29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 KASIM 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SİBEL BAHÇETEPE 7 ‘Devletin Alevisi olmayacağız’ Alevi örgütleri ve kurumları tarafından Kadıköy İskelesi’nde düzenlenen “İnkârcılığa, asimilasyona karşı, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü” mitingine katılan on binlerce Alevi, Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istedi. 3. Boğaz Köprüsü’ne Yavuz Sultan Selim isminin verilmesine tepki gösteren Aleviler, son dönemde tartışmalara neden olan CamiCemevi projesinden vazgeçilmesi gerektiğini söylediler. Aleviler devletten yardım istemediklerini eşit yurttaşlık taleplerinin anayasal güvenceye alınması için mücadele edeceklerini kaydettiler. “Hz. Hüseyin gibi dik dur”, “Cemevleri ibadethanemizdir”, “Devletin Alevisi olmayacağız”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “CamiCemevi projesi asimilasyon demektir” yazılı pankart ve dövizler taşıyan Aleviler yürüyüş boyunca “Sivas şehitleri ölümsüzdür”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Pirsultan pirimiz, Kızılbaşlık yolumuz”, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan mitingde Sivas katliamı ve Gezi direnişinde yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek okunurken, alanda bulananlar hep bir ağızdan “burada” diye bağırdı. Mitingte ayrıca bazı yurttaşların Suriye bayrakları taşıdığı görüldü. On binlerce Alevi ‘CamiCemevi’ne, köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesine, zorunlu din derslerine karşı çıktı Eşit yurttaşlık Sıkmabaş Ayı... Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kadınlar üzerinden kurguladığı en kapsamlı program ekim ayında gerçekleştirildi. Uygulamalara bakarsak 2013 yılı Ekim ayının, karşıdevrim tarihimize “Sıkmabaş Ayı” olarak geçmesi gerektiği söylenebilir. Kurgulamayı şöyle sıralayabiliriz. l Cumhurbaşkanı, TBMM’de yasama yılının açılış konuşmasını yapmak için gelişinde ilk kez bir kadın başkanvekili tarafından karşılandı. (1 Ekim 2013) l Bayan Gül, eşinin açılış konuşmasını izlemek için ilk kez TBMM’ye geldi. (1 Ekim 2013) l Bayan Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen kutlama törenine ilk kez katıldı. (29 Ekim 2013) l Sıkmabaşlı dört kadın milletvekili ilk kez TBMM Genel Kurul toplantısına girdiler. (31 Ekim 2013) Cumhuriyetin nitelikleri olarak sıralanan öteki kavramlar gibi demokratiklik de yalnızca “sıkmabaşa özgürlük” olarak algılandığı için hem anayasanın hem de Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı yok sayıldı. HHH Bir konu için “Yakın Tarihimiz” dergisinin birinci cildini karıştırırken Ahmet Şükrü Bey’in (Esmer/18911982) 1924 yılında Vatan gazetesinde yayımlanan bir söyleşisinden yapılan alıntıya rastladım. Ahmet Şükrü Esmer, bir dönem dış politika ağırlıklı haftalık yazıları Cumhuriyet’te yayımlanan önemli bir hukuk, siyaset ve bilim adamı, gazeteciydi. Alıntılanan bölümü aktarıyorum. HHH Köstence’de Vahdettin’in yaveri Kiraz Hamdi Paşa’yı Bulvar Oteli’nde buldum. Yanında kendisi gibi yüzelliliklerden olan Mevlanzade Rıfat da vardı. Mevlanzade Rıfat! Mevlanzade Rıfat! Bu ismi işitir işitmez gözümün önünden matbuatımızın 15 senelik tarihi, bir sinema şeridi gibi geçti. Matbuatta muhalefeti, yalnız muhalefet olmak için tesis eden Mevlanzade Rıfat idi. Kiraz Hamdi Paşa gür sesiyle söylemeye, herkese sövüp saymaya başladı. O söyledikçe Rıfat bıyık altından gülüyor, yan gözü ile de bu sözlerin üzerinde bıraktığı tesiri anlamaya çalışıyordu. Kiraz Hamdi diyor ki: Ey, bugün sizin gününüzdür, yarın da bizim günümüz olacaktır. O zaman Rıfat Bey de İstanbul’da matbaasını tesis edecek, siz de buraya bizim yerimize gelecek hain diye sürüneceksiniz. Hainlik, vatanperverlik sıra iledir. Ve sözü başka bahse (konuya) getirerek devam ediyordu: Ben, burada para sıkıntısı çekmiyorum. Vaktiyle orduma müteahhitlik yapan bir Mecusiye (zerdüştateşe tapan) yazdım. O da bana her üç ayda 100 İngiliz lirası yolluyor. Bununla hem burada ben hem İstanbul’da ailem geçiniyor. Osmanlı Hanedanı’na ben bağlıyım. Ne yapayım? Fakat bu alçak Vahdettin’e değil. Kendisine üç defa mektup yazdım, bir selam göndermedi. Keza Mecid Efendi de öyle, budala ve ahmaktır. Evet bunların hepsi böyledir. Şimdi içlerinde adam olan bir tane yoktur. Fakat ben yine de Cumhuriyet istemem. HHH Kiraz Hamdi Paşa 89 yıl önce konuşmuş ama biraz daha gayret etse bugünleri de tümüyle anlatabilecekmiş. Cumhuriyet karşıtları ve Mevlanzade benzerleri neredeyse cirit atıyor. Tek fark, vatanseverleri hain ilan ettikten sonra Köstence’ye göndermiyor, burada icabına bakıyoruz... istiyoruz Fotoğraf: UĞUR DEMİR l Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez de Alevilerin laik, demokratik bir ülke için mücadele ettiğini belirterek,“Biz eşit yurttaşlık istiyoruz, bunun için mücadele veriyoruz. Israrla devletin Alevisi olun diyorlar, dedelerimize maaş diyorlar, Cemevlerinizi biz yapacağız diyorlar. Alın sizin olsun. Birlikte mücadele etmek zorundayız” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istediklerini, kamuda ayrımcılığa maruz kalmak istemediklerini söyleyen Geçmez, “Kürtlerin, Türklerin, Sunnilerin haklarını savunacağız ki özgürleşsinler. Onlar özgürleşirse ancak o zaman biz özgürleşiriz. 72 milletle birlikte Türkiye’yi daha demokratikleştirmeye varız” dedi. Şahkulu Sultan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı avukat Mehmet Tural da Alevilerin inanç ve felsefelerinde etnik kimliksel ayrılıkların olmadığını kaydederek özetle şunları söyledi: “Bu kardeşliğimizi iki hoca efendinin tasarladığı CamiCemevi projesi ile öğrenecek değiliz. Çünkü samimi değiller, bizleri asimile etmek istiyorlar.” Alevi Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Hüsniye Takmaz ise Alevilerin tarih boyunca yok sayıldığını, katliamlara maruz söyledi. AKP’nin demokratikleşme paketinde radikal islamın önünün açıldığını savunan Takmaz, “Açılım paketinden yalnızca radikal İslamın önü açıldı. Bir türban meselesidir gidiyor. Size giydirilmek istenen türban bizim namusumuz olamaz. Başı kapalılara saygımız var ama hiçkimse bizi bunun altına sokamaz, o örtülerin altına sığacak kadar küçük değiliz”dedi. Gezi şehitlerinden Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fatma Ayvalıtaş da oğlunun öldürülmesiyle ilgili 21 Kasım’da İstanbul Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın görüleceğini ve tüm canları orada görmek istediğini söyledi. Gelin canlar bir olalım Mitingde konuşan Pir sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulmasını ve camicemevi projesinden vazgeçilmesini isteyerek “İzzetullah ile Fethullah’a sesleniyorum. Yolu kirletmeyin. Diyanet, hükümet, Fethullah, İzzettin, bu dörtlü kendi içerisinde bizi boğmak istiyor”dedi. AKP’li Mehmet Metiner’in “Cemevleri terör yuvasıdır” sözlerine de tepki gösteren Bülbül, “Türkiye’ye ABD’nin aklı ile şekil vermeye çalışıyorlar. Rojova’ya utanç duvarı örüyorlar. Biz Aleviler, Kürtler, Türkler, Ermeniler olarak şunu haykırıyoruz; Maraş’ı, Sivas’ı, Çorum’u yapanlardan hesap soracağız. Ayrıca buradan siyasetçilere sesleniyorum. Yerel seçim için bir araya gelin şu Muaviye soylu iktidarın defterini dürelim. AKP güya bizim için paket açtı. Bu paket boştur. Gelin AKP’yi paketleyelim”diye konuştu. Okurlardan kısa kısa Bulmacalar için öneri Bulmacaları hazırlayan Sn. Yaşayan, 29 Ekim, 30 Ağustos, 19 Mayıs, 23 Nisan gibi tarihlerde bulmaca sorularını güne uygun hazırlayabilir mi? İyi çalışmalar. M.Aydın Akça Değerli gazetem... TV sayfanıza... Hiç anlam veremiyorum... Bugün Halk TV programına bakayım dedim... Hiç göremedim... Bir gün oluyor bir gün olmuyor TV sayfasında birçok program böyle... Bunun bir programı yok mu... İhsan İrdem ‘Pek ender’ olur mu? Sayın Enis BATUR, Değerli yazılarınızı sürekli okumakta ve değer vermekteyim. Belki yanlıştır ama iletmeği düşündüm. Cumhuriyet Kitap Eki 2013.11.24 gün Sf.3 Sü: 3’teki yazınızda: Karakoç, pek ender ‘candan’ yazı’ya başvurmuştur… diye yazıyorsunuz; sevgili lise edebiyat öğretmenim 50 yıl önce Osmanbey Halaskargazi Caddesi’ndeki SANDER Kitabevi sahibinin babası olan Mithat Sadullah SANDER, “pek ender” dediğimizde çok kızar: “Size 86500 defa söyledim. ‘pek ender’ demek yanlıştır. ‘Ender’, pek nadir demektir” diye bizleri azarlardı. Selam ve sevgilerimle. Mustafa Kemal Oyman Anlatım bozuklukları Uzun yıllardır gazetenizi ilgi ile takip ediyorum. Bazı haberlerde anlatım bozuklukları, yazım yanlışlıkları gibi hatalara rastlıyorum. Gazetemizin basım aşamasından önce gerekli editör kontrollerinin yapıldığını düşünüyorum. Sizden ricam bu kontrollerin daha titizlikle yapılması. Böylece gazetemiz daha kaliteli ve üst seviyelere taşınmış olacaktır. Naçizane önerime ilginiz için teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim. Ahmet Sait İnternet Sitesindeki Değişiklik Üzerine Cumhuriyet internet sitesini yeniden düzenledi. Bu gibi düzenlemeler teknolojinin karmaşıklığı nedeniyle ister istemez birtakım sorunlarla başlıyor. Cumhuriyet Portal’ı da (bu ‘portal’ kelimesine hiç alışamadım, umarım kısa sürede dil bilimciler ve bilgisayarcılar uygun bir kelime bulurlar, ben site demeyi seçtim) izleyenler tarafından hem beğenildi, hem de eleştirildi. Okur Temsilcisi köşesine de hem övgüler içeren hem de bu sorunlarla ilgili çok sayıda ileti geldi. Eleştirilerin daha çok günlük gazeteyi internet sitesi üzerinden okuyan abonelerden geldiğini de belirtelim. Konuyu siteyi hazırlayan ve yöneten arkadaşlarla konuştum. Onların açıklamalarını aktarıyorum. Arkadaşlar öncelikle site ile günlük gazetenin site üzerinden okunması arasındaki farka dikkat çektiler. Site, Cumhuriyet gazetesinin bir birimi tarafından hazırlanıyor. Günlük gazetenin siteye yerleştirilmesi, aktarılması ve abone sistemi ise bir başka şirket tarafından yürütülüyor. Bu son düzenleme sırasında da bir şirket değişimi yaşandı ve yeni şirket henüz tüm teknik bilgileri üstlenebilmiş değil. Arkadaşların belirttiğine göre bu geçici bir durum ve kısa sürede sonuçlanacak. Aboneler de gazetelerini sorunsuz okuyabilecekler. İkinci konu abonelerin günlük gazetenin eski sayılarına ulaşmalarındaki sıkıntı. Bu da kısa sürede çözülecek ve aboneler son 30 günün gazetelerine sorunsuz ve herhangi bir bedel ödemeksizin ulaşabilecekler. Diğer birkaç küçük aksaklığın da giderildiğini bildirdi arkadaşlar. Site yöneticilerinin açıklamaları böyle. Sorunların kısa sürede çözüleceğine inanıyorum. Şu TV sayfası KONUŞMA SAYISI SAdece 4 Maç sonuçları Futbol sayfasını açınca toplu maç sonuçları ve puan sıralamaları linkleri hemen gelse iyi olur. İyi günler... Oğuz Çoban AKP’li kadınlar kürsüyü unuttu MAHMUT LICALI ANKARA Meclis’e türbanla giren kadın vekillerin değil, AKP’nin kadın milletvekillerinin çoğunun Meclis kürsüsünde konuşmadığı belirlendi. AKP’nin 46 kadın milletvekilinin 5’i 2011 seçimlerinden bu yana “yemin etmek dışında” kürsüye hiç çıkmadı. AKP’li 24 kadın milletvekilinin kürsüden yaptığı konuşma sayısı 4’ü geçmedi. Bu, AKP’li kadın milletvekillerinin genelinin TBMM çalışmalarına pek katılmadığını gösterdi. AKP’nin kadın milletvekillerinin Genel Kurul kürsüsünde yaptıkları konuşmalar değerlendirildiğinde türbanlı milletvekilleri ile türbansız milletvekilleri arasında pek fark yok. AKP Ağrı Milletvekili Fatma Salman, Aydın Milletvekili Semiha Öyüş, Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu, İstanbul Milletvekili Alev Dedegil ve türbanla Genel Kurul’a gelen Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar olmak üzere AKP’li toplam 5 kadın milletvekili, TBMM kürsüsüne milletvekili yemini ettikten sonra bir daha çıkmadı. AKP Ankara Milletvekili Ülker Güzel ve Van Milletvekili Gülşen Orhan ile türbanla gelmeye karar veren 5. isim olan Bursa Milletvekili Canan Candemir Çelik olmak üzere toplam 3 milletvekili de yaklaşık 30 aylık süreçte milletvekili yemini etmek dışında TBMM kürsüsüne yalnızca birer kere çıktı. “Doğrudan kadın hakları ve sorunlarıyla” ilgili olarak yalnızca 3 kadın milletvekilinin konuşma yapması dikkat çekti. İyi niyetli çabalar yetmiyor Temel konuları dile getiriyorsunuz ama bu istekler eylemsel olarak uygulanmazsa havada kalır diye düşünüyorum. Benim bu düşüncemi, bu dünyalı olduğunu kabul eden herkes bilirler ki, bu bozuk düzenin başındakiler nüfusun yüzde 50’sinden fazlasına sahip olan kadınlarımızı biat kültürü ile uyuşturup, onların yakınlarını ve sömürdükleri insanları da gündem yaratarak düşünce ve yorum yapmaktan uzaklaştırmakla istedikleri ortam hazırlanır ve rant da rahatlıkla elde edilir. Bence, öncelikle iktidarı değiştirip, antidemokratik yasalar yürürlükten kaldırılarak bu istekler gerçekleşebilir. Öyleyse, tüm devrimciler ve yurtseverlerin seçimlerde güç birliği yaparak, bahsi geçen yasaları değiştirecek bir partiyi iktidara getirmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunun haricindeki iyi niyetli çabaların dilek olarak kaldığını görüyoruz. Bilmem siz ne dersiniz? Eğer uygun görürseniz okuyucu sayfanıza alabilirsiniz. Saygılarımla. Esat Yavuztürk Cezaevinden Mektuplar köşesinin çok iyi bir düşünce olduğu kanısındayım. Cumhuriyet okurları olarak gazetemize mektup yazan haksızlığa uğramış kişilere mektuplar yazmamızın çok yerinde bir yaklaşım olacağını düşünüyorum. Saygılarımla. A. Tarık Emre Okurlar da cezaevinde yatanlara yazmalı Tekirdağ FTipi’nden Çağrı Merhaba, bu yıl 6.’sını düzenlediğimiz Umuda Davet Şenliği’mizin konusu “Ekmek, Adalet, Özgürlük” olsun istedik. Ekmek, adalet ve özgürlük için yüreklerinizden kaleme dökülen şiir, öykü, anı, deneme, resim ve fotoğraflarınızı bekliyoruz. Umut denizinde bir damla da siz olun. Son katılma tarihi 19 Aralık 2013 Adres: 2 Nolu F Tipi Hapishane – Tekirdağ Sizler hâlâ yazıp vurgulamayın “dini gerekçeyle örtünmenin en hafifinden erkekleri tacizci, kadınları erdemsiz durumuna düşürdüğü için erkekleri ve örtünmeyen kadınları aşağılama ve de dolayısıyla suç olmak gerektiğini”! Bunlar için kaç kez hatırlattığımı unuttum... Sevgiler. Ömür Akyüz Türban tartışması
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear