23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA 6 GEZİ PARKI’NDA MEZAR TAŞINA ÇÖP MUAMELESİ: 16 EVSİZ VE BİR ALMAN AKTİVİST GÖZALTINDA HABERLER Eskişehir’deki sopalı saldırının tanığı S.B.Y., polislerin eşkâlini tek tek anlattı Ali’nin katili belli ama... ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NE 5 KİŞİ DAHA İLHAN TAŞCI ‘Anıtmezar taşı çöp değil’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden 5 kişinin isimlerinin yazılı olduğu mezar taşları Beyoğlu Belediyesi’ne bağlı zabıtalar tarafından kaldırılarak “moloz aracı”na yüklendi. Sivil polisler de Gezi Parkı’nda yatıp kalkan 16 evsizi gözaltına aldı. Parkta kalanların eşyalarını arayan polisler, evsizlerin korumaya aldığı yedek mezar taşlarını buldu. Parkta yatan bir genç eşyalarını almak isteyince bir polis “Bunlar çöp, ne yapıyorsun sen?” diyerek genci engelledi. Bunun üzerine Almanya’dan Doğan Akhanlı davasına katılmak için gelen heyette yer alan insan hakları aktivisti Klaus Müller, “Bunlar çöp değil. Eylemlerde ölen kişilerin anısına konulan anıtlar. 6 kişi öldü. Onlara çöp diyemezsiniz” diyerek tepkisini gösterdi. Türkçe, İngilizce ve Almanca “Ben ne dedim ki? Türkiye demokratik bir ülke mi?” diye bağıran Müller, gözaltına alınarak Karaköy Karakolu’na götürüldü. Tişörtünde Nazım Hikmet’in rozetini taşıyan ve çocuğunun adının da Deniz olduğunu söyleyen Müller, serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada “Orada konaklayan çocuklara parasal yardım yapmak istedim, ancak bunu kabul etmediler. Ben de bugün onlara yiyecek aldım ve birlikte kahvaltı yapmak için parka gittim” diye konuştu. Gezi Parkı Direnişi’nin Türkiye demokrasisi için çok önemli olduğunu dile getiren Müller, “Her yer Taksim her yer direniş” dedi. CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi Direnişi’ne destek için Antalya’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’ başlatan Ulaş Çakar, Kadir Canbek ile Canberk Apiş, Eskişehir’de iki gün dinlendikten sonra Ankara’ya doğru yola çıktı. Ekibe Eskişehir’den biri kadın 5 kişi daha katıldı. Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde eylem yapmak için Ankara’ya yürüyen 3 gence, Eskişehir’den Ece Çağlar, Umutcan Işık, Caner Apiş, Oğuz Yiğit ve Gujan Ceyhan da katıldı. Ulaş Çakar, “Ethem’in ailesiyle görüşüp onların birçok oğlu olduğunu söyleyeceğiz. Gezi Direnişi kırmızılı kadınla başladı. Bütün kadınlar isteriz ki bize katılsın. Bizim bu yürüyüşümüz bir halk yürüyüşüdür. Biz gençler olarak korku duvarını yıktık” dedi. Kadir Canbek ise “Bir arkadaşımız Afyonkarahisar’dan gelip yolda bize katılacak. 9 kişiyle Ankara’ya yürüyor olacağız” dedi. (Fotoğraf: DHA) İçişleri’nden ‘dayak yiyen başörtülü kadın’ sorusuna yanıt: ANKARA Üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek katledilmesinin üzerinden iki ay geçmesine karşın soruşturmada bir arpa boyu yol alınamazken tanık S.B.Y, hem Korkmaz’ı dövenleri hem de o gece Eskişehir’de terör estiren “Balyoz Timi”nde yer alanların eşkallerini ve yaptıklarını en ince ayrıntısına kadar anlattı. Polis ve sivillerden oluşan timin yaptıklarını 3 saat boyunca izleyen ve konuşmalarına tanıklık eden S.B.Y’nin “Polislerden biri elinde budaklı sopa olan sivil şahsa ‘Başımıza iş açacaksın sakin ol’ diye söyledi” sözleri de ifade tutanağına geçti. Korkmaz’ın katledilmesiyle ilgili cinayetin faillerine bir türlü “ulaşılamazken” soruşturma dosyasına giren bir tanığın ifadesi o gece Korkmaz’a kimlerin nasıl saldırdığını; bu “polislesivilin” karışık olduğu gruptakilerin eşkâllerini tek tek anlattı. Kız arkadaşını evine bıraktıktan sonra kendi evine doğru giderken gördüğü tanıklıklarını ifadesinde aktaran S.B.Y, bölgede yer alan kişilerle karşılaşmasını ve eşkâllerini şöyle anlattı: “...Biber gazından etkilendim ve fırının içerisine girdim. Fırının içerisinde iki şahıs haricinde elinde plastik siyah cop olan sivil giyimli ve polis olduğunu zannettiğim bir şahıs vardı. Ben biber gazının etkisinin geçmesi için yaklaşık 1015 dakika fırının içerisinde kaldım. Dışarıda ellerinde cop olan sivil giyimli şahıslar vardı. Bu şahısların olduğu yerden telsiz sesi geliyordu. Ayrıca polislerin yanında elinde beysbol sopası olan 1.601.65 boylarında topluca, 8590 kg. civarında saçları kırlaşmış bir şahıs vardı. Ayrıca elinde budaklı sopa olan 1.601.65 boylarında atletik vücutlu 3035 yaşlarında saçı kıvırcık, siyah saçlı bir şahıs, ayrıca 2530 yaşlarında 1.65 civarında zayıf bir şahıs vardı. Bu 3 şahıs zannedersem sivil şahıslardı.” Tanık bu kişilerin yanında coplarından dolayı sivil polis olduğunu düşündüğü 5 kişinin daha bulunduğunu belirterek “Polislerden birinin yüzünde gaz maskesi vardı. Maskenin üzerinde herhangi bir harf ya da rakam yoktu. Bu şahıs ara sıra maskeyi çıkardığında bıyıklı, kısa saçlı ve esmer şahıs olduğunu gördüm. Bu şahsın yaklaşık 1.70 boyu vardı. Hatırladığım diğer polis ise 1.751.80 boyunda zayıf, uzun kıvırcık saçları vardı, saçları omuzlarına değer vaziyette idi. Saçları kırlaşmış görüntüde idi” ifadesiyle de polis eşkâllerini savcılığa aktardı. Korkmaz’ın dövüldüğü bölgede yer alan fırının bulunduğu caddeden “yapmayın, etmeyin” diye bağırma ve yalvarma sesleri duyunca yeniden fırının olduğu yere döndüğünü anlatan tanık, “Bu şahsı uzun kır saçlı diye tarif ettiğim polis ile başka bir polis kolundan tutup götürüyorlar Tişörtünde Nâzım rozeti Kamera kaydı da Robot resmini çizdi dı, bunu kapalı pazar hizasına doğru götürüyorlardı. Bu polislerin yanında eli budaklı diye tabir ettiğim şahıs ile beraber bir sivil polis daha vardı. Bu şahsı darp etmeye başladılar. Coplarla, tekmelerle bu şahsı darp ediyorlardı. Polisler arasında elinde budaklı odun olan şahıs da vardı. Bu şahıs da gerek sopa ile gerekse tekmelerle bu şahsı darp ediyorlardı. Bir süre sonra sivil polisler şahsın başından ayrıldılar. Dayak yiyen bu şahsın başında elinde budaklı odun olan şahıs kaldı. Bu şahıs darp etmeye devam etti. Dayak yiyen şahıs bir an fırsatını bularak bu şahsın elinden kurtulup kaçtı. Elinde budaklı odun olan bu şahıs tekrar fırının oraya döndü. Ben de fırının oraya döndüm” dedi. Yarım saat sonra evine gitmek için yola çıktığını anlatan tanık, eli sopalı ve coplu grubun bu kez de “uzun boylu, sarışın, kısa saçlı” birisini sopa ve tekmelerle dövmeye başladıklarını, dövülen kişinin de “Ben su almaya geldim yapmayın” diye yalvardığını aktardı. Tanık, olayların yatışmasını beklediği sırada çevik kuvvetin müdahalesiyle bulunduğu yere doğru iki kişinin koşmaya başladığını belirterek şunları anlattı: “Bu şahıslardan öndeki şahıs sonradan gazetelerde resmini gördüğüm İsmail isimli şahıstı. Elinde budaklı odun olan şahıs daha önceden Sanayi Sokak üzerinde küçük bir pasajın köşesinde pusuya yatmıştı. Hatta bu şahıs bana ‘Ben çıkarken sen geriye kaç’ diye söyledi. Elinde beysbol sopası olan şahıs ile bunun yanındaki 34 tane polis copu olan şahıslar İsmail’i yakaladılar. Sopa ve coplarla darp etmeye başladılar. İsmail darbelerin etkisi ile yere düştü ve kaldırıma oturur vaziyette durdu. Bu esnada da şahıslar ellerindeki coplar ve sopa ile ayrıca ayakları ile İsmail’i darp etmeye devam ettiler. İsmail iki elini başına doğru tutuyordu, elinde beysbol sopası olan sivil şahıs İsmail’in yüzüne doğru tekme ile vurunca İsmail kaldırıma düşerek başını da kaldırım taşına çarptı ve kendinden geçti. Polisler ve elinde beysbol sopası olan şahıs ve diğer şahıs benim de bulunduğum fırının yanına geldiler. İsmail birkaç dakika sonra kendine geldi. Elinde beysbol sopası olan şahıs sinkaflı sözler ile küfredip ‘Sen hâlâ burada mısın’ diye söyledi. İsmail de sessiz bir şekilde bu şahsa karşılık verdi. Elinde beysbol sopası olan şahıs sen bana ne dedin diyerek İsmail’in yanına gidip kafasına doğru 45 kez tekme ile vurdu. Ayrıca birkaç kez tekme ile beline vurdu.” Tanık, koşarak uzaklaşmaya çalışan ve başka bir polis grubunun daha saldırdığı Korkmaz’ı bir daha görmediğini söyledi. Fırının önüne daha önce hiç görmediği sivil polislerin geldiğini aktaran tanık S.B.Y, “Polislerden biri elinde budaklı sopa olan sivil şahsa ‘Başımıza iş açacaksın sakin ol’ diye söyledi” ifadesini verdi. S.B.Y, elinde budaklı odun olan sivil şahıs ile uzun saçlı polisi teşhis edebileceğini de söyledi. Pusuya düşürmüşler başvuru da yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadına saldırıldığı iddiasıyla ilgili Emniyet’e herhangi bir başvuru yapılmadığının ortaya çıktığını bildirdi. Oran, yazılı açıklama yaparak, konuyla ilgili 17 Haziran 2013 tarihinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği’ne “bilgi edinme” başvurusu yaptığını belirtti. Oran, başvurusuna “Konu hakkında Karaköy Polis Merkezi Amirliğimiz kayıtlarında yapılan araştırmada; bahse konuyla alakalı tarafımıza herhangi bir müracaatın bulunmadığı, konunun doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettiği, soruşturma numarasının 2013/81797 olduğu, tarafımızca herhangi bir tahkikatın yürütülmediğinin bilinmesi hususunu bilgilerinize sunarız” yanıtını aldığını dile getirdi. “Bu yanıt gösteriyor ki Kabataş’ta gerçekleştiği iddia edilen başörtülü bir kadına saldırı olayına ilişkin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün elinde hiçbir görüntü kaydı yok” diyen Oran, “Olaya ilişkin ne bir MOBESE kaydı var, ne de emniyet birimlerine yapılan bir başvuru var” açıklamasında bulundu. Oran, şunları kaydetti: “Başbakan kendisinde hiçbir bilgi veya belge olmadan, bu konuyu insanları rencide edecek şekilde gündeme getirdi. Bu konuyu bir istismar malzemesi olarak kullanarak halkı kışkırtmaya çalıştı. İnsanların en hassas duygularını ve dini kullanarak toplum arasında düşmanlık üretmeye çalıştı. Halkı böyle birbirine düşürmeye çalışmak ayıptır, yeterli bilgi, belge olmadan böyle bir konuyu istismar etmek hem ahlakdışıdır hem de günahtır.” GEZİ’DE SON DALGA ESP’YE: 9 GÖZALTI Polis ‘grup grup’ alıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi eylemlerine yönelik Ankara merkezli düzenlenen operasyonda “MLKP üyesi” üyesi oldukları iddiasıyla 9 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yöneticileri de yer aldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün sabah saatlerinde Ankara, İzmir, Samsun, Mersin ve Tunceli’de, Gezi Parkı eylemlerini provoke ettikleri öne sürülen yasadışı MLKP üyesi oldukları öne sürülen 9 kişinin ev ve işyerlerini bastı. Gözalına alınanlar arasında ESP Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve Ankara İl Başkanı Fadime Çelebi, Eğitim Sen yöneticisi Bülent Salmanoğlu da yer aldı. ESP üyesi Seda Baykan, İzmir’de kaldığı arkadaşının evinde, Burcu Aslan Samsun’da, Sosyalist Gençlik Derneği üyesi Hüseyin Ali Kudret Hatay’da gözaltına alındı. 9 kişinin MLKP üyeliği suçlamasıyla Gezi eylemlerinden önce de takip edildiği öğrenildi. İzmir’de Gezi Direnişi’nde halkı provoke ettikleri ve yürüyüş düzenledikleri gerekçesiyle, Karşıyaka Spor Kulübü Çarşı Grubu liderlerinden Altar Toker ve Dobe Metin, dün Emniyet’te ifade verdi. çadırlar çoğalıyor OZAN YAYMAN Kaz Dağları’nda gün yaklaşık 200 kişi konaklamaya başlarken bu sayı dün itibarıyla 500 kişiyi buldu. Sayının hafta sonu bini geçmesi bekleniyor. Buluşma kapsamında yerel yönetimler gençlere her türlü desteği veriyorlar. Bir hafta boyunca bölgede kalacak gençler şimdiden cumartesi günü gerçekleştirilecek mitinge hazırlanıyorlar. “Doğa İçin Direniş” adlı miting Zeytinli Altınkum Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek. Gençlerin her gün olarak düzenli okuma saatleri bulunuyor. Bunun yanı sıra müzik grupları eşliğinde dans ediyorlar. Kampta gün erken başlıyor ve milli parkta yürüyüşler yapılıyor. Endemik bitkilerin envanteri çıkarılıyor. Alan kare kare fotoğraflanıyor. ZEYTİNLİ Gezi Parkı’na AVM yapılmak istenmesi üzerine parkı koruma altına alan direnişçiler, şimdi de uluslararası maden şirketlerince talan edilmek istenen Kaz Dağları’nı koruma altına aldı. GÜMÇED ve Gençlik Muhalefeti’nin öncülüğünde Türkiye’nin farklı yerleşimlerinden Edremit Körfezi bölgesine gelen ve Kaz Dağları Milli Parkı’nın Zeytinli beldesinden giriş kapısında çadırlarıyla konuşlanan yüzlerce genç, Kaz Dağları’nın madenci firmalar tarafından talan edilmesine karşı çıkıyor. Önceki gün başlayan direniş kampının konuk sayısı da her geçen gün artıyor. İlk Beş kişi daha vardı ZEYTİNBURNU DİRENİŞ FORUMU ‘Basın özgür değilse toplum da değildir’ ERK ACARER Ethem Sarısülük adıyla anılmaya başlayan parkta düzenlenen etkinliğe, Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi üyesinin yanı sıra Özgür Gündem gazetesi, Özgür Radyo, Evrensel gazetesi, Birgün gazetesi, IMC TV ve gazetemizden temsilciler katıldı. Toplumsal mücadelenin bir parçası olduklarına vurgu yapan gazeteciler, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. Forumda, “basın özgürlüğü”, “geçmişten günümüze sansür”, “Gezi Parkı sürecinde ana akım medyanın aldığı tutum ve basına yönelik saldırılar” tartışıldı. Baskıların aynı zamanda özgür toplum anlayışına da darbe indirdiği vurgulandı. “Basın özgür değilse toplum da özgür olamaz” görüşünün ön plana çıktığı forumda, Türkiye’de öteden beri medya üzerinde sansür uygulandığı ancak bu durumun AKP iktidarıyla birlikte arttığı, Gezi eylemlerinde ise doruğa ulaştığı anlatıldı. Times’ta 30 kişiyi buluşturdu YURTKUR’DAN DİRENİŞÇİ ÖĞRENCİLERE GÖZDAĞI MI? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (Yurtkur) kredi ve burs için başvuru şartlarının yanı sıra “direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma, slogan atma davranışlarında bulunan” öğrencilerin “öğrenim kredisinin kesilmesine” yönelik 2004 tarihli yönetmelik hükmünü internet sitesinden ilan etmesi Gezi Direnişi’ne katılan öğrenciler hakkında da bu hükmün uygulanacağı tartışmasına neden oldu. Gün boyu devam eden tartışmaların ardından Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Gezi eylemlerine katılan üniversitelilerin burslarının kesileceği haberleri tamamen yalan ve hayal mahsulüdür” ifadelerini kullandı. Kılıç, yönetmeliğin 1997’den beni yayımlandığını kaydetti. YAPIMCIYÖNETMEN KAVUR, THE TIMES’A VERİLEN İLANIN ADD’NİN TOPLADIĞI PARAYLA FİNANSE EDİLDİĞİNİ AÇIKLADI LONDRA (AA) İngiliz The Times gazetesinde geçen hafta yayımlanan ticari ilanla, Başbakan Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılan mektubu imzalayan yapımcı ve yönetmen Fuad Kavur, mektubu kendisinin kaleme almadığını ancak imzalayanları bir araya getirdiğini, ilanın İngiltere’deki ADD tarafından toplanan parayla finanse edildiğini söyledi. Kavur, “İstediğimiz, eleştiri ve farkındalık yaratmaktır” diye konuştu. Kavur, New York Times gazetesinde yayımlanan ilanın ardından benzer bir ilanın İngiltere’de de yayımlanabileceğinin aklına geldiğini ve ilk olarak konuyu “Atatürk” kitabının yazarı, tarihçi Andrew Mango ile konuştuğunu söyledi. Konunun mahkemeye taşınma olasılığıyla ilgili ise Fuad Kavur, “Biz bunun hesabını vermeye hazırız” dedi. Öte yandan AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, “Hem gazeteye hem de orada imzası bulunan kişilere bu hukuki hakkımızı kullanmak suretiyle dava konusu yapacağız” ifadesini kullandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear