25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2014 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada yalan, ne ölçüde doğru artık kestirmek olanaksız. RTE’den her şey beklenirdi, ama doğrusu Başbakan’ın bir savcıyı tehdit edeceği hiç kimsenin aklına gelmezdi. Ama oldu. Başbakan’ın son yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yöneten, birinci dalgada kimi işadamlarını, bakan oğullarını tutuklatan Z. Öz; ne zaman ki Başbakan’ın birden zenginleşen oğlumuz Bilal’i sorgulamak amacıyla savcılığa çağırdı. İşte o zaman Z. Öz’e öldürülmesi olasılığıyla Başbakan’ın gönderdiği ne zırhlı araba kaldı ne de temiz eller operasyonunu yapan savcı! HHH Z. Öz’ün açıkladığına göre iki saygıdeğer kişiyi Bursa’da savcıya gönderdi. Öz; gelen kişiler RTE’nin müthiş öfkelendiğini, bir mektup yazarak özür dilemesini, sonra oğlumuz Bilal’i de kapsayan soruşturmayı derhal durdurmasını istediğini, aksi halde başına çok kötü şeyler geleceğini söylediklerini açıkladı. Tabii Başbakan, iddiaları tümüyle yalanladı. İki saygıdeğer kişi kimdir? Z. Öz açıklamıyor... O kişiler de Başbakan’ın Öz’e söylediklerini açıklayamıyorlar... HHH Ortada doğruları konuşmayan iki yalancı var. Tahterevallinin bir ucunda savcı, öteki ucunda da Başbakan! Olayı Başbakan’ın yalanlaması kamuoyunu tatmin edeceği anlamına gelmiyor. Vahim tablo şu: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, hukuki yollara başvuracağına, iddia sahibi savcıyı tehdit etmeyi yeğliyor ve… ... Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne dek yaşanmayan, işitilmedik bir skandala imza atıyor. HHH RTE iktidarlarında pek çok umudun bir günde sönüp gittiğini görenler için, RTE ile savcı arasındaki karşılıklı suçlamaların beklenildiği gibi kamuoyunu tatmin edecek biçimde çözüleceğini sanmak da fazla saflık oluyor. HHH Milli orduya kumpas kurulduğunu herhangi biri değil; Başbakan’ın siyasal başdanışmanı açıklayınca birden, Balyoz davasında TSK’nin güzide komutan ve subaylarının sahte delillerle hüküm giydiği anımsandı. Öncelikle Balyoz ve Ergenekon davalarının yeniden görülebileceğine Başbakan da yeşil ışık yaktı da ne oldu? Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nun Başbakan’a götürdüğü öneriler üzerinden bir iki gün geçti. Beklenen gerçekleşti. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, TBB Başkanı’nın çok fazla konuştuğunu, kendini yasama organının üstünde gören bir tavır aldığını söyledi, şov yapmakla suçladı. Adalet Bakanı da dün görüşeceği açıklanan Feyzioğlu ile buluşmayı ileri bir tarihe ertelediği gibi, basına bu davalara yeniden muhakeme yolunun öyle şıp diye açılmayacağını söyledi. Böylece hukuksal haksızlıkların doruğa çıktığı bu davalarda iktidar ipe un seriyor. HHH Devlet krizi her yana dal budak saldı... Umut bu ya, çare Çankaya! Ana muhalefet A. Gül’ü göreve çağırdı. Anayasal yetkilerini kullan. Örneğin başkanlığında Bakanlar Kurulu’nu topla! Eski genel başkan Çankaya’ya çıkıyor. Zararın neresinden dönülürse kazançlı olunacağını içeren bir konuşma yapıyor Gül’le. Aldığı yanıtı kapı önünde açıklıyor Deniz Baykal ama umutsuz: “Cumhurbaşkanı bu yaşananları siyasetin olağan tartışmaları gibi anlama eğiliminde. Korkarım kriz artacak” diyor. Cumhurbaşkanı’nın “herkese doğruyu söylediğinden” söz ederek üstüne düşeni yaptım demeye gelen bir tutum sergilediğini söylüyor. HHH Aylardır, yıllardır yazarız; fazla umut bağlamayın... Demokratik selameti Gül de aramayın, görünüşe aldırmayın diye… Zira bir kez daha anlaşıldı: Çankaya’daki ile Başbakan’ın yok birbirlerinden farkı! HABERLER Yasadaki ‘vakıf’ tanımı değiştirildi, ‘yardımlaşma’ devlete gitti Yurt devrine MAHMUT LICALI TÜRGEV ayarı ANKARA TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba yasada; vakıfların yurt ve pansiyonlarının Hazine’ye devrini öngören düzenlemede cemaat ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın son yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı gündeme gelen vakfı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nı (TÜRGEV) kapsayacak şekilde, özel vakıflar kapsam dışına çıkarıldı. Yapılan değişiklikle yalnızca sosyal yardımlaşma ve dayanışÇANKAYA BELEDİYESİ YAPIYOR Hak, Hukuk ve Guguk İSLAM kültüründe Tanrı’nın adlarından biridir tanrı sözcüğü ve o anlamda ilk harfi büyük yazılır. Dolayısıyla, büyük harfle yazılmadığı durumlarda bile bir tür kutsallık kazanmıştır bu kavram. Çoğu zaman, varlığın, gerçekliğin yerine kullanıldığı durumlar da olur. Hukuk ise aynı sözcüğün Arapça çoğuludur hem de hakkın ve çeşitlerinin bilimini yapan yani anlatan, inceleyen sorunlarını ortaya koyan bilim dalının adıdır. O bilim üniversitelerin hukuk fakültelerinde öğretilir ve öğrenilir. Elbet bütün öğretiler gibi bunun da iyisi, kötüsü, doğrusu, yanlışı, eğrisi olur. Her şey gibi o da eskir, bayatlar. e var ki yine her şey gibi hukuk da kirlenir, hatta sırası gelir kutsallığı kaçar ve kirlinin kepazeliğin, haksızlığın aracı olmaya bile başlayabilir. İşte “hukukçu” denen insanın devreye girmesi gereken ve beklenen sıra odur. Ama gerçek hukukçunun, “has” olanın ve hak edenin. ukuk sözünün çok kullanıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Hukukla çok oynanıyor; kurallar, kurumlar değiştirilmekte. Zihinler bunlarla meşgul. Çalkantılar başka şey düşünmeye fırsat vermiyor. Gerçek ve has hukukçu yetiştirmenin, hukuk eğitimine önem vermenin önemini vurgulamanın tam zamanıdır ama zaman yoktur. Üstelik, yazarın gözleri de şu anda harfleri göremeyecek kadar bozulmuşsa şimdilik son noktayı koymaktan başka çare yoktur. Engellilere ÖTV indirimi Torbaya eklenen yeni bir maddeyle de engelli yurttaşlara araçlarda sağlanan ÖTV indiriminin kapsamı genişletildi. Buna göre motor hacmi 1600 cm3 ile 2 bin 800 cm3 olan yarış arabası hariç araçlarda engelli yurttaşlar da ÖTV indiriminden yararlanacak. İndirim için engelli yurttaşların tekerlekli sandalye ya da sedye kullanımı zorunluluğunu sağlık raporuyla belgelemeleri gerekecek. arsasının yurt yapım amacıyla devir işlemindeki usulsüzlük iddialarıyla gündeme gelen TÜRGEV de dahil olmak üzere cemaat yurtları ve özel yurtlar söz konusu düzenlemeden etkilenmeyecek. 400 yurt Hazine’ye devredilecek Komisyonda redaksiyon yetkisi alınarak değiştirilen ilgili maddelere göre, daha önce bütün cemaat vakıfları ile TÜRGEV gibi özel vakıfları kapsayan “vakıf” tanımlaması daraltılarak “sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları” olarak yeniden belirlendi. Buna göre cemaat ve özel vakıflara ait bütün yurtlar kapsam dışına çıkarılmış oldu. Böylece yalnızca sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yurt veya pansiyon olarak kullanılmak üzere yapılan her türlü bina, yapı ve tesislerin hiçbir işleme gerek kalmaksızın Hazine’ye devri sağlanacak. Kullanım veya işletme hakkı ise Milli Eğitim Bakanlığı veya YURTKUR’a devredilebilecek. Türkiye genelinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yapılan 400 yurt veya pansiyon bulunuyor. Yapılan başka bir değişiklikle de yurt ve pansiyon devrini düzenleyen ilgili maddelerde “kamu idaresi” tanımlamasından da yerel yönetimler muaf tutuldu. Bu düzenlemeye göre de belediyelerin arsası üzerine hiçbir şekilde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı, yurt ya da pansiyon yapamayacak. Aynı şekilde belediyelere işletmek üzere sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının yurtları verilemeyecek. N H ma vakıfları tarafından yapılan yurt ve pansiyonlar Hazine’ye devredilecek. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşelen torba yasada kamuoyunda “cemaate operasyon” olarak tanımlanan düzenlemeye “kapsam ayarı” yapıldı. Torba yasada vakıf yurtlarının kamuya devrini düzenleyen ilgili maddelerde yer alan “vakıf” tanımı, farklı yorumlara neden olduğu gerekçesiyle değiştirildi. Buna göre, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda bir belediye 4+4+4 DAVASI PAZARTESİ BAŞLIYOR En büyük cemevi bitiyor  Haber Merkezi Çankaya Belediyesi tarafından Turan Güneş Bulvarı ile Ürdün Caddesi arasında kalan bölümde yapılan Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi ve Cemevi’nde sona yaklaşıldı. Genişliği ile Türkiye’nin en büyük cemevlerinden biri olarak tarihe geçecek yapının dış cephe malzemesi olan Nevşehir Taşı Hacıbektaş’tan getirildi. 4 bin 282 metrekare arsa alanı, 4 bin 800 metrekare inşaat alanı ile Türkiye’nin en büyük cemevlerinden biri olacak. Görsel yapısından kullanılan malzemeye, iç düzeninden planlamasına her şeyin Alevi inancına uygun olarak tasarlandığı Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi ve Cemevi’nin dış cephe kaplaması için Hacıbektaş’tan özel bir malzeme olan Nevşehir taşı getirildi. Giriş katta, cenaze, kurban kesim, taziye ve toplantı amaçlı işlevler bulunurken otopark, kazan dairesi, sığınak, çok amaçlı toplantı salonu, yemekhane, yönetim ve depolama alanları, mutfaklar, gasilhanemorg, soyunma odaları, sergi ve konferans salonu bölümleri yer alıyor. Üst katta kırklar meydanı, fuaye alanı, atölyeler, bebek bakım odası, dede odası, sistem odası, ve yine soyunma odaları ile engelli tuvaletleri bulunuyor. Her şey düşünülmüş Dünyanın gözü bu davada MUSTAFA ÇAKIR 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ SORUNLARIN GÖLGESİNDE KUTLANIYOR Basın= Sansür ve ucuz işgücü ANKARA / İSTANBUL Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) hazırladığı “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Raporu”nda, “Türkiye’nin Uganda, Zambiya gibi özgürlüğü kısıtlanmış ülkeler arasında gösterilmesi üzüntümüzü bir kat daha arttırıyor. Artık ülkenin bu utançtan kurtarılmasını istiyoruz” denildi. Basın Konseyi Yüksek Kurulu ise “Tutuklu gazeteciler listesinde dünya çapında ilk sıradaki ‘şampiyon’ yerimizin değişmemiş olması, ülkemiz adına utanılacak bir durumdur” açıklaması yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın hazırladığı “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” başlıklı raporda, “Türkiye’de son 10 yılda gazeteciler üzerinde baskı giderek yoğunlaşmıştır. İşsiz gazeteci sayısı büyümüş, gazeteciliğin temel hakkı olan eleştiri hakkını kullanan muhabir ve yazarlar kendilerini kapı önünde bulmuşlardır. Sermaye, siyaset, medya sarmalında emek göz ardı edilmiş, sansür ve otosansür gazetecileri mesleklerini yapamaz hale getirmiştir” ifadeleri yer aldı. Gazetecilerin ekonomik sorunlarına da dikkat çekilen raporda, “Medya sektöründe ucuz emeğin kullanılması patronaj kesimine bağımlı ve niteliksiz bir gazeteciliği beslemektedir. Gazetecilerin aldığı ücret ortalaması Türkiye’de yoksulluk sınırının altındadır” şeklinde bilgi verildi. AKP’nin pankartı kaldırıldı TTB heyeti ile görüşen Gül, ‘Eleştirileri değerlendireceğim’ dedi l BOLU (Cumhuriyet) Bolu’da AKP’nin, İl Özel İdaresi’ne ait kapanan sinema binasının dış cephesine astığı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının olduğu “Dik dur eğilme, Bolu hep seninle” yazılı pankart, CHP’nin başvurusu üzerine yargı kararıyla kaldırıldı. Pankartın kaldırılması için önceki gün Bolu Belediyesi ve Bolu Emniyet Müdürlüğü’ne talimat gönderilirken pankart henüz kaldırılmadı. İtirazlarınızda haklısınız İKLİM ÖNGEL ANKARA Hükümetin 4+4+4 eğitim düzenlemesine karşı Ankara’da yapılan eylem nedeniyle aralarında KESK, DİSK, TMMOB başkan ve yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda sendikacının yargılanacağı 502 sanıklı dava pazartesi günü başlıyor. Bir hafta sürecek olan davayı izlemek üzere yurtdışından 30’a yakın sendikacı Türkiye’ye gelecek. KESK, AKP’nin 4+4+4 eğitim düzenlemesini protesto etmek amacıyla 2829 Mart 2012 tarihinde Ankara Kızılay’da iki gün süren eylem yapmıştı. Polisin müdahalesi ile sona eren eylemin ardından başta Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet olmak üzere çeşitli suçlardan 502 kişi hakkında dava açıldı. Davada yargılanacaklar arasında KESK Genel Başkanı Lami Özgen, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, çok sayıda KESK yöneticisi, eski DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da bulunuyor. Yargılanacak 502 kişiden büyük bir bölümünü de sendikacılar oluşturuyor. Davanın son yılların en büyük davalarından birisi olduğuna dikkat çekiliyor. Sanıkların çok fazla olması nedeniyle ilk duruşmanın ardından dava aralıksız 5 gün sürecek. Çok sayıda sendikacının yargılandığı dava dünyanın da gündeminde. Çeşitli ülkelerden 30’a yakın sendikacı da Ankara’ya gelecek KESK’ten alınan bilgiye göre, bir hafta devam edecek olan duruşmaları izlemek üzere çeşitli ülkelerden 30’a yakın sendikacı da Ankara’ya gelecek. Fransa, İngiltere, Almanya, İsveç’ten gelecek sendikacılar arasında Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Konfederasyonu’ndan temsilciler de yer alacak. Davanın ilk duruşmasının yapılacağı pazartesi günü KESK adliye önünde basın açıklaması da yapacak. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, AKP’nin kendisi gibi düşünmeyen, itiraz eden herkesi baskıyla, zorla susturmaya çalıştığını belirterek, “AKP eliyle yeniden inşa edilen Türkiye’de özgürlük, adalet, demokrasi yok. Eğitimin piyasalaşması ve dinselleştirilmesini hedefleyen 4+4+4 düzenlemesine karşı bütün illerden gelen arkadaşlarımızla birlikte Ankara’da 2 günlük eylemimize polis saldırmıştı. Gaz, cop, su ile müdahale edilmişti. Demokratik hakkımızı kullanmamıza engel oldular. Müdahale sırasında yaralananlar oldu” dedi. Eylem nedeniyle 502 kişi hakkında dava açıldığına dikkat çeken Tombul, “Eyleme destek veren milletvekilleri hakkında da Meclis’e fezleke gönderildi. AKP, bütün toplumsal muhalefeti bir hamlede bertaraf etmek istiyor. Bu dava son yılların en kitlesel davası” diye konuştu. Tombul, kendilerinin de eyleme müdahale eden polis amirleri ile emri verenler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Türbanlı ilk komisyon başkanı l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Dilekçe Komisyonu’nun yeni başkanı, Hac dönüşünde türbanla Meclis’e gelen AKP Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey oldu. Şahkulubey, böylece Meclis’te komisyon başkanı seçilen ilk türbanlı milletvekili oldu. ‘Zihniyet kanunla değişmiyor’ l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP’li kadın vekiller ve CHP Ankara İl Kadın Kolları ile birlikte “çocuk gelinler” ve “kadına yönelik şiddet”in gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak anlatıldığı, “Halam Geldi” filmini izledi. Filmin ardından Kılıçdaroğlu, “Zihniyet değişmedi. Zihniyet de kanunla değişmiyor” derken CHP Milletvekili Sabahat Akkiraz, “13 yaşındaki çocuğu alan adam da, bunu yapan aile de sapıktır” yorumunu yaptı. 1 kişiye 3 milyon 818 bin TL l ANKARA (AA) Süper Loto oyununun bu haftaki çekilişinde kazandıran numaralar “9, 13, 29, 39, 43 ve 50” olarak belirlenirken 6 bilen bir kişi 3 milyon 818 bin 111 lira 25 kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 5 bin 461 lira otuzar kuruş, 4 bilenler 90 lira yetmişer kuruş ve 3 bilenler 7 lira yetmiş beşer kuruş ikramiye kazandı. ANKARA Türk Tabipleri Birliği (TTB), geçen hafta Meclis’te kabul edilen torba yasadaki başta “tamgün” olmak üzere sağlıkla ilgili düzenlemelere ilişkin eleştirilerini iletmek için dün Köşk’e çıktı. TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendilerine, “Görebildiğim tüm itirazlarınızda haklısınız. Ancak önce ben bu konuları uzmanlarımla inceleyeceğim ve ona göre karar vereceğim” dediğini dile getirdi. TTB Merkez Konseyi itirazlarını iletmek için Gül’den randevu talep etmişti. Gül, TTB’nin talebini önceki gün kabul etti. Hekimler dün Köşk’e çıkarak Gül’le görüştü. Görüşme 45 dakika sürdü. TTB Genel Sekreteri İlhan, Gül’e ‘torba’ya ilişkin itirazlarını hazırladıkları bir dosyayı ve dünya hekimlerinden Gül’e ithafen yazılan mektubu ilettiklerini kaydetti. Ruhsatsız gönüllü hekimlik sırasında doktorların cezalandırılmasını öngören maddeyi Gül’e anlattıklarını söyleyen İlhan, maddenin Gezi sürecinin ardından çıktığını anımsattıklarını dile getirdi. İlhan, bu maddenin dışında hekimlerin mesleklerinin kısıtlanması, kişisel sağlık verilerinin paylaşılması ve aile hekimlerine getirilen nöbet uygulamasını da aktardıklarını söyledi. Gül’ün aile hekimlerinin bulundukları kurumlarda nöbet tutacaklarını sandığını söyleyen İlhan, Gül’ün not aldığını kaydetti. İlhan, hekime yönelik şiddete ilişkin yasaya caydırıcı bir madde konulmadığını da gündeme getirdiklerini söyledi. REKTÖR YARDIMCISINDAN ÖĞRENCİLERE ‘Kendinizi biraz büzün’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İHD İzmir Şubesi, Afyon’da Kürt kökenli öğrencilerin can güvenliklerinin olmadığı savlarına ilişkin rapor hazırladı. Raporda, Rektör Yardımcısı Hakkı Yazıcı’nın Kürt öğrencilere yönelik saldırıları “Afyon’un hassasiyetleri” olarak açıkladığı belirtildi. Yazıcı’nın Kürt öğrencilere, “Afyon’da biraz kendinizi büzün, rahat hareket etmeyin, kantinde oturmanıza gerek yok, tostunuzu ve çayınızı alın yukarı çıkın” dediği belirtildi. Geçen 24 Aralık’ta ülkücü öğrencilerin 9 Kürt kökenli öğrenciye saldırmasının ardından olayların tırmandığı belirtilen raporda, 29 Aralık’ta da aynı grubun saldırısı üzerine bir öğrencinin ağır yaralandığı belirtildi. Raporda öğrencilere yönelik kaçırmaya teşebbüs ve tehditler yaşandığı belirtildi. 14 sendikacı ve 6 işçiye soruşturma ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Termik santralların özelleştirilmelerine karşı 100 günden fazla bir süredir direnişte olan termik ve maden işçilerinin üyesi bulunduğu Tesİş ve Madenİş Sendikası yöneticileri ve 6 işçi hakkında soruşturma açıldı. Tesİş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve Madenİş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin’in de arasında olduğu 14 sendika yöneticisi ve işçiler, özelleştirmeleri protesto etmek için geçen yıl Muğla ve Milas’ta AKP il ve ilçe binalarına yürümüştü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear