02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Türkiye’de 38 milyon NBA oyuncusu varmışçasına hileli ayakkabı ithal edildi 11 Erdoğan istedi, adı değişti İstanbul Haber Servisi Açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ın İngiliz ce ismine itiraz ettiği ve değiştirilmesini istediği Avrupa’nın ilk Trump markalı projesi Trump Towers’ta yer alan Trump Towers Mall alışveriş merkezinin logosuyla ismi de Trump Alışveriş Merkezi olarak değiştirildi. Doğan Holding’in yatırımı olan, alışveriş merkezi, ofis, recidence bölümlerinden oluşan Trump Towers’ın İstanbul Genel Müdürü Bülent Kural hedeflerini anlatmak için düzenlediği toplantıda, 2013’ün kendileri için yenilikler yılı olacağını belirterek “Açıldığımız günden bu yana tamamlanmasını beklediğimiz süreçler vardı, şimdi hepsi tek tek hayata geçecek. Metro bağlantısı ve Mecidiyeköy meydan düzenlemesi bunun ilk adımı. Bu adımla ziyaretçi sayılarımızda yüzde 1520 artış bekliyoruz” dedi. Metro bağlantısına 20 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyleyen Kural, metrobüsün Mecidiyeköy durağını kullanan kişi sayısının da 35 bin olduğunu söyledi. Hepimiz Hido’yuz u Ek vergiden kurtulmak isteyen ayakkabı ithalatçısı 681 milyon dolarlık ayakkabıyı ‘özel teknoloji ihtiva eden’ statüsünde getirdi. Korumasız ithalat oranı yüzde 6’dan yüzde 77’ye, vergi kaybı 60 milyon dolara çıktı. Ekonomi Servisi Ayakkabı ithalatında ortaya çıkan veriler, ülkede ciddi bir hileli alım yapıldığını ve ülkenin önemli bir vergi kaybı yaşadığını ortaya çıkardı. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, geçen yıl ithal edilen ayakkabıların 38 milyon çiftinin profesyonel oyunculara yönelik ‘özel teknoloji ihtiva eden ayakkabı’ statüsünde Türkiye’ye sokulduğuna dikkat çekti. Çetin, “Zannedersiniz ki Türkiye’de 38 milyon NBA basketbolcusu var. İthalatçılar, vatandaşın giydiği sıradan ayakkabıyı korunma önlemlerinden kaçırmak için bu statüde göstererek, ekonomimize 681 milyon dolarlık zarar verdi” dedi. Çetin, hileli ithalat ile devletin vergi, yerli sanayicinin de haksız rekabet yüzünden pazar kaybına uğradığını belirterek, getirilecek “ek vergi” ile haksız rekabetin önüne geçilebileceğini bildirdi. Hüseyin Çetin, 546 milyon dolar ihracata Çetin karşılık 864 milyon dolarlık ayakkabı ithal edildiğini, acil önlem alınmaması durumunda fabrikalara kilit vurmak zorunda kalacaklarını söyledi. Çetin’in verdiği bilgiye göre, piyasada 200500 TL arasında satılan profesyonel sporcuların kullandığı ayakkabılar göz önünde bulundurularak verilen bir ithalat ayrıcalığı, çift başına suni deri ayakkabılarda 1.5, deri ayakkabılardaki 2.35 dolarlık korunma önlemlerinden kaçmanın aracı olarak kullanıldı. Toplam ithalatın yüzde 77’sini oluşturan hileli işlemler, devlete 60 milyon dolarlık vergi kaybına da neden oldu. Cari Açık Mistisizmi 2012’ye ait veriler birbirinin peşi sıra tamamlanıyor. Geçen hafta cari işlemler açığının 2012 yılında 48.8 milyar dolara gerilediğini öğrendik. 2011’de cari işlemler açığı 77 milyar dolara ulaşmış idi. Dolayısıyla 2012’de cari dengede, 2011’e görece 30 milyar dolara yakın bir iyileşme sağlanmış olduğunu gözlüyoruz. Söz konusu “iyileşme” ekonomide bir sorunun daha geride kaldığı şeklinde yorumlanabilir mi? “Cari işlemler dengesi” kavramının ulusal ekonominin bütünüyle olan etkileşimini bir arada değerlendirirsek bu soruya olumlu yanıt vermenin mümkün olmadığını görürüz. Zira cari denge kavramı tek başına bir anlam taşımayan, ancak ulusal ekonominin makroekonomik genel dengesi çerçevesinde yorumlanabilen bir gösterge. Bu haliyle de biraz “mistik” öğeler barındırmakta. Bu “mistisizm” konuya yabancı olan okurlar için çok kolaycı (medyatik) yorumların cazibesine kapılma tehlikesi içeriyor. Cari işlemler açığının (ya da kaba bir genellemeyle dış açığın) ulusal ekonomiye olan en büyük tahribatı finanse ediliş biçiminde gizlidir. Cari açığın kendi başına büyüklüğü değil, finanse ediliş biçimindeki sağlıksızlık reel üretim sektörlerinde istikrarsızlık ve belirsizlik olarak yansımaktadır. Cari açığın aşırı oynak ve aşırı akışkan sıcak para girişleriyle finanse edilmesinin sonuçları, ulusal ekonominin reel üretim sektörlerinde istikrarsızlık ve istihdam kayıpları olarak yaşanmakta. Türkiye ekonomisinde özellikle sanayi sektörleri bu sürecin en yakın tanıkları olarak görülüyor. Aşağıda TÜİK’in resmi verilerine dayanarak derlediğimiz sanayi üretim endeksleri bu savı açıklıkla gözler önüne sermekte. Grafik: Derya Polat Dünyanın 9, Avrupa’nın 3. büyük üreticisi olan Türk ayakkabı sanayisi, Uzakdoğu’nun ucuz ve kalitesiz ürünleri karşısında sıkıntılı günler geçiriyor. Türk ayakkabı sanayisi 22 bin 500 işletmede 240 bin çalışanı ile ülke ekonomisine yıllık 5.2 milyar dolar katkı sağlıyor. 1990’larda yükselen ihracat grafiği 2006’ya gelindiğinde Uzakdoğu’nun ucuz ürünleri karşısında gerilemeye başladı. Korunma önlemlerine rağmen ithalattaki hızlı yükseliş devam etti. 20032012 arasında ayakkabı ihracatı yüzde 196 artarken aynı dönemde ithalatta yüzde 352’lik patlama meydana geldi. Oysa etkin korunma önlemi uygulanan diğer sektörlerde ithalatta ciddi oranlarda azalma gözlemlendi. Örneğin takım elbisede yüzde 17, gömlekte yüzde 24, tişört ithalatında yüzde 35, kazaksüveter ithalatında yüzde 24 oranında azalma kaydedildi. 500 milyon çift üretim imkânına sahip olunmasına karşın, ithalat baskısı nedeniyle kapasite kullanım oranı yüzde 60’lara geriledi. Üretimde Avrupa 3.’sü BlackBerry Değerli TL’ye Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), dünkü toplantısında yüzde 5.50 olan politika faizini sabit tutarken, faiz koridorunu Ocak’ta olduğu gibi 25 baz puan aşağıya kaydırdı. Kurul, gecelik faiz oranlarını borçlanmada yüzde 4.75’ten yüzde 4.50’ye ve borç vermede yüzde 8.75’ten yüzde 8.50’ye düşürdü. Döviz ve TL yükümlülüklerindeki zorunlu karşılık oranları da kısa vadelerde 0.250.50 baz puan artırıldı. Son dönemde artan sermaye girişlerine paralel TL’de gözlenen değer artışının önüne geçmeyi ve kredilerdeki artış hızını yavaşlatmayı hedefleyen kararın ilk etkisi liranın bir miktar değer kaybı oldu. PPK freni Z10 ile Kaynak: TÜİK Sanayi İstatistikleri Şekilde sanayi üretiminin yılın ikinci yarısında inişliçıkışlı sert dalgalanmalar yaşandığını ve sanayide reel üretimin aşırı oynaklık ve belirsizlik ortamı nedeniyle sektörün istihdam yaratmakta da zorlandığını gözleyebiliyoruz. Nitekim, sanayi sektörü 2012’nin son ayını yüzde 3.7’lik bir reel daralmayla tamamlamış durumda. Sanayi sektörünün ithalat bağımlılığı, cari işlemler açığının finanse ediliş biçimlerindeki sorunları sektöre birebir taşımakta olduğunu vurguluyor. Peki, 2012 yılında cari işlemler açığının finansman biçimlerindeki temel unsurlar nelerdi? Aşağıdaki tablo bu konuyu özetlemekte. dokunmatik oldu Ekonomi Servisi BlackBerry’nin tam dokunmatik BlackBerry Z10 akıllı telefon modeli bu ayın sonunda Avea, Turkcell, Vodafone ve TeknoSA aracılığı ile Türkiye’deki kullanıcıların beğenisine sunulacak. BlackBerry Z10 görüntülü konuşma ve ekranını başka bir BlackBerry Z10 kullanıcısı ile paylaşma imkânı sağlıyor. Çekilen fotoğrafta tek bir parmak hareketi ile düzeltme yapabilir ve anında paylaşılabiliyor. Yeni BlackBerry Z10 modeli, 1.5 GHz çift çekirdekli işlemci ve 16 GB’lık dahili hafıza içeriyor. Yeni model, 4.2 inç tam dokunmatik ekrana sahip. yor ve Güney Afrika hükümeti bununla il gili özel bir eylem planı oluşturmak zorunda kalıyor. Rattay ve arkadaşı bunu fark edince siteyi bir imza kampanyası platformuna dönüştürmeye karar veriyorlar. En güzel etkilerinden biri, halkı, yurttaşları, müşterileri, ilgi sahibi olan herkesi dinleme zorunluluğunu hatırlatan ve bu pratiği kazandıran bir kuru luş olması. Biz ise hepimizin bildiği gibi halkı, toplumu, müşterileri dinle me ve sorunlarına göre hareket etme pratiği olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Oynanan sadece demokratikleşme oyunu. Gücü elinde tutanın istediğini yaptığı bir düzen. Bugüne kadar imza kampanyalarından toplanan dilekçelerden pek de bir sonuç alınamadı. Atı alan hep Üsküdar’ı geçti. 25 bin, 50 bin imza ile AKP’nin bu kanun tasarısını geri çekeceğini düşünmüyorum. Haa Greenpeace’in “Seninki kaç santim?” diye başlattığı balık kampanyası hariç. Orada da işin içinde fazla rant olmadığı için geri adım atıldı. Ama ola ki bu imzalar birkaç milyona ulaşır, ola ki her kesim tabiat kanunu için sokaklara dökülür, işte o zaman iş değişir. Bu yüzden “Doğa İçin Ses Ver” önemli bir başlangıç. Sakın ola görmemizlikten gelmeyin. Mustafa Koç’a Leonardo ödülü Ekonomi Servisi Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç İtalya’nın ‘Ekonomi Oscar’ı olarak bilinen Uluslararası Leonardo Ödülü’ne layık görüldü. İtalya’nın tüm dünyadaki tanıtımına ve güçlenmesine önemli katkıları bulunan İtalyan ve yabancı işadamlarına ve girişimcilere verilen Leonardo Ödülleri sahiplerini buldu. Koç, ödülünü Quirinale Sarayı’nda düzenlenen tören ile İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun elinden aldı. Mustafa Parklar Kanunu yürürlükten kalkacak. Kanunla birlikte “üstün kamu yararı” gerekçe gösterilerek korunan alanlarda her türlü yatırıma izin verilebilecek. Herhangi bir milli park alanında bir otoyol, maden, toplu konut, sanayi, turizm, enerji yatırımı mümkün olabilecek. Cari İşlemler Dengesi ve Seçilmiş Finansman Kalemleri (Milyon $) 2010 2011 2012 Cari İşlemler Dengesi 46.857 77.219 48.867 Portföy Yatırımları 16.093 21.986 40.773 Net Hata ve Noksan 2.815 11.560 4.022 V. Koç yaptığı konuşmada Fiat ve Tofaş, Yapı Kredi ve UniCredit, CNH ve Türk Traktör ortaklıklarının her şeyden önce karşılıklı güven ve dostluk üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Koç, “Uzun yıllardır İtalya hükümetinin de eşsiz destekleri ile İtalyan ortaklı şirketlerimiz karşılıklı büyük başarılara imza atmaktadır. Birlikte yarattığımız başarı hikâyelerinin bugün dünyaya örnek teşkil eden konuma gelmesi, şüphesiz bizleri gururlandırmaktadır” dedi. Kaynak: TCMB veri dağıtım sistemi l Taksim Gezi Parkı’na dayatılan Topçu Kışlası. l Tarihi Haydarpaşa Garı ve çevresinde gerçekleştirilmek istenen rantsal dönüşüm projesi. l Kadıköy’ün en büyük boş alanı Kuşdili Çayırı’na AVM inşa edilmek istenmesi. l 3. Boğaz Köprüsü İhalesi. l Ağaoğlu’nun Maslak 1453 Projesi ile Belgrad Ormanları katliamı. l Atatürk Orman Çiftliği’nin yağmalanması. Evet kentleri bitiriyorsunuz, yaşanmaz hale getirip rantiyeye teslim ediyorsunuz ama yetmiyor, kapitalizmin büyüme hırsı o denli güçlü ki şimdi sıra doğada... Türkiye’nin yüzlerce yıldır gözünden sakındığı ormanları, kıyıları, yaylaları, gölleri artık tek bir kararla imara açılabilecek, rant kurbanı olacak. Evet Cumhuriyet tarihinin en en koruma karşıtı ‘Koruma Kanunu’nun taslağından bahsediyorum. 2010 yılından bu yana TBMM’de bulunan ve önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’ndan... Kanun, bugüne kadar ilan edilmiş 1000’ün üzerinde doğal sit statüsünü de tümüyle iptal edecek. Türkiye’deki en güçlü doğa koruma yasalarından Milli oğa katliamına karşı ne yapılıyor? D Tabiatı Korumama Kanunu ve Biz hafta olmasına rağmen destekçi sayısı 25.000’i geçti. Türkiye’nin dört bir yanından imza kampanyasına katılanlar “Doğa İçin Ses Ver” sloganıyla kanuna olan tepkilerini dile getiriyor. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi sözcüsü ve eski Milli Parklar Genel Müdürlerinden Hüsrev Özkara tasarıyı “Geçmişten bugüne büyük zahmetlerle korumayı başardığımız alanlarımız eşi görülmemiş bir kullanım baskısıyla karşı karşıya kalacak. Bu ülkemizin doğası ve gelecek nesillerimizin emaneti için bugüne kadar karşılaşılmış en acı tablodur” diye özetliyor. Gelelim change.org’a... Bugün Türkiye’de neyi değiştirmek istersiniz diye kendinize sorduğunuzda bir nefeste birçok şeyi sayacaksınızdır büyük olasılıkla. Peki “Bunlardan kaçı için o ya Bu noktada, çevre ve doğa koruma konusunda çalışan 84 yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşundan oluşan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nden bahsetmek istiyorum. Ve birkaç ay önce Türkiye ayağı oluşturulan dünyanın en yaygın online kampanyacılık platformu olan change.org’dan. Aralarında TEMA, ÇEKÜL; Doğa Derneği, WWF Türkiye’nin de bulunduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Change.org üzerinden başlattıkları imza kampanyasıyla Meclis gündeminde yer alan kanunun acilen geri çekilmesini istedi. Dağcı, fotoğrafçı ve gezgin Nasuh Mahruki; girişimin çabalarına destek vermek ve bu kanunun geri çekilmesini sağlamak için imza kampanyasına öncülük ediyor. Kampanya başlayalı bir da bu şekilde harekete geçiyorsunuz” diye sorsak ne söylersiniz? Çoğumuz için bu sorunun yanıtı kocaman bir sessizlik değil mi? Günlük koşuşturmaca içinde hepimizin de haklı gerekçeleri hazırdır. Uzun yıllar TEMA Vakfı ve Greenpeace Akdeniz’de genel direktörlük yaptıktan sonra, birkaç ay önce, dünyanın en yaygın online kampanyacılık platformu change.org Türkiye’ye geçen Dr. Uygar Özesmi, change org’u, “nerede olursa olsun herkese görmek istediği değişimi gerçekleştirebilmesi için olanak sağlayan, dünyanın en büyük imza kampanyası platformu” diye açıklıyor. “196 ülkede 20 milyondan fazla change.org kullanıcısı bulunuyor ve her gün insanlar bizim araçlarımızı kullanarak yerel, ulusal ve küresel bağlamda kendi toplumlarını dönüştürüyorlar” diyor. change.org’un kurucuları Ben Rattray ile üniversite yurdundan oda arkadaşı Mark Di mas. O dönemde Güney Afrika’da “düzelti ci tecavüz” diye bir suç var ve polis bu şiddete göz yumuyor. Sonunda, lezbiyen bir kadın, internet üzerin den bir imza kampanyası başlatıyor. 50 ülkeden 140 bin imza toplanı 2012’nin 48.8 milyar dolara ulaşan cari işlemler açığının yüzde 91’i portföy yatırımları net girişleri ve net hata ve noksan diye anılan kayıt dışı sermaye girişleri ile finanse edilmiş olduğu TC Merkez Bankası verilerinden okunabiliyor. 2010 ve 2011’de ise söz konusu kalemlerin cari işlemler açığına oranının yüzde 40 civarında olduğunu gözlüyoruz. Portföy yatırımlarına ve kayıt dışı sermaye akımlarına dayalı sıcak para hareketleri, günlük faizborsadöviz spekülasyonuna en duyarlı ve en oynak sermaye biçimlerini sergilemektedir. Spekülatif unsurlara dayalı bu tür sıcak para akımlarının yarattığı sermaye finansmanı, ulusal ekonominin reel sektörlerinde istikrarsızlığın ve belirsizliğin ana nedenlerini oluşturmaktadır. Cari açıkta gözlenen gerilemeye sadece rakamlar düzeyinde bakarak sorunun ulusal ekonomide yaratmakta olduğu tahribatı algılama olası değildir. Cari işlemler açığının ana kaynaklarında yatan yapısal nitelikli sorunları çözebilmek ise tek başına mikro reformlar ile aşılabilecek konular hiç değildir. Nestle’de at eti çıktı, üç ürün toplatıldı LONDRA (Reuters) Nestle, dondurulmuş sığır eti ürünlerinden Buitoni Beef Ravioli ve Beef Tortellini markalarını İtalya ve İspanya’da satıştan geri çekti. Nestle’nin yaptığı yazılı açıklamada, “Konuyla ilgili olarak yetkilileri bilgilendirdik. Gıda güvenliğine ilişkin bir sorun yok” denildi. Şirket, söz konusu toplamanın yalnız üç ürün için İtalya, İspanya ve Fransa’da geçerli olduğunu, Türkiye’deki Nestlé ürünleriyle herhangi bir ilgisi bulunmadığının altını çizdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear