23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 OCAK 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Duruşmayı Fransa’nın İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Françoise Pontois, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, çok sayıda Fransız gazeteci izledi. Sevil’in yurtdışına çıkış yasağını kaldırmadı ‘Samimiyet arıyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, İmralı’ya yapacağı ziyaret öncesi BDP’yi, “Sen adadan döndükten sonra zehir zemberek açıklama yaparsan olmaz. Seni oraya gönderen bir Başbakan’a, ‘Kürt kardeşlerime bu Başbakan bomba yağdırıyor’ dersen olmaz” diye uyardı. Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında şunları söyledi. Başbakan Erdoğan, BDP’ye ‘İmralı’dan dönünce diline dikkat et’ uyarısı yaptı Fakıbaba döndü Grup toplantısında Şanlıurfa’nın bağımsız Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba törenle AKP’ye katıldı. Fakıbaba, kapatılan FP’den belediye başkanı seçilmiş, daha sonra AKP’ye katılmış ancak 2009 yerel seçimleri öncesinde AKP’li Şanlıurfa milletvekillerinin Erdoğan’a, “Ceketimizi assak belediye başkanı seçtiririz” sözleriyle yeniden aday gösterilmemişti. Bunun üzerine Fakıbaba bağımsız aday olup belediye başkanı seçilmişti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) BDP’ye tavsiyelerimizi ilettik: Paris’teki olayın aydınlanmasına ilişkin faillerin tespitine ilişkin umudun arttığına inanıyorum. Olay olduğu anda hükümeti ve devleti itham edenler mahcup olacak, özür dilemek ve gerçekle yüzleşmek noktasında yeni bir samimiyet testine maruz kalacaklardır. Biz samimiyeti arıyoruz. Sorumluluk mevkiinde samimi olanlarla bu işler yürüyecek. Samimi olmayanlarla neyi konuşacağız? Paris için bizi suçlayanlar: ‘Çözümden yanayız’ derken de kusura bakmayın, terör estirenler, bu çözüm sürecini baltalamak isteyenler bizden anında cevabını alırlar. Samimiyseniz, dürüstseniz bırakırsınız silahları, bu ülkede yaşamak istemiyorsanız, gitmek istediğiniz ülkeye de gidersiniz. Bu konuda da gerekli güvenceyi verdim. Sizi adaya gönderen Başbakan’a: Baltalamak isteyenler cevabını alır: siyelerimizi ilettik. Siyaset, baskılara karşı cesur bir duruş sergilemekle başarıya ulaşır. Siz aklınızı icraya mı verdiniz? İradenizi kiraya mı verdiniz? Madem siyaset yapacaksınız, bunu onurunuzla yapın. Kendi iradenizi ortaya koyun. ‘Yok şuradan talimat gelecek, yok buradan talimat gelecek, o talimatı beklememiz lazım.’ Sen nesin o zaman? Siyaset zor zaman da zor. Bahçeli’nin dilinden hukuk anlar: ni oraya gönderen bir Başbakan’a, ‘Kürt kardeşlerime bu başbakan bomba yağdırıyor’ dersen olmaz. Çocukların Hayatıyla Oynamayın!.. Çocuklarımızı sevmiyoruz, onları biber gazıyla, tazyikli suyla, tekmeyle, copla yerlerde süründürüyoruz... Kız çocuklarımızı saçlarından tutup yumrukluyoruz... Otobüslere doldurup gözaltına alıyoruz... Yargılayıp tutukluyoruz! Terör örgütü yaftası yapıştırıp hayatlarıyla oynuyoruz... Hep yapıyoruz bunları! Yaparken vicdanımız sızlamıyor! Ellerimiz titremiyor! Memleketimiz mezarlıklar ülkesi oldu, zindanlarımız dolup taştı. Darbeli yıllarda, darbesiz günlerde olan hep çocuklarımıza oluyor. Diri diri yakıyoruz ya da kurşunluyoruz! Yargılıyoruz! 21 yaşındaki Sevil Sevimli gibi. Onun öyküsünü, yaşadıklarını elbet bilenler vardır ama sayısı azdır. Çünkü unutkan toplumuz... Nice Sevil Sevimli’ler var benim ülkemde... Kimileri zindanda tutuklu yargılanıyor, kimileri tutuksuz. Nice Baran’lar, Metin’ler var tutuklu ve tutuksuz yargılanan... Bir kördüğüme benzeyen hayatların içinde nice acılar var yaz yaz bitmez. Ölümler var! İşkenceler! Acılar! Cumartesi Anneleri var her hafta Galatasaray’da toplanan; kar, yağmur ve soğuğa aldırmadan çocuklarını arayan... HHH Sevil’in öyküsünü anlatayım bilmeyenler için... Öğrenci Değişim Programı kapsamında Fransa’dan Türkiye’ye geldi Sevil. Eskişehir’de okuyordu... Sevil, beş arkadaşıyla birlikte 1 Mayıs Bayramı’na katıldı, Grup Yorum’un konserini izledi. Gözaltına alındı arkadaşlarıyla ve mahkemece tutuklandı. Türk kökenli Fransız yurttaşı olan Sevil bir süre tutuklu kaldı, daha sonra salıverildi. Sevil ve arkadaşları Bursa Bölge Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçundan bir kez daha yargıç karşısına çıktı. Yine bu sabah yavru muhalefet verip veriştiriyor. Hakaret, aman yarabbi diz boyu. Kim buna kılavuzluk yapıyor, bilemiyorum ama dedim ya cevap vermeyeceğim. Onların dilinden hukuk anlar, onları hukuka havale edeceğiz. Çünkü bu ülkede ne ana muhalefet ne yavrular, muhalefet olarak ürettikleri bir şey yok. Bunların dili maalesef sövmeyle eşdeğer. Irkçılık şeytanlıktır: Biz BDP’ye bu yeni süreçte sağduyulu olması, soğukkanlı olması ve cesur davranması yönünde tav Bize samimi görünenler geliyor, konuşuyoruz, ‘peki, buyurun’ diyoruz kendilerini adaya gönderiyoruz. Sen adadan döndükten sonra zehir zemberek açıklama yaparsan, se Kuranıkerim’de bütün ayrıntılarıyla izah edilen son derece ibretlik bir vakadır, Allah meleklere ‘Adem’e secde edin’ dediğinde bütün melekler secde ettiler ama şeytan secde etmedi. Çünkü o çok kibirliydi ve kibirlendi. Şeytan, ‘Ben Adem’den hayırlıyım, beni ateşten yarattın onu ise çamurdan yarattın’ dedi. İşte ırkçılık budur ve böyle başlamıştır, böyle. Irkçılık asabiyet, asabiyet ise şeytandır. BDP’Lİ SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Paris bilgisi elinizde var mıydı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Selahat tin Demirtaş, AKP Genel Başkan Yar dımcısı Mehmet Ali Şahin’in “Yakın zamanda Almanya’da da Paris benzeri olaylar olabilir” açıklamasını hangi bilgi ve belgeye dayanarak söylediğini açıklamasını istedi. Demirtaş, grup konuşmasında 7.5 ay önce tutuklanan ve aralarında Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın da bulunduğu 12 BDP yöneticisinin dün hâkim karşısına çıktığını belirtti. Van’da bir “tiyatro oynandığını” söyleyen Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın “Van Belediyesi’ni istiyorum” talimatından sonra bu operasyonun yapıldığını söyledi. Paris’teki soruşturmaya ilişkin ortaya çıkan bilgilerin tatmin edici olmadığını belirten Demirtaş, hükümetin diplomatik, siyasi ve istihbari açıdan her türlü girişimde bulunması gerektiğini ifade etti. Demirtaş, isim vermeden AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in “Yakın zamanda Almanya’da da Paris benzeri olaylar olabilir” dediğini anımsatarak şunları dile getirdi: “Hangi belge, hangi bilgi, hangi çalışmaya dayanarak bu söyleniyor? Başbakan bunu açıklamalı. Kim, kimi, nerede infaz edecek? Paris bilgisi elinizde var mıydı? Bunu açıklamanız lazım. Bundan sonra Kürt siyasetçilerine yönelik herhangi bir saldırı, aklımıza bu genel başkan yardımcısının açıklamasını getirecek. Samimiysek, provokasyonları birlikte engelleyeceğiz diyorsak, hükümetin bu konudaki tavrı turnusal kâğıdı olacaktır.” Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yapılan baskına değinen Demirtaş, avukatların kapıları kırılarak, büroları basılarak, elleri kelepçelenerek gözaltına alınmasının “korku filmi” gibi olduğunu belirtti. İnsanların yüreğine korku salınmak istendiğini ifade eden Demirtaş, “Bunu yapan çetelere şaştığım konu şu: Yıllardır komplo operasyonu yapıyorsunuz. İnsan biraz uzmanlaşmaz mı? Bu, bunların zekâ seviyesini de gösteriyor. Bin tane yaptınız bundan yine öğrenmemişsiniz. Bu kadar ucuz komplo olur mu? Grup Yorum’un bağlamasından parmak izi alıyor. Gözaltına aldığı avukatın bilgisayarına yükleme yapıyorlar diye konuştu... Türkiye’nin tamamına yakını barışa ve çözüme destek sunarken hükümetin fırsatı kaçırmasının suç olacağını kaydeden Demirtaş, “Geçtiği her mikrofonun önünden bize ayar vermeye çalışan Başbakan’a soruyorum: Siz Kürtleri bir halk olarak görüyor musunuz? Bu sorunun cevabı sürecin durumu hakkında bize net bir cevap olacak” diye konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında konuştu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) CHP lideri toplu davalardaki hukuk ihlallerine dikkat çekti: Şahin’e soru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Rumlara etnik temizlik”le ilgili Twitter mesajına “Kurtuluş Savaşı sırasında etnik temizlik yaptık diye bir düşünce asla ve asla kabul edilemez” diye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu dünkü grup toplantısında Çin gezisi izlenimlerini anlattı. Kılıçdaroğlu, ÇHD’li avukatlara yönelik operasyonu eleştirirken salondan “yuh” sesleri yükseldi. Hüseyin Aygün’ün katılmadığı toplantıda, Kılıçdaroğlu’nun gündemdeki olaylarla ilgili değerlendirmeleri özetle şöyle: Avukatların tutuklanması: O HSYK üyeleri orada oturdukları sürece bu ülkeye adalet gelmez. İddia makamı da hükümetin emrinde. Çözemedikleri bir şey var. Avukatları kontrol edemiyorlar. Şimdi ne yaptılar, avukatlara operasyon yapıyorlar. Gerek iç hukuku ‘Sürek avı var’ muzda gerek evrensel hukukta, yargı mensupları ile ilgili özel düzenlemeler vardır. Onlar, diğerleri gibi gözaltına alınmaz, onlar hukukun önemli bir ayağıdır. Ama Türkiye’de hukuk yok ki, sabahın köründe giderim, basarım. Olmasın savcı, ben basar alırım, nasılsa polis devleti. Neymiş, kaçarlarmış. ÇHD Başkanı yurtdışındaymış, uçağa binmiş gelmiş. Onlar sizden daha yurtseverdir Sayın Erdoğan. Sürek avı: Toplu davalarla Türkiye’de sürek avı başlattılar. Ava çıkmış mübarek. Böyle demokrasi mi olur? Kenan Evren bile bunları yapmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alınmıştır. Bir gün önceki tarihle içeri alacaksın. İşine gelince böyle. Deniz Feneri’nde böyle mi oldu? Yolsuzluk mu yaptın, fakir fukarayı mı soydun, arkanda Recep Bey var. İstediğin kadar götürebilirsin. Sana savcı dokunamaz. Kendilerine “yüksek” adını veren kurula söylüyorum. Yeri niz yüksekte değil adalet açısından, yeriniz düzde de değil, maalesef çukurda. Ulusalcıyız, sosyal demokratız: Ulusalcı mısınız, sosyal demokrat mısınız diye soruyorlar. Cehaletin bu kadarı. Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik, elbette ulusalcıyız. Ulusalcılık kafatasçılık değildir. Biz ulusalcıyız ama aynı zamanda sosyal demokratız. Ben sana bir soru sorayım: Hangi ülkenin taşeronluğunu yapıyorsun? Aygün’e yanıt: Kurtuluş Savaşı sırasında etnik temizlik yaptık diye bir düşünce asla ve asla kabul edilemez. O savaşı verdik çünkü topraklarımız işgal altındaydı. Mustafa Kemal Atatürk, savaş zorunlu olmadıkça cinayettir, demiştir. Sosyal demokrat bir parti olarak bütün kimliklere, bütün inançlara, düşüncelere saygılıyız biz. Bu partide görev alacak, bu partide çalışacak bütün arkadaşlarımın bu gerçeği bilmesi lazım. mahkeme... Duruşma savcısı, Sevil Sevimli, Burcu Akın, Ceren Cevahir, Kezban Yıldırım ve Seren Çelek için 21 yıla dek hapis cezası istedi. HHH Silahlı bir terör örgütüne üye olmaktan yargılanan üniversiteli kız öğrencilerin arasında bir de erkek öğrenci bulunuyor: Mustafa Erdal Harman... Savcı, erkek öğrenci için beraat istedi. Çünkü inandırıcı kanıt yokmuş... Peki, kız öğrencilerde “inandırıcı kanıt” var mı? Elbet var!.. Grup Yorum’un afişleri... Silah falan yok! Karar aşamasına gelen davanın duruşması 15 Şubat 2013’te yapılacak. Sanık avukatları o gün savunmalarını yapacak... Sevil’e yaşı kadar hapis cezası istenen bir ülkede hukukun üstünlüğü ve adalette eşitlik ilkesinden söz edilebilir mi? Çocuklarımızın hayatlarıyla, gelecekleriyle uğraşıyoruz... Her eylemin arkasında terör örgütü arıyoruz... Bakın, demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda araştırmalar yapan ABD merkezli Freedom House, 2012 yılı raporunda Türkiye’nin “bireysel özgürlükler” notunu düşürdü. Yurdum insanının bu olup bitenler karşısında ne denli duyarsız olduğunu, sinip bir köşede oturduğunu biliyorum. HHH 100’e yakın gazetecinin, üniversite öğrencilerinin, bilim insanlarının, avukatların, subayların, Türklerin, Kürtlerin tutuklu olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Siyasi haklar, bireysel özgürlüklerden notumuz düşük... Tutuklu gazeteciler sayısında dünya ülkeleri arasında birinci sıradayız. Türkiye’deki basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkesi gelişmiş demokratik ülkelerde tartışma konusu... Biz, ne çocuklarımızı seviyoruz, ne insanlarımızı... Amaç ne burada? Sindirmek, korkutmak, yıldırmak! İktidar olmanın keyfini sürmek... ADALET BAKANLIĞI’NIN İZNİ NETLEŞMEDİ BDP İmralı için haber bekliyor u BDP heyetinin İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’ndan izin beklediğini belirten Ahmet Türk, Erdoğan’ın hassasiyet beklentisine yanıt olarak da ‘’Sadece Kürtlerden hassasiyet beklemek doğru değil’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP’lilerin Paris’te 3 PKK’li kadının öldürülmesi olayı nedeniyle bir süre ertelenen İmralı ziyareti konusunda Adalet Bakanlığı’ndan yanıt beklenirken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Kandil’e düzenlenen operasyonu eleştiren Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’e yönelik eleştirileri BDP içinde rahatsızlık yarattı. BDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ile DTK Eşbaşkanları sıfatıyla da Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un Abdullah Öcalan’la görüşme talebine olumlu yanıt verilmesine karşın, BDP kanadı, Adalet Bakanlığı’nın görüşme tarihi ile ilgili henüz net yanıt vermediğini belirtti. Bakanlığın, PKK’lilerle “kucaklaşma” görüntüleri nedeniyle Tuğluk ve Kışanak’a “İmralı vizesi vermeyeceği” ifade edilirken BDP kanadı, heyetten bazı isimlerin veto edildiği yönünde kendilerine bilgi gelmediğini ifade ediyor. Erdoğan’ın Türk’ü hedef alan sözleri, “Türk’e de İmralı vizesi çıkmayacak” yorumlarına yol açtı. Ancak BDP kanadı, günlük konuşma ve açıklamalara göre heyet oluşturulamayacağına dikkat çekerek “BDP’de AKP’ye uygun birisini arıyorlarsa, onu zaten bulamazlar. Bu konuda anlık tepkilere göre karar verilmez” görüşünü dile getiriyor. BDP’liler, her ne kadar Adalet Bakanlığı’ndan kendilerine ziyaret günüyle ilgili yanıt gelmediğini belirtmelerine karşın, kulislerde birkaç gün içinde ziyaret tarihinin netleşeceği ifade ediliyor. Türk, Erdoğan’ın kendisine yönelik olarak “hassasiyet uyarısı”na ilişkin soru üzerine “Bir yerde barış arayışları olurken diğer taraftan bombalar yağdırılması, toplumda bir güvensizliğin gelişmesine neden olur” dedi. Müzakere sürecinde, operasyonların sürmesinin güvensizliğe neden olacağını belirten Türk, şu görüşleri dile getirdi: “Elbette ki olaylar, eylemler oldu ama bu farklı bir şey. Yani 50 uçakla, hiçbir şey yokken oraya gitmek farklı algılanıyor toplumda. Sadece Kürtlerden hassasiyet beklemek gerçekten doğru değil.” MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında İmralı görüşmelerini eleştirdi: ‘AKP milleti kafese alıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fransa’da öldürülen 3 PKK’li için yapılan törenlerin ikinci Habur rezaleti olduğunu belirterek “Törenler hakkında soruşturma açılmalı” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Damat Ferit’ten aldığı bayrağı, bölünmüş vatan coğrafyasına dikmek için çalıştığını kaydetti. Erdoğan’ın Haçlılarla bir ve aynı niyete sahip olduğunu kaydeden Bahçeli, AKP’nin İmralı canisiyle yürüttüğü müzakere ve görüşme trafiğinin Türk milletini kafese alma anlamına geldiğini belirtti. PKK’nin taleplerinin günbegün karşılandığını ifade eden Bahçeli, bugün TBMM gündemine gelecek anadilinde savunma talebine ilişkin yasa teklifinin de bunlardan biri olduğunu kaydetti. İmralı ile görüşmelerin izahı olmayacak bir sapma ve sapkınlık olduğunu belirten Bahçeli, PKK’nin neyin karşılığında silah bırakacağını, Erdoğan’ın çözümünün ne olduğunu sordu. İmralı görüşmelerine destek veren TÜSİAD’ı da eleştiren Bahçeli, “İstanbul’da kuru laf kalabalığında konuşacağınıza, bol keseden atıp tutacağınıza zahmet edip Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır, Bingöl’de ne zaman yatırım yapacak, fabrika kuracaksınız?” dedi. Bahçeli, İmralı görüşmelerine tepki göstererek “Bırakın AKP, BDP, CHP, İmralı canisi aynı cephede olsunlar. Biz hepsine bozkurt gibi direniriz dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear