Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER AKPKDP yakınlaşmasına BDP ve HDP soğuk. Kışanak, ‘Erdoğan seçim için geliyor’ dedi Ismarlama Mahalle Baskısı Tayyibizmin son marifeti öğrenci evleri tartışması ilginç boyutlara ulaşmış bulunuyor. Bilindiği gibi totaliter Tayyibizm çoğunluk diktası üzerine oturmaktadır. Bilmem belirtmek gerekir mi? Çoğunluk diktası dendiği zaman kastedilen, diktayı oylarıyla destekleyenlerin illa çoğunlukta olması değil. Parlamentoda hükümeti kurmaya ve istediği yasaları çıkarmaya yetecek çoğunluğu sağlaması yeter. Tabii çoğunluk diktasında, baskıyı yürütenin ardındaki desteğin, gerçekten çoğunluk olup olmaması da önemli değil. Salt çoğunluk olsa, hatta yüzde 99’a bile ulaşsa işin özü değişmiyor. Bütün mesele “Ben sandıktan çoğunluk olarak çıktım, her şeyi yapmaya hakkım vardır; benim yaptıklarım milli iradenin tecellisidir” dememek, diyememek. Çünkü böyle bir düşünce demokrasiyle bağdaşmaz. Artık bunları yazmak, anlatmak da fazla bir anlam taşımıyor. Çünkü onu kabul etseler bile, fazla bir şey değişmiyor. Nitekim ulema kökenli Hayrettin Karaman, altı gün önce Yeni Şafak’ta yayımlanan yazısında azınlığın demokrasi gereği korunması zorunlu hakları karşısındaki en etkili silahı bulmuş, okurlarına önermekteydi. HHH Liberal demokrasinin azınlık haklarını da güvenceye almakla yükümlü olduğunu sözü geçen yazısında teslim eden Karaman, azınlık haklarını fiilen kullanılmaz hale getiren panzehiri de bulmuş: “Mahalle baskısı”. Kızlarla erkeklerin bir evde nikâhsız olarak oturmaları durumuna değinen Karaman’ın yazısına kısaca göz atalım: “...Çoğunluğa göre, bu durum ahlaksızlık, rezillik, onursuzluk, ayıp, günah (zina), düşüklük olarak kabul ediliyorsa ne olacak? Ben söyleyeyim: Toplum (apartman, mahalle, çevre...) buna tepki gösterecek, çirkin duruma bir şekilde müdahale edecek, mahalle baskısı yapacaktır. Baskıya maruz kalanlar medyayı ve devlet kurumlarını yardım etmeye çağıracaklardır. Medya karışacak, devlet kurumları da baskıyı engellemekte gevşek davranacaklardır... Liberal demokraside ısrar edilecekse hükümetin bu rejime ters düşen devlet davranışlarına teşebbüs etmemesi, ama bireylerin, muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlükleri gönüllü olarak kullanmamalarıdır. İnadına kullanırlarsa, en azından mahalle baskısı değerleri çiğnenen çoğunluğun hakkı olur...” HHH Dikkat edince görülüyor ki, Hayrettin Karaman mahalle baskısı derken, yalnızca kendince sakıncalı olan durumdan vazgeçirici moral tepkileri değil, ama sakıncalı (ayıp, rezil, günah, ahlaksız, onursuz) durumu failinin iradesiyle vazgeçmesiyle önlemenin yanı sıra, aynı zamanda bu baskıyı uygulayacakların fiili güç kullanarak müdahalesini de kastetmektedir. Böyle yapıldığı takdirde devletin demokrasiye ters düşebilecek olan düzenlemeleri yapması, önlemleri almasına gerek kalmayacak; mahalle baskısı konuyu kendiliğinden daha beşiğinde boğacaktır. Görüyorsunuz, burada ısmarlama bir mahalle baskısı söz konusudur. Ve bu durumda da, mahalle baskısı karşısında devlet edilgen kalacak, mahalle baskısı hem caydırıcı, hem de olayı beşiğinde boğucu işlevi yerine getirecektir. Tabii bu mahalle baskısı caydırıcı bir rol oynadığından, devletin baskısına gerek kalmadan, azınlıklar haklarını kullanmaktan kendi iradeleriyle vazgeçeceklerdir. Yasal değil, fiili olan ve devletin işlevini yüklenen mahalle baskısını haklı gösterecek gerekçe ise, onun, azınlık karşısında çoğunluğun hakkını korumasıdır. Diktalarda bütün zulümlerin gerekçesi de aynıdır: “Toplumu korumak!” Barzani gerilimi TÜREY KÖSE ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Diyarbakır’da Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile yapacağı görüşme, AKP ile BDP arasında gerilim yarattı. BDP, kendi tabanına Erdoğan’ın Diyarbakır programına katılmama çağrısı yaptı. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, “Bu programa katılan herkes doğal olarak AKP’nin seçim kampanyasına destek vermiş olacak. Diyarbakır programının, çözüm süreciyle alakası yok” diyerek etkinliklere katılınmaması mesajı verdi. HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de Barzani için “AKP’nin bölgede sarsılan imajını yeniden kazandırma yaklaşımının bir parçası olmamasını bekliyoruz” dedi. Erdoğan’ın Diyarbakır gezisi, çözüm sürecinde yeni ittifak arayışlarına dayalı politika değişikliği yorumlarını yaygınlaştırdı. Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Diyarbakır, Barzani ve süreç” başlıklı yazısındaki, “Barzani görüşmesinin iki paralel gelişme açısından önemli olduğu düşünülebilir. Birincisi Irak merkezi yönetimiyle Türkiye’nin ilişkilerinin normalleşmesi, ikincisi PYD bağlamında örgütle KDP’nin ilişkilerinin gerginleşmesi. Mesud Barzani’nin bölge halkı tarafından sevildiği ve önemsendiği bir gerçek... Bunun PKK’yi rahatsız etmesi veya huylandırması da mümkün” sözleri dikkat çekti. AKPKDP yakınlaşması, BDPHDP tarafında ise soğuk karşılandı. HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Barzani’ye gösterilen misafirperverliğin, PYD lideri Salih Müslim’e de gösterilmesi gerektiğini” söyledi. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP tabanına “Erdoğan’ın programlarına katılmayın” çağrısı yaptı. Kışanak, “Başbakan, seçim kampanyasını yürütüyor, Diyarbakır programının, çözüm süreciyle alakası yok” dedi. TUNCEL: AKP’NİN BOZULAN İMAJINI DÜZELTME ÇABASI HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Cumartesi günü bölge halkı ne yapacak” sorumuza, “AKP’nin bir etkinliğine niye katılsın ki insanlar? Biz Sayın Barzani’yi davet etmiştik etkinliklerimize, ne yazık ki katılmadı. İktidar partisinin bir programına dahil oluyor. Katılmamız söz konusu olmaz” yanıtını verdi. Tuncel, Barzani’nin Diyarbakır ziyaretiyle ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı: “Sayın Barzani’nin Diyarbakır’a gelmesi umarız Ortadoğu’da Kürt halkının hak ve özgürlük mücadelesini yükseltecek güçlü bir barıştan yana tavır koyması biçiminde olur. AKP’nin seçim politikasına dahil olmamasını, bölgedeki AKP’nin sarsılan imajını yeniden kazandırma yaklaşımının bir parçası olmamasını bekliyoruz. ” Tuncel, Diyarbakır’daki görüşmenin çözüm süreci içinde değerlendirilemeyeceğini ifade ederken “Eğer Türkiye’deki çözüm sürecini geliştirme çabası varsa, BDP Eş Genel Başkanlarıyla görüşülmesi, Sayın Öcalan’la kurulan diyaloğun müzakereye dönüşmesi için gerekli yasal hazırlıkların yol alması gerekir. Bunun için önce Sayın Barzani ile konuşmak değil, özellikle kendi yaşadığı topraklar içindeki temsilcileriyle konuşması gerekir” dedi. Şivan Perwer’in gelişiyle ilgili olarak da Tuncel, “Kendi tercihidir” görüşünü dile getirdi. ‘ Şivan Perwer’in tercihi Öcalan’ın 4 ay opsiyonu seçim güvencesi mi? DP Eş Genel başkanı Kürkçü’nün, çözüm süreci konusunda hükümeti eleştirirken, BDP heyetinin İmralı’da son yaptıkları görüşmeye gönderme yaparak, Abdullah Öcalan’ın, “çözüm için yeni adımlar bakımından hükümete yeni opsiyon tanıdığını, 4 aylık bir sürecin içinden bu durumu okumaya devam edeceğini ve bu çerçevede çözüm sürecinin tıkanmasına izin vermeyeceğini deklare ettiğine” ilişkin açıklaması dikkat çekti. Kulislerde 4 aylık sürenin yerel seçimlerin yapılacağı mart ayını da kapsadığına vurgu yapıldı. AKP’nin daha önceki Oslo’da ve daha sonra tüm bu tür süreçleri “Seçimleri ölümsüz, kansız, silahsız geçirmek için kullandığı” değerlendirmeleri dile getirilmişti. 4 aylık süreyle Erdoğan’ın yerel seçimler için de bir garanti alıp almadığı tartışması başladı. Ölenler kayıtlarda ‘sağ’ İYARBAKIR/ ŞIRNAK (DHA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi 2 milyon 305 bin Avro tazminat ödemeye mahkum ettiği Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin 1994’te savaş uçaklarınca bombalaması sonucu yaşamını yitiren 38 kişiden 25’inin, halen nüfus kayıtlarında sağ gözüktükleri ortaya çıktı. Avukat Tahir Elçi, Kuşkonar Köyü’nde öldürülen 25 kişinin toplu mezara gömüldüğü için otopsi işlemi yapılmaması nedeniyle nüfus kayıtlarından düşürülmediğini belirterek, “Defalarca başvurularımıza rağmen mezarın açılması için çalışma yapılmadı” dedi. AİHM’nin kararından sonra dün Koçağılı Köyü’nde kararı değerlendiren köylülerden İbrahim Kıraç, olay gününü şöyle anlattı: “Ben bahçede oturuyordum. Birkaç kişi ile helikopteri seyrediyorduk. Helikopter geldi. Bir duman izi bıraktı. Ardından savaş uçakları geldi. İlk attığı bombada, amcalarımın evine isabet etti. Biz kaçtık, kaçabilenler kaçtı. Diğerleri çoluk çocuk, kadınlar zaten köyde kaldılar. Bizim isteğimiz para değildi. Zaten para olduğunu bilseydik dava açmazdık. Biz bu olayın faillerinin yakalanması için başvurduk” dedi. Koçağılı Köyü’ne düzenlenen CHP’li Tanrıkulu: Özen göstermeli D H hava bombardımanında babası, kızı ve yengesinin de aralarında bulunduğu toplam 6 yakınını kaybeden Hamit Kaçar da yaşananları şöyle anlattı: “Hiçbir ev ayakta kalmadı. Hepsi yıkıldı gitti. Bizden 6 tane gitti. 14 kişi bizim köyden gitti. 2030 yaralı vardı. Önemli olan faillerin cezalandırılmalarıdır. Biz bunu istiyoruz. Biz hiçbir şey yapmadan, geldi bizi bombaladı. Bizi insan saymadılar. O gün herkes köyde olsaydı hiç kimse kalmazdı. Kimi yaprağa, kimi hayvanları ota gitmişti. Ufaklar kalmıştı, hep bebek, o bebeklerin o ihtiyarların ne suçu vardı? Sadece cami kaldı ayakta. 8 tane kazan attılar. O kazanların yerinde su çıktı.” HP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Barzani’nin ziyaretiyle ilk sigili olarak “Sayın Barzani, 5060 yıllı sayaki sınd ara tler Kür n, yasi mücadeleni tari gın bir ismidir. Bu saygınlığını kendi bu Ben dır. hinin mücadelesinden almakta esaygınlığını Türkiye’de iç siyasi çekişm eetm ban kur ra gala lere, çatışmalara, kav i. meye özen göstermesini dilerim” ded C Garanti mi aldı? Öte yandan Strasbourg’da Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile ortak basın toplantısı düzenleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin AİHM’nin kararını da değerlendirdi. Ergin, “Son 4’üncü yargı paketinde, etkin soruşturma yapılması yönünde bir AİHM kararı olursa, davacıların talebi üzerine Türkiye’de soruşturma sürecinin yeniden başlatılabilmesi öngörülüyor, dolayısıyla soruşturma tekrar başlayacaktır” şeklinde konuştu. Ergin: Yeniden soruşturulabilir Öte yandan Diyarbakır Bağıms ziyakili Leyla Zana, Mesud Barzani’nin erdeğ ve mlı anla , mde öne retinin “tarihi ileri nı li olduğunu” ve sürece katkı sunacağı rım yatı me sürerek “Kimse bu ziyarete seçi ir birb in tler Kür gözüyle bakmamalıdır. ma, tanı rini irle birb il, leriyle rekabet değ ” dedi. tanımlama ve tamamlama sürecidir ar Zana: Sürece katkı sağl ız Milletve Diyarbakır’dan tepki: Hesaplara alet olma MAHMUT ORAL Erdoğan, ‘hafta sonu’ çözüm sürecinin taçlanacağını’ söyledi Kadın vekile artık pantolon serbest ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’na kadın milletvekillerinin pantolonla gelmesini sağlayan içtüzük değişikliği kabul edildi. İçtüzüğün Kıyafet başlıklı maddesinde yer alan “Bayanlar tayyör giyerler” ifadesi “Kadınlar ceket ve etek veya ceket ve pantolon giyerler” şeklinde değiştirildi. Görüşmeler sürerken Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel pantolonla Genel Kurul’a geldi. Görüşmelere çok az kadın milletvekili katıldı. CHP Grubu adına konuşan Gülsün Bilgehan, Türkiye’de evliliklerin üçte birini 18 yaşından küçük kızların oluşturduğunu söyledi. Bilgehan, dünya genelinde Türkiye’nin kadınerkek eşitliğinde 120., kadınların işgücüne katılım oranlarında 123., parlamentoda kadın temsiliyetinde 103. durumda olduğunu kaydetti. BDP Grubu adına konuşan Mülkiye Birtane, bu düzenlemenin tartışılmasının bile utanç verici olduğunu belirterek “Bugün istediği gibi örtünen kadınlar varken, istediği gibi giyinemeyen kadınlar var. Askılı giydiği için dolmuştan indirilen kızlar var. Sevgilisini öptüğü için dövülen erkekler var. Dün cemaat evleri basılıyordu, bugün öğrenci evleri basılıyor” dedi. Öte yandan Tuncel, erkeklerin kravat takma zorunluluğunun da kaldırılmasını önerdi. ‘Tarihi bir gün olacak’ KRİZ ERTELENDİ, ARINÇ DA GİDİYOR le aralarında çıkan krizin ardından ilk kez bir araya geleceği yarınki MKYK toplantısı iptal edildi. Erdoğan, cumartesi günü Arınç’la Diyarbakır’a gidecek. Şimdiye kadar görüşmeyen ikilinin, Diyarbakır gezisi sırasında bir araya gelmesi bekleniyor. rdoğan ile öğrenci evleri tartışması nedeniyle kriz yaşayan Başbakan Yardımcısı Arınç, tartışmaların ardından dün ilk kez TBMM’ye geldi. Nöbetçi bakan olarak Genel Kurul çalışmalarına katılan Arınç, bir ara kuliste AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve bazı milletvekilleriyle sohbet etti. Çelik, gazetecilerin soruları üzerine bir sorun olmadığını belirterek “Hiçbir problem yok. Sayın Başbakan’ın dediği gibi elini ovuşturanlar boşuna ovuşturmasınlar, buradan onlara ekmek yok” dedi. Erdoğan ile Arınç’ın krizin ardından ilk kez bir araya gelecekleri yarınki MKYK toplantısı iptal edildi. Toplantının, aday belirleme çalışmalarını sürdüren Seçim Koordinasyon Kurulu’nun bugün ve yarın yapılacak toplantıları nedeniyle iptal edildiği belirtildi. Başbakanlık, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır gezisi için Arınç’ı davet etti. Arınç’ın da davete olumlu yanıt verdiği, Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır’a birlikte gideceği öğrenildi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan A Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın öğrenci evleri tartışması nedeniy E ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’nin de katılacağı Diyarbakır programı için “Tarihi bir gün yaşayacağız. Çözüm süreci taçlanacak” dedi. Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Hafta sonu Diyarbakır’da gerçekleştireceği miting ve ziyaretlerle ilgili bir soru üzerine Barzani’yi Diyarbakır’a davet ettiklerini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Bu hafta sonu Diyarbakır’da tarihi bir süreci yaşayacağız. Toplu açılışlar gerçekleştireceğiz. 300 aileyi evlendireceğiz. Bunu çok daha farklı gerçekleştirelim çözüm sürecine yönelik bir taçlandırma yapalım dedik. İbrahim Tatlıses gibi, Şivan Perver gibi iki dostu da bir araya getirelim dedik. İbrahim Tatlıses de büyük bir felaketten sonra ilk defa sanatını icra edecek orada. Sayın Barzani ile orada siyasi görüşmelerimiz de olacak. Etkinliklerde beraber olacağız. Ve pazar günü Bismil, Ergani ilçelerinde toplu açılışlarımız olacak. Kısa bir süre önce Irak parlamento başkanının bir ziyareti olmuştu. Bu ziyaretle başlayan bir süreç oldu. Ardında Irak Dışişleri Bakanı’nın bir ziyareti oldu. Ardından Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu’nun çok çok başarılı geçen bir ziyareti oldu. Meclis Başkanımız Sayın Çiçek, Irak’a bir ziyarette bulunacak. Sayın Maliki’nin bir Türkiye ziyareti olacak. Ardından benim Irak’a bir ziyaretim olacak. Bu ziyaretlerin bölge barışına önemli katkıları olacağını düşünüyoruz.” Toplantıda, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile ilgili temel atma tarihini 2014 olarak açıklayan Başbakan Erdoğan, iki ülke arasındaki vize konusunun da ekonomi bakanlıkları arasında görüşüldüğünü söyledi. DİYARBAKIR Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile yapacağı ziyarete BDP ve CHP il başkanları tepki gösterdi. CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Sayın, “Sayın Barzani’nin buraya gelmesinde bir sakınca yok. Ama bu kesinlikle seçim yatırımıdır. Bir zamanlar hükümet tarafından Barzani’nin nelerle itham edildiğini iyi biliyorum. Barzani’nin bu hesaplara alet olmaması gerekir diye düşünüyorum” dedi. BDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Emin Yılmaz da “Biz bu ziyareti seçim propagandası olarak görüyoruz. Sayın Barzani, Kürtlerin özgürlüğü ve kurtuluşu noktasında öncülük rolünü ve misyonunu yerine getirmelidir” diye konuştu. Barzani ile birlikte Diyarbakır’a gelecek olan Kürt sanatçı Şivan Perver’in babası Yunus Aygün ise “Şivanımı çok özledim. Kavuşmak istiyorum, çünkü artık yaşlandım” dedi. Davutoğlu: Ziyaret sembolik NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Diyarbakır’a yapacağı ziyaretin “sembolik” olduğunu söyledi. Davutoğlu, Ankara’ya ya da İstanbul’a gelinmesiyle Diyarbakır’a gelinmesi arasında fark olmadığını savunarak, “Diyarbakır’a gelince tehdit diye düşünmeye başlarsanız, kendi zihninizde ülkenizi bölersiniz” dedi. Barzani’nin ikili ilişkilerin geliştirildiği bir bölgenin lideri olarak Türkiye’nin herhangi bir yerine gidebileceğini söyleyen Davutoğlu, “Bu gelişin sembolik bir değeri var. Bunu tehdit ya da yanlış tavır olarak değil, tam aksine özgüvenin yansıması olarak görmeliyiz. Bu Kuzey Irak’ta yaşayan kardeşlerimize de mesaj içerir” dedi. A