22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2013 SALI 4 HABERLER ‘Ergenekon Kararı Yok Hükmündedir’ Değerli ceza avukatı, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan’dan bir ileti aldım. Kazan iletisinde “yedek üyeler de müzakerelere katıldıklarından Ergenekon davası kararının yok hükmünde olduğunu ve derhal Yargıtay’a başvurulması gerektiğini” ileri sürüyor. Metni aşağıya olduğu gibi aktarıyorum: “Özel Yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 05.08.2013 günü açıklanan Ergenekon Kararı yok hükmündedir. Gerekçenin yazımı beklenmeden, derhal Yargıtay’a götürülerek, bu gerçeğin tespit ettirilmesi gerekir. Evet, bir Genelkurmay Başkanı’nın Yüce Divan yerine bu mahkemede yargılanması, bütün usul kurallarının hiçe sayılması, dijital verilerle gizli tanıklarda yaşanan sorunlar bir yana, yedek yargıçların yaptığı inanılmaz ve akıl almaz açıklama, asla müzakereye katılamayacak kişilerin müzakereye katıldığını gösteriyor. Oysa CMK’nin 227. maddesi uyarınca, ‘müzakerede ancak karara ve hükme katılacak hâkimler bulunur’. Yedek üyeler dahil, başka hiç kimse bulunamaz. Ama basına yapılan açıklamadan, yedek yargıçların müzakereye katıldığı anlaşılıyor. İki yedek yargıç, 45 gün sabahtan/akşama delilleri değerlendirdik, hassas terazide tartar gibi kişisel durumları inceledik, diyor, ‘heyet olarak’ 56 kişi birlikte karar verdiklerini söylüyor. Bu durum, verilen kararın yok hükmünde olduğunu gösterir. HHH Çünkü, mahkeme kurulu, bir başkan ve iki üyeden oluşur. CMK’nin 227. maddesine göre, müzakereye kararı verecek bu üç kişi dışında kimse katılamaz. Başkan, sadece stajyerlere ‘hazır bulunma izni’ verebilir. Başka hiç kimse, kişilerin/delillerin değerlendirmesini yapamaz. Yedek üyelik, (AİHM kararlarının bir gereği olarak), sağlık/ölüm/ ayrılma ile heyette eksilme yaşandığı zaman, yargılamayı izlemiş bir yargıcın karar vermesini sağlamak için getirilmiştir. Eğer hükmü asıl üçlü veriyorsa, yedeklerin müzakereye katılıp delilleri ve kişileri tartışması mümkün değildir. Dolayısıyla, yedeklerin katıldığı müzakere sonucu verilen karar yok hükmündedir. Tekrar ediyoruz, gerekçe yazımı beklenmeden, yedek yargıçların yaptığı açıklama, onaylı kısa karara eklenerek, derhal Yargıtay’a başvurulmalıdır. Usul ekonomisi açısından, sonunda yok sayılacak bir karar için, gerekçe yazımı ve tebligatların tamamlanması beklenemez. Darbe dönemleri dahil, ilk kez böyle bir örnek yaşıyoruz. Hem Yargıtay bu sorunu çözmeli, hem HSYK 56 kişilik müzakereciler için soruşturma açıp gereğini yapmalıdır.” HHH Turgut Kazan’ın iletisi bu. Değerlendirmesini hukukçuların ve okurların takdirine bırakıyorum, galiba en doğrusu da bu. Yalnız dünyanın bütün hukukçuları da bu gerekçenin haklılığı konusunda görüş birliğine varsalar, yine de bunun pratik bir sonucu olması, karar makamında olanların da gerçeği kabul etmelerine bağlıdır. Değerli ceza avukatı dostuma telefon açtım ve sordum: İletinde “derhal Yargıtay’a başvurulsun!” diyorsun, şimdi sormak istiyorum, sen bugünkü Yargıtay’a 12 Eylül’ün Askeri Yargıtay’ı kadar olsun güvenebiliyor musun? Cevabı netti: Kesinlikle hayır. Sonra devam etti: Ben adil yargılanma açısından bugün durumun 12 Eylül’den daha beter olduğu kanısındayım. Bu açıklamayı da okuduktan sonra soracağınız soruyu duyar gibi oluyorum: Madem Yargıtay’a başvurmanın da bir anlamı olmayacak, öyleyse bu iletiyi neden yayımlıyorsun? Efendim çağrıyı yayımlama nedenim, karardaki garipliklerden birini daha vurgulamak, ama daha ziyade, bütün garabetlerin hukuki nedenlerden değil, siyasi nedenlerden kaynaklandığının altını çizmek. Garabet siyasi nedenlerden doğuyor. Düzelmesi ve çözülmesi de ancak siyasi irade ile olabilir. Bu durumda hiç kimse “Bunu düzeltmek hukukun işidir” diye bizi kandırmasın!.. ‘Aleviler fişleniyor mu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Ankara’da bir Anadolu lisesi müdür yardımcısının kendisi hakkında şikayette bulunan öğretmen ve şikâyeti inceleyen müfettişin Alevi olduğunu bakanlığa bildirmesinin ardından bakanlık müfettişlerinin okulda Alevi soruşturması başlatması ile ilgili Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya “Personelin etnik aidiyeti veya dini inancı herhangi bir biçimde araştırılmakta mıdır?” sorusunu yöneltti. Tanrıkulu, Cumhuriyet’te duyurulan skandal haber ile ilgili Bakan Avcı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Tanrıkulu, “Bakanlığınıza, Tuncer Küllücek tarafından gelen başvuru dilekçesinde, kendisi hakkında soruşturma yapan il müfettişi Cengiz Karahan ve şikayetçi öğretmen Suat Özcan’ın Alevi kimliklerinin soruşturmada etkili olup olmadığının araştırılmasını talep etmiş midir? Küllücek’in başvurusunda böyle bir talep varsa, bu talep hangi mantıkla dikkate alınmış ve yerine getirilmiştir? Olayı soruşturmak üzere okula gönderilen iki MEB müfettişi, Karahan ve Özcan’ın Alevi olup olmadığını araştırmış mıdır? Bakanlık bünyesinde çalışan personelin etnik aidiyeti veya dinî inancı araştırılmakta mıdır? Hatırlandığı üzere geçtiğimiz günlerde Ermeni yurttaşların ‘2’ numarayla sınıflandırıldığı ortaya çıkmıştı. Benzer bir fişleme Aleviler ve diğer dinî inanç mensupları için de yapılmakta mıdır” sorularını yöneltti. CHP’li Sezgin Tanrıkulu MEB’deki Alevi müfettiş araştırması iddiasını TBMM gündemine taşıdı Anayasa Uzlaşma Komisyonu Türbanlı vekile yeşil ışık AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünde yer alan “Eşitlik” ve “Çocuk Hakları” başlıklı bölümleri yeniden müzakere etti. Komisyonda “Eşitlik” maddesinde 4 partinin vardığı uzlaşmayla devlete, kadınların siyasi, sosyal ekonomik ve kültürel alanlardaki hak ve özgürlüklerini kullanması ve bunlardan yararlanmasını zorlaştırıcı engelleri ve her türlü “ayrımcılığı” ortadan kaldırmaya dönük önlem alma yükümlülüğünün getirilmesi benimsendi. Söz konusu düzenleme, kadınların “siyasi” alandaki hak ve özgürlüklerini kullanmasını zorlaştırıcı “engelleri ve ayrımcılığın” kaldırılması için önlem alma yükümlülüğü getirdiği için “türbanlı milletvekiline” de yeşil ışık yakılmış oldu. “Eşitlik” maddesinde bir başka önemli düzenleme ise “cinsel yönelim hakkı”nda oldu. Daha önce BDP’nin önerdiği ve CHP’nin de destek verdiği “cinsel yönelim hakkı”nın yeni anayasada yer almasında ısrar eden iki parti bu tavrından vazgeçince, “cinsel yönelim hakkı” sadece madde gerekçesine konuldu. Komisyonda AKP; “cinsel yönelim hakkı”nın tanınması durumunda “eşcinsel evlilikler”in gündeme gelebileceğini belirtince CHP’li Süheyl Batum, “Bu hakkın içinde evlenme hakkı yok. Bu sadece insanların ötekileştirilmemesine yönelik bir düzenleme” diyerek itiraz etti. Eşitlik maddesinde ayrıca, kadınların gerek siyasi yaşamda daha etkin olmalarını sağlamaya dönük “kadın kotası”nda da uzlaşmaya varıldı. Maddeye, gerekçe notu olarak da “Tüm alanlarda kadın erkek eşitliğini hayata geçirmek üzere devlet organları, başta kadın örgütleri olmak üzere ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde izler” hükmü konuldu. “Çocuk hakları” maddesinde ise daha önce uzlaşmaya varılamayan bazı hükümlerde uzlaşıldı. Bu kapsamda BDP’nin önerdiği çocukların “kendi kültüründen yararlanma” hakkı, MHP’nin itirazına karşın, 3 partinin uzlaşmasıyla “yeşil” yazıldı. Ancak BDP’nin çocuğun “kendi dilini kullanma hakkı” talebi ise kabul görmediği gibi komisyonda sert tartışmalara yol açtı. BDP’li Bengi Yıldız, “İki milletten tek millet yaratamadık. Devlet yaratamadı, başarısız oldu” deyince, MHP’li Oktay Öztürk sert tepki gösterdi. CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki kararla ilgili “Terör örgütü üyesini devletin en kilit konumuna getirirseniz o zaman yargılanmanız lazım. ‘Terör örgütüne yardım ve yataklıktan’ yargılanması lazım Başbakan’ın” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te Hande Fırat, Utku Çakırözer ve Hüseyin Yayman’ın ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: AKP artık devlet: Uludere aydınlandı mı? “Ben Ankara’nın derin dehlizlerinde kaybolmasını engelleyeceğim” diyordu. Hükümetin derin dehlizlerinde üstü kapatıldı. Artık bir AKP devleti var. Yargısı, medyası, ordusuyla, polisiyle, valisiyle, kaymakamıyla. Bu yapılanma demokrasinin önündeki en ciddi tehlike. Uludere talimatı Erdoğan’dan: Uludere olayında talimatı veren kişi sayın Başbakan’dır. Onun için açığa çıkmıyor. ‘Üye olacağım’ın arkasındayım: (Ergenekon’a üye olacağım) Açıklamamın arkasındayım. Yargılanan o örgütün öyle bir örgüt olmadığını gayet iyi biliyorum. İlker Başbuğ’a müebbet: Terör örgütü üyesini devletin en kilit konumuna getirirseniz o zaman yargılanmanız lazım. Hiçbir şey olmazsa “terör örgütüne yardım ve yataklıktan” yargılanması lazım Başbakan’ın. AKP’ye karşı olanların yeri Silivri: İktidara karşı olanları, geçmişte hesap soramadığı kişileri buraya koydu. (Gökçek) ne diyor, Memet Ali Alabora için, “Onun yeri de Silivri” diyor. AKP’ye karşı olanların yeri Silivri demek istiyor. Genel af: Genel af koşullarının oluştuğunu sanmıyorum. Toplumsal mutabakat varsa demiştim. Bugün için mutabakat yok, ortam yok. Sarıgül istiyorsa gelir: Sarıgül’ün partiye başvurusu yok. Genel Başkan olarak yorum yapmam doğru değil. Gelecekse tabii ki kimsenin önüne duvar örmeyiz. Gelmek istiyorsa gelir. Adayımız olun demek için erken. Gezi partiye yön verecek: Sayın Alabora, siyaseti istiyor mu bilmiyorum. Ama Gezi olaylarını dikkate alarak partiye bir yön vermeyi düşünüyor musunuz, evet. “CHP değişsin” diyorlar. Bu talep doğrudur ve yerindedir. Oyları artıramazsam ayrılırım: Sadece üyelerin katılımı ile ön seçim yapılabilir. Yargıç gözetiminde değil. Hem ön seçim hem kamuoyu yoklaması da olabilir. Başarı sağlamıyorsak yönetimin ayrılması lazım. Koltuklar baki değildir. Oylarımızı artıramazsak ayrılmayı niye düşünmeyeyim. Eğer başarısız olursam ayrılırım. namikzafer@yahoo.com ‘Başarısız olursam ayrılırım’ Eşcinseller gerekçeye Kadın kotasında uzlaşma Dil tartışması ‘Yurttaş nerede derse oradayım’ KAYSERİ (AA) Kayseri’de Türkiye Değişim Hareketi (TD) gönüllüleriyle bir araya gelen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in, “Artık kararını vermeli” sözlerine yanıt verdi. Sarıgül, “Benim bir yere gelmem önemli değil. Bana herhangi bir şeyde ihtiyaç duyuluyorsa, TDH’ye ihtiyaç duyuluyorsa, Mustafa Sarıgül herhangi bir yerde göreve çağrılıyorsa bunu değerlendirmek lazım. Yurttaşlarım beni nerede görmek istiyorsa çalışma arkadaşlarımla konuşarak onun değerlendirmesini yapacağız. Hiçbir siyasi parti gözetmeksizin tüm yurttaşlarımız bizi nerede görmek istiyorsa oradayız” dedi. Başbakan Erdoğan hasta değilmiş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bayram namazının ardından rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı yönündeki iddialar karşısında “tümüyle gerçek dışıdır” açıklamasını yaptı. Haberin yapan Yurt gazetesi ile ilgili olarak marjinal ifadesinin kullanıldığı açıklamada, Erdoğan’ın bayram programı çerçevesindeki özel mesaisini halen İstanbul dışında sürdürdü ve bunun Erdoğan tarafından bayram namazı çıkışında dile getirildiği belirtilen açıklamada, “Sayın Başbakanımız, kentsel dönüşüm seferberliğinin üçüncü adımını atmak üzere hafta sonu Bursa’da düzenlenecek olan programa katılmak suretiyle, mutat mesaisine başlamayı planlamaktadır” ifadeleri kullanıldı. CHP’li Günaydın’ın evine giren hırsızlar, altın yerine fotoğraf çalmış AKP’li eski başkan tutuklandı n KARS (Cumhuriyet) Eski Kars AKP İl Başkanı Remzi Aras, “kamu ihalelerine fesat karıştırmak” ve “rüşvet” suçundan tutuklandı. Çeşitli ihalelerle ilgili inceleme sonucu aralarında Aras’ında bulunduğu 23 ki şihakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. İddianamede, Aras’ın diyaliz araçlarının alımında işadamı K.S.’yi işadamını anlaşmaya zorladığı belirtildi. n MARMARİS (Cumhuriyet) İki dönemdir Marmaris Belediye Başkanlığı’nı yapan Muhammet Ali Acar, turizmci Ahmet Özkal’ın cenaze töreninde saldırıya uğradı. Görgü tanıklarının ifadesine göre, 2009 yerel seçimlerinde AKP’den belediye başkanlığına aday olan Doğan Tugay törende Acar’ın elini sıkmak istedi. Ancak Acar uzatılan ele karşılık vermedi. Bunun üzerine iki eski rakip belediye başkan adayları arasında çıkan ve hakaret içerikli söz düellosunun ardından Tugay’ın yanında bulunan korumalarından Atilla Çındırlar, Acar’ı yumruklamaya başladı. Acar’ın burun kemiği kırıldı. Çındırlar da gözaltına alındı. Bu işte bir gariplik var AYŞE SAYIN CHP’li başkana yumruk ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın Ankara’daki evinin “soyulması” olayında polis, Günaydın’ın siyasi kimliğinin hedef alınmış olabileceği kuşkusunu dikkate alarak “DNA incelemesi” başlattı. Günaydın, hırsızların son derece değerli altın kaplama saati banyoya getirip bırakırken, eski fotoğraf makinesinin içindeki filmi almalarının, siyasi amaçlı olarak hedef seçildiği kuşkusunu güçlendirdiğini belirterek “Herhalde birileri bizi tehdit ediyor ama biz o racondan anlamıyoruz” dedi. Günaydın’ın evinin soyulması olayıyla ilgili soruşturmayı yürüten polis, olayın u CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın evinin soyulması olayıyla ilgili soruşturmayı yürüten polis, olayın ‘adi bir hırsızlık’tan öte, Günaydın’ın ‘siyasi kişiliği’ hedef alınarak evine girildiği olasılığını dikkate alarak, istihbarat birimlerini de devreye soktu. Günaydın, “Galiba birileri bizi tehdit ediyor, ama o racondan anlamıyoruz” dedi. “adi bir hırsızlık”tan öte, Günaydın’ın “siyasi kişiliği” hedef alınarak gerçekleştirilmesi olasılığını dikkate alarak istihbarat birimlerini de devreye soktu. Günaydın, evinden eşinin bazı ziynet eşyalarının yanı sıra çalışma odasındaki evrakların ve çantasının alındığına dikkat çekti. Değerli bir saatin yerinden alınıp banyoya bırakıldığını, buna karşın filmli eski bir fotoğraf makinesinin filminin alınmasının son derece dikkat çekici olduğunu ifade eden Günaydın, filmi alanların kendisinin özel yaşantısını merak ettiğinin anlaşıldığına dikkat çekti. Günaydın, “Profesyonel kişi ya da kişiler olsa, öyle kapıyı kırıp girmez, bu işi daha farklı yapardı. 17 yıllık bir polis bana, ‘Ben ilk kez böyle bir soygun manzarası görüyorum’ dedi. Sıradan bir soygun olayı değil. İstihbarat, polis incelemeleri sürdürüyor. Bunun için evden DNA taraması için de örnekler alındı” dedi. Günaydın, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in de bu olayın “siyasi yanı olabileceği” bilgisinin kendisine ulaştığını, olayın mutlaka aydınlatılacağını söylediğini ifade etti. Bazı siyasilere kurulan “kameralı” komploya dikkat çeken Günaydın, evde “böcek” taraması yaptıracağını, ayrıca polisin çevrede varsa güvenlik kameralarını da inceleyeceğini bildirdi. Soruşturma kapsamında polisin parti içinde hasmının olup olmadığını sorduğunu anlatan Günaydın, “Ben kendilerine, ‘Siyasi hasmım olsa olsa Tayyip Erdoğan olur, Melih Gökçek olur’ dedim” diye konuştu. ‘12 Eylül’ün failleri cezalandırılsın’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR “Diyarbakır Cezaevi Müze Olsun” kampanyasının 1. yılını doldurması nedeniyle 78’liler Girişimi Diyarbakır Temsilciliği, bazı sivil toplum kuruluşları üyelerinin de katılımıyla, Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde kitlesel basın açıklaması yaptı. 78’liler Girişimi Diyarbakır Temsilcisi Alkan, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan işkencelerin faillerinin yargılanması ve cezaevinin müzeye dönüştürülmesi için toplanılan 100 bin imzayı TBMM’ye sunduklarını anımsatan Gani Alkan, Türkiye’nin 12 Eylül utancından kurtulması için tüm faillerin cezalandırılması gerektiğini söyledi. Alkan, “Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan süreçte atılacak en önemli adımlardan biri de insanlığa karşı suç işleyenlerin yargılanıp cezalandırılmalarıdır. Bu Kürt sorununun çözümünde samimi bir adım olacaktır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear