23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Kongre yaklaştıkça üç dönemi dolduranların yer tutma, diğerlerinin koltuğu koruma kaygısı gerilimi artırıyor ‘Benim Darbem İyidir’ Dün Galatasaraylı kardeşim Hayri Kozak’ın, mektubunu çok özetleyerek yayımladım. Hayri Kozak’ın babası Kamil Kozak 1950 yılında DP’nin Bolu Milletvekili olduktan sonra, 1954’te yeniden adaylığını koymadığından 27 Mayıs’ı birkaç gün gözaltında kalarak atlatmış. Ama Hayri, Yassıada’da mahkum olmuş akrabaları Nezih Tütüncüoğlu, Servet Bilir’i Kayseri Cezaevi’nde ziyarete gitmiş, orayı yakından tanımış bir kişi. Onun, bu olaylara tepki olarak pek de âlâ, TSK’nin tasfiyesine alkış tutması, belki de Balyoz Davası’nı Yassıada’nın diğer askeri dönem yargılamalarının intikamı olarak görmesi beklenebilirdi. Oysa öyle olmadı. Yassıada’nın acısını ailesi içinde taşımış olan Hayri, Silivri’de olanlara destek vermedi; tam tersine, Silivri mazlumlarının yanında yer almayı yeğledi. Bu tavır normal mi? Yassıada’da özel bir mahkemenin yaptıklarının yol açtığı yıkımı yaşamış bir insanın şimdi askerle hesaplaşılmasına, başka bir deyişle Yassıada’nın intikamına karşı çıkması doğal mı? Bu soruyu çok kişiye sorabilir ve alacağımız yanıtla muhatabımızın zekâ ve kültür düzeyi hakkında oldukça sağlam bir fikir sahibi olabiliriz. ??? 12 Eylül’ün sillesini yemiş insanlarda iki zıt tepkiyle karşılaşıyoruz. Birincisi, hakkında haksız suçlamalarda bulunulması, tutuklanması, belki işkence görmesi, adil olmayan bir yargı sonunda hapse mahkum edilmesi sırasında, egemen olan giysi üniforma ve egemen olan kurum TSK’nin görüntüsünün arkasındaki gerçeği kavrayamayanlar, ki onlarda üniforma alerjisi ve TSK düşmanlığı hâkim oluyor. İkinci tepki ise hukuk ve demokrasi karşıtı girişimlere yöneliyor. Bu girişimler nereden gelirse gelsin, onlara karşı çıkıyor ve bir daha böyle olmaması için mücadele veriyor. Birinci tepkinin çok yüzeysel ve biraz da, biraz da ne söz, fazlasıyla aptalca olduğunu söylemek gerek. Çünkü birinci tepki zalimin yöntemine değil, giysisine yöneliktir. Onun için de hep yanılgıya düşmeye mahkumdur. Kenanizmin, yöntemleri ve nedenlerini kavramadan, 12 Eylül’den süzülüp gelen tepkisiyle, yalnızca general giysisi görünce öfkelenen kişiye acımak gerekmez mi? Zulüm zaman zaman yöntem, zalim de zaman zaman giysi değiştirebilir. Zalimi, değişen yöntemlerin ve giysilerin ardından tanıyamayanlar hep ona ram olmaya mahkumdurlar. Bunu başaramayanları, değişik giysili zalimler, eski zalimin giysisini hedef göstererek, dilediklerince güderler. ??? Oysa köprülerin altından sular akmıştır; bir zamanlar zalimin giydiği giysiyi bu kez başkaları giymektedirl Hatta koşullar o kadar değişmiştir ki zalimin üniforması, artık mazlumun giysisine dönüşmüştür. Bu durumda işin özüne bakmak yerine giysiye bakarak aldanmak dangalaklıktır. Özgür yaşamayı sağlayacak olan zulmün yenilmesidir. Zulüm zulümdür. Bunun üniformalısı ile sivili arasında hiçbir fark yoktur. Vesayet vesayettir, ona da demokrasilerde yer yoktur. Demokrasiler ne askeri vesayetle bağdaşır ne de sivil vesayetle. Yakın tarihi vesayet konusunda, maalesef bol örnekle dolu olan Türkiye’nin insanı vesayetin her türlüsünün eninde sonunda aynı sonucu verdiğini görmüştür. Umarım! Olayımıza dönecek olursak, askeri vesayet Yassıada özel mahkemesini doğurmuş, sivil vesayet de Silivri askeri özel mahkemesine can vermiştir. Sonuçta ikisinin de yöntemi aynıdır: Hukuksuzluk. Şimdi hukuksuzlukların birine karşı çıkarken öbürüne alkış tutmak “Benim darbem seninkinden daha iyidir!” demekten başka ne anlam taşıyabilir ki? Yassıada’nın acısı hâlâ içindeyken, Silivri’ye tepki gösteren, onun mazlumlarıyla dayanışma içinde olan Hayri kardeşimi ve onu Silivri dayanışmasında yalnız bırakmayan, eşi Geysu Kozak’ı kutlarım. AKP’de köşe kapma yarışı ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasında medyanın manşetlerine taşınan kavganın arka planında, AKP’yi üç yıl boyunca yönetecek yeni kadronun belirleneceği pazar günkü kongre ile birlikte girilecek kabine revizyonu ve yerel seçimler sürecinde “yer tutma” ve “siyasi gelecek” kaygıları da çıktı. Erdoğan’ın yeni transferlerle birlikte ? AKP’de 3 yıl partiyi yönetecek kadronun işbaşına geleceği kongrenin ardından yeni parti yönetimini oluşturacağı kongre için tarih yaklaştıkça önde gekabinede yapılacak revizyona ilişkin len AKP’liler arasında gerilim de yükhesaplar ve yerel seçim süreci, partilileri seliyor. Ekonomi bakanları Babacan ve karşı karşıya getiriyor. Çağlayan’ın kavgasının arkasında, ekonomik yaklaşımlarının yanı sıra, partinin yeni yapılanması sürecinde po Bu durumda üç döneme takılacak olan zisyon bulma arayışlarının da etkili ol ve milletvekillikleri sona ereceği için duğu belirtiliyor. Parti kulislerinde, özel belediye başkanlıklarına aday gösterilikle Ali Babacan’ın tüzükteki üç dönem lecek isimlerin kabine dışında bırakılsınırına takılması nedeniyle gelecek dö maları gündeme gelebilir. Babacan nereye: Parti içinde Babacan nem milletvekili seçilemeyecek olmasının kavganın önemli bir nedeni olduğu için en çok yakıştırılan yer Ankara Bünu vurgu yapılıyor. Bakanların, kavga bo yükşehir Belediye Başkan adaylığı. Bu yutuna varan gerilimlerine ilişkin AKP kulislerinde seslendirilen görüşler şöyle: Kabine revizyonu: Erdoğan’ın kongrede üç yıllık parti yapılanmasını oluşturduktan sonra yeni yılla birlikte bir kabine revizyonuna gitmesi yönünde partide büyük bir beklenti var. Erdoğan, kabine revizyonunu öne çekilen yerel seçimler nedeniyle de hükümeti yenileme anlamında yapacaktır. durumda ocak ayına kadar yapılacak olası bir kabine revizyonunda Erdoğan’ın Babacan’ı kabine dışında tutabileceği belirtiliyor. Babacan’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması durumunda Melih Gökçek’in tavrının ne olacağı da parti içinde tartışma konusu. Gökçek’in bir kez daha aday olmak istediği ancak Erdoğan’ın izin vermemesi durumunda ancak milletvekilliği ve bakanlık sözü isteyeceği belirtiliyor. Partisini feshederek AKP’ye katılan Numan Kurtulmuş’un MKYK’ye gireceği büyük oranda kesinlik kazandı. Erdoğan’ın Kurtulmuş’u A takımı olarak nitelendiren MYK’ye de alarak parti protokolünde iki numaralı koltuk olarak bilinen hukuki ve siyasi işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığına getirebileceği de belirtiliyor. Erdoğan’ın Kurtulmuş’la birlikte eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ve eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ı transfer etmesi, “2014 Köşk seçimlerine yönelik anayasa referandumundaki evetçi oyların partiye kazandırılması” şeklinde değerlendiriliyor. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com BALBAY’DAN GÜL’E AÇIK MEKTUP Eksikli Meclis için kaygılarımla İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından 3.5 yıldır tutuklu yargılanan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, TBMM’nin yeni yasama yılının 1 Ekim Pazartesi günü başlayacak olması nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e açık bir mektup kaleme aldı. 16 duruşmadan men cezası bulunan Balbay, mektubunda “tutuklu milletvekilleri sorununa” dikkat çekerken; mektubunu “Kaygılarımla” sözcüğüyle tamamladı. Açık mektubuna “Sayın Cumhurbaşkanı” hitabıyla başlayan Mustafa Balbay, “Anayasamızın 104. maddesine göre görev ve yetkilerimizden başlıcası, devlet organlarının uyumlu ve düzenli çalışmasını gözetmektir. Anayasa şahsınıza, bu çerçevede yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşması yapma, gerektiğinde Meclis’i toplama hakkı vermiştir” dedi. Balbay mektubunda, 1 Ekim 2012 Pazartesi günü TBMM 24. dönem 2. yasama yılının resmen başladığını vurgulayarak “Tablo şudur: Yasama, yargı ve yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesi adeta kuvvetler yarışına dönüşmüş, denge ve uyum kaybolmuştur” değerlendirmesinde bulundu. Balbay mektubuna şu ifadelerle devam etti: ‘Devlet içinde devlet oldular’ “Başbakan, yargının en tartışmalı kurumlarından olan özel yetkili mahkemelere (ÖYM) güvenmediğini açıkça dile getirmiş, ‘devlet içinde devlet oldular’ demiştir. Yürütmenin başının bu çıkışı sonrasında yasama, ÖYM’leri tasfiye eden bir yasa çıkarmıştır. Yargı da yasama organının çıkardığı yasanın özgürlüklerle ilgili bölümlerini uygulamama kararı almıştır.” Milli irade Balbay açık mektubunda Cumhurbaşkanı’na, “Bütün bunlar sizin ‘Bu düzenlemeler bağlamında, özgürlükler bağlamında yararlanacaklar var, bekletilmemeli’ diye düşünüp birkaç saat içinde onayladığınız 3. yargı paketi kapsamında yaşanmıştır” anımsatmasını yaparak, “Seyrek de olsa sizin de altını çizdiğiniz tutuklu milletvekilleri sorununun çözümü, milli iradenin Meclis’te çözümü, milli iradenin Meclis’te tam temsili bu aşamada da gerçekleşmemiştir” dedi. SUR İLÇE BAŞKANI ÇELİKKANAT PKK’nin kaçırdığı AKP’li istifa etti DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde 21 Ağustos’ta PKK’liler tarafından kaçırılan ve önceki akşam saatlerinde serbest bırakılan AKP Sur İlçe Başkanı Hamit Çelikkanat, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Çelikkanat, “Alıkonulmam şahsi değildi. Kendi özgür irademle AKP’den istifa ettiğimi duyuruyorum” dedi. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar da, “Alıkonulan asker, kaymakam, polis ve diğer sivillerin de serbest bırakılmasını diliyoruz. Sanırım bu günlerde bu tip iyi haberler daha da gelecek. Hakkâri il başkanının teslim edileceği konusunda bir bilgi aldık. Bu tür şeylerin kamuoyuna yansıması konusunda da Kürt meselesinin çözümü konusunda da bir sürecin başlamasına da vesile olur” dedi. TBMM eksik başlıyor “Yüce Meclis, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yasama yılına eksikli başlamaktadır” diyen Balbay, mektubunda şunları kaydetti: “Bu durumun da yarattığı olumsuz iklim nedeniyle Meclis’in içinde de, en azından kimi temel sorunların çözümü için beklenen genel uyum gerçekleşememiştir. Bu yıl da Meclis zemininde olumlu bir başlangıç havası oluşamamıştır. Meclis’teki küçük bir yarılma, toplumda derin bir çatlak demektir. Meclis’ten çıkan yasaların adalet eklentisini karşılamaması, yargının üzerine çöken hukuksuzluk gölgesi, devleti devlet yapan organları ve kavramları erozyona uğratmaktadır. Milli iradenin tam temsil edildiği, ortak paydaları yüksek bir Meclis’in sizin de amaçlarınız ve sorumluluklarınız arasında olduğunu düşünmekteyim.” C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear