22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE 6 HABERLER TBMM Genel Kurulu son gün kesintisiz 21 saat çalıştı, ‘sezaryen’ yasalaştı, Meclis tatile girdi ‘Torba yasa’ doğurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu yaklaşık 21 saat kesintisiz çalışarak tatile girerken sezaryenle doğumu “tıbbi zorunluluk” koşuluna bağlayan düzenleme son çıkarılan yasa oldu. Görüşmeler sırasında 18 yaşından küçüklere sigaranın yanı sıra nargile satışı da yasaklandı. TBMM tatil öncesinde fazla mesai yaptı. 3 Temmuz günü saat 13.00’te çalışmaya başlayan Meclis Genel Kurulu dün sabah 09.40’a dek çalışarak rekor kırdı. Görüşmeler sırasında uyuklayanlar oldu, kuliste milletvekillerine karpuz ve simit ikram edildi. Sezaryenle ilgili düzenlemenin de yer aldığı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK’de değişiklik yapan tasarı tartışmalara yol açtı. Görüşmeler sırasında Sağlık Bakanlığı’na 4 bin 500 kadro verilmesi için girişimde bulunuldu. Ancak muhalefetin tepkisi üzerine AKP bu önergeyi geri çekti. CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut’un “Tüm bunları yapan bir Sağlık Bakanı’nın beyninde bir araz olduğunu düşünüyorum” sözleri tartışma yarattı. AKP’liler “Terbiyesiz, özür dilesin” diye bağırırken Bulut “Niyetim hakaret etmek değildir” diyerek özür diledi. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen son tasarının getirdiği düzenlemeler şöyle: ? Gebe veya rahimdeki bebek için tıbbi zorunluluk bulunması durumunda doğum, sezaryen ameliyatı ile yaptırılabilecek. Gerekli önlemlerin alınmasına karşın anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekim sorumlu tutulamayacak. ? Özelde çalışan profesör ve doçentlere, eğitim ve araştırma hastanelerinde sözleşmeli eğitim görevlisi olarak çalıştırılma olanağı getiriliyor. ? Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait kurum ve kuruluşlarla üniversitelerin ilgili birimleri, karşılıklı olarak işbirliği çerçevesinde birlikte kullanılabilecek. ? Tütün ürünleri gibi tütün ürünü ihtiva eden ve etmeyen nargile de 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak. ? Tütün ürünlerinin isim, marka, amblem, logo veya bunları doğrudan çağrıştıran diğer isim ve alametleri; tütün ürünleri sektörü harici mal ve hizmet sektörlerindeki firma ve ürünlerle ilişkilendirilemeyecek, tütün ürünüyle diğer ürün ve hizmetin birbiriyle ilişkili olduğu izlenimi verecek biçimde kullanılamayacak. Hiçbir ürünün üzerinde tütün ürünlerini çağrıştıran işaret ve renk bulunamayacak. ? Türkiye’de üretilen veya ithal edilen tütün ürünleri paketleri hariç, nargile şişelerinin üzerine, en geniş iki yüzünden her birine, bu yüzlerin alanlarının yüzde 65’inden az olmamak üzere, özel çerçeve içinde tütün ürünlerinin zararlarını belirten resimli ve Türkçe yazılı uyarılar veya mesajlar konulacak. Tütün ürünlerinin paketlerinde ve etiketlerinde; bu ürünlerin özellikleri, sağlığa etkileri, tehlikeleri veya emisyonları ile ilgili yanıltıcı ve eksik bilgi verilemeyecek. Tüketimi özendiren, teşvik eden veya tüketiciyi yanıltan ya da ürünü cazip kılan metin, isim, marka, ibare, mecaz, resim, figür, işaret veya renkler ve renk kombinasyonları kullanılamayacak. Tütün ürünlerinin paketlerinin üzerine 1 yıl içinde zararlarını gösteren resimli ve yazılı uyarı konulacak. ? Çevreye izmarit, paket, ağızlık, kâğıt ve benzeri atıkları atanlara kamu görevlileri ve belediye zabıta görevlilerince 50 TL para cezası verilecek. Kişi, çevre kirliliğini derhal giderirse para cezasına çarptırılmayacak. ? Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ücreti karşılığında nöbet görevi verilebilecek. Üç Kitap Emre Kongar: ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı. Kongar, gazetede düzenli olarak bu konuda yazarken “Galiba yeni bir kitabın hazırlığı içindesin” demiştim, “Evet, okurlardan istek var..” Emre Kongar, birinci derecede bizi, tabii ki genel anlamda İslam dünyasını ilgilendiren çok temel bir konuyu, geniş bir çerçevede, tarihi ve siyasi önemiyle ele alıyor. Kongar önsözünde diyor; hem süreci geniş bakışla incelemek hem de henüz sonuçlanmamışlığı nedeniyle güncelliği de sürece yedirmek, zor bir iş.. Fakat Emre Kongar, kaç yılın bilim insanı ve kaç kitabın yazarı... Bu iki konuyu yine de birbiriyle dans ettirmeyi beceriyor. ABD’nin İslam dünyasıyla ilişkisini Soğuk Savaş ve küreselleşme dönemlerini ve Amerika’nın doktrinleri ışığında inceliyor. Arap Baharı BOP ve GOB, ünlü politik düşünürlerin tavırlarını ve bütün diğer etkenleri, bilimci titizliğiyle sürece dahil ediyor Kongar. Tabii ki Suriye ve Türkiye’nin İslam dünyasında bir rol modeli olup olamayacağı da kitabın ana tartışılan konularından... Ele aldığı konu, güncelliği nedeniyle ucu açık duruyor şüphesiz... Edinin. (Remzi Kitabevi) ??? Mustafa Mutlu: ‘Maraton’da Sona Doğru. Vatan gazetesindeki dürüst, içtenlikli, kıvırmadan doğruyu söyleyen yazılarıyla sevilen Mustafa Mutlu, 30 yıllık meslek yaşamının muhasebesini çıkartıyor ilginç kitabında. Gazeteciliğin çok önemli bir ilkesi olan “fikri takip”i kendi yazdıklarına uygulamış. Bir yenilik de yapmış ve 30’a yakın tanınmış gazeteci ve yazardan da ayrı ayrı sunuş yazıları almış... Bugüne kadar yazdığı yazılarıyla bir hesaplaşmaya yönelen Mutlu’nun kitabının özünü, kitabın başına koyduğu bir cümlesi gösteriyor: “Dayatılanlar karşısında sadece yakınıp oturanlar yaşadıklarını hak etmiş demektir.” Bu cümle, Mustafa’nın mücadeleci kişiliğini de anlatıyor... Ne yazmıştı, ne oldu? Bir yazarın kendisiyle, ülkesiyle ve dünya ile hesaplaşması. Mustafa’yı daha iyi tanımak için de okuyun lütfen! (Etik Yayınları) ??? Doğan Yurdakul, F.Cengiz Erdinç: Adalet Savaşçısı. İki gazeteciyazar, bu kez ülkemizin en tanınmış ve en savaşçı hukukçularından olan Burhan Apaydın’ın anılarını yazdı. Doğan Yurdakul, biliyorsunuz Odatv davasında uyduruk iddialar ve yaratılan belgelerle içeri alındıktan ve hasta edildikten sonra yakın zamanda serbest bırakılan arkadaşımız. Erdinç ile birlikte yine başka Çetele kitabını yazmışlardı. Doğan birlikte çalışmayı seven bir gazeteci ve yazar. Bu kez de Apaydın’ı ortaklaşa yazdılar. Burhan Apaydın’ın tam adı: Burhan Asri Apaydın! Kardeşi ve çok erken yitirdiğimiz Orhan Apaydın’ın adı da Orhan Adli Apaydın! Bunun hikâyesini de anlatıyor! Babası da ağır ceza reisi iken Milas’ta makamında vurularak öldürülmüş. Nedeni, içeriye atılan bir kişinin suçsuz olduğunu ve esas suçlunun Milas’ın güçlü kişilerinden biri olduğunu saptaması! Bu öykünün, vicdan azabı çeken ortaklarından biri, bir yüzbaşı, on yıllar sonra ortaya çıkıyor! Sonuçta karşımıza bir döneme hukukçu olarak damgasını vurmuş, Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt ve hepimizin kendisinden bir şeyler öğreneceği Burhan Bey’in öyküsü ve kişiliği geliyor! Öyle ki yakın zamanda çıktığı bir duruşmanın yargıcı Burhan Bey için şöyle diyor ve tutanağa geçirtiyor: “Bu insan bakın yine nasıl mahkemelerde hak mücedelesi için çalışıyor. Bu durum bundan sonraki nesiller için bir örnek oluşturacaktır, tutanağa geçirtiyorum.” Burhan Apaydın, Menderes’in ünlü mafya babalarından Dündar Kılıç’ın avukatı ve daha bir dizi davada başarılı savunmalarıyla dikkati çeken bir hukukçu. Bu davalar çerçevesinde, Yurdakul ve Erdinç soruyor, Apaydın yanıtlıyor. Kitap çok ilginç öyküleri içeriyor. Bu niteliğiyle hem Cumhuriyet tarihinin çeşitli yönleriyle yüzleşiyorsunuz hem de ilginç hukuk, yargı, sanık vakalarıyla... Tabii en önemli olay Menderes konusu.. Yassıada, yargıçlar... Yassıada hükümlerinin yıllarca açıklanmayan gerekçeli kararına dayanılarak verilen idam... Biliyorsunuz Menderes hakkında delillerden biri ve günlerce gazetelere konu olan kasadan kadın donunun çıkmasıydı... Bu don daha sonra Paris’ten alınmış bir erkek donu çıkmıştı! Değerli bir hayat ve değerli bir kitap. Sonunda, Apaydın’ın bazı ilginç hukuk yazıları ve fotoğraflar var. (Kırmızıkedi yayını) TBMM’DEN BİR ‘TORBA’ YASA DAHA SEZARYEN DÜZENLEMESİ Uludere’de ölenlerin ailelerine 750 lira maaş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bu yıl 40 bin öğretmen ile 30 bin polis memuru atanması yolunu açan ve Sayıştay denetimini sınırlayan “torba” yasa önerisi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Görüşmeler sırasında verilen bir önergenin kabul edilmesiyle, Uludere’de yaşamını yitirenlerin ailelerine 750 lira maaş bağlandı. TBMM Genel Kurulu tatil öncesinde fazla mesai yaparken 35 yasa ve KHK’de değişiklik yapılmasına ilişkin “torba” yasa önerisi görüşmeleri tamamlandı. Görüşmeler sırasında Uludere’de ölenlerin yakınlarına maaş bağlanmasına MHP karşı çıktı, ancak Başbakan Tayyip Erdoğan, “Uludere olmazsa tasarının diğer maddelerine gerek yok” talimatı verdi. Kabul edilen öneriyle getirilen düzenlemelerden bazıları şöyle: ? Terör eylemleri nedeniyle malul olan sivil yurttaşların kendileriyle hayatını kaybedenlerin yakınlarına, SGK tarafından aylık bağlanacak. Bu kişilere, malullük durumlarına göre 16 yaşından büyükler için tespit edilen 30 günlük asgari ücretin net tutarının yüzde 80’i ve tamamı oranında aylık bağlanacak. Uludere’de hayatını kaybeden yurttaşların ailelerine böylece aylık bağlanmış olacak. Yürürlükteki düzenlemeyle ölüm tazminatı ödenen kişi sayısı 4 bin 332, sakatlanma ve yaralanma tazminatı ödenen kişi sayısı ise 1791. ? Terör örgütleri tarafından öldürülen veya yaralananlarla güvenlik kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirilen ya da yaralanan terör örgütü mensuplarıyla bunların yakınlarına ve terör suçundan hüküm giyenlere aylık bağlanmayacak. ? Eşinden, çocuklarından, baba veya annesinden dolayı dul ve yetim aylığı hak eden geçici köy korucularından sakatlananların ve ölenlerin dul ve yetimlerinin aldıkları maaşları kesilmeyecek. Her derecede polis okulları, askeri okullar ve Milli İstihbarat Teşkilatı hesabına açılan okullarda okumaya hak kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları 18’in altındaki öğrencilerin terör eylemleri nedeniyle yaşamını kaybetmesi veya malul olmaları durumunda, kendileri veya yakınları aylığa hak kazanabilecek. Terörle mücadele esnasında yaralanan ve tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen özel harekât ve operasyon tazminatı, 12 ay yerine 24 ay olarak ödenecek. ? Harp malulü, görevlerin ifası sırasında, (nöbet, atış, tatbikat, manevra ve benzeri görev ve hizmetler) şehit olan veya vazife malullüğü aylığı almakta iken hayatını kaybeden erbaş ve erlerin anne ve babalarına aylık bağlanmasında malullük ve muhtaçlık koşulu aranmayacak. ? Atılan askeri okul öğrencilerine tazminat affı çıktı. 1997 yılından bu yana askeri okullardan kendi isteğiyle ayrılan veya atılanlar; tedavi, kitap, öğrenci harçlıkları gibi kalemleri geri ödemeyecekler. ? Sayıştay’ın denetim faaliyetlerine sınırlama getiriliyor. Sayıştay’ın denetimini yapacağı kurumun uygun görmemesi durumunda denetim raporu hazırlanmayacak. ? Bu yıl 40 bin öğretmen ve 30 bin polis memuru atanabilecek. ? ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda kullanılan soru kitapçıkları, sınav sonuçlarının ilanından 1 yıl yerine 6 ay, cevap kâğıtları ise 2 yıl yerine 1 yıl sonra imha edilecek. ? Okul başarısı yerine bireysel başarıyı çıkaran üniversiye giriş sistemindeki yeni ortaöğretim başarı puanı hesaplama sistemi yerine bu yıl yapılacak yerleştirme işlemlerinde puanların okul başarıları dikkate alınarak ağırlık şekilde hesaplanması öngörülüyor. Buna göre 2012 ÖSYS kapsamındaki yerleştirmelerde AOBP sistemi uygulanacak. Geçen yıl çıkarılan aftan çeşitli nedenlerle yararlanamayan öğrencilere yeni bir hak tanınıyor. ? Sürücü belgesi almak için “8 yıllık temel eğitimi” bitirme koşulu kaldırıldı. “En az ilkokul düzeyinde eğitim alma” koşulu aranacak. Normal doğuma zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy, sezaryen oranlarını düşürmek için normal doğum ekibine anestezi uzmanlarının da gireceğini, ayrıca verilecek ilaçla doğum ağrısının azaltılacağını belirterek “İlk doğumların ücreti yüzde 50 oranında artacak” dedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yaptığı açıklamada, “Normal doğuma, özellikle ilk doğumlara daha fazla ödeme yapılması, bizim Sağlık Bakanlığı hastaneleri için söylüyorum, performansın artırılması gibi bir dizi tedbir olabilecek. Detayları Bakanlar Kurulu’na sunacağımız raporda bekleyin” açıklamasını yaptı. Aksoy ise Bakan Akdağ’ın sözlerine açıklık getirdi. Ağrısız doğumla ilgili yeni uygulamalar getirileceğini bildiren Aksoy, “Anestezide uzman ve işlem için ek bir maliyet söz konusu. İlk doğumlar hem anne hem de sağlık çalışanı açısından daha zahmetli, takibi daha zordur. Dolayısıyla ilk doğumların ücreti yüzde 50 oranında artırılıyor” dedi. Valilik önünde ‘imam hatip’ tepkisi 4+4+4 Kademeli Eğitim Sistemi’nde ilköğretim okullarının imam hatip ortaokullarına çevrilmesine karşı tepkiler dinmiyor. Okullarının imam hatip okuluna çevrilmesini istemeyen Kartal Öğretmen Zekeriya Güçer İlköğretim Okulu, Üsküdar 3. Selim İlköğretim Okulu, Maltepe Orhan Gazi İlköğretim Okulu, Ümraniye 60. Yıl Meyvelibahçe İlköğretim Okulu, Atakent Nihat Sami Banarlı İlköğretim Okulu öğretmen, öğrenci, velileri ile CHP Kartal ve Şişli Kadın Kolları, Kadıköy 2 No’lu, Kartal 5 No’lu, Aksaray 8 No’lu EğitimSen şubeleri, Elmalıkent Güzelleştirme Koruma ve Dayanışma Derneği (EKEDER), Halkevleri Eğitimi Destekleme Merkezi yetkilileri ve üyeleri, dün İstanbul Valiliği önünde bir araya geldi. 500 kişilik grup, Cağaloğlu’ndan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüdü. Grup temsilcileri topladıkları 11 bin imzalı dilekçelerini İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Bakan ‘İsim ve geleneğe sahip okullar dönüşmeyecek’ dedi ama... Ne ‘ad’ kaldı ne ‘gelenek’ SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “İsmi ve geleneği olan, bilinen okulların hiçbirinde dönüşüm yapılmayacak” talimatını verdiğini söylemesine karşın, çok sayıda ilde, aralarında 84 yıllık geçmişe sahip okulların da bulunduğu “Atatürk, Gazi, Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet, İnkılap” isimlerini taşıyan ilköğretim okulları, yeni eğitim döneminde imam hatip ortaokulu (İHO) tabelası asacak. 4+4+4 yasası kapsamında ilköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak dönüştürülmesi ve bağımsız imam hatip okullarının açılmasına ilişkin işlemler tamamlandı. Bu kapsamda Türkiye genelinde imam hatip liselerine eklenecek ortaokul bölümleri ile birlikte toplam 673 imam hatip ortaokulu açıldı. Veliler düzenlemeyi protesto ederken “Atatürk ve İnönü isimlerini taşıyan okulların kasıtlı olarak imam hatip okuluna dönüştürüldüğü” iddiası ortaya atıldı. Bakan Dinçer ise bu iddiaların doğru olmadığını dile getirerek “Bunun kriterleri var. İsmi ve geleneği olan, bilinen okulların hiçbirinde dönüşüm yapılmayacak” açıklamasını yaptı. Ancak birçok ilde, “Atatürk, Gazi, Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet” isimlerini taşıyan ilköğretim kurumlarının yanı sıra şehit subay ve öğretmenlerin adlarının verildiği okullara imam hatip ortaokulu tabelası asılacağı öğrenildi. Buna göre Ankara’da açılacak 17 imam hatip ortaokulundan birinin Ali Rıza Bey İlköğretim Okulu olması dikkat çekti. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de dönüşüm iş lemlerinde Bakan Dinçer’in “talimatına” uyulmaması dikkat çekiyor. Adnan Ötügen, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Hürriyet isimlerini taşıyan okullar imam hatip ortaokuluna dönüştürülüyor. İzmir’de de İHO’ya dönüştüren okullar arasında “Çandarlı Halil, Mustafa Kemal Paşa ve Halide Edip Adıvar” ilköğretim okulları bulunuyor. Adana’da İHO olarak eğitim vermeye devam edecek okullardan 23 Nisan ilköğretim okulu 45 yıldır eğitim hizmeti veriyor. Adana’daki İnkılap İlköğretim Okulu’nun bina tarihi Osmanlı Devleti’ne dayanırken, 1928 yılında Atatürk’ün talimatıyla “İnkılap İlkokulu” adıyla okul olarak açıldı. Böyle bir “geleneğe” sahip okul, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kararı ile İHO olacak. Adana’da 84 yıllık ‘gelenek’ Ankara’da Ali Rıza Bey İHO Akit gazetesi nefret suçu işliyor Aydınlar, Bayramoğlu’nu hedef yapan yayınları kınadı. 221 imzalı bildiride yazar ve aydınları ırkçı saldırganlığın hedefi haline getiren yayınların tehlikesine dikkat çekildi Haber Merkezi İslamcı Akit gazetesinin, gazeteciyazar Ali Bayramoğlu’nu hedef alan yayınına 221 imzalı aydınlar dilekçesiyle tepki gösterildi. Daha önce de pek çok insanı hedef gösteren, saldırgan yayınlarıyla dikkat çeken Akit gazetesinin “meslek suçunu” bir bildiriyle kınayan ve aralarında milletvekillerinden işadamlarına, yazarlardan belediye başkanlarına pek çok insanın imzasının bulunduğu bildirgede, yazar ve aydınları ırkçı saldırganlığın hedefi haline getirmenin “nefret suçu” olduğuna vurgu yapıldı. Ahmet İsvan, Akın Atalay, Alev Er, Aydın Engin, Baskın Oran, Can Paker, Can San, Cem Boyner, Cem Mansur, Çağatay Anadol, DelalRakel Dink, Ertuğrul Kürkçü, Etyen Mahçupyan, Ezgi Başaran, Fatmagül Berktay, Fethi Okyar, Füsun Eczacıbaşı, Gila Benmayor, Hakan Kara, Halil Ergün, Hasan Cemal, Hikmet Çetinkaya, İbrahim Betil, İshak Alaton, Kanat Akkaya, Lale Mansur, Mehmet Ocaktan, Mete Çubukçu, Murat Belge, İpekOral Çalışlar, Orhan Pamuk, Osman Baydemir, Oya Baydar, Ömer Madra, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Sibel Asna, Şahin Alpay, Şirin Tekeli, Taner Akçam, Tanıl Bora, Tarık Ziya Ekinci, Ufuk Uras, Vecdi Sayar’ın da imzaladığı 221 imzalı bildirgede, şu görüşlere yer verildi: “Etnik ve dini kimlikler dahil, her türlü farklı kimliği düşman olarak gören ve gösteren, yazar ve aydınları ‘Ermeni’, ‘Rum’, ‘Yahudi’ vb. diyerek ırkçı saldırganlığın hedefi haline getiren yayın anlayışını tehlikeli buluyoruz. Kışkırtıcılık yapan, gazetecilik mesleğinin itibarını zedeleyen bu tür yayınlara karşı, düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünü savunmayı sürdüreceğiz. Nefret suçu işleyen yayınlar konusunda kamuoyunu uyarıyor, bu tür yayın yapan gazeteler ve gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.” C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear