Catalog

SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER ‘CHP’lilerin Güler’i alkışlaması kırılma noktası’ diyen Fırat istifa etti, Kılıçdaroğlu Güler’i uyardı Uğur Mumcu’nun İzinde Rabıta’nın Peşinde Uğur Mumcu topluma ve içinde yaşadığınız döneme bütün yönleriyle ışık tutmuş olan değerli bir araştırmacıdır. Toplumdaki aksaklıkları, ahlaksızlıkları, yolsuzlukları, hırsızlıkları, kaşkarikoları, baskıları, işkenceleri, hukuksuzlukları, din kisvesi altındaki kandırmacaları, bıkmadan usanmadan, yılmadan hayatı pahasına ortaya seren Uğur’un, kanımca çalışmalarını tamamlayan öğe de yalnızca bunlarla yetinmeyip, alçakların yanında yiğitleri, korkakların yanında kahramanları, bencillerin yanında fedakârları da yansıtmış olmasıdır. Uğur Mumcu’nun eserlerini bir bütün olarak okuyalım ki, toplumun karanlık yönü kadar aydınlık yönü de olduğunu görelim. Çünkü eğer aydınlık yönü göremez isek aydınlıkların galip çıkacağı yarınları hazırlamak üzere mücadele edecek azmi bulamayız. Uğur bütün bunları fazlasıyla yapmış, yurtsever ve aydın bir yazardır. Belirli bir sürede, belirli bir ülkede yaşayan insanlar, bu tür aydınları sayesinde içinde yaşadıkları toplumu bütün yönleriyle kavramak imkânını bulmuşlardır. Bunu yaparken de kâh yazılanları düşünerek, irdeleyerek, kâh gülümsemeyle değerlendirerek okumuşlardır. HHH Halen sürmekte olan Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri çerçevesinde bulunduğumuz Bornova’da yaptığı konuşmada, Cumhuriyet yazarı dostum Orhan Bursalı, Uğur Mumcu’nun yazılarından, özellikle de “Tarikat Siyaset Ticaret” kitabında yer alan çalışmalarından parçalar okudu. Tüylerim diken diken oldu. 1980’lerde kaleme alınmış bu satırlar, o günleri değil, bütünüyle bugünleri anlatmaktaydı. Bursalı’nın yaptığını siz de yapın. Uğur’un kitaplarını alın, yazıları okuyun! Bazı tümceler sanki bugün yazılmış duygusuna kapılacaksınız. Uğur’un aramızdan ayrılmasının yirminci yılına rastlayan bu seneki Adalet ve Demokrasi Haftası’nda bununla da yetinmeyin derim. Güldal Mumcu’nun “İçimden Geçen Zaman” adlı yapıtını mutlaka okuyun! Yıllar boyu etkili ve yetkililerin, onun yaşamına mal olan cinayetin gerçek faillerini bulmamak için neler yaptıklarını tüyleriniz diken diken olarak izleyeceksiniz. Yine bu yıl, Adalet ve Demokrasi Haftası sırasında UMAG Yayınları tarafından yayımlanan, Işık Kansu’nun “Rabıta’nın Zabıtası” adlı yapıtı, Uğur Mumcu’nun 1980’lerde ortaya çıkardığı Rabıta olayında rol alanların bugün nerelerde olduğunu çok açık ortaya koyuyor ve AKP iktidarının izini 30 yıl önce çözmüş olan Uğur Mumcu’nun çalışmasını günümüze kadar getirerek, o günün aktörlerinin bugünün iktidarının hangi önemli rollerinde olduğunu göstererek güncelleştiriyor. HHH Mayasında haberciliği, kişiliğinde ailesinden tevarüs ettiği yazarlık yeteneğini taşıyan Işık, “Rabıta’nın Zabıtası”nda Uğur’un ölümünün üzerinden 20, “Rabıta” kitabının yayımlanmasının üstünden 25 yıl geçtikten sonra, orada işlenen ilişkilerin şimdi hangi girift doku içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Kitabı okurken Uğur Mumcu’nun başka bir yönünü, öğretmen yönünü düşündüm ve kendi kendime mırıldandım: İşte ustasına layık yeni bir usta. “Rabıta’nın Zabıtası”nda 4+4+4 eğitim sisteminin bütün yapıtaşlarının nasıl Rabıta Örgütü tarafından sabırla hazırlandığını görüyor, olaylara güncel bilgilerin ve verilerin ışığında bambaşka ve daha aydınlatıcı bir açıdan bakma olanağını buluyorsunuz. “Rabıta’nın Zabıtası” Rabıta’nın güncel halini ortaya serdiği gibi usta ve çırak ilişkisi içinde olmuş olan iki rabıtalı araştırmacı usta yazarın gönül ve fikir rabıtasını da ortaya seriyor. Eline sağlık Işık Kansu! ‘Ayrışma’ derinleşiyor AYŞE SAYIN ANKARA CHP’de Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “etnik temizlik” sözleriyle patlak veren ve İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in “Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit değildir” sözleri ve Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın “istifa” açıklamasıyla büyüyen “Kürtçüulusalcı” kavgası derinleşiyor. Parti yönetiminin “istifasını durdurduğunu” bildirdiği Fırat, dün bir kez daha yazılı açıklama yaparak kararını geri almadığını açıkladı. Fırat’ın önümüzdeki günlerde AKP’ye geçeceği “güçlü olasılık” olarak dile getirilirken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Güler’i Genel Merkez’e çağırarak uyardı. CHP içinde “ulusalcıKürtçü” ayrışmasına dönük tartışmalar derinleşirken, önceki gün Birgül Ayman Güler’in TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasına tepki olarak istifa kararı aldığı belirtilen Fırat’ı ikna çabalarının sonuç vermediği ortaya çıktı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Fırat’ın tavrını öğrenmesi üzerine, kendisiyle tekrar yüz yüze görüşmekten vaz Tanrıkulu: Ayrımcı dışlayıcı yaklaşım geçtiği öğrenildi. Suskunluğunu dün bozan Fırat yazılı açıklama yaparak, istifasını geri çekmediğini duyurdu. Fırat, Güler’in sözlerinin birkaç milletvekili hariç, CHP milletvekillerinin tamamına yakını tarafından alkışlanmış olmasının “kırılma noktası” oluşturduğunu savundu. Fırat, “Ben, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürt’üm. Hiçbir zaman, bir halkı mensup olduğu kimlik nedeniyle de diğer bir halktan üstün görmedim” dedi. İmralı süreciyle başlayan çözüm arayışlarını zorlaştıran yaklaşımları doğru bulmadığını kaydeden Fırat, yaşanan süreç nedeniyle partiden istifa ettiğini ve bağımsız milletvekili olarak devam edeceğini ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Güler’e yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Güler’in açıklamalarını ayrımcı ve ve hatta “ırkçılığa çanak tutar” nitelikte olduğunu belirten Tanrıkulu, “Açıkçası burada ayrımcı, dışlayıcı, hatta ırkçılığa çanak tutan bir yaklaşım söz konusudur” dedi. Fırat’ı istifadan döndürmek için devreye giren Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise parti içi meselelerin kamuoyunda tartışılmasından başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve partililerin son derece rahatsız olduğunu belirterek “Medyanın önünde partinin kurumsal kimliğini tartışmak doğru değildi. AKP’li bir adamın çıkıp CHP’ye kafatasçı demesine yol açacak açıklamalar, tartışmalar yapmaya ve genel başkanımızın iyi niyetini suiistimal etmeye kimsenin hakkı yoktur” dedi. Kulislerde Fırat’ın istifa kararını zaten bir süre önce aldığı, ancak zamanlamayı beklediği konuşuluyor. AKP’ye geçiş için anlaştığı belirtilen Fırat’ın, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün disipline sevk edilmesi yönünde bir karar verilmesi halinde bunu gerekçe göstererek istifa edeceği, ancak bunun gerçekleşmemesi üzerine de Güler’in sözlerini bahane ettiği belirtiliyor. Öte yandan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Fırat’ın sözlerini istifasına gerekçe gösterdiği İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’i Genel Merkez’e çağırarak görüştü. Kılıçdaroğlu’nun, sözlerinin “ayrımcılık algısı yarattığı” uyarısında bulunduğu öğrenildi. “Türk milleti ile Kürt milliye ti eşit değildir” sözleri nedeniyle “ırkçılıkla” suçlanan ve bazı çevrelerin “istifaya çağırdığı” Güler ise istifa gibi bir niyeti olmadığını belirtirken, “Benim düşüncem şu, biz Türkiye’de Türk vatandaşlığı üzerinden kendimizi ifade etmek zorundayız. Bu kavramın ırkçılıkla hiçbir alakası yok, bütün etnik kimlikleri toplayan bir kavram, bundan vazgeçmek demek, kökeni ne olursa olsun, herkesin yaşamının paramparça olması demektir. İki tane söze sığınmışlar; ırkçılık ve faşistlik. Bizim ırkçılıkla, faşistlikle, etnik kimlik siyaseti yapmakla işimiz olmaz. Türk ulusu kökeni ne olursa olsun, tüm Türk vatandaşları beni çok iyi anladılar. Milletvekillliği yeminimi yerine getirdim” dedi. CHP içinde çok sayıda milletvekili Güler’in sözlerinin yanlış anlaşıldığı ya da “meramını yeterince ifade edemediği” görüşünü dile getiriyor. Bazı milletvekilleri ise, AKP’nin CHP’nin içiyle oynadığını düşünüyor. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Süheyl Batum ise Güler’in sözlerinin birey olarak “Kürtlerle Türklerin eşit olmadığı” gibi bir anlama gelmediğini söyledi. Batum, “Kaba bir etnik milliyetçiliği, sosyalistlik, sosyal demokratlık diye çalışıyorlar. Yutan yutabilir, ama biz arkadaşımızı hiçbir kimseye yedirmeyiz, sırtlanlara parçalatmayız” dedi. DİYARBAKIR İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ERDOĞAN’DAN İMRALI MESAJI MAHMUT ORAL DİYARBAKIR CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler’in “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz” sözlerine Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri tepki gösterdi. Bu tarz açıklamaların halkların arasına düşmanlık tohumu ektiği, barış sürecine zarar verdiği vurgulandı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici: Söz konusu milletvekili nefret söyleminde bulunmuştur. Bahsi geçen milletvekilini de bu ırkçı ve faşist açıklamalarından dolayı kınıyoruz. Çünkü halklar arasında ayrımcılık yapıyor. Diyarbakır 78’liler Derneği Başkanı Gani Alkan: Bu açıklama, CHP’nin Kürt sorununa ulusalcı bir kimlikle baktığını tekrar gözler önüne sermiştir. Özellikle de barış sürecinin yaşandığını düşündüğümüz bu günlerde böyle bir açıklama yapılması bizi kaygılandırdı. Herkesin hassas davranması bir dönemde bu tür açıklamala rın yapılmasını kötü niyetli olarak değerlendiriyoruz. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Remzi Can: Bu tarz milliyetçi söylemler bir yerlerden çıkacaktır. Bu nedenle her zaman Kürt sorununun barışla sonuçlanması için güçlü olunması ve güçlü bir irade sergilenmesi gerektiğini söylüyoruz. CHP’de zor bir süreçten geçiyor. Umuyoruz ki düzelir ve sağduyu kazanır. namikzafer@yahoo.com STÖ’lerden Güler’e tepki yağdı ‘Süreçte en ufak kesinti olmayacak’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan , Kürt sorununda çözüm aşamasında önemli yol kat ettiklerini belirterek “Bizler her türlü enstrümanı kullanmaya hazırız. En ufak bir kesinti düşünmüyoruz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zaman zaman “AB’de ne işiniz var?” şeklinde kendisine takıldığını söyleyen Erdoğan, “Putin’e bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, AB’yi unutalım dedim” diye konuştu. DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün İmralı’daki görüşmelerden “veto edildiğine” ilişkin değerlendirmeler için Erdoğan, “Kiminle aklıselim bu iş gidecek bakmalıyız. Tahrike dönüşüyorsa o zaman aynı şekilde bu yola devam edemeyiz” diye konuştu. Erdoğan yeni anayasa çalışmaları için de “Muhalefetle anlaşmak zor. Anayasa paketini getireceğiz. Paket tek başına marttan sonra gelirse içinde başkanlık sistemi olacak” dedi. ‘TSK nasıl mücadele eder’ Bahçeli, Erdoğan’ın ‘çözümü’nü açıklamasını istedi: İmralı süreci çıkmaz sokak MAHMUT LICALI ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çözümden bahsettiğini, ancak çözümden ne kastettiğini söylemediğini belirterek “Çözümden maksat nedir? Neler olursa çözüm olur? Bunun cevabını bekliyoruz” dedi. Mart 2014’te yapılacak yerel seçimler için önceki gün Söğüt’te MHP’nin seçim ça lışmalarını başlatan MHP lideri Bahçeli, mitingin ardından bir grup gazetecinin gündeme ilişkin soruların yanıtladı. İmralı ile başlatılan görüşme sürecini değerlendiren Bahçeli, çözümden kastedilenin ne olduğunu ve bunun Türkiye’yi nereye götüreceğini soradak, “Bu çözüm nerede duracak nereye kadar devam edecek? Neler olursa çözüm olur? Çözüm kapsamında demokratik açılım lardan bahsediyorsanız, bu açılımların hangisi çözümdür? Bu sorunun cevabını bekliyoruz” dedi. İmralı müzakere sürecinin bir çıkmaz sokağı olduğunu ifade eden Bahçeli, “Çıkmaz sokak da bağımsız devlet oluşunun mümkün olmayacağı bir sokaktır. Oraya doğru götürüyorlar. Ama o aşılamaz. Misakı milli mülkü millettir. Millet ise Türk’tür” dedi. Erdoğan darbeler maddesiyle ilgili bir soru üzerine “Şu anda içeride 400’e yakın emekli, muazzaf subay, astsubay var. Mağdur ya da şüpheli olarak gelenler oluyor. Çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Kesinlik yoksa yüzlerce subayı bu şekilde değerlendirirsen, TSK’deki moralleri alt üst eder. Terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar. Bu insaların moral değerler, motivasyon noktasında eğer biz darbeyi vurursak, terörle mücadele konusunda çok büyük darbe yeriz. Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Neredeyse komuta kademesinde oralara gönderecek komutanımız kalmıyor. Öyle şey olmaz” dedi.