganlık haberleri piyasa oyuncularını belirsizliğe itmektedir. en önemli etkenler beklenmeyen olaylardır Döviz piyasasını etkileyen Beklenmedik olayların çıkması döviz piyasasını ciddi biçimde etkiler. Beklenmedik olaylar da gerçek dünyada her zaman mümkündür. Türkiye’de de Gezi Direnişi, Suriye’yle olan ilişkiler, Ortadoğu’daki sorunlar, Kürt sorunu ile ilgili gelişmeler, AKPcemaat çatışması döviz piyasasını etkilemiş ve kurların yükselmesine, yani liranın değerinin düşmesine neden olmuştur. Öte yandan Merkez Bankası Başkanı’nın iddialı açıklamaları ve verdiği sözün yerine gelmemesi de güven kaybına yol açmıştır. Cari açığın düşmemesi veya artmasının tehlikeli olduğuna dair kaygıların son dönemlerde ekonomiyi yönetenlerce de ifade edilmesi, dolardaki artışın bir diğer önemli sebebidir. Ekonomimiz hakkında uluslararası Dış ticaret şirketleri doların geleceğinden kaygılılar İhracat yapanlar kur geliri elde ettik diye sevinemiyorlar. Kur gelirlerinden fiktif gelirden vergi ödüyorlar. Maliyetlerinde olacak artışlar nedeniyle fiyatı tutturamama kaygısı taşıyorlar. Forward kuruna güvenemedikleri için “açık pozisyon”da kalmayı tercih ediyorlar. İthalatçılar spot kuru sabitlemek yerine açık pozisyonda kalmayı tercih ederlerse kur artışının bu şekilde devam etmesi halinde ciddi zorluk yaşayabilirler. İç veya dış piyasadan dövizle kredi kullananlar Fisher etkisinin (uluslararası mali piyasaların etkin işlemesi) geçerli olduğuna inandıkları için dövizle borçlanmayı riskli bulmadılar. Ancak dolardaki bu artış tüm hesapları altüst etmiş durumda. Özel sektörün 255 milyar dolar dış borcu var. Dolardaki olağan dışı artış ciddi bir yük getirecek. 5 Temmuz’da 501 milyar TL olan bu borç rakamı 17 Ocak itibarıyla 567 milyar TL’ye çıkmış durumda. Aradaki 66 milyar lira fark nereden çıkacak? İşte size büyük bir yük. Özel ve kamu, tüm kurum ve kuruluşlar doların bu artışı nedeniyle dış yatırımlarında değişikliğe gidecek. Yabancılar ülkemizden çıkmak isteyecekler. Enerjiye bağımlı olan ülkemizde kurların artışının devam etmesi, içeride tüm mal ve hizmetlerin fiyatını artıracaktır. Enflasyon artarsa faizlerin artışı da gündeme gelecektir. Dış yatırımlar etkilenecek Enflasyon azacak Tahminimiz, dolar burada durmaz… Sabahtan akşama gündemin değiştiği ve belirsizliklerin say say bitmediği ülkemizde doların 3 liralara bir bakış atacağını düşünüyoruz. Kanama devam edecek… Bu nedenle bazı önerilerimiz var: * Kira ödemelerinizi dövizle yapıyorsanız hemen TL üzerinden kira sözleşmenizi yenileyin ya da kuru sabitleyin. Eğer bunlardan hiçbirini yapamıyorsanız kiraladığınız yerden taşının. * İthalatçılar mutlaka vadeli işlem yapsınlar. Spot kurdan bankalarla opsiyon sözleşmesi düzenlesinler. * Açık pozisyonun büyük gelir getirme olasılığına tamah etmeyin. * Dövizle borçlanmayın. Dövizli borçlarınızı mümkünse sabit kurdan yenileyin. Bu mümkün değilse paranız varsa dövizli borçlarınızı ödeyin. TL kredi alın döviz borçlarınızı kapatın. * Dolar mevduatınız varsa 31 Mart 2014 tarihine kadar bozdurmayın. Her fırsatta dolar alın. * Olanağınız varsa bir miktar doları çocuklarınız adına bir Türk bankasının yabancı ülkedeki şubesine yatırın! * Bir miktar da altın alın. Bu önerilerimiz bizim görüşlerimizdir. Biz öteden beri üretmeyen ekonomimiz için kaygı taşıyanlardan biriyiz. Bu nedenle beklenmedik olaylar daha da olacak ve dolar tutulamayacak diye endişe ediyoruz. Tedbirinizi alın ve Yaradan’a sığının… Kuzey Irak’tan petrol açıklaması l Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, Bağdat yönetimine, “Onların onayı olmadan petrol satmayacaklarına” dair bir garanti verilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin Şehristani’nin, “Kürt hükümeti, (Bağdat ile) anlaşmadan (Türkiye’ye) petrol satışı yapmama sözü verdi” dediği bildirilmişti. Necirvan Barzani, Rudaw haber sitesinin, “Bağdat’a, onların onayı olmadan petrol satmayacağınıza veya ihraç etmeyeceğinize dair bir garanti verdiniz mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Ne bu tür garanti verildi, ne de böyle bir konuşma geçti. Hiç kimseye herhangi bir garanti verilmedi. Biz, Bağdat ile aramızda uygulanabilecek mekanizmanın ne olacağını konuştuk. Onlar da kendi toplantılarını yapıp yazılı olarak bize resmi cevap verecekler, bizler de, buna yazılı olarak cevap vereceğiz. Biz, Kürdistan Bölgesi olarak, Bağdat ile uygun bir anlaşmaya varmak istiyoruz.” rizm Merkezi Planı’nda yer alan 158 bin metrekare arazinin satışını gerçekleştirecek. Başkanlıktan yapılan açıklamada, Maliye Hazinesi’ne ait İstanbul Sarıyer İstinye Mahallesi’ndeki İstinye Turizm Merkezi Planı’nda yer alan turizm tesisi, konut, eğitim ve kreş alanında kalan yaklaşık 158 bin metrekarelik parseller bir bütün halinde satış yöntemiyle özelleştirilecek. İstinye’de dev arazi satışa çıkarıldı l Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, İstinye Tu